Sie sind auf Seite 1von 5

TEVEKKÜL

Yazan : Mehmet Ali DEM RBA

Çalı mak ve tevekkül


Her Derde laç
Yeryüzündeki her canlının rızkı
Sözünün Eri Zat
Sebepler ve Tevekkül
Her i te Allaha Güvenmek
Faydalı eyler
Allah bes baki heves
Allah müminlere kâfidir

Çalı mak ve tevekkül


Sual: Tevekkül nedir? " laçsız da Allahü teâlâ ifa verir" diyerek ilaç kullanmamak uygun
mudur?
CEVAP
Tevekkül, dinimizin bildirdi i sebeplere yapı tıktan sonra neticeyi sebeplerden de il,
sebepleri yaratandan beklemektir. (Bir i e ba ladı ın zaman, Allahü teâlâya tevekkül et, Ona
güven!) ayet-i kerimesi, tevekkül ile beraber azmederek çalı mak gerekti ini gösteriyor. (Al-i
imran 159)
Tevekkül, de i tirilmesi insan gücünün dı ında olan üzücü hadiseleri, ezelde takdir edilmi
bilip, üzülmemek, Allahü teâlâdan geldi ini dü ünerek seve seve kar ılamaktır.
nsan, bir i in neticesinin iyi mi, kötü mü olaca ını bilemez. Hayır zannetti i çok ey, erle,
er zannetti i çok ey de, hayırla neticelenebilir. Muhakkak u i im olsun diye ısrar etmemeli,
"Hayırlı ise olsun" demelidir.
Allahü teâlâ, kimseye muhtaç olmamak için çalı mayı, hasta olmamak için tedbir almayı,
hasta olunca ilaç kullanmayı, görebilmek için ı ı ı sebep kılmı tır. Sebebi, istenilen eye
kavu mak için bir kapı gibi yaratmı tır. Bir eyin hasıl olmasına sebep olan eyi yapmayıp da
sebepsiz olarak gelmesini beklemek, kapıyı kapayıp pencereden atılmasını istemeye benzer ki,
bu, akla ve dine uygun de ildir. Allahü teâlâ, insanların, ihtiyaçlarına kavu mak için bu sebepler
kapısını yaratmı ve açık bırakmı tır. nsanların vazifesi kapıya gidip beklemektir. Sonrasını O
bilir.
Her Derde laç
Bazı ilaçların mesela antibiyotiklerin ve sülfamidlerin bakterilere kar ı tesiri, ekme in
açlı ı, suyun susuzlu u gidermesi gibidir. Yangını su ile söndürmek de böyledir. Tesiri kesin
olan bunun gibi ilaçları kullanmamak tevekkül de il, ahmaklıktır, haramdır. Hadis-i eriflerde
buyuruldu ki:
(Her hastalı ın ilacı vardır. Yalnız ölüme çare yoktur.) [Taberânî]
Hz. Musa, hastalanınca, " laçsız da Allahü teâlâ ifa verir" diyerek ilaç kullanmadı. Allahü
teâlâ ( laç kullanmazsan ifa ihsan etmem) buyurdu. lacı kullanınca iyi oldu. Fakat sebebini
merak etti. Allahü teâlâ, (Tevekkül etmek için, benim adetimi, hikmetimi de i tirmek mi
istiyorsun? laçlara tesir veren kimdir? Elbette tesirleri yaratan benim) buyurdu.
(K.Saadet)
Doktora gitmeli, ilaç kullanmalıdır. Fakat, doktora ve ilaca güvenmemeli, ifayı Allahü
teâlâdan istemelidir! laç kullanıp da iyi olmıyan, ameliyat masasında ölen az de ildir.

