Beruflich Dokumente
Kultur Dokumente
Borçluya mühlet
Sual: Borcunu ödeyemiyen mü terilerimize mühlet tanımak sevâb olur mu?
CEVAP
Borcunu gerçekten ödeyemiyenlere mühlet vermek, elbette çok sevâbdır.
Hadîs-i erîflerde buyuruldu ki:
(Kıyâmet gününün deh etinden kurtulmak ve Allahın himâyesine sı ınmak istiyen,
darda kalan borçluya mühlet versin!) [Taberânî]
(Darda olanı ferâha kavu turan veya böyle bir kimsenin borcunu ödeyeni, Allahü
teâlâ, Kıyâmetin deh et, korku ve sıkıntılarından kurtarır.) [Müslim]
(Fakîr borçluya, borcunu ödemesi için kolaylık gösterene, her gün o borç miktarı
kadar sadaka sevâbı yazılır.) [ .Ahmed]
(Bir kimse, borcunu ödeyebilece i vakte kadar fakîre mühlet verse, günâhlarından
tevbe etmesi için Allahü teâlâ da ona mühlet verir.) [Taberânî]
(Musîbetten kurtulmak, istedi ine kavu mak ve Ar ın gölgesine sı ınmak istiyen, eli
darda olanın borcunun vâdesini uzatsın veya o borcu ba ı lasın!) [Abdürrezzâk]
(Kıyâmette günâhı çok bir müslümanı hesâba çekerler. O kimse de, (Benim iyili im
yoktur. Sadece çıra ıma, “Fakîr olan borçluları sıkı tırma, ne zaman ellerine geçerse, o
zaman vermelerini söyle, bir ey isterlerse yine ver, bo çevirme” diye söylerdim) der.
Allahü teâlâ da, o kimseyi affederek buyurur ki: (Ey kulum, bugün sen fakîr, muhtâçsın.
Sen dünyada benim kullarıma acıdı ın gibi, bugün biz de sana acırız.) [Buhârî]
Ödünç ödenirken
Sual: Ödünç altın, ödenirken, râyice göre ka ıt lira, döviz veya ba ka mal verilse câiz
midir?
CEVAP
Ödünç veren râzı olursa her mal verilebilir.
Alaca ı tahsil
Sual: Bir arkada a sekiz sene önce be bin liraya bir gömlek sattım. imdi ise bir gömlek bir
milyon lira civârındadır. Bu parayı tahsil ederken be bin lira olarak mi, yoksa o günkü be bin
liranın alım gücüne göre mi alaca ız?
CEVAP
E yânın de eri altın ile ölçülür. Sekiz sene önce be bin lira ile kaç gram altın alınıyorsa,
bugün de aynı gram altın istemek câizdir. Diyelim ki 2 gram altın ediyorsa, bugün de 2 gram
altın istenir. 2 gram altının bugünkü kar ılı ı olan kâ ıt para da istenebilir. Gömle e göre veya
ba ka e yâya göre istenmez. Belki bugünkü 2 gram altın iki gömlek eder veya bir gömlek de
etmiyebilir. Ne kadar gömlek etti i de il, ne kadar altın de erinde oldu u önemlidir. hsân
etmek iyidir. Alacaklı arzu ederse be bin lirayı alarak da hesâbı kapar. Hiç de almayabilir.
Ödünçte kolaylık
Sual: Ödünç verirken, haram i lemeden gün tayin edebilmenin bir yolu yok mudur?
CEVAP
(Bey ve irâ Risâlesi)nin smail bin Osman tarafından yapılan erhinin 59. sayfasında,
(Ödünç verirken, zaman tayin etmek, malı, misli ile veresiye satmak olur. Bu ise fâizdir, büyük
günahtır.) buyuruluyor.
Miktarı az olan paralar için gün tayini mühim de ilse de, miktarı fazla olan paralar için gün
tayini lâzım olabilir. Senede, ödeme tarihi konabilmesi için, (S. Ebediyye)de bildirilen birkaç
usûl:
1- Ödünç verece i kimseden kefil ister. Kefilden ödeme tarihi belli bono alır. Borçlu da
kefilin ödemesi lâzım gelen tarihte öder.
2- Yahut borçlu, borcunu kendine borcu olan birine havâle eder. Havâle olunanın borcunun
ödeme zamanı, belli ise, alacaklıya da o zamanda öder.
3- Yahut ödünç isteyene, ödünç verece i kadar fiyatla, ucuz bir eyi veresiye satar. Ondan
bu satı için belli tarihli ödeme senedi alır. Sonra bu eyi aynı fiyatla, pe in olarak geri alır.
(Hadika)da, (Ödünç verece i kimseye, bir kâ ıt parçasını bile bin liraya satmak câizdir.)
deniyor.
4- (E bâh)da, (Ödünç verirken, senede ödeme tarihi koyabilmek yollarindan biri de, Mâlikî
mezhebini taklid etmektir.) deniyor.
(Mizân)da (Mâlikî mezhebinde, ödünç verilen malı, parayı, ödeme zamanından önce veya
sonra isteyemez. Zamanında istemesi lâzımdır.) buyuruldu. Fakat ba ka mezhebi taklîd, ancak
sıkı ık durumlarda câiz olur. Taklîd edilen mezhebin taklîd etti i husustaki bütün artlarını
ö renip bunlara uymak lâzım olur.
5- ( bni Âbidin)de ("Falana olan borcuma kefil ol" dese, o da kabul edip ödese, kefil
borçluya, "Belli zamanda bana ödersin" diyebilir. Fakat "Falana olan borcumu öde" dese, o da
kabul edip ödese, borçlunun bunu ona belli bir zamanda [yani gün tayin ederek] ödemesi câiz
olmaz. Çünkü borçlu için ödemi , borçlu imdi buna borçlu olmu tur. Borcun belli bir zamanda
ödenmesi ise câiz de ildir.) buyuruldu.
[Samîmi tanıdıklar arasında, daha kolay bir usul vardır. Ödünç isteyene, (Falanca gün bana
aynı miktar para hediye edersen, u parayı sana hediye ederim.) denir. O da kabul ederse, para
alınmı olur.]
Akrabaya Yardım
Sual: Yardım yaparken, ödünç verirken akrabayı tercih etmek mi lazım?
CEVAP
Herkese iyilik etmek, ödünç veya sadaka vermek çok sevabdır. Akrabaya yapılan iyilik daha
sevabdır. Bir kadın, Resulullaha, (Fakir kocama infakta bulunsam, sadaka yerine geçer mi?) diye
suâl ettirdi inde Peygamber efendimiz buyurdu ki:
( ki sevab vardır. Biri sadaka, di eri de sıla-i rahim sevabı) [Buharî]
Bu husustaki hadis-i eriflerden birkaçı öyle:
(Senden yüz çeviren akrabana verilen sadaka daha faziletlidir.) [Taberânî]
(Yakın akraba ve kom uya verilen sadakanın sevabı iki misli fazladır.) [Taberânî]
(Paranızı önce kendi ihtiyaçlarınıza, artarsa çoluk çocu unuzun ihtiyaçlarına sarf
edin! Bundan da artarsa akrabalarınıza yardım edin!) [Müslim]
(Bir kimseden amcasının o lu yardım ister de, o da gücü yetti i hâlde, vermezse,
kıyamet günü Allahın fazlından mahrum kalır.) [Taberânî]
(Bir müslümana ödünç veren iki misli sadaka sevabı kazanır.) [ bni Mace]
Din istismârı
Sual: Tüccârın, malını mü teriye gösterirken kelime-i tevhîd, salevât okuması uygun
mudur?
CEVAP
Tesbîh, tahmîd, tekbîr ve Kur’ân-ı kerîm ve hadîs-i erîf ve fıkıh kitâbı okumak sevâbdır.
