Beruflich Dokumente
Kultur Dokumente
ve
Altınçağ
Mehdi
ve
Altınçağ
M. İsmail Yusuf
‹stanbul - Nisan 2003
PAMUK YAYINCILIK
İçindekiler
G‹R‹fi 6
MEHD‹ 11
Mehdi Kimdir? 12
Mehdi'nin Ç›k›fl Alametleri 16
Mehdi'nin Özellikleri 77
Mehdi'nin Fiziksel Özellikleri 86
Mehdi Devrinde Hayat: Alt›nça¤ 91
Mehdi Hakk›nda Çeflitli Konular 105
Kuran-› Kerim'de Ahir Zaman 148
Risale-i Nur Külliyat›'nda Mehdi 178
Kuran'da Bildirilen Üstün Ahlak 190
SONSÖZ 229
Giriş
hir zaman ya da Mehdiyet kavramlar› pek çok insan için
tan›d›k kavramlar olmayabilir. Bu nedenle öncelikle bu
iki kavram› k›saca aç›klamakta yarar var. Ahir zaman sö-
zü, "son dönem" anlam›na gelir. ‹slam'a göre ahir zaman
kavram› k›yamete yak›n bir zamanda, Kuran ahlak›n›n
hakim olaca¤›, insanlar aras›nda yayg›n olarak yaflanaca-
¤› bir dönemi ifade eder.
‹nsanlar›n hayalinde her zaman için daha güzele, daha iyiye yönelik
bir özlem bulunmaktad›r. Daha güzel bir manzara, daha güzel bir yi-
yecek, daha iyi ve toplumsal sorunlar›n yaflanmad›¤› bir hayat, refah,
huzur, bolluk, güzellik…
‹flte ahir zaman da tüm bu "daha iyi", "daha güzel" kavramlar›n› için-
de bar›nd›ran bir ça¤› ifade eder. Ahir zaman, s›k›nt›n›n yerini bollu-
¤un ve bereketin, adaletsizli¤in yerini adaletin, ahlaks›zl›¤›n yerini gü-
zel ahlak›n, kargaflan›n yerini bar›fl›n ve huzurun ald›¤› ve tüm inanan
kullar›n as›rlard›r özlemini duydu¤u, ‹slam ahlak›n›n hakim oldu¤u
kutlu bir dönemdir.
Peygamberimiz'in hadislerinde bu dönemi ve özelliklerini aç›klayan
detayl› anlat›mlar yer al›r. Peygamberimiz'in ard›ndan baz› ‹slam bü-
yükleri de ahir zaman hakk›nda önemli aç›klamalar yapm›flt›r. Bu anla-
t›mlara bak›ld›¤›nda, ahir zaman›n, birbirini izleyecek olan bir tak›m
önemli olay ya da süreçlerle dolu oldu¤unu görürüz. Ahir zaman dün-
yan›n önce büyük bir bozulma ve karmafla yaflad›¤›, ancak sonra da
gerçek dinin yaflanmas›yla kurtulufla kavufltu¤u bir dönemdir.
Ahir zaman›n ilk aflamas›nda, dünya Allah'› inkar eden bir tak›m fel-
sefi sistemler nedeniyle dejenere olacakt›r. ‹nsanl›k yarat›l›fl amac›n-
dan uzaklaflacak, bunun sonucunda büyük bir manevi boflluk ve ahla-
6 Mehdi ve Alt›nça¤
ki bozulma oluflacakt›r. Büyük felaketler, savafllar ve ac›lar yaflanacak
ve insanl›k "nas›l kurtuluruz" sorusunun cevab›n› arayacakt›r.
Ahir zaman›n bu dönemi, ayn› zamanda dinin de dejenere edildi¤i
bir dönemdir. ‹slam dini, içine sokulan bir tak›m hurafeler ve bat›l ina-
n›fllar nedeniyle asl›ndan uzaklaflt›r›lm›flt›r. Dindarl›k ad› alt›nda tutu-
culuk ve ikiyüzlülük yapan baz› kimseler bu hurafeleri daha da art›r-
mak için çabalamakta, ‹slam'›n özündeki güzel ahlak›n kavranmas›na
engel olmaktad›r. Bir yanda ateizmi ve dinsizli¤i telkin eden felsefeler,
öte yanda da dini içten tahrip eden bu tutucu güçler, insanl›¤› büyük
bir karanl›¤a sürüklemifltir.
Ancak Allah, ahir zaman›n bu büyük karmaflas› içindeki insanlar›
kurtulufla ulaflt›racakt›r. Yolunu flafl›rm›fl olan insanl›¤› do¤ru yola da-
vet etmek için, "Mehdi" (do¤ruya götüren) s›fat›n› tafl›yan üstün ahlak-
l› bir kulunu vesile k›lacakt›r. Mehdi, önce ‹slam dünyas›n›n içinde mü-
cadele yürütecek ve ‹slam'›n asl›ndan kopmufl olan Müslümanlar› ger-
çek imana ve ahlaka döndürecektir. Mehdi'nin bu noktada üç temel gö-
revi vard›r:
1. Allah'› inkar eden ve dinsizli¤i destekleyen felsefi sistemlerin çü-
rütülmesi.
2. ‹slam'›, onu dejenere etmifl olan ikiyüzlü kimselerin boyunduru-
¤undan kurtararak hurafecili¤e karfl› mücadale edilmesi ve Kuran'›n
hükümlerine dayanan gerçek ‹slam ahlak›n›n ortaya ç›kar›lmas› ve uy-
gulanmas›.
3. Kendi milletinden bafllayarak, tüm ‹slam dünyas›n› siyasi ve sos-
yal yönlerden güçlendirmesi, huzur, güvenlik ve refah sa¤lamas›, top-
lumsal sorunlar› çözmesi.
Hadislerde bildirildi¤ine göre, Mehdi'yle ayn› dönemde dünyaya ye-
niden dönecek olan Hz. ‹sa ise, özellikle H›ristiyan ve Yahudi dünyas›-
na hitap edecek, onlar› içine düfltükleri hurafelerden s›yr›l›p Kuran'a
göre yaflamaya ça¤›racakt›r. H›ristiyanlar›n Hz. ‹sa'ya uymas› ile birlik-
te, ‹slam ve H›ristiyan dünyalar› tek bir inançta birleflecek ve dünya
"Alt›nça¤" olarak an›lan büyük bir bar›fl, güvenlik, mutluluk ve refah
dönemi yaflayacakt›r.
M. ‹smail Yusuf 7
Bu anlatt›klar›m›z, Peygamberimiz taraf›ndan 14 as›r önce söylen-
mifl sözlerde ya da baz› ‹slam büyüklerinin yaz›lar›nda detayl› olarak
anlat›lmaktad›r. Bu kaynaklar›n bize do¤ru olarak ulafl›p ulaflmad›kla-
r›ndan, örne¤in Peygamberimiz'in bu konudaki hadislerinin gerçekte
onun taraf›ndan söylenmifl sözler oldu¤undan kuflku duyman›n imkan›
yoktur. Çünkü bize bu konuda yol gösteren önemli bir gerçek vard›r.
Hadislerde ahir zaman hakk›nda detayl› tasvirler yap›lmakta, dahas›
detayl› bir tak›m alametler say›lmaktad›r. ‹çinde yaflad›¤›m›z dönemde
ise, bu kitap boyunca inceleyece¤imiz gibi, bu tasvir ve alametler bir-
biri ard›na gerçekleflmektedir.
Bunlar farkl› zamanlarda ayr› ayr› gerçekleflmifl olsalar belki s›radan
olaylar olarak görülebilirler. Ancak çok say›da alametin 15-20 y›ll›k k›-
sa bir zaman dilimi içinde art arda gerçekleflmesi, bir rastlant› olarak
görülemez. Hadislerde haber verilen olaylar›n bu flekilde gerçekleflme-
si durumunda, art›k o hadislerin gerçekten Peygamberimiz'e ait olup
olmad›¤›ndan kuflku duymak mümkün de¤ildir. As›rlar önce tarif edi-
len olaylar›n tam tarif edilen flekilde ve birbiri ard›na yaflanmas›,
mucizevi bir durumdur.
Kald› ki, ‹slam ahlak›n›n dünyaya egemen olmas› ya da Hz. ‹sa'n›n
yeniden yeryüzüne dönüflü gibi ahir zamanla ilgili baz› bilgiler, do¤ru-
dan Kuran'da haber verilmektedir ve dolay›s›yla do¤ruluklar› kesindir.
8 Mehdi ve Alt›nça¤
mü, Allah’›n yaratt›¤› kader do¤rultusunda, yaln›zca tek bir kiflinin ya-
ni gerçek Mehdi’nin sahip olabilece¤i özellikler ve gerçeklefltirebilece-
¤i faaliyetlerdir.
Unutmamak gerekir ki, Allah zamandan ve mekandan münezzehtir;
yani zamana ve mekana ba¤l› de¤ildir. Bizim yüzlerce, binlerce sene
olarak de¤erlendirdi¤imiz zaman dilimleri Allah kat›nda tek bir an ola-
rak bilinmektedir. Dolay›s›yla Peygamberimiz'in, gelecekte gerçeklefle-
cek olarak haber verdi¤i ahir zaman alametleri, asl›nda o dönemde
olup bitmifltir. Geçmiflte, flu an ve gelecekte meydana gelen tüm olay-
lar, Allah’›n tek bir "Ol" demesiyle ayn› anda yaflanm›fl ve bitmifl olay-
lard›r. Yani Peygamberimiz döneminde Mehdi asl›nda dünyaya gelmifl,
yaflam›fl, tüm faaliyetlerini gerçeklefltirmifl, ölmüfl ve Peygamberi-
miz'in kabri yan›na gömülmüfltü. Hatta Hz. Musa zaman›nda da Meh-
di’nin gelifl zaman› belliydi. Hz. ‹brahim döneminde de, Mehdi görevi-
ni yerine getirmiflti. Hz. Adem devrinde de Mehdi yeryüzüne gönderil-
miflti. Çünkü dünya üzerinde yaflanm›fl ve yaflanacak olaylar›n tümü,
Allah’›n belirledi¤i kader do¤rultusunda tek bir anda gerçekleflmifltir.
Bu anlat›lan bir insan›n hayat› boyunca karfl›laflt›¤› en büyük gerçekler-
den biridir, ve ahir zaman alametleri, Mehdi’nin özellikleri gibi konu-
larda insanlar›n akl›na gelen tüm flüpheleri silmeye yetecek bir bilgi-
dir. Allah Peygamberimiz'e Mehdi’nin kim oldu¤unu, fiziksel ve di¤er
özelliklerini, faaliyetlerini, dünya üzerinde b›rakaca¤› etkiyi, gerçek-
lefltirece¤i hizmetleri gerçek olarak göstermifltir. Mehdi, Peygamberi-
miz'in 1400 sene öncesinden yaflad›¤›n› gördü¤ü kiflidir. Dolay›s›yla
Mehdi ile ilgili hadislerde bildirilen olaylar, birebir gerçekleflecek ve
flahit olunacak olaylard›r. Bunlar›n taklit edilmesi, tahsille, çaba harca-
makla baflar›lmas› kesinlikle imkans›zd›r.
Bediüzzaman’›n da zaman zaman dikkat çekti¤i gibi, "Mehdi geldi-
¤inde onu nas›l olsa tan›r ve durdururuz" diye düflünen "safdil" kifliler
olabilir. Ancak bu kifliler bilmelidirler ki, Mehdi’nin durdurulmas›
mümkün de¤ildir. Çünkü Peygamberimizin vaatleri do¤rultusunda
Mehdi kendisiyle ilgili bildirilen tüm hizmetleri gerçeklefltirecektir. Bu,
Allah’›n belirledi¤i bir kaderdir. Allah’›n dilemesi d›fl›nda, hiç kimse za-
man› durduramayaca¤› için, Mehdi’nin faaliyetlerinin engellenmesi de
söz konusu de¤ildir. E¤er "biz Mehdi’yi durdurduk, faaliyetlerini engel-
ledik" diye düflünen kimseler olursa, bu kifliler, engelledikleri kiflinin
M. ‹smail Yusuf 9
Mehdi olmad›¤›n› da bilmelidirler. Kimileri, karfl›lar›ndaki baz› kiflileri
Mehdi zannedebilirler, yapt›klar› faaliyetleri onun yapaca¤› faaliyetle-
re benzetebilirler. "Mehdi kesin olarak flu kiflidir" diye düflünebilirler.
Ancak bu kifliler emin olmal›d›rlar ki, Allah onlar› yan›ltmaktad›r; dur-
durduklar› kifli kesinlikle Mehdi de¤ildir. Ama yine de "Mehdi’yi dur-
durduk" diye ›srar eden kifliler olursa, bunlar kesin olarak yalan söyle-
mektedirler. Çünkü Allah’›n kat›nda zamans›zl›k boyutu içinde Mehdi
gelmifltir, görevini tamamlam›flt›r.
10 Mehdi ve Alt›nça¤
Hz.Mehdi
Hz.Mehdi Kimdir?
12 Mehdi ve Alt›nça¤
Mehdi t›pk› Zülkarneyn ile Süleyman gibi bütün dünyaya hükmede-
cek. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Ahir Zaman, s. 10/El-Kavmu'l Muhta-
sar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 32/K›yamet Alametleri, s. 183)
Mehdi do¤u ile bat› aras›ndaki her yeri fetheder. (El Kavlu'l Muhta-
sar Fi Alamat-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 57)
M. ‹smail Yusuf 13
A¤›zlar›yla Allah'›n nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa kafirler iste -
mese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan baflkas›n› istemiyor.
Müflrikler istemese de O dini (‹slam'›) bütün dinlere üstün k›lmak için
elçisini hidayetle ve hak dinle gönderen O'dur. (Tevbe Suresi, 32-33)
Andolsun, biz Zikir'den sonra Zebur'da da: "fiüphesiz Arz'a salih kul-
lar›m varisçi olacakt›r" diye yazd›k. (Enbiya Suresi, 105)
"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerlefltirece¤iz. ‹flte bu, ma-
kam›mdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayr›cal›kt›r)." (Pey-
gamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatç› bozguna u¤ray›p
-yok oldu- gitti. (‹brahim Suresi, 14-15)
14 Mehdi ve Alt›nça¤
Kendisine bereketler k›ld›¤›m›z yerin do¤usuna da, bat›s›na da o hor
k›l›n›p-zay›f b›rak›lanlar› (müstaz'aflar›) mirasç›lar k›ld›k. Rabbinin ‹s-
railo¤ullar›na olan o güzel sözü (vaadi), sabretmeleri dolay›s›yla ta-
mamland› (yerine geldi). Firavun ve kavminin yapmakta olduklar› ve
yükselttiklerini (köflklerini, saraylar›n›) da yerle bir ettik. (Araf Suresi,
137)
M. ‹smail Yusuf 15
Mehdi'nin Çıkış
Alametleri
MEHD‹ VE AH‹R ZAMANLA ‹LG‹L‹ HAD‹SLER‹N
BÜYÜK ÇO⁄UNLU⁄U "MÜTEfiAB‹H"T‹R
16 Mehdi ve Alt›nça¤
tan›ma imkan› olmazd›. Çok üstün ahlaktaki imanl› bir kifli ile imans›z
bir kifli ayn› derecede görülürdü. ‹flte bu nedenle Peygamberimiz Hz.
Muhammed' (sav)in gelece¤e yönelik pek çok hadisi imtihan ortam›n›
kald›rmayan müteflabih hadislerdir. Bu hadisler benzetmelerle, örnek-
lerle ve iflaretlerle doludur, derin manalar içerir.
Geçti¤imiz hicri yüzy›l›n büyük ‹slam alimlerinden Bediüzzaman Sa-
id Nursi hazretleri de "fiualar" isimli eserinde, ahir zamanda meydana
gelecek k›yamet alametlerinin, hadislerde ço¤unlukla müteflabih ola-
rak bildirildi¤ini belirtmifltir. Bunlar›n ise ancak "tevil edilerek", yani
yorumlarla aç›klanarak insanlara anlat›labilece¤ini bildirmifltir. Ayr›ca
yap›lan bu yorumlar›n do¤rulu¤unun da ancak Peygamberimiz'in bil-
dirdi¤i olay meydana geldikten sonra anlafl›lacabilece¤ini izah etmek-
tedir. Bediüzzaman bu durumu flu flekilde ifade etmektedir:
M. ‹smail Yusuf 17
MEHD‹ HAKKINDAK‹ HAD‹SLER‹N YORUMUNDA
D‹KKAT ED‹LMES‹ GEREKEN NOKTALAR
18 Mehdi ve Alt›nça¤
Hz. Ali'den rivayet oldu¤una göre Resulullah flöyle buyurdu: K›ya-
metin kopmas› için zamanda sadece bir günden baflka vakit kalmam›fl
da olsa, Allah (cc) benim Ehl-i Beytimden bir zat› gönderecek. (Sünen-i
Ebu Davud, 5/92)
‹bn-i Mace ve Ebu Naim, Ebu Hüreyre'den tahric ettiler. O dedi ki Pey-
gamber buyurdu: E¤er dünyadan bir gün kalsa, Allah o günü uzat›r ve
Ehl-i Beytimden birisini Melik k›lar. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Meh-
diyy-il Muntazar, 10/El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Munta-
zar, 27/Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s.437)
Dünyan›n ancak bir günlük ömrü kalm›fl olsa, onun bafla geçmesi
için Cenab-› Allah o günü behemehal uzat›r. (Sünen-i Tirmizi, 4/92)
Ancak beklenen odur ki; aradan bin sene geçtikten sonra bu sakl›
devlet tecid edile (yenilene). Ona bir üstünlük verilip suyu bulmas›, ar-
t›r›la... Böylece kemalat›n asl› zuhur edip, onun zilletini örte… Ve nis-
bet-i aliyyenin mürevvici Mehdi gelsin. Allah ondan raz› olsun.