Yeryüzündeki her canlının rızkı


Sual: Günümüzde bir kısım insanlar, geçim derdiyle olsa gerek, helala harama dikkat
etmiyor. Hanımıyla kızıyla çoluk çocu uyla yani ailece çalı ıyorlar, yine de geçinemiyorlar.
Yalan söyleniyor, hile yapılıyor, kul hakkına aldırı edilmiyor. Bu derece rızkdan endi e
etmek do ru mu?
CEVAP
[Helala harama, kul hakkına dikkat etmemek uygun de ildir. Bir büyük evliya zat buyuruyor
ki, (Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan beklesin!) Bu kıymetli sözü çok dü ünüp, iyi
anlamak lazım.]
Âlimlerden birine "Hep ibâdetle me gul oluyorsun, ne yiyip ne içiyorsun?" dediler. O da,
di lerini gösterdi. "De irmeni yapan suyunu gönderir" demek istedi. Çünkü rızıkları Allahü
teâlânın gönderdi ine inancı tamdı. Ayet-i kerime meali:
(Yeryüzündeki her canlının rızkını, Allahü teâlâ, elbette gönderir.) [Hud 6]
Veysel Karani hazretleri, nasihat istiyen birine " ama yerle " buyurdu. O da "Acaba amda
geçim nasıldır?" dedi. Hazret, "Rızıklarından üphe edenlere yazıklar olsun. Bunlara nasihat
fayda etmez" buyurdu.
Kur'an-ı kerimde buyuruldu ki:
( manınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!) [Maide 23]
(Tevekkül edene, Allahü teâlâ kâfidir.) [Talak 3]
Hadis-i eriflerde buyuruldu ki:
(Allaha hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, ak am tok dönen ku lar gibi sizi
de rızıklandırırdı.) [Tirmizî]
(Allah, kendisine sı ınanın her i ine yeti ir, hiç ummadı ı yerden ona rızk verir.)
[Beyhekî]
Sözünün Eri Zat
Hz. brahim, mancınıkla ate e atılırken, Hasbiyallah ve nimel vekil dedi i hadis-i erifle
bildirilmi tir. (Hatib) [Bana Allahım yeti ir, O ne iyi vekil, ne iyi yardımcı demektir] Ate e
dü erken Hz.Cebrail gelip, "Bir dile in var mı?" diye sorunca, "Var, fakat sana de il"
diyerek sözünün eri oldu unu gösterdi. Bunun için Kur'an-ı kerimde (Sözünün eri olan
brahim) diye metholundu. (Necm 37)
Tevekkül, kalb i idir, imandan meydana gelir. Allahü teâlânın lutf ve ihsanının pek çok
oldu una iman etmekle hasıl olur. Bu hâl, kalbin vekile itimat etmesi, güvenmesi, ona inanması
ve onun ile rahat etmesidir. Böyle bir insan dünya malına gönül ba lamaz. Dünya i lerinin
bozulmasından dolayı üzülmez. Rızkından endi e etmez. Mesela, iftiraya u rayan bir kimse,
mahkemeye dü ünce kendine bir avukat tutar. Üç eyde avukata güvenirse, bu kimsenin kalbi
rahat eder.
1- Avukatın, ona yaptıkları iftirayı iyi bilmesidir.
2- Bildi ini iyi anlatmak için, do ruyu söylemekten çekinmemesi.
3- Avukatın bunu canla ba la müdafaa edece ine inanmasıdır. Avukatına böyle inanır,
güvenirse kendi ayrıca u ra maz.
(Allahü teâlâ bize yeti ir. O ne iyi vekildir) ayet-i kerimesini iyi anlayıp, "Rızık takdir
edilmi , ayrılmı , vakti gelince bana yeti ir" der. u hâlde dinimiz, çalı mayıp, bo oturup
tevekkül ediyorum demeyi yasaklamaktadır.

Sebepler ve Tevekkül
Sual: Sebeplere yapı mak tevekküle zıt mıdır?
CEVAP
Muhammed Masumi Faruki hazretleri buyuruyor ki:
(Sebeplere yapı mak tevekküle zıt de ildir. Sebeplerin tesir etmesinin Allahü teâlâdan
oldu unu bilen, tesiri Allahü teâlâdan bekleyen ve tecrübe edilmi sebepleri kullanan kimse,
Allahü teâlâya tevekkül etmi , yalnız Ona güvenmi olur. Tesir etmiyen, hayâli sebepleri
kullanmak, tevekkül olmaz. Tesiri çok görülmü olan sebepleri kullanmak gerekir.
Ate yakar, fakat, ate e yakma kuvvetini veren, Allahü teâlâdır. Aç olan, bir ey yer; bu eye
doyurma kuvveti veren Odur. Gerekti i zaman, böyle sebepleri kullanmadı ı için zarar gören
kimse, Allaha asi olur. Tecrübe edilmi sebepleri kullanmak gerekir. Allahü teâlâ, me veret
etmeyi, bilenlere danı mayı emretti. Me veret de, sebebe yapı maktır. Me veretten sonra
tevekkülü emretti. Ahiret i lerinde tevekkül olamaz. Bunlarda çalı mak emrolundu. Burada,
azabından korkmak ve merhametinden ümitli olmak gerekir. Allahü teâlânın keremine, ihsanına
güvenmeli ve emrolunan ibâdetleri yapmalıdır! Dine uymak, yani emr edilenleri yapmak ve
yasak edilenlerden sakınmak vazifemizdir. Tevekkül budur ve kulluk böyle olur.) [C.1.m.182]

