Discover millions of ebooks, audiobooks, and so much more with a free trial

Only $11.99/month after trial. Cancel anytime.

Hastalıklar & Remediler: Bütünleyici Tıp Yöntemleri
Hastalıklar & Remediler: Bütünleyici Tıp Yöntemleri
Hastalıklar & Remediler: Bütünleyici Tıp Yöntemleri
Ebook379 pages3 hours

Hastalıklar & Remediler: Bütünleyici Tıp Yöntemleri

Rating: 5 out of 5 stars

5/5

()

Read preview

About this ebook

Hastalıklar & Çareler kitabında hastalıklar hakkında kısa bir
bilginin yanısıra o hastalığın geleneksel tedavisine yardımcı olacak
bütünleyici tıp teknikleri olan
Hipnoterapi,
Fitoterapi ,
Akupunktur,
Akupres,
Meditasyon,
Sağlıklı beslenme,
Homeopati ,
Aroma terapi,
Yoga,
Masaj v.s yöntemlerini bulacaksınız.
LanguageTürkçe
Release dateJul 29, 2015
ISBN9786050401677
Hastalıklar & Remediler: Bütünleyici Tıp Yöntemleri

Read more from Sevinç Sultan Yazla

Related to Hastalıklar & Remediler

Related ebooks

Reviews for Hastalıklar & Remediler

Rating: 5 out of 5 stars
5/5

4 ratings0 reviews

What did you think?

Tap to rate

Review must be at least 10 words

    Book preview

    Hastalıklar & Remediler - Sevinç Sultan Yazla

    Önsöz

    Bu kitap eczaneme gelen kişilerin hastalıkları hakkında sordukları sorulara doğru cevap verebilmem ve geleneksel tedavilerine destek olacak remediler konusunda hastaları aydınlatabilmem için yaptığım araştırmalar ve aldığım eğitimler sonucunda derlenmiştir.

    Günümüzde, yepyeni bir sağlık anlayışının eşiğindeyiz. Artık insan bedenini makine gibi gören tıp anlayışından, bedensel, zihinsel ve ruhsal sağlığı da içeren bütünleyici tıp anlayışına geçiyoruz.

    Bütünleyici tıp, modern tıbbın tedavi yöntemlerine destek olan bilimsel ve doğal yöntemlerdir. Amaç, sağlık sorunlarının çözümünde, öncelikle, en az yan etkili ve doğal yöntemleri kullanarak, sadece hastalık belirtilerini geçici bir süreyle gidermek yerine sorunların kökenine inerek tedavi etmektir.

    Kitabın adı Hastalıklar & Remediler. Remedi kelimesinin Türk dil kurumunın güncel sözlüğünde bulunmuyor. Remedy, İngilizce bir sözcük ve Türkçe karşılığı ise,

    •Çaresini bulmak, icabına bakmak, düzeltmek

    •çare, ilaç, deva

    •çözüm getirmek

    •iyileştirmek

    •tedavi etmek

    •çare bulmak

    •onarmak olarak belirtilmiştir.

    Kısaca remedy kelimesi reçeteli ilaçların tedavisine destek olarak kullanılan bütün yöntemlerin ortak adıdır. Buna göre homeopati, fitoterapi, masaj, akupunktur, akupress, beslenme destek ürünleri, ışık tedavisi, meditasyon, hipnoz v.s gibi yöntemlerin hepsi birer remedidir.

    Kitabın içeriğinde remedi kelimesini kullandığımı göreceksiniz. Örneğin bazı hastalıklarda kullanılan homeopati ilaçları yerine kulağıma daha hoş gelen homeopatik remediler sözcüğünü kullandım. Umarım remedi sözcüğü de Türkçede Batı Kökenli kelimeler Sözlüğünde yerini alır.

    Bu kitap bilgi amaçlı yazılmıştır. Burada verilen remedileri doktorunuza danışmadan uygulamayın, çünkü hastalıkların tedavisi mutlaka uzman doktorlar tarafından uygulanmalıdır. Basit bir rahatsızlık sandığınız belirtiler, yaşamsal önemde bir hastalığın ön belirtileri olabilir. Bu nedenle hastalıkların teşhisi ve tedavisi yalnızca uzman tıp doktorlarınca gerçekleştirilebilir.