(Mektubat-› Rabbani, 1/569)
M. ‹smail Yusuf 19
Hz. Muhammed'in vefat›ndan bin sene geçtikten sonra, hicri ikinci
bin y›l›na girilir. ‹mam-› Rabbani'nin yukar›daki aç›klamalar›na göre
ikinci bin y›l› içerisinde Hz. Mehdi gelecektir. ‹kinci binin bafllang›c›n-
dan içinde bulundu¤umuz 14. yüzy›la kadar geçen üç yüz y›lda Hz.
Mehdi ve Hz. ‹sa gelmemifllerdir.
Bu ümmetin ömrü bin (1000) seneyi geçecek, fakat bin befl yüz
(1500) seneyi aflmayacakt›r. (K›yamet Alametleri, s. 299, Celaleddin Su-
yuti'nin "El-Keflfu Fi Mücazeveti Hazin el-Ümmeti El Elfe Ellezi Dellet
Aleyh el-Asar" isimli kitab›ndan nakil)
20 Mehdi ve Alt›nça¤
bekledikleri Mehdi'nin yüzy›l bafl›nda gelece¤i bildirilmektedir.
M. ‹smail Yusuf 21
1) F‹TNELER‹N ÇO⁄ALMASI
2) HARAMLARIN HELAL SAYILMASI
3) ALLAH'IN AÇIKÇA ‹NKAR ED‹LMES‹
4) MÜSLÜMANLARA BASKININ ARTMASI
5) DÜNYANIN HER YER‹N‹ KARIfiIKLIK VE KARGAfiALARIN KAPLAMASI
6) ‹RAN-IRAK SAVAfiI
7) AFGAN‹STAN'IN ‹fiGAL‹
8) FIRAT'IN SUYUNUN KES‹LMES‹
9) RAMAZAN'DA AY VE GÜNEfi TUTULMALARI
10) KUYRUKLU YILDIZIN DO⁄MASI
11) KABE BASKINI VE KABE'DE KAN AKITILMASI
12) DO⁄U TARAFINDAN B‹R ATEfi‹N GÖRÜLMES‹
13) BÜYÜK OLAYLARIN VE HAYRET VER‹C‹ fiEYLER‹N MEYDANA GELMES‹
14) GÜNEfiTEN B‹R ALAMET‹N BEL‹RMES‹
15) BÜYÜK fiEH‹RLER‹N YOK OLMASI
16) DEPREMLER‹N ÇO⁄ALMASI
17) B‹R KÖYÜN YOK OLMASI
1) Fitnelerin Ço¤almas›
Fitne kelimesi, insanlar›n din konusundaki imtihanlar›n›n fliddetlendi-
¤i olaylar›, ortam ve flartlar› tarif eder. ‹nsanlar›n yaflam flartlar›n›n güç-
leflti¤i, Allah'›n ve dinin çeflitli flekillerde yalanlanarak insanlar›n iman-
lar›n›n zay›flat›lmaya, yok edilmeye çal›fl›ld›¤› fliddetli imtihan ortamla-
r› dini terminolojide fitne ortam› olarak tan›mlan›r.
Afla¤›daki hadis de Hz. Mehdi'nin ç›k›fl›ndan önce müminlerin imanla-
r›n›n zay›flayaca¤›n› ve buna sebep olacak hadiseleri haber vermektedir.
22 Mehdi ve Alt›nça¤
nin kalmamas› ve bunun meydana getirdi¤i tedirginlik ortam›.
2- Açl›k: Hayat pahal›l›¤› sebebiyle meydana gelen geçim s›k›nt›s›.
Felaketler ve do¤al afetler sonucunda k›tl›klar›n, açl›¤›n artmas›.
3- Fitneler: Haramlar›n küçük-büyük herkesin aras›nda, alabildi¤ince
yayg›nlaflmas› ve teflvik görmesi. Her türlü ahlaks›zl›¤›n herkesin göz-
leri önünde yap›lmas›.
4- Bidatlerin ortaya ç›kmas›: Dinin asl›nda olmad›¤› halde sonradan
ortaya ç›kar›lan adetlerin dinin esaslar›ym›fl gibi kabul edilmesi.
5- Dini anlatma imkanlar›n›n kaybolmas›: ‹yili¤in emredilmesi ve kötü-
lü¤ün engellenmesi, k›sacas› tebli¤ imkan›n›n kaybolmas› ile meydana
gelen boflluk.
Fitne ortamlar› sa¤lam imana sahip müminler için imanlar›n›n, sa-
b›rlar›n›n ve ahiretteki derecelerinin artmas›na vesile olurken, zay›f ve
yüzeysel imana sahip genifl kesimlerin ise imanlar›n› kaybetmelerine
ya da daha da zay›flamalar›na yol açar. ‹flte Mehdi bu tür bir fitne or-
tam›n›n en yo¤un ve fliddetli olarak yafland›¤› bir dönemde ortaya ç›-
kacakt›r:
M. ‹smail Yusuf 23
Di¤er bir hadiste de ahir zamanda "bat›" taraf›nda kar›fl›kl›k, fitne ve
korku olaca¤› haber verilmektedir:
24 Mehdi ve Alt›nça¤
Bir baflka hadiste de Mehdi'nin her yere eriflmifl çok yayg›n bir fitne
varken ortaya ç›kaca¤› bildirilmektedir:
M. ‹smail Yusuf 25
26 Mehdi ve Alt›nça¤
2) Haramlar›n Helal Say›lmas›
Günümüzde fuhufl, kumar, içki, faiz, rüflvet gibi birçok fiil, haram ol-
malar›na ra¤men halk›n büyük bir ço¤unlu¤u taraf›ndan ve giderek ar-
tan bir oranda ifllenmektedir. Üstelik bu haramlar› iflleyenler övülmek-
te ve teflvik edilmekte, ifllemeyenler ise yerilmekte ve afla¤›lanmakta-
d›r. Yap›lan istatistikler ise bu konudaki say›n›n giderek artt›¤›n› gös-
termektedir. Son birkaç on y›l içinde son derece yayg›n bir hale gelmifl
bu s›n›r tan›mayan, helali, haram› umursamayan, her türlü azg›nl›¤›
mubah sayan yaflam tarz› hadislerde tarif edilen ortam› çok aç›k bir fle-
kilde yans›tmaktad›r. Mehdi'nin ç›k›fl habercisi olan bu karanl›k ortam
hadislerde flöyle tarif edilir:
Bir fitne görülür, bunu di¤er fitneler takip eder ve birinciler sonun-
cular›n k›l›çla çat›flmaya dönüflünü kamç›lar ve bundan sonra bütün
haramlar›n helal say›laca¤› bir fitne gelir. Sonra da hilafet, yeryüzünün
en hay›rl›s› olan Mehdi'ye evinde otururken gelecektir. (Kitab-ül Bur-
han Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 26)
Küfür her yan› istila edip hükmü cemiyet içinde aflikare ifllenmedik-
çe Mehdi zuhur etmez. Bu vakitte vaki olan ise… küfrün istilas›d›r.
Onun kuvvetidir. (Mektubat-› Rabbani, 2-259)
Hz. Mehdi, bütün haramlar›n helal say›ld›¤› büyük bir fitneden son-
ra ç›kacakt›r. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
Alenen ve apaç›k Allah Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi (a.r.)
gelmez. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 27)
M. ‹smail Yusuf 27
4) Müslümanlara Bask›n›n Artmas›
Dinsiz idarelerin Müslümanlar üzerindeki bask› ve zulümlerinin art-
mas› da Mehdi'nin ç›k›fl alametlerindendir:
28 Mehdi ve Alt›nça¤
Bosna'da
y›llarca sü-
ren savafl
yüzbinlerce
Müslüman›n
ölümüyle
sonuçlan-
m›flt›r.
Yap›lan bombard›manlar
Kosova'daki binlerce
müslüman› evsiz b›rakt›.
Hadiste belirli bir yer tarif edilmeyip, kar›fl›kl›¤›n dünyan›n her tara-
f›nda yay›laca¤›na iflaret edilmektedir. Gerçekten de hadisin tarif etti-
¤i bir flekilde, bugün dünyan›n befl k›tas›nda büyük kargaflalar, savafl-
lar, katliamlar ve terör olaylar› devam etmektedir. Her gün yüzlerce in-
san sebepsiz yere öldürülmekte, yurtlar›ndan ç›kar›lmaktad›r.
* Herc-ü Merc: ‹nsanlar aras›nda meydana gelen fitne, fesat, darmada¤›n›k, karma-
fl›k, allak bullak ortam.
M. ‹smail Yusuf 31
6) ‹ran-Irak Savafl›
Ahir zamanda meydana gelecek önemli bir savafl hadiste flöyle haber
verilir:
32 Mehdi ve Alt›nça¤
Bir baflka hadiste de bu savafl›n ayr›nt›lar› flöyle tarif edilir:
"Faris" yönünden gelecek olan bir kavimdir ki, flöyle diyecekler: "Ey
Araplar! Siz fazla taassuba kaçt›n›z! Siz bunlara gere¤i gibi hak tan›-
mazsan›z, sizinle hiç kimse birlik kurmayacakt›r... Bir gün, onlara ve
bir gün de sizlere verilsin, ve karfl›l›kl› sözler tutulsun..." Onlar "Mu-
t›k"a ç›kacaklar, Müslümanlar oradan afla¤› "Yaz›"ya inecekler... Müflrik-
ler öbür yandaki (Rakabe) denilen bir simsiyah olan nehrin kenar›na
duracaklar... Aralar›nda savafl olacak: Her iki ordudan, Allah, zaferi kal-
d›racak… (K›yamet Alametleri, s. 179)
"Ey Araplar! Siz fazla taassuba kaçt›n›z! Siz bunlara gere¤i gibi hak tan›-
mazsan›z, sizinle hiç kimse birlik kurmayacakt›r…"
Hadisin bu
bölümünde iki
taraf aras›nda,
›rkç›l›ktan kay-
naklanan bir an-
laflmazl›¤›n ola-
ca¤›na dikkat çe-
kiliyor. Bu anlafl-
mazl›k sebebiy-
le, "Yaz›"ya (Ya-
z›: Irak ovas›)
inilecek ve savafl
bafllayacak.
M. ‹smail Yusuf 33
Allah, her iki ordudan zaferi kald›racak...
Bu hadisin de iflaret etti¤i gibi, ‹ran-Irak savafl› 8 y›l sürmüfl, ve bin-
lerce kay›p verilmesine ra¤men bir netice al›namam›flt›r. ‹ki taraf da
kesin bir üstünlük sa¤layamam›flt›r.
34 Mehdi ve Alt›nça¤
7) Afganistan'›n ‹flgali
M. ‹smail Yusuf 35
Orada alt›n ve gümüfl olmayan hazineleri vard›r...
Rivayetin bu bölümünde Afganistan'›n maddi zenginlik kaynaklar›na
dikkat çekiliyor olabilir. Bugün Afganistan'da çeflitli sebeplerle iflletil-
meye aç›lmam›fl büyük petrol yataklar›, demir havzalar› ve kömür ma-
denleri tespit edilmifltir.
36 Mehdi ve Alt›nça¤
8) F›rat'›n Suyunun Kesilmesi
F›rat nehrinin suyunun kesilip durdurulmas› da Mehdi'nin ç›k›fl ala-
metlerindendir:
Görüldü¤ü gibi Mehdi'nin ç›k›fl›n›n önemli bir alameti olan F›rat neh-
rinin suyunun durdurulmas› ve alt›n de¤erinde bir hazinenin ortaya
ç›kmas› pek çok büyük hadis kitab›nda yer almaktad›r. fiimdi hadisler-
de geçen önemli ifadeleri inceleyelim:
M. ‹smail Yusuf 37
Resulullah buyurdu ki: (1) F›rat nehrinin suyu çekilip (2) alt›ndan
bir da¤ meydana ç›kmad›kça k›yamet kopmaz (3) Bu hazine üzerine
k›tal vukua gelir, her yüzden doksan dokuzu ölür. (K›tale ifltirak e-
denlerden) Her kifli yaln›z ben halas olaca¤›m (kurtulaca¤›m) diye
ümitlenir. (Hadisi Buhari ve Müslim rivayet etmifllerdir/Riyazü's Sali-
hin, 3/332)
38 Mehdi ve Alt›nça¤
Yukar›daki flematik çizimde de görüldü¤ü gibi baraj, betondan dev
bir da¤› and›rmaktad›r. Bu barajdan (hadis-i flerifteki benzetmeye göre
da¤dan) alt›n de¤erinde servet dökülmektedir. Dolay›s›yla baraj "alt›n
bir da¤" hususiyetini kazanmaktad›r. (En do¤rusunu Allah bilir)
M. ‹smail Yusuf 39
Hadisteki ifadeyle ya ölür ya da öldürülür.
Mehdi için 2 alamet vard›r ki, bunun birincisi, Ramazan'›n birinci ge-
cesi ay›n ikincisi de ortas›nda güneflin tutulmas›d›r. (El-Kavlu'l Muhta-
sar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 49)
Ramazan'›n birinci gecesi ay, ortas›nda günefl tutulacakt›r. (K›yamet
Alametleri, s. 199)
Onun saltanat› zaman›nda, Ramazan ay›n›n on dördünde günefl tu-
tulacakt›r, o ay›n ilkinde ise ay kararacak... (Mektubat-› Rabbani,
2/1163)
... Güneflin oruç ay›n›n ortas›nda, ay'›n ise sonunda tutulmas›... (Ki-
tab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)
Ramazan'da iki defa ay tutulmas› olacakt›r. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi
Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 53)
Mehdi'nin gelifli Razaman ay›nda ay›n iki kere tutulmas›na sebep
olacakt›r. (K›yamet Alametleri, s. 200)
Mehdi'nin ç›kmas›ndan önce bir Ramazan içinde günefl iki defa tutu-
lacakt›r. (Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 440)
40 Mehdi ve Alt›nça¤
3. Bu tutulmalar iki kere tekrarlanacakt›r.
Bu tespitlere uygun olarak, 1981 y›l›nda (Hicri-1401'de) Ramazan
ay›n›n 15. günü Ay, 29. günü de Günefl tutulmufltur. Yine "ikinci ola-
rak", 1982 y›l›nda (Hicri-1402'de) Ramazan ay›n›n 14. günü Ay, 28. gü-
n ü
d e
Gü-
nefl
t u -
tul-
mufltur.
M. ‹smail Yusuf 41
son derece anlaml›d›r.
Bu olaylar›n Hz. Mehdi'nin di¤er ç›k›fl alametleriyle ayn› dönemde
meydana gelmesi ve hicri 14. yüzy›l bafllar›nda, üst üste iki y›l (1401-
1402) mucizevi bir tarzda tekrarlanmas› rivayetlerin iflaretinin bu olay-
lar olabilece¤ini kuvvetlendirmektedir.
42 Mehdi ve Alt›nça¤
HALLEY KUYRUKLU YILDIZI 30 N‹SAN
20 MAYIS
(51. kuzey meridyeni)
1 MART
30 MAYIS
11 MART 10 N‹SAN
(19 fiUBAT
M. ‹smail Yusuf 43
yetlere göre bu y›ld›z göründü¤ünde;
1. Ey örtüsüne bürünen
44 Mehdi ve Alt›nça¤
2. Kalk ve korkut (uyar)
- Bir baflka büyük mucize ve iflaret ise Halley y›ld›z›n›n 1986 (hicri
M. ‹smail Yusuf 45
n›nda aynen böyle bir katliam yaflanm›flt›r. Çok ilginçtir bu kanl› Kabe
bask›n› da Mehdi'nin di¤er alametlerinin gerçekleflti¤i dönemin tam ba-
fl›nda yani hicri 1400 y›l›n›n ilk gününde, 1 Muharrem 1400 (21 Kas›m
1979) tarihinde meydana gelmifltir.
22Kas›m 1979
46 Mehdi ve Alt›nça¤
Yine hadis-i flerifte kanlar›n akaca¤›ndan bahsedilerek öldürme ola-
y›na dikkat çekilmifltir. Bask›n s›ras›nda Suud askerleri ile sald›rgan
militanlar aras›nda meydana gelen çarp›flmada 30 kiflinin öldürülmesi,
bu rivayetin kalan k›sm›n› da do¤rulam›flt›r.
