Sie sind auf Seite 1von 16

Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.

com>

SORULARIMI NEDEN YANITLA(YA)MIYORSUN? CEVAPLANDIRMANI BEKLEDİĞİM SORULAR....


Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com> 27 N san 2019 13:18
Alıcı: yuksel@yuksel.org, 19@19.org
Cc: brah m atabey <g zlenen slamger@gma l.com>, Gürkan Eng n <gurkanen@gma l.com>

Ed p merhaba,

Gürkan Eng n'le lg l ma l m ulaştı mı? Ger b ld r mde bulunmanı r ca ed yorum.


Eğer b r sorundan dolayı let n n tamamını göremezsen ger b ld r mde bulun, başka b r şek lde tekrar letey m...

Olumlu/olumsuz ger b ld r m n bekl yorum...

Esenl kler,
CİCERO

---------- Forwarded message ---------


Gönderen: Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>
Date: 26 N s 2019 Cum, 23:14
Subject: Re: SORULARIMI NEDEN YANITLA(YA)MIYORSUN? CEVAPLANDIRMANI BEKLEDİĞİM SORULAR....
To: <19@19.org>
Cc: <mcemsah n@hotma l.com>, brah m atabey <g zlenen slamger@gma l.com>, Gürkan Eng n <gurkanen@gma l.com>

Ed p Merhaba,

Gürkan 'ın durumu ortada! Kaç gündür kend s ne lett ğ m sorulara ve çel şk lere cevap VER(E)MEDİ!
Aynı soruları sana leterek, b r açıklama yapmanı r ca ed yorum.

Ma l n altında Gürkana lett ğ m soruların tamamını göreb l rs n. Eğer b r sorundan dolayı göremezsen ger b ld r mde bulun, başka b r şek lde tekrar letey m...

Esenl kler,
CİCERO

Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 26 N s 2019 Cum, 21:34 tar h nde şunu yazdı:
Gürkan Eng n,

Hala cevap vermed n!


Bu konuda senden b r açıklama bekl yorum...
Kend ne yakışanı yap lütfen!
Aks halde s z nle alakalı kapsamlı b r yayın yapılacaktır!
Saygı ve hürmetler m sunarım,
Aşkla, Sevg yle, Esen kalınız, Hoşçakalınız efen mmm...
CİCERO
Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 22 N s 2019 Pzt, 15:57 tar h nde şunu yazdı:
Gürkan, sen merak ett m, y m s n?

Ne b r ses, ne de haber, gelm yor artık senden,


Öylece kalakaldım da Del hasret mle ben...
B r yabancı selamın le Hüzünlere daldım,
Kend eller mle ben ben