Sie sind auf Seite 1von 16

TRK DNCESNDE EUROPE FETZM

Avrupa, Avrupallk ve Avrupallama mefhumlar; Batllama devri Trk dncesinin fikr-i sabitleri,
tematik takntlar arasnda en nemlileridir belki de. Trk dncesinin bu dneme ait hemen hemen btn
verimlerinde bu mefhumlar neredeyse merkezi bir role sahiptirler. Modern Trk dncesini var kldn
syleyebileceimiz yapsal boluk, bu mefhumlar etrafnda oluur; ya da, daha iyi bir deyile, modern Trk
dncesinin zaten pek salam olmayan kavramsal rgsn bu mefhumlar ypratp gevetir; modern Trk
dncesi ve siyasetinde bu mefhumlarn tuttuu yere yneltilebilecek en kk bir dikkat bile bu gevek rgnn
zlp dalmasna yol aar. Eitimden sanayilemeye, bilimden dine, felsefeden sosyal teori ve edebiyata,
mimariden ehirleme ve siyasete, salktan gndelik hayata ve hatta elenme ve hoa vakit geirme biimlerine
dek btn alan ve dzeylerde, bir ekilde bu mefhumlara mracaat edilir; onlarn tartmalar sona erdirici, taraflar
arasnda ara bulucu ve bu anlamda mteal ieriklerine; ya da, tam da bu pozitif niteliklerin zddna sayabileceimiz
lde, tartmalar oluturan, toplumsal, siyasal ve kltrel bir takm gerilimlere yol aan negatif armlar haiz
mahiyetlerine sk sk atfta bulunulur. Bu mefhumlar, nasl ieriklen(diril)diklerine baklmakszn, modern Trk
dncesinde neredeyse deux ex machine, her derde deva kavramlar olma statsne ykseltilmilerdir. Modern
Trk dncesindeki hemen her dnme temrini, ya bu mefhumlarla balar ya da onlarla sonlanr; bu temrinlerde
mutlaka bu mefhumlara bir ekilde atf yaplr. Bylelikle onlar, ya mutlak ktln tecessm etmi ekillerine
irca edilirler ya da, bunun aksine, mutlak iyiliin sarslmaz sembolleri olarak Trk dncesinin retorik yapsna
eklemlenirler. Bu mefhumlarn modern Trk dncesinde kazand muhtelif ve/veya mteferrik ierikleri
eletirenler bile esasen sadece onlarn ieriklendirilme ve anlalma tarz ve stillerine kar koymakla, bu
anlamlandrma pratiklerine mdahil olmakla yetinirler; bu mdahale ve eletiriler, bu sebeple, ou kez
Avrupalln ve Avrupacln nasl anlalmas gerektii hususunda baka bir temyiz istemine
dnmektedirler. Bu sebeple bu abalar da modern Trk dncesinin genel rntleri iinde dnmekte pek
bir beis yoktur. Hemen btn dnme faaliyetleri, bu mefhumlarn ierdii tartmalar sonlandrc, mteal
aklayc gc ve rahatl kullanarak Trk toplumunun karlat konjonktrel sorunlara ve tabii ki
konjonktrel olmaktan te yapsal krizlere palyatif bir zm aramak olan kesimlerin onlara yaptklar atf, bir
yerde dnmenin kendi ettiinden namtenahi bir feragatin olaand bir gstergesine dnmektedir. Modern
Trk dncesinin andmz bu iki kutbu arasnda farkl tarzlarda ileyen eitli fikri, kltrel ve toplumsal
tercihlerin ve sentez araylarnn polarizasyonuna sk sk tank oluruz; ancak, modern Trk dncesinin mevcut
fonetii iinde, zannedildiinin aksine, bu araylarn sesinin epey ksk kald sylenebilir. Bu farkl araylar,
sz konusu iki kutbun muhtelif renk ve soundlar olmaktan te bir izgi ve ho sada sahibi olamamlardr.

Tanzimattan bu yana btn varyant ve versiyonlaryla Trk dncesinin bu mefhumlarn oluturduu


boluk etrafnda yaplanm oluu, bu yapnn tarihselliinin de ou kez gzden karlmasna sebebiyet verir.
Modern Trk dncesi, kendi tarihsel ve toplumsal ilevleri, baka bir deyile kullanm ve deiim deeri
hakknda sarih ve eletirel bir deerlendirmeye, deyim yerindeyse bir zdnmsellie1 zaman zaman girimise
de bu bu abalarn nihayetini getirememi, hatta bu trden abalar ou kez grmezden gelinmi, aalanmtr.
Avrupa Birlii ile ilgili gncel tartmalar esnasnda karlatmz ey tam da bu tartmalara bir zemin
salamasn umut ettiimiz dnsel yapdaki bu tarihsel krlktr. Her ne kadar bu tarihsel krlk, ksmen,
gncel siyasal balamlarda daha rahat ve daha hzl hareket edebilmeye imkan tanyan bir eylemsel vukufiyeti
temin ve temsil ediyor grnse de (aslnda bu temsiliyet bile bir ok adan sorunludur) bu krlkten doan
vukufiyete yaplabilecek herhangi bir toplumsal vurgu, Trk aydn ve dncesinin Avrupa(llk) mefhumu
ve ideas karsndaki gz kamamasn, eletirel aresizliini ve dnsel ataletini ancak rtbas etmeye yarar.
Modern Trk dncesinin bu tematikler etrafnda bugne dek oluturmu bulunduu fikri birikimin ve lgatenin,
son tartmalar esnasnda bu kadar kolay bir infaza tabi tutuluu; ya esasen onlarn tarihsel gereklii aklayc
gcnn pek olmad, en azndan bugnk Trk aydnnn bu birikim ve lgatede byle bir gc bulamad,
byle bir g varsa bile bu gc hi kaale almad, bundan tr kendi toplumsal statsne ihanet ettii; ya da,
btn bu saydmz ihtimal ve ekincelerle birlikte, Trk aydn diyebileceimiz bir entelektel/tarihsel figrn
Trk toplumunun modernlemesi srecinde yle bir grnp ba sknca ortadan kaybolan zayf bir figr
olduu anlamna gelir (Ylmaz, 2002). Eer Trk aydnnn bugnk durumu iddia ettiimiz gibiyse, modern Trk
dncesi dediimiz ey, kendini teknik-mekanik birtakm dnce-benzeri ilemlerin gnl rahatlna sahip
ibilir ve hesap teknokrat tutumla snrlam; olgular ve olaylar arasna dnsel ayrmlar koyma, kavramlar
oluturma ya da zaten olumu birtakm kavramlar bu olgu ve olaylarn denetimi ve snamas altnda derinliine
ileyip dntrme gibi incelik ve edinilmesi daha zor becerilerden kendini azade klmay baarm; sadece, kr
gzm parmana gelien gncel sorun ve balamlara verilmesi baz ideolojik ve siyasi ballklar ve borlardan
tr zaten zorunlu birtakm duygusal tepkilerden ibaret kalm; btn bunlardan dolay da toplumsalln ve
eletirelliini yitirmi deil midir? Tamda bu sebeple, mezkur dnsel yapnn gemii ne kadar parlak olursa
olsun, srf u anda iinde bulunduu sefil durumdan dolay gemie ait bu ihtiam da bir biimde tarihsel deerini
yitirecek deil midir? Yine bundan dolay, bir bakma, modern Trk dncesinin bugn sergiledii
vukufiyetsizlik ve yzeysellik; ona has dnce rntlerinin tarihine ve bu rntleri yeni gelien toplumsal
hadise, sre ve balamlar vesilesiyle eletirel bir rikkatle yarglayp yeniden retmesi gereken/beklenen
intelijansiyann gemiine de temil edilemez mi? Modern Trk dncesinin gncel durumunun olumsuz retro-
aktif etkilerini onun gemiinde aramaya ve bu gemii radikal bir sorgulamaya tabi tutmaya bizi sevk eden amil,
sadece gnmz Trk aydnnda gzlemlediimiz bu dnsel dumur ve entelektel/tarihsel kriz deildir; bu
amille birlikte, bu entelektel/tarihsel krizden kurtuluun tohumlarnn da her naslsa bu dnsel yapya ikin
olduuna ve hala onlarn bir biimde imlenme yeteneklerini koruduuna inanan, bu bakmdan
ksmen iyimser ve safdilane saylabilecek bir bak asna sahip oluumuzdur. Bir anlamda, bu yazdaki asl
amacmz Trk aydnlarnn gncel durumuna kar Trk dncesinin entelektel/tarihsel birikiminin gnll
avukatln yapmaktr. Yazmz boyunca, modern Trk dncesine ynelteceimiz eletirilerin iddet dozaj,
byk lde, bu iyimser bak amzdan ve savunmasn igzarca stlendiimiz entelektel/tarihsel birikimin
zaaflarn samimi bir tarzda giderme arzumuzdan kaynaklanmaktadr. Gelgelelim bu arzu salt entelektel bir arzu
olarak kaldka, yani igzarln abartp sorunsalmzn hayati boyutlarn skaladka kayda deer bir nitelik arz
etmez ve o da bir biimde dahil olduu yapsal boluun vakumuna kaplr, onun anaforlarnda kaybolup gider.

Bu iyimser bak asnn altnda, doruluu ve geerlilii yazmzn ileriki ksmlarnda in


conditio snanmak zere, imdiden u tespiti yapabiliriz: Temelde Batnn, Batl deerlerin, Batl yaam
tarzlarnn, hatta her ynyle Batl zevk alma ve ac ekme biimlerinin taklidi nosyonu etrafnda ekillenmi olan
modernleme ve Batllama sreleri, lkede oluan yeni intelijansiyann katklaryla bugne dek hep ithal
ikameci bir seyir izmitir.2 Batllama devri Trk dncesi kendi zglln kazanma abasnda tarihsel ve
toplumsal alardan Batl olarak iaretlenen ve yeniden iden iaretlenen evrensel ile arasndaki
entelektel/kltrel fark ve bu farka dayal dnsel siyasetin muhtemel avantaj ve imtiyazlarn ounlukla
kullanamam; bu entelektel fark ve tarihsel gecikmilik bilincinden tremesi beklenebilecek bir temyiz,
kendini eletirme veya tasdik ve ibra etme gcn ya asla kazanamam yahut bir zamanlar bu eletirel/tarihsel
yarg gcn elde etmise de imdilerde yitirmi grnmektedir (btn bu ihtimallerin teker teker incelenmesi
yazmzn snrlarn aacaktr). Son kertede, evrenseli Batl olarak tanmann, ieriklendirmenin, onu
modernlemenin ve/veya medenilemenin ikin bir amac olarak iaretlemenin ve yeniden iaretlemenin
bahtiyarszl; kendi zgllk ve biricikliini tanma gayretinden, yani politik bilinlilik ve pratie sahip bir
zne olma imkan ve amacndan geri ekilmenin/vazgemenin birrnek iddetine maruzdur3. Artk gncel
tartmalarda, Avrupann ve Avrupalln kendinde ve kendi iin tad anlamlardan, dahas bu anlamlarn
siyasal bakmlardan Trk toplumu ve Trk aydn iin ifade ettiklerinden ok, modern Trk dncesinin sadece
ve sadece Avrupaya ve Avrupalla kilitlenen, bu mefhumlar merkez alan, onlara neredeyse ram olan kavramsal
bir ekonomi iinde, yine onlarn muadili/ikizi/sureti olarak retilenfantastik bir Avrupallk zlemi, zentisi, haseti
ya da reddi revatadr. Baka deyile, modern Trk dncesinde, Avrupallama srecinin ve Avrupallk
mefhumunun kullanm deeri ile deiim deeriarasndaki grece basit diyalektik kopmutur. Trk
toplumundaki yknmeci tavr bu diyalektii koparan, Avrupalln deiim deerini onun kullanm deerine
yeleyen post-diyalektik fetiizmle birlikte handiyse kendini de fantastikletirmitir. Bu fetiizme dayanarak
Avrupa ve Avrupallk, Trk dncesinde btn olumlu ya da olumsuz ieriiyle birlikte satn alnmas gereken
bir mala/metaya dnm, bylelikle ar bir deerlenmeye tabi olmutur.4 yle ki Avrupann ve Avrupalln
bu fahi fiyat ve rettii enflasyonist dnsel/politik bask, bugn bu metann salayaca gsterii tatmine
en ok muhta ve bu yzden en ar Batclar bile tehdit ve tedirgin etmektedir. Bu, akas, evrenselleme
arayndaki bir dnsel abann, politik etkinliin gncel balamlar karsnda nasl kendini taralla mahkum
edebileceini gsteren gzel bir rnektir. yleyse sorunu yalnza Avrupa-d bir kltrn, Trk kltrnn isel
bir sorunu olarak dnmek yeterli deildir. Avrupallama, ayn zamanda, bizatihi Avrupann da bir sorunudur-
Avrupann ne olduu kadar nasl bu olduu da soruturmann kapsamna dahil edilmelidir. 5 Avrupann ve
Avrupalln kullanm deeri ile deiim deeri arasndaki post-diyalektik fark bizatihi halen Avrupallamaya
devam eden Avrupa tarafndan da tarihsel olarak spekle edilir. Avrupa-d kltrler, szgelimi Trk toplumu ve
kltr, tam olarak karlnda ne tr bir bedel deyeceini kestirmeye frsat bulamamakszn, bugn Avrupadan
bu fark ve speklasyonu satn almaya mecbur braklmaktadr.6 Modern Trk dncesine egemen olduunu iddia
ettiimiz tarihsel krlk, yzeysellik ve kavrayszlk (kavram retememe ya da zaten retilmi kavramlar
kullanamama, eletirel bir biimde de olsa temellk edememe ve bylelikle bu kavramlarn haiz olduu dnsel
potansiyeli yeterince ileyememe anlamnda bir kavrayszlk) ou kez bu mecburiyetin tarihsel ve toplumsal bir
rndr.