1979 (hicri 1400)'da gerçekleflen bu Kabe bask›n›n ard›ndan 7 sene
sonra hicri 1407 y›l›nda, Hac s›ras›nda çok daha büyük kanl› bir olay
meydana gelmifltir. Bu hadisede caddelerde gösteri yapan hac›lara sal-
Ramazan'da bir seda olur. fievval'de de bir seda olur. Zilkade'de ka-
bileler çarp›fl›r. Zilhicce'de hac›lar talana u¤rar. Muharrem'de gökten
flöyle nida olur. "Dikkat ediniz. Filan kimse Allah'›n halk›n›n hay›rl›la-
r›ndand›r. Onu dinleyiniz ve ona uyunuz."
(Ramuz El Hadis, 2/518)
d›r›larak 402 kifli katledilmifl, çok fazla kan ak›t›lm›flt›r. Beyt-ül Muaz-
zama'n›n yan›nda, Müslümanlar›n (Suudi Arabistan askerleri ile ‹ran'l›
Hac›lar›n) birbirlerini öldürmeleri ile büyük günahlar ifllenmifl, haram-
lar çi¤nenmifltir. Bu kanl› olaylar ilgili hadislerde tarif edilen ortamla
çok büyük benzerlikler tafl›maktad›r:
M. ‹smail Yusuf 47
Beyt-ül Muazzama'n›n yan›nda büyük günahlar ifllenir.
Yukar›daki hadiste, Beyt-ül Muazzama'n›n (Kabe'nin) içinde de¤il,
yan›nda ç›kacak olaylara dikkat çekilmektedir. 1407 y›l›n›n Zilhicce
ay›nda (Hac mevsiminde) meydana gelen olaylar da ilkinden farkl› ola-
rak Kabe'nin içinde de¤il yan›nda gerçekleflmifltir. En baflta anlatt›¤›-
m›z olay ise 1 Muharrem 1400'de Beyt-ül Muazzama'n›n (Kabe'nin) biz-
zat içerisinde olmufltu. Her iki hadise de rivayetlerin iflaretine uygun
bir flekilde gerçekleflmifltir.
Kabe'de kan ak›t›lmas›, hac›lar›n katledilmesi gibi, hadislerde haber
verilen böyle önemli iki büyük hadisenin Mehdi hakk›nda bildirilen
48 Mehdi ve Alt›nça¤
12) Do¤u Taraf›ndan Bir Ateflin Görünmesi
Ebu Cafer b. Muhammed b. Ali (r.a.)dan rivayet edildi. Siz üç veya ye-
di gün, do¤udan bir atefli gördü¤ünüz zaman Al-i Muhammed'in ç›kma-
s›n› bekleyiniz, inflaallah-ü Teala, bir münadi Mehdi'nin ismi ile sema-
dan nida edecek ki, do¤uda bat›da olan herkes bu sesi iflitecek. Öyleki
korkudan uykuda olanlar uyanacak, ayakta olan çökecek, oturan ise
aya¤a f›rlayacakt›r. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Za-
man , s. 32)
Yemin ederim ki bir atefl sizi saracakt›r. O atefl bugün Berehut deni-
len vadide sönük vaziyettedir. O atefl içinde müthifl azap oldu¤u halde
insanlar› kaplar. O atefl insanlar›, mallar› yak›p bitirir. Sekiz gün için-
de rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyan›n her taraf›na yay›l›r. Geceki s›-
ca¤› gündüzki hararetinden daha fliddetlidir. O atefl insanlar›n bafl›n›n
üzerinden arfl›n alt›na kadar yaklaflarak yeryüzü ile gökyüzü aras›nda
gökgürültüsü gibi korkunç gürültüsü olur, buyurdu. (Ölüm-K›yamet -
Ahiret ve Ahir Zaman Alametleri, s. 461) (K›yamet Alametleri, s. 289)
M. ‹smail Yusuf 49
yamet alametleri ile ilgili hadisler en ince ayr›nt›s›na kadar (mesela;
hangi flehirde, kaç tarihinde, ne flekilde ç›kaca¤›) anlat›lsayd› daha ön-
ce de belirtti¤imiz gibi herkes mecburen kabul eder, insanlar aras›nda
derece fark› kalmazd›. Bu sebeple k›yamet alametleri ile ilgili hadisler
özellikle yar› kapal› bir flekilde bildirilmifltir.
Atefl alametini de bu flekilde de¤erlendirmek gerekmektedir. Bir atefl
sebepsiz yere ç›kmaz, ya bir kaza, ya bir patlama gibi kas›t veya ihmal
neticesinde ç›kar. Mehdi'nin ç›k›fl alameti olarak söylenmesi, onun çok
garip ve ola¤anüstü bir alamet fleklinde ç›kmas›n› gerektirmez. Önem-
li olan bu ateflin, hadiste tarif edilen ateflin özelliklerine uygun olarak
ç›kmas›d›r. Bu atefli tan›mak ve tespit edebilmek için yap›lacak ilk ifl,
özelliklerinin ortaya ç›kart›lmas›d›r.
Bilindi¤i gibi Temmuz 1991 y›l›nda Irak'›n Kuveyt'i iflgali sonras›n-
da, Kuveyt'e ait petrol kuyular›n› atefle vermesi sonucunda Kuveyt ve
Basra Körfezi’ni çok büyük bir atefl sarm›flt›r.
- Kuveyt'de yanan petrol, insan ve hayvanlar aras›nda ölüme sebep
olmaktad›r. Uzmanlara göre günde yar›m milyon ton petrol duman ola-
rak atmosfere kar›flmaktad›r. Her gün 10 bin tondan fazla ifl, kükürt,
Ahir zaman alametlerinden biri de "Do¤u taraf›ndan atefl görülmesi"dir. Körfez Sa-
vafl› s›ras›nda petrol kuyular›nda bafllayan yang›nlar bu atefle iflaret etmektedir.
50 Mehdi ve Alt›nça¤
karbondioksit ve büyük miktarda, kanser yap›c› özelli¤i olan hidrokar-
bonlar bulut gibi körfez üzerinde as›l› durmaktad›rlar... Yaln›z Körfez
de¤il, onun flahs›nda Dünya yanmaktad›r. (Kurtlar Sofras›nda Ortado-
gu, M. Necati Özfatura, s. 175)
-Atefle verilen iki kuyu, Türkiye'nin bir günde ç›karabildi¤i kadar
petrol veriyor ve dumanlar 55 km. uzakl›ktaki Suudi Arabistan'dan bi-
le görülebiliyor. (Hürriyet, 23 Ocak 1991)
-Körfezde sönmeyen felaket haberleri: Kuveyt'te atefle verilen yüz-
lerce petrol kuyusu alev alev yan›yor. Uzmanlar›n "söndürmek son de-
rece zor" dedikleri petrol kuyular›ndaki yang›n›n Türkiye'den Hindis-
tan'a kadar olan genifl bir bölgeyi en az 10 y›l süreyle etkileyece¤i bil-
diriliyor.
Atefle verilen petrol kuyular›nda ç›kan alev ve dumanlar atmosferi
devaml› kirletmektedir. Kuveyt gündüzleri gece manzaras› arz etmek-
tedir. Alevlerle birlikte yükselen füme rengi duman, Kuveyt semalar›n-
da sonbahardan k›fl mevsimine geçifli hat›rlat›yor... Kuveyt'in tamam›-
n›n yaflan›l›r hale gelmesi için en az bir senelik bir zamana ihtiyaç var-
d›r. Kilometrelerce uzaktan görülen alevlerle birlikte yükselen duman-
lar, Kuveyt semalar›n› tamamen kaplayarak ülkeyi yaflanmaz hale ge-
tirmekte ve varl›kl› olanlar Kuveyt'i terk etmektedirler.
Dahran'daki araflt›rma merkezi müdürü Abdullah Dabbag'›n New-
York Times'da ç›kan aç›klamas›na göre, Basra Körfezindeki kirlenme
neticesinde 106 tür bal›k, 180 tür yumuflakçalar ve bölgede yaflayan
450 tür hayvan yaflama savafl› vermektedir. 600 petrol kuyusundan
yükselen dumanlar›n komflu ülkelere yay›ld›¤›, ayr›ca kükürt gibi kan-
serojen maddeler ihtiva eden dumanlar›n asit ya¤muruna dönüflerek
tar›mda verimi azaltt›¤› aç›klanmaktad›r. (Kurtlar Sofras›nda Ortado¤u,
M. Necati Özfatura, s. 171)
Yemin ederim ki bir atefl sizi saracakt›r. O atefl bugün Berehut deni-
len vadide sönük vaziyettedir. (Kamus Tercemesi, c. 1, s. 550)
Berehut: Bir vadi veyahut bir kuyu ad›d›r.
Hadis-i flerifin ilk k›sm›nda atefl için "sönük bir vaziyettedir" den-
mektedir. Atefl, yan›c› bir maddenin yanmas›yla meydana gelen bir du-
rum oldu¤una göre burada sönük vaziyette bekleyen ateflin kendisi de-
¤il, ateflin yakaca¤› hammaddedir.
M. ‹smail Yusuf 51
Burada toprak alt›ndan ç›kar›lan petrole iflaret edilmektedir. Nitekim
hadisteki Berehut denilen yer, bir kuyunun ad›d›r. Bu kuyu petrol ku-
yusudur. Zaman› gelince bu kuyulardan ç›kar›lan petrol, yanmaya ha-
z›r bir atefl haline gelmektedir.
"O atefl müthifl azap oldu¤u halde insanlar› kaplar." O atefl, sadece
yanan bir atefl de¤il, ayn› zamanda insanlar› can›ndan, mal›ndan ede-
rek azap içinde, elem-üzüntü içinde b›rakacak ve bütün do¤ay› kirlete-
cek olan bir atefl.
"O atefl insanlar›, mallar› yakar bitirir." O atefl bir k›s›m insanlar›n
ölümüne sebep olmaktad›r. Bunun yan›nda mallar› yakarak, maddi za-
rara sebebiyet verdi¤i gibi, tüm çevreyi ve do¤ay› kirleterek de insan-
lar›n geçim kaynaklar›n› yok etmektedir.
"Sekiz gün içinde rüzgar ile bulut gibi uçarak dünyan›n her taraf›na
yay›l›r." O ateflin, "rüzgar ile bulut gibi uçan" kendisi de¤il duman›d›r.
Burada benzetme yap›larak duman›n bulutlara kadar yükselece¤i de
anlat›lm›flt›r. Bu duman rüzgar›n etkisiyle her yöne do¤ru ya-
y›lmaktad›r.
"Geceki s›ca¤›, gündüzki hararetinden daha fliddetlidir." O ateflin
hem gündüz, hem gece devaml› yand›¤› anlafl›lmaktad›r.
"O atefl insanlar›n bafl›n›n üzerinden arfl›n alt›na kadar yaklaflarak,
yeryüzü ile gökyüzü aras›nda gökgürültüsü gibi korkunç gürültüsü
olur." O ateflin çok yükseklere kadar t›rmand›¤›na ve bu ateflten gökgü-
rültüsü gibi pek fliddetli bir gürültü ile patlamalar meydana geldi¤ine
iflaret edilmektedir.
"Gökte al›fl›lm›fl olan k›rm›z›l›¤›n aksine bambaflka bir k›z›ll›k yay›-
lacak." Hadisin bu k›sm›nda, olay›n gece vakitlerinde meydana gelece-
¤ine iflaret edilmifltir. Gece vakti meydana gelen büyük infilak›n alev-
leri çok fliddetli bir ayd›nlanma yapar. Bu k›z›l alevlerin meydana ge-
tirdi¤i k›z›l ayd›nlanma, halk›n mutad üzere al›fl›k oldu¤u k›rm›z› "tan"
ayd›nlanmas›ndan çok ayr›d›r. Çünkü gece vakti böyle gündüz gibi ay-
d›nlanma ola¤anüstü bir olayd›r.
52 Mehdi ve Alt›nça¤
13) Büyük Olaylar›n ve Hayret Verici fieylerin Meydana Gelmesi
M. ‹smail Yusuf 53
- H›ristiyanl›¤›n merkezi Roma'y› sular bast›.
- 1986'da Çin'de tarihinin en büyük orman yang›n› oldu.
- Hindistan Baflkan› Gandi, M›s›r Devlet baflkan› Enver Sedat, ‹sveç Bafl-
bakan› Olof Palme öldürüldü.
- Papa II. Jean Paul vuruldu.
- 1980 y›l› bafllar›nda ilk AIDS vakalar› tespit edildi. fiu ana kadar on bin-
lerce kiflinin ölümüne sebep olan bu hastal›¤a "Ça¤›n Vebas›" ismi verildi.
AIDS, 1960'larda Amerika'da bafllayan ve her çeflit cinsel serbestli¤i getir-
mifl olan "Seks Devrimi"ni sona erdirdi.
- 1986'da uzay meki¤i Challenger f›rlat›l›fl›ndan sonra infilak etti.
- 26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki Çernobil Nükleer Santral›nda flimdiye
kadar görülen en büyük nükleer kaza meydana geldi. Birçok Avrupa ülkesi
yay›lan radyasyondan etkilendi.
- Ozon tabakas›n›n delinmesi Dünya iklimi üzerinde çok olumsuz etkiler
b›rakt›.
- Sovyetler Birli¤i y›k›ld› ve Gorbaçov'la birlikte Ba¤›ms›z Devletler orta -
ya ç›kt›.
- Irak'›n Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra Körfez savafl› bafllad›.
- Ermenistan'daki depremde kent harabeye dönüfltü. 500.000 kifli evini
terk ederken, ölü say›s› 40.000'i aflt›.
- 1989 y›l›nda Çin'de komünist bölükler tanklarla ö¤rencilerin üzerine
yürüdü, Tiananmen meydan›nda 2000 ö¤renci öldü.
- So¤uk Savafl›n sembolü olan Berlin duvar› inflas›ndan tam 28 y›l sonra
y›k›ld›.
- 1990 y›l›nda Kabe'deki tüneldeki izdihamda 1400'den fazla hac› haya-
t›n› yitirdi.
- 1991 y›l›nda Bengladefl'te meydana gelen sellerin sonras›nda 120.000'-
in üstünde kifli öldü, milyonlarca kifli evsiz kald›.
- Bosna ve Kosova'daki katliamda yüz binlerce Müslüman öldürüldü ve
yüzbinlercesi yurtlar›ndan ç›kar›ld›.
- Ebola virüsü on binlerce kiflinin ölümüne sebep oldu.
- El Nino tüm dünya ülkelerine çok büyük felaketler getirdi.
54 Mehdi ve Alt›nça¤
Kabe bas›ld› ve Müslümanlar›n kan› ak›t›ld›.
‹ki Müslüman
ülke, ‹ran ve
Irak aras›nda
savafl bafllad›.
M. ‹smail Yusuf 55
Ruslar Afganistan'›
iflgal etti.
Hindistan Baflkan› Gandi, ‹sveç Baflbakan› Palme, M›s›r Devlet Baflkan› Enver Se-
dat öldürüldü.
56 Mehdi ve Alt›nça¤
1980 y›l› bafllar›nda ilk AIDS vakala-
r› tespit edildi. fiu ana kadar on bin-
lerce kiflinin ölümüne sebep olan
bu hastal›¤a "Ça¤›n Vebas›" ismi
verildi. AIDS 1960'larda Amerika'da
bafllayan ve her çeflit cinsel ser-
bestli¤i getirmifl olan "Seks Devri-
Papa II. Jean Paul Mehmet Ali A¤ca
mi"ni sona erdirdi.
taraf›ndan vuruldu.
Ebola virüsü
binlerce kifli-
nin ölümüne
sebep oldu.
Amerika'da
son 20 y›ld›r
hortum, kas›r-
ga ve seller
milyonlarca
dolarl›k zarara
yol açt›.
M. ‹smail Yusuf 57
Uzay meki¤i
Challenger 1986
y›l›nda f›rlat›l›fl›n-
dan hemen sonra
infilak etti.
Çin'de çok büyük ö¤renci olaylar› Irak'›n Kuveyt'i ilhak etmesinden sonra
meydana geldi y›llar sürecek Körfez savafl› bafllad›.
58 Mehdi ve Alt›nça¤
Sovyetler Birli¤i y›k›ld›.
Bosna ve Koso-
va'da yap›lan
katliamda bin-
lerce Müslüman
öldürürüldü ve
yüzbinlercesi
yurtlar›ndan ç›-
kar›ld›.
M. ‹smail Yusuf 59
60 Mehdi ve Alt›nça¤
1969 Y›l›nda Ay'a Ç›k›lmas›na Kuran'da ‹flaret Edilmektedir:
M. ‹smail Yusuf 61
Biz flüphesiz, suyu ak›tt›kça ak›tt›k,
Sonra yeri yard›kça yard›k;
Böylece onda taneler bitirdik,
Üzümler, yoncalar,
Zeytinler, hurmalar,
Boylar› birbiriyle yar›flan ve içiçe girmifl a¤açl› bahçeler.