Kur’ân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
(Allahı çok zikredenlerin günâhları affolur ve çok sevâb verilir.) [Ahzâb 35]
Tüccârın, malını mü teriye gösterirken, bunları okuması, tekbîr getirmesi, kelime-i tevhîd,
salevât söylemesi günâhtır. Bunları, para kazanmaya âlet etmek olur. ( htiyâr)
Karaparayı aklamak
Sual: Kendisine eyh baba denilen biri, kom umuzun hanımına, (Kocandan çaldı ın parayı
bana getir. Ben harâm parayı helâle çeviririm) demi . eyhin karaparayı aklama yetkisi var
mıdır?
CEVAP
eyhin harâm parayı helâle çevirmek gibi bir yetkisi yoktur. Böyle kimseler sahte eyhtir.
Kimi (Namazı senden kaldırdım) diyor, kimi (sizi karde yaptım) diyerek kadınla erke in
halvetine zemin hazırlıyor. Böyle eyhlerden uzak durmalıdır.
Veresiye Altın
Sual: Veresiye altın alıp satmak caiz midir?
CEVAP
Altın, altın kar ılı ı veresiye satılmaz. Altını kâ ıt para ile veresiye satmak caizdir.
Rü vet afeti
Sual: Günümüzde rü vet yaygınla mı tır. Rü vetin dindeki yeri nedir?
CEVAP
Dinimiz, gasb edilmi malı ve zulüm, hırsızlık ile alınan, rü vet, faiz, kumar ücretleri ve
di er hıyanet yollarından birisi ile ele geçen kazancın yenilmesini ve ba kalarına yedirilmesini
yasak etmi tir. Kur' an-i kerimde mealen buyuruldu ki:
(Birbirinizin mallarını aranızda [kumar, yalancılık, sahtekarlık, hırsızlık, gasb, rü vet
gibi] bâtıl sebeplerle yemeyin!) [Bekara 188]
Kızın babasının veya akrabasının, kızı vermeye razı olmaları için damattan istedikleri para
veya mal rü vet olur. Ayakbastı parası almak da rü vettir, haramdır. Malını, canını, hakkını
kurtarmak için istemiyerek rü vet vermek caiz ise de, rü vet istemek asla caiz de ildir,
haramdır.
Layık olmayan ki ileri i e almak için rü vet istemek, ülke idaresini ehliyetsiz ellere terk
etmek demektir. Bu da bir milletin yıkılmasına sebep olur.
Bir ö retmenin, kabiliyetsiz bir talebeyi rü vetle geçirmesi de, layık olmayan kimselerin i
ba ına geçmesine vesile olur.
Alt sırada olan bir evra ı rü vetle üste çıkarıp hemen muamelesini yapmak, di er sırası
gelen insanların haklarına tecavüzdür, zulümdür.
Doktorun rü vet alarak sa lam memura rapor vermesi, düzenin bozulmasının, ülkenin
yıkılmasının sebeblerindendir.
Belediyelerce, kanunsuz binalara ruhsat vermek veya ruhsatsız yapılara rü vet alarak göz
yummak veya daha ba ka ekilde rü vet almak vazifeye ihanettir.
Müslümanlık ve Rü vet
Dinsiz bir kimse, Allahtan korkmadı ı için, kanunun görmedi i yerlerde her rezaleti
i leyebilir. Fakat bir müslüman, Allahın her zaman kendini gördü ünü bildi i için rü vete
karı maz ve di er günahları i lemez. E er müslüman bir kimse, rü vet gibi kirli i lere
karı mı sa, Allahtan korkmadı ı veya az korktu u anla ılabilir. Bu bakımdan müslüman bir
kimsenin rü vet alması, sadece kendini günaha sokmakla kalmaz, aynı zamanda islâmiyete de
ihanettir.
Neticede, rü vet bir milleti manen ve maddeten çökerten bir illettir. lgililere yardımcı
olmak, her ferdin vazifesidir.
Dinen büyük günah olup, bir milletin felaketine sebeb olan rü veti kaldırmak ancak islâm
ahlâkına sahip olmakla mümkündür. Çünkü ahlâklı bir müslüman haksızlık etmedi i gibi,
haksızlı a da razı olmaz. Çünkü onda Allah korkusu bulundu u için rü vete vasıta bile olmaktan
aslandan, yılandan kaçar gibi kaçar.
Bu bakımdan çocuklarımızı, gençlerimizi ahlâklı yeti tirmek, millet olarak ba ta gelen
vazifelerimizden biridir. Devlet memurlarının vazifelerini yaparken, vazife yaptı ı ki ilerden
hediye almaları da do ru de ildir.
Hediye ve Rü vet
Hz. Ömer, devlet ba kanı iken, hanımı ile bir köye gider. Köylü kadınlar halifenin hanımına
çe itli hediyeler verirler. Eve geldikleri zaman, hazreti Ömer, hanımına der ki:
- Bunları nereden aldın?
Hanımı cevap verir:
- Köylü kadınlar hediye ettiler.
- Ben halife olmasaydım, sana bu hediyeler verilir miydi? Eskiden ben halife de ilken sana
niçin hediye vermiyorlardı? diyerek Hz. Ömer, verilen hediyeleri beyt-ül mala verir.
Rü vet, haksız kazanç yollarından biridir. Bütün dinlerde günahtır. Devletlerin ceza
kanunlarında, devlet idaresine kar ı i lenen bir amme [kamu] suçu kabul edilmi tir.
Haksızı haklı, yanlı ı do ru, kötüyü iyi, liyakatsızı liyakatlı göstermek için bir kimseden
para, mal almak rü vettir. Böyle gayrı me ru hareket için, para, mal verilmesine vasıta
olmamalıdır! Çünkü hadis-i erifte buyuruldu ki: (Rü vet alana, verene ve bunlar arasında
rü vete vasıta olana da Allahü teâlâ lânet etsin.) [Hakim]
Rü vetin yaygınla ması kıyamet alametlerindendir. Hadis-i erifte buyuruldu ki: (Öyle bir
zaman gelecek ki, rü vet, hediye adı altında alınıp verilecek, ibret olsun diye, gözda ı
vermek için suçsuz kimseler öldürülecektir.) [ . Gazalî]
Hediye ve Hükümleri
Sual: Hediye hangi hâllerde, câiz ve hangi hâllerde câiz de ildir?
CEVAP
Mu’teber kitaplarda diyor ki:
1- Hediye veya hibe [ba ı ], mevcut ve bilinen bir malı, birine kar ılıksız temlîk etmektir.
Belli bir kar ılık istiyerek vermek de câizdir. Meselâ, borcunu ödemesini art etmek câizdir.
2- Kar ılık vermek artı ile yapılan hediye, kar ılı ı verilmedikçe sahîh olmaz. Hediyenin ve
kar ılı ının, ayrılmadan önce verilmeleri lâzımdır.
3- (Sen ölürsen benim, ben ölürsem senin olsun) diyerek evini birisine vermek bâtıldır.
4- Ali, Veli’ye, (Ya adigin müddetçe evim senin olsun) dese, Veli ölünce, ev, sâhibine
verilir.
5- (Al, sarf et) diye verilip, hediye oldu u söylenmiyen para, teslim edilince, ödünç verilmi
olur. (Al, giy) diyerek verilen elbise, hediye olur.
6- Hediye verilmeden önce, veren vazgeçebilir. Hediye verildikten sonra, ancak ikisinin
rızâsı ile vazgeçilebilir.
7- Hâfız, pazarlık etmeden, Allah rızâsı için hatim veya mevlid okursa, kendisine verilen
hediyeyi alması câiz olur. Az diye tirâz ederse, aldı ı haram olur.
8- Çocu un hediye vermesi sahîh de ildir. Çocu a verilen hediyenin sahîh olması için,
çocu un, hediye edilen eyi eline geçirmesi lâzımdır.
9- Fakir, zenginin verdi i sadakayı zengine hediye etse, zenginin alması câiz olur.
10- Biri, “Bu malı sana hediye ettim” dese, öteki de alsa, hediye tamam olur.