Yazmzda, Avrupalln kullanm deeri ile deiim deeri arasndaki diyalektiin kopma srecini,
semptomatik bir okuma ile, Trk dncesinde Avrupa fetiizminin oluumu sreci olarak adlandracaz. Ama
bu sreci ele almaya gemezden nce sylenmesi gereken bir ey daha var. O da u: Avrupallk ve Avrupallama
Trk dncesinin bugne dek karlat en nemli snav alan olmutur ve korkarz ki bu snavda, bugnk
grnmyle modern Trk dncesi baarsz kalm, snfta akmtr. nk Avrupa fetiizmiyle birlikte,
Avrupallama sreci ve Avrupallk mefhumu Trk dncesindeki teorik-atln temel havzalarndan birine
dnmtr. Trk toplumunun karlat hemen her sorunun zm bu teorik-atln snrlar iine atlmakta,
gnmz Trk dncesi bu sorunlara ya yeterince ilgi gstermemekte ya da tzsel ve daha tabandan
sayabileceimiz bir teorik atlm bu atl yap iinde gelitirmeye frsat bulamamaktadr. Bu sebeple, Trk
dncesinin son iki yz yl farkl reetelerden oluan bir yamal boha grnm arz etmektedir. Bu yamal
boha grnmne yol aan teorik-atln en nemli bileenlerinden birini elbette yukarda vurguladmz gibi
Avrupalln ve Avrupallamann Trk toplumunda kazand ikonografik-politik anlam tekil eder. Avrupa
mefhumunu, deyim yerindeyse, Trk toplumu ve Trk dncesi iin bir eikon, bir tapn nesnesi konumundadr-
bu toplum ve dncenin kendine zgln ortadan kaldran bir basn merkezi. Avrupann asl ile suretinin
Trk modernlemesi iinde geirdii tersine dnme ve modern Trk dncesinin bilindnda/yapsal
boluunda aktifleen yer deitirme ve younlatrma srelerinin gnmzdeki ileyii, Avrupalla ilikin
post-diyalektik fetiizmin modern Trk dncesine zg klnabilecek bir zdnmsellik sayesinde tasfiyesine
de engel olmaktadr. Gnmz Trk dncesi, bir bakma, herhangi bir dnce bedeni ile ona tahsis edilebilecek
siyasal edim arasnda her zaman yaanmas muhtemel ve etkin bir dnsel-siyasal praxisle telafi edilmesi gereken
kopukluktan daha tede bir sorunla maluldr. Bu anlamyla ne realist ne de topik bir ufka ve veheye sahiptir-
belli ki, bugnlerde Trk dncesinden ok gndelik hayatmzda da alageldiimiz biimiyle bir tr Trk
dncesizliiyle uramaktayz. Derinlik ve sreklilikten yoksun, yzeysel, gn kurtarmaya dnk, toplumu
ve tarihi gz ard eden, tarihsel geliimi iinde edindii ihtiraslar gerekletirmeye takati kalmam ve belki de bu
sebeple herhangi bir dnsel bedenin asgari dzeyde sahip olmas gereken yaama hrsn da kaybetmi bir yap...

Aadaki ksmlara Avrupallamann/Batllamann temelde bir taklit sreci oluundan yola karak bu
srelerin gerek Trk kltr gerekse Trk dncesindeki birtakm etkilerini taklit nosyonu etrafnda analiz edip
ele almaya alacaz. Avrupa ve Avrupalln Trk dncesinde edindii/kazand fetiist ve ikonografik-
politik imalar bylelikle daha sarih belki de tam da bu fetiizmin ve ikonografik-politik tutumun ge(rek)tirdii
llerde daha bulank- bir zeminde soruturulmu olacaktr. Yazmzn ilk ksmnda Trk kltrne ilikin
psikanalitik bir ema nerisinden yola karak, bu neriyi belli llerde yapbozuma tabi tutup radikalletirerek
ilerlemeye alacaz. kinci ksmda ise slamcl Trk dncesinin sonderweg araylar balamnda yeniden
konumlayarak ilk ksmdaki analizlerimizi bu zgl rnek araclyla denetleyip sn(rl)amaya gayret edeceiz.
Bu ksmdaki analizlerimiz Avrupallamann sadece Avrupa-d kltrlere has bir sorun olmadn, ayn
zamanda bizatihi Avrupaya da ait bir sorun olduunu ortaya koyma abamzda bize yardmc olacaktr. Ayrca,
bu sorun tam da Avrupa kltr ile dier kltrler arasnda varsaylan ve srekli Avrupamerkezciliin lehine
ileyen hiyerarik-hegemonik bir snr mantn, analizlerimizin odana oturtmamza imkan tanyacaktr.
Avrupann snrlarnn nerede balayp nerede bittiine, Avrupann bir yer mi yoksa bir yasa m olduuna
karar verecek unsurlarn7 sadece tarihsel bakmdan zaten nceden Avrupallam unsurlardan ibaret
kalamayacan vurgulamamz bylelikle mmkn bir hale gelecektir. En azndan, bir balang nermesi olarak
bu ynde verilebilecek btn kararlarn hukuki ve dolaysyla formel-teorik kararlar deil, tam tersine siyasal
ve dolaysylaedimsel-pratik kararlar olma dzeyinde kald/kalaca imdiden sylenebilir. 8 Yaptmz bu
tespitten yola karak, Trk dncesinin tarihsel matrisleri iinde Avrupalln anlamna ilikin yapsal-ayrmsal
unsur (deiim deeri) ile Avrupalln ilevini sorgulayan gnderimsel-ilevsel mantk(kullanm deeri)
arasndaki kopuma ve tersine dnme srecini belirginletirmeye alacaz. Hemen belirtelim ki okumakta
olduunuz yaz, bu haliyle bu konuda yapmay dndmz daha geni apl bir aratrma, etd ve tartmaya
bir n-hazrlk, ona sadece bir prolog konumundadr.

Taklidin etkisini kamuflaja benzeten Lacana gre taklit bir eyi arkasnda o eyin kendilii olarak
adlandrlabilecek bir ey ondan ayrt edilene dek amlar... O sadece arkaplanla bir uyum salama sorunu deil;
fakat, ayn zamanda, alacalam arkaplana bir ztlktr- arkaplann alacalamasdr (Bhabha, 1994). Taklit, bu
sebeple, bir ifte-eklemlenmenin (double articulation) iaretidir. Taklit nesnesi, hem kendisine hem de taklidi
olduu eye iaret eder. Taklidin szel ekonomi politii, gc imgeletiren tekine duyulan arzunun ynetimi
altndadr. Bu noktada hi bir arzunun ilkesel, saf bir arzu olarak ele alnamayacan belirtmek gerekir. Arzu,
srekli bakasnn arzusu, bir anlamda gen arzunun bir unsurudur (Girard, 2001). Bhabhann szleriyle,
taklit, hemen hemen ayn ve fakat yine de ayr bir farkllk znesi olarak dzeltilmi, kavranabilir tekiye
duyulan arzudur... (Taklitci arzu) etkinliini srdrebilmek iin kendi kayganln, kendi fazlaln, kendi
farklln retmek zorundadr (Bhabha, 1994:86). Bu anlamyla takliti arzu, rekabeti ve rvanisttir. Takliti
arzunun kaygan, fazla ve farkl sayabileceimiz nitelikleri, onun otantik olanla girdii bu rekabeti/rvanist iliki
ve etkinlik arayndan neet eder.

Taklidin sonucu, znellikte denge ve kararllk aray olarak beliren kimlik taleplerinin tamamlanmaml,
znenin ksmi bir kapanmna ait bir mevcudiyet ve huzur (presence) kipidir. Oysa ksmi bir kapanm eklindeki
ifademizden de rahata karsanabilecei gibi zne asla kendi btnsellii ve taml iinde dierlerinden
soyutlanmaz. znenin kendi iine (belki de kendi stne) kapanm; her zaman bir dalma, salma veya
bulama/sirayet etme (dissemination) ihtimalini ya da daha vurgulu bir syleyile olumsalln iaret
eden dierlerinin tehdidiyle birlikte ve bu tehdide kar ksmi bir kapanmdr- o, bu nitelikleriyle, son derece
dinamik bir srecin metonimik ve eksiltili bir anlatmdr. Takliti arzunun rekabeti ve rvanist yanlar en ok
bu kapanmn ksmiliinde belirginleir. Takliti znenin kimliindeki bu ksmi kapanm, taklidin direngen,
kaygan, kolayca yn deitirebilen, anlamca fazlalaabilen ve farkllaabilen niteliklerinden sudur eder; takliti
znenin kendi kimliindeki btn bu deiimleri belli bir yapsal istikrar iinde kontrol etme ve gerekirse
retrospektif olarak yeniden temellk etme arzusunu izhar eder. Mukallit znenin kimliine ikin bu gerilim, bu
kimlikte dierinin tuttuu, ona mukallit znellikte ayrlan kstl yere baklarak da ortaya konabilir. Mukallidin
taklit edilenden fark, sadece onun kimliindeki deiimlerde deil, ayn zamanda taklit edilenin kimliindeki
deiimlerde de takip edilebilir. Szgelimi, taklidin glnletirici etkisi, sadece mukallidin davranlarnda
izlenmez; bizatihi onun taklit ettii ey de bu glnlkten nasiplenir- bu yanlaryla, takliti kii (mimic man)
arada ya da geit olan bir znedir. Taklidin ironik etkisi sayesinde otantisite de nceki yce anlamn yitirir.
Taklit, otantik olann anlamn kinaye yoluyla temsil ettii oranda onun gerekliini tehdit etmeye balar, onu
glnletirir. nk, postkolonyalist sylem analizlerinin kolonyal taklit vesilesiyle vurgulad gibi taklit
ayrca tahsis edilmeyenin iareti, bununla birlikte kolonyal gcn baat stratejik ilevini geren, nezareti
younlatran ve hem normallemi bilgilere hem de disipliner glere kar ikin bir tehdit vazeden bir fark ya
da kontrol edilemezliktir (Bhabha, agy.). Taklidin ok-deerlilii ve kontrol edilemez belirsizlii, otantii tehdit
ettii oranda taklide belli bir otantisite pay tanmamz talep eder. Otantik ile mukallit arasnda gen arzunun
kayp unsuru bu talepte grlr- zira, hem otantik hem de mukallit,otantisite iin bir rekabet ilikisindedirler.

Bu sebeple, taklidin tamamlanamazl, ok-deerlilii ve kontrol edilemez belirsizlii onun asla otantik
olamayndan kaynaklanrken otantik olann otantisitesi de maalesef kendi kantn taklidinin bu ksmi
mevcudiyetinin kontrol edilemez belirsizliinde ve onun kimliinin ok-deerlilie de frsat tanyan ksmi
kapanmnda bulmak zorunda kalr; bylece o da kendi tamln, mkemmelliini ve istikrarn yitirir, bir lde
o da taklit gibi ksmileir; hatta o otantik, yer yer, ancak byle bir ksmilik olarak tezahr edebilir; o da otantisite
arzusunun belirlenemez denetiminde gelien rekabet ilikisine ister istemez dahil olur- en azndan kendi tzsel
otantisitesini byk bir kskanlk ve pintilikle savunabilmek iin. Buna ramen, otantik, otantik oluunun kantn
taklidinin mevcudiyetinde bulmasndan tr kendi biriciklii ve zgnlnden feragat etmek zorunda kalr. Bu
biriciklik ve zgnln idame ettirilebilmesi ancak ve ancak otantik olann ar deerlenmesi sayesinde
mmkndr. yle ki artk otantisite ele gemez, asla ulalmaz bir nitelie brnr, onun bu kez gerekten
yceletiini bile zannedebilirsiniz. Fakat, bu kertede bile, otantik sadece bir feti nesnesidir; otantisite bu feti
nesnesinin kendi taklidine kar srekli gizledii/amlad, bu yzden kontrol edilemez bir belirsizlie atfta
bulunan bir ar-anlam/ok-deerlilii temsil etmeye balar (Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, evrensel olarak
kabul edilmi bir kltrn rnleri bu stn konumlar itibariyle ne egzotik ne etnik ne de fetiist saylrlar.
Egzotik, etnik ve fetiist olan; tanm gerei madun kltrn otantik rnleridir). Benzerlik/benzeme yoluyla taklit
ilikisinde, benzeyen (mukallit) ile benzetilenin (otantik) tesinde, hem benzeyeni hem de benzetileni kuatan
bylesi bir benzeme ufkunun ve vehesinin belirmesi kanlmazdr. Vurgulamak bile gereksiz: Bu ufuk ve vehe
gerek otantie ait klnabilecek tzsel otantisiteyi gerekse taklide atfedilebilecek inotantik keyfiyeti bir yandan
birbirine kartrp imtiza ettirecek; te yanda da tzsel otantisitenin ontolojik nceliini ve bu ncelie dayal
tzsel statsn sarsp onun tzselliini her halkarda zedeleyecektir. Son kertede, ortada tzsel bir otantisite
varsayp ona ontolojik bir ncellik atfetmemizi gerektirecek herhangi bir unsur bulunamayacaktr.