Her i te Allaha Güvenmek


Sual: Her i te Allaha güvenmek do ru mudur? Kısmet nedir?
CEVAP
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruldu ki: (Allah size yardım ederse, kimse size galip
gelemez? Size yardım etmezse, kimse yardım edemez? O hâlde, müminler Allaha tevekkül
etsinler!) [Al-i mran 160]
Kendine güvenmek, tevekkülün tersi ve tevekkülü bozan bir eydir. Bundan ba ka egoistli e,
kendini be enmeye yol açar. Tevekkül, i yapmayıp tembel oturmak de ildir. Bir i e ba lamak
ve ba lanan i i ba armak için tevekkül gerekir. Güç bir i i ba aramamak korkusunu gidermek
için de tevekkül gerekir. Nitekim Kur'an-i kerimde mealen buyuruluyor ki: (Azmedip de bir i e
ba layınca, Allahü teâlâya tevekkül et, Ona güven!) [Al-i mran 159]
Bu ayet-i kerime tevekkül ile beraber çalı mayı ve çalı mada azmin de gerekti ini bildiriyor.
Demek ki her müslüman çalı acak, azmedecek ve sonra da güvenecektir. Tevekkül, Allahü
teâlânın emridir. Tevekkül bir zaaf de il, bir kuvvettir. Hadis-i erifte buyuruluyor ki:
(Deveni ba la ve sonra Cenab-ı Hakka tevekkül et!) [ bni Asakir]
slâm dini, insanlara daima çalı mak, aklını do ru kullanmak, her türlü yenili i ö renmek,
muvaffak olmak için her türlü me ru çareye ba vurmak gibi hususları emretmektedir.
[Bir büyük evliya zat buyuruyor ki, (Tevekkül, bir i te, dinen, ilmen, örfen her türlü tedbiri
alıp, neticeye teslim olmaktır.)]
Bir müslüman ancak herhangi bir i te aklını kullandı ı, her çareye ba vurdu u ve son derece
de çalı tı ı hâlde, bir ba arıya ula amazsa, üzülmemeli ve bu sonucun, Allahü teâlânın kendisi
için münasib gördü ü bir husus oldu unu kabul ederek kaderine razı olmalıdır. Yoksa hiçbir ey
yapmadan, çalı madan, ö renmeden ve bilmeden yan gelip yatarak beklemek, slâmiyette
yoktur. Böyle yapmak büyük günahtır.
Faydalı eyler
Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: ( nsana, ancak dünyada çalı arak [ihlas ile]
yaptı ı i ler [ahirette] fayda verir.) [Necm 39]
nsanlar, bazan her eye ba vurdukları ve çok çalı tıkları hâlde, istediklerine nail olamazlar.
te o zaman, bu i te kendi ellerinde olmayan bir kudret bulundu unu ve bu kudretin insanların
ya amaları ve muvaffakiyetleri üzerinde müessir oldu unu ve onlara yön verdi ini kabul ederler.
te kısmet budur. Kısmet aynı zamanda büyük bir teselli kayna ıdır. (Ben vazifemi yaptım,
fakat ne yapayım ki kısmetim bu imi ) diyen bir müslüman, bir i te ba arısız olsa bile,
ümitsizli e kapılmaz ve büyük bir iç huzuru ile çalı maya devam eder. Kur'an-ı kerimde mealen
buyuruldu ki:
(Güçlükle beraber elbette bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir i i bitirince di erine
te ebbüs et ve hacetini yalnız Rabbinden iste!) [ n irah 5-8]
Yani ba arısızlıktan ümitsizli e dü meyip çalı maya devam etmelidir.