11- Mü teri, mali teslim almadan ba kasına hediye edebilir.
12- Henüz ele geçirmeden önce, ikisinden birisi ölse, hediye bâtıl olur.
13- ki kimse, ortak oldukları bir evi birine hediye etseler, câiz olur. Bir kimse, evini iki
ki iye hediye etse, câiz olmaz. Çünkü, taksimi mümkün olan eyi, hisse-i âyı’alı olarak vermek
câiz de ildir.
14- Gelecek ay ba ında, u mali sana hediye ettim demek sahîh olmaz.
15- Ölünceye kadar nafakasını vermek ve kendine hizmet etmek artı ile evini birine hediye
ve teslim edince, hizmete ba larsa, evi geri alamaz.
Evini, ölünceye kadar içinde oturmak artı ile satmak fâsid ise de, hediye etmek câizdir ve
evi teslim ettikten sonra, geri alamaz. [Mecelle 855.]
16- Hediye verirken malın mevcût olması art, hazır olması art de ildir.
17- Zorla alınan hediye sahîh de ildir. Meselâ bir kimse, hanımına, (Sana borcum olan
mehrini bana hediye etmezsen, babanın evine hiç gidemezsin) dese, hanımı da, hediye etse,
sahîh olmaz. Çünkü kerhen, zor ile hediye vermek sahîh olmaz.
18- Hediye, ancak ele geçince mülk olur. Satın alınan mal ise, ele geçmeden önce mülk olur.
19- Ölüm hastası, malının üçte birini, vârislerinden ba kasına ba ı lıyabilir.
20- Alaca ını borçlusuna ba ı lıyan, vazgeçemez. (Alaca ım yok) deyince de, borç kalmaz.
21- Kazançları üpheli olan, hediyele meli ve ödünç alıp kullanmalıdır! Haramdan geldi i
kesin olarak bilinmedikçe, hediye gelen eyler helâldir.
22- Do acak yavrusu benim olmak artı ile bu hayvanı sana hediye ettim demek câizdir.
Yavrusu da hediye olur.
23- Mehr vermemek artı ile nikâh sahîh olur. Fakat sonradan mehrini verir.
24- Mü terinin ba kasına satmaması artı ile bir mal satmak veya ba kasına satmamak artı
ile satın almak sahîh olup, bu artların hepsi bo tur, yapılmaz.
25- Peygamber efendimiz buyurdu ki:
(Verdi i hediyeyi geri istemek, kustu unu yalamak gibidir) [Müslim]
Buna ra men, bir kimse, bir ihtiyâçtan dolayı veya sebepsiz verdi i hediyeyi geri isteyebilir.
Ancak u yedi eyden biri varsa, hediye teslimden sonra, artık geri alınamaz:
1- Verilen malda kıymetini artıran fazlalık meydana gelmi olmak,
2- kisinden birinin ölmesi,
3- Hediyenin kar ılı ı oldu u bildirilerek bir hediye vermek,
4- Hediye edilen malın, alanın mülkünden çıkması,
5- kisi arasında nikâh bulunmak veya aralarında nikâhı ebedî haram eden akrabâlık
bulunmak,
6- Hediye edilen malın helâk olması, geri almaya mâni’ olur.
7- Fakire verilmi olması. Çünkü fakire verilen hediye, sadaka olaca ı için geri alınamaz.
Devletin verdikleri
Sual: Bir vâiz, “Necm sûresindeki ( nsan için çalı tı ından ba kası yoktur) anlamındaki
âyetten anla ılıyor ki, emekli maa ı ve alın teri karı mıyan her kazanç harâmdır. Ya lı
kimselerin ücretsiz belediye araçlarında seyahat etmesi de böyledir. Yine aynı âyet gösteriyor ki,
ölü için yapılan duâ, sadaka ve di er iyiliklerin hiç faydası olmaz” dedi. Faydası yoksa, niçin
cenâze namazı kılıyoruz?
CEVAP
Ölü için duâ edilir, her türlü hayrat yapılır. Emekli maa ı almak da câizdir.Devlet, ihtiyârlara
bir ihsân olarak ya lılık maa ı ba lamı tır. Aynı ekilde belediye, ihsân olarak ihtiyârlara
ücretsiz seyahat hakkı tanımı tır. Bu bir hediyedir. Devlet, gâzilere, asker âilelerine maa
ba lıyor. On çocu u olana ikramiye verebilir. Zelzeleden zarar görenlere kar ılıksız yardım
edebilir. Yâhut sırf Türk vatanda ı oldu u için herhangi bir yardım yapabilir.
Devlet bir kimseye böyle çe itli yardımlar yaptı ı gibi, bir fert de diledi i kimseye,
milyonlarca, milyarlarca yardım yapabilir. Hediye verebilir. Alınan her paranın muhakkak alın
teri ile alınması lâzım de ildir.Devlet, bir memuruna, bir i çisine anla ma îcâbı, haftada bir gün
veya iki gün izin verebilir. Yılda bir ay, iki ay izin verebilir. Birkaç ay hastalık izni verebilir. Bu
izinli oldu u zamanlarda da maa ından kesmeyebilir. u kadar yıl çalı anı emekli edebilir.
Bunların hiçbiri dîne aykırı de ildir. Devlet, 25 yılda emekli etti i gibi, bunu 50 yıla da
çıkarabilir veya on yıla indirebilir. Ömür boyu emekli maa ı verebilir. Devlet, 25 yıl hizmet eden
memura ölünceye kadar maa verdi i gibi, Allahü teâlâ da, îmân edenlere sonsuz mükâfât
vermektedir.
Bir kimsenin, îmân etti i için, kuluna sonsuz mükâfât veren Allahü teâlâya, niçin bu kadar
ni’met veriyorsun, diye suâl edemedi i gibi, belli bir hizmet kar ılı ı, ölünceye kadar maa
almaya harâm demek çok yanlı tır. Kur’ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki: ( nsana, ancak
çalı arak [ihlâs ile] yaptı ı i ler [âhırette] fayda verir.) [Necm 39]
Bir kimse, ba kasının yaptı ı amelden fayda görmez. Herkesin yaptı ı kendinedir. Meselâ
bir kimse, sadaka verse, sevâbı yalnız sadakayı verene ait olur. Ba kasının bu sevâbda hissesi
olmaz. Ancak amel i liyen, meselâ sadaka veren kimse, sevâbını ba kalarına da ba ı layabilir.
Onlar da bu sevâbdan faydalanır. Ölülere duâ ve istigfâr etmek faydalıdır. brâhim aleyhisselâm,
(Ey Rabbimiz, [kıyâmette] hesâb için aya a kalkıldı ı gün, beni, ana-babamı ve bütün
mü’minleri affeyle) diye duâ etmi tir. ( brâhim 4)
Bir mü’minin duâsı ile di er mü’minlerin günâhları affediliyor ki, böyle duâ edilmesi
emredilmi tir. Yine her gün namazda, ( bâdillâhissâlihîn) diyerek müslümanlara duâ ediyoruz.
Faydası olmasaydı, her tehıyyatta bunun okunması emredilmezdi.
Hadîs-i erîfte buyuruluyor ki:
(Ölünün mezârdaki hâli, imdât diye ba ıran, denize dü mü kimseye benzer.
Bo ulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini bekledi i gibi, ölü de,
babasından, anasından, karde inden, arkada ından gelecek bir duâyı gözler. Ona bir duâ
gelince, dünyaya ve dünyada olanların hepsine kavu maktan daha çok sevinir. Allahü
teâlâ, ya ıyanların duâları sebebi ile, ölülere da lar gibi çok rahmet verir. Dirilerin,
ölülere hediyesi, onlar için duâ ve isti fâr etmektir.) [Deylemî]
Günâhkâr bir müslümanın cenâze namazını müslümanlar kılarsa, ölünün günâhları affolur.