    Ecz. Sevinç Sultan Yazla

    Agresyon (asabiyet)

    Zaman zaman kendimizi engellenmiş hissederiz, dünyaya veya hayatımızda bulunan insanlara karşı öfke duyar ve düşmanca davranırız. Bu nedenlerle ortaya çıkan kızgınlık ve öfke durumuna agresyon denir.

    Agresyon duygularımızın doğal bir parçası olsa da uzun süre bastırıldığında, fiziksel hastalıklar gibi problemlerle aşırı bir şekilde dışa vurabilir.

    Öfkelendiğimizde hipotalamus ve hipofiz bezi adrenalin dediğimiz stres hormonunu üretir ve adrenal bezlerinde bulunan medullalar uyarılır. Sonuç olarak beyinde bulunan hormonlar açığa çıkar, bu durum, adrenalin seviyesini yükselterek agresyon hissini artırır. Kalp atışları hızlanır, uyku düzeni bozulur, mide ve kalp ile ilgili problemler ortaya çıkar.

    Aşırı öfke gibi duygusal problemler, çözümlenmemiş sorunlara ve öz değer eksikliğine neden olur.

    Neler yapmalı? Agresyonun farklı düzeylerine farklı terapiler uygulanır. Hafif agresyona genelde sağlıksız yaşam şartları neden olur. Sağlıklı bir yeme düzeni uygulamak, kahve ve diğer uyaranlardan kaçınmak, doğal terapiler uygulamak, hafif agresyonu tedavi etmeye yardımcı olabilir. Ağır agresyon da ise psikolojik bir araştırma gerektiği için bir psikiatriste başvurulmalıdır.

    Doğal terapi yöntemleri: Aroma terapi: Bazı aromatik maddeler ruh halini pozitif yönde etkiler ve agresyona neden olan düşüncelerden kişiyi uzaklaştırır. Bu aromatik maddeler, koku sinirlerindeki elektrik uyaranları serbest bırakır ve bu uyaranlar beyindeki algının geliştiği alanlara gider.

    Bir mendile bir kaç damla sandal ağacı (santalum album), lavanta (lavandula officinalis), melisa (melisa officinalis) veya portakal (citrus sinensis) yağlarından birini damlatıp ve derin derin solumak veya aroma terapi lambasında bu yağları yakıp odaya bu kokuların yayılmasını sağlamak kısa sürede sakinleşmeye yardımcı olur.

    Hareket terapisi: Spor yapmak öfkenin giderilmesi için mükemmel bir yoldur. Yürüyüş, bisiklete binme, kick boxing, tai- chi, koşma gibi spor türleri kişinin sakinleşmesine yardımcı olur.

    Su terapisi: Banyo küvetine melisa, lavanta, portakal, sandal ağacı gibi uçucu yağlar eklemek sonra bu küvette 15 dakika kadar dinlenmek rahatlamanıza yardımcı olur.

    Bitkisel remediler: Endişe, aşırı çalışma vs. gibi nedenler yüzünden ortaya çıkan agresyon durumunda ginseng (panax ginseng), meyan kökü (glycyrrhiza glabra), yulaf (avena sativa) ezmesi gibi bitkilerden yapılmış çaylar, tabletler kullanmak yararlı olur.

    Eğer agresyonun yanında uykusuzluk, yorgunluk ve kas gerginliği de oluşmuşsa yukarıdaki bitkilerin yanında kedi otu (valeriana officinalis) kökü esansı ve çarkıfelek (passiflora incarnata) çiçeği tableti veya çayını kullanabilirsiniz.

    Agresyon, menstrual döneminizde oluştuysa meryem ana dikeni (silybum marianum) siyah yılan kökü (cimicifuga racemosa), aslan kulağı (leonurus cardiaca) çayları içmek sakinleşmenize yardımcı olacaktır.

    Çobanpüskülü (ilex aquifolium) ve kına çiçeği (cypri flos) de öfkenizin yatışmasını sağlar. Öfkelendiğinizde bu bitkilerin herhangi birinin yağından bir bardak suya 3 damla damlatın ve için.

    Gevşemek: Derin nefes alıp verme, imgeleme ve meditasyon teknikleri stresli zamanlarınızda sakin kalmanıza yardımcı olur.

    Psikoterapi: Psikoterapi genellikle agresif davranışlarınızın altında yatan nedenleri irdeleyerek yardımcı olur. Bir psikoterapist neden agresif davranışlar sergilediğiniz konusunda size yardımcı olurken bu agresif davranışlarınızla başa çıkma yöntemlerini de size gösterir.