Baka bir deyile, smet zelin de bir vesileyle yazd gibi, sahicilik her zaman avaredir; kati bir ikamet,
belirlenim ve denetime tabi tutulamaz. Bir ie ve ileve koulduunda, belli bir sylemsel adreste ikamete tabi
tutulduunda ise mutlaka kendinden bir eyleri yitirecektir; hi deilse kendiliindenliini, yani avareliini, bu
avarelikle temsil edilen babo ilevsizliini! Ama, bu avarelik ve ilevsizlik bile otantisiteye zg
kavramsal/gramatik ekonominin yapsal bir devam, eki ve ilevidir. Bu kavramsal ekonomi iinde, sahihin
ontolojik stats onun gayrsahih olandan ayrld yapsal/ayrmsal unsurdan kaynaklanr; ancak, bizatihi bu
yapsal/ayrmsal unsur, ilevsel/gnderimsel unsurla bir korelasyon ilikisindedir; onun belirleniine katkda
bulunur ve bu sebeple asla ve asla salt yapsal/ayrmsal unsur olarak kavranamaz; sahicilii belirleyen
yapsal/ayrmsal unsur, ipso factoilevsel/gnderimsel unsurla balantllk/karlkllk ilikisindedir; son kertede
bu karlklln anlam, yapsal/ayrmsal unsurun ilevsel/gnderimsel unsurun haiz olduu hegemonyann
ilerselliini arttran, bu hegemonyay grnrletiren, pekitiren bir kavramsal ekonomiye yol atdr. nk,
bir bakma, taklidin ksmi varoluunda arzulanan sahiciliin gerekliidir. Oysa sahicilik, taklidin varolma
dzleminde ancak bir yokluk olarak vardr; bu sebeple, yokluun bir yan etkisi, belki de takliti akln bir hilesi,
yani otantisitenin bir parodisi olabilir en fazla; otantisite, hem zamansal hem de meknsal adan
taklidin gereksizlii olarak gerekleebilir. Bu dzlemde taklit, sahici bir eylerin taklidi olduu lde yokluk
olarak yokluun dile geliini temsil etmeye balar: Burada zgn bir ey yok! zgnlk yada sahicilik giderek
bize zglk anlam kazanr ve bize zg bir eylerin, bizi biz klan bir eylerin, taklit haricinde kalan, asla taklit
edilemez bir sahiciliin ac verici yokluu hissedilir9.Taklit, zszln zsel kabuldr. Bu sebeple o, srf
otantisitenin yokluu olarak resmedilemez. Zaten, taklit, ilkin bu yokluk fark edilince bavurulan bir gesturedir;
bu yokluu telafi etmeye abalayan, en azndan bu yokluun stn kapatma telandaki bir jest ve mimiktir. Ama
bu gesturenin, bu jest ve mimiklerin abarts iinde otantisitenin yokluu daha ok gze batar. Taklidin mkemmel
olamaynn, kemale eremeyiinin bir sebebi de budur. Taklit srekli otantiin bir eki/eklentisi (suplementary)
(Derrida, 1976) ilevini grr. Taklit, otantisitede dlanan dsallk olarak otantisitenin anlamsal ieriine
mdahildir. Bu anlamyla taklit, otantisiteyi iaretlemesi ve yeniden iaretlemesi ngrlen otantii tmler, onu
handiyse kendi asliyetindeki hayali/kurgusal/musavver ve bu nitelikleri yznden asla ele gemez otantisitenin
mkemmelliine iade eder, bylelikle onun otantisiteyi iaretlemesine ve yeniden iaretlemesine byk bir katkda
bulunur. (Szgelimi sahih bir Avrupallk, ancak onu Avrupa-d sayabileceimiz bas unsurlardan sonsuza dek
ayrt edebiliyorsak mmkndr. Buna karn, Avrupallama olarak beliren bir taklit srecinde ise mukallit, kendi
stnde hem Avrupal-oluun hem de Avrupal-olamayn izlerini tar ve bylelikle sahih bir Avrupallk
diyebileceimiz bir eyin olabilirliini de kukuya drr, hatta onunla bir rekabet ilikisi iine girer. Bundan
dolay, mukallidin kimliinde bizatihi Avrupalln da eretiletii sylenebilir. Bu noktada bizatihi Avrupa,
Avrupann bir taklidi, bir similacrumudur. Bosna, Ruanda, Filistin, eenistan vb. atma blgelerinde
benimsedii tutum ve tavrlara baklarak Avrupalla atfedilen birtakm deerlerin ncelikle Avrupa tarafndan
inendii eletirilerini, Avrupa-d kltrlerin sk sk dile getirmesi salt siyasal ve sylemsel alardan deil akli
ve kavraysal (cognitive) alardan da kolaylaacaktr). Taklit, otantisitede fark ettiimiz bu yokluu, bu eksiklii
gsterebildii lde, paradoksal bir biimde, otantisitenin nn aar, otantiklemeye balar- o da en az otantik
kadar otantisiteyi iaretler ve yeniden iaretler. Artk otantisite, sadece taklidin bir potansiyeli, imkan
(Aristotelesi potentia) ya da bir kalnts, tortusu (Husserlci residue) deil; ayn zamanda onun bir fazlas, bir
ifrazat, hatta bir lksdr (Bataillec excess) de. Otantisite, kendisini taklidinden her ayrt ediinde, kendinde
kendinden fazla bir eyler tadn ima edecek ya da taklitteki noksan tekiyi temsil edip tamamlayacaktr.
yleyse, otantiklik iddias en azndan imdilik bir jargon olarak srdrlebilecektir. (AB iin gerekli btn
kriterleri yerine getirme azminde olduu yetkili azlara defaaten aklanm bir lkenin, Trkiyenin nne her
seferinde yeni engeller konmas baka trl nasl aklanabilir? Yine, bu sebeple, Trkiyede Avrupa-kart
lobinin Avrupann hal ve gidiatnda gzlemledii ya da bir biimde bu gidiata atfettii kt niyet ve karclk
sulamalarna ikna olmay basite paranoyak hezeyanlara kulak kabartmak m saymalyz?)

Buraya kadar gelitirmeye altmz bak asna dayanarak, modern Avrupa kltrnn kendine
atfettii sui generis (kendinden menkul) otantisitenin10 , Avrupa-d kltrlerin takliti iselletirmeleri sayesinde
o eriilmesi zor metafizik yceliinden ok eyler kaybetmi olarak grlebileceini rahatlkla iddia edebiliriz.
Trk toplumunun Tanzimatla birlikte balayan Avrupallama ve Batllama/modernleme sreci/serveni bu
taklit ve otantisite ikileminin/sarmalnn olduka gzel bir rneini tekil eder. Bu sre/serven zarfnda Trk
toplumu, kendini iinde bulduu tarihsel geri kalmlk batandan kurtarabilmek iin Baty ve Batl deerleri
taklit yoluyla iselletirme ve bylelikle Bat medeniyetiyle temsil edildiini dnd muasr medeniyetler
seviyesine erime, onunla arasndaki tarihsel mesafeyi kapatma, hatta imkan olursa onu ama/geme gayretleri
iine girmitir.11 Trk dncesinin modernleme kamuflaj iinde Avrupa ve Avrupallk artk Lacann deyimiyle
alacalam bir arkaplandr, dahas alacalam bu arkaplana tam bir ztlktr. Bylelikle, sre iinde bu
mefhumlar temsil ettikleri ierii yalanlayan bo bir kalba dnmlerdir. Trk modernlemesine ikin mantk,
bundan dolay rvanist ve rekabeti bir mantk olarak lanse edilebilir. Avrupalln hayal perdesinde Trk
modernlemesi kendi sonderweginin glgelerini aramaktadr.

Szgelimi, Blent Somay, Avrupallama sreci zarfnda ortaya kan Trkiyenin kltrel/psikanalist
corafyasnn Garp Mukallidi Zppe-Muhayyel Kemalist zne-Yobaz geninden olutuunu, bu nn
birbirleriyle ayrlmaz bir akrabalk ilikisi iinde olduunu iddia eder (Somay, 2001: 52). Bu figr de, her ne
kadar Avrupallama/modernleme srecinde bu toplumda, bu topluma zg olarak zuhur etmilerse de izleri ya
da glgeleri bizatihi Avrupa kltrnde de srlebilecek zneleme tarzlarna delalet ederler. Bundan dolay, Trk
dncesinde Batllama ve modernleme srelerine verilen btn tepkilerin spektrumunu kuatacak bir
kapsama ve incelie ulaamasa da Somayn psikanalizden yola karak yapt bu tipolojiletirme biimi bize
zerinde kafa yorabileceimiz iyi bir ema salar. Somayn Trk kltrne ait figrleri yerletirdii bu emaya
psikanalitik bir denemenin snrlar iinde kald oranda katlmakla birlikte (bu emaya hangi oranlarda
katldmz bu ksm boyunca aikar hale getirilecektir), bizatihi psikanalitik yntemden kaynaklanan baz
kstlanmlar dolaysyla, bu iddiay dile getirirken bizim bak amzdan kaynaklanan baz deiikliklerin olmas
da kanlmazdr.

lkin, Somayn szkonusu toplumsal figrler arasnda varsayd akrabalk ilikisinin birconveinentia,
konu(m)sal bir benzerlik olduunu sylemek gerekir. Bu figr de ayn sylemsel rgnn farkl kalnlk ve
renkteki iplikleridir. Bu de ayn meseleyi paylamalar, ona farkl tezahr kalplar altnda da olsa benzer
biimde maruz kalmalar ve bu sebeple, bu mesele dolaysyla benzer biimlerde bir mesuliyet stlenmeleri
bakmndan akrabadrlar. Bu mesele, en ksa biimde dile getirilecek olursa tarihsel geri kalmlk meselesi ve bu
meseleyle birlikte ortaya kan Avrupallama/modernleme srecidir. Bu mesele ve srece ilikin olarak retilen
muhtelif ve mteferrik cevaplardan mteekkil sylemsel rg; Tanzimatla birlikte yaadmz corafyada
ortaya kan siyasal, toplumsal, ekonomik, askeri, kltrel ve dnsel kriz ve buhranlarn btn seyrini kuatm
ve handiyse belirlemitir. Sz konusu kriz ve buhranlar, bu corafyann nasl kendisi kalp ilerleyebilecei ve/veya
modernleebilecei, tarallktan kurtulup evrenselleebilecei sorunsalnn merkezde yer ald bir medeniyet ve
tarihsellik12 krizidir. Tanzimat dneminden bu yana bu corafyada tartlan eylerin tamam bu sorunsal
erevesinde yeniden formle edilebilir. Kendi tikelliklerimizi ve bize zg olan eyleri koruyarak evrensel
medeniyete dahil olabilir miyiz? Dahil olabileceksek nasl ve hangi yolla? Hangi bedel karlnda ve niin?
Medenilemek/modernlemek ile Avrupallamak arasnda ne tr bir mtekabiliyet, korelasyon, iliki ve/veya
eklemlenme; ya da farkllama, atma, ayrlma ve/veya kopuma vardr? Medenilememiz/modernlememiz iin
Avrupallamamz gerekir mi? Medenilememiz/modernlememiz iin ne kadar Avrupallamamz gerekir? Bu
sorular, Ahmet idem (1992)in Trkiyenin Sonderwegi olarak tartma gndemimize soktuu hususlarn da
yeniden deerlendirilmesini gerektiren bir muhteva ve nitelie sahiptir.

Bu yzden, btn o Trkiyeye ve Trk dncesine has bir yol (sonderweg) araylarn paradoksallatran
eyin, farkllklarn kendilerini benzerlikler zerinden kurmaya altklar bu sylemsel ayniyet ve taklit momenti
olduunu ileri srebiliriz. Somayn tipolojik olarak bize sunduu yukardaki zne de bu ilksel ayniyetten
tekini taklit yoluyla kn ya da bu ilksel ayniyetin tekini taklit sayesinde geride braklyla oluan metaforik
evrenin ve kavramsal ekonominin balca eyleyenleri ve deyim yerindeyse gei figrleridir. Elbette burada bu
ilksel/temel koyucu (primordial) ayniyet momentinin gerekte var olup olmamas ya da sylemsel/politik
adan retro-aktif bir ina nitelii arz edip etmemesi, sorunsallatrmamzn mahiyeti ve selameti bakmndan
nemli deildir. Bu ilkselliin pr bir balang olmamas kuvvetle muhtemeldir; hatta, Batllama/modernleme
srecininretro-aktif etkileri dolaysyla, artk bu ilksel balang ve travmay asla kendinde ve kendisi iin bir
hadise olarak tecrbe edemeyeceimiz, dnemeyeceimiz, yeniden-yaplandramayacamz iddias da
psikanalitik sylemin snrlar iinde makul bir seenektir. stelik Avrupallama srdke bu ilksel travmann
istikrarl bir biimde tekerrr edip ilksel olma nitelii ve avantajlarndan oka ey kaybettii de ayn ekilde
ileri srlebilir.