Meyveler ve otlakl›klar. (Abese Suresi, 25 - 31)
62 Mehdi ve Alt›nça¤
incelemeler yapm›fl, Ay'›n topra¤›n› götürdükleri çapa ve çeflitli aletler-
le kazm›fl, yarm›fl ve bu yar›lm›fl Ay topra¤›n› özel küreklerle özel tor-
balara doldurarak dünyaya getirmifllerdir. Kuflkusuz Ay'›n insan eliyle
yar›lm›fl olmas› ola¤anüstü bir olayd›r ve ayetin bir iflareti de bu
yöndedir. (En do¤rusunu Allah bilir) Ayette bu olay bize ayn› zamanda
bir k›yamet alameti olarak bildirilmektedir.
Bu konuda çok önemli bir iflaret daha vard›r. Kamer Suresi'nde geçen
bu ayetin baz› kelimelerinin ebced de¤eri bizlere astronotlar›n Ay'a
ç›kt›klar› ve Ay topra¤›n› yard›klar› 1969 tarihini vermektedir.
...Saat ve ay yar›ld›...
H‹CR‹: 1390 M‹LAD‹: 1969
1 + 30 + 60 + 1 + 70 + 400
6 + 1 + 50 + 300 + 100
1 + 30 + 100 + 40 + 200
M. ‹smail Yusuf 63
Güneflte böyle büyük bir patlama olay› ilk kez içinde bulundu¤umuz
yüzy›lda meydana gelmifltir.
Günefl Tutulmas›
11 A¤ustos 1999 y›l›nda gerçekleflen Günefl tutulmas› yüzy›l›m›z›n
son tam Günefl tutulmas›d›r. ‹lk kez bu kadar çok insan günefl tutulma-
s›n›, hem de bu kadar uzun bir süre izleyebilmifl, inceleme f›rsat› elde
64 Mehdi ve Alt›nça¤
etmifltir. Bu tutulmada dikkat çeken bir nokta da Türkiye'nin de bu tam
tutulman›n en iyi izlendi¤i ülkelerden birisi olmas›d›r. Bart›n'dan Silo-
pi'ye kadar, yaklafl›k olarak 12 flehir ve 100 ilçe tutulmay› gözleyebil-
mifltir.
Bu kadar iflaretin bir arada ve çok k›sa bir zaman dilimi içinde art
arda gerçekleflmesi tesadüf de¤ildir. Bu iflaretler inanan kullar için bi-
rer müjdedir.
Büyük flehirler, dün sanki yokmufl gibi helak olur. (Kitab-ül Burhan
Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 38)
M. ‹smail Yusuf 65
Hiroflima flehri-
nin savafl son-
ras› hali görül-
mektedir.
66 Mehdi ve Alt›nça¤
2. Dünya Savafl›'nda ‹talya'n›n pek çok Bombard›man sonucunda yerle bir olan
flehri gibi Anzio'da yerle bir olmufltur. Berlin'deki ‹sveç Büyükelçili¤i.
M. ‹smail Yusuf 67
16) Depremlerin Ço¤almas›
68 Mehdi ve Alt›nça¤
21 Eylül 1999, Hürriyet Gazetesi
M. ‹smail Yusuf 69
"Ümmetimde zelzeleler olur. Öyle ki, bu zelzelelerde on bin, yirmi
bin, otuz bin kifli ölür. Allah, bu ölümü muttakilere ö¤üt, müminlere rah-
met, kafirlere ise azap k›lar." (‹bni Asak›r, Gelece¤in Tarihi 1, Orhan
Baytan, Mevsim Yay›nc›l›k, s. 81)
70 Mehdi ve Alt›nça¤
Bar›nacak evler, sizi tafl›ya-
cak hayvanlar bulamayaca¤›-
n›z zaman yaklaflm›flt›r. Çün-
kü evlerinizi depremler y›ka-
cak, hayvanlar›n›z› y›ld›r›mlar
yak›p kömüre çevirecektir.
(Naim bin Hammad, Gelece¤in
Tarihi 1, s. 82)
M. ‹smail Yusuf 71
Hilafetin Arz›-
Mukaddeseye indi-
¤ini görürsen bil ki,
art›k zelzeleler, ke-
derler, büyük hadi-
seler yak›nd›r. O
gün k›yamet insan-
lara flu elimin bafl›-
na olan yak›nl›¤›n-
dan daha yak›nd›r.
(Ebu Davud, Cihad
37, s. 2535, Kütüb-i
Sitte, cilt 14, s. 339)
72 Mehdi ve Alt›nça¤
Kobe depremi 12 saniye sürmesine ra¤men flehri tan›nmaz hale getirmiflti.
M. ‹smail Yusuf 73
Bu ümmetin sonradan gelen nesilleri önceden gelip geçenlere (çeflit-
li ithamlar ve bahanelerle) hakaret etti¤i zaman art›k k›z›l rüzgarlar›,
(zelzeleyi) yere bat›fl› (hasf›) veya suret de¤ifltirmeyi (meshi) (veya gök-
ten tafl ya¤mas›n› (kazfi)) bekleyin. (Tirmizi, Fiten 39, s. 2211, Kütüb-i
Sitte, Cilt 14, s. 341
Peru'da yaflanan 7.7 fliddetindeki deprem 1000 km'lik bir alanda etkili olmufltu.
74 Mehdi ve Alt›nça¤
Ahirzamanda e¤lencelerin ve çengilerin meydan ald›¤› ve içkinin de
mubah addolundu¤u zaman yere batma, tafl ya¤ma zuhur edecek ve in-
san k›l›¤›ndan ç›kma olacakt›r. (Hz.Sehl ‹bni Saad, Ramuz El Ehadis, cilt
2, s. 302/8)
San Fransis-
co depremi
sabah 5:04
s›ralar›nda
olmufl ve 15
saniye için-
de binlerce
binay› tan›n-
mayacak ha-
le getirmiflti.
Romanya'da 1977 y›l›nda gerçekleflen depremde binlerce bina yerle bir olmufltu.
M. ‹smail Yusuf 75
‹lim kalkmad›kça, depremler ço¤almad›kça, zaman k›salmad›kça, fit-
neler zahir olmad›kça, cinayetler ço¤almad›kça k›yamet kopmaz. (Bu-
hari, ‹bni Mace, K›yamet Alametleri, s.108)
Sicilya'da gerçekle-
flen 10 fliddetinde
depremde baz› fle-
hirler tamamen or-
tadan kalkm›fl, yer-
le bir olmufltu.
1985 y›l›nda
Meksika'da
gerçekleflen
fliddetli dep-
rem arkas›n-
da 1 milyon
evsiz, 9.000
ölü ve 30.000
yaral› b›rak-
m›flt›. (Yanda)
Harap olan
Benito Juarez
Hastanesi
76 Mehdi ve Alt›nça¤
Mehdi'nin Özellikleri
fiüphesiz sen üstün ve pek yüce bir ahlak üzerindesin. (Kalem Sure -
si, 4)
Onun hilafetinden yer ve gök ehli, hatta havadaki kufllar bile raz›
olacakt›r. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 29)
M. ‹smail Yusuf 77
MÜCADELEC‹ OLMASI
Öyleyse kafirlere itaat etme ve onlara (Kur'an'la) büyük bir cihad ver.
(Furkan Suresi, 52)
78 Mehdi ve Alt›nça¤
TEBL‹⁄ GÜCÜ (‹RfiAD)
Hz. Mehdi, kuru bir a¤ac› dikti¤inde de a¤aç hemen yeflillenip yap-
raklanacakt›r.
(El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamet-il Mehdiyy-il Muntazar, s. 43)
O (Mehdi) kuru bir kam›fl a¤ac›n› kuru bir yere dikecek, an›nda yeflil-
lenip yaprak verecek. (K›yamet Alametleri, s. 165)
Mehdi bir yere kuru bir dal› diker ve dal yapraklan›p yeflillenir.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 67)
Allah-ü Teala, hidayet iflinde; bana büyük bir güç verdi. O kadar ki:
Kuru bir a¤aca teveccüh etsem; o kuru a¤aç hemen filizlenir. (Mektu-
bat-› Rabbani, 1/18)
Asr›nda cahil, cimri ve korkak olan bir adam hemen alim, cömert ve
cesur olacak. (K›yamet Alametleri, s. 186)
M. ‹smail Yusuf 79
H‹KMET‹ VE ANLAYIfi GÜCÜ
Çünkü onlar›n her türlü ifllerini görmek için Allah onu di¤er insan-
lar üzerine seçmifltir. Liderlerin davran›fl ve faaliyetleri kendilerinden
ziyade halk›n menfaatine olmal›d›r... Halk›n yarar›na ayk›r› fleylerle
u¤rafl›p, onlar›n ifllerini görmeyen bir lider azledilmelidir. Çünkü
onunla di¤er insanlar aras›nda fark kalmam›flt›r.
80 Mehdi ve Alt›nça¤
9. Bilhassa kendi zaman›nda ihtiyaç hissedilen gaibi ilimlere vukufu
bulunmas›. Çünkü ancak o sayede yeni yeni zuhur edilecek meseleleri
halledebilir. (K›yamet Alametleri, s. 189)
Mehdi'nin vehbi ilme ait bir baflka özelli¤i de ebced hesab›n› ve ona
ait s›rlar› bilmesidir. Taflköprülüzade Ahmet Efendi "Mevzuatu'l-Ulum"
isimli eserinde (11/246) Mehdi'nin cifr ilmine vak›f olaca¤›n› kaydet-
mifltir:
M. ‹smail Yusuf 81
SIKINTI VE ZORLUKLARLA KARfiILAfiMASI
Mehdi, bizden, Ehl-i Beyt'tendir... Biz öyle bir ev halk›y›z ki Allah bi-
zim için ahireti dünyaya tercih etmifltir. Benim Ehl-i Beytim muhakkak
benden sonra bela, kaç›r›lma ve sürgüne u¤rayacakt›r.
‹nkar içinde olan kavimleri uyarmak ve onlar› do¤ru yola davet et-
mek için gönderilen tüm elçiler, gönderildikleri kavimler taraf›ndan
yalanlanm›fl ve onlar›n çeflitli itham ve iftiralar›na maruz kalm›fllard›r.
Ehl-i Beyt'ten gelecek olan Hz. Mehdi'nin de bu gibi eziyet ve s›k›nt›lar-
la karfl›laflaca¤› hadislerde haber verilmifltir. (En do¤rusunu Allah bilir)
Hz. Muhammed'in afla¤›daki hadisi böyle bir durumu, "Mehdi'nin bi-
at s›ras›nda kendisinin birçok kahr ve haks›zl›¤a u¤rad›¤›n› insanlara
aç›klayaca¤›n›" haber vermektedir.
Dininde kavi, güçlü olan›n bafl›na gelecek belalar büyük olur. (‹bni
Hibban)
Hak Teala bir kulunu sever veya kendine yaklaflt›rmak isterse, üze-
rine bela ve musibetleri ard› ard›na gönderir. (‹bni Ebi'd Dünya)
Hak Teala bir kimseye bir hay›r diledi mi, ona bela ve musibet verir.
(‹mam Malik ve Buhari)
82 Mehdi ve Alt›nça¤
Afla¤›daki hadis-i flerifte de ‹stanbul'u fethedecek olan Hz. Mehdi ve
yard›mc›lar›na, fetihten önceki devrede hastal›k, s›k›nt› ve üzüntülerin
isabet edece¤i ve daha sonra bu s›k›nt›n›n kald›r›laca¤› bildirilmekte-
dir.
"Bize ne oluyor ki, Allah'a tevekkül etmeyelim? Bize do¤ru olan yol-
lar› O göstermifltir. Ve elbette bize yapt›¤›n›z iflkencelere karfl› sabre -
dece¤iz..." (‹brahim Suresi, 12)
Fakat o, 'bütün kiflisel ve askeri gücüyle' yüz çevirdi ve: "(Bu,) Ya bir
büyücü veya bir delidir" dedi. (Zariyat Suresi, 39)
(Firavun) dedi ki: "Andolsun, benim d›fl›mda bir ilah edinecek olur-
san, seni mutlaka hapse ataca¤›m." (fiuara Suresi, 29)
Dediler ki: "Onun için (yüksekçe) bir bina infla edin de onu ç›lg›nca
yanan ateflin içine at›n." (Saffat Suresi, 97)
M. ‹smail Yusuf 83
Sonra onlarda (Yusuf'un iffetine iliflkin) delilleri görmelerinin ard›n-
dan, mutlaka onu belli bir vakte kadar zindana atmak (görüflü) a¤›r
bast›. (Yusuf Suresi, 35)
Fakat Rabbi onu seçti ve onu salih olanlardan k›ld›. O inkar edenler,
zikri (Kur'an'›) iflittikleri zaman, seni neredeyse gözleriyle devirecek-
lerdi. "O, gerçekten bir delidir" diyorlar. (Kalem Suresi, 50-51)
84 Mehdi ve Alt›nça¤
Hadiste Mehdi'nin "s›rt› ve karn›ndan dövüle dövüle geniflletilmesi"
müteflabih olarak (benzetme yap›larak) söylenmifltir. Mehdilik ve ‹ma-
miye kitab›n›n yazar› bu bölüm için "Mehdi'nin ünü "Durmadan etrafa
ilan edilip yay›lmaktad›r" demektedir. Fakat bunu Deccal taraftarlar›
yapaca¤› için bu propagandan›n Mehdi'yi kötüleme fleklinde olaca¤›n›
söyleyebiliriz.
Peygamberimiz devrinde ‹slam düflmanlar›, onu kötülemek için o
devrin yay›n organ› say›lan flairleri kullan›yorlard›. fiairler, panay›rlar-
da, çarfl›larda peygambere çeflitli hakaretler ediyor, ona deli, büyücü,
kahin fleklinde iftiralar at›yorlard›. fiimdi de ‹slam düflman› olan Dec-
cal yanl›lar› yaz›l› ve sözlü yay›n organlar›yla Mehdi'yi kötüleyecekler,
halk›n nazar›nda itibar›n› sarsmaya çal›flacaklard›r.
Hadislerde Mehdi'nin bafllang›ç y›llar›n›n s›k›nt› ve zorluklarla dolu
mücadele y›llar› oldu¤u anlat›lmaktad›r. "Alt›nça¤" ise Mehdi'nin
yeryüzünde bulundu¤u son dönemlere aittir. Mehdi ve Müslümanlar
ancak bu devirde rahata, bollu¤a, huzura kavuflacaklar ve sevgiye, ba-
r›fla, kardeflli¤e dayal› bir hayat› bu devirde yaflayacaklard›r.
M. ‹smail Yusuf 85
Mehdi'nin Fiziksel
Özellikleri
PEYGAMBER‹M‹Z'‹N SOYUNDANDIR
86 Mehdi ve Alt›nça¤
Babalar›ndan, soylar›ndan ve kardefllerinden, kimini (bunlara kat-
t›k); onlar› da seçtik ve dosdo¤ru yola yöneltip-ilettik. (Enam Suresi,
87)
GÜZEL VE NURLUDUR
S‹YAH SAÇLIDIR
M. ‹smail Yusuf 87
Omuzunda Peygamber'in alameti vard›r. (K›yamet Alametleri, s.
165/Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 23)
Omuzunda Peygamber'in niflan› vard›r. (K›yamet Alametleri, s. 163)
RENG‹
88 Mehdi ve Alt›nça¤
Enes b. Malik, Peygamber'in rengi hakk›nda flöyle dedi: Beyaz idi. Fa-
kat beyaz› esmere çal›yordu. (‹bni Kesir, fiemail'ür- Resul, s. 28)
Esmerden maksat bembeyaz olmay›p az k›rm›z›l›¤› ispat etmektir.
Çünkü Resul-ü Ekrem Hazretlerinin rengi, hamamdan henüz yeni ç›k-
m›fl ve kendisine k›z›ll›k gelmifl olan bir beyaz kimsenin o andaki ren-
gi gibidir. Yani Resul-ü Ekrem Hazretlerinin mübarek rengi, k›rm›z› ile
kar›fl›k nurani beyaz idi. (‹bni Kesir, fiemail'ür- Resul, s. 28)
GENEL GÖRÜNÜMÜ
Mehdi sanki Beni ‹srail'den bir adamd›r. (Tavr› onlara benzer yani
heybetli ve acar) (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman,
s. 23-30)
BOYU
M. ‹smail Yusuf 89
YAfiI
SAKALI
90 Mehdi ve Alt›nça¤
Mehdi Devrinde
Hayat: Altınçağ
adislerde Hz. Mehdi'nin ve Hz. ‹sa'n›n önderli¤inde yeryü-
zünde ‹slam ahlak›n›n hakim olaca¤› bir dönemin yaflana-
ca¤›na iflaret edilmektedir. Ahir zaman, yani bir baflka de-
yiflle "Alt›nça¤", hadislerden de anlafl›laca¤› üzere yar›m
yüzy›ldan fazla sürecek "Asr-› Saadet" benzeri bir devirdir.
Peygamberimiz'in bu devri tasvir ederken cennet benzeri özelliklerle
anlatmas› sebebiyle din alimleri bu devreye "Alt›nça¤" ismini vermifl-
lerdir.