    Beslenme: Fosfat içeren işlenmiş gıdalar özellikle çocuklarda agresif davranışlara ve hiper aktiviteye neden olur. İşlenmiş gıdalar yerine doğal gıdaları tercih edin. Eczanıza veya doktorunuza danışarak her gün yaşınıza uygun miktarda magnezyum, kalsiyum ve B6 vitamini alın.

    Homeopatik remediler: Eğer ruh haliniz genelde agresif ve asabi ise homeopatik remediler kullanabilirsiniz. Homeopatik remedilerle tedavide belli bir organ yerine bütün beden ve kişilik ele alınır. Bu nedenle homeopatik remedilerin dozajlarını bir homeopata danışmalısınız.

    Nitricum acidum 12X: Öfke nöbetleri için kayıtsızlık öfkeyi yoğunlaştırdığı zaman kullanılır.

    Chamomilla 6X: Sabırsızlık için ve heyecanın sinirliliği artırdığı zaman kullanılır.

    Nux vomica 6X: Aşırı hassaslık için ve heyecan ruh halinizi coşturduğu zaman kullanılır.

    Alerjiler

    Alerji, bağışıklık sistemimizin yabancı bir maddeye karşı aşırı bir tepki göstermesidir. Bu maddelere alerjenler denir. Polenler, bazı yiyecekler, ilaçlar, kimyasal katkılar alerjenler arasında sayılabilir.

    Alerjen bir madde ile ilk temas ettiğimizde bağışıklık sistemimiz antikor dediğimiz savunma molekülleri yaratır ve özel bağışıklık hücresi olan mast hücrelerini aktive ederek onları alarm durumuna geçirir.

    Alerjenle sonraki temaslarda mast hücreleri histamin açığa çıkararak tepki verir. Histamin cildin veya mukozanın şişmesine, döküntülere, solunum yollarının daralmasına veya enflamasyonuna neden olan bir savunma maddesidir.

    Alerji, kronik bir hastalıktır ve yaşam boyu devam eder. Alerji tedavisinde amaç, etkiyi en aza indirerek yaşam kalitesini arttırmaktır. Alerji belirtileri ve şiddeti, alerjiden alerjiye, çocuktan yetişkine değişiklik göstermektedir.

    Alerji teşhisinde en önemli adım, hastalığın öyküsünü ve belirtilerini iyi tanımlamaktır. Bu öğeler eksik kaldığında, alerji teşhisinde yanlışlar yapılabilir.

    Neler yapmalı? Doğal ilaçlarla bedenin alerjenlere aşırı tepki göstermesini azaltabiliriz.

    C Vitamini alın: C vitamini doğal bir antihistaminik olarak kabul edilir çünkü mast hücreleri tarafından açığa çıkarılan histamini inhibe eder. Kırmızıbiber, kivi, portakal, greyfrut, brokoli karnı bahar, roka, papaya, çilek, limon C vitamini kaynaklarıdır.

    Alerjen maddelerden uzak alın: Alerjik bir reaksiyondan korunmanın en etkili yolu alerjen maddeden uzak kalmaktır. Bu yöntem yiyecek olan alerjenler için iyi bir yöntem olsa da polen gibi alerjenlerden uzak kalmak elimizde olan bir şey değildir.

    Süt ürünlerini daha az tüketin: Alerji problemi olan kişiler süt ve süt ürünleri tüketimini azaltmalıdır çünkü bu ürünler nefes alıp vermeyi inhibe ederken mukusu artırırlar. Özellikle astımınız varsa süt ürünlerini mümkün olduğunca azaltmanız gerekir.

    Saunaya gidin: Sauna bedenin toksinlerden arınmasına yardım eder. Sauna etkisini evde yaratmak için küveti sıcak su ile doldurun, içine girin, 30 dakika banyoda kalın. Sonra soğuk bir duş alın yatağa yatın. Bol miktarda su için.

    UYARI: Kalp ve dolaşım ile ilgili sorununuz varsa veya hamile iseniz, kortizon alıyorsanız saunayı tıbbi bir uzman gözetiminde yapmalısınız.

    Yemeklerinize kırmızıbiber ekleyin: Kırmızıbiber capsiicin denilen anti enflamatuar bir madde içerir. Bu madde alerjik reaksiyonun hafiflemesine yardım olur. Bir kaç gün yemeklerinize yeterince kırmızıbiber ekleyin.