Bilindii zere akrabalk ilikisi ya da conveinentia salt bir yaknlk ya da hsmlk olmaktan ok daha
fazla bir eyleri ima eden isel bir iliki trdr (Foucault, 1994: 44). Yaknlk bir temasierisinde korunur; ama,
ayn temas o yaknlklarn bir zdelik olarak alglanmasn da engeller. Yaknlk metaforu, mekansal olduu kadar
ve iin bir aray, bir mesafeyi, bir uzaklamay da temsil eder, kendi iinde barndrr. Yaknlk, te yandan, ayn
metaforik rejimde derecelendirilebilir, kuvvetlendirilip zayflatlabilir de. Akas, yaknlk, paradoksal da olsa
bir dolaymdr. Bu dolaymn psikanalitik terimlerle incelenmesi yeterli deildir- sadece psikanalizin bir yntem
olarak tad eksiklik ve yanllklardan dolay deil, ayn zamanda farkl sylemselliklerin ayn teorik ereve
iinde birbiriyle ilikiye geirilme, diyaloga sokulma abas olarak adlandrabileceimiz ya da byle bir abaya
bizi sevk etmesi umulan ayrma ve snr izme ilemlerinin peinen dolaymsz addedilemeyecek bir
muhtevaya sahip olmalar sebebiyle de. Psikanaliz bize sadece dolaymlarn olabilirliini sezdirebilir; onlarn
biimi, nitelii ya da ierii hakknda herhangi bir ey sylemez (bu noktada syledii eyler de, -Somayn
yazsnn ynelimlerinden rahata karsayabileceimiz gibi-, dorusunu sylemek gerekirse, ipe sapa gelmez
eylerdendir).

Psikanalitik analiz giriimi bu farkllklarn oluturulmas ya da snrlarnn izilmesiyle ulalan kavramsal


ekonomiyi okuma gayretlerini anlamlandrmamzda yanltc sonulara gtrebilir bizi. Sz gelimi Somayn
psikanalitik analizinde Garb Mukallidi Zppe ile Muhayyel Kemalist zne z evlatken Yobaz bunlarn ana bir
baba farkl vey kardeleri olarak resmedilir13; bir nevi Yobaz, beslemedir. Bu veylik Trk modernlemesine
zg yolun i-erimi, imas ve ufku olduu kadar onun dini, modernleme srecinin snrlarndan dar srme
abalarn da besler. Ayn zamanda modernleme ile Batlama srelerini zdeletirerek okumamz nerir. Oysa
yukarda ksmen deindiimiz sonderweg sorunu tam da Batllama ile modernleme arasndaki bu ince semantik
farktan, nanstan neet eder, onu mmkn olduunca geniletmeye alr. Tanzimattan bu yana Trk dncesi
diyebileceimiz zayf btnsellik tam da bu semantik fark ve potansiyel dolaysyla ve bu fark ve potansiyelin
tarihsel adan nemli olup olmad sorunsalyla karakterize edilebilir.

Bu yzden mezkur iddiann konumlandrlabilmesi iin, onun hayatn Garb Mukallidi Zppe ile Muhayyel
Kemalist zne arasnda salnarak, ikisini birden iermeye alp beceremeyerek (Somay, 2001: 54) geiren
birisine ait olduunu kaydetmek gereklidir.14 Bu, en azndan psikanalize ihtiya duyan veya psikanalize ihtiya
duyduunu itiraf eden, hegemonik simgesel kurgu karsnda sululuunu/eksikliini kabullenen nk bu
hegemonik simgesel kurgunun arzularn yerine getirememitir- ve bylelikle Foucaultnun deyimiyle- syleme
kkrtlan bir znellik tarzyla kar karya olduumuzu gstermesi bakmndan, ilgin deilse bile,
nemlidir.15 Sz konusu znellik tarz Bir Garp Mukallidi Zppe tekisi yaratarak kurulan
(muhayyel/tasavvuri) znenin bata kendisi olmak zere hepimize zarar olduuna inanan, ana hedefi(ni) de o
zneyi paralamak olarak seen bir znellik tarzdr (s. 40). Bu biimiyle, en az meydan okuduu znellik tarz
kadar, muhayyel ve imkanszdr da; bu figre kar kendi zerkliini kazanmak ister, bunun iin mcadeleye
atlr, fakat bu zerklik mcadelesi bir yandan da teki figrlerin varlna ihtiya duyar. Dier figrlerin kendi
stndeki g ve etkilerini tanyarak/kabullenerek ve belli llerde iselletirerek kendine ait bir sylemsel
zerklik kazanma mcadelesi, ancak bu sylemsel figr ve balamlardaki ikin farklarn, bu farklarn
oluturduu retken fazlalklarn aa karlmasyla mmkn olabilecektir. Somay, benimsedii psikanalitik
bak asndan dolay bu ikin/retken farklarn/fazlalklarn yapsal belirsizlii ve olumsallndan ok Babann
(Batnn) Yasas karsndaki konumlarna dikkat eder. Onlar nihai tahlilde bu Yasa karsnda edindikleri
tipolojik benzerliklere ya da eksikliklere indirgerveya kefedilmesi zor baka fazlalklarn simgeselliine, bu
simgeselliin bulgulanmasna terk eder. Bylelikle, Somayn metninde muhayyel Kemalist znenin eletirisi
araclyla eletirilmeye allan iktidar kurgusu (Babann/Batnn/Byk tekinin/Taklitin Yasas) kendini
yeniden dzenler ve pekitirir. Oluturulan sylemsel yapnn selameti ve liyakati asndan bu yapsal belirsizlik
ve olumsallk kontrol altna alnmaya allr; ancak, bu tutum da yapya atfedilebilecek ontolojik narsizmi ve
onun prosedrel sonularn illetli klar; olumsalln arln yapya kaydrr, ona ikin bir hale dntrr ve
bylece onun zorunluluunu imkanszlatrr. Yap iindeki mikro-olumsallk ve belirsizliklerle mcadele,
neticede yapnn kendisine ait makro-olumsallk ve belirsizlikleri besler, grnr hale sokar (Connolly, 1995: 43-
50). Aslnda olumsallk, zorunluluun bir parasdr; paradoksal bir deyile, olumsallk zorunludur (Zizek, 2002).

nk, gerekte, Muhayyel Kemalist zne sadece Garb Mukallidi Zppeye kar deil, onunla birlikte
Yobaz figrne kar da tasavvur edilmitir. Muhayyel Kemalist zne tasavvurunun isel snrn Garb Mukallidi
Zppe belirlerken Yobaz onun dsal rakibini tekil eder. Somayn yazsnda Yobaz figr zerine ayrntl
tahlillere rastlanmamasnn bir sebebi de budur. Yakn ve dost figrler ile rakip ve dman figr(ler) arasndaki
apraz geime (transposition) bu analizi imkanszlatrr. Zira, Yobaz figr, Somayn yazsnn devindii
dzlemin (dolaysyla, Babann Yasasnn), Yapnn, erevenin dndadr. te yandan, ayn figr, bu
dardalk konumu araclyla bu dzlemin de iinde yer ald sylemsel mekann raison detreini ve isel
erevesini tekil ediyor grnmektedir. Yobaz, bu erevenin dlayp rettii olumsal/fazla/kaygan bir figr
olduu kadar onun zorunlu bir parasdr da.

Taklit nosyonu gz nne alndnda Muhayyel Kemalist znenin Garb Mukallidi Zppe ile Yobaz
arasnda bir gei kategorisi olarak kald grlr. Ancak, Yobazn edid kendilik srarna (aada gstermeye
alacamz gibi bu kendilik srar da ancak taklitle birlikte mmkndr) ve zppenin ar taklit hastalna
karn Muhayyel Kemalist znenin Apollonculuu, kendilik srar ile taklit hastal arasndaki bir uzlam
temsil etmez. Aksine, bu zeminde, zppe ile Kemalist zne ballaktr. Ne de olsa taklit, az ya da ok, baarl
ya da baarsz olmasna baklmakszn taklittir! te yandan Somayn analizinin snrlar iinde Yobazn edid
kendilik srarnn da yeterince tutarl olmad/olamayaca sylenebilir. nk, Babann yasasnn salayaca
gvenli zdelii reddetmesi dolaysyla, ncelikle, kendilik zerine bir dnm gelitirmesi ya da yeni bir
ego-ideali belirlemesi gerekir. Byle bir dnmn ya da ego-idealinin ilk gsterecei ey stricto sensukendilik
dediimiz eyin bir tasavvur oluudur. Yani zihinde ekillendirilen, tasvir edilebilen elbette, ama ancak dna
kp/karsna geip tasvir edilebilen, znellii bu ekilde kuran ve eitli zdelemeler/dsallatrmalar
sayesinde onu teminata balayan bir tasavvur. Bu noktada, kendiliin otantisitesi diyebileceimiz eyin de
bir petitio principii, bir ksr dng, bir kandrmaca, bir nevi bir racon kesme, hatta yapdan kaynaklanan zorunlu
bir olumsallktan ok yapya ikin, dolaysyla yapsal bir ayartma olduunu bile ileri srebiliriz. Kendilik
srarnn ksa devreye uratt bir nevi Hegelyen kavramsal zdelik hareketi, bundan dolay bir devamll ya
da sreklilii ima etmez; bunun tersine, yersiz bir tekrara, taknaa iaret eder (idem, 1998). Avrupallama
srecinde Yobazn kendilik srar bu mahiyetiyle bu sreteki zneleme tarzlarnn kapld dalgalanmada
bavurulacak nemli bir pa ya da entiktir (zaten Somay da farknda olmakszn, yazsnda bu pa ve entie
yer yer bavurur).

Yobazn gelenein miras ve kendilik zerinde ar srar, kimlik/farkllk diyalektiindeki yapsal


ayartmann inkaryla mmkn olabilen bir srardr. in en ilgin taraf, bu tr bir srarn da, ancak bir meydan
okumaya bir cevap olarak, yani yapsal ayartmann olumsal karakter ve taleplerinin kabul sayesinde mmkn
olabileceidir. Szgelimi, modernliin meydan okumasna kar sahip olunduu zannedilen gelenei ve bu
gelenekten gelen miras cevap olarak ileri srmekte elbette herhangi bir beis yoktur; fakat, burada dikkat edilmesi
gereken ey, bizatihi kendilik srarnn asla geleneksellemeye msait olmayan ya da gelenee dahil edilemeyecek
bir takm ynleri ve mahiyetidir. Oysa Yobaz, modern kltrn getirdii bir takm pozitif deerlere kar azn
her asnda aslnda bunlarn ya da bunlardan ok daha iyisinin gelenekte olduunu ileri srecek ve stelik bata
kendisi olmak zere hibirimizin bundan haberdar olmadn syleme tevazusunu da gsterecektir. (Aslnda bunu
syledii anda kendi sylemsel iktidarn da zerimizde kurma/tesis etme frsatn ele geirmi olur: Btn
bunlardan sadece onun haberi vardr. Bu bilgi, onda sakl olduu iindir ki, gelenekhakkndaki kendi
bilgisizliinden -ve tabii ki bizim bilgisizliimizden de- bu kadar rahat bahsedebilmektedir). Ama, te yandan,
gelenein yeniden retimi noktasnda iine girdii birtakm skntlar dolaysyla ya kendilik srarn ve bu srar
sayesinde temellk ettii kof mizac daha fazla savunamayacak (zaten birisinin kimliini ve kiiliini bakalar
nezdinde kantlamak zorunda kal, bu klasik Hegelci tema, kendi bana incelenmesi gereken nemde bir
fenomendir), nk kendiliini her savunma giriiminde nasl kendi olamadn zmnen ifa etmek zorunda
kalacaktr; ya da, bu zmni itiraf daha dobraca ve aktan yaparak, yani modernliin dayatt ben bir bakasdr
formlasyonunu tersine evirerek bir k noktas bulabilecektir: baka olan (geleneksel olan), bendir. Ancak,
bu da, aikar olarak inkar edilen eyin zmni bir ikrarndan baka bir anlama gelmez. te yandan, Yobaz, bu
kendilik sraryla, bu srar yznden, bizatihi iinde bulunduumuz toplumsal-tarihsel momentte ve bu moment
sayesinde gemiin bir efekti, bir taklidi, imdideki soluk bir yanss ve uzantsdr da. Fakat btn bu yerinde
saylabilecek eletirilere karn, Yobaz dier figrlere kar imtiyazl klan baka bir husus vardr: onun kendilik
srar, ne kadar bo ve dngsel, herhangi bir diyalektik srama iermeyen bir kavramsal hareket olursa olsun,
hatta belki ierdii bu yapsal boluktan dolay, kendi olamayan bir kendilie yapt atflar araclyla paradoksal
bir biimde kendi olabilen, bir lde z-gndergesel sayabileceimiz dinamik bir znellie kap aralar. Bylelikle
Yobaz kendinde kendinden fazlaya giden dolambal bir yolu admlamaya balar. Bu yzden, Yobazn, dier iki
figre nazaran herhangi bir kastrasyon korkusu tamamasna amamak gerekir. Tekrarn ve kendilik srarnn
rettii ruhsalkinesis ona toplumsal ontolojide nemli ve diyalektik olmayan bir srama, belki de teye geme
imkan tanr (Caputo, 1989).

