Beruflich Dokumente
Kultur Dokumente
AKHSARI
(bk. HASAN l<AFt AKHiSARI).
BBLYOGRAFYA :
AKIBET
( ~ Wl)
_j
AKl B
( .,_;w
Hz. Peygamber'in
isimlerinden biri.
L
_j
~ SMAL L. AKAN
238
Iii
_j
sonulardan ibret
gayesiyle kullanlmtr.
Allah'n ayetlerini yalanlayanlarn (bk .
Al-i imran 3/ 37: ei-En'am 6/ . gnahkarlarn (b k el-A'raf 71 84 : en-Nem i
271 69), fesat karanlarn (bk ei-A'raf
71 86, 03), zalimlerin (b k Yunus O/ 39:
ei-Kasas 28/ 40) ve uyarld klar halde sz
dinlemeyenlerin (b k. Yunus 0/ 73: esSaffat 37 1 73) daha dnyada iken kar
latklar kt akbeter anlatlr. bret
almak iin bunlardan sadece haberdar
olmann yeterli olmad, bu tr felaketierin maddi sonularn grmek iin
yeryznde seyahatler yapmann. gzlemlerde bulunmann ve bunlar zerinde dnmenin gerekli olduu. zira ayn
Ierin
almay
tevik
AHMET
SAM KLAVUZ
AKlL
( j;i.ll )
nsan dier canllardan ayran
AKlL
hennem azabndan kurtulacaklar (bk.
el-M lk 67 1 0) belirtilmitir. Kur'an'n
birok ayetinde, akl sayesinde kazan
lan bilginin gene bu gcn kontrolnde
kullanlmas gerektii. bunu yapmayan larn sorumlu tutulaca sk sk ifade
edilmektedir. Kur'an - Kerfm'de. eya
daki nizarn anlama gcne sahip olan
akla. ayn zamanda ilahi hakikatleri sezme. anlama ve onlarn zerinde d
np yorum yapma grev ve yetkisi de
verilmitir. Nitekim. "Allah ayetlerini akledesiniz diye aklamaktadr" (el-Bakara 2/ 242) ayetiyle akln bu fonksiyonuna iaret edilmitir.
Kur'an'da aklla ayn anlama gelmese
bile ona yakn bir mana ifade eden kalb
(ou l u ku lb). fuad (ou l u ef'ide) ve elbab (tekil i lb, Kur'an'da gemez) kelimelerinin kullanld dikkati ekmektedir.
"Sezme. anlama ve bir eyin mahiyetini
kavrama gc" anlamna gelen bu kelimeler. daha ok insann derunf, vicdani
alemine ve . gnl dnyasna hitap etmek maksadyla kullanlmtr.
Hadislerde geen akl kelimesi "deveyi veya baka bir eyi balamak. zaptetmek: diyet vermek" gibi kelime manalar yannda " hatrda tutmak. anlamak ve bilmek" gibi terim anlamlarn
da ifade eder. Bir hadisinde Hz. Peygamber "akll" manasma keyyis kelimesini kullanm ve. "Keyyis. nefsini kontrol altna alp lmden sonras iin hazrlanan kimsedir" demitir (Tirmizi, "K
yamet", 25; bn Mace. "Zhd", 3 ) . unu
da belirtmek gerekir ki akln Allah tarafndan yaratlan ilk varlk olduu hususunda hadis diye nakledilen rivayetler. hadis otoriteleri tarafndan hibir
ekilde dorulanmam t r. Ancak akln stnln ifade eden hadislerden bir ksmnn sahih olduu baz muhaddislerce kabul edilmitir (bk. AclOni. 1, 2 2)
D FELSEFE . Akl Yunanca nous, Latince ratio ve intellectus karl d r. lk
a'dan itibaren filozoflar akln ontolojik ve psikolojik fonksiyonu zerinde eitli teoriler gelitirmi, kozmik varln
izah ve bilgi teorisi (epistemoloji) alanlarnda farkl ekallerin teekklne sebep olmulardr. Anaxagoras'ta alemi
idare eden akl (nous) . Sokrat. Ef!atun
ve Aristo'da, hatta bir dereceye kadar
Stoallar'da noksan ve aldatc bilgiye
kar, tutarl ve doru dncen i n fonksiyonudur. Evrensel bilgi ve dnceyi
hedef ald, dorulanabildii iin akln
verileri duyu verileri ve zellikle kanaat-
lk defa Aristo De Anima adl eserinde bilgi problemiyle ilgili olarak sjeobje ilikisini irdelerken akl pasif ve
aktif olmak zere ikiye ayrarak her birinin mahiyet ve fonksiyon l arn u e
kilde aklar: Pasif akl {el-akl'l-mnfail) .