    İpucu: Eğer yiyeceklere karşı alerjik iseniz, düzenli olarak bedeninizi alerjenlerden ve toksinlerden temizleyen bir içecek diyeti uygulayın,

    2 ila 5 gün arası koruyucu içermeyen sebze suları için. Bu diyet atık maddelerin vücudunuzdan atılmasına yardımcı olacaktır

    Homeopatik remediler: Homeopatik remediler bağışıklık sistemini yeniden düzenleyerek alerjinin semptomlarını azaltır.

    Apis mellifica 10 x ve Rhus toxicodendron 6X: cilt kızarıkları için kullanılır.

    Sabadilla 4 x: saman nezlesi için kullanılır.

    UYARI: homepatik remediler uzman bir homeopat gözetiminde alınmalıdır. Çünkü bazen bu ilaçlar başlangıçta hastalık semptomlarının alevlenmesine neden olabilir.

    Akupunktur: Akupunktur bağışıklık sistemini güçlendirerek alerjinin azalmasına yardımcı olan çok yararlı bir yöntemdir.

    Akupres: Alerjik bir reaksiyonla karşı karşıya geldiğinizde başparmak ile işaret parmak aralığına sıkı bir basınç uygulayın ve derin derin ve yavaş nefes alın. Bu sürekli basıncı 2 dakika kadar uygulayın. Sonra diğer elinize de 2 dakika kadar basınç uygulayın.

    Bitki ekstreleri: Alerjik deri reaksiyonlarını azaltmak için bazı bitkisel droglar ile kompres veya banyo yapılması faydalı olur.

    Hamamelis (hamamelis virginiana) ve meşe kabuğu (quercus cortex) ekstreleri egzama ve diğer deri enflamasyonlarına karşı kullanılır.

    Banyo suyuna kepek veya yulaf ezmesi katılarak banyo yapmak anında yanma ve kaşıntı kızarıklıkların azalmasına yardımcı olur.

    Papatya kompresi: Cilde papatya (matricaria chamomilla ) suyu ile kompres yapmak şişmenin azalmasına yardımcı olur.

    Hava terapisi: Dağda ve deniz kenarında tatil yapmak alerjiye dayalı cilt şikâyetlerinin azalmasına yardımcı olur.

    Anemi (kansızlık)

    Kanda kırmızı kan hücreleri (alyuvarlar) bulunur. Bu kan hücrelerinin yapısında oksijenin taşınmasını ve bu hücrelerin kırmızı olmasını sağlayan hemoglobin bulunur. Hemoglobin seviyesi azaldığında beyin dâhil bütün organlar daha az oksijen aldıkları için yaşamsal işlevleri gerçekleştirmek için gereken enerjileri azalır. Anemi kandaki hemoglobin miktarının veya kırmızı kan hücrelerinin sayısının azalmasıdır.

    Hemoglobinin olması gereken minimum değerleri erkekte 13 g/dl, kadında ise 12 g/dl dir. Bunlar dünya sağlık örgütünün belirlediği değerlerdir. 6 yaşa kadar olan çocuklarda 11 g/dl, 6-15 yaş arasında ise 12 g/dl’nin altında olması kansızlığın göstergesidir. Dünyada ise aneminin kadınlarda görülme sıklığı %30-40, erkeklerde ise yaklaşık % 20′ dir.

    En çok görülen anemi türü demir eksikliği anemisidir. Anemi hastalarının yaklaşık yüzde 90′ında demir eksikliği anemisi görülür. B12 vitamin eksikliğinden oluşan diğer ciddi bir anemi türü ise pernisiyöz anemidir.

    Emzirme döneminde vücudumuzun demir ihtiyacı daha fazladır. Ek demir alımına ihtiyacı vardır. Bu dönemde büyüme fazla olduğundan anne sütü ya da inek sütü bebeğin ihtiyacını karşılayamamaktadır. Anne sütünün yanında demir ihtiyacını karşılayacak besinler ya da demir ilaçları verilebilir.

    Ergenlik döneminde de bu ihtiyaç artmaktadır. Ekonomik düzeyi yeterli olmayan ailelerde, beslenme yetersizliği sonucu anemi ortaya çıkabilir. Uygulanan yanlış rejim, et yememek, hazır gıdalarla beslenmek demir eksikliği anemisi nedenlerindendir.