Somay, psikanalitik itiraflarna arkn yeraltndaki znesini soruturarak balar:

arkn sonu kapitalizme var(a)mayan retim ve yaam tarzlar hzla gelien kapitalizmle ayn dnya
iine ekilerek tahrip edilince, o gne kadar durulmu olan znelliin varolu biimleri de dengelerini
yitirir. (...) Baba, iktidar, zenilecek olan, bizi ierebilecek olan tek varlk, kapitalist Garptr artk.
arkn toplumsal yaps ilemez hale gelerek bizi tkrmtr iinden. Geri dnmeye almak
izofreniden ibaret olacaktr. Ama zendiimiz, ben-ideali olarak grdmz Garba da
benzeyememekteyizdir bir trl. Zaten ierilme arzumuzu tatmin etmeye pek de niyeti yoktur bu Garbn.
O bizi kendi dnyasnn, kendi hayat tarznn iine, onunla birlikte zne olalm diye deil, smrsnn
nesneleri olalm diye ekmitir. (...) arkn yeni znesi bu srete ortaya kar. Kukusuz ark da iinde
farklar tamayan bir btn deildir. Bir ksmnda haset hnca ve saldrganla dner, bir ksmnda ise
zenme yalakala. Ama o muhayyel ark znesinin esas gvdesi, zenti ile haset arasndaki
alacakaranla, yeraltna gmlr.

Muhayyel Kemalist zne, iki byk ve gerek Trk imgesine kar, onlarn gndelik hayattaki
hakimiyetlerinin politik/kltrel iktidara ynelmesini engellemek zere tasarlanm; Cumhuriyeti simgesel
kurguda bu ilevi stlenmitir. Szkonusu bu iki imge, lnn dier unsurlardr: Garb Mukallidi Zppe ve
Yobaz. Geri, Muhayyel Kemalist zne de bir Garb Mukallididir, ama Somayn gzel betimlemesiyle
Apolloncu rahibin o dengeli ve titrek slubuyla taklit eder Baty; her eyi yerli yerinde grmek ister; ll,
dingin ve arya kamayan bir taklit:

Muhayyel Kemalist znenin esas eilimleri Garba ve Romantik inkara dorudur, ama Saf Arzuyu da
bastrlm (...) olarak iinde tar. Yobaz ile ise arasnda almaz bir duvar vardr, ilikileri kapanmtr.
Garba ve Romantik inkara doru olan eilimler, birbirine zt yndedir ve zneyi lmcl bir ekilde
gererler. Zppe ise alsa ierilmez ama her zaman iin kuatlarak kapsanr. Muhayyel Kemalist znenin
ark ile gzle grnr bir ilikisi yoktur. Olsa olsa kaytszlk. (Somay, 2001: 444 ab M.G.).

Somayn tasvir ettii biimiyle bir toplumsal tipleme olarak Muhayyel Kemalist zneye politik-sylemsel
dzeyde ok sk rastlanr; ancak, sanrz, Somayn yazsnn yukarda altn izdiimiz ksmlarnda bu muhayyel
znenin Douya kaytsz kald eklinde ileri srlen iddia geersizdir. Eer bu l arasnda bir akrabalk
ilikisi, bir yaknlk varsaylmsa bir temas/kesime dzleminin de varsaylmas gerekir. Trk Kurtulu
Savann Doudaki birok anti-emperyalist bamszlk mcadelesine n ayak olduu, fikri dzeyde rehberlik
ettii, cesaret verdii yolunda zihinlerimize kaznan, bir zamanlarn nc Dnyac ideolojilerinin etkisinde
kald besbelli olan ve okul kitaplarna kadar sirayet etmi resmi sylemi hatrlayalm. Varsaydmz
temas/kesime dzlemi, saf arzunun mevcudiyetini yadsmamza yol aacak bir biimde bu sylemsel yzeyde
grnrleir. Bu noktada, Muhayyel Kemalist znenin asl elikisi ortaya kar. Romantik kibir ile Garba
ynelik saf arzu arasndaki blnme Cumhuriyeti siyasal kltrn btn versiyonlarnda izlenebilir. O, gbek
ban gmd topra hatrlamaktadr, belki aalamayla (Mepris, contemptus), belki nefretle; ama, asla
kaytszlkla deil. zgl yol araynn, Trkiyenin slam dnyasna/Dounun mazlum
halklarna model oluunun izleri, Muhayyel Kemalist znenin Douya asla gzlerini kapatmadnn da
nianeleridir. Daha 1931lerde yazlm Fatih-Harbiyeromannn tezinden (Peyami Safa manevi Dou ile maddi
Bat arasnda bir izdiva arayan Trklerin ne ilki ne de sonuncusudur), 1970lere ait Tehlikeli Oyunlarn
mntehir Hikmet Benolundan geerek 1990larn postmodern ve bu yzden tr erez Kara Kitapna varan
Dou-Bat sorunsal ve sentez aray farkl iddet ve llerde modern Trk znelliinin btn kademelerine
hakimdir.

Muhayyel Kemalist znenin Douya kaytsz kalamadn syledik. Aalama eklinde gelise bile bu
kaytsz kalamama hali nemlidir bizce. nk, Somayn Cumhuriyeti simgesel kurgunun diline sadk kalarak
Yobaz olarak adlandrd toplumsal figrn deerlendirilmesinde bu kaytsz kalamama hali n plana kar.
Muhayyel Kemalist zne ile Yobaz arasnda bir almaz duvar varsaymak Cumhuriyeti simgesel kurgunun saf
ve temiz duygularn ve isel tutarllk iddialarn fazlaca ciddiye almak anlamna gelir- aslnda bu anlamda, bu
duygular ciddiye almak da gerekir. Elbette, Muhayyel Kemalist zne hem Garb Mukallidi Zppeye hem de
Yobaza alternatif olarak tasavvur ve tahayyl edilmitir; ancak, yerinde ve dozajnda bir yapbozum ura bu
tahayyln kararszlklarn ve aporialarn aa karacaktr. Cumhuriyet dneminde slamda reform
araylarnn, hatta gnmzdeki Trk slam nerilerinin alt kazndnda grnecek olan ey, Muhayyel
Kemalist znenin din ile arasndaki ban, negatif bir dzlemde bile olsa, hala
korunduudur.16 Apolloncu harmonia ierisinde ve bu harmoniann ramna kendi doruluundan asla emin
olamayan, kararsz, mtereddit bir tiplemedir Muhayyel Kemalist zne. Srekli elhamdlillah ben de
mslmanm, ancak... diye balayan cmleler kurmay sever. Bartl, namaz klan babaanne ya da anneanne;
mft, hoca ya da alim dedeler hem bir zlemle hem de gnmzdeki negatif dini figrlerle/durumlarla bir
karlatrma kstas olarak yad edilir.17 Elbette bu yad ediin sadece Muhayyel Kemalist zneye ait olmadn
gzlemlemek ufuk ac olabilir. Muhayyel Kemalist zne, her hal ve tavryla ayrks, somut ve monolitik bir
zneleme biimi deildir. O, ideolojik balamda farkl meslek, zmre, snf, tabaka ve toplumsal kademelere
sirayet etmi bir znellik tarzdr ve bu haliyle, daha dorusu bu hali yznden muhayyeldir. Daha kesin bir
analizle, bu zne Dounun makus talihini en azndan Trk toplumunun istiklali ve istikbalini korumak adna
yenme saikiyle tahayyl edilmitir. Bu saikin, kendiliinden, Muhayyel Kemalist znenin davranlarna, tutum
ve tavrlarna Donkiotvari bir sakillik kattn iddia etmek bu yzden mmkndr. Bu sakillik, onun yer yer
Yobaza zg, yer yer de Garb Mukallidi Zppeye zg davran rntleri gelitirmesini kolaylatrr.

Bu sakilliin daha detayl bir incelemsi bize Muhayyel Kemalist znenin ruhsal harcama dzenindeki
Apolloncu harmoniann psikanalitik anlamda sadece narsizmin bir tortusu olarak var olmadn, onun ayn
zamanda Nietzscheci anlamda rvanist bir hncn (ressentiment) da mtemmim cz olduunu gsterecektir. Her
eyi dzenli ve uyum ierisinde grmek isteyen bu znenin iktidar istencidir. Uyumu ister, dzeni arzular; nk,
bu takdirde, hak ettii iktidara kavuabileceini umar. Hatta, onun yer almad bir iktidar yaps iinde
hkmedenler ne tr bir dnceye sahip olurlarsa olsunlar en iyimser deyile ya vatan haini ya da
mrtecidirler; belki, daha kts, hem vatan haini hem de mrtecidirler. Her eyden nce, byle bir iktidar
yaps, bir dzene deil, bir dzensizlie, belki de bir idari krize, rejimin tehlikeye girdii bir dneme iaret
eder. Bir zamanlar, Batllama/modernleme srecinin radikal savunucusu olan Muhayyel Kemalist zne bu
konumunun toplum tarafndan yeterince dllendirilmediini, kendisinin sreten dlandn dnr ya da
mevcut g ilikileri ve sahip olduu ar g istemi onu bu ekilde dnmeye sevk eder. Bu hasete dayal ruhsal
harcama dzeninin rvanizmi iinde, zaman zaman, Batya ve Avrupalla duyulan hayranlk da harcanr; onun
retken potansiyeli tketilir ve tersine evrilir. Osmanlnn son dnemlerinde ttihat ve Terakkinin bila kaydu
art Alman hayranlndan karlan dersler Muhayyel Kemalist znenin kulandaki en deerli kpelerdir
sanki. ABye yelik tartmalarnda muhalif kanada ait en gl seslerin bu yzden Muhayyel Kemalist
znelerden gelmesi pek artc deildir.

Dier yandan, Bobby S. Sayyid (1995), Muhayyel Kemalist znedeki bu kararszlklarn Cumhuriyeti-
Kemalist szdaarnn onun ancient regimeinden iktibas ettii/dn ald unsurlardan kaynaklandn belirtir.
Hakikaten, her kurucu edimin kendi ierisinde bir aporia barndrdn, siyasal balamda bu karar/kararszlk
ikilemini amann imkanszlatn gzlemlemek nemlidir. Cumhuriyetci devlet felsefesinin ve ruhunun
(staatgeist) (szgelimi Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktr sz Osmanlnn devlet-i ebed mddet
anlaynn ok silik bir kopyasdr) nceki rejimin tzsel bir devam olduu rahatlkla gsterilebilir. Osmanl
Devleti, corafyas zerinde hayali bir varoluu hala srdrebilmektedir. Bir emperyal vizyon olarak
Cumhuriyetin Osmanl gemii, blgedeki her kritik durumda Trk d politikasnn kimi reflekslerini etkilemeye
bu yzden ya da buna ramen devam etmektedir (al, 2001).
Elbette bu anlay ierisinde Dou gemitir, Bat gelecek. Fakat bu kart gelerin de bu kavray biimi
iinde ikincil bir yarlmaya maruz kaldn sylemek gerekir. Bat, Bat olarak, muasr medeniyetler seviyesi
olarak hem imdide var olur, hem de mezkur znellik(ler) iin, onlarn da olmay arzulad ey olarak gelecekte
ikamet eder. Bylelikle Bat kendi zerinden ikiye katlanr (Hegele uyup kendinde ve kendi iin Bat m desek?).
ayn ikizlenme (doubling) mekanizmas, bu kez Douya da uyarlanabilir: u anki Dou ve gemiteki Dou.
Cumhuriyeti hmanizma, u anki Doudan kendini srarla ayrr; Ona ait olmadn gsterme telandadr
(Garb Mukallidi Zppenin taklit gesturesindeki sakillik bu noktadan kaynaklanyor olabilir), ama bir zamanlar
Ona ait olduunu da bunu her ne kadar hfzetse de- kabul etmek zorunda kalacaktr; yoksa inklap-deiimci
abalarnn hi bir anlam kalmaz. stelik bir zamanlar ait olunan Dounun hemen btn baarlar da bila istisna
sahiplenilir. Baarlar kendi hanesine yazp baarszlklardan istifa eden bir tarih anlay ve gemi kurgusu
Muhayyel Kemalist znenin kimliindeki irrasyonel ve sze dklmez ekirdei de aklayabilir.