henz zerine hibir ey yazlmam !evha gibidir. Bu akl bir g ve istidattr.
Varln btn mahiyet ve sOretlerini
maddeden ayrma gcne sahiptir ; fakat onda ekiller henz maddeden soyutlanm deildir. Soyutlanma bala
d an. kuweden fiil haline geer. Ona
bu aktiviteyi veren aktif akldr. u halde pasif akl gayri maddi olmasna ra
men ekil alr. bedene bal ve fanidir.
Aktif akl {el-akl 'l-fa"al) ise kavranabilirlerin {el-ma'kulat) fiil halinde kendisin de bulunduu akldr. nsan aklnn psikolojik fonksiyonlarn belirleyen bu akl
bedenden nce vardr ve bedenden sonra da varln srdrecektir. Tpk n
renk ve ekilleri ortaya karmas gibi
bu akl da insann doutan sahip olduu idrak gcne yani pasif akla etki
ederek bilginin meydana gelmesini sa
lar. Ontik bir nitelie sahip olan aktif
akl olmadan biz hibir eyi bilemeyiz.
239
AKlL
Aristo'nun yapt akl tasnifi ve bilgi
problemine bu tarz bir yaklam, kendisinden sonra gelen Ortaa hristiyan
ve mslman yarumcular hayli ura
trm; zellikle faal akldan sz ederken,
.. ... Hi kimse bu akln bazan dn r
bazan dnmez olduunu iddia edemez; ite tek bana lmsz ve ebedi
olan bu akldr" (De Anima, 430". 20-25)
eklindeki ifadesi, eitli speklasyonlara
yol amtr. Ayrca onun Metaphysica
(1072b. 14-21) ve Ethica Nicomachea'daki (N ikomakhos Ahlak1) (1177b. 26-34)
baz ifadeleri dikkate alnacak olursa
mahiyet bakmndan faal akl ile Tanr'nn ayn olmas gerekir. Bunu bu e
kilde yorumlayanlara kar Farabi. snr
l ve sonlu olan faal akln Tanr olamayacan isabetle belirtir. (bk. Ma 'ani'l'ak:l, s.. 46). Ne var ki iskender Afrodisi
ve Themistius gibi hristiyan yorumcular. Kindi. Farabi. ibn Sina. ibn Bacce
ve ibn Rd gibi islam Mealleri, akl
hakknda kaleme a ldklar risalelerde ve
baka eserlerinde genellikle akln mertebelerini, mahiyet ve fonksiyonlarn ve
bilginin kayna konusunda insan aklnn
faal aklla olan ilikisini olduka farkl
bir biimde yorumlamlardr. Burada,
akl kavramnn yorumuna dayanan bilgi probleminin iskender Afrodisi'den itibaren ibn Rd'e kadar nasl bir geli
me gsterdii kronolojik olarak ortaya
konu laca ktr.
240
rulacaktr.
AKlL
mez. Faal akl bizim dnyamza en yakn olan ay feleinin akldr. Dolaysy
la ay alt aleminde meydana gelen her
trl fiziki. kimyevf ve biyolojik olay bu
akl tayin etmektedir.