Yanî dirilerin duâları sebebiyle ölülere çe itli hediyeler gider. Hadîs-i erîfte buyuruldu ki:
(Müslümanlardan üç saf, bir müslümanın cenâze namazını kılarsa, ölü Cennete girmeye
hak kazanır.) [Ebû Dâvüd, Tirmizî]
Ölü için duâ ve Kur’ân-ı kerîm fayda verdi i gibi, ölüler için sadaka vermek de onların
günâhlarının affına sebep olur. Hadîs-i erîflerde buyuruldu ki:
(Allah için nâfile sadaka vermek istiyen, bunu müslüman ana-babasının niyetine verse,
ana-babası için birer ecir, onların ecirlerinden eksilmemek üzere, bir misli de kendisine
verilir.) [Taberânî, bni Asâkir]
(Ölmü ana-babası nâmına hac eden, bu hac hem kendisi, hem de ana-babası için
kabûl edilir ve ana-babasının rûhuna müjde verilir.) [Dâre Kutnî]
(Ölen mü’minin her ameli kesilir. Yalnız üç amelinin sevâbı devam eder. Bunlar,
sadaka-i câriye, faydalı ilim ve kitap ile sâlih evlâdın etti i duâ ve isti fârlar.) [Ebû eyh]
[Sadaka-i câriye, câmi, çe me, yol gibi, faydası devâm eden i lerdir.]
(Dînimizde iyi bir çı ır açana, bunun sevâbı ile bununla amel edenlerin sevâbı verilir,
o çı ırda [o yolda] gidenlerin sevâbından da hiçbir ey eksilmez. Dînimizde kötü bir çı ır
açana da, bunun günâhı ile, bununla amel edenlerin günâhı verilir, o kötü yolda gidenlerin
günâhından da hiçbir ey eksilmez.) [Müslim]
Tatarhâniyye’de, (Sadaka veren, sevâbının bütün mü’minlere verilmesi için niyet ederse,
kendi sevâbından hiç azalmadan, bütün mü’minlere de sevâbı eri ir) buyurulmaktadır.
(R.Muhtâr)
Kirâcı ve u ur
Sual: Kirâladı ım tarlanın u runun tamamını benim mi vermem gerekir?
CEVAP
Fıkıh kitaplarında, (Bir kimse, tarlasını kirâya verirse, mahsûlün u runu, mâm-ı a’zama
göre, mal sâhibi verir. Kirâ ücreti yüksek olan yerlerde, böyle fetvâ verilir. mâmeyn’e göre,
kirâcı verir. Kirâ az olan yerlerde, böyle fetvâ verilir) buyuruluyor. Meselâ, kirâ ücreti olarak 20
milyon lira verip, masraflar çıktıktan sonra 60 milyon liralık mahsûl almı sanız, mahsûlün
u runu siz verirsiniz. Masraflar çıktıktan sonra 30 milyon liralık mahsûl almı sanız, tarla sâhibi
verir. Çünkü kârın yarısından fazlasını mal sahibi almı tır. 10 milyon liralık masraf yapıp 50
milyon liralık mahsûl almı sanız, 40 milyon lira almı sınız demektir. Bunun 20 milyonunu mal
sahibine verdi iniz için, mahsûlün yarısının u runu siz, yarısınınkini de mal sâhibi verir. U ur
verilirken kira ücreti ve masraflar dü ülmez. Fakat u ru hangi tarafın vermesi gerekti i hesap
edilirken, masraflar nazarı itibâre alınır.
Depoziti Kullanmak
Sual: Evimi kiraya verirken bir miktar depozit almak ve bu parayı kullanmak caiz midir?
CEVAP
Dinimizde depozit almak, rehin almak gibidir. Yani kiracının rızası ile depozit almak
caizdir. Alınan bu depoziti daha sonra kiracının izni ile kullanmakta mahzur yoktur. zinsiz
kullanılması tahrimen mekruhtur.
Vekili Azletmek
Sual: Bir arkada a muayyen bir para vererek, bana bir arsa almasını söyledim. Bir yıla yakın
oldu. Arsa almadı. Ben de vazgeçtim. Yani onu vekillikten azlettim. O "kendi arsamı sana
vereyim" diyor. Ben de istemiyorum. Arkada , "sözünde durman gerekir" diyor. Bir insan,
vekilini istedi i zaman azledemez mi, paramı vermezse bana zulmetmi olmaz mı?
CEVAP
Bir insan vekilini istedi i zaman azledebilir. Paranızı vermezse size zulmetmi olur. Zulmün
günahı büyüktür. (Hindiyye, R.Muhtar)
Vekil, sahibine kendi malını satamaz. Paranızı vekilden aldıktan sonra, onun arsasını
isterseniz alabilirsiniz.
Ucuz satmak
Sual: Satın aldı ım gıda maddelerinin tutarı 5 milyon 300 bin lira tuttu. Bakkal, (Üçyüz bini
kalsın) dedi. Be milyon aldı. Caiz oldu mu?
CEVAP
Caizdir. Bakkal, hiç ücret de almayabilir.
Müteahhitle sözle me
Sual: Müteahhitle üç yıl sonra evi teslim etmesi için anla tık. Geciken her gün için bir
miktar gecikme tazminatı almak üzere sözle me yapmam caiz mi?
CEVAP
Evet caizdir. Ancak, vaktinde ödenmiyen alacak için caiz olmaz. Çünkü alacak, evi teslim
etmeye benzemez.
Alaca ını tehir ederek fazla istemek faiz olur. Kur' an-ı kerimde buyuruluyor ki:
(Allah, alı -veri i, ticareti helal, faizi haram kıldı.) [Bekara 275]
Alacaklının zarar etmemesi için, paranın o günkü kıymeti altın olarak hesaplanır. Ödenece i
gün, altın olarak verilir. Dolara veya herhangi bir e yaya göre hesaplanmaz. Kıymet denilince,
altın anla ılır, ba ka mal ve para anla ılmaz. Çünkü e yanın kıymeti altın ile anla ılır. (Ke fi
rümuz-i gurer)
Ev sahibi ölünce
Sual: Evi bir seneli ine kiraladım. Bir müddet sonra sahibi öldü. O lu, yıl dolmadan evden
çıkarabilir mi, kirayı artırabilir mi?
CEVAP
Sözle me süresi dolana kadar çıkaramaz ve kirayı artıramaz.
Ev Satmak
Sual: Bir arkada a "Evini yüz milyona satayım mı?" dedim. O da razı oldu. Ben de 150
milyona sattım. Arkada a 100 milyon verdim. Yaptı ım i günah oldu mu?
CEVAP
Arkada ınıza, istedi i fiyatı verdi iniz için size günah olmaz.
Ödünç alırken
Sual: Hangi durumda ödünç alınır? Alınan borcu geciktirmek uygun mudur?
CEVAP
u üç durumda ödünç almak caiz olur:
1- Nafakası olmıyanın, nafakasını, vücudunu örtecek kadar elbise almak için veya kazancı
üpheli olanın, helal nafaka almak için ödünç istemesi caizdir.
2- Evi olmıyan kimsenin, ev satın alması veya evinin kirasını ödemesi için ödünç istemesi
caizdir. So uktan korunmak [odun, kömür, soba, kı lık palto gibi eyler almak] için de ödünç
alabilir.
3- Evlenmek, mevkii ve vazifesi icabı, adete uygun giyinmek ve bunun gibi i ler için ödünç
istenebilir. [Zaruret olunca da ödünç almak caiz olur.]
Bu üç maddede bildirilen hususlar dı ında ödünç istemek caiz olmaz. Mesela, parası
olmıyan kimsenin baklava yemek, me rubat içmek ve pahalı kuma lardan elbise almak,
kom unun var diye ihtiyaç olmıyan bir eyi almak için ödünç istemesi do ru de ildir. Kısacası
makam ve vazifesi gere i de ilse, lüks sayılan yiyecek, içecek ve giyecek için ödünç alınmaz.