Aalama momentinde, Garb Mukallidi Zppenin ve onun lmllatrlm biimi olarak Muhayyel
Kemalist znenin Douda bulgulad ey srekli bir eksiklik hissiyatdr: Burada baz eyler yok! Neler
mesela? Batda olan eyler. Batda olmayan eyler olarak Douda olan eyler ilgi ekici, cezbedici, arzu
oluturucu bir ierik ve forma sahip deillerdir. Hatta bunlar, ou kez, tiksinti verir, grotesk bir taraf tarlar.
Bizatihi Batllarn Douya ilikin gelitirdikleri egzotizmden farkl olarak Batllam Doulularn kendi
toplumlar hakknda gelitirdikleri negatif fantezilerin ierii zerinde literatrde yeterince durulmamtr.
Batllam Doulular kendi kltrleri sz konusu olunca nedense kendilerini srekli onun bir parodisini retmek
zorunda hissederler. Halbuki parodi belli llerde bir zdeleme, yaknlama ve tanklk gerektirir; yle
yaplmaldr ki sizi izleyenler sizin tam olarak nerede yer aldnz ala kestiremesinler (Butler, 1998: 269). Bu
anlamda, parodi her zaman tekiliin parodisidir. Yobaz, tekilii byle bir parodik zeminde ama bu zeminin
asla farknda olmakszn- bir kendilik olarak mal ederken, Batllam Doulularn asl elikisi srekli kendi
kendilerinin bir parodisini/taklidini retmelerinden kaynaklanr. Onlar parodisini/taklidini rettikleri kltrn bir
paras olduklarn unuturlar; onunla aralarna koyduklar her mesafede, bu mesafe koyma tavrnda
ierilen ironinin farkna varamamalar yznden yeniden balang noktasna savrulurlar. Onlar Dounun bir
parodisini retirken, bylelikle Dounun dnda dururken, aslnda tam da bulunmalar gereken yerdedirler:
Douda, Douya modellik tekil edecek kadar onun iinde; hareketsiz, neesiz, skntl, melankolik bir
parodi. Kiinin asla kendisi olamad bir kendiliin parodisi. Doulula(trl)m Doulular ile Batlla(trl)m
Doulular arasndaki sylemsel mcadelede bu yzden aydn kelimesi hep bir ihanet vezninde telaffuz edilir.
Hain daima burada, iimizde ya da aramzda olandr tanm gerei; o bizdendir, belki de bizizdir; ne tuhaftr
ki aydnlarn ihanetinden bahsedenler de aydnlardr- ya da yar-aydnlar.18 Halbuki Batdan bahsedilince hi
elikiye dlmez; aydn olsun olmasn, btn yzler nasl da ldar, yrekler nasl da titrer, bedenler nasl da
kprdar! Bu yzden Batllam Doululara srekli Batdan bahsetmek gerekir. Peki ama hangi Batdan? Bir
edimsel gereklik olarak (actuel) Batdan m, bir tasavvur ve tahayyller btn olarak (virtuel) Batdan m
yoksa erimeye altmz bir arzu-nesnesi olarak (potential) Batdan m? Bu Bat da Batllam Doulularn
yukarda kendinde (asl) ve kendi iin(suret) Bat olarak belirlediimiz ikiz gelere ynelik alglarnn farkl
formellikler altnda btnletirilmeye abalanm eklidir. (Burada unu tekrar vurgulamak gereklidir ki Bat artk
btn dnyaya ikin bir fenomen olduundan dolay Batlla(trl)m Doululardan ve bu kesimden farkl olarak
Batlamam Doululardan reel olarak bahsetmenin bir anlam yoktur. Artk kimse asli yerinde deildir. Her eyi
yerli yerinde grmek isteyen Cumhuriyeti harmoniann fark edemedii husus, artk hi bir eyin yerli yerinde
olmad/olamayaca basit gereidir. Bu bak asndan yukardaki her zneleme biiminin de ara yzeyidir
Bat).

Kopu momentinde ierilen tahayyl ise elbette Muhayyel Kemalist znenin olmak istedii ve bylece
olduunu kabaca farz ettii bir Batdr; elan mevcut Batnn u anda bu tahayyln koul ve gereklerine en
azndan grnrde- uygun bir davran kipi ve rnts gelitirme mecburiyeti o kadar nemli deildir. nk
Dou(luluk) kaybedilmitir ve yerine bir eylerin ikame edilmesi gerekir; bu boluk doldurulmal, hayalet
kovulmaldr. Bunun iin ncellikle kayp-nesnenin cazibedar niteliklerinden soyundurulmas elzemdir. Bat,
ancak bylelikle Dounun yerini alabilir; onun zihinsel ikame nesnesi olarak arzu edilebilir. Aalama sylemleri
bu ilemi gerekletirir; Douyu nceden sahip olduu pozitif anlamdan ve cazibeden uzaklatrr. Doululuk bir
nefret nesnesi olduu mddete ya da byle bir nesne/eylik statsne evrimlendii iin lkede yaanan btn
olumsuzluklarn, btn ktlklerin yegane sorumlusu, cisimlemi gnah keisidir.

Somayn psikanalitik analizi, Cumhuriyeti siyasal kltrdeki bu tutarszlklarn oluturduu isel sylemsel
iddeti radikalletirerek serimleyebileceimiz ve bylelikle stesinden gelebileceimiz bir tarzda ilemez elbette;
bu analizin snrlar iinde, mezkur sylemsel gerilim ve iddet gene paradoksal bir biimde gsterilerek grnmez
klnr, deyim yerindeyse st izilir; bu gerilim ve iddet, iddetlebastrlr. Psikanalitik eletirinin yetersizlii
bylelikle iyice gze batar. Somay, Trk kltrnde Avrupallama ile oluan rahatszln etrafnda dolanp durur;
bir yandan, bu rahatszl psikanalizden beklenmeyecek lde kolektif bir bilinalt kavram araclyla
snrlayarak gizemliletirmeye, rasyonelletirmeye, gerekelendirmeye alr; dier yandan da onu Baba (Bat)
tarafndan dayatlan Yasa (modernleme ve evrensellik) biimine sokarak bir eit kastrasyon korkusu ve
Gsteren rahatszlna indirger. Gsteren rahatszlna yapt ar vurgu yznden aslnda bu tutum, tad
siyasal ve sylemsel imalar bakmndan Baty merkeziletirmeye yarayan baka bir metinsel strateji ile kar
karya kaldmz gsterir. Bu ynelimleriyle Somayn analizleri de Trk dncesinin genel erevesine dahil
olur- bu ereveyi iinden gevetip saaltarak tesine gemek (psikanalitik soruturmann zddna bir nevi
Heideggerci Andenken ve verwindung19), ereve iindeki malzemenin muhtelif kombinasyonlarn ve
desenlerini, renk farkllamalarn, hatta fra darbelerindeki kararszlklar ve her zaman ressamn
dikkatsizliinden kaynaklanmayan hata ve olumsallklar aratrmak yerine, ereveyi resmin kendisi ve stelik
tamam olarak kabullenmemizi nermektedir.

II

Burada aykr bir rnek olarak Trk dnce ve kltr hayatnda Batllamann nemli bir rakibi biiminde
ortaya kan slamcln tezlerindeki tarihsel dnm ksaca gzden geirmek istiyoruz. Avrupall ve Batya
bakla ilgili bu dnm nemli urak ierir. lk urak, Avrupalln ve Batnn snrlandrl, ikincisi
klliyen reddi, ncs ise yeniden tarifidir. Aada her zaman akmamalar gayet muhtemel bu kavramsal
ve tarihsel ura da birlikte ve birbirlerine kar ele alacaz. Bu vesileyle burada slamcla dnk yapacamz
okumann nihai ve kati olmaktan ok amaca zel bir oluma olduunu imdiden vurgulayalm.

slamclk, ortaya ktndan beri, en zgn ve en nemli argmanlarn Frenk mukallitliini eletirirken
gelitirmitir. slamclarn bir ok sav ve iddias bu bakmdan metinmerkezci bir ynelim gsterir ve yukarda
andmz takliti sarmala girmemeye itina eder; ancak, gerek bu ynelimi gerekse itinay ele alrken dikkat
edilmesi gereken bir ok snr ve sorun vardr. Bu snr ve sorunlardan ilkini, kanaatimizce, Frenk mukallitlii
nosyonu tekil eder. slamcla ynelik bir ok eletiri bu snr pek kaale almadan gelitirildikleri iin ya
slamcln ideoloji ncesi ekirdeini gzden karrlar ve bylece onu eitli sosyolojik kategorilere mahkum
bir syleme/ideolojiye indirgemek zorunda kalrlar ya da bu ideoloji ncesi ekirdein belirlenemez, ele gemez
niteliklerinin szde bir tashihiyle slamcla zamandan ve mekandan mnezzeh bir tz tahsis etmeye mecbur
kalrlar. slamclnmetinmerkezci ynelimlerinin onun oluumsal-sylemsel tarihinden kopuk bir okumasnn
rettii eliki slamcln bir yandan taklit sonras bir dneme ait (yani yazmzn ilk ksmnda bahsi geen
erevenin iinde), ama dier yandan da ona dsal bir sylemsel formasyon olduunu grememekten kaynaklanr.
slamclk, eer bir ideolojiyse, ncelikle bir kriz dnemi ideolojisidir ve bu anlamda kritikbir ideolojidir. Fakat,
dier yandan da o kendini sadece bir ideoloji olmakla snrlandrmayacaktr. Bu olgu, bugne dek, slamcln
hem kendinde hem de kar kt sylemsel formasyonlarda bir tr anlamsal skma ve younlamann vuku
bulduunu bize gsterir/hatrlatr. Geri, slamcln frenk mukallitliini reddi, bir lde Yobazn kendilik
srarn andrr, bir ok ynden ze dndr; fakat, yobazn tavrna zt bir ekilde, z asla elde-mevcut bir
kendilik/zatiyet olarak tasavvur ve temellk etmez.

Bu yzden hemen belirtmek gerekir: slamclarn frenk mukallitliini eletirisi ilkeseldir; basit bir
kimlik/farkllk diyalektiine indirgenemez. Bu sebeple, slamcln metinmerkezci (fundamentalist) versiyonlar
hem Batllamacln tatlsu frenkliini, hem de gelenekselcilerin ve muhafazakarlarn gemie ynelik
mimetik tutumlarn eletiri konusu edinir. Gerekte onlarn metni/z, tarih ve toplumdan kopuk olarak okuma
giriimlerinin en nemli saiki taklide ynelik bu ilkesel eletirileridir. Fakat, metin/z ile dnya/gereklik arasnda
belirledikleri/nceden belirlenmi bir ayrm, snr yada kartl muhafaza ettikleri, ona gvendikleri lde
metni yeniden oluma, z temellk ekme abalarn baltalayan bir bolua da derler: Metin ile dnya arasndaki
mesafe nasl kapanacak, ze nasl dnlecektir? slamcln metinmerkezci versiyonlarnn cevaplamakta en ok
glk ektii soru budur. slamcln hilafna Batllama srecinin kazand tarihsel baarlar, bu sorunun
vahametini arttrm, handiyse slamclarn bu sorudan bile vazgemelerini, onun sayesinde edindikleri sorgulayc
nitelikleri terk etmelerini kolaylatrmtr. Batnn ve Batlln klliyen reddi olarak nitelediimiz ikinci
kavramsal ve tarihsel urak bu sorgulaycln yitimine verilen nemli bir taviz ve tepkidir. Batllamann tarihsel
ve toplumsal baarlarn siyasal balamlarda gerekli ve yeterli bir biimde sorunsallatramay neticesinde
slamclk bugn ereve iindeki yerini de kaybetme tehlikesiyle yz yzedir.