Akln mahiyeti. fonksiyonlar ve mertebeleri bakmndan bn Sina'nn gr Farabl'ninkine yakn olmakla beraber yine de baz nemli farklar mevcuttur. Farabf gibi o da akllar arasnda bir
hiyerarinin bulunduunu kabul eder.
Buna gre bir nceki akl bir sonrakinin
maddesi. o da onun formu durumundadr. Fakat ibn Sfna beerf plandaki
akllar yerine drt kategoriye ayra
rak inceler. Ona gre "heylanf akl" (elakl'l-heylani). bilg i edinmek iin nefsin
sahip olduu bir g ve yetenekten ibarettir. "Meleke halindeki akl" (el-akl bi'lmeleke evi'l-mmkin), bu gcn daha gelimi ve olgunlam halidir. Bu mertebedeki akl aksiyarnlarn bilgisine sahiptir. "Fiil halindeki akl". sje-obje ili
kisi sonucu bilgilerin zihinde tam belirmeye ve ekillenmeye balamasdr.
"Mstefad akl" varla ait formlarn
maddeden soyutlanarak bilgi eklinde
tam teekkl etmi halidir. Yukardan
beri grld gibi insan nefsinin sahip olduu akl gc, faal akln yardm
olmakszn hibir ekilde kendiliinden
bilgi retemez. Bilginin meydana geliini ve akln soyutlama yapn bn Sfna. kendinden nceki fi lozoflardan farkl olarak u ekilde yorumlamaktadr:
nsan akl hayalde bulunan tikeller e
(cz'iyyat) ynelerek onlar faal akln etkisini kabul edecek bir kvama getirir.
Faal akl etki eder etmez derhal bunlar
soyut birer kavram ve bilgi haline dnrler. u halde bn Sina 'ya gre dnmek, beerf akl faal akln etkisine
hazrlamaktan baka bir ey deildir.
renirnin amac ve fonksiyonu ise insan aklnn faal aklla ittisal yeteneini
daha da gelitirmekten ibarettir. Ne var
ki baz kimselerde bu yetenek ok daha
gl olduu iin onlar renim grmeden de faal aklla iliki kurma ve varln
hakikatini, her eyin bilgisini dorudan
elde etme imkanna sahiptirler. Byle
bir istidada sahip olan heylanf akla
"kudsf akl" (el-akl' l -kudsf) ad verilir.
te bn Sfna peygamberlerin mazhar
olduu vahiy bilgisini bu balamda sz
konusu etmektedir. Burada u hususa
iaret etmek gerekir ki bn Sfna. en yksek bilgiyi ve en byk mutluluu beerf akln faal aklla "ittisal"inde grmekle beraber ittihat (birleme) ve fenaya (yok olma) kardr. Yani insan nef-
ta bu hal srekli deildir. Adeta burada alternatif akm gibi bir pozitif ve bir
negatif kutup sz konusudur. bn Sfna. bu mertebede arifin mazhar olduu
bu hale "evkat" adn vermekte ve bunu
imek akmasyla izah etmektedir. akp snen imek klar gibi insan ilahi nurlar ve hakikat bilgisini zaman zaman yakalayabilir. Fakat riyazete ok
nem veren bir arifte gitgide bu hal sreklilil~ kazanr. Bylece arif yle bir
mertebeye ula r ki neye baksa Hakk'
grr ve ykse ld ii ilahi alemin zevkiyle
her eyi. hatta kendini bile unutur.
te bn Sfna felsefesinde faal aklla ittisal bundan ibarettir. Ona gre namaz.
oru, dua ve zikir gibi ibadetlerin amac. insan bu maddf ve sflf alemin tutsa olmaktan kurtarp emir alemi ile
ittisalini salamaktr. Cennet arzusuyla
veya cehennem korkusuyla yaplan ibadetler, kar kaygsna dayand ve bir
nevi ticaret maksad tad iin dee
rinden ok ey kaybeder. Arif-i mtenezzih btn bu baya duygulardan geip ilahi nura ve feyze mazhar olan kii
dir. Grld gibi bn Sina. slam tefekkr tarihinde irak* dncesini ilk
temellendiren. rasyonel psikoloj iden irrasyonel psikolojiye (sezgi) ykselen bir
filozoftur.