    Bazı hastalıklar sonucu demirin bağırsaklardan emilmesi yetersiz olabilir. Kronikleşmiş bağırsak hastalıkları, mide ameliyatları, sindirim bozuklukları sonucu demir alımı yavaşlar. Bunlar dışında nadir de olsa kansızlığa neden olabilecek durumlar vardır. Alyuvarların idrarla atılması, sürekli aspirin kullanmak, parazitler, kurşun zehirlenmeleri, ülserler, uyuşturucu kullanımı, karaciğer hasarı ve romatoid artrit gibi.

    Demir eksikliğinde, vakaların çoğunda bir belirti görülmez. Yapılan kan tahlilleri sonucu teşhis konabilir. Eğer hastalık ilerlemiş ve şiddetli ise halsizlik, solukluk, yorgunluk, iştahsızlık, kabızlık gibi durumlar oluşur. Fiziksel bir aktivite sırasında çarpıntı, nefes almada güçlük, çabuk yorulma hastalığın şiddetine göre ortaya çıkar.

    Bunlar dışında şu belirtiler olabilir:

    •baş dönmesi, kulak çınlaması,

    •ağız kenarında çatlaklar,

    •tırnakların kaşık şeklini alması, çatlaklar oluşması,

    •dilde kızarma, çatlak ve kabarcık oluşumu,

    •yutarken zorlanma, ağrılı yutma,

    Demir eksikliği olan çocukların yürümesi, oturması, konuşması gecikir. Bu çocuklarda davranış bozukluğu ortaya çıkar ve öğrenme güçleşir. Bağışıklık sistemi zayıflar ve hastalığa yakalanma ihtimali artar.

    Demir eksikliği tedavisinde uygulanan yöntem ağızdan demir ilacı verilmesidir. İki ay sonra hasta normale döner ancak demir depolarının doldurulması için uzun bir süre daha demir tedavisi uygulanır. Bu tedavi bir yıla kadar çıkabilir. Bebeklerde şurup ya da damla yoluyla ilaç verilir.

    Demir ilaçlarının alımı sırasında dışkı koyulaşır, dişler de siyahlaşma olabilir ama bunlar geçicidir. İlaç alımı aç karnına ya da öğün arasında olmalıdır çünkü böylece demir daha iyi emilir. Ayrıca C vitaminiyle beraber demir ilacının verilmesi emilimini arttırır. Demir ilacının süt ve süt ürünleriyle beraber alınması sakıncalıdır çünkü demirin emilimini azaltır.

    Bağırsaklarında emilim bozukluğu olanlar ya da hap kullanmak istemeyenler için kalçadan iğneyle demir enjekte edilir. Yan etkileri fazladır ve doktor tavsiyesine göre uygulanmalıdır.

    Bu yan etkiler, bulantı, kusma, ishal gibi sorunlardır.

    Demir eksikliğinde, demir ilaçlarının yanı sıra demir bakımından zengin bir beslenme uygulamak gerekir.

    Karaciğer, yağsız kırmızı et, demir bakımından zengin yiyeceklerdir. Et ürünleri heme demir içerir, kısaca et kaynaklı ürünlerden alınan demire heme- demir denir. Bitkisel ürünlerden alınan demire non-heme demir denir. Heme demirin vücut tarafından emilimi %15-35 dir. Non heme demirin vücut tarafından emilimi %2-20 arasıdır.

    Demir bakımından zengin diğer yiyecekler elma, kayısı, fasulye, kuşkonmaz, muz, yeşil yapraklı sebzeler, şeftali, kuru üzüm, mısırdır.

    Pekmez ise hem demir, hem de B vitamini kaynağıdır. Günde 2 yemek kaşığı pekmez içmek yararlı olur. C vitamini içeren yiyecekler de demir emilimi artırır.

    Neler yapmalı? Anemi, artrit, iç kanama, kanser, enfeksiyon gibi hastalıkların habercisi olabilir. Eğer doktorunuz demir eksikliği teşhisi koymuşsa ve sigara içiyorsanız sigarayı bırakmalı, demir içeren yiyeceklerden oluşan bir beslenme düzeni oluşturmalı, demir içeren vitaminler almalısınız. Pernisiyöz anemisi olan kişiler ise mutlaka B12 vitamini almalıdır.