Ödemek niyetiyle ödünç alana Allahü teâlâ yardım eder, ödünç verene de çok sevab verir.
Bire Onsekiz Sevab
Hadis-i eriflerde buyuruldu ki:
(Sadaka için on sevab, ödünç için ise on sekiz sevab vardır.) [Taberânî]
(Allah rızası için ödünç verene, her gün için sadaka sevabı verilir. Fakirden alaca ını
çabuk istemiyene, her gün için malın hepsini sadaka vermi gibi sevab verilir.) [Hakim]
Borçlanmamaya çok dikkat etmelidir! Hz. Lokman Hakim, (Borç yükü altında ezilmektense,
ta ta ımayı tercih ederim) buyuruyor. Çünkü borçlanmak, insanı küfre kadar sürükler.
Peygamber efendimiz buyuruyor ki:
(Ya Rabbi, küfre dü mekten ve borca girmekten sana sı ınırım.) [Nisai]
(Borçsuz olan hür ya ar.) [Beyhekî]
(Huzur içinde iken, borçlanarak korku içinde ya amayın!) [Hakim]
(Borçtan sakının! Borç, gece gama, gündüz zillete sebep olur.) [Beyhekî]
Ödünç alınan borçları ilk fırsatta ödemeye çalı malıdır! Alı veri neticesinde meydana
gelen taksitli, borçları da zamanında ödemelidir! Ödemeyi geciktirmek günahtır. brahim Edhem
hazretleri, (Borcu olan kimse, ya lı ve sirkeli yemek yememeli) buyuruyor. Borcu olan, borcunu
ödemeden sadaka bile vermemelidir! Hadis-i erifte buyuruldu ki: (Kendi veya çoluk çocu u
muhtaç veya borçlu olanın verdi i sadaka kabul olmaz.) [Buharî]
htiyacı olmıyana, malını lüzumsuz yerlere, harama harcıyana ödünç para vermemelidir!
Borcunu vaktinde ödemeyen kimsenin, gelip mühlet istemesi gerekir. Ödeme imkanı oldu u
hâlde, borcunu geciktirmek zulümdür, günahtır. Bir kimse, malı oldu u hâlde, borcunu ödemeyi
bir saat geciktirirse, zâlim ve asi olur. Namaz kılarken de, oruç tutarken de, uykuda da, yani her
an, lânet altında bulunur. Malı olmak, parası çok olmak demek de ildir. Satılık bir eyi olup da,
satmazsa, günah i lemi olur.
Hadis-i eriflerde buyuruldu ki:
(Ödememek niyetiyle borçlanan, Kıyamete hırsız olarak gelir.) [ Mace]
( mkanı varken, borcunu ödemiyene her gün zulmetme günahı yazılır.) [Taberânî]
(Aldı ı borcu ödemiyene Allahü teâlâ, Kıyamette "Bu kimsenin hakkını sizde
bırakaca ımı mı zannettiniz?" buyurarak onun iyi amellerini alıp di erine verir. E er
borçlunun, iyi ameli yoksa, alacaklının günahları borçluya yüklenir.) [Taberânî]
Borcunu ödeyemiyene mühlet vermek sevabdır. Hadis-i eriflerde buyuruldu ki:
(Kıyametin deh etinden kurtulmak istiyen, darda kalan borçluya mühlet versin!)
[Taberânî]
(Darda olanı feraha kavu turanı veya onun borcunu ödeyeni, Allahü teâlâ Kıyametin
deh et, korku ve sıkıntılarından kurtarır.) [Müslim]
(Beldan kurtulmak, istedi ine kavu mak ve Ar a sı ınmak istiyen, darda kalan
borçluya mühlet versin veya ona alaca ını ba ı lasın!) [Abdürrezzak]
Kıyamette günahı çok bir müslümanı hesaba çekerler. O kimse de (Benim hiç iyili im
yoktur. Sadece çıra ıma, "Fakir olan borçluları sıkı tırma, ne zaman ellerine geçerse, o
zaman vermelerini söyle, bir ey isterlerse yine ver, bo çevirme!" diye söylerdim.) der.
Allahü teâlâ da, onu affederek buyurur ki: (Bugün sen muhtaçsın. Sen dünyada kullarıma
acıdın, bugün biz de sana acırız.) [Buharî]
Hayvan Postu
Sual: Kendili inden ölen veya besmele ile vurulan tilkinin derisini daba lamadan satmakta
mahzur var mıdır?
CEVAP
Koyun, sı ır gibi, eti yenen hayvan kendili inden ölürse le olur. Le derisini daba lamadan
satmak bâtıldır, caiz de ildir. Tilki, sansar besmele ile öldürülürse derileri temiz olur.
Daba lamadan satmak caizdir. Kendili inden ölürse daba lamadan satmak caiz olmaz. Domuz
ve yılan derisi daba lansa da temiz olmaz. (Halebi)
Kirasız Tarla
Sual: Ülkede az bir arazim vardır. Bir arkada , "Tarlanı ben ekip süreyim." dedi. Ücret falan
söylemedi. Ben de samimi oldu umuz için bir ey demedim. Hiç ücret istemesem, ne verirse
alsam, vermezse almasam mahzuru olur mu?
CEVAP
Ücret alacaksanız pazarlık edin! Durumu iyi olanın evinden kira, tarlasından ücret
almamasının çok daha iyi oldu unu (Din karde ine tarlasını kiraya vermek yerine ücret
almadan ektirmek çok sevabdır.) hadis-i erifi açıkça bildirmektedir. (Nesâî)
Turisti Kandırmak
Sual: Sovyetlerden Erzuruma gelen turistleri kandıranlar çıkıyor. Be bin verip ellibin
diyenler oluyor. Dinimizde gayrı müslimleri de kandırmak günah de il midir?
CEVAP
Bir kimsenin hakkını yemek, kandırmak ona zulüm olur. Zulüm ise haramdır, büyük
günahtır. Gayr-i müslime zulmetmenin, müslümana zulmetmekten daha kötü oldu u (Dürr-ül-
muhtar) ve di er muteber kitaplarda yazılıdır. K. Saadetteki hadis-i erifte, (Satılan bir eyin
kusurunu gizlemek helal de ildir. O kusuru bilip söylememek de kimseye helal de ildir.)
buyuruldu. Yine aynı kitapta, bu dayın ya kısmını çuvalın iç tarafına koyan bir satıcıya
Peygamber efendimizin, (Ya kısmını niçin saklayıp göstermiyorsun? Hile yapan bizden
de ildir.) buyuruldu u bildiriliyor.
Erbain-i Selmani kitabında (Bir eyi aldatarak pahalı satmak veya ucuza almak faiz olur,
haram olur.) ve (Satılan eyin aybını ve satın alınan eyin kıymetini gizleyerek aldatmak faiz
olur, haram olur.) buyuruldu.
Paralı Gün
Sual: On arkada , bir evde toplanıp, tasarruf etmek ve toplu paraya sahip olmak için kura
çekerek her hafta, kurada adı çıkan arkada a çeyrek altın verme mecburiyeti koymaktayız. Bu
artlarla para almak haram mıdır?
CEVAP
Evet haramdır. (Hadika)
Ücretsiz
Sual: Bir i sahibi, bir i alabilmek için i verene bedava i yapması caiz midir? Gayri
müslime adet olarak dayı denebilir mi?
CEVAP
çinin teklifi caizdir. veren teklif edip, i çi zorla çalı ırsa zulümdür, caiz olmaz. (Hadika)
Gayri müslime dayı, dayıcı ım demek , adet olarak söylemek caizdir. Hürmet için söylemek
caiz olmaz. (R. Muhtar)
Kirâcı ve depozit
Sual: Kirâcıdan depozit almak ve bu depoziti kullanmak, depoziti Türk lirası olarak verip
Türk lirası olarak almak câiz midir?
