Sie sind auf Seite 1von 29

HAYATIMIZ

TESADÜF

TESADÜFLERİN İKTİDARI
Erbakan’a Siyaset
Yasağı Tesadüfen
getirildi. Recep Tayyip
Erdoğan’a Liderlik yolu
“tesadüfen” açıldı
Türk Milletinin seçimlerde
kullandığı oyu etkileyen en
önemli faktörün “Mazlumluk”,
olduğu 1961 ve 1965’de AP,
1973’de Ecevit ve 1983’de de
Özal örnekleriyle sabit olmasına
rağmen, bir şiir bahane edilip,
Recep Tayyip Erdoğan hapse
atılarak “Tesadüfen” mazlum
bir lider konumuna getirildi.
Ecevitsiz ve MHP’siz
hükümet formülü
“Tesadüfen” dile getirildi.
DSP “Tesadüfen”
parçalandı. Medya
Ecevit’e ve MHP’ye
“tesadüfen” saldırdı
Genç Parti, DYP ve
MHP’nin barajı
aşmasını engellemek
amacıyla
“Tesadüfen”
kurduruldu
Erdoğan, hiçbir sıfatı
olmamasına rağmen,
Seçimden önce
“Tesadüfen” ABD’ye
gitti. “Tesadüfen”
Yahudi Lobisinin
liderleriyle, Bush’la
ve Bush’un yakın
çalışma
arkadaşlarıyla
görüştü.
ABD ile farklı ilişkiler
içerisinde olan; Cüneyt
Zapsu, Ömer Çelik, Egemen
Bağış, Mücahit Arslan, Mir
Dengir Fırat “Tesadüfen”
Erdoğan’ın yanına (?)
yerleştirildiler.. Bunlardan
Cüneyt Zapsu’nun ABD
Savunma Bakanı Yardımcısı
Wolfowitz'e “Tayyip
Erdoğan’ı harcamayın,
kullanın” demesi de, bir
tesadüftü.
3 Kasım 2002 seçimleri öncesi
Deutsche Bank, Chase
Manhattan, Moore Kapital,
American Expres gibi siyonist
sermayenin güdümündeki finans
kurumlarına:”AKP'nin tek
başına iktidara taşınacağını, ve
bunun endişe duyulacak bir
sonuç doğurmayacağını”
söylemek üzere bilgilendirmeye
çıkan Ekipte Verso'nun başkanı
Erhan Göksel ve Mesut
Yılmaz'ın kuzeni meşhur borsacı
Mehmet Kutman'la birlikte 28
Şubat’ın mimarı Çevik Bir‘in
yeralması tamamen bir
tesadüftü.
Erdoğan’ın mahkûm
olmasına neden olan
şiiri okuduğu il olan
Siirt’te seçimler
“tesadüfen” iptal
edildi. Ve Erdoğan
tesadüfen O ilden
milletvekili oldu.
Recep Tayyip Erdoğan’ın Büyük Oğlu
Burak Erdoğan’ın 11.Mayıs.1998
tarihinde arabasıyla bir zamanların ünlü
sanatçısı Sevim Tanürek’i çiğneyerek
öldürmesini magazini seven medyamızın
hiç gündeme getirmemesi tamamen
“tesadüf”tür.
Burak Erdoğan’ı Trafik 3/8 kusurlu
buldu, Mahkeme Adli Tıp Trafik İhtisas
Dairesi'nden kazayla ilgili rapor istedi.
Bu dairenin başında makine mühendisi
Eyüp Çakmak bulunuyordu. Erdoğan
için "tamamen kusursuz" raporu
düzenlendi ve "sekizde sekiz (8/8) kusur
ölen yaya Sevim Tanürek'tedir" dendi.
Tayyip Erdoğan Başbakan oldu,
"kusursuzdur raporu" veren dairenin
başkanı Türkiye Denizcilik İşletmeleri
Genel Müdür Yardımcılığı görevine
atandı.
Bunların tamamı tesadüftü.
Haklarında yolsuzluk davaları
devam eden, bazıları hakkında
da soruşturmalar süren
İstanbul Belediyesi
Çalışanlarından 9’u
“Tesadüfen” milletvekili,
bazıları da bakan yapılarak
dokunulmazlık zırhına
büründürüldüler.
Ve“tesadüfen” yargılanmadan
kurtuldular. Ve yine tesadüfen
bunların suçları çeşitli
kanunlarda yapılan
değişiklerle af kapsamına
alındı.
AKP’nin iktidara gelmesiyle,
57. hükümet döneminde
hergün ülkenin farklı bir
yerinde yapılan türban
eylemleri “tesadüfen” durdu.