Her çeflit ürün ve mal bollu¤u, emniyet, güven ve adaletin temini,
huzur ve saadet bu devrin belli bafll› özellikleridir. Hadis-i fleriflerde
"silahlar›n susaca¤›"n›n bildirilmesi, bu devirde yeryüzünün bar›flla
dolaca¤›n› müjdelemektedir. Teknolojik geliflme, yine ahir zaman›n bu
devresinde doru¤a ulaflacak, insanlar teknolojinin bütün nimetlerin-
den alabildi¤ine faydalanacaklard›r. ‹nsanlar Alt›nça¤'da hayatlar›ndan
o kadar memnun olacaklard›r ki; hadisin ifadesine göre zaman›n nas›l
geçti¤inin fark›na varmayacaklar, bu güzelliklerden daha fazla yarar-
lanmak için Allah'tan ömürlerinin uzat›lmas›n› isteyeceklerdir.
M. ‹smail Yusuf 91
O zaman ümmetim, iyisi kötüsü hepsi de mislini görmedikleri ni-
metlerle nimetlenir. Allah onlara, bol ya¤mur gönderir. Arz nebattan
bir fley saklamaz. Mal hakir olur. Bir adam kalkar flöyle der: "Ey Mehdi
bana ver." O da "Al" der. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mihdiyy-il Ahir
Zaman, s. 16)
Ahir zamanda ümmetimden bir halife ç›kacak, mal› say›p hesap et-
meden bol bol insanlara verecektir. (Elkavlu'l Muhtasar Fi Alamatil
Mehdiyy-il Muntazar, s. 26)
92 Mehdi ve Alt›nça¤
Bolluk Nas›l Sa¤lanabilir?
M. ‹smail Yusuf 93
Bakara Suresi'nde konuya iflaret eden bir ayet flu flekildedir:
94 Mehdi ve Alt›nça¤
Alt›nça¤'da tüm
çöllerin yeflertil-
mesiyle insanl›k
çok büyük bir
ekim alan›na
kavuflacakt›r.
Bu teknoloji
flu an çok dar
bölgelerde
hayata
geçirilmifltir.
M. ‹smail Yusuf 95
Allah bir flehri örnek verdi: (Halk›) Güvenlik ve huzur içindeydi, r›z-
k› da her yerden bol bol gelmekteydi; fakat Allah'›n nimetlerine nan-
körlük etti, böylece Allah yapt›klar›na karfl›l›k olarak, ona açl›k ve kor -
ku elbisesini tatt›rd›. (Nahl Suresi, 112)
Kim de benim zikrimden yüz çevirirse, art›k onun için s›k›nt›l› bir
geçim vard›r... (Taha Suresi, 124)
MEHD‹'N‹N CÖMERTL‹⁄‹
96 Mehdi ve Alt›nça¤
TEKNOLOJ‹DE BÜYÜK ‹LERLEMELER GÖRÜLECEK
M. ‹smail Yusuf 97
Ahir zamanda genetik biliminde yaflanacak olan büyük geliflmeler sayesinde, hem
insan sa¤l›¤›, hem de tar›m teknolojisinde çok büyük at›l›mlar yap›lacakt›r.
Alt›nça¤'da hem zor bulunan hem de çabuk tükenebilen bir enerji kayna¤› olan fo-
sil yak›tlar›n yerini günefl, rüzgar ve su enerjisi alacakt›r. Böylece her ülke kendi
enerjisini çok büyük bir kolayl›k içinde kendisi üretebilecektir.
98 Mehdi ve Alt›nça¤
‹slam ahlak›n›n
hakim olaca¤›
Alt›nça¤'da ulafl›m
konusunda öncelik
h›z, rahat, konfor
ve can güvenli¤i
olacakt›r. fiu an sa-
dece belli bir
kesimin kullanabil-
di¤i tüm bu tekno-
lojik imkanlar tüm
insanl›¤›n hizmeti-
ne sokulacakt›r.
Mehdi'nin adaleti
ve cömertli¤i
sayesinde Dünya
üzerinde yaflayan
tüm insanlar bu gü-
zelliklerden, say›p
hesap etmeden,
çok büyük bir
rahatl›k içinde
faydalanabilecek-
lerdir.
M. ‹smail Yusuf 99
MEHD‹ DÖNEM‹NDE ADALET
Mal›, eflit bir flekilde insanlara da¤›tacakt›r. Onun adaleti her yeri
kaplayacak. Zulüm ve f›skla dolu olan dünya, o geldikten sonra adalet-
le dolup taflacakt›r... Hz. Mehdi'nin zaman›nda, adalet o kadar bol ola-
cak ki, zorla al›nan her mal sahibine geri verildi¤i gibi, bir insan›n bafl-
kas›na ait olup da, diflinde kalm›fl birfley bile sahibine iade edilecek-
tir... Yeryüzü emniyetle dolacak ve hatta birkaç kad›n, yanlar›nda hiç
erkek olmaks›z›n, rahatl›kla, hacca gidecektir. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi
Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 23)
E¤er (borçlu) zorluk içindeyse, ona elveriflli bir zamana kadar süre
(verin). (Borcu) Sadaka olarak ba¤›fllaman›z ise, sizin için daha hay›rl›-
d›r; e¤er bilirseniz. (Bakara Suresi, 280)
Dünyada hiçbir zaman kalmay›p ancak tek bir gün kalsa bile o gün-
de benim ailemden bir zat›n Deylem da¤›na (yahut eyaletine) ve
Konstantiniyye flehrine sahip olmas› için Allah (c.c.) muhakkak o günü
uzatacakt›r. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 74
/ Ölüm-K›yamet-Ahiret ve Ahirzaman Alametleri, s. 440)
Peygamberimiz buyurdu ki: Ey Ümmet! Alt› fley vard›r ki; onlar olma-
dan k›yamet kopmaz, (alt›nc›s›) medinenin fethi.
Konstantiniyye Neresidir?
Rumiyye Neresidir?
Hz. Mehdi ve ashab›n›n fethedece¤i yer baz› rivayetlerde Konstanti-
niyye, baz› rivayetlerde ise Rumiyye veya Rumistan olarak geçmekte-
dir:
… Hz. Mehdi ve ordusu içinde yüz çarfl›n›n ve her bir çarfl›da yüz-
bin esnaf›n bulundu¤u Rumistan beldesine gelir. (El-Kavlu'l Muhtasar
Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 35-36, 46)
MEHD‹'N‹N TANINMASI
Gökten bir ses gelecek, onu ne delil inkar edecek ve ne de delil ol-
maktan o al›konacak. (K›yamet Alametleri, s. 200)
... Nihayet güçlü (erginlik) ça¤›na erip k›rk y›l (yafl›n)a ulafl›nca, de-
di ki: "Rabbim, bana, anne ve babama verdi¤in nimete flükretmemi ve
senin raz› olaca¤›n salih bir amelde bulunmam› bana ilham et; benim
için soyumda salah› ver. Gerçekten ben tevbe edip Sana yöneldim ve
gerçekten ben Müslümanlardan›m." (Ahkaf Suresi, 15)
Bir adam semadan ismiyle mutlaka ça¤r›lacak ve delil onu inkar et-
meyecek, zelil ona mani olmayacakt›r. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il
Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 52)
Semadan, arz ehline flamil olan bir ses ki, herkes bunu kendi lisan›n-
da iflitir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 37)
Halifenin ölümü an›nda ihtilaf olur. Medine halk›ndan bir kifli kofla-
rak Mekke'ye ç›kar. Mekke halk›ndan bir grup onu, istememesine ra¤-
men (bulundu¤u yerden) ç›kar›rlar. Hacer-› Esved'le Makam› ‹brahim
aras›nda ona biat ederler. (Sünen-I Ebu Davud, 5-94/El-Kavlu'l Muhta-
sar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 20)
Hz. Mehdi istemedi¤i halde ona biat edeceklerdir. Daha sonra Hz.
Mehdi, onlara 2 rekat namaz k›ld›racak ve Makam'›n yan›nda minbere
ç›kacakt›r. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, 34,50
44)
Ebu Zer'den: "Ya Resulullah! Beni memur tayin etmez misin?" dedim.
Mübarek elini omuzuma koydu, sonra flöyle buyurdu: "Ebu Zer, sen za-
y›fs›n; memuriyet bir emanettir. O k›yamette rüsvayl›k ve piflmanl›kt›r.
Yaln›z o emaneti ehil olup alan ve hakk›yla baflaran müstesnad›r."
(Müslim'den) Riyazü-s -Salihin, 2/90)
Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime ba¤l› k›lay›m."
Onunla konufltu¤unda da (flöyle) dedi: "Sen bugün bizim yan›m›zda (ar-
t›k) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir dan›flman-yönetici)sin." (Yu-
suf Suresi, 54)
‹flte Mehdi'nin lider olarak bafla geçirilmesi de ayn› Hz. Yusuf da ol-
du¤u gibi devletin talebi ile olacakt›r.
(Bu hadis, Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman isimli kitab›n Süleymani-
ye Kütüphanesinde bulunan el yazmas› bir nüshas›nda mevcuttur.)
Yukar›daki hadis-i flerif Hz. Mehdi'nin zuhurundan sonra biri k›sa di-
¤eri uzun bir süre olmak üzere 2 kez insanlardan ayr› kalaca¤›n› bildi-
riyor. Ayr›ca Mehdi'nin ikinci kayboluflunun daha a¤›r flartlarda ve da-
ha uzun süreli oldu¤una, o devrede onunla görüflmenin güçlü¤üne ve
sadece yak›nlar› ile görüflme imkan› oldu¤una da dikkat çekilmifltir.
Hz. Mehdi di¤er hadis-i fleriflerin tariflerine göre, ç›k›fl› ile birlikte
mücadelesine bafllayacak, insanlar› Hak ve hakikata davet edecektir.
Hz. Mehdi'nin faaliyetlerinin en yo¤un oldu¤u dönemde mücadelesini
bilerek terk etmesi düflünülemeyece¤ine göre, onun insanlardan ayr›
ve uzak kalmas› kendi iradesi d›fl›nda gerçekleflecektir:
Bir gün biz Hz. Ali'nin yan›ndayken birisi Hz. Mehdi'den sual etti.
Ali, "Heyhat" dedi. Sonra eliyle bir dokuz yapt› ve sonra da O ahir za-
manda, kifliye "Allah'dan kork, Allah'dan kork" denildi¤i zamana ç›kar
dedi. (ve flöyle devam etti):
Say›lar›n›n Azl›¤›
Mehdi'nin yard›mc›lar›n›n say›lar› hakk›nda hadislerde flu bilgiler
verilmektedir:
Mehdi daha ç›kmadan önce onun bir arkadafl› ona tabi olan baz› in-
sanlarla karfl›laflacak ve "siz burada kaç kifliniz?" diye soracakt›r. Onlar
da "40 kifliyiz" cevab›n› verecekler. "Siz Mehdi'yi gördü¤ünüz zaman ne
yapacaks›n›z?" fleklinde tekrar soracak ve "o, da¤lar›n bafl›nda kalsa
biz de kal›r›z" cevab›n› alacakt›r. Bunun üzerine o kifli gidecek, ertesi
gece tekrar gelerek, "reislerinizden 10 kifliyi ay›r›n›z" diyecek ve Meh-
di onlarla buluflacakt›r.
... Mehdi'nin Süfyani ile savafl›nda en büyük ordusu 100 (yüz) kifli-
den müteflekkildir.
(Bu iki rivayet, "Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman" adl› eserin Süleyma-
niye Kütüphanesi'nde bulunan nüshas›nda mevcuttur.)
Talut, orduyla birlikte ayr›ld›¤›nda dedi ki: "Do¤rusu Allah sizi bir ›r -
makla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, art›k o benden de¤ildir ve
kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir. Küçük
bir k›sm› hariç (hepsi sudan) içti. O, kendisiyle beraber iman edenlerle
(›rma¤›) geçince onlar (geride kalanlar): "Bugün bizim Calut'a ve ordu-
suna karfl› (koyacak) gücümüz yok" dediler. (O zaman) Muhakkak
Allah'a kavuflacaklar›n› umanlar (flöyle) dediler: "Nice küçük topluluk,
daha çok olan bir toplulu¤a Allah'›n izniyle galib gelmifltir; Allah sab-
redenlerle beraberdir." (Bakara Suresi, 249)
Bu Yard›mc›lar›n Üstünlü¤ü
Siz, insanlar için ç›kar›lm›fl hay›rl› bir ümmetsiniz; maruf (iyi ve ‹s-
lam'a uygun) olan› emreder, münker olandan sak›nd›r›r ve Allah'a iman
edersiniz. Kitap Ehli de inanm›fl olsayd›, elbette kendileri için hay›rl›
olurdu. ‹çlerinden iman edenler vard›r, fakat ço¤unlu¤u f›ska sapanlar-
d›r. (Al-i ‹mran Suresi, 110)
Andolsun, biz sizi biraz korku, açl›k ve bir parça mallardan, canlar-
dan ve ürünlerden eksiltmekle imtihan edece¤iz. Sab›r gösterenleri
müjdele. (Bakara Suresi, 155)
E¤er yak›n bir yarar ve orta bir sefer olsayd›, onlar mutlaka seni iz-
lerlerdi. Ama zorluk onlara uzak geldi. "E¤er güç yetirseydik muhakkak
seninle birlikte (savafla) ç›kard›k." diye sana Allah ad›na yemin edecek-
ler. Kendi nefislerini helaka sürüklüyorlar. Allah onlar›n gerçekten ya -
lan söylediklerini biliyor. (Tevbe Suresi, 42)
Süfyani
Hadislerde Hz. Mehdi’nin düflman› olacak süfyani lakapl› bir kimse-
den bahsedilmekte ve Mehdi ile aralar›nda bir savafl olaca¤› bildiril-
mektedir.
Hadislerde Hz. Mehdi ile ayn› dönem yaflayaca¤› belirtilen Süfyan'›n özellikleri
Müslümanlara karfl› çok büyük katliamlar gerçeklefltiren Haf›z Esad'la çok büyük
benzerlikler göstermektedir.
Haf›z Esad 1982 fiubat›’nda Hama kentine bir tank sald›r›s› yapt›r-
m›fl, ayr›m gözetmeden tüm semtleri top atefline tutturmufl, bir ay ka-
dar süren bu katliamda flehir enkaz haline gelmifltir. Ard›ndan Esad
kuvvetleri flehirdeki 15 yafl›ndan yukar› bütün erkekleri toplu olarak
kurfluna dizmifllerdir. Bu ak›l almaz katliamlar neticesinde Suriye'de
30 bin masum Müslüman katledilmifltir. Hadisin devam›nda Süfyan'›n
mescitleri y›kaca¤›ndan bahsedilmektedir. Nitekim Haf›z Esad'›n kont-
rolündeki kuvvetler Hama olaylar› s›ras›nda 84 camiyi yerle bir etmifl-
tir. (Nusayrilik ve Suriye'de Nusayri Zulmü, Ali Gülflehri, Nizam Yay›ne-
vi, ‹stanbul, 1982)
"Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman" kitab›n›n 52. ve
53. sayfalar›nda anlat›lan uzun hadiste, Süfyan'›n yard›mc›s›n›n Had-
dam ad›nda birisi olaca¤›ndan bahsedilmektedir. Bilindi¤i gibi Haf›z
Esad'›n en yak›n yard›mc›s› General Abdülhalim HADDAM'd›r. Bu kifli-
K›yamete (Deccal ile savafla) kadar benim ümmetimden bir grup hak
üzere galip olarak çarp›flacakt›r. Ve ‹sa b. Meryem gökten nüzul etti¤in-
de onlar›n emiri (Mehdi) kendisine, "Gel bize namaz› k›ld›r" der. Ancak
O flu ümmete Allah'›n bir ikram› olarak "Sizin biriniz, di¤erlerinize
emirdir" cevab›n› verir. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir
Zaman, s. 80)
Peygamberimiz'in hadislerinde yer alan bir di¤er konu ise, Hz. Meh-
di’nin ç›kaca¤› ortamda asl›ndan uzak bir ‹slam anlay›fl›n›n yayg›n ola-
ca¤›d›r. Peygamberimiz, kendisinden sonra bidatlarla (dine sonradan
eklenmifl hurafelerle) dolu bir ‹slam anlay›fl›n›n geliflece¤ini ve bu du-
rumun Hz. Mehdi taraf›ndan düzeltilece¤ini ve dinin asl›na döndürüle-
ce¤ini haber vermifltir:
Hz. Mehdi’nin ayn› Hz. Muhammed gibi Kuran’› esas alaca¤›n› söyle-
mifltik. Hz. Mehdi –daha önceki bölümlerde yer verildi¤i gibi- Arap ol-
… Biz Kitap'ta hiç bir fleyi noksan b›rakmad›k, sonra onlar Rablerine
toplanacaklard›r. (Enam Suresi, 38)
... Biz Kitab› sana, her fleyin aç›klay›c›s›, Müslümanlara bir hidayet,
bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)
Böylece biz onu, Arapça bir Kur'an olarak indirdik ve onda korkula-
cak fleyleri türlü flekillerde aç›klad›k; umulur ki korkup-sak›n›rlar ya da
onlar için düflünme oluflturur. (Taha Suresi, 113)
Ey iman edenler, Allah'›n sizin için helal k›ld›¤› güzel fleyleri haram
k›lmay›n ve haddi aflmay›n. fiüphesiz Allah, haddi aflanlar› sevmez.