CEVAP
Kirâcıdan depozit almak câizdir. Alınan bu depoziti daha sonra kirâcının izni ile
kullanmakta mahzûr yoktur. zinsiz kullanılması tahrîmen mekrûhtur. Kirâcı râzı olursa,
Türk parası olarak alıp Türk parası olarak iâde etmek câizdir. Fakat birkaç sene sonra
Türk lirasının de eri dü er. De eri dü mü parayı kirâcıya verirken biraz dü ünmek
gerekir. Bunun için depozitleri altın olarak vermek çok iyi olur. Fazla bir kayıp sözkonusu
olmaz.
Tazminat almak
Sual: Kom um, bana hırsız diye iftirâ etti. Mahkeme, tazminat ödemesini kararla tırdı. Bu
tazminatı almam câiz midir?
CEVAP
Evet.
stakoz ihrâcı
Sual: Yurt dı ına istakoz ihrâç etmek câiz mi?
CEVAP
Evet câizdir.
Ödünç ve rehin
Sual: Benden ödünç isteyen arkada tan, rehin olarak bir ey istemem câiz midir?
CEVAP
Evet câizdir. (E bah)
Dini Levha
Sual: Sadece mushaf ve dini levha ticaretinin mahzuru var mıdır?
CEVAP
Mushafı, Kur' an-ı kerim ö retilmesine, okunmasına sebep olmak niyetiyle satmak caiz ve
sevab olur. Aldı ı para helal olur. Fakat böyle niyetin alameti mal olu fiyatına yakın az bir karla
satmaktır.
Geçimi ba ka kitaplardan sa lanıyorsa, mushafları karsız satmalıdır. ( ira)
Mushaf, dini levha, ilmihal kitapları ticaret malı de ildir. Emr-i maruf için satılır. Çar ıda
pazarda satılmaz. Dükkanlarda rafa konur. Okumak, bereketlenmek için odaya asılır. Zinet
e yası dini eserleri yere sermek onlara hakaret olur.
Vakf ve Dernek
Sual: Dükkanım daha önce vakfa aitmi . Vakf alınıp satılmadı ına göre, kazancım helal
mıdır?
CEVAP
Vakf statüsündeki vakf, alınıp satılmaz ve mülk olarak kullanılmaz. Fakat sizinkinin sadece
adı vakıftır. Bugünkü vakfların durumu de i iktir. Bugün çe itli vakflar kurulmu tur. Bunlar
yardım te kilatı olup, dinimizin hibe ahkamına tabidir. Yani bunlar yardım yerleridir, vakf
de ildir. Vakf malı, vakfeden kimsenin koydu u artlara göre idare edilir. Dernekler, yardım
te kilatları ise, ba kalarının emirlerine göre i görür. Buradaki paralar hibe edenlerden çıkmı tır.
Orayı idare edenler, bu paraları çe itli hayır ve hasenata sarfedebilirler. Yeni idare, eski idareden
bütün malları teslim alır.
Bunların isminin vakf olması, dinimizin vakf hükmüne dahil edilmesine sebep olmaz.
Mesela, melekler yiyip içmez. Fakat bir kadının ismi melek ise, bu da yiyip içmiyecek denmez.
Siz dükkanınınızı gasbetmediniz. Hak sahibisiniz. Müstehak olarak kullanmanızda dinen bir
mahzur yoktur. ( slâm Ahlâkı)
Zenginlik - Fakirlik
Sual: Zenginlik iyi, fakîrlik kötü de il midir?
CEVAP
Mal iyi yolda kullanılırsa, zenginlik elbette iyidir. Kötü yolda kullanılırsa kötü olur. mâm-ı
Gazâlî ve mâm-ı Birgivî hazretleri, Kur’ân-ı kerîmde mal için Hayırlı ey isminin verildi ini
bildirmektedir. (Bekara 180, Âdiyat 8) Defîne [altın paralar] Rabbin rahmeti olarak
bildirilmi tir. (Kehf 82)
Mal, Allahü teâlânın verdi i bir ni’mettir. Âhıreti kazanmak, mal ile olur. Dünya ve âhıret,
mal ile intizâm bulur, rahat olur. Hac, cihâd sevâbı mal ile kazanılır. Bedenin sıhhat, kuvvet
bulması, mal ile olur. Ba kasına muhtaç olmaktan insanı koruyan maldır. Sadaka vermek,
akrabâyı görüp gözetmek, fakîrlerin imdâdına yeti mek mal ile olur. Mescidler, mektebler,
hastaneler, yollar, çe meler, köprüler yaparak, asker yeti tirerek insanlara hizmet de mal ile olur.
Peygamber efendimiz, ( nsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır) buyuruyor. (Kudâî)
nsanlara yardım etmek için çalı ıp para kazanmak, nâfile ibâdet etmekten daha çok
sevâbdır. Cennetin yüksek derecelerine mal ile kavu ulur. slâm âlimlerinin büyüklerinden
mâm-ı Sevrî hazretleri, malın, insanın silâhı oldu unu, canını, sıhhatini, dînini ve erefini mal
ile koruyaca ını bildirmektedir.
Mal, silâh gibidir. Silâh iyidir. Ancak bu silâhı kötü i te kullanmak kötüdür. Silâhın sahibi
iyi ise, iyi i lerde; kötü ise kötü i lerde kullanır. Malı iyi i te kullananlar övülmü tür. Bu yüzden
Peygamberlerden ve evliyâdan zenginler var idi. Meselâ Hz. brâhim, Hz.Süleyman, Cennetle
müjdelenen Abdurrahman bin Avf hazretleri çok zengin idi. Evliyânın büyüklerinden
Ubeydüllah-i Ahrâr hazretleri de çok zengin olup, 1300’den fazla çiftli i vardı ve her birinde
3.000 amele çalı ırdı. Mal kıymetli oldu u için, malı isrâf etmek, telef etmek harâmdır. Bu
konudaki iki hadîs-i erîf meâli öyle:
(Malı u runda öldürülen kimse, ehîddir.) [Taberânî]
(Allah, malı telef etmeyi harâm kılmı tır.) [Taberânî]
Dîne uymıyan isrâf, harâmdır. Mürüvvete uymıyan isrâf, tenzîhen mekrûhtur.
Zenginli i öven hadîs-i erîflerden bazıları öyle:
(Allahü teâlâ birine çok mal verir, bu da malını Allahın râzı oldu u, be endi i yerde
harcarsa, bu kimseye gıpta etmek, imrenmek gerekir.) [Buhârî]
(Allahü teâlâ, bir kuluna mal ve ilim verir. Bu kul da harâmlardan kaçınır, akrabâsını
sevindirir, malından, hakkı olanları bilip verir ise, Cennetin yüksek derecesine kavu ur.)
[Tirmizî]
(Yâ Rabbî, buna [Enes bin Mâlik’e] çok mal ve çok çocuk ver ve bunlarla kendisini
bereketlendir!) [Birgivî]
(Âhır zamanda mü’minler için zenginlik saâdettir.) [ .Rafiî]
(Mal, sâlih olan kimse için, ne güzeldir.) [Taberânî]
(Mal ile eref kazanılır.) [ .Ahmed]
(Âhır zamanda insanların paraya ihtiyâcı daha çok olur. Çünkü insan o zaman din ve
dünyasını ancak para ile korur.) [Taberânî]
(Mü’minin izzeti, halktan müstagnî olmasıdır.) [Taberânî] [Müstagnî, ihtiyâçsız
demektir.]
Mal kıymetli oldu u için Kur’ân-ı kerîmde mal ve can ile cihâd edenler övülmektedir. (Nisâ
95, Tevbe 20, 41, 85, Enfâl 72, Hücurât 15, Saf 11)
Allahü teâlâ, Habîbine verdi i ni’metleri hatırlatırken, malsız iken Ona, kimseye muhtaç
olmıyacak kadar, mal verdi ini bildirmektedir. (Duhâ 8)
Büyükler, (Mal, gurbette vatandır. Fakîrlik vatanda gurbettir. Bir kimse, fakîrse, nerede
olursa olsun gariptir) buyuruyor. Fakîrli e sabredilmesi kolay olmıyaca ı ve Allaha isyân
edilebilece i için Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Fakîrlik, iki cihânda da, yüzkarasıdır.)