Hi phesiz, metinmerkezcilik haricinde ayrca belli bir siyasall ve siyasallamay da gzeten kurucu
siyaset araylar, bugne dek, slamcln mezkur soruya ve tehlikeye kar rettii en anlaml, zerinde en ok
tartma yaplan ve belki de bu yzden en retken cevap olmutur. Fakat, bu aray ve sorunsallatrmalarn da
farkl varyant ve devam yollarnn var olduunu grmek gerekir. En azndan slamcln ilk ortaya k yllarnda
Batllamacla kar gelitirdii en nemli argmann kltr ile teknoloji ayrmnda kklendii gznnde
tutulursa ne demek istediimiz rahatlkla anlalabilir. slamclar, Baty taklit sarmalna dmemek iin taklide
ynelik ilkesel eletirileri dorultusunda taklit arzusunu ve bu arzunun nesnesini, dolaysyla
Batll/medenilii birbirinden ayrt edip snrlandrma abalamlardr. slamclar bize-zg-olan (metin/z)
ile herkese-zg-olan (dnya/gereklik) arasndaki snr, kltr ile teknoloji arasnda koyutladklar bu teorik-
operasyonel ayrma dayanarak belirlemilerdir. te yandan, Batnn her trl grnmne evrensellik payesi
veren yaklamlara kar en azndan metinsel/kltrel farkllk iddiasn dile getirmek, kurucu siyaset
araylarndaki oullama iradesinin bir gstergesidir. Bu farkllk iddias, hemen fark edilebilecei zere,
kktenci bir nitelik sergilemez ve kendisinden rahatlkla vazgeilebilecek lde bir ksmilik tar. slamclar,
burada, ikili bir strateji izlerler; bir yandan bilim ve teknolojinin herkese zg olan yanlarn, Batnn en azndan
bu alandaki stnln, hatta Batl bilim ve teknolojinin evrenselliini sorgulamakszn kabullenirken, dier
yandan da bu kabuln douraca kimi sakncalar bertaraf etmek ve eitli zgven motivasyonlar sayesinde zor
bela tedarik edilen slamc toplumsal sermayeyi koruyabilmek umuduyla inan, ahlak ve kltr bu
evrensellemeden beri tutarlar. Sorun bylece herkese-zg-olan ile bize-zg-olan arasndaki iletiimin nasl
makul bir erevede gerekletirileceine, aradaki snrn hangi protokoller ve pasaportlar sayesinde
geilebileceine dair bir giriim niteliine ve bu giriimin gzetimindeki tarihselci bir fark mantna dnr.
ze dn abalarda bazen bu fark mant, aradaki snr asla alamaz bir duvara evirir. ze dn
hakikatin aktellemesi bu sebeple neredeyse bu duvarn mukavemetine terkedilir. Bize-zg-olan ile herkese-
zg-olan arasndaki teorik-operasyonel ayrmn tzselletirilmesi, bundan tr ze dn abalarn en nemli
handikap olagelmitir. Bir bakma, teknoloji ile kltr arasndaki sk irtibatn gzden karl burada zerinde
durmaya demez bir nokta olarak grnr; nk, bizim ilgilendiimiz husus, bu tarihselci fark mantnn
radikalleerek, slamcln sonraki almlarnda Avrupa-merkezcilie ynelik olarak iddetlenip geliecek olan
daha kapsaml ve kuvvetli eletirilerin slamcln ortaya knn ilk yllarndaki bu izidir. Bize-zg-olan ile
herkese-zg-olan arasndaki ayrmn tzselletirilmesi pahasna dile getirilen bu eletiriler, en azndan
evrenselliin herhangi bir n-sorgulamaya tabi klnmakszn tikel bir kltre, Avrupa kltrne tahsis edilmesi
ameliyesini engellerler. Bizi biz klan eylerin neler olduu konusunda sonradan aa kan ayrlklar da bu
noktada pek nemli grnmemektedir. Hatta, bizim biz olarak var olamayacamz iddialarn da bu veheden
deerlendirmek daha uygun decektir. slamcln Batllama serveninin ilk uranda Bat ile arasna koyduu
bu dsal fark daha sonra iddetlenerek ikinci ura mmkn klacaktr. Batnn bilim ve teknoloji ile
snrlandrlmas, bu bilim ve teknolojinin lkede yeterince edinilmesiyle birlikte, onun klliyen reddine de
mazeret tekil edecektir. Szgelimi, MSP ve RP geleneinin btn ar sanayi hamlesi retorii ile kimi siyasal
gzlemcilerin zsel bulduklar Bat kartl sylemini bir arada tutan ey bu tarihsel olgudur. Esasen bu durum,
slamc sylemde dsal farka dayal siyasal mantn siyasal sonular bakmndan daha nemli bir isel fark
mantna evriliini iaret eder. Burada, slam lkelerinin Batllamasn bir veba olarak kavrayan nl ranl
mtefekkir ve hikayeci Celal Al-i Ahmede ait ve slamcln Batllamaya bakn zetleyen o gzel metafor
hatrlanabilir (Ahmed, 1988; Sayyid, 2000). Bu durumda slamclk kendini, Batllama vebasna kar sadece
korumac-karantinac bir mdahale olmakla snrlamaz; o, ayn zamanda, bu vebann oluturduu baz enfeksiyon
ve rahatszlklar tehis ve tedavi edici bir tbbi mdahaledir de. Bylelikle, slamcl, Mslman dnyann bir
patolojisi olarak deerlendiren kimi yaklamlardan (Shayegan, 1991) uzaklap vcudun enfeksiyonlara kar
verdii normal bir tepki olarak kavramak kolaylar (Aktay, 1998).

Tarihsel geri kalmlk sorunundan kurtulabilmenin yegane yolunun hemen her dzeyde Baty ve Batl
deerleri kabullenmekten/taklit etmekten getii fikrine kar ilk dnem slamclarnn savunmac bir pozisyonda
kalarak Batnn stnlnn teknolojik, askeri, ekonomik ve medeni baarlarnda yatt; fakat btn bu
baarlarna karn, Batnn ayn zamanda hem kltrel hem de ahlaki dzeylerde nemli llerde bir yozlamay
temsil ettiini dile getirmeleri onlarn bir ok bakmdan Bat-d bir modernleme arayna umutsuzca da olsa
sahip kma abalarndaki korumac-karantinac ynelimleri yanstr. lk dnem slamclarnn bu tutumu sadece
onlara has deildir. Medeniyet ile hars arasnda varsayd ayrmla Ziya Gkalp de benzeri bir argman dile
getirmi olmakta ve en azndan kltrel-ahlaki anlamda Batllk ile medenilik anlamnda Batllk arasnda
korumac-karantinac bir ayrm ngrmektedir. Trk dncesinin bir ok figr, temelde, ayn ayrm farkl
kavramlarla dile getirip bu kavramlar aras diyalog ve sentezi kendi eserlerinde temsil etme yoluna gitmilerdir.
Nitekim, Ahmet Aaolu, Niyazi Berkes, Sabri F. lgener, Peyami Safa, Mmtaz Turhan, Erol Gngr, Nurettin
Topu, Kemal Tahir, dris Kkmer, Cemil Meri vb. Aydnlarn baka hal ve artlar altnda asla birlikte
dnlemeyecek eserleri bu bize-zg-olan ile herkese-zg-olan arasndaki ayrma, atma, uzlama ve
diyalog araylarnn birer rnekleridir. Medeniyetin evrensel, kltrn ise tikel bir tarzda tanmlan sadece
teorik-operasyonel adan ele alnamaz elbette. Bu ayrm Trk dncesi ve kltrnn haysiyetinin snand ya
da kurban edildii nemli bir urak ve sunak tadr. Takliti arzunun deformasyonundan uzaklamann yolu
herkese-zg-olan ile bize-zg-olan arasndaki iletiimsel etkileimi temin edecek kanallar ak tutmaktr. Bu
ise geni bir kavramsal szdaarn ve etkin bir dnsel pratii zorunlu klar.

Cumhuriyetin ilk yllarndan itibaren slamcln kamusal tartmalardan geri ekilmek zorunda brakl
Trk dncesinin geliimine bu tartmac, sorgulayc figrn yapaca tehis ve tedavi edici katklar ve
tedarik edecei almlar kstlamtr. Batllama pratii iinde bize-zg-olann herkese-zg-olanda eritilerek
kayboluu, burada herkese-zg olan eklinde tanmlanabilecek evrenselin nihai kertede ii bo ve saydam bir
kategori olarak tad niteliklerden dolay Trk kltrnn kimlik krizini kronikletirmi, bu evrenselliin
Avrupamerkezciliin plana dolayszca yazlan/kaydedilen tns modern Trk dncesinde giderek
monotonlamtr.

Bu noktadan itibaren slamcln nc urana deinebiliriz. Avrupalln deiim deeri yerine


kullanm deerini n plana karmaya alan bir bak asn yanstr bu son urak. Avrupall mmkn
olduunca kullanm deeri ile yeniden tarif etmeye merakl bu urakta, modern Trk dncesi iindeki rakiplerini
drd bir tuzaa slamcln kendisi de yakalanr; zira, Avrupalln kullanm deeri ile deiim deeri
arasndaki diyalektiin modern Trk dncesine has takliti sarmal iindeki kopumasnn, yer deitirmesinin
ve tersine dnmesinin farknda olmasna karn onun anlamn ve nemini yeterince takdir edemez. Bylelikle
slamclk, nc uranda, her ne kadar Avrupalln/Avrupacln kullanm deerine smsk yapp ondan
politik-pratik alardan azami llerde istifade etmeye kalksa da, bu mefhumlarn Trk toplumunda kazand
deiim deerine bel balayan gsterii ve fetiist bir konuma gerisin geri savrulur. Avrupamerkezci evrensellii
eletirerek kendi zglln ve entelektel/siyasal rdn kazanm bir tutumun bu safhada ileri srd tezler
bundan dolay maalesef bu entelektel/siyasal rde sahip olmaktan duyulan rkntnn/infialin ibretamiz
rnekleridir. Zira, gerek isel gerekse dsal, ama her halkarda retken fark mantn, bu infialin dourduu
tela esnasnda yitirecektir. Haiz olduu fark mantnn ve sahip kt zgllk gramerinin rettii
entelektel/siyasal meruiyeti, pratik/toplumsal bir meruiyetin (hayat hakknn) salayaca geici rantla dei-
toku etme gayreti iinde, hem bu fark mantn ve zgllk gramerini kaybedecek hem de Avrupamerkezci
evrenselliin dayatmalarna boyun emek zorunda kalacaktr. Bize-zg-olan, bir kez daha herkese-zg-olann
hegemonik mantnda herhangi bir iz brakmakszn ve stelik ona borlanarak iflas edecek/silinip gidecektir.
Nihai tahlilde bu iflas ve silinip gitme, ada Mslman znellikteki da alma ve sirayet etmenin bir emaresi
olmaktan ok, bu znellikteki bir tr melankolik yarlma ve ie kapanmann yeni bir alameti ve davurumudur.