(Maide Suresi, 87)
- ‹slam’›n yaflanmas› son derece kolay bir din oldu¤unu Allah flöyle
bildirmifltir:
Allah (a¤›r yükleri) sizden hafifletmek ister: (Çünkü) insan zay›f ola-
rak yarat›lm›flt›r. (Nisa Suresi, 28)
... Allah size güçlük ç›karmak istemez, ama sizi temizlemek ve üze -
rinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki flükredersiniz. (Maide
Suresi, 6)
Onun aç›k düflmanlar› Fukaha (f›k›h alimleri) olacak. Çünkü halk ara-
s›nda bir imtiyazlar› kalmayacak. Hatta ahkam konusunda ilimleri de
azalacak. Bu imam›n gelifliyle, alimlerin hükümlerindeki anlaflmazl›k-
lar› giderecek... fiayet elinde k›l›c› olmasayd› fakihler onun ölümüne
fetva verirlerdi. Lakin Allah onun k›l›ç ve cömertli¤i ile dünyaya hakim
k›lacakt›r. Ondan hem korkacak hem de ummayacaklar. Kalben ondan
nefret edecekler. Fakat buna ra¤men ister istemez hükmünü kabul ede-
cekler. (Muhammed B. Resul El Hüseyin El Berzenci, K›yamet Alametle-
ri, s.186-187)
KURAN Ö⁄ÜTTÜR
Hay›r; çünkü o (Kur'an), bir ö¤üttür. Art›k dileyen, onu 'düflünüp-
ö¤üt als›n.' (Abese Suresi, 11-12)
Oysa o (Kur'an), alemlere bir zikr (ö¤üt, hat›rlatma, hüküm ve üs-
tün bir fleref)den baflka bir fley de¤ildir. (Kalem Suresi, 52)
(Bu Kur'an,) Ayetlerini, iyiden iyiye düflünsünler ve temiz ak›l sa -
hipleri ö¤üt als›nlar diye sana indirdi¤imiz mübarek bir kitapt›r.
(Sad Suresi, 29)
Andolsun, biz bu Kur'an'da, belki ö¤üt al›p-düflünürler diye, in-
sanlar için her bir örnekten verdik. (Zümer Suresi, 27)
KURAN EKS‹KS‹ZD‹R
…Biz Kitap'ta hiç bir fleyi noksan b›rakmad›k, sonra onlar Rable -
rine toplanacaklard›r. (Enam Suresi, 38)
.. Biz Kitab› sana, her fleyin aç›klay›c›s›, Müslümanlara bir hida-
yet, bir rahmet ve bir müjde olarak indirdik. (Nahl Suresi, 89)
KURAN'IN SÖZÜNDE
ÇEL‹fiK‹ YOKTUR
Onlar hala Kur'an'› iyice düflünmüyorlar m›? E¤er o, Allah'tan bafl-
kas›n›n kat›ndan olsayd›, kuflkusuz içinde birçok ayk›r›l›klar (çelifl -
kiler, ihtilaflar) bulacaklard›. (Nisa Suresi, 82)
Hamd, Kitab› kulu üzerine indiren ve onda hiç bir çarp›kl›k k›l-
mayan Allah'a aittir. (Kehf Suresi, 1)
Çarp›kl›¤› olmayan Arapça bir Kur'an'd›r (bu). Umulur ki sak›n›r-
lar. (Zümer Suresi, 28)
KURAN AÇIKTIR
Elif, Lam, Ra. Bunlar, kitab›n ve apaç›k olan Kur'an'›n ayetleridir.
(Hicr Suresi, 1)
Biz ona (Peygambere) fliir ö¤retmedik; (bu,) ona yak›flmaz da. O
yaln›zca bir ö¤üt ve apaç›k bir Kur'an'd›r. (Yasin Suresi, 69)
Ey Kitap Ehli, Kitaptan gizlemekte olduklar›n›z›n ço¤unu size
aç›klayan ve bir ço¤undan geçiveren elçimiz geldi. Size Allah'tan bir
nur ve apaç›k bir Kitap geldi. (Maide Suresi, 15)
Ey insanlar Rabbinizden size 'kesin bir kan›t (burhan)' geldi ve si-
ze apaç›k bir nur (Kur'an) indirdik. (Nisa Suresi, 174)
KURAN'A UYMAK
Rabbinizden size indirilene uyun, O'ndan baflka velilere uyma-
y›n. Ne az ö¤üt al›yorsunuz? (Araf Suresi, 3)
Ki onlar, sözü iflitirler ve en güzeline uyarlar. ‹flte onlar, Allah'›n
kendilerini hidayete erdirdi¤i kimselerdir ve onlar, temiz ak›l sa-
hipleridir. (Zümer Suresi, 18)
PEYGAMBER KURAN’A
GÖRE DAVRANIRDI
Rabbinden sana vahyedilene uy. O'ndan baflka ilah yoktur. Ve
müflriklerden yüz çevir. (Enam Suresi, 106)
Sana vahyolunana uy ve Allah hükmünü verinceye kadar sabret.
O, hükmedenlerin en hay›rl›s›d›r. (Yunus Suresi, 109)
De ki: "Size Allah'›n hazineleri yan›mdad›r demiyorum, gayb› da
bilmiyorum ve ben size bir mele¤im de demiyorum. Ben, bana vah-
yedilenden baflkas›na uymam." De ki: "Kör olanla, gören bir olur
mu? Yine de düflünmeyecek misiniz?" (Enam Suresi, 50)
Onlara bir ayet getirmedi¤in zaman: "Sen onu derleyip-toplasana"
derler. De ki: "Ben, yaln›zca bana Rabbimden vahyolunana uyar›m.
Bu, Rabbinizden olan basiretlerdir; iman edecek bir topluluk için
bir hidayet ve bir rahmettir." (Araf Suresi, 203)
Onlara ayetlerimiz apaç›k belgeler olarak okundu¤unda, bizimle
karfl›laflmay› ummayanlar, derler ki: "Bundan baflka bir Kur'an getir
veya onu de¤ifltir." De ki: "Benim onu kendi nefsimin bir öngörme-
si olarak de¤ifltirmem benim için olacak fley de¤ildir. Ben, yaln›zca
bana vahyolunana uyar›m. E¤er Rabbime isyan edersem, gerçekten
ben, büyük günün azab›ndan korkar›m." (Yunus Suresi, 15)
Ebu Davud dedi ki: "Düfltu Vaide, Katade'den böyle nakletti, ancak o
flöyle dedi: 'Kim Kehf suresinin sonlar›ndan on ayet ezberlerse', fiube
ise Katade'den rivayetinde, 'Kehf suresinin ahirinden' dedi". (Sünen-i
Ebu Davud, 5/122)
Ebu Ümame el- Bahili'den rivayet edilmifltir: "... kim onun (Deccal'›n)
cehenneminin belas›na u¤rarsa Allah'tan yard›m dilesin ve Kehf sure-
sinin ilk ayetlerini okusun ki atefl ‹brahim'e oldu¤u gibi bu atefl de o
kimseye so¤uk ve selamet olsun." (Sünen-i ‹bni Mace, 10/332)
... Her kim Deccal'in atefli ile ibtila ve imtihan edilirse Allah'tan yar-
d›m istesin ve Kehf suresinin bafl taraf›ndaki ayetleri okusun. Bu suret-
le Deccal'in, atefli ona karfl› so¤uk ve selamet olur. (Ölüm-K›yamet-Ahi-
ret ve Ahirzaman Alametleri, s. 494)
1980 tarihinin Hz. Mehdi'nin ç›k›fl tarihi olarak ehl-i sünnet alimleri-
nin ço¤unlu¤unun ittifakla kabul ettikleri Hicri 14. as›r bafl›na (1400)
rastlamas› Mehdiyet konusunun Kehf suresi ile ba¤lant›l› olabilece¤ini
bizlere iflaret etmektedir. (En do¤rusunu Allah bilir.)
Hz. Muhammed bir hadisinde Mehdi'nin yard›mc›lar›n› bu suredeki
k›ssalar› anlat›lan ASHAB-I KEHF'e (ma¤ara arkadafllar›na) benzetmek-
tedir. Acaba 1980 tarihi Mehdi'ye yard›mc› olacak bu gençlerin uyan-
d›klar› ve mücadeleye bafllad›klar› tarihini mi vermektedir?
‹mam Ebu ‹shak Salebi tefsirinde Kehf k›ssas›n› anlat›rken diyor ki:
"Mehdi ç›kt›¤› zaman Ehl-i Kehf'e gidip selam verince Allah onlar› diril-
tecek ve Mehdi'nin yan›nda yerlerini alacaklard›r." (Kitab ul Burhan Fi
Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 39)
Kuran k›ssalar› aras›nda pek çok iflari anlam içeren ve üzerinde her
düflünüldü¤ünde yeni anlamlar kazanan k›ssalardan biri de Kehf k›ssa-
s›d›r. Peygamber Efendimiz ve pek çok ‹slam Büyü¤ü de bu k›ssada yer
alan iflaretlere dikkat çekmifllerdir. Kehf k›ssas›nda ahir zamana ve ‹s-
lam ahlak›n› yaflayan gençlerin dinden uzak kiflilerle yapt›klar› müca-
deleye bakan çok önemli iflaretler bulunmaktad›r.
Hz. Ammar b. Yasir'den rivayet edilmifltir: "Ya Abbas! Bu ifli Allah be-
nimle bafllatt›, senin sülalenden biri ile bitirecek o delikanl› (Mehdi)
dünyay› evvelce zulümle doldu¤u gibi tekrar adeletle dolduracakt›r."
(Rumuz El-Ahadis, s. 498, Dare Kutni'nin Sünen'i)
Mehdi bizden Ehl-i Beyt'ten bir gençtir. ‹htiyarlar›n›z ona yetiflmeye-
cek, gençleriniz ise onu ümit edeceklerdir. Allah diledi¤ini yapacakt›r.
(Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 23)
Mehdi'nin bayraktar›, sakal› hafif, rengi sar›, küçük bir genç olacak-
t›r. (El-Kavlu'l Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 51)
Biz sana onlar›n haberlerini bir gerçek (olay) olarak aktar›yoruz. Ger-
çekten onlar Rablerine iman etmifl gençlerdi ve biz de onlar›n hidayet-
lerini artt›rm›flt›k. Onlar›n kalpleri üzerinde (sabr› ve kararl›l›¤›) rabtet-
mifltik; (Krala karfl›) K›yam ettiklerinde demifllerdi ki: "Bizim Rabbimiz,
göklerin ve yerin Rabbi'dir; ilah olarak biz O'ndan baflkas›na kesinlikle
tapmay›z, (e¤er tersini) söyleyecek olursak, andolsun, gerçe¤in d›fl›na
ç›kar›z." (Kehf Suresi, 13-14)
"Çünkü onlar üzerinize ç›k›p gelirlerse, sizi tafla tutarlar veya dinle -
rine geri çevirirler; bu durumda ebedi olarak kurtulufl bulamazs›n›z."
(Kehf Suresi, 20)
Alenen ve apaç›k Allahu Teala inkar edilinceye kadar Hz. Mehdi gel-
mez. (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s. 27)
Ma¤arada Yaflananlar
Yeryüzüne dört kifli malik olmufltur. ‹kisi mümin, ikisi kafirdir. Mü-
minler, Zülkarneyn ve Süleyman (a.s.) kafirler ise Nemrud ve Buhtun-
nas›r'd›r. Beflinci olarak ehli beytim'den birisi gelecek ve O'da dünyaya
malik olacakt›r. (Kitab ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy il Ahir Zaman, s.
10)
Zülkarneyn ve Mehdi
Kehf Suresinde ahir zamana yönelik pek çok iflari anlam içeren bir
baflka k›ssa da Zülkarneyn k›ssas›d›r.
Zülkarneyn kelimesi "iki cihetli", "iiki yönlü", "iki ça¤l›", "mi¤ferinde
iki boynuz olan", "saç› iki bölük olan" anlamlar›na gelmektedir. Çok
önemli bir tevafuk olarak bu k›ssa 80’li ayetlerde anlat›lmaya bafllan›r.
Dünyadan bir gün bile kalsa Allah, o günü uzat›p benim ehl-i bey-
timden birisini dünyaya hakim k›lmak için gönderecektir. (El-Kavlu'l
Muhtasar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 24)
Mehdi bizden ehl-i beyt'tendir. Allah c.c. onu bir gecede ........, ol-
gunlaflt›r›r. (Ona imamet makam› ve harikulade haller verip insanl›¤a
gönderir.)
Birinci yol
O da, bir yol tuttu. Sonunda güneflin batt›¤› yere kadar ulaflt› ve onu
kara çamurlu bir gözede batmakta buldu, yan›nda bir kavim gördü. De-
dik ki: "Ey Zu'l-Karneyn, (istiyorsan onlar›) ya azaba u¤rat›rs›n veya iç -
lerinde güzelli¤i (geçerli ilke) edinirsin." Dedi ki: "Kim zulmederse biz
onu azabland›raca¤›z, sonra Rabbine döndürülür, O da onu görülme -
mifl bir azabla azabland›r›r." Kim iman eder ve salih amellerde bulu-
nursa, onun için güzel bir karfl›l›k vard›r. Ona buyru¤umuzdan kolay
olan›n› söyleyece¤iz." (Kehf Suresi, 85-88)
Sonra (yine) bir yol tuttu. Sonunda güneflin do¤du¤u yere kadar
ulaflt› ve onu (günefli), kendileri için bir siper k›lmad›¤›m›z bir kavim
üzerine do¤makta iken buldu. ‹flte böyle, onun yan›nda "özü kapsayan
bilgi oldu¤unu" (veya yan›nda olup-biten her fleyi) biz (ilmimizle) büs -
bütün kuflatm›flt›k. (Kehf Suresi, 89-91)
Mehdi, do¤u ile bat› aras›ndaki her yeri fetheder. (El-Kavlu'l Muhta-
sar Fi Alamatil Mehdiyy-il Muntazar, s. 57)
Üçüncü yol
Zülkarneyn üçüncü yolu tuttu¤unda karfl›laflt›¤› topluluk, ondan
bozgunculuk ç›karan Yecuc ve Mecuc’e karfl› yard›m ister. Allah bura-
da ‹slam ahlak›n›n hakimiyetinin devletin arzusu ile olaca¤›na bir kez
daha iflaret etmektedir. Bu k›ssada Hz.Zülkarneyn'den yard›m isten-
mifl, kendisine teklif götürülmüfltür. Mevcut sistem korunarak bu ahla-
k›n yeryüzüne hakim olaca¤›, bu ahlaka sahip insanlar›n yard›m› ile
anarfli ve terörün durdurulaca¤› Zülkarneyn k›ssas›ndaki anlat›mla ifa-
de edilmektedir. Bu ayette ahir zamanda metafizik anlamdaki bir Müs-
lüman gücün zaman zaman devlete destek verece¤ine de iflaret edili-
yor olabilir. Bu gücün ihtiyaç duyuldu¤u zamanlarda ve her ça¤da or-
taya ç›kabilece¤i de anlat›l›yor olabilir.