Türbanlılar lehine bir gelişme


olmamasına rağmen AKP
iktidarları döneminde
neredeyse hiç türban eylemi
yapılmaması tamamen bir
tesadüftü.
Resmi Gazete'nin 18 Mayıs 2004
tarihli sayısında yayımlanan kararla
20 Mayıs-31 Ağustos 2004 tarihleri
arasında geçerli olmak üzere mısır için
900 bin ton tarife kontenjanı açıldı. 3
ay 11 günlük süre içerisinde kontenjan
belgesi olanlar için gümrük vergisi
oranı yüzde 80 yerine yüzde 25 olarak
uygulandı.

Bu dönem içerisinde Kemal


Unakıtan’ın oğlunun şirketi tesadüfen
582.285 Kg mısır ithal etti ve yalnızca
vergi oranındaki değişiklik sonucu
%55 havadan para kazandı.

Fosforik asit üretecek şirketi için


Abdullah Unakıtan’ın 79802 no.lu
teşvik belgesiyle 2 milyon 544 bin YTL
tutarında teşvik kredisi alması da
tamamen bir tesadüf…
Ne ilginç bir tesadüf ki, kuş gribi
yüzünden insanların pastörize
yumurtaya ilgi duyacakları sırada-
Kemal Unakıtan’ın oğlunun
kurduğu tesis, piyasaya "pastörize
yumurta" satmaya başlar.

Bu konuda daha büyük tesadüf


vardır.Pastörize yumurtanın
Katma Değer Vergisi oranı, 2005
yılı başında, yani oğul Unakıtan
tesisi faaliyete geçirmeden biraz
önce, yüzde 18'den yüzde 8'e
indirilmiştir. Ve yine tesadüfen
büsküi, pasta gibi unlu mamullerin
fabrikasyon üretimlerinde normal
yumurta yerine pastörize yumurta
kullanmak zorunlu hale
getirilmiştir.
• Vodafone yöneticileri ile
Maliye Bakanı Kemal
Unakıtan'ın kızı Zeynep
Basutçu Unakıtan, 14.Kasım
2005’ günü 11.45 ile 12.10
arası “Tesadüfen” Telsim
binasındadırlar.
• Vodafone ihale Öncesi Cüneyt
Zapsu’ya ihalede yardımcı
olması için “tesadüfen” faks
çeker.
• Ne ilginç “tesadüftür ki”,
birkaç ay sonra Telsim
ihalesini, Vodafone kazanır.
• Haziran 2006 ayında Sağlık
Bakanlığı Kolestrol
İlaçlarının bedelini ödemeye
son verir.
• Temmuz 2006 ayında yani
iki üç hafta sonra Ülker
Grubu piyasaya kolestrol
düşürdüğü iddia edilen Ülker
Kalbim Benecol markasıyla
yoğurt, yoğurt içeceği, süt ve
margarinin satışına başlar.
• Tamamen Tesadüf!!!
Ülker Grubuna bağlı Data
Teknik, son üç yılda yapılan
kamu bilgisayar iletişim
altyapı ihalelerinin (Milli
eğitim, Adalet Bakanlığı,
Türk Telekom, PTT vs)
tamamına yakınını
“tesadüfen” kazanır.
Başbakanın Ülker’in bayisi
olması ile bu dönemde Ülker’in
büyümesi arasında hiçbir ilişki
kurulamaz. Gerek
Albayrak’ların gerek Ülker
grubunun en büyükler arasına
girmesi tamamen tesadüftür.
Başbakan Erdoğan Lübnan’da
Harriri Ailesine başsağlığı
ziyaretine gider. Uzun süre aile
fertleriyle başbaşa görüşür ve
Türk Telekom özelleştirme
ihalesini Harriri ailesinin şirketi
olan Oger Telekom “tesadüfen”
kazanır.