Allah bes baki heves


Sual: Allah bes, bâkî heves ne demektir?
CEVAP
Bes, kâfi, yeter, yeti ir demektir. Bâkî, kalan demektir. Heves ise, nefsin iste i, geçici arzu
demektir. Allah bes diyen, Allahü teâlâya tevekkül etmi olur. Tevekkül, vekil etmek, i ini
ba kasına havale etmektir. Istılahta ise, Allaha güvenmek, Ona dayanmaktır.
Tevekkül, de i tirilmesi insan gücünün dı ında olan acı olayların, ezelde takdîr edildi ini
bilip, üzülmemek, Allahtan geldi ini dü ünerek seve seve kar ılamaktır. Allah bes diyen, [Ona
tevekkül eden] yani onu vekil eden kurtulur. [Vekil: koruyucu, gözetleyici, bakıcı, yardımcı.]
Bes Farsçadır. Allah bes ifadesinin Arapçası, (Hasbiyallah) demektir.
Hasbiyallah, Allah bana yeti ir demektir.
Hasbiyallahü ve ni’mel vekîl ise, Allah bana yeti ir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil,
demektir.
Hasbünallahü ve ni’mel vekîl ise, Allah bize yeti ir, O, güvenilip dayanılan ne güzel vekil,
demektir. Kur’an-ı kerimde, cesur müminlerin, (Hasbünallahü ve ni’mel vekîl) dedikleri
bildiriliyor. (Al-i mran 173)
Allah müminlere kâfidir
Allahü teâlâ, Peygamber efendimize buyuruyor ki:
(Sana hile yapmak isterlerse, Allah sana kâfidir.) [Enfâl 62]
(Sana ve sana tâbi olan müminlere Allah kâfidir.) [Enfâl 64]
([Ey resulüm, senden] yüz çevirirlerse, “Hasbiyallahü lâ ilâhe illa hüve aleyhi
tevekkeltü ve hüve rabbül ar il azîm” de! = Allah bana kâfidir, Ondan ba ka ilâh yoktur, ben
sadece Ona güvenir, Ona dayanırım. O büyük Ar ın sahibidir.) [Tevbe 129]
(De ki: Hasbiyallahü aleyhi yetevekkel-ül-mütevekkilün= Bana Allah yeter, güvenip
dayanacaklar, ancak Ona güvenip dayanırlar.) [Zümer 38]
(Allaha dayan; vekil olarak Allahü teâlâ sana yeter.) [Nisa 81]
(Tevekkül edene Allah kâfidir.) [Talak 3]
Zümer suresinin 36. ayetinde mealen, (Allah kuluna kâfi de il mi) buyuruluyor. Evet,
(Allah bes) demeliyiz. Böyle kimseye de eytan musallat olamaz. Kur’an-ı kerimde mealen
buyuruluyor ki:
( man edip de yalnız Rablerine tevekkül eden kimselere eytan hakimiyet kuramaz.)
[Nahl 99]
Her müslümanın Allaha tevekkül etmesi farzdır. Tevekkül imanın artıdır. Çünkü Kur’an-ı
kerimde mealen buyuruluyor ki:
(E er imanınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!) [Maide 23]
Bir insan için en büyük makam, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavu maktır. O hâlde
tevekkül etmek gerekir. Çünkü Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ tevekkül edenleri elbette sever.) [Al-i mran 159]
(Dünya hayatında size verilen nimetler geçicidir. man edip, Rablerine tevekkül
edenler, Ona güvenip dayananlar için, ahirette verilecek Allahın indindeki mükâfat ise,
dünya nimetlerinden daha hayırlı ve daha süreklidir.) [ ûrâ 36]
Hadis-i eriflerde de buyuruluyor ki:
(Hasbiyallahü ve ni’mel vekîl sözü her korku için bir emniyettir.) [Deylemî]
(Sabah ak am 7 kere, “Hasbiyallahü lâ ilâhe illa hü, aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabb-ül
ar il azîm” okuyan, dünya ve ahiret sıkıntısından kurtulur.) [ bni Sünni]
(Bunu on defa okuyanın sıkıntısını Allahü teâlâ giderir.) [ ira]
Sıkıntılı iken okunan duâ
(Sıkıntılı iken “Hasbünallah ve ni’mel-vekîl” deyiniz!) [ bni Merdeveyhî]
(Tedbir almakta âcizlik gösterme! Tedbire ra men bir i e gücün yetmezse,
“Hasbiyallahü ve ni’mel-vekîl de!) [Buhârî]
(Evden çıkarken “Bismillah, tevekkeltü alallah, lâ havle velâ kuvvete illa billah” diyen
kimse, tehlikelerden korunur ve eytan ondan uzakla ır.) [Tirmizî]
( brahim aleyhisselam ate e atılırken, “Hasbiyallah ve ni’mel vekîl” [Bana Allahım
yeti ir, O ne iyi yardımcıdır] dedi.) [Hatîb]
Kur’an-ı kerimde de aynı ey bildiriliyor:
(De ki, Allah bana kâfidir.) [Zümer 38]
Allahtan ba ka güvenilecek, dost edinilecek hiç kimse, hiçbir ey yoktur.
Allahtan ba kasına sı ınmak, örümcek a ına sı ınmaya benzetilmi tir.
Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâdan ba ka dost edinenin hâli, örümce in durumuna benzer. Hâlbuki
barınakların en çürü ü örümcek yuvasıdır.) [Ankebut 41]
O hâlde Allah bes [hasbiyallah] demek ve bu sözde brahim aleyhisselam gibi durmak
gerekir.
Bâkî heves, mâ-sivâdır, Allahtan gayrı eylerdir. Allahtan gayrı eylerle u ra mak ise
faydasız i le vakit geçirmektir. Hadis-i erifte, (Bir kimsenin faydasız i le vakit geçirmesi,
Allahü teâlânın, onu sevmedi ine alamettir) buyuruldu. (Mek. Rabbanî)
- SON -

Das könnte Ihnen auch gefallen