Sonra bir yol (daha) tuttu. ‹ki seddin aras›na kadar ulaflt›, onlar›n
(sedlerin) önünde hemen hemen hiç bir sözü kavramayan bir kavim
buldu. Dediler ki: "Ey Zu'l-Karneyn, gerçekten Ye'cuc ve Me'cuc, yeryü-
zünde bozgunculuk ç›kar›yorlar, bizimle onlar aras›nda bir sed infla et-
men için sana vergi verelim mi?" (Kehf Suresi, 92-94)
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sa¤lam bir iktidarla yerleflik k›l-
d›¤› (güç, nimet ve imkan), daha hay›rl›d›r. Madem öyle, bana (insani)
güçle yard›m edin de, sizinle onlar aras›nda sapasa¤lam bir engel k›la -
y›m." Bana demir kütleleri getirin", iki da¤›n aras› eflit düzeye gelince,
"Körükleyin" dedi. Onu atefl haline getirinceye kadar (bu ifli yapt›, son-
ra:) dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmifl bak›r dökeyim." Böylelikle,
ne onu aflabildiler, ne onu delmeye güç yetirebildiler. Dedi ki: "Bu be -
nim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va'di geldi¤i zaman, O, bunu
dümdüz eder; Rabbimin va'di hakt›r." (Kehf Suresi, 95-98)
Hani Musa genç yard›mc›s›na demiflti: "‹ki denizin birleflti¤i yere ula -
fl›ncaya kadar gidece¤im ya da uzun zamanlar geçirece¤im." (Kehf
Suresi, 60)
"Bana demir kütleleri getirin", iki da¤›n aras› eflit düzeye gelince,
"Körükleyin" dedi. Onu atefl haline getirinceye kadar (bu ifli yapt›, son-
ra:) dedi ki: "Bana getirin, üzerine eritilmifl bak›r dökeyim." (Kehf
Suresi, 96)
Sonunda güneflin batt›¤› yere kadar ulaflt› ve onu kara çamurlu bir
gözede batmakta buldu, yan›nda bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-
Karneyn, (istiyorsan onlar›) ya azaba u¤rat›rs›n veya içlerinde güzelli-
¤i (geçerli ilke) edinirsin." (Kehf Suresi, 86)
Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (ge -
miyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: "‹çindekilerini bat›rmak için mi onu del-
din? Andolsun, sen flafl›rt›c› bir ifl yapt›n." (Kehf Suresi, 71)
Hani Musa genç yard›mc›s›na demiflti: "‹ki denizin birleflti¤i yere ula -
fl›ncaya kadar gidece¤im ya da uzun zamanlar geçirece¤im." (Kehf
Suresi, 60)
Sonunda güneflin batt›¤› yere kadar ulaflt› ve onu kara çamurlu bir
gözede batmakta buldu, yan›nda bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-
Karneyn, (istiyorsan onlar›) ya azaba u¤rat›rs›n veya içlerinde güzelli-
¤i (geçerli ilke) edinirsin." (Kehf Suresi, 86)
‹ki seddin aras›na kadar ulaflt›, onlar›n (sedlerin) önünde hemen he-
men hiç bir sözü kavramayan bir kavim buldu. (Kehf Suresi, 93)
(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek
istediler, fakat (kasaba halk›) onlar› konuklamaktan kaç›nd›. Onda (ka -
sabada) y›k›lmaya yüz tutmufl bir duvar buldular, hemen onu infla et-
ti. (Musa) Dedi ki: "E¤er isteseydin gerçekten buna karfl›l›k bir ücret ala-
bilirdin." (Kehf Suresi, 77)
7. Bal›k ve Köpek
Sen onlar› uyan›k san›rs›n, oysa onlar (derin bir uykuda) uyuflmufl -
lard›r. Biz onlar› sa¤ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki ko -
lunu uzatm›fl yat›yordu. Onlar› görmüfl olsayd›n, geri dönüp onlardan
kaçard›n, onlardan içini korku kaplard›. (Kehf Suresi, 18)
(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek
istediler, fakat (kasaba halk›) onlar› konuklamaktan kaç›nd›. Onda (ka -
sabada) y›k›lmaya yüz tutmufl bir duvar buldular, hemen onu infla et-
ti. (Musa) Dedi ki: "E¤er isteseydin gerçekten buna karfl›l›k bir ücret ala-
bilirdin." (Kehf Suresi, 77)
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sa¤lam bir iktidarla yerleflik k›l-
d›¤› (güç, nimet ve imkan), daha hay›rl›d›r. Madem öyle, bana (insani)
güçle yard›m edin de, sizinle onlar aras›nda sapasa¤lam bir engel k›la -
y›m." (Kehf Suresi, 95)
Böylece ikisi yola koyuldu. Nitekim bir gemiye binince, o bunu (ge-
miyi) deliverdi. (Musa) Dedi ki: "‹çindekilerini bat›rmak için mi onu del-
din? Andolsun, sen flafl›rt›c› bir ifl yapt›n." (Kehf Suresi, 71)
(Yine) Böylece ikisi yola koyuldu. Nihayet bir kasabaya gelip yemek
istediler, fakat (kasaba halk›) onlar› konuklamaktan kaç›nd›. Onda (ka -
sabada) y›k›lmaya yüz tutmufl bir duvar buldular, hemen onu infla et-
ti. (Musa) Dedi ki: "E¤er isteseydin gerçekten buna karfl›l›k bir ücret ala-
bilirdin." (Kehf Suresi, 77)
Sonunda güneflin batt›¤› yere kadar ulaflt› ve onu kara çamurlu bir
gözede batmakta buldu, yan›nda bir kavim gördü. Dedik ki: "Ey Zu'l-
Karneyn, (istiyorsan onlar›) ya azaba u¤rat›rs›n veya içlerinde güzelli-
¤i (geçerli ilke) edinirsin." (Kehf Suresi, 86)
‹flte böyle, onun yan›nda "özü kapsayan bilgi oldu¤unu" (veya yan›n-
da olup-biten her fleyi) biz (ilmimizle) büsbütün kuflatm›flt›k. (Kehf
Suresi, 91)
Dedi ki: "Rabbimin beni kendisinde sa¤lam bir iktidarla yerleflik k›l-
d›¤› (güç, nimet ve imkan), daha hay›rl›d›r. Madem öyle, bana (insani)
güçle yard›m edin de, sizinle onlar aras›nda sapasa¤lam bir engel k›la-
y›m." (Kehf Suresi, 95)
16. Ö¤üt
Dedi ki: "E¤er bana uyacak olursan, hiç bir fley hakk›nda bana soru
sorma, ben sana ö¤ütle-anlat›p söz edinceye kadar." (Kehf Suresi, 70)
"Duvar ise, flehirde iki öksüz çocu¤undu, alt›nda onlara ait bir defi-
ne vard›; babalar› salih biriydi. Rabbin diledi ki, onlar erginlik ça¤›na
eriflsinler ve kendi definelerini ç›kars›nlar; (bu,) Rabbinden bir rahmet-
tir. Bunlar› ben, kendi iflim (özel görüflüm) olarak yapmad›m. ‹flte, se -
nin sab›r göstermeye güç yetiremedi¤in fleylerin yorumu." (Kehf
Suresi, 82)
Dedi ki: "Bu benim Rabbimden bir rahmettir. Rabbimin va'di geldi¤i
zaman, O bunu dümdüz eder; Rabbimin va'di hakt›r." (Kehf Suresi, 98)
Onlara peygamberleri dedi ki: "Allah size Talut'u melik olarak gön-
derdi." Onlar: "Biz hükümdarl›¤a, ona göre daha çok hak sahibiyken ve
ona bir mal (servet) bollu¤u verilmemiflken, nas›l bizi (yönetmek üze-
re) hükümdarl›k (mülk) onun olabilir?" dediler. O (flöyle) demiflti: "Do¤-
rusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve beden gücünü art›rd›. Allah,
kime dilerse mülkünü verir; Allah (rahmeti ve gücü) genifl oland›r, bi-
lendir." (Bakara Suresi, 247)
...Nice küçük topluluk, daha çok olan bir toplulu¤a Allah'›n izniyle
galib gelmifltir; Allah sabredenlerle beraberdir. (Bakara Suresi, 249)
Talut, orduyla birlikte ayr›ld›¤›nda dedi ki: "Do¤rusu Allah sizi bir ›r -
makla imtihan edecektir. Kim bundan içerse, art›k o benden de¤ildir ve
kim de -eliyle bir avuç alanlar hariç- onu tadmazsa bendendir." Küçük
Hicri:1420 = Miladi:1999
‹flte bu, bizim vergimizdir. (Ey Süleyman) Art›k sen de hesaba vur -
maks›z›n, ver ya da tut." fiüphesiz, onun Bizim kat›m›zda gerçekten bir
yak›nl›¤› ve var›lacak güzel bir yeri vard›r. (Sad Suresi, 39-40)
Hz. Süleyman (a.s.)'›n saltanat›ndan önce pek büyük bir fitne olmufl-
tu. (Esbab-› Nüzul - Ö.N. Bilmen Tefsiri - ‹bni Kesir Tefsiri)
Çok zaman evvel bir ehl-i velayetten iflittim ki; o zat, eski velilerin
gaybi iflaretlerinden istihrac etmifl ve kanaat› gelmifl ki; "fiark taraf›n-
dan bir nur zuhur edecek, bid'atlar zulümat›n› da¤›tacak." Ben, böyle
bir nurun zuhuruna umutla bekledim ve bekliyorum. Fakat çiçekler ba-
harda gelir. Öyle kudsi çiçeklere zemin haz›r etmek laz›m gelir. Ve an-
lad›k ki, bu hizmetimizle o nurani zatlara zemin izhar ediyoruz..
(Sikke-i Tasdik-i Gaybi s. 189 Mektubat s. 345)
O ileride gelecek acib flahs›n bir hizmetkar› ve ona yer haz›r edecek
bir dümdar› ve o büyük kumand›n›n pifldar bir neferi oldu¤unu zanne-
diyorum. (Barla Lahikas›, s. 162)
fiimdi hat›ra geldi ki, e¤er fleddeli (Arapçada bir harfin iki kez okun-
mas›) "lamlar" ve "mimler" ikifler say›lsa bundan bir as›r sonra zulüma-
t› da¤›tacak zatlar ise, Hazret-i Mehdi'nin fiakirdleri olabilir.
(fiualar, s. 605)
Ahir zaman›n
EN BÜYÜK FESADI Kar›fl›kl›k, zulüm.
zaman›nda elbette
En büyük bir müçtehid ‹htiyaç has›l oldu¤unda ayet ve hadis-
lerden hüküm ç›karan büyük ‹slam alimi
ve önderi.
Hem en büyük bir
müceddid Dini hakikatleri devrin ihtiyaçlar›na gö-
re izah etmek üzere gönderilen büyük
alim ve Hz. Muhammedin varisi olan
zat.
Hem Hakim Hakl› ve haks›z› ay›r›p, adalet üzere
hükmeden devleti idare eden.
Hem Mehdi Hidayete vesile olan.
Hem Mürflid Do¤ru yolu gösteren, gafletten uyand›-
ran
Hem Kutb-u azam olan Birçok Müslüman›n kendisine ba¤land›-
¤›, zaman›n en büyük yol göstericisi
B‹R ZAT-I NURAN‹
gönderecek O ZAT ehl-i Peygamberimiz'in (s.a.v.) soyundan ola-
Beyt-i Nebevi'den cakt›r.
olacakt›r
Allahu a'lem bissavab, bu ayr› ayr› rivayetlerin bir te'vili fludur ki: Büyük
Mehdi'nin çok vazifeleri var. Ve siyaset aleminde, diyanet aleminde, salta-
nat aleminde, cihad alemindeki çok dairelerde icraatlar› oldu¤u gibi, her bir
as›r me'yusiyet vaktinde, kuvve-i maneviyesini te'yid edecek bir nevi Meh-
di'ye veyahut Mehdi'nin onlar›n imdad›na o vakitte gelmek ihtimaline muh-
taç oldu¤undan; rahmet-i ilahiyye ile her devirde belki her as›rda bir nevi
Mehdi al-i beyt-ten ç›km›fl, ceddinin fleriat›n› muhafaza ve sünnetini ihya et-
mifl. Mesela: Nakflibend ve aktab-› erbaa ve oniki imam gibi büyük Mehdi'nin
bir k›s›m vazifelerini icra eden zatlar dahi, Mehdi hakk›nda gelen rivayetler-
de, medar-› nazar Muhammed Aleyhissalatü Vesselam oldu¤undan - rivayet-
ler ihtilaf ederek, bir k›s›m ehl-i hakikat demifl: "Eskide ç›km›fl." Her ne ise...
Birincisi: Çok def'a mektuplar›mda iflaret etti¤im gibi, "Mehdi Al-i Re-
sulün temsil etti¤i kudsi cemaatinin flahs-› manevisinin üç vazifesi var.
E¤er çabuk k›yamet kopmazsa ve befler bütün bütün yoldan ç›kmazsa,
o vazifeleri onun cem'iyeti ve seyyidler cemaati yapaca¤›n› rahmet-i
ilahiyyeden bekliyoruz. Ve onun üç büyük vazifesi olacak:
Hem üç mes'ele var: Biri hayat, biri fleriat, biri imand›r. Hakikat nok-
tas›nda en mühimmi ve en azam›, iman mes'elesidir. Fakat flimdi umu-
mun nazar›nda ve hal-i alem ilcaat›nda en mühim mes'ele, hayat ve fle-
riat göründü¤ünden, o zat flimdi olsa da, üç mes'eleyi birden umum
rüy-i zeminde vaziyetlerini de¤ifltirmek nev'i beflerdeki cari olan ade-
tullaha muvaf›k gelmedi¤inden, herhalde en azim mes'eleyi esas ya-
p›p, ötesi mes'eleleri esas yapm›yacak, ta ki iman hizmeti, safvetini
umumun nazar›nda bozmas›n ve avam›n çabuk i¤fal olunabilen ak›lla-
r›nda o hizmet baflka maksadlara alet olmad›¤› tahakkuk etsin.
Kastamonu Lahikas›, 57 Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 43
Ve: "Biz, Allah'›n Resulü Meryem o¤lu Mesih ‹sa'y› gerçekten öldürdük"
demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürme -
diler ve onu asmad›lar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi. Gerçekten
onun hakk›nda anlaflmazl›¤a düflenler, kesin bir flüphe içindedirler. On-
lar›n bir zanna uymaktan baflka buna iliflkin hiçbir bilgileri yoktur. Onu
kesin olarak öldürmediler. Hay›r; Allah onu kendine yükseltti. Allah üs -
tün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir. (Nisa Suresi, 157-158)
Bu ayette "vefat ettirme" olarak tercüme edilen kelime ile, Al-i ‹mran Su-
resi'nin 55. ayetinde kullan›lan kelime ayn›d›r, yani her iki ayette de "te-
veffa" kelimesi geçmektedir. ‹nsan›n gece içinde bulundu¤u durum ölüm
olmad›¤›na göre ayetlerde kullan›lan bu kelimenin ölümü kastetmedi¤i,
do¤ru tercümenin "geceleyin canlar›n›z› alan" fleklinde olmas› gerekti¤i
aç›kt›r. Afla¤›daki ayet de ayn› flekildedir:
1. Delil
Hz. ‹sa'n›n ikinci kez yeryüzüne inece¤ine dair iflaretler tafl›yan ayetler-
den ilki Al-i ‹mran Suresi'nin 55. ayetidir:
"Hani Allah, ‹sa'ya demiflti ki: "Ey ‹sa, do¤rusu senin hayat›na Ben son
verece¤im, seni Kendime yükseltece¤im, seni inkar edenlerden temizle -
yece¤im ve sana uyanlar› k›yamete kadar inkara sapanlar›n üstüne ge-
çirece¤im. Sonra dönüflünüz yaln›zca Banad›r, hakk›nda anlaflmazl›¤a
düfltü¤ünüz fleyde aran›zda Ben hükmedece¤im." (Al-i ‹mran Suresi, 55)
2. Delil
Konu ile ilgili olarak ele ald›¤›m›z Nisa Suresi'nin 156-158. ayetlerin ar-
kas›ndan Allah, 159. ayette flöyle buyurmaktad›r:
Yukar›daki ayette yer alan "ölmeden önce ona inanmayacak kimse yok-
tur" ifadesi oldukça dikkat çekicidir.
Burada baz› tefsirciler "o" zamirinin Hz. ‹sa yerine Kuran'a bakt›¤›n› dü-
flünmüfller ve ayete kitap ehlinin ölmeden Kuran'a iman edece¤i fleklinde
bir yoruma gitmifllerdir.
Oysa bu ayet öncesindeki iki ayette de "o" zamiri tart›flmas›z bir biçim-
de Hz. ‹sa için kullan›lm›flt›r:
157. ayet:
Ve: "Biz, Allah'›n Resulü Meryem o¤lu Mesih ‹sa'y› gerçekten öldür -
dük" demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öl-
dürmediler ve onu asmad›lar. Ama onlara (onun) benzeri gösterildi.
Gerçekten onun hakk›nda anlaflmazl›¤a düflenler, kesin bir flüphe için
158. ayet:
Di¤er taraftan ayetin ikinci cümlesinde yer alan "K›yamet günü, o da on-
lar›n üzerine flahit olacakt›r" ifadesi de dikkat çekicidir. Kuran'da k›yamet
günü insan›n dilinin, ellerinin ve ayaklar›n›n (Nur Suresi, 24, Yasin Suresi,
65), iflitme, görme duyular›n›n ve derilerinin (Fussilet Suresi, 20-23) kendi
aleyhlerine flahitlik edecekleri bildirilmektedir. Kuran'›n flahitli¤i ile ilgili
ise hiçbir ayet yoktur. ‹lk cümle -gramatik veya mant›ki hiçbir delil bulun-
mamas›na ra¤men- Kuran'a bak›yor kabul edilirse ikinci cümlede yer alan
"o" zamirinin de Kuran'a bakt›¤› iddia edilmifl olur. Oysa bunu söylemek
için aç›k bir ayet gerekir.
Kuran'a bakt›¤›m›zda ayn› zamirin, Kuran'› iflaret etti¤i durumlarda,
(Adiyat Suresi, 6-8, Tar›k Suresi, 13, Tekvir Suresi, 19, Neml Suresi, 77 ve
fiuara Suresi, 192-196'da oldu¤u gibi) ayetin öncesinde ya da sonras›nda
mutlaka Kuran'dan bahsedildi¤ini görürüz. Dolay›s›yla tart›flmaya aç›k bir
nokta b›rak›lmam›flt›r. Ayetin öncesinde, sonras›nda veya ayetin içinde
Kuran'dan bahsedilmiyorsa, bu ayetin Kuran'› tarif etti¤ini söylemek yan-
l›fl olur. Ayet çok aç›k bir biçimde Hz. ‹sa'ya inan›lmas›ndan ve onun ina-
nanlara flahit olmas›ndan bahsetmektedir.