[R.Nâsihîn]
(Fakîrlik, dünya ve âhıret yoksullu udur.) [Deylemî]
(Fakîrlik küfre sebep olur.) [Beyhekî]
(Yâ Rabbî, fakîrlikten sana sı ınırım.) [Nesâî]
Mal, kılıç gibidir. Kullanmasını bilmiyen, onunla kendisini keser. Bu bakımdan mal, kimisi
için iyi, kimisi için kötüdür. Kimisini zenginlik, kimisini fakîrlik azdırır.
Mal hırsı da insanı felâkete sürükleyebilir
Fakîrlik, insanı küfre sürükledi i gibi, mal hırsı da insanı felâkete sürükleyebilir. Hadîs-i
erîflerde buyuruldu ki:
(Her ümmetin bir fitnesi vardır. Ümmetimin fitnesi maldır.) [Tirmizî]
(Her eyin bir âfeti vardır. Ümmetimin en büyük âfeti, dünya, altın ve gümü e [paraya]
gönül vermektir. yi yolda harcıyan hâriç, mal toplıyanın ço unda hayır yoktur.)
[Deylemî]
Genelde zenginler malı sevdi i için mecâzen zenginler kötülenmi tir. Meselâ, (Ümmetimin
en kötüleri zenginlerdir) hadîs-i erîfi bunu göstermektedir. Ya’nî, (Ümmetimin en kötüleri
paraya tapanlar) demektir. Bizzat mal ve zenginlik kötülenmemi , mal sevgisi, mal hırsı
kötülenmi tir.
Hazret-i brâhim, (Yâ Rabbî, beni ve çocuklarımı puta tapmaktan koru) diye duâ
etmi tir. Peygamberler puta tapmıyaca ına göre puttan maksat para sevgisidir. Parayı sevmek,
puta tapmak gibidir. (Altın ve gümü ün [paranın] kuluna la’net olsun) ve (Paraya tapan
helâk oldu) hadîs-i erîfleri, parayı çok sevenlerin âkıbetini haber vermektedir. (Tirmizî)
Kur’ân-ı kerîmde de, meâlen, (Malı pek çok seviyorsunuz) buyurulmaktadır. (Fecr 20)
Altın ve gümü ü biriktirip Allah yolunda sarfetmiyen çok acı bir azâba düçâr olaca ı
bildirilmektedir. (Tevbe 34) Mal ve çocuklar, Allahü teâlâyı anmaktan alıkoyarsa, hüsrâna sebep
olaca ı bildirilmi tir. (Münâfikûn 9)
Peygamber efendimizin eline sabah bir mal gelse, ak ama bekletmez, ak am eline bir mal
geçse, sabaha bekletmez, hayırlı yerlere verirdi. (Beyhekî) Mal sevgisi, insanı azdırabilir. Az
kimse bunun zararından kurtuldu u için kötü zenginler tenkide mâruz kalmı tır. Kur’ân-ı
kerîmde buyuruluyor ki:
(Gerçek u ki, insan, zenginli i görünce azar.) [Alâk 6-7]
Zengin olan herkes azmaz. Fakat çok kimse azdı ı için Kur’ân-ı kerîmde böyle
buyurulmu tur. Mal herkesi azdırsaydı, Cenâb-ı Hak, brâhim aleyhisselâmı, Süleyman
aleyhisselâmı ve daha birçok sâlih kimseyi zengin etmezdi. Mal için imtihan vardır. (A. mrân
186, Tegâbün 15]
Ekseriyâ zenginler, malı iyi yolda harcamadı ı için malı seven zenginler kötülenmi ,
sabreden fakîrler övülmü tür. Hadîs-i erîflerde buyuruldu ki:
(Zenginler helâk oldu. Ancak malını hayırlı yerlere harcıyanlar kurtuldu. Böyle
zenginler ise çok azdır.) [ . Mâce]
(Cennete baktım, orada daha çok fakîrleri gördüm. Cehenneme baktım, oradakilerin
ço unun zenginler oldu unu gördüm.) [ .Ahmed]
ükreden zengin çok kıymetli oldu u hâlde, sabreden fakîrin ondan daha üstün oldu u
(K.Saâdet)te bildiriliyor. Fakîrli i öven hadîs-i erîfler:
(Fakîrlik, dünyada mü’mine hediyedir.) [Taberânî]
(Fakîrler, Allahın dostudur.) [Deylemî]
(Yâ Âi e, bana kavu mak için, fakîr olarak ya a!) [Tirmizî]
(Fakîrleri sevin, onlara yakın olun! Siz onları severseniz, Allah da sizi sever. Siz onlara
yakın olursanız, Allah da size yakın olur.) [Deylemî]
(Allahın takdîrine râzı olan fakîrden, üstün kimse yoktur.) [ .Gazâlî]
(Herkesin bir san’atı vardır. Benim san’atım da fakîrlik ve cihâddır. Bu ikisini seven
beni sevmi , bu ikisine bu zeden bana bu zetmi olur.) [ .Gazâlî]
(Yâ Rabbî, beni fakîr olarak ya at, fakîr olarak öldür, fakîrlerle ha ret!) [Buhârî]
(Önünüzde çetin ve tehlikeli geçitler vardır. Bunlardan ancak yükü hafif [malı az] olan
kurtulur.) [Bezzâr]
(Zikrin hayırlısı hafî, rızkın hayırlısı kâfi olanıdır.) [ bni Hibban]
(Yemîn ederim ki, beni sevene belâ, tepeden gelen sudan daha hızlı gelir. Yâ Rabbî
beni sevene iffet nasîb et, rızkını kâfi eyle! Beni sevmiyenin malını da evlâdını da ço alt!)
[ bni Asâkir]
(Yâ Rabbî bana inananın mal ve evlâdını az ver!) [Beyhekî]
Netîce-i kelâm, mal, bıçak gibidir. Faydalı i lerde kullanılırsa hizmeti çok olur. Zararlı
i lerde kullanılırsa zararı çok olur.
Fakirlerin Üstünlü ü
Sual: Fakirlere yardım etmek lazım mı?
CEVAP
Fakirlere yardım etmeyi nimet ve ganimet bilmelidir! mkanları oldu u hâlde, fakirlere
yardım etmeyenler, kıyamette pi man olacaklardır. Hadis-i erifte buyuruldu ki:
(Yoksulları doyurun! Çünkü kıyamette onların üstünlü ü olacak, "Dünyada iken, bir
hatadan dolayı nasıl birbirinize özür dilediyseniz, imdi de fakirlerden özür dileyin!"
denilecektir.) [Ebu Nuaym]
Ticârette ihsân
Sual: Ticarette ihsan ne demektir, nasıl olur?
CEVAP
Ticârette adâletle hareket eden, kendi sermâyesini kurtarmı olur. Fakat kâr, ihsân edenedir.
Aklı olan, âhıret kârını kaçırmaz. hsân, emredilmiyen iyili i yapmaktır. Kur’ân-ı kerîmde
buyuruluyor ki:
( hsân edenlere Allahü teâlânın rahmeti elbette çok yakındır.) [A’râf 56]
Ticârette ihsân altı türlü elde edilir:
1- Mü teri, piyasayı bilmedi i için veya malı be endi i için yahut bu mala fazla ihtiyâcı
oldu u için, çok kâr vermeye râzı olsa bile çok kâr istememelidir! Yüksek fiyâtla satıp, bir
kimseyi aldatmamalıdır!
Sırrî-yi Sekâtî hazretleri, % 5’ten ziyâde kâr istemezdi. Bir kere, altmı altınlık bâdem içi
almı tı. Bâdem fiyâtı ansızın yükseldi. Sırrî-yi Sekâtî hazretleri, bâdem satmak için gelen dellâla
dedi ki:
- Bâdemi altmı üç altına sat!