Tayyip Erdoğan’ın oğlunun nikah


şahitliğini Berlosconi yapar. Bu
şahitlikten kısa bir süre sonra zor
durumda olan ARİA “tesadüfen”
Türk Telekom’un GSM kuruluşu
Aycell ile birleşir…
Abdulkadir Aksu’nun
içişleri Bakanı olduğu
dönemlerde (1989-1991),
(2003- ) Bölücü terörün
tırmanışa geçmesi de bir
tesadüftür
CHP’den AKP’ye geçen milletvekillerinin
tamamının işadamı olması tamamen
tesadüftür.
CHP’den AKP’ye geçen vekillerden; Batman
milletvekili Nezir Nasıroğlu’nun kuzeninin
şirketinin 17 milyon dolarlık, Ağrı
Milletvekili Cemal Kaya’nın şirketinin ise 11
milyon dolarlık ihale alması tesadüftür.
Cemal Kaya’nın daha sonra Enerji
ihalelerindeki yolsuzluklarla ilgisi olduğu
anlaşıldığından milletvekilliğinden istifa
etmek zorunda kalması ise tamamen tesadüf.
Adana Milletvekili Atilla Başoğlu AKP’ye
geçtikten sonra Maliye Bakanlığının,
tahakkuk eden vergi cezalarını 600 milyar
liradan 319 milyar liraya indirmesi
tamamen tesadüftür
Kayseri Milletvekili Muharrem Eskiyapan’ın
şirketi için İstanbul Belediyesince imar
planında değişiklik yapılması da tesadüf…
Ulaştırma Bakanı Binali
Yıldınm'ın 24 yaşındaki oğlu
Erkan Yıldırım'ın 1.5 trilyon lira
harcayarak gemi sahibi olması,
tamamen tesadüf eseri. Erkan
Yıldırım'ın "Borç aldım" dediği
Santour şirketine Ulaştırma
Bakanlığı'na bağlı Türkiye
Denizcilik işletmelerinin Ankara
Feribotunu ihalesiz kiralaması
da tesadüf.
AKP’de, yolsuzluklara adı
karışan Ali Dibo’ların el
üstünde tutulması; buna
karşılık, yolsuzlukları gündeme
getiren milletvekillerinin
(Örneğin Turan Çömez,Hamza
Albayrak, Ersönmez Yarbay)
dışlanması, daha ileri
gidenlerin istifaya zorlanması
(Emin Şirin) veya ihraç
edilmesi (Fuat Geçen, Mahmut
Koçak) tamamen tesadüftür.
Başbakan Erdoğan’ın mersinli
çiftçiye “Artistlik yapma lan, al
ananı git” demesi,Genel Kurmay
Başkanına “Hocam” diye hitap
etmesi, TC Devletinin
Büyükelçisini vatandaşlara
yuhalatması, ana muhalefet
liderine üç noktalı ucu açık
hakarette bulunması, sık sık
etrafındakilere “yahu” diye hitap
etmesi tamamen tesadüftür. Bu
olay Başbakanımızın sokak
adamlığından Devlet Adamlığına
geçemeyişinin göstergesi olarak
nitelenemez.
Türkiye Tarihinin en büyük kadrolaşmasının yapılması; kadrolaşmanın
kıyımında ötesinde zulme dönüşmesi; kamu kuruluşlarında kurumsal hafızanın
yok edilerek, devlet çarkına çomak sokulması; kadrolaşmada ehliyet veliyakat
dışında kriterlerin esas alınması, ( AKP’den aday olmak, Seçimlerde AKP için
fiilen çalışmak, eş dost akraba olmak, tarikat vb bağları bulunmak, İHL kökenli
olmak vb) tamamen tesadüftür. Örneğin, üst görevlere getirilen Binali
Yıldırım’ın ve Abdulkadir Aksu başta olmak üzere AKP’ ileri gelenlerinin 1.
derece akrabaları arasında yapılan atamaların binlerle ifade edilmesi; bazı
bakanlıkların bazı tarikatlarca parsellenmesi; Cumhurbaşkanına imzaya gelen
atamaların önemli bir bölümü cumhurbaşkanınca imzalanmamasına rağmen
aynı kişilerin vekaleten aynı görevleri yürütmesi; İmam kadrosundan Genel
Müdürlüğe, Daire Başkanlığına atanan yüzlerce bürokrattan
bahsedilmesi;tamamen tesadüftür.

Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dönemde hakkında


açılan idari soruşturmaların önemli bir bölümünü yürüten Mülkiye
Başmüfettişi Hüseyin Avni Coş’un, AKEPE iktidarı döneminde önce Bingöl,
sonra Aksaray ve şimdi de Kırklareli Valisi olarak görev yapması;Üsküdar
Adliyesi'ndeki zimmet, sahtecilik davasının hakimi İsmail Rüştü Cirit’in,
AKEPE döneminde Yargıtay üyesi seçilmesi; Tayyip Erdoğan'ın malvarlığını
haksız kazançla artırması ile ilgili davanın Hakimi Mustafa Kozan’ın AKEPE
iktidarı döneminde Ankara Adliyesi'nde Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olması
gibi onlarca atama tamamen tesadüf...ten ibarettir. Yoksa bu tür atamalar
sayın başbakanın “minnet” borcuyla alakalı değildir.
Sayın Başbakan 23 Temmuz
2003'te 7. uyum paketini
Erzurum'da imzalamıştır.
Burada alınan kararlar 7
Ağustos tarihinde Resmi
Gazete'de yayımlanmıştır.
Bu pakette yer alan
maddeler AB dayatması,
manda ve himayeciliğe
işarettir. Erzurum Kongresi
de 23 Temmuz da toplanmış,
7 Ağustosta dağılmıştır. Bu
olay tarihle hesaplaşma
değildir. Tamamen bir
tesadüftür.
Dış Politikanın Ahmet Davutoğlu ve
Cüneyt Zapsu başta olmak üzere,
Başbakanın Danışmanları tarafından
yürütülmesi; Dışişleri bürokratlarının
tamamen devre dışı kalmaları, kapalı
kapılar ardında yapılan görüşmelerde ne
gibi tavizlerin verildiğinin bilinmemesi,
Kıbrısta taviz üzerine taviz verilmesi, tüm
blöflere kamuoyu önündeki rest çekmelere
rağmen Kuzey Irak’ta harekat
yapılamaması,dün astsubay çavuşla
görüşme yapmak için randevu alan
Talabani’nin bugün Irak Cumhurbaşkanı
olması, hatta zaman zaman Türkiye’ye
kafa tutan demeçler vermesi;Türk
Tarihinde ilk defa Türk Subaylarının
başına çuval geçirilmesi, İncirlikte bir
Binbaşımıza ABD’li çavuş tarafından
kelepçe takılması vb. yüzlerce olay
tamamen tesadüftür. Bu olaylar “Türkiye
Bağımsız ve onurlu dış politika
anlayışından vazgeçti” şeklinde
yorumlanamaz..
Fındık ve tütün başta olmak üzere Türk Tarımının
gözden çıkarılması, zamanın tarım bakanı Sami
Güçlü’nün köylülere hitaben gözünüzü toprak
doyursun demesi,kuş gribi vakasında gerekli
önlemler alınamayarak Tavukçuluk sektörünün
bir bölümü yabancı üç-beş sermayedarın eline
geçmesine imkan verilmesi,
Özelleşme adı altında kamunun elindeki dev
işletmelerin yabancılara peşkeş çekilmesi, bazı
özelleşmelere yerli sermayenin ve çalışanların
katılmasının engellenmesi,
Yabancıların; özelleşme ile Türkiyenin büyük
sanayi kuruluşlarına, toprak ve köy kanununda
yapılan değişikliklerle tarım arazilerine, diğer
kanun değişiklikleri ile türk finans sistemine, hatta
büyük hipermarketlerin tamamına sahip olması,
yabancılara daha düşük vergi oranlarının
uygulanması,

KISACASI TARIM ve SANAYİ


POLİTİKALARININ YABANCILARIN ÇIKARI
DOĞRULTUSUNDA DÜZENLENMESİ,
ÜLKEMİZ İNSANINA KARA-KARA
DÜŞÜNMEK DIŞINDA SEÇENEK
BIRAKILMAMASI TAMAMEN TESADÜFTÜR.
Halkla İlişkiler Uzmanları, Beyaz’ın,
Ak’ın temizliğin lekesizliğin rengi
olduğu için, şaibeli liderlere,
şüpheyle karşılanan olaylara,kirlilik
şüphesi oluşmaması istenilen
örgütlere “beyaz”la “ak”la ilgili
önerilerde bulunurlar. Örneğin
Tansu Çiller’in hep beyaz giysileri
tercih etmesi, İran Şahının kurduğu
zulüm düzenini “AK Devrim” diye
tanımlaması, ihtilallerden sonra
Beyaz Kitap’lar yayınlanması..
Dünyanın en kirli yerinin “Beyaz
Saray” diye tanımlanması hep bu
nedenledir.
AKP’lilerin partilerine AK Parti
denmesini istemeleri, AKP diyenlere
itiraz etmeleri ise bir tesadüftür. Bu
olayın AKP’nin kirlenmesi ile bir
ilgisi yoktur.
Ben Tesadüflere inanırım…
Binlerce de olsa sıralanan tüm bu
olaylar bir tesadüftür.

AKP; en temiz, en demokrat, en


milli, en anti emperyalist partidir.

Bu nedenle,

Yapılacak ilk seçimde, elimi hatta


kafamı kırmak pahasına da olsa
Oyum AKP’nin olacak…

DİYORSANIZ, KUTLARIZ

“Her Toplum layık olduğu şekilde yönetilir.”

Das könnte Ihnen auch gefallen