Ayetin manas› hakk›nda belirtece¤imiz ikinci nokta ise "ölümünden ön-
ce" ifadesinin yorumu ile ilgilidir. Baz›lar› bu ifadenin "kitap ehlinin kendi
ölümlerinden önce" inanmas› anlam›nda oldu¤unu düflünmektedirler. Bu
yoruma göre Kitap Ehli'nden olan her kifli kendisine ölüm gelmeden Hz.
‹sa'ya mutlaka iman edecektir. Oysa Hz. ‹sa döneminde Kitap Ehli tan›mla-
mas›na dahil olan Yahudiler ona iman etmemekle kalmam›fl, onu öldür-
mek için tuzak kurmufllard›r. Hz. ‹sa'dan sonra yaflay›p ölen Yahudi ve H›-
ristiyanlar›n ise Hz. ‹sa'ya -Kuran'da bildirildi¤i flekilde- iman etmifl olduk-
lar›n› iddia etmek gerçek d›fl› bir yaklafl›m olacakt›r.
3. Delil
Hz. ‹sa'n›n ahir zamanda yeniden yeryüzüne dönece¤i ile ilgili bir bafl-
ka ayet de Zuhruf Suresi 61'dir.
Bu surenin 57. ayetinden itibaren ard› ard›na Hz. ‹sa'dan bahsedilir:
Meryem o¤lu (‹sa) bir örnek olarak verilince, senin kavmin hemen on-
dan (keyifle söz edip) kahkahalarla gülüyorlar.
Dediler ki: "Bizim ilahlar›m›z m› daha hay›rl›, yoksa o mu?" Onu yal-
n›zca bir tart›flma-konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hay›r, onlar 'tar -
t›flmac› ve düflman' bir kavimdir.
Bu ayetlerin hemen arkas›ndan gelen 61. ayette Hz. ‹sa'n›n k›yamet sa-
ati için bir ilim oldu¤u belirtilmektedir:
fiüphesiz o, k›yamet-saati için bir ilimdir. Öyleyse ondan yana hiç bir
kuflkuya kap›lmay›n ve bana uyun. Dosdo¤ru yol budur. (Zuhruf Suresi,
61)
Bu ayetin Hz. ‹sa'n›n ahir zamanda yeryüzüne dönüflüne aç›k bir iflaret
tafl›d›¤›n› söyleyebiliriz. Çünkü Hz. ‹sa, Kuran'›n indiriliflinden alt› as›r ön-
4. Delil
Hz. ‹sa'n›n ikinci gelifline iflaret eden bir baflka ayet ise flöyledir:
Ayette, Allah'›n Hz. ‹sa'ya, Tevrat'›, ‹ncil'i ve bir de "Kitab›" ö¤retece¤i ha-
ber verilmektedir. Bu kitab›n hangi kitap oldu¤u kuflkusuz önemlidir. Ay-
n› ifade Maide 110'da da kullan›lmaktad›r:
Her iki ayette de geçen "kitap" ifadesini inceledi¤imizde, bunun Kuran'a
iflaret etti¤ini görürüz. Öncelikle Tevrat ve ‹ncil d›fl›nda yeryüzünde bili-
nen tek bir ilahi kitap vard›r; o da Kuran'd›r. (Hz. Davud'a verilen Zebur da
Eski Ahit'in içindedir) Bunun yan›nda, yine Kuran'›n bir baflka ayetinde, Al-
i ‹mran Suresi 3. ayette, "kitap" kelimesi, ‹ncil ve Tevrat'›n yan›nda Kuran'›
ifade etmek için kullan›lm›flt›r:
Bu durumda, Hz. ‹sa'ya ö¤retilecek olan üçüncü "Kitab"›n Kuran oldu¤u-
nu ve bunun da ancak Hz. ‹sa'n›n ahir zamanda dünyaya dönüflünde müm-
kün olabilece¤ini düflünebiliriz. Çünkü Hz. ‹sa Kuran'›n indirilmesinden
600 sene önce yaflam›flt› ve henüz indirilmemiflken onu biliyor olmas› söz
konusu olamazd›. Öyleyse Kuran'› dünyaya yeniden geldi¤inde ö¤renece-
¤ini düflünmek yegane mant›kl› düflüncedir. Peygamberimiz’in hadislerine
bakt›¤›m›zda yeniden geldi¤inde Hz. ‹sa'n›n ‹ncil ile de¤il Kuran'la hükme-
dece¤ini anl›yoruz. Bu da ayetteki manaya tam› tam›na mutab›k düflmek-
tedir. (fiüphesiz en do¤rusunu Allah bilir)
5. Delil
Tüm bunlar›n yan›nda "fiüphesiz, Allah kat›nda ‹sa' n›n durumu,
Ya da alt› üstüne gelmifl ›ss›z duran bir flehre u¤rayan gibisini (görmedin
mi?) Demiflti ki: "Allah buras›n› ölümünden sonra nas›l diriltecekmifl?" Bunun
üzerine Allah onu yüz y›l ölü b›rakt› sonra onu diriltti. (Ve ona) Dedi ki: "Ne
kadar kald›n?" O: "Bir gün veya bir günden az kald›m" dedi. (Allah ona:) "Ha-
y›r yüz y›l kald›n böyleyken yiyece¤ine ve içece¤ine bak henüz bozulmam›fl;
efle¤ine de bir bak; (bunu yapmam›z) seni insanlara ibret-belgesi k›lmam›z
içindir. Kemiklere de bir bak nas›l bir araya getiriyoruz sonra da onlara et giy-
diriyoruz?" dedi. O kendisine (bunlar) apaç›k belli olduktan sonra dedi ki: "(Ar-
t›k flimdi) Biliyorum ki gerçekten Allah her fleye güç yetirendir. (Bakara Sure-
si, 259)
Sen onlar› uyan›k san›rs›n oysa onlar (derin bir uykuda) uyuflmufllard›r. Biz
onlar› sa¤ yana ve sol yana çeviriyorduk. Köpekleri de iki kolunu uzatm›fl ya-
t›yordu. Onlar› görmüfl olsayd›n geri dönüp onlardan kaçard›n onlardan içini
korku kaplard›. Böylece, aralar›nda bir sorgulama yaps›nlar diye onlar› dirilt-
tik (uyand›rd›k). ‹çlerinden bir sözcü dedi ki: "Ne kadar kald›n›z?" Dediler ki:
"Bir gün veya günün bir (kaç saatlik) k›sm› kadar kald›k." Dediler ki: "Ne kadar
kald›¤›n›z› Rabbiniz daha iyi bilir; flimdi birinizi bu paran›zla flehre gönderin
de, hangi yiyecek temizse baks›n, size ondan bir r›z›k getirsin; ancak oldukça
nazik davrans›n ve sak›n sizi kimseye sezdirmesin." (Kehf Suresi, 18-19)
Kuran'da gençlerin ma¤arada kaç y›l kald›klar› tam olarak bildirilmez. Bu-
nun için y›llar y›l› tabiri kullan›l›r ki sürenin çok k›sa olmad›¤› buradan an-
lafl›lmaktad›r. Ayr›ca kal›fl süresiyle ilgili insanlar›n tahmini de oldukça
uzun bir süre, 309 y›ld›r:
Onlar ma¤aralar›nda üç yüz y›l kald›lar ve dokuz (y›l) daha katt›lar. De ki:
"Ne kadar kald›klar›n› Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gayb› O'nundur.
O, ne güzel görmekte ve ne güzel iflitmektedir. O'nun d›fl›nda onlar›n bir veli-
si yoktur. Kendi hükmünde hiç kimseyi ortak k›lmaz." (Kehf Suresi, 25-26)
Elbette burada önemli olan sürenin k›sa veya uzun olmas› de¤ildir. Üze-
rinde durdu¤umuz konu Allah'›n baz› insanlar› dünyadaki bildi¤imiz hayat-
tan, uyutmak veya canlar›n› almak suretiyle uzaklaflt›rd›ktan sonra onlar›
tekrar canland›rmas›d›r. T›pk› uykudan uyanan insanlar gibi bunlar› tekrar
hayata döndürmesidir. Hz. ‹sa da bu insanlardan biridir ve zaman› geldi¤in-
de tekrar dünya üzerinde yaflayacak, görevini yapt›ktan sonra "Dedi ki: "Ora-
da (dünyada) yaflayacak, orada ölecek ve oradan ç›kar›lacaks›n›z." (Araf Su-
resi, 25) hükmünün gere¤i her insan gibi dünyada ölecektir.
"Gökten yere her ifli O evirip düzene koyar. Sonra (ifller), sizin say-
makta oldu¤unuz bin y›l süreli bir günde O' na yükselir." (Secde Sure -
si, 5)
Melekler ve Ruh, O'na süresi elli bin y›l olan bir günde ç›kabilmekte-
dir. (Mearic Suresi, 4)
Afla¤›da Hz. ‹sa ile ilgili baz› ayetlerin koyu renkli yaz›l› bölümleri-
nin ebced hesaplar›n› verece¤iz. Bu ebcedlerin hesapland›¤› ayetlerin
anlam aç›s›ndan içeriklerine k›saca göz atacak olursak, ortaya ç›kan ta-
rihlerle kuraca¤›m›z ba¤lant› daha da netleflecektir.
1 + 50 + 40 + 50 + 1 + 5 + 30
1 + 30 + 20 + 400 + 1 + 2
1 + 30 + 1 + 30 + 10 + 6 + 40 + 50 + 50
2 + 5 + 100 + 2 + 30 + 40 + 6 + 400 + 5
M‹LAD‹: 2018
1 + 50 + 5 + 30 + 70 + 30 + 40
30 + 30 + 60 + 1 + 70 + 400
TOPLAM: 2018
...
M‹LAD‹: 2014
6 + 1 + 30 + 60 + 30 + 1 + 40 + 70 + 30 + 10
10 + 6 + 40 + 1 + 40 + 6 + 400 + 6 + 10 + 6 + 40
1 + 2 + 70 + 500 + 8 + 10 + 1
"Gökten yere her ifli O evirip düzene koyar. Sonra (ifller), sizin say-
makta oldu¤unuz bin y›l süreli bir günde O na yükselir. (Secde Suresi,
5)
Hani Allah, ‹sa'ya demiflti ki: "Ey ‹sa, do¤rusu senin hayat›na Ben son
verece¤im, seni Kendime yükseltece¤im... (Al-i ‹mran Suresi, 55)
Benli¤ime hakim olan zata yemin ederim ki, Meryem'in o¤lunun ada-
letli bir hakem olarak size inmesi pek yak›nd›r. O, Haç'› k›racak, domu-
zu öldürecek, cizyeyi kald›racak; mal ço¤alacak ki, kimse onu kabul et-
meyecektir. (Sünen-i Tirmizi, 4/93)
Mehdi ve Hz. ‹sa iktidarda olan inkarc› sistemle mücadele edip dün-
yaya hakim olacaklard›r. O zaman tek bir dinin, yani ‹slamiyetin, yer-
yüzüne yay›lmas› ile ›rkç›l›k, sevgi, kardefllik, güzel ahlak ana düflün-
ce haline gelecek; ayr›ca masonluk, siyonizm, materyalist felsefe, ko-
münizm, faflizm, kapitalizm v.s. tarih sahnesinden silinecek, bencillik,
kin, düflmanl›k ve her türlü ahlaki bozukluk etkinli¤ini kaybederek yok
olacakt›r. Savafllar›n, çat›flmalar›n sebepleri yok olaca¤› için, savafl sa-
nayine harcanan trilyonlarca lira, bu sefer meflru ihtiyaçlara, g›daya,
imara, teknolojiye, kültür harcamalar›na, sa¤l›k ihtiyaçlar›na v.s. gibi
insanlar›n mutlulu¤u için gerekli di¤er yat›r›mlara harcanacakt›r. (En
do¤rusunu Allah bilir)
Meryem o¤lu (‹sa) iner ve Deccal'i öldürür. Ondan sonra k›rk y›l bol
nimet içinde yaflars›n›z.
Ben bu gece kendimi rüyamda Kabe'de buldum. Ans›z›n esmer bir ki-
fli gördüm. Sanki o esmer insanlardan en güzeli, bafl›n›n saç› iki omu-
zu aras›nda sark›yordu. (yeni) taranm›fl ve ar›nm›flt› da bafl'›n›n saç)›
su damlat›yordu. ‹ki elini iki kiflinin iki omuzuna koyarak Beyt'i tavaf
ediyordu. (orada bulunanlara) bu kimdir? diye sordum. Onlar : bu Mer-
yem'in o¤lu Mesih (‹sa)'d›r dediler. (Sahih-i Buhari, 9/177)
‹flte böyle bir s›rada, bu ak›m›n çok kuvvetli göründü¤ü bir anda, ha-
kiki ‹sevilik dini ortaya ç›kacak, yani rahmeti ‹lahiyenin semas›ndan
nüzul edecek. fiu andaki H›ristiyanl›k dini o gerçek karfl›s›nda hurafe-
lerden ve bozulmalardan ar›nacak, gerçek ‹slam ile birleflecektir. Mane-
vi olarak H›ristiyanl›k bir çeflit Müslümanl›¤a dönüflecektir. Ve Kuran'a
uyarak, H›ristiyanl›k, flahs› manevisi itaat eden ve ‹slamiyet ise itaat
edilen makam›nda olacak. Gerçek din bu birleflme neticesinde büyük
bir kuvvet bulacakt›r. Dinsizlik mücadelesinde ayr› iken ma¤lup olan
‹sevilik ve Müslümanl›k, birleflme durumunda dinsizlik ak›m›n› yenip
da¤›tacak güçtedir. Gökler aleminde cismiyle beraber bulunan Hz. ‹sa
(A.S.)'›n, o hak dinin bafl›na geçece¤ini bir do¤ru haberci, her fleye gü-
cü yetenin sözüne dayanarak haber vermifltir. Madem haber vermifl,
hakt›r, madem Her fieye Gücü Yeten vaat etmifl, elbette yapacakt›r.
(Mektubat, s.53-54)
Hz. ‹sa (A.S) geldi¤i vakit, herkesin onun ‹sa oldu¤unu bilmesi gerek-
mez. O'nun yak›nlar› ve ileri gelen kifliler, iman›n nuru ile onu tan›rlar.
Yoksa aç›kça herkes onu tan›mayacakt›r. (Mektubat, s.54)
...O (flöyle) demiflti: "Do¤rusu Allah size onu seçti ve onun bilgi ve
bedenî gücünü artt›rd›. Allah, kime dilerse mülkünü verir; Allah (rah-
meti ve gücü) genifl oland›r, bilendir." (Bakara Suresi, 247)
Bilgice, ak›lca, vücutça, ahlakça üstün k›l›nm›fl bir insan olarak Hz.
‹sa'n›n yüzünde peygamberlere has bir ifade olacakt›r. Sahip oldu¤u
güçlü Allah korkusunun ve derin iman›n›n nuru yüzüne yans›yacakt›r.
Ve peygamberlere has olan nurlu ifade o derece aç›k olacakt›r ki, onu
görenler di¤er insanlara k›yasla çok üstün bir insanla karfl›laflt›klar›n›n
fark›na varacaklard›r. Ancak unutmamak gerekir ki, elbette herkes bu-
nu kabul edecek de¤ildir. Kimi insanlar içlerinde duyacaklar› haset ve
kin sebebiyle, bu ahlaki üstünlü¤ü görmemeye çal›flabilirler. ‹çten içe
fark›nda olsalar da, ifllerine gelmedi¤i için anlamazl›ktan gelebilirler.
Yaln›zca iman›nda samimi olanlar, bu üstünlü¤ü görüp gere¤i gibi tak-
dir edebileceklerdir.
Allah, Hz. ‹sa'n›n hem dünyada hem de ahirette "seçkin, onurlu, say-
g›n ve Allah'a yak›n k›l›nanlardan" oldu¤unu bildirmifltir. (Al-i ‹mran
Suresi, 45) Allah'›n ayetinin bir tecellisi olarak tüm peygamberler gibi
Hz. ‹sa da çevresindeki insanlar aras›nda sayg›nl›¤›yla, seçkin ve onur-
lu olufluyla tan›nacakt›r.
‹sa, aç›k belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve
hakk›nda ihtilafa düfltüklerinizin bir k›sm›n› size aç›klamak için de.
Öyleyse Allah'tan sak›n›n ve bana itaat edin." (Zuhruf Suresi, 63)
Hükümdar dedi ki: "Onu bana getirin, onu kendime ba¤l› k›lay›m."
Onunla konufltu¤unda da (flöyle) dedi: "Sen bugün bizim yan›m›zda (ar-
t›k) önemli bir yer sahibisin, güvenilir (bir dan›flman-yönetici)sin." (Yu-
suf Suresi,54)