DPNOTLAR

1-Bu tr z-dnmler sadece milliyeti-muhafazakar kesimlerden gelmemitir. Szgelimi Mmtaz Turhan, Erol
Gngr vb. milliyeti-muhafazakar sosyologlar garpllama srecinin lkedeki konumunu eletirel bir
muhasebeye ve deerlendirmeye tabi tutarken Kemal Tahir, Niyazi Berkes gibi sol ynelimli aydnlar, bu srecin
dorudan Trk dncesi ve politikas zerindeki etkilerini sorunsallatrmlardr. Karlatrma iin bkn. Gngr,
1991; Berkes, 1976.
2-Trk beeri bilimler geleneinde farkl ekol ve paradigmalarn oluamamasnn bir sebebi de bu ithal ikameci
entelektel, kltrel ve akademik politikalardr kanaatimizce. Bu konu etrafnda daha ayrntl analizler iin bkn.
Aktay, 2002.
3-Halbuki tarihsel gecikmilik bilincinin, paradigmatik Alman sonderweginden beri btn farkllklarna ramen
ayn deerde olan iki tarihsel dzeyin (Orta a/Modern Zamanlar, Fransa/Almanya vs.) ezamanl olarak prise
de consciencei (kendinin farknda olu)nin farkl eitlemeleri olduunu gsteren A. Laroui, nc Dnya
aydnlarnn karlat problemleri ve seenekleri, tarihselci bir Marx okumas ile serimlemeyi dener (Laroui,
1993: 153-177). Esasen, Larouiye gre, tarihselcilik, etkin bir biimde kullanlabilirse kolektif eylem, yani
politik praxis iin anlaml bir mantk sunabilir.
4-Kopenhag zirvesi ncesinde ve sonrasnda muhafazakar demokrat AKPnin genel bakan Recep Tayyip
Erdoann sk sk sarf ettii Kopenhag kriterlerini Ankara kriterlerine dntreceiz szn bu balamda
yorumlamak mmkndr. Trkiye, artk, ironi bu ya, Avrupaya Avrupallk dersi verebilecek bir konumdadr ya
da kendisini yle hissetmektedir. Belki de, bu anlaya gre, Avrupallam bir Trkiye Avrupay da gerek
Avrupa ile tantrmay, yani onu da Avrupallatrmay baaracaktr.
5-Burada sorun, Avrupann u anda tarihsel olarak yaamak zorunda kaldmz bir emri vaki durum olmas
deildir; aksine, asl sorun, bizim bu emri vakiye ne tr bir tavrla yant verdiimizdir.
6- Elbette bu mecbur kalta yer yer toplumca kapldmz iktisadi, tarihsel, toplumsal, siyasal, kltrel,
psikolojik vb. birtakm sorunlarn etkisi byktr- ama sormak gerekmez mi, bu sorunlarn yzde ka bu sre
zarfnda gerek anlamlaryla tartlabildi? Deyim yerindeyse, AB yelii iin bu kadar srar, btn bu sorunlar
kendi aramzda adam gibi tartmann korkutucu sorumluluk ve yknden kan dolaysz bir yansmas ve
ifadesi deil midir?
7- Kopenhag zirvesi ncesinde ve esnasnda Avrupa anayasasn hazrlayan komisyonun bakan Gerard
Destaingin bu minvalde yapt aklamalar Avrupann nasl ve niin snrlandrlacana ilikin sorunlu
tartmann nemini yeterince vuzuha kavuturmutur. Ahmet idemin bu konudaki tartmalara yapt zgn
bir katk iin bkn. idem, 2002.
8- Kopenhag zirvesinden Trkiye hakknda kan kararn hukuki olmayp btnyle siyasal olduunu tartan
bir yaz iin bkn. Aktar, 2002.
9- Heinrich Blln her trl gl taklit eden ve fakat kendi gln kaybeden yk kahraman burada bir
rnek olarak aklmza gelebilir. Sz konusu kahramann artk taklit edemedii tek bir gl kalmtr, o da kendi
gl. Taklit edebildii o binlerce gl arasnda kendi gln kaybetmi ya da unutmutur nk. Bkn. Bll,
1987.
10- Weber Avrupa kltrnn sui generisini onun rasyonalite biimlerinin dier kltrlerin rasyonalite
biimlerinden farknda arayp bulurken, Weberin analizini geniletip ksmen geveten Habermasta bu nitelik,
kendi yapsal atmalarnn iinden geip stesinden gelebilme becerisini ifade eder. Bu konuda daha detayl bir
okuma iin bkn. Gzel, 2002.
11- Mustafa Kemal Atatrk, Cumhuriyetin kurulu yllarnda verdii birok deme ve beyanatta gen
Cumhuriyetin amacnn Batllama deil modernleme/medenileme olduunu vurgular. Taklit bu deme ve
beyanatlarda iddetle eletirilir. Buna karn, Cumhuriyet deneyiminde Baty taklit etmeksizin nasl
modernleilecei/medenileilecei sorusu hep cevapsz kalm, byle bir imkan teoride kabul edilse de pratikte
reddedilmitir. Bkn. Atatrk, 1989.
12- Medeniyet kavramnn tad baz mulaklklar tartma konusu etmeksizin unu iddia edebiliriz: Muasr
medeniyetler seviyesi dendiinde, bu ibarenin tad aikar oullamaya karn, paradoksal olarak aslnda hep
tek bir medeniyetin, Bat medeniyetinin seviyesi kastedilmektedir. Medeniyet, bu noktadan itibaren sadece Batya
hasredilir. in, Hint, slam vb. medeniyetler bu sylemlerde ya muasr deillerdir ya da medeniyet.
13- Bu veylik konumuna bizatihi Somayn yazs dolaysyla bile karar verebiliriz. Somayn yazsnda dier iki
figrn oynad barollere nazaran Yobaz tam anlamyla hikayenin selameti asndan gerekli
bir figran konumundadr. Yine ilk iki figr analizinde psikanalize sk sk bavuran Somay sz Yobaza gelince
psikanaliz yerine termodinamik metaforlar stelik hata yaparak- kullanr. Yobaz, ona gre, termodinamiin
ikinci yasasnn hilafna hareket eden biridir. Oysa toplumsal ve kltrel sistemleri termodinamik sistemlere
benzetmenin uygunsuzluu bir yana, termodinamiin ikinci yasas sadece ve sadece evrensel sistemin
entropisinin arttn syler- yani a priori evrensel bir sistem varsayar. Dier bal sistemlerde entropi her hal ve
artta artacak deildir. Cumhuriyet dnemi Trk kltr haiz olduu baz nitemler (Cumhuriyet dnemi,
Trklk, kltr) dolaysyla, aktr ki, bal ve belirli bir sistemdir. (Zaten, bu sebeple, psikanalize konu
ediliyor deil midir?) te yandan termodinamikte evrensel sistem termodinamik analizi kolaylatran mutlak bir
soyutlamadr ve analize konu edilen herhangi bir bal sistemin mutlak darsn iaret eder. Bu sebeple bal
bir sistemde entropinin srekli artaca varsaym, sosyal teoriyle uraanlarn fiziki bilimlerden edinilen
metaforlarn aldatc ikna gcne ilikin tadklar hayranla hamledilebilecek dzeyde olgusal/maddi bir hatadr.
14- Somay, bu satrlara yazsnn sonunda italik olarak yer verir. Bir nevi bir post scriptumdur sz konusu satrlar.
Yaznn sonunda, yazdan bamsz bir e(r)k (supplement-power) olarak yer alrlar ve yazda ileri srlen iddialar
ile ilgili btn yorumlama faaliyetini kontrol etmeye ynelirler. yle ki okurun yaznn iinde yazar bulabilmesi,
kendisini de bulabildii lde mmkn olabilecektir ancak. Tabii, okurun kendini bulabilmesi iin ncelikle
yaz iinde- kendisini kaybetmi veyakendisinden gemi olduunu kabul etmesi gerekir. Somay, yaznn
gereklii ile okurun gerekliini kopmaz bir ekilde birbirine raptetmeye alr bylelikle. Bu kabul ve raptedi,
Hristiyani itiraf yoluyla m, alla turca m, yoksa sadece Somayn yazar (analist) performansyla m
gerekleecektir? Bu pek bilinmez, ne sonda ne nde bu soruya bir yant verilmez; nk tartlan konu budur:
bir zne, bir kendilik olma srecinde, bu performans sergilerken karlatmz sorunlar nelerdir? Tam da bu
noktada, Somayn yazsnn giri cmlelerinde bahsi geen kartlk, yani Dounun despotizmi (ikence,
korkutma, bask yoluyla ifade alma) ile Batnn zgrlk zne teknolojileri (itiraf mekanizmalar) arasndaki
hiyerari tersine evrilebilir. Bilindii gibi itiraf, muterifin zerindeki iktidar ve tahakkm iselletirmesinin
bir neticesidir; itiraf eden zne sululuunun farknda olan bir znedir; buna karn, ikenceye maruz kalan
znenin zerinde iktidar ancak dsal olarak ileyebilir; ikenceye maruz kalan zne, zgrlnn bedelini
ikenceye urayarak demektedir; ama, sylemek bile gereksiz, bu ekilde zgrln de koruyabilmektedir.
Somayn yazsnda itirafa (Batya) tannan bu hiyerarik kayra tam da psikanalitik iktidar ve disiplin pratiinin
kamil bir rnei olarak yeniden okunabilir. Yaznn sonundaki satrlar, bylelikle okurun anlama ve yorumlama
srecine ynelmi dosta bir uyardan dmanca bir tehdide kadar farkl bir skala iinde yeniden
yorumlanabilir. Elbette Somayn yazsnda kendimizi kaybetmemiz ya da bulmamz bu yazyla ne tr bir iliki
kurduumuzla balantldr. Bizim klasik okuma tarzn, yani eletirel bir tarz yelediimiz fark edilecektir
(umarm!)
15- Somayn yazsna ynelik politik bir okumann ilk fark edecei ey kamusal ile zel arasndaki ayrmn,
yazda ayrmlamam ve bulank bir biimde kaldr. O, kltrelden bahsederken bile aslnda siyasaldan
bahsediyordur ya da vice versa. Bu yzden Somayn kendi zel ikilemini bizimle iten bir biimde
paylamas en azndan sahip olduunu zmnen savlad politik doruluun toplumsal anlamn gizemliletirmeye
yarar- Somay ne saf arzuya sahip baldrplaktr ne de sahip olduu arzuyu onurlu bir ekilde inkar eden bir
romantik. Zppedir ve zppelii iinde transvestitdir. Yine de syleminde dile gelen kinizm egemenlere,
iktidarnn bilincine vakf kimselere has bir kinizmdir. Bir anlamda, Somayn yazs boyunca mstehcen efendi
(Zizek, 1995) bize byk burmaktadr. Politik psikolojide kamusal ile zel arasndaki ayrmn
bulanklatrlmasnn anlamna dair gzel bir analiz iin bkn. Zizek, 2001: 56-57.
16- Bu konuda daha ayrntl sosyolojik analizler iin bkn. Aktay, 1999.
17- ABnin Trkiyeyi Mslman kimlii dolaysyla ye olarak almay kabul etmedii sans, sadece AByi bir
Hristiyan kulb olarak deerlendiren kesimlere deil, ayn zamanda Muhayyel Kemalist znelere de hakimdir.
18- Bu noktadan itibaren, Trkiyede bir dnce geleneinin yerleememesinin temel sebeplerinden biri olarak
Trk (ve slam) dncesinde daemonik genin yokluunu gzlemleyen erif Mardinin deerlendirmelerine
bavurabiliriz. Mardine gre Trkiyedeki aydn snf klasik literati (okuryazar) konumundan teye pek
geememitir, nk bunun iin gerekli isel motivasyonlara (daemonik ge) ve toplumsal statye sahip
deillerdir. Bkn. Mardin, 1997.
19. Bu kavramlarn daha ayrntl bir analizi iin bkn. Vattimo, 1991.

REFERANSLAR

Ahmed, Celal Al-i (1988), Batdan Gelen Veba, ev. Bekir Tuna, stanbul: Nehir.
Aktar, Cengiz (2002), ABnin Yeni Trkiye Politikas, Radikal, 19 Aralk.
Aktay, Yasin (1999), Trk Dininin Sosyolojik mkan, stanbul: letiim.
Aktay, Yasin (2002), Trk Sosyolojisinin z-dnmselliine Katk: Siyaset ve Sosyolojinin
Eklemlenmesi zerine, tezkire, No: 25.
Aktay, Yasin (1998), Kltrel Sahihlik Sylemleri ve slamclk , tezkire, No:14-15.
Atatrk, Mustafa Kemal (1989), Btn Sylev ve Demeleri, cilt:I, Ankara: TTK Basmevi.
Berkes, Niyazi (1975), Trk Dnnde Bat Sorunu, Ankara: Bilgi.
Bhabha, Homi (1994), Of Mimicry and Man: The Ambivalence of Colonial Desire,Location of
Culture iinde, London: Routledge.
Bll, Heinrich (1987), Cce ile Bebek, ev. Kamuran ipal, stanbul: Cem.
Butler, Judith (1998), Salt Kltrel Bir ey ev. Yurdanur Salman, cogito, No: 18.
Caputo, John D. (1989), Radical Hermeneutics: Repetition, Deconstruction and The Hermeneutic Project,
Bloomington: Indiana University Press.
Connolly, William E. (1995), Kimlik ve Farkllk: Siyasetin Acmazlarna Demokratik zm nerileri, ev.
F. Lekesizaln, stanbul: Ayrnt.
al, aban H. (2001), Hayaletbilimi ve Hayali Kimlikler, Konya: izgi Kitabevi.
idem, Ahmet (1992), Trkiyenin Sonderwegi, tezkire, No: 3.
idem, Ahmet (1998), Siyasal vs. Kltrel slam, tezkire, No: 14-15.
idem, Ahmet (2002), Yer ile Yasa arasnda Arupa, Avrupa Gnl, No: 2.
Derrida, Jacques (1976), Of Grammatology, ev. Gayatri C. Spivak, Baltimore ve Londra: John Hopkins
University Press.
Foucault, Michel (1994), Kelimeler ve eyler, ev. M. A. Klbay, Ankara: mge.
Girard, Rene (2002), Romantik Yalan ve Romansal Hakikat, ev. Arzu Etensel-ldem, stanbul: Metis.
Gngr, Erol (1991), Trk Kltr ve Milliyetilik, stanbul: tken.
Gzel, Murat (2002), Avrupa Birlii Tartmalar, Oryantalizm, Habermas ve vesaire,tezkire, No: 27-28.
Kkmer, dris (1984), Dzenin Yabanclamas, stanbul: Alan.
Laroui, Abdullah (1993), Tarihselcilik ve Gelenek, ev. Hasan Bacanl, Ankara: Vadi.
Mardin, erif (1997), Trkiyede Toplum ve Siyaset, stanbul: letiim.
Pamuk, Orhan (1999), Kara Kitap, stanbul: letiim.
Safa, Peyami (1994), Trk nklabna Baklar, stanbul: tken.
Safa, Peyami (1992), Fatih-Harbiye, stanbul: tken
Sayyid, Bobby S. (1995), Savaan Kafirler ve Zndklar, Siyasal Kimliklerin Oluumu, (ed. E. Laclau, ev.
A. Fethi) iinde, stanbul: Sarmal.
Sayyid, Bobby S. (2000), Fundemantalizm Korkusu: Avrupamerkezcilik ve slamcln Douu, ev. E.
Kurban, N. Ylmaz, Ankara: Vadi.
Shayegan, Daryush (1991), Yaral Bilin, ev. Haldun Bayr, stanbul: Metis
Somay, Blent (2001), Bir Garb Mukallidi Zppenin tiraflar, Defter, No: 43.
lgener, Sabri F. (1984), Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Ankara: Maya.
Ylmaz, Nuh (2002), AB ve Batllama: Bir Lgatenin nfaz, tezkire, No: 27-28.
Vattimo, Gianni (1991), End of Modernity, trans. John R. Synder, Baltimore.
Zizek, Slavoj (2002), Krlgan Temas, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis.
Zizek, Slavoj (2002), deolojinin Yce Nesnesi, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis.
Zizek, Slavoj (2001), Gln Ycenin Sanat: David Lynchin Kayp Otoban zerine, ev. Sava Kl,
stanbul: Om.
Zizek, Slavoj (1995), Mstehcen Efendi, ev. Mustafa Ylmazer, Toplum ve Bilim, No: 65.

Tezkire, say: 29, Kasm/Aralk 2002

Das könnte Ihnen auch gefallen