Endlsl filozof bn Bacce de sjeobje ilikisinde soyutlamann olabilmesi
iin akln drt ayr mertebesinden sz
etmektedir. O, heylanf akldan balaya
rak fiil halindeki akla ykselen ve mstefad aklda yetkinlie ulaan beeri akl
lar arasnda bir fonksiyon farknn bulunduunu syler. Fakat bilginin sadece gzlem. ve deneylerden veya sadece
mantkf istidlalden ibaret olmayp bu
konuda rasyonel sezginin de nemli rol bulunduunu savunur.
bn Rd'e gelince, o probleme getirdii farkl yorum bakmndan hem peripatetik gelenekten hem de Yeni Efiatuncu doktrinden ayrlmaktadr. Konu
ile ilgili olmak zere filozofun drt ayr
eser kaleme ald bilinmektedir. Mahiyet ve fonksiyonlar bakmndan farkl
lk arzeden akllar. bn Rd'e gre nefsin farkl grnmlerinden baka birey deildir. Ayrca Aristo ve dier Me
afler'in iddia ettikleri gibi faal akl. insana dardan direktif veren veya feyiz gnderen apayr bir varlk deildir;
o insan nefsinin kemale ermi ve soyut
bir varlk kazanm halidir. bn Rd de
bu konuda heylanf akl, fiil halindeki
akl, mktesep akl ve faal akl gibi drt
ayr akln varlndan si eder. Ne var
241
AKlL
bunlarn hepsi de insan nefsinin farktezahrleridir. Bunlardan ilk ikisi nefsin bedenle birlemesi sonucunda oluur; ncs ise bedenle ilikili olmakla beraber bamsz bir cevherdir. Probleme daha ok aklk getirmek iin filozofun heyOlani akl nasl yorumlad
n bilmek gerekir. Daha nce grd
mz filozoflar bu akl bedene baml
sayyor. onu nefsin bir gc veya czi.i
eklinde anlyor ve bunun sonucu olarak onun da lml olduunu sylyorlard. Oysa bn Rd'e gre idrak safhasnda bu akl objenin zihindeki bir formu eklinde dnlmez. o tamamen
manevi bir cevherdir: bir baka deyile
heyOlani akl fizyolojinin bir ilevi deil
dir. Eer yle olsayd akl kendi varl
n idrak edemedii gibi ayn anda birden fazla eyi de idrak edemezdi. Btn bunlar gsteriyor ki ou a k l sadece
bir yetenek veya bir g deildir. Aksi
halde onu da bedenle beraber lml
saymak gerekirdi. Halbuki byle bir anlay dini akideye aykr olduu kadar
nefsin birlii ve blnmezlii ilkesine de
ters dmektedir. Ayrca bu, nefsi bir
ynyle lml, bir ynyle lmsz
saymak gibi bir elikiye gtrecein
den tutarsz bir iddiadr. u halde, bn
Rd'e gre gerek heyOlani akl gerekse faal akl gerekte ayn eydir. o da
insan nefsinden ibarettir. bn Rd bunu yle yorumlamaktadr: Bedenle ili
ki kuran insan nefsinin balca iki fonksiyonu vardr. Birincisi varla ait formlar maddeden soyutlamak, ikincisi ise
soyutlanan ve kavram haline gelen bilgileri kabul etmek. te nefsin soyutlama ilevine faal akl, bunlar kabul etme ilevine de heyOlani akl denilmektedir.
ki
242
liJ