    Günlük demir ihtiyacı: Anemisi olan kişilerde demir seviyesinin yeterli olabilmesi için günde 2 kez 30 mg demir almalıdır. Ancak demir ilacı almadan önce demir eksikliğinin olup olmadığını öğrenmek gerekir çünkü fazla miktarda demir karaciğer, pankreas, kalp ve bağışıklık sistemi hücre aktivitesine zarar verir.

    Yiyeceklerde ve besin takviyelerinde bulunan demirin emilimi oldukça zordur. Demir içeren besin takviyelerini doktorunuza veya eczacınıza sormadan almayın.

    Demir emilimini artırmak: Vücudunuzun demir alımını artırmak için kaju, çikolata, badem, kahve, çay, bira, soda gibi yiyecek ve içeceklerden uzak kalmalısınız. Beslenmenizden şekeri tümüyle atmak demir emilimini artırır. E vitamini, çinko ve antiasit ilaçlar da demir emilimini azaltır.

    C vitamini demir emiliminin artmasına yardımcı olur. Her gün bir bardak portakal suyu içmek demirin absorbe edilmesini iki kata çıkarır.

    Demir açısından çok zengin olduğu düşünülen ıspanak vücudunuzdaki demir miktarının artmasına çok yardımcı olmamaktadır. Çünkü ıspanak demirin emilimini engelleyen oksalat içerir.

    Kandaki demir miktarının artmasına yardımcı olan bitkiler: Demir açısından zengin, yüksek demir veya kan oluşturma yeteneğine sahip birçok bitki vardır. Bu bitkileri kullanmadan önce özellikle devam eden bir ilacınız ya da kronik bir rahatsızlığınız varsa- doktorunuza danışın.

    Isırgan otu (urtica dioica): Isırgan otu, demir açısından zengin bilinen bitkilerdendir. Isırgan otunun içinde bulunan C vitamini içerdiği demirin daha fazla emilmesine yardımcı olur.

    Karahindiba (taraxacum officinale) yaprakları: Karahindiba yaprakları sadece mütevazı miktarda demir içerir. Ancak, bu bitki, yiyecek veya takviye demir olmasının yanı ısıra vücutta demirin absorbe edilmesine yardımcı olur. Isırgan gibi büyük miktarda demir içeren bitkilerkle veya demir ilaçları ile alındığında karahindiba en iyisidir.

    Kıvırcık labada (Yellow Dock )(rumex crispus) kökü: Bu bitki, ısırgan veya yosun gibi yüksek demire sahip olmayabilir ancak vücut tarafından emilimi ve kandaki demir seviyesini artırabilir.

    Dulavrat otu (lappus officinalis)kökü: Dulavratotu kökü güçlü kan temizleyicidir. Bu otlar, demir takviyeleri veya diğer demir yönünden zengin otlar ile alındığında yararlıdır.

    Kekik:(thymus serpyllum, thymus vulgaris): Kekik, yüksek demir içermesinin yanı sıra güçlü lezzete sahip bir bitkidir.

    Yukarıda ismi geçen bitkiler kadar olmasa da maydanoz, kimyon, nane, köri tozu ve tarçın da kayda değer miktarda demir içerir.

    Bitkisel tentürler: Yemeklerden yarım saat önce 2 -5 damla ısırgan otu tentürünü bir bardak suya damlatın ve için.

    Isırgan otunun yanı sıra alfalfa (medicago sativa), yaban mersini (vaccinium myrtillus) karahindiba (taraxacum officinale), alıç meyvesi (crataegus oxyacantha) ve kırmızı ahududu (rubus idaeus) tentürleri ve çayları anemi ile savaşmanıza yardımcı olur.

    Demir preperatları: Demir içeren besin preperatları demir eksikliğini gidermek için mükemmel bir kaynak olsa da bulantıya ve kabızlığa neden olabilir. Demir preperatları sizde de bulantı ve kusmaya neden olursa bunun yerine kırmızı kan hücrelerinin üretilmesine yardımcı olan gerekli bütün elementleri içeren organik karaciğer veya sıvı karaciğer özü kullanabilirsiniz.

    Homeopatik remediler: Ferrum metallicum 30C: yorgunluk ve zayıf konsantrasyon için kullanılır.

    Natrum chloratum 30C: baş ağrısı, solukluk, ağır menstrual kanama ve kabızlık için kullanılır.