- Bugün bu kadar bâdem 90 altın ediyor.
- Ben yüzde be ten fazla kâr almam. Âdetimi ve kararımı de i tirmem.
- Ben de bir dellâl olarak, senin malını, râyiçten a a ı fiyâtla satmam.
- Ben de salih bir satıcı olarak yüksek fiyâtla satılmasına aslâ râzı olmam.
te ihsân böyle olur.
Din büyüklerinden Muhammed bin Münkedir hazretleri, çe itli kuma satardı. Kimisinin
metresi be altın, kimisinin, on altın idi. Birgün, kendisi yok iken, çıra ı, bir köylüye, be
altınlık kuma ı, on altına satmı . Kendi gelip, haber alınca, ak ama kadar köylüyü aradı.
Köylüyü bulunca, (Bu kuma be altından fazla etmez) dedi. Köylü, (Ben bunu, seve seve aldım)
deyince, (Ben kendime uygun görmedi imi din karde ime de uygun görmem. Ya satı tan
vazgeç, ya be altını geri al, yahut gel, on altınlık kuma tan vereyim) buyurdu. Köylü be altını
geri aldı. Köylü, (Bu mert zât kim) diye sorunca, (Muhammed bin Münkedir) dediler. Bu ismi
duyunca, (Sübhânallah! Bu, öyle kimsedir ki, çölde susuz kalınca ya mur duâsına çıkıp, onun
adını söyledi imiz zaman rahmet ya ar) dedi.
Büyüklerimiz az kârla, çok i yapar, bunu daha bereketli bulurlardı. Alı -veri te malın
kusurunu gizlemek zulümdür. timat edene hîle yapmak daha çirkindir. Hadîs-i erîfte buyuruldu
ki:
(Satıcıya itimat eden mü teriden fazla para almak harâmdır.) [Taberânî]
2- Fakîrin malını fazla para ile almalıdır! Meselâ dul kadınların e irdi i ipli ine, çocukların
sattı ı meyvelere çok para vermelidir! Bu suretle çalı anlara yardım etmek, sadaka vermekten
daha sevâbdır. Böyle yapan Peygamber aleyhisselâmın duâsına mazhâr olur. Hadîs-i erîfte
buyuruldu ki:
(Alı -veri te kolaylık gösterene Allahü teâlâ merhamet eylesin!) [ .Gazâlî]
Zenginden mal alırken aldanmak sevâb de ildir. Mali zâyi etmektir. Pazarlık edip ucuza
almalıdır!
3- Biraz ucuza satmalıdır. hsânin en kıymetlisi fakîrlere, pe in sattı ı fiyatla veresiye
vermektir. Parası, malı olmıyanın borcunu uzatmak, zâten vâcibdir. hsân de il, adâlet ve
vazîfedir. Fakat, malı olup da, ziyân ile satmadıkça veya muhtâç oldu u bir eyi satmadıkça,
ödiyemiyecek bir hâlde olanların ödemesine zaman vermek ihsândır ve büyük sadakadir. Hadîs-i
erîfte buyuruldu ki:
(Kıyâmette günâhı çok bir kimseyi hesâba çekip derler ki:
- Sen dünyada hiç iyilik yapmadın mı?
- Hayır, yalnız çıra ıma, (Fakîr olan borçluları sıkı tırma! Ne zaman ellerine geçerse, o
zaman vermelerini söyle! stediklerini yine ver, bo çevirme) derdim.
Allahü teâlâ, (Ey kulum, bugün sen fakîr, muhtâçsın. Sen dünyada benim kullarıma
acıdı ın gibi, bugün ben de sana acırım) buyurup o kulu affeder.) [Müslim]
4- Borç ödemekte ihsân, istemeye vakit bırakmadan, önce vermektir. Hadîs-i erîfte
buyuruldu ki:
(Ödünç alan, iyice ödemeyi niyet ederse, borcunu ödemesi için, melekler duâ eder.)
[ .Ahmed]
Malı oldu u hâlde, borcunu ödemeyi bir saat geciktiren zâlim olur. Namaz kılarken de, oruç
tutarken de, her an, la’net altında bulunur. Borç ödememek öyle bir günâhtır ki, uykuda bile
durmadan yazılır.
5- Alı -veri etti i kimse pi man olursa, yapılan satı tan vazgeçmelidir! Çünkü çok sevâbdır
ve ihsân etmektir. Hadîs-i erîfte buyuruldu ki:
(Bir kimse, [kar ısındaki pi man olunca] alı -veri i fesheder, malı geri alırsa, Hak teâlâ
onun günâhlarını affeder.) [Hakîm]
6- Fakîrlere veresiye verip, parası olmayandan, istememelidir! Fakîrler için defter tutmayan,
getirenden alıp getirmiyenden istemiyen eski sâlih esnaflar gibi olmaya çalı malıdır!
En kolay yemin keffâreti, on fakire uygun bir din kitabı vermektir. Yemînini
bozmadan önce yemîn keffâreti verilmez. Verilirse sahîh olmaz. Bozunca tekrar vermesi
lâzım olur. Yemîn keffâretini geciktirmek günâh olur. Kur’ân-ı kerîmde buyuruluyor ki:
(Allahü teâlâ, bilerek yaptı ınız yemînlerden dolayı sizi mes’ûl tutar, hesâb sorar.) [Mâide
89]
Sigara içmiyece ine üst üste on kere yemîn edenin, sigara içerse, bir yemîn keffâreti
vermesi kâfidir.
Nezri, yapılması uygun olmıyan bir arta ba layan, meselâ, (Ali’nin çantasını
çalarsam, bir ay oruç nezrim olsun) diyen, çalmadan oruç tutar veya yemîn keffâreti verir.
(Kâ ıt para ile bir ey almam) diye yemîn eden, altın ile satın alınca, yemîni bozulmaz.
Kapıdan çıkmıyaca ım diyen, pencereden çıkarsa; kırbaç vurmıyaca ım diyen, sopa
vursa; ekmek yememeye yemîn eden, simit yese, yemîni bozulmu olmaz.
Konu mayaca ına yemîn eden, mektup yazsa yemîni bozulmaz. Sigara içmeyece ine
yemîn eden, puro içse, yemîni bozulmaz.
(Falancanın yüzüne bakmıyaca ım) diye yemîn eden, o kimsenin aynadaki [veya
tv’deki] görüntüsüne, yâhut resmine baksa, yemîni bozulmu olmaz.( u bakkaldan alı -
veri yapmıyaca ım) diye yemîn eden, o lunu veya ba ka birini gönderip alı -veri
yaptırsa, yemîni bozulur. Çünkü vekil asıl gibidir.
(Hakkımı Ali’ye helâl etmem) diye yemîn eden, (Hakkımı herkese helâl ettim) dese,
yemîni bozulur. Ali’ye de hakkını helâl etmi olur.
Hastalı ı iyi olursa, ömür boyu Receb ayında oruç tutaca ına dâir adakta bulunanın,
oruç yerine yemîn keffâreti vermesi câizdir. Yemîn keffâreti, bülû a ermi fakîre verilir,
çocu a verilmez. [Yukarıdaki yazı, R.Muhtâr, Hindiyye, Tahtâvî gibi muteber eserlerden
alınmı tır.]
Yemîni bozmak
Sual: Karde lerime inatla babama para vermiyece im diye yemin ettim, sonra verdim. Ne
yapmam lazım?
CEVAP
Yemîninizi bozdu unuz için yemîn keffâreti vermeniz gerekir. Ana-babanız, di er
evlâdlarından almasa da, sizden on mark alsa ne çıkar? Peygamber efendimiz, (Sen de, malın
da babanındır) buyurmu tur. Ana-babadan hiç bir eyi esirgememelidir!
-SON -