Sie sind auf Seite 1von 17

63

I.. Siyasal Bilgiler Fakltesi Dergisi No:28 (Mart 2003)

EM PERYAL IZM K URAM L ARI VE AM ERIK AN K AM U DIPL OM ASISI

H. Emre BAGCE *

Abstract
In the artic le, the c lassical theories of imperialis m, namely those of Rudolph Hilferd ing, John Hobson, Rosa Luxemburg, V. I. Lenin, Joseph Schumpeter, and Thorstein Veblen were briefly introduced and analyzed under four categories in terms of their emphasis upon the relationship between imperialis m and capitalism. In the second part of the artic le, the theory of neo-imperialism, which was comprehensively presented by Johan Galtung, was examined; and the relation of public dip lomacy, which was set out by the United States of America after the Second World War, to capitalism and imperialism was analyzed in the light of that theory.

Gir is Bu makale birbiriyle iliskili tema zerine yogunlasmaktadir: klasik emperyalizm kuramlarinin temel savlarini degerlendirmek, Johan Galtungun yapisal emperyalizm kuramini incelemek ve bu baglamda Amerikan kamu diplomasisinin bir zmlemesini yapmak. Westfalya Antlasmasi (1648) ile temelleri atilan devletler sistemi iinde, bir devletin diger bir devlet ile hkmetler dzeyinde kurdugu iliskileri niteleyen diplomasi kavrami gnmzde farkli anlamlar kazanmistir. Kamu diplomasisi (public diplomacy) bir devletin kendi ulusal ikarlarini artirmak ve etki alanini genisletmek amaciyla diger bir devletin yurttaslari ile kurdugu iliskiyi nitelemek iin ilk olarak Amerika Birlesik Devletleri tarafindan kullanilmistir. Kamu diplomasisi Trkiyede 1990larin sonlarinda kullanilmaya baslanmis olmasina karsin kavramin Trke karsiligi ve kapsami konusunda tam bir uzlasi saglanmis degildir. Kamu diplomasisi terimi ulusal gazetelerde (Milliyet, 8.11.2000; Radikal , 6. 02 2001), bazi kisisel internet sayfalarinda ve Disisleri Bakanligi Enformasyon Dairesi Baskanligi internet sayfasinda yer almis olmasina karsin kavramin ierigi yeterince aik bir biimde ifade edilmemistir. Yukarida deginilen kaynaklarda, kavram kimi zaman halkla iliskiler ile esanlamda kullanilmistir. Ingilterenin Ankara Bykeliliginin resmi internet sitesinde de public diplomacy terimi hem kamu diplomasisi hem de halkla iliskiler diplomasisi biiminde kullanilmistir. Trkiyedeki bilimsel literatr iinde konuya henz ayrintili sekilde yer verilmemistir; yalnizca, Carnes
*

Yrd.Do.Dr., Kocaeli niversitesi, Iktisad i ve Idari Bilimler Fakltesi, Siyaset ve Kamu Ynetimi B lm gretim yes i

64

Lordun ABDnde Kamu Diplomasisinin Gemisi ve Gelecegi baslikli makalesi

Trke literatre kazandirilmistir (Lord: 2000). Makalenin arastirdigi sorunsal Amerikan kamu diplomasisinin emperyalizmle iliskili olup olmadigidir. Bu sorunsal kendi iinde zellikle baska sorularin da ele alinmasini kainilmaz kilmaktadir. Bu erevede, makale ilk olarak, emperyalizm kavramina ynelik farkli tanimlarin bir degerlendirmesini yapmak; ikinci olarak, emperyalizm ve kapitalizmin birbirleriyle iliskili olup olmadigini arastirmak, aralarinda bir iliski varsa bu iliskinin niteligini saptamak; ve nc olarak kapitalizmin dnsmne paralel olarak emperyalizmin de dnsp yeni boyutlar kazanip kazanmadigini tartismak amacini tasimaktadir. alismada ncelikle emperyalizmle ilgili farkli tanimlar gzden geirilecek ve esas olarak klasik emperyalizm kuramlari, emperyalizm ve kapitalizm kavramlari arasinda pozitif veya negatif bir iliski kurmalarina gre siniflandirilacaktir. Bu dogrultuda, emperyalizm kuramlari esas olarak iki temel kategoride incelenebilir: kategorilerden biri emperyalizmin kapitalizmle iliskisini zorunlu grmez veya emperyalizmle kapitalizmin bagdasmadigini savunur, digeri ise emperyalizmin kapitalist sistemin zorunlu sonucu oldugunu ileri srer. Ancak tartisma ayrintili sekilde srdrldgnde iki kategori drt alt kategoriye ayrilmaktadir. Makalede, farkli ve kimi zaman birbiriyle tamamen karsit kutuplarda yer alan ve Schumpeter, Hobson, Hilferding, Lenin, Luxemburg ve Veblen tarafindan gelistirilmis olan klasik emperyalizm kuramlarinin temel savlari ve birbirleriyle iliskileri degerlendirildikten sonra Johan Galtungun yapisal emperyalizm kurami ayri bir baslik altinda incelenecektir. Galtungun kurami dogrultusunda geleneksel diplomasiden belirgin bir biimde farklilasmis olan Amerikan kamu diplomasisi degerlendirilecek ve bu diplomasi trnn emperyalizmle bagintisi tartisilacaktir. 1. Emper yalizm K uramlar i Collier's Encyclopedia (H., 1961: 748) emperyalizmi bir ulus veya devletin gcn ve etkisini baska uluslar, blgeler veya halklar zerine genisletmesi seklinde tanimlamaktadir. Benzer bir tanim Encyclopedia International da (Brown, 1971: 161) yer almaktadir: bir ulusun kontroln diger halklar zerinde genisletmesini saglayan politika ve uygulamalar. Encyclop dia Britannica (L., 1971: 5) ise emperyalizmi bir devletin kendi sinirlari tesindeki halklar zerinde, rizalari olmaksizin, kontrol ku rma politikasi seklinde tanimlamaktadir. Bu tanimlamalarin esas olarak genisleme ve kontrol kavramlarina odaklandiklari grlmektedir. Emperyalizmin esnek ve olduka genis sekilde kavramsallastirilmasi tarihsel degisimin zgn evrelerinin gz ardi edilmesine yol aabilir nk bu tanimlar Roma imparatorlugu gibi kleci imparatorluklar iin geerli oldugu kadar gnmz uluslararasi iliskilerini de kapsamaktadir. Kavramin ve kuramlarin zgnlgn belirleyebilmek iin emperyalizmin tarihsel evrelerini gz nne almak u ygun olacaktir. Collier's Encyclopedia emperyalizm tarihini byk evreye ayirmaktadir: Birincisi, 16. yzyila kadar devam eden ve imparatorluklarin genislemesi ile ilgili olan evredir; ikincisi cografi kesiflerle baslayip 19. yzyila kadar devam eden emperyalizmdir eski emperyalizm olarak adlandirilmaktadir; ncs yeni emperyalizmdir ve yaklasik 1880lerde baslamis ve smrgelere yeniden byk ilgi duyulmasina, Asya ve Afrikanin paylasilmasina yol a mistir (H., 1961: 748-749).