    Vejateryen beslenme: Eğer et yemiyorsanız mutlaka fasulye, kurutulmuş kayısı, üzüm erik gibi meyveler, yeşil yapraklı sebzeler, muz, yulaf ezmesine ağırlık vermelisiniz.

    Ani İşitme Kaybı

    Basınç hissi ve ıslık sesi ile birlikte oluşan bu rahatsızlık iç veya orta kulak ya da her ikisinde birden oluşan hasardan meydan gelir. Orta kulakta yüksek sese maruz kalındığında veya bir enfeksiyon durumunda kulak zarında yırtılma veya delinme olabilir. Bu durum ses dalgalarının geçişini engelleyebilir. Aşırı kulak kiri veya derin yapılmış bir kulak temizliği bile ani duyu kaybına neden olabilir.

    Aşırı gürültü de iç kulakta bulunan kıl hücrelerine zarar verebilir. Ses dalgalarını sinir uyarılarına çevirmek olan bu kıl hücrelerinin zarar görmesi işitme sinirleri boyunca beyne kadar uyarıların iletimini değiştirir ve duymayı azaltır.

    Ayrıca işitme sinirleri, bir kafa travması veya tümörün basınç yapması sonucu hasar görmüşse işitme kaybı olabilir.

    İç kulakta kan akışı nedeniyle tıkanma oluşması da kısmi veya tam sağırlığa neden olabilir.

    Ani işitme kaybı diyebilmek için iç kulak tipi sağırlığın en çok 3 gün içinde veya daha kısa sürede yerleşip, birbirini izleyen 3 ayrı frekansta, toplam 30 db üzerinde olması gerekmektedir. Bu ani işitme kaybı belirtisinin klasik tanımıdır. Ani işitme kaybında tıbbi tedavi mutlaka gereklidir.

    Ancak işitme duyumuzu korumamızın birçok yolu vardır. Doğal ilaçlar kullanarak kan dolaşımına yardımcı olmak ve yüksek sesten kulakları korumak gibi.

    Neler yapmalı? Öncelikle ani işitme kaybının tümör, kan pıhtısı veya Meniere hastalığından kaynaklanıp kaynaklanmadığını öğrenmek için bir KBB uzmanına başvurun.

    Kan akışını geliştiren bitkilerle birlikte E vitamini, sarımsak gibi doğal anti-koagülanlar kullanmak tıbbi tedaviye yardımcı olur. Ayrıca bu doğal anti koagülanlar ve kan akışını geliştiren ilaçlar ani işitme kaybının ve yaşlılık, sürekli gürültü nedeniyle oluşan işitme kaybının iyileşmesine yardımcı olur. Diğer önleyici tedbirler ise kulak temizliği, aşırı gürültülü ortamlarda bulunmamak veya aşırı gürültülü ortamlarda bulunduğumuzda işitme duyumuzu korumaktır.

    Kan dolaşımını desteklemek: Tavşan memesi (ruscus aculeatus), alıç (crataegus monogyna), Mabet ağacı-ginkgo (ginkgo biloba) gibi bitkilerin yanı sıra bazı besin takviyeleri, yiyecekler ve enzimler duyu kaybına neden olan kan pıhtılarını azaltır.

    Keten tohumu yağı, sarımsak, soğan, zencefil kanı sulandırarak kan pıhtılaşmasını oluşumunu azaltır ve var olan kan pıhtılarını çözerek kan dolaşımının kulak dâhil olmak üzere bütün bedende artmasına yardımcı olur.

    Ananasta bulunan bir enzim olan bromelain de kan dolaşımını destekleyici etki gösterir.

    E vitamini doğal bir antikoagülan olduğu için kulaktaki kan basıncını azaltarak enfeksiyonlara karşı bağışıklık sistemini güçlendirir. Magnezyum ise kan damarı spazmlarını önler.

    Kan dolaşımı için gingko: İç kulaktaki kan akışı, bir kan pıhtısı nedeniyle azalır veya engellenirse işitme kaybı oluşur. Bir kaç ay boyunca alınan gingko tabletleri pıhtılaşmayı azalttığı, iç kulaktaki ve beyindeki kan dolaşımını düzelttiği için yararlı olur. Ayrıca bu tabletler kulak çınlamasını ve baş dönmesini de azaltır.

    UYARI: Antikoagulan ilaç kullananlar ginkgo kullanmamalıdır.

    İşitmenizi korumak:

    Enjoying the preview?
    Page 1 of 1