65

Emperyalizm terimi Latince imperium szcgne dayanmaktadir ve diktatrlk gc, merkez hkmet, keyf ynetim metotlari anlamina gelmektedir. Bu kullaniminin disinda Fransada 1830larda Napolyon imparatorluguna hayranlik duyanlari nitelemek iin, 1848den sonra ise Napolyon IIIn kt ynetimini ifade etmek iin kullanilmistir. Emperyalizm kavraminin kullanimi 1870lerde Ingilterede yayginlasmistir; Basbakan Disraelinin smrge imparatorlugunu glendirme ve genisletme politikalarini tanimlamak iin emperyalizm kavramina basvurulmustur. Bylece emperyalizm, smrgecilikle es anlamda kullanilmaya baslanmistir (Cohen, 1973: 10). 1900lerle birlikte John Hobson, Rosa Luxemburg, Rudolph Hilferding, V. I. Lenin ve Nikolai Bukharin basit smrgecilik yerine ekonomik nfuzun daha karmasik sekillerine dikkat ekmisler; pazarlarin, arz kaynaklarinin ve yatirim yollarinin hakimiyet altina alinmasi ile ilgilenmislerdir. Diger yandan Schumpeter genis bir yorumla emperyalizmin kapitalizmden nce var oldugunu ve kapitalizm ve emperyalizm arasinda bir iliskinin bulunmadigini savunmustur. Emperyalizm kuramlarini incelemeden nce gnmzde kavrama yklenen farkli anlamlari ve tanimlamalari dikkate almak yararli olabilir; nk kimi zaman emperyalizmin ekonomik boyutu kimi zaman da siyasal veya kltrel boyutu vurgulanmaktadir hatta kavram ideolojik amalarla arpitilmakta veya yeni anlamlar yklenebilmektedir. Michael Barrant Browna gre emperyalizm ekonomik ynden az gelismis lkelerin gelismis olanlara tbi olmasini saglayan ekonomik, siyasal ve asker iliskileri niteler. Emperyalizm dnya ekonomisindeki esitsiz iliskiler sistemini tanimlayan en uygun kelimedir (Brown, 1970: viii). Pierre Jale (1968: 15) emperyalizmi uluslararasi is blmnde, ticarette ve sermaye hareketinde belirli iliskileri vu rgulayan ekonomik bir fenomen olarak; Richard D. Wolff (1970: 225) bir ekonominin diger ekonomi zerinde u yguladigi kontrol aralari agi olarak; Paul M. Sweezy (1968: 307), Lenini takip ederek, dnya ekonomisinin gelisiminin bir basamagi olarak; Richard C. Edwards, Michael Reich ve Thomas E. Weisskopf (1972: 408) ise kapitalizmin uluslararasilasmasi olarak tanimlamaktadirlar. Diger yandan siyasal boyutu vurgulayan yazarlar farkli tanimlamalarda bulunmaktadirlar. Hans Neisser (1960: 63) emperyalizmi bir ulusun dogal sinirlarinin tesindeki nfusu kendi siyasal ynetimi altina almak amaciyla bu sinirlarin tesinde bir imparatorluk kurma sreci olarak tanimlamaktadir. Diger yazarlar ise emperyalizm terimini asker veya diplomatik baski ve ekonomik nfuz gibi dolayli mekanizmalari da dikkate alarak genisletmektedirler; rnegin George H. Nadel ve Perry Curtis emperyalizmi egemenligin veya kontroln dolayli veya dolaysiz sekilde genisletilmesi olarak tanimlamaktadirlar. Hans J. Morgenthauya (1960: 53) gre ise emperyalizm statkoyu yikmaya ynelik politikalardir; Morgenthau, mevcut durumu korumaya y nelik politikalari emperyalist saymaz. Cohen (1973: 16) ise emperyalizmi siyasal veya ekonomik, dolayli veya dolaysiz bir ulusun diger ulusu etkin sekilde hakimiyet altina almasina ynelik her trl iliski olarak tanimlamaktadir. Inceledigimiz tanimlardan bazilarinin da gsterdigi zere emperyalizmi tarihsel ve ekonomik baglami iinde degerlendirmek daha aiklayici olabilecektir. Bu noktada, emperyalizm kavraminin, kapitalist ekonominin isleyisi dikkate alinarak incelenebilecegini syleyebiliriz.

66

2. Emper yalizm K uramlar inda K apitalizm-Emper yalizm Iliskisi Emperyalizmin tanimlanmasinda kapitalist ekonominin yayilmasi ve kapitalist sistemin varligini srdrmesi sorunu nemli yer tuttugundan dolayi burada kapitalizm-emperyalizm iliskisini aiklama amaci gden klasik yaklasimlar kisaca degerlendirilecektir. Grsler kapitalizm ve emperyalizm kavramlarinin bagdasmazligina yapilan vurguya gre siralanacaktir: Kapitalizm anti-emperyalisttir: Schumpeter; kapitalizm emperyalist olmayabilir: Hobson; emperyalizm kapitalizmin zorunlu sonucudur: Luxemburg, Hilferding, Bukharin, Lenin; emperyalizm hem kapitalizmin hem de yurtseverligin (patriotism) sonucudur: Veblen. a. K apitalizm Ant i-Emper yalistt ir: Joseph Schumpet er Emperyalizm karakter bakimindan atavistiktir. Varligini byk lde srdrerek bugnk her bir somut sosyal durumda nemli belirleyiciligi bulunan ilk aglarin kalintilarindandir. Diger bir deyisle, bugnden ok gemis yasam kosullarindan kaynaklanmaktadir, tarihin ekonomik yorumuyla ifade edilirse, mevcut retim iliskilerinden ziyade gemis iliskilerden kaynaklanir. Sosyal yapida, bireylerde ve psikolojik duygusallik aliskanligindaki bir atavizmdir (Schumpeter, 1968: 65; Cohen, 1973: 73). Schumpeter 19. yzyil smrgeci yayilmanin zgnlg ile ilgilenmemistir; daha ok emperyalizmin pre-kapitalist dnemlerle iliskisini sosyolojik ve tarihsel ynden incelemistir. Schumpetere gre kapitalizm emperyalizmin ortaya ikisinda belirleyici faktr degildir; bu nedenle emperyalizmin kaynagi baska yerlerde, zellikle de uluslarin sosyal yapisinda aranmalidir (Cohen, 1973: 72). Schumpetere gre modern kapitalist toplumda sosyal islevlerini kaybetmis sinif artiklari vardir. Bunlarin en belirgini, Schumpetere gre, savasi siniftir. Ulusal gelismenin belirli bir asamasinda profesyonel ordu i ve dis gvenligi saglamada yararlidir; ancak belirli bir noktadan sonra asker kasta du yulan ihtiya azalir, yine de ordu yeligi ve savasilik dsncesi artik olarak varligini srdrr. Roln yerine getirmis olan ordu yeni alanlar arar, kendisine yeni etkinlik ve amalar olusturur. Savasi sinif kltrel miras olarak alinan tutumlari kullanarak emperyalist drtlerine popler destek saglar; yani gemis asker zaferlerin milliyetiliginden vazgemez (Cohen, 1973: 72-73). Schumpetere gre, yu karida deginildigi zere, emperyalizm atavizmden, gemis aglarin toplumlarda biraktigi bir tortudan farkli bir sey degildir. Emperyalizm yasanmis kosullardan kaynaklanir; yani bugnden ok gemis iliskiler tarafindan belirlenir. Schumpetere gre, e mperyalist yayilma atavistik yani irrasyonel ve igdsel oldugundan dolayi amasiz ve sinirsizdir. Schumpeter bu tanimlama sonucunda kapitalizmin emperyalizmi rettigi grsne karsi ikar. Emperyalizmin sosyal yasamin devam eden pre-kapitalist formlarinin yayginlasmasi oldugunu belirterek kapitalizmin yayilma olmaksizin varligini srdrecegini savunur. Schumpeterin asil savi kapitalizmin emperyalizme karsi oldugudur; nk ona gre kapitalizm rasyoneldir ve rasyonelligi gelistirir (Schumpeter, 1950: 123); kapitalist uygarlik rasyonel oldugu gibi, ayni zamanda kahramanlik karsitidir (Schumpeter, 1950: 127); ancak emperyalizm irrasyoneldir. Saf kapitalist toplum emperyalizmin nihai olarak kendi ikarlarina karsi ve maliyetli oldugunu grenecek ve reddedecektir. Bu yaklasim sonucunda Schumpeter esas argmanini ortaya koyar: Kapitalizm dogal olarak anti-emperyalisttir (Schumpeter, 1968: 69 -73; Schumpeter, 1950: 121-130).

67

b. K apitalizm Emper yalist Olmayabilir : John Hobson Eger modern endstriyel toplum ekonomik uyum iinde bulunsaydi [...] endstrinin meyvesi olan artik y ksek cret ve dsk fiyat araciligiyla alisan nfusa akacakti [...] Yogun gelirin hakim siniflarin ellerinde birikmesinden dolayi isilerin alisilmis yetersiz tketimi her bir ulus iinde sinif savasi olarak dramatize edilen ikar karsitligi gerekliginin en yalin ifadesidir [...] Siniflarin bu isel karsitligi devletlerin ve hkmetlerin daha genis karsitliginin tohumlarini iermektedir (Hobson, 1921: 23-26). 1900de Gney Afrikaya Boer Savasini izlemeye giden Hobson iki yil sonra Emper yalizm basligini tasiyan kitabini yazmistir. Hobson bu yapitta, ekonomik emperyalizm kavramini kullanarak ge yirminci yzyil smrgeci yayilmayla kapitalist gelismenin dinamikleri arasindaki baglantilari aiklama am aci gtmstr. Hobson esas olarak emperyalizmin liberal kurami ile ilgilidir. Emperyalist yayilmanin kapitalist retimin kainilmaz sonucu olmadigini savunur. Emperyalizm, Hobsona gre, agdas kapitalist sistemin yanlis u ygulamalarina bir tepkidir; bu nedenle emperyalizm ve sistem dzeltilebilir. Hobson kapitalist sistemin geerliligine inanmasina karsin, kapitalist sistemin sapmalarinin gz ardi edilmesine karsi ikmistir. Bu nedenle kapitalizm ve emperyalizm arasinda bir baginti bulundugunu saptamistir. Hobsona gre baginti yetersiz tketim sorunudur. Kapitalist gler asiri tasarruf ve retim egilimlerinden dolayi emperyalist g haline gelmektedirler. Hobsona gre esas sorun kullanilamayan sermaye artigidir, ki bu, emperyalizmin kkenini olusturmaktadir. Kapitalistler btn tasarrufun kaynagi olmalarina karsin isilerin satin alma glerinin yetersizliginden dolayi yatirim yapamazlar; tasarruflarini yatiracak yer bulamazlar. Yatirim iin yeterli ikis saglayamayan kapitalist toplumlar duraksamaya girerler. Smrgeci isgallere ynelen yenilenen drt sermaye ihra etmek iin pazarlarin tekellesmesi mcadelesine dnsr; bundan dolayi modern kapitalizm tutumlu orta siniflarin ellerinde fazlaca tasarruf birikimine yol aar. Hobsona gre bu kainilmaz bir sonu degildir. Emperyalizm kapitalizmin zorunlu sonucu degildir: Emperyalizm, sistemin kt uygulanmasina pratik bir tepkidir. Her bir ulusun gelirinin esitsiz dagilimindan kaynaklanan tasarruf ve tketim arasindaki bir dengesizliktir; ancak bu Hobsona gre, zm olan bir dengesizliktir. Eger sorun emege denen cretlerin yetersizliginden kaynaklaniyorsa kapitalistlerin krinda emegin payi neden artirilmasin? Bu sekilde artik-sermaye ve meta olmayacak ve kapitalizm emperyalizme yani kendisine baska pazarlar bulmaya ynelmeyecektir. Istenirse btn tasarruf o lke iinde tketilebilir; bu sekilde Hobson emperyalist yayilmanin, gelisen endstri iin yeni yollar bulunmasinin kainilmaz bir sonucu oldugu grsn yadsir. Endstriyel gelisme yeni pazarlarin ve yatirim alanlarinin ailmasini gerektirmemektedir; aksine meta ve sermayenin lke iinde tketimini engelleyen neden, tketim gcnn yanlis dagilimidir. Hobson zet olarak yeni pazarlara ihtiya olmadigini, Ingilterede retilen her seyin orada tketilebilecegini ancak bunun gelir veya talep gc uygun sekilde dagitilirsa olabilecegini savunur (Hobson, 1965: 81-88). Hobsonun yetersiz tketim kurami emperyalizm ve reformu alternatif olarak grr ve yetersiz tketimin reform yoluyla zlebilecegini savunur; ancak bunun iin de gelir dagiliminda dengenin saglanmasi gerekir. Hobson kapitalizmin esas

68

olarak kr d rts zerine kurulu oldugunu gzardi ederek cretlerin ykseltilmesini, fiyatlarin dsrlmesini nermektedir. c. Finans K apital ve Emperyalizmin Zor unlulugu: Rudolph H ilfer ding Siddete dayali yntemler smrgeci politikanin ayrilmaz parasidir, aynen topraksiz proleteryanin varliginin kapitalizm iin zorunlu bir kosul oldugu gibi, bu yntemler olmaksizin smrgecilik de kapitalist karakterini kaybedecektir. Siddete dayanmaksizin smrgeci politika takip etmek kapitalizmi ortadan kaldirmadan proleteryayi ortadan kaldirmak istemek kadar samadir (Hilferding, 1970: 431; Brewer, 1982: 94). Hilferdingin savini incelemeden nce Marxin kapitalizmin yayilmasina iliskin grslerini zetlemek gerekir. Kapitalist sistem ilk asamalarda ogu endstride olduka yksek rekabete dayanmaktaydi, ancak bu Marxa gre degismek durumundaydi; nk kr oranlari sermaye artisiyla birlikte dsme egilimi gsterecekti. Bunun sonucunda sermaye yogunlasmasi olarak adlandirilan daha byk lekli rgtlenmelere gidilecekti; nk her bir kapitalist retimi teknolojik olarak daha verimli hale getirmek iin sermaye birikimi gereklestirmeye ynelecekti. Ayni zamanda sermaye stoklarinda bir birlesme olacak, daha kkler byk sermaye tarafindan yutulacakti. Marx daha az sayidaki rekabetiye dogru egilimi sermayenin merkezilesmesi olarak adlandiriyordu. Bu ok byk lekte az rekabeti demektir. Bu noktada rekabeti kapitalizm tekelci kapitalizme dnsecekti (Cohen, 1973: 44-45). Hilferding bu analizi takip ederek sermayenin yogunlasmasini, merkezilesmesini ve bankalarin endstriyel bymeyi finanse etmedeki roln (yayilma) vurguladi. Kredi kaynaklari zerindeki kontrolden dolayi bankalar endstriyel gelismenin ynn belirleyebiliyorlar ve trst ve tekellerin gelismesini sagladiklari gibi onlar zerinde hakimiyet de kurabiliyorlardi. Bylece bankalar kapitalist sinif iinde basat rol oynamaya basladilar. Tekelci kapitalizm, Hilferdinge gre finans kapital asamasina yol ati. Hilferding finans kapitali bankalar tarafindan kontrol edilen ve sanayiciler tarafindan kullanilan kapital olarak adlandirir. Bankalar metadan ziyade parayla ilgili olduklarindan dolayi pazardan ziyade kr hissesi ile ilgilidirler; istedikleri sermayelerine mmkn olan en yksek krin gelmesidir. Kendi lkelerinde kr oranlari zamanla dsme egilimi gsterdigi iin finans kapital disariya ynelir. Yeni emperyalizm her bir lke kendi ulusal yatirimlarina disarida alanlar kurmaya alistigindan dolayi dogal bir sonutur (Cohen, 1973: 45 -46). d. Sermaye Birik imi ve Emper yalizmin K ainilmazligi: Rosa L uxemburg Kapitalist retimin yasalari ve biimleri, daha en bastan, tm dnyayi retim gleri deposu haline sokma amacini tasir. Smrmek amaci iin, retim glerine el ko ymaya itilen sermaye tm dnyayi yagmalar, retim aralarini dnyanin drt bir yanindan, her dzeydeki tm uygarliklardan, tm toplum biimlerinden, gerekirse kuvvet kullanarak saglar, gasp eder. retilmis olan arti-degerin maddi biiminin zms olmaktan ok uzak durdugu kapitalist retimin maddi gelerinin saglanmasi sorunu, ok farkli bir yn alir. Sermayenin, realize ettigi arti-degeri retken bir sekilde kullanabilmek iin, hem kalite hem de miktar aisindan, sinirsiz seenekte retim aralari saglamak zere, tm dnyayi giderek daha tam bir sekilde tketmesi,

gereklilik halini alir (Luxemburg, 1986: 274).

69

Rosa Luxemburg kapitalizmin genislemesini, yani sermaye birikimini ele alirken nemli iki yaklasim sunmaktadir. Bunlardan ilki Luxemburgun zellikle i pazar ve dis pazar ayrimi yapmasidir. Bu pazar ayrimi siyasal cografya ayrimindan ok sosyal ekonomi anlaminda kullanilmaktadir. [I] pazar, retimin kendi rnlerini satin aldigi ve kendi retim gelerini sagladigi kapitalist pazardir. Dis pazar kapitalizmin rnlerini masseden kapitalist retim aralari ve isgc saglayan, kapitalist olmayan evredir (Luxemburg, 1986: 279). Luxemburg bu ayrimin sonucu olarak kapitalist lkelerin birbirlerine hem daha genis pazar saglayip hem de daha bagimli hale gelirken, ayni zamanda kapitalist olmayan lkelerle ticari iliski kurabilmek iin birbirleriyle acimasiz bir rekabete giristiklerini belirtmektedir. Luxemburg bu eliskilerin azalan kr oranlari yasasinin bir yansimasi olarak ortaya iktigini savunmaktadir (Luxemburg, 1986: 279-280). Luxemburg kapitalizmin tarihsel olarak kapitalist olmayan bir toplumda dogup, gelistigini ifade etmektedir. Bunun sonucu olarak sermaye dogal ekonominin geerli oldugu toplumlarla mcadeleye girer ve bu mcadelede asagidaki amalari gder (Luxemburg, 1986: 281): [1]Toprak, balta girmemis ormanlardaki av hayvanlari, madenler, kiymetli tas ve maden cevherleri, kauuk, yabanci iklime zg bitkilerin rnleri vs., gibi nemli retim gleri kaynaklarina derhal sahip ikmak. [2] Isgcn zgrlestirip kendi hizmetine sokmak. [3] Meta ekonomisini getirmek. [4] Ticaret ile tarimi ayirmak. Bu amalar erevesinde sermaye kendi gelismesini engelleyen tm kapitalist olmayan toplumsal birimleri sistematik bir sekilde yikmayi ve yok etmeyi planlar ve bu plani uygular. Kapitalist olmayan formasyo nlarin dogal i zlmeyle meta ekonomisine gemesini bekleyemez; bu nedenle sermaye zm olarak kuvvet kullanimina basvurur. Bu sekilde, Luxemburga gre, militarizm ve kapitalizm arasindaki gl iliski de ortaya ikmaktadir (Luxemburg, 1986: 282). Luxemburgun sermaye birikimi ile ilgili yaptigi ikinci tespit kapitalist sistemin, tm olgunlugunda bile, her ynden yan yana birlikte var oldugu kapitalist olmayan katmanlara ve toplumsal rgtlenmelere dayanmasi... yaninda, sermaye birikiminin kapitalist olmayan retim biimleri olmadan, her ynden imkansiz hale gelecegidir. Kisacasi Luxemburga gre arti-degerin realizasyonunda kapitalist retim biiminin disindaki tketicilerin varligi zoru nludur. Sermaye ve bunun birikimi iin gerekli kosul arti-degeri satin alacak kapitalist olmayan msterilerin bulunmasidir (Luxemburg, 1986: 278-279). Emperyalizm sorunu da bu noktada ortaya ikmaktadir. Luxemburg emperyalizmi, sermaye birikiminin kendisine aik duran kapitalist olmayan evre iin verdigi rekabeti mcadelenin siyasal ifadesi olarak tanimlamaktadir (Luxemburg, 1986: 342). Luxemburg emperyalist rekabetin kapitalist olmayan u ygarliklarin ksn hazirladigini, ancak ayni zamanda emperyalizm[in], kapitalizmin mrn uzatmanin tarihsel y ntemi olmakla birlikte, kapitalizmin abuk bir sekilde sona erdirilmesinin de en emin yolu oldugu sonucuna varmaktadir (Luxemburg, 1986: 343). Luxemburg, Hobsonun grslerinin aksine, reformun imkansizligini ifade eder; ona gre yetersiz tketim kainilmazdir. Kapitalizmin baslica sorunu etkin talep noksanligidir. Eger isiler yeterli satin alma gcnden yoksunsa ve kapitalistler artideger tketmeyi daha fazla sermaye birikimi iin sinirlandiriyorlarsa sistem nasil

70

devam edecektir? Luxemburga gre isilerin cretlerinde artis beklenemez; ayni sekilde kapitalistlerin yatirimlarini azaltmalari da dsnlemez. Bu sekilde asiri retim sorunu kronik bir hal alir. Kapitalizm kendi erevesinde kendine pazar olusturmada basarisizdir. Tek zm baska yerlerde pazar aramaktir. Ancak ve ancak retim fazlasi disaridaki kapitalist olmayan lkelere satilirsa sistem genisleyebilir; ama yabancilar etkin taleple boslugu doldurabilirler mi? Kapitalist, islenmis rnleri saglayacak; digerleri ise ucuz yiyecek ve hammadde saglayacaktir. kapitalist olmayanlar byle bir iliskiye girmek istemeyeceklerdir; nk byle bir iliskide ikarlari bulunmamaktadir. Bu durumda kapitalistler digerlerini kontrol altina alir ve kendileri ile ticarete zorlarlar. Smrgeci isgaller eger kapitalizm yasayacaksa takip edilmek zorundadir ve denizasiri imparatorluklar bu asiri retimin saglanmasi iin olusturulur. e. Emper yalizm K apitalizmin I ler i Bir Asamasidir: L enin Emperyalizm, tekellerin ve mali sermayenin egemenliginin kuruldugu; sermaye ihracinin birinci planda nem kazandigi; dnyanin uluslararasi trstler arasinda paylasilmasina baslanmis oldugu ve dnyadaki btn topraklarin en b yk kapitalist lkeler arasinda blslmesinin tamamlanmis bulundugu bir gelisme evresine ulasmis kapitalizmdir (Lenin, 1969: 111). Lenin emperyalist yayilmanin temelini kapitalist sistemin dogasinda grr ve analitik yaklasimini Hilferdingden alir. Lenin, kapitalist mcadelenin artik sermayenin disari ikisindan kaynaklandigini ileri srer. I. Dnya Savasindan nce dnya baslica kapitalist lkeler tarafindan paylasilmisti; ama yatirim alanlarinin yeniden paylasilmasi savasa yol ati. Lenine gre savas kapitalist gelismenin zorunlu sonucuydu. Lenin esitsiz gelisme yasasini gelistirerek emperyalist devletler arasindaki iliskilerin sreklilik gstermeyecegini savu nmaktadir; Kapitalist dzende tesebbslerin, trstlerin, sanayilerin, lkelerin esit sekilde gelisecekleri dsnlemez. Szgelimi, Almanya, yarim yzyil kadar nce o zamanki Ingilterenin gcyle kiyaslandiginda bir nem tasimiyordu; Rusyayla kiyaslandigi zaman Japonya da ayni durumdaydi. On ya da yirmi yillik bir sre iinde, emperyalist kuvvetlerin aralarindaki g iliskilerinin degismez kalacagini syleyebilir miyiz? Katiyen syleyemeyiz (Lenin, 1969: 148). Leninin emperyalizm kurami Alman Sosyal Demokrat Partinin nde gelen temsilci Karl Kautskynin gelistirmis oldugu ultra-emperyalizm kuramini rtme amaci tasir. Kautsky I. Dnya Savasi ncesinde byk glerin yeniden paylasim iin mcadeleye girmek yerine, dnyayi birlikte smrmek iin anlasacaklarini ve bu ynde ortak politikalar takip edeceklerini ileri srmst (Brewer, 1982: 122-126). Kautsynin grslerine karsi Lenin kapitalizmin ultra-emperyalizme dnsmesinin mmkn olmadigini savunur. Kapitalist gler farkli oranlarda byrler, g dengeleri srekli degisir, bu nedenle aralarindaki ittifak ve antlasmalar ker. Ekonomik ihtiyalardan dolayi degisiklik ynnde baskilar artinca smrge blgelerinin yeniden paylasimi sz konusu olur; ancak sonradan gelenler eski kapitalistlerin direnisiyle karsilasirlar. Bu nedenle e mperyalist savas, Lenine gre, kainilmazdir.

71

f. Emper yalizm, K apitalizm ve Patriotizmin Ortadan K alkmasiyla zlebilir: Thorstein Veblen Veblen insanlarda iki tr drt oldugunu belirtmektedir: Ilki isilik, ustalik (workmanship); digeri apulculuk, yamyamlik (predation). Ilki barisil isbirligi temelinde yasamsal ihtiyalarin karsilanmasi, sevgi ve yaraticilikla ilgiliyken, ikincisi kendini begenmislik, saldirganlik, rekabetilik ve agzllkle ilgilidir, ki bunlar smr ve savasla bagintilidir. Veblene gre bu iki tr kltr arasindaki iliski karsittir ve dnemlere gre birisi egemen gelmektedir (Veblen, 1964: 78-96). Son zamanlarda yamyamlik, yani endstriyel kapitalizm bireysel, kurumsal ve toplumsal dzlemde egemen olmustur. Veblene gre emperyalizm uluslararasi lekte apulculuktur; emperyalizm burada ekonomik ikar temelinde gereklesmekte ve saldirgan smr iermektedir (Edgell/Townshend, 1992: 409). Veblen apulculugun hem ekonomik, hem de siyasal boyutta modern zamani hakimiyeti altinda aldigini savunmaktadir. Endstriyel kapitalist toplumlardaki temsili hkmetler tamamen olmasa bile temel olarak ticari ikarlarin daha da ok ilerlemesiyle ilgilidirler. Devlet aygitinin politikalari popler alkislarla desteklenmektedir; yani kapitalist rekabet ticaret yapanlarin disinda, bu politikalarin btn toplumun ikarina oldugunu savunan yurtseverlik ve mlk kurumlari tarafindan da desteklenmektedir. Ayni sekilde, uluslararasi politika, i politikada oldugu gibi sermaye sahiplerinin ikarlarina gre takip edilmekte ve bunun btn toplumun sosyal ve ekonomik ikarina u ygunlugu savunulmaktadir. Emperyalizm, Veblene gre, ticaretin dzenli bir aygiti olarak islev grmektedir (Edgell/Townshend, 1992: 409). Veblen modern cret sistemini ve politikasini sorunun kaynagi olarak grmektedir; nk bu politikalar bir sinifin diger sinif lehine ezilmesi anlamina gelmektedir. Veblen emperyalizmi kapitalizmin uluslararasi boyutu olarak degerlendirdiginden ayni sekilde bunu da yadsimaktadir. Veblen genelde savaskan maceralari ngren nermeleri reddetmektedir. Bu nermelerin ona gre iki temeli bulunmaktadir: (1) ulusun maddi ikarlarinin korunmasi ve gelistirilmesi (maddi temel); (2) ulusal san serefin yceltilmesi (maddi olmayan temel) (Edgell/Townshend, 1992: 409). Veblen emperyalizmin kapitalistlere ekonomik ikar sagladigini, bu nedenle emperyalizmi savunduklarini; ancak digerlerinin, kapitalist olmayanlarin kendilerine daha fazla yk yklenmesi anlamina geldigi halde neden emperyalizmi savunduklari sorusunun yanitini ideolojik faktrle aiklamaktadir: yurtseverlik (patriotism). Veblen toplumsal farklilasma ile birlikte, farkli siniflari bir arada tutacak ve solidariteyi saglayacak etkenin yurtseverlik duygusu oldugunu ileri srer. Emperyalizmden saglanacak yararlar zenginlik ve prestijdir. Kapitalist siniflar zenginligi alirken, prestiji sade yurttaslarla paylasirlar. Veblen bunu psisik gelir olarak nitelemektedir. Ulusal g ve prestije odaklanan yurtseverlik siyasal liderlerin kahramanligini mesrulastirmakta ve emperyalizme yol amaktadir. Modern ncesi dnemlerde ncelik ulusal prestij ve siyasal hakimiyette iken modern demokratik dnemde ncelik ulusal ticaret ve ekonomik hakimiyettedir (Edgell/Townshend, 1992: 409-413). Eger emperyalizm sorunu kkten zlecekse, Veblene gre, cret sistemi ve ulusal sinirlarin kaldirilmasi zorunludur; yani kapitalizmin ve ulus devletin yok olmasi emperyalizmin sona ermesi iin gereklidir. Kisacasi Veblen modern emperyalizmin uluslararasi bir dzen kurularak yok edilebilecegini savunmaktadir.

72

Veblene gre bu sonucu ancak kapitalizm ve patriotizmin yok edilmesi saglayabilir (Veblen, 1964: 355 -390). 3. Johan Galtung un Yapisal Emperyalizm K urami Rosa Luxemburg Sermaye Birikimi nin son paragrafinda [y]eryzn yutma ve diger tm ekonomileri silme egiliminde olan ve yanibasinda hibir rakibi hos grmeyen kapitalizm, propaganda silahina sahip ilk ekonomi biimidir (Luxemburg, 1986: 359) diyerek kapitalizmin e vrensellik iddialarini dile getirmektedir. Marx da Manifestoda kresellesmenin temel dinamigine isaret etmektedir: rnleri iin srekli genisleyen bir pazara gereksinim duymasi, burjuvaziyi yerkrenin her tarafinda kosusturur. Burjuvazi her yere dayanmali, her yere yerlesmeli, her yerle baglantilar kurmalidir... Burjuvazi, btn uluslari [...] burjuva retim tarzini benimsemeye zorlar; onlari kendisinin uygarlik dedigi seyi kabule, yani burjuva olmaya, zorlar. Tek kelimeyle, burjuvazi kendisine, kendi istedigi biimde bir dnya yaratir (Marx, 1977: 224 -225). Her ne kadar Schumpeter karsi ikmis olsa da, inceledigimiz diger emperyalizm kuramlarinda da vurguladigi zere kapitalizm ve emperyalizm arasinda bir paralellik bulundugu grlyor; kapitalist sistem varligini srdrmek iin kapitalist olmayan ekonomik, siyasal ve toplumsal sistemleri yok ederek kendisine eklemlemektedir; bunun nedenleri arasinda ncelikle hammadde saglamak, meta ekonomisine pazar olusturmak yer almaktadir; ancak zellikle kapitalist sistemin korunmasi ve kendisine ynelebilecek tehditleri ortadan kaldirmasi da belirleyici rol oynamaktadir. Smrgecilik dnemindeki emperyalist iliskiler gnmze gre yapisal farkliliklar sergilemesine karsin hegemonya ve bagimlilik nitelik bakimindan degismemis, hatta giderek derinlesmistir. Kapitalizmin ilk asamalarinda devletler asker kuvvetleri ile gelismemis blgeleri egemenlikleri altina alirlar ve bu topraklar metropoliten imparatorluklar tarafindan taksim edilirdi, ancak bugn bu yapi neo kolonyal nitelikler tasimaktadir. Gnmzdeki mekanizmalar smr, nfuz ve paralama zerine sekilleniyor. Uluslararasi sistemde, kaynaklarin gelismis merkez lehine akmasi smr mekanizmasi ni; evre lke elitlerinin merkez lke norm ve standartlarini kabul etmesi ve bir anlamda iinde bulunduklari evrenin aleyhine olacak sekilde bunlari benimsemeleri ve merkez lehine tavir takinmalari nfuz mekanizmasi ni; bagimli blgelerin hegemon glere karsi baskaldirisini nlemek ve etkisiz hale getirmek iin evreyi kendi iinde atisir hale getirmek (bl ve ynet ilkesi) ise paralama mekanizmasi ni ifade etmektedir (Little/Smith, 1994: 9). Merkez ve evre arasinda ve dahilindeki iliskiler zenginlerin daha zenginlesmesi, yoksullarin giderek daha da yoksullasmasi ile sonulanmaktadir. Bu nedenle mevcut yapi iinde reform yoluyla bu mekanizmalarin giderilmesi etkisiz abalar olarak grlyor. P. Baran, A. G. Frank, I. Wallerstein, P. Rey, G. Arrighi, A. Emmanuel ve S. Amin gibi bagimlilik ve azgelismislik konusuna yogunlasan kuramcilarin (Brewer: 1982) yukarida zetlenen savlarini ve merkez-evre yapilari arasindaki iliskiler agini Johan Galtung zl sekilde incelemis ve bu erevede emperyalizmin yapisal sinirlarini izmistir. Galtunga gre merkez lke(ler), aralarinda uyumsuzluga yol aacak sekilde evre lke(ler) zerinde g kullanmaktadir. Yeni ya da yapisal

73

emperyalizm, bu baglamda, asagidaki kosullar zerine kurulu olan merkez ve evre arasindaki iliskileri ifade etmektedir (Galtung, 1994: 293-294): (i) Merkez lkenin merkezi ve evre lkenin merkezi arasinda ikar birlikteligi ve uyumu vardir; (ii) evre lke ierisinde merkez lkedekinden daha fazla ikar (menfaat) uyumsuzlugu sz konusudur; (iii) Merkez lkenin evresi ve evre lkenin evresi arasinda ikar

uyumsuzlugu vardir.
Merkez lke, evre lke zerindeki hegemonyasini srdrebilmek iin evre lkede kendisiyle uyumlu bir merkez olusturmakta veya varolan bir merkezle iliskiye girmektedir. Bu sekilde merkez lkenin merkezi ile evre lkenin merkezi uyum iinde bulunur ve benzer ikarlari takip edebilirler. Her iki lke sinirlari iinde de evre-merkez arasinda bir uyumsu zluk gzlemlenmesine karsin evre lkedeki merkez-evre u yu msuzlugunun merkez lkedeki merkez-evre uyumsuzlugundan daha keskin oldugu zellikle belirtilmesi gereken bir noktadir; bu, evre lkede daha fazla esitsizligin veya dengesizligin varoldugu anlamina gelmektedir. Diger yandan merkez lkede de bir merkez ve evre seklinde yapilanma olmasina karsin, burada esitsizligin boyutlari evre lkedeki kadar byk d egildir ve gerektiginde her ikisi, yani merkezin merkezi ve merkezin evresi, merkez lke lehine birleserek evre lke kaynaklarini paylasabilmektedirler (Galtung, 294-295). Galtung, yalnizca kusurlu ve amatrce bir emperyalizmin silaha gereksinim duyacagini; profesyonel emperyalizmin dogrudan siddetten ziyade yapisal siddet zerine kurulu oldugunu ifade ettikten sonra merkez ve evre arasindaki emperyalizm trlerine deginmektedir (301): Ekonomik emperyalizmde merkez lke retim aralarini, evre ise hammadde ve p azar saglamaktadir; siyasal emperyalizmde merkez lke kararlar ve modeller retirken, evre lke itaat ve taklitilikle yetinmektedir; asker emperyalizmde evre lke kendisi iin koruma ve digerleri iin yikim aralari gelistirirken, evre lke disiplin ve geleneksel donanimla merkeze baglanmaktadir; iletisim emperyalizminde merkez iletisim aralari ve bilgi retirken, evre bu bilgiyi tketmekte ve iletisim aralarina kaynak ve olay saglamaktadir; kltr emperyalizminde ise merkez gretim, yaraticilik ve otonomi aralari evre lke ise grenim, onaylama ve bagimlilik saglamaktadir. 4. Emper yalizm ve Amerikan K amu Diplomasisi Realist teori, kapitalizmin gelisimini ve devletle kapitalizm arasindaki iliskiyi dikkate almadigi, bu aidan devleti tarih disi bir varlik biiminde inceledigi iin; neo-liberal kuramlar da devletler arasindaki asimetrik iliskileri, dolayisiyla bagimlilik iliskisini dikkate almadiklari iin kresel kapitalizmin yapisini ve dinamiklerini aiklayabilme gcnden yoksun grnyorlar. Klasik emperyalizm kuramlarinda emperyalizmin tekelci kapitalizm asamasinda ortaya iktigi, ulusal pazarlarin kapitalizmin yeni asamasina yanit vermekte yetersiz kalmasindan dolayi yeniden paylasim savaslarinin kainilmaz oldugu ileri srlmst. Kapitalizmin i eliskilerinin I. Dnya Savasi ile zlmeye alisilmasi o dnemde Kautskynin ultra-emperyalizm kuramini rtms, Leninin argmanlarini glendirmis gzkyordu. Klasik emperyalizm kuramlarinin kendi dnemlerindeki kapitalizmin mantigini zms olmalarina karsin kapitalizmin daha sonraki asamalarini ngremedikleri sylenebilir; nk II. Dnya Savasi sonrasi dnemde savasa basvurmaksizin kaynaklarin ve pazarlarin denetimini saglayacak yeni ve daha etkili

74

yntemler bulunacaktir. Bu noktada, hem inceledigimiz klasik emperyalizm kuramlari hem de realist ve karsilikli bagimlilik kuramlari Amerikan kamu diplomasisinin isleyisini zmleyecek kuramsal ereveden yoksun gzkyorlar. Kautskynin ultra-emperyalizm kuraminin kendi dneminden ok gnmz iin geerli oldugunu sylemek ve onu Galtungun yapisal emperyalizm kuraminin habercisi saymak yanlis olmayacaktir. Amerikan kamu diplomasisi dogrudan siddete veya savasa gerek kalmaksizin hammadde kaynaklarinin kontroln, sermaye ihracini ve pazarlarin denetlenmesini kolaylastirmayi amalamaktadir. Bu, emperyalizmin artik savaslara basvurmayacagi anlamina gelmemektedir. Nasil ki Althusserin analizinde (1994) bir devlette baski aralarina basvurulmasi ancak ve ancak devletin ideolojik aygitlari islemediginde sz konusu ise, devletler arasinda da savasa ya da baski aralarina savas disi yntemlerin ya da ideolojik aygitlarin kaynak ve pazarlari denetlemede yetersiz kaldigi durumlarda basvurulacaktir; yani yapisal emperyalizmde, baski aralari ya da savas ancak diger aralar islemediginde basvurulacak bir yntem olarak sakli tutulmaktadir. Kamu diplomasisi bu aidan kresel kapitalizmin isleyisini saglayacak ve merkez-evre lkeler arasindaki asimetrik iliskileri srdrecek ideolojik bir aygit niteligi tasimaktadir. Amerikan kamu diplomasisi esas olarak Galtungun belirledigi emperyalizm trlerini, asker emperyalizm disinda, iermektedir; zellikle kltr emperyalizmi daha belirgin olarak grlmekte, smr, nfuz ve paralama mekanizmalari kamu diplomasisi ile islerlik kazanmaktadir. Kamu diplomasisi nfuz mekanizmasi erevesinde siyasal emperyalizmi, kltr emperyalizmini ve iletisim emperyalizmini gelistirmeyi amalamaktadir. Amerika Birlesik Devletlerinin kendi ulusal ikarlarini korumak ve gelistirmek amaciyla II. Dnya Savasi sonrasi uygulamaya koydugu ve halen basariyla yrttg politikalar ve olusturulan kurumlar arasinda kamu diplomasisinin uygulamasindan sorumlu olan Birlesik Devletler Enformasyon Ajansi (USIA) zellikle dikkat ekmektedir1. USIA 1953te ABD Baskani Dwight Eisenhower tarafindan kuruldu yine de USIAnin ilgilendigi faaliyetler Ikinci Dnya Savasi ertesinde yrrlge girmistir; kurulusundan 1997 yilina dek ABD Hkmeti bnyesinde olmasina karsin zerk bir disisleri organi olarak alismistir. Kurumun adi 1978de ABD Baskani Jimmy Carter tarafindan Uluslararasi Iletisim Ajansi (ICA) olarak degistirilmesine karsin 1982de Ronald Reagan tarafindan yeniden USIA olarak degistirilmis ve 1997 yilinda ABD Disisleri Bakanligi bnyesine katilmistir. 1997 yili sonunda, USIA 141 lkede Birlesik Devletler Enformasyon Servisi (USIS) olarak bilinen 190 birime ulasmisti. USIAnin baslica amalarindan biri enformasyon programlari ve egitsel kltrel etkinlikler yoluyla Amerikan dis politikasini desteklemek ve ABDnin uluslararasi ikarlarina hizmet etmek biiminde saptanmistir (Public Diplomacy web sitesi). Bu erevede, USIAnin uygulamalari ABD tarafindan ortaya atilmis olan kamu diplomasisi kavramina yogunlasmistir. USIAnin ABD Disisleri Bakanligina
1

Birles ik Devletler Enformasyon Ajansi (United States Information Agency-USIA) ve kamu diplomas isi konusunda ayrintili bilgi i in bkz., Lord (1998: 49-73); Crain (2001: 12); Laqueur (1994: 19-24); Pub lic Dip lomacy internet sayfasi, 20.04.2002, <http://www.publicdip lomacy.org>; Hoffman (2002: 83); Christopher (1994); White House (1994: 3-5); McCrisken (2001: 1027-1028); Tuch (1990).

75

entegrasyo nunu saglamak amaciyla kurulmus olan Planlama Grubuna gre (20 Haziran 1997), kamu diplomasisi yabanci izleyicileri anlayarak, bilgilendirerek ve etkileyerek Birlesik Devletlerin ulusal ikarlarini ykseltmeye alisir. Bu anlamda, kamu diplomasisinin halkla iliskilerden farkli oldugu vurgulanmaktadir; halkla iliskiler hkmetle kendi uyruklari arasindaki iliskilere odaklanirken, kamu diplomasisi esas olarak ABD hkmeti ile yabanci lkelerin uyruklari arasindaki iliskilere referansta bulunmaktadir. ABD Disisleri Bakanligina (U.S. Department of State, 1987: 85) gre, kamu diplomasisi diger lkelerdeki kamuo yunu bilgilendirme veya etkileme amacini tasiyan hkmet-destekli programlara gndermede bulunur; bunun baslica aralari ise yayimlar, sinema filmleri, kltrel degisimler, radyo ve televizyondur. Kamu diplomasisiyle ilgili kurum olan USIA ise kamu diplomasisi, yabanci halklari anlayarak, bilgilendirerek ve etkileyerek ve Amerikan yurttaslari ve kurumlari ve bunlarin disaridaki benzerleri arasindaki diyalogu genisleterek Birlesik Devletlerin ulusal ikarlarini ve ulusal gvenligini ykseltmeyi amalar diyerek kamu diplomasisinin amacini aik bir biimde ortaya koymaktadir (Public Diplomacy web sitesi). Amerika Birlesik Devletlerinin yneticileri kendi ulusal ikarlarini gereklestirmek ve uluslararasi iliskilerde yaygin biimde yararlanilan realist yaklasim erevesinde gvenliklerini saglamak amaciyla diger hkmetlerin elit ve brokratlarini kendi nfuzlarinda tutmaya nem vermekte ve kendi ikarlarini gereklestirecek siyasal elitin yetismesine alismaktadirlar. Burada zellikle vurgulanmasi gereken, Amerikan ynetiminin demokrasi kavramina israrla vurgu yapmasidir. Ilgili literatr gzden geirildiginde demokrasi kavrami aslinda Amerikanin ekonomik ve siyasal ynden yayilmasina hizmet eden bir ara olarak degerlendirilmektedir. Dnemin ABD Disisleri Bakani Warren Christopher 2 Mart 1994te ABD Senatosunda yaptigi bir konusmada dis yardimlarin Amerikanin siyasal, asker, ekonomik gvenligine ve ikarlarina hizmet ettigine, Amerikanin refahini gelistirmek iin diger lkelerin Amerikan ekonomisine ailmasinin nemine, bu baglamda demokrasinin gelistirilmesinin de belirtilen ikarlara en iyi sekilde hizmet edecegine deginmektedir; bu erevede kapitalist ekonominin yayginlastirilmasi, zellestirme ve demokrasi kavramlari ve Amerikan ikarlari srekli bir arada kullanilmaktadir (Christopher, 1994). 1948de de benzer ifadelerin Amerikanin nde gelen stratejistlerinden George Kennan tarafindan ifade edildigini gr yoruz. Kennan amalarinin Amerikan ikarlarini gereklestirmek oldugunu ifade ediyor ve bu nedenle insan haklari, yasam standartlarinin gelistirilmesi ve demokratiklesme gibi mphem ve gerek disi amalari terk etmeyi neriyordu (Chomsky, 1992: 9-10). Amerikan ynetiminin demokrasiyi kapitalist ekonominin genisletilmesini kolaylastirarak Amerikan ikarlarina hizmet edecek bir ge, Amerikan pazarinin diger lkelere genisletilmesini saglayacak ve ABDnin dis yatirimlarini artiracak bir ara olarak tanimladigi grlyor. Kamu diplomasisi ve bu diplomasinin uygulayicisi USIA, Amerikan ikarlarini zellikle propaganda yoluyla artirmayi amalamaktadir. USIAnin kltr politikalari arasinda egitsel degisim programlari nemli yer tutmaktadir; bu programlarin arasinda Fulbright burslari 1946 yilinda ncelikli olarak Trkiye, Pakistan ve Irana ynelik olarak gelistirilmis ve daha sonra diger btn lkeler iin yayginlastirilmistir. Bu program burs verilen akademik personelin Amerikayi yakindan taniyacagi ve bursiyerlerin kendi lkelerinde Amerikan ikarlarini

76

gereklestirmede katki saglayacaklari dsncesi zerine kurulmustur. Bagimli akademisyenlerin yetistirilmesi amaciyla yapilan harcamalarin disarida Amerikanin etkisini artirmada en etkili ara oldugu kabul edilmektedir (United States Advisory

Comisson on Public Diplomacy [USACPD], 1989: 54). Egitim ve kltr programlari konusunda yetkili organin ABD meclisine ve baskanina sundugu raporda geen asagidaki ifad elerin, siyasal ve kltrel emperyalizmle ilgili yogun geler tasidigi grlmektedir: USIA 3 milyon $in -su an ABDde bulunan 365.000den fazla yabanci grencinin her biri iin on dolardan az- kendi lkesinde etkili ve liderlik pozisyonuna gelecegi umulan grencilere genis bir program sunmak iin makul bir yillik harcama olacagini dsnmektedir (USACPD, 60). Ronald Reagan 1989da kamu diplomasisi zerine yaptigi bir konusmada enformasyon aginin nemini vurgulamis ve Amerikanin ikarlarini gereklestirmede geleneksel diplomasinin yetersiz kaldigini belirtmistir. Bu nedenle ABDnin yalniz diger devletlerin yneticileriyle degil, ayni zamanda diger halklarla da iliskiye girerek ikarlarini gelistirmesini savunmus ve kamu diplomasisinin Amerikan hkmetine dnya tarihini sekillendirecek en byk gc sagladigini belirterek Washingtondan Sanghaya kadar Amerikan hikayesini anlatan kamu diplomatlarina Amerikanin skran duygularini sunmustur. Ayni sekilde dnemin disisleri bakani George Shultz da kamu diplomasisinin hem ieride hem de disarida toplumlarin tutumlarini belirlemedeki roln vurgulamistir. Dnemin USIA baskani Charles Z. Wick de savas sonrasi dnemde yalnizca elitleri etkilemeyi amaladiklarini ve bunu kisa srede basardiklarini ifade ederek, artik bunun tesine geerek dolaysiz olarak kitlelere ulasmalari gerektigini ifade etmistir (USACPD, 8 9). Iletisim aralarinin kullanilmasi kamu diplomasisinin baslica faaliyetleri arasinda yer almaktadir. Iletisim alaninda Amerika Birlesik Devletleri btn dnya halklari zerinde Amerikan ikarlarini tanitmak, bu ynde kamuoyu olusturmak amaciyla radyo, televizyo n yayinlari yapmaktadir. Amerikanin Sesi, Worldnet, TV Marti araciligiyla ve Intelsat-SBS, Intelsat-AOR ve Intelsat-IOR uydu baglanti sistemleri ile Latin Amerika, Avrupa, Afrika ve Asyanin btn blgelerine ulasilmaktadir (USACPD, 37). Ayrica Worldnet uydu televizyon yayini Avrupa (EURONET), Afrika (AFNET), Latin Amerika (ARNET), Ortadogu ve Gney Asya (NEANET) ve Dogu Asya (EANET) blgelerini kapsamaktadir (USACPD, 43). Ayrica sadece TV Marti Amerikanin Kba halkina ynelik propagandasi iin kullanilmaktadir. Bu sekilde Amerika haber ve enformasyon saglarken, yayin yapilan blgeler ve halklar bu yayinlarin tamamen veya kismen edilgin tketicisi konumunda kalmaktadir. Birlesik Devletler televizyo nun gcnden yararlanarak hem kendi istedigi gibi bir tketici kitlesi olusturmakta, kendi uygarlik anlayisini benimsetmekte, hem de byle bir sektr araciligiyla ekonomik yararlar sa glamaktadir. Genel olarak Amerikan kamu diplomasisi siyasal, kltrel ve egitsel alanlarda faaliyet gstererek Amerikanin ekonomik ikarlarini korumayi ve diger lkelerle Amerika arasindaki bagimlilik iliskisini srdrmeyi kolaylastirmaktadir. Christopherun yukarida deginilen konusmasinin aik biimde ortaya koydugu zere Amerikan kamu diplomasisi, Amerikanin refahini gelistirmek iin diger lkelerin Amerikan ekonomisine ailmasini saglayan, savastan daha etkili bir anahtar grevi grmektedir.

77

Sonu Makale ncelikle emperyalizm kuramlarini tanitma ve bu kuramlarin kapitalizmemperyalizm iliskisine ynelik temel savlarini sunma amacini tasimistir. Modern dnyanin sekillenmesinde belirleyici rol oynayan kapitalist sistemin genislemesi ve yol atigi atismalar klasik emperyalizm kuramlari araciligiyla degerlendirilmis ve bu kuramlarin birbirleriyle rtsen ve atisan bo yutlarinin oldugu; ancak aralarinda yine de bir sreklilik bulundugu gsterilmeye alisilmistir. Klasik emperyalizm kuramlari iinde Hobson, Luxemburg, Hilferding ve Lenin kapitalizmin i dinamiklerine ve yayilmaci bo yutlarina dikkat ekerken zellikle Schumpeter ve Veblen daha farkli boyutlara odaklanmislardir. Schumpeterin modern dnya ile uyumsuz olan ancak varligini srdrmek iin yeni amalar olusturdugunu ileri srdg atavistik artik sinif kavramsallastirmasi dikkat ekici olmasina karsin emperyalizm ve kapitalizm arasinda negatif bir iliski kurma abasi gereki gzkmemektedir; emperyalizmi tarih disi bir anlayisla yorumlamaya alismasi tezinin bilimselligini ciddi lde zedelemektedir. te yandan, Veblenin emperyalizmin nedeni ile ilgili belirledigi maddi ve maddi olmayan temel kavramsallastirmasi ve emperyalizmin nasil srdrldg sorusuna verdigi yanitlar emperyalizm zmlemelerine nemli katki saglayabilir. Emperyalizm, kapitalizmle pozitif bir iliski iindedir; kamu diplomasisi de kapitalizmin dnsmne paralel olarak emperyalizmin yeni bir biimine isaret etmektedir. Kapitalizmin degisik asamalarinda hammadde kaynaklarinin, isgc ve pazarlarin denetimi farkli yntemlerle saglanmaya alisilmistir. Smrgecilik, kapitalizmin baslangi asamalarina karsilik gelmektedir; esas olarak ticar kapitalizmin ve henz gelismekte olan sanayi kapitalizminin iinde yer aldigi 16. yzyil ve 18. yzyil arasindaki dnemde, ama hammadde kaynaklarini denetim altinda tutmak ve plantasyonlar iin isgc saglamakti. 1870-1945 arasinda gereklesen ve yeni emperyalizm olarak nitelenen finans kapital ya da tekelci kapitalizm asamasinda, ama hammadde kaynaklarina ulasmanin yanisira zellikle sermaye fazlasini ihra etmek, bylece daha fazla pazari denetim altinda tutarak kri artirmakti. zellikle yeni emperyalizmde sanayilesmis devletler bu amalarini savas yoluyla gereklestirilmeye alismislardir; I. ve II. Dnya Savaslari yeniden paylasim savaslari olarak tarihe gemistir. Klasik emperyalizm kuramlarinda savas veya askeri boyut yogun olarak vurgulanmasina karsin 1945 sonrasi dnemde, zellikle 1980 sonrasi yeni dnya dzeni ve kresellesme sylemleri ile kurulmaya alisilan dnyada, kresel kapitalizme yeni emperyalizm trleri eslik etmektedir. Kautskynin ultraemperyalizm ve Galtungun yapisal emperyalizm kuramlari arasinda kismen bir paralellik bulunmaktadir. Her iki kurama gre emperyalizm, askeri isgaller biiminde gereklesmek zorunda degildir. Hatta Galtungun kurami profesyonel emperyalizmin dogrudan siddetten ziyade yapisal siddete dayandigini ileri srmesiyle dikkat ekmektedir. Emperyalizm, kapitalizmin talepleri dogrultusunda, gl ve zayif uluslar arasindaki asimetrik iliskinin korunmasi ve srdrlmesi olarak tanimlanirsa, savasin bu sonucu saglayan aralardan yalnizca biri oldugu sylenebilir. Bu erevede, Amerikan kamu diplomasisi esas olarak hammadde kaynaklarini denetlemeye ve yeni pazarlar yaratmaya ynelik, savassiz, dolayisiyla daha dsk maliyetli ve daha etkili bir emperyalizm olarak tanimlanabilir; nk kamu diplomasisi Amerikanin ekonomik aidan zayif lkelerle arasindaki asimetrik

78

bagimlilik iliskisini siyasal, ekonomik ve kltrel bakimdan srdrecek bir islev grmektedir.

K AYNAK L AR Althusser, Louis (1994), Ideoloji ve Devletin Ideolojik Aygitlari , (Istanbul: Iletisim). Brewer, Anthony (1982), Marxist Theories of Imperialism: A Critical Survey, (London: Routledge & Kegan Paul). Brown, Michael Barratt (1970), After Imperialism, rev. ed., (New York: Humanities Press). Brown, Stuart Gerry (1971), Imperialism, Encyclopedia International , (New York: Grolier) (vol. 9), 161 -165. Chomsky, Noam (1992), What Uncle Sam Really Wants, (Berkeley, Kalifornia: Odonian Press). Christopher, Warren (1994), A Foreign Affairs Budget that Promotes U.S. Interests, Dispatch, March 14. Cohen, Benjamin J. (1973), The Question of Imperialism: The Political Economy of Dominance and Dependence, (New York: Basic Books, Inc., Publishers). Crain, Rance (2001), Selling Idea of Freedom is Most Important Assignment for Beers., Advertising Age, 72: 12. Disisleri Bakanligi Enformasyon Dairesi Baskanligi web sayfasi, 14. 10. 2002, <http://www.turkey.org/news97/haber97/t071197.htm>. Edgell, Stephen/Townshend, Jules (1992), John Hobson, Thorstein Veblen and the Phenomenon of Imperialism: Finance Capital, Patriotism and War, American Journal of Economics and Sociology, 51/4: 401-420. Edwards, Richard C./ Reich, Michael/ Weisskopf, Thomas E. (1972), The Capitalist System, (Englewood Cliffs, N. J.: Prentice-Hall). Galtung, Johan (1994), A Structural Theory of Imperialism, der., Richard Little; Michael Smith, Perspectives on World Politics, (London, New York: Routledge) (Ikinci Baski). H., E. C. (1961), Imperialism, Collier's Encyclopedia, (New York: The Cromwell-Gollier), (vol. 9), 748-752. Hilferding, Rudolph (1970), Le Capital Finance, (Paris: Editions de Minuit) (Aktaran; Brewer, 1982 ). Hobson, J. A. (1921), Problems of a New World, (London: George Allen & Unwin Ltd). Hobson, J. A. (1965), Imperialism: A Study, (Michigan: University of Michigan Press). Hoffman, David (2002), Beyond Public Diplomacy: US Propaganda in Muslim Countries, Foreign Affairs, 81/2: 83. Ingiliz Bykeliligi web sayfasi, 08.10.2002, <www.britishembassy.org.tr>. Jale, Pierre (1968), The Pillage of the Third World, (New York: Monthly Review Press). L. Wr. (1971), Imperialism, Encyclop dia Britannica, (Chicago: William Benton Publisher) (vol. 12), 5-7.

79

Laqueur, Walter (1994), Save Public Diplomacy: Broadcasting Americas Message Matters, Foreign Affairs, 73/5: 19-24. Lenin, V. I. (1969), Emperyalizm: Kapitalizmin En Yksek Asamasi , (Ankara: Sevin Matbaasi) (ev. Cemal Sreya). Little, Richard/ Smith, Michael (1994), "Introduction: The Study of World Politics", der., Richard Little ve Michael Smith, Perspectives on World Politics, (London, New York: Routledge), (Second Edition). Lord, Carnes (1998), The Past and Future of Public Diplomacy, Orbis, 42/1: 49-72. Lord, Carnes (2000), ABDnde Kamu Diplomasisinin Gemisi ve Gelecegi, Belgelerle Trk Tarihi Dergisi , 36: 117-128. Luxemburg, Rosa (1986), Sermaye Birikimi , (Istanbul: Alan Yayincilik) (ev., Tayfun Ertan). Marx, Karl (1977), Selected Writings, (Oxford: Oxford University Press), (ed., David McLellan). McCrisken, Trevor B. (2001), American Exceptionalism and US Foreign Policy: Public Diplomacy at the End of the Cold War, International Affairs, 77/4: 1027-1028. Morgenthau, Hans J. (1960), Politics Among Nations, (New York: Alfred A. Knopf) (Third edition). Neisser, Hans (1960), Economic Imperialism Reconsidered, Social Research, 27/1. Public Diplomacy web sayfasi, 20.04.2002, < http://www.publicdiplomacy.org>. Schumpeter, Joseph A. (1950), Capitalism, Socialism and Democracy, (New York: Harper Torchbooks) (Third edition). Schumpeter, Joseph A. (1968), Social Classes and Imperialism, (Cleveland:

World Publishing Co). Sweezy, Paul M. (1968), The Theory of Capitalist Development, (New York: Monthly Review Press) (Reprint edition). Tuch, Hans N. (1990 ), Communicating With the World (New York: St. Martins Press). U.S. Department of State (1987), Dictionary of International Relations Terms. United States Advisory Commission on Public Diplomacy (1989), 1989 Report. Veblen, Thorstein (1964), Essays in Our Changing Order , (New York: Augustus M. Kelley). White House (1994), Fact Sheet: Trade, Aid, and Investment Package for South Africa, Dispatch, 5/4: 3 -5. Wolff, Richard D. (1970), Modern Imperialism: The View from the Metropolis, American Economic Review, 60/2.

Das könnte Ihnen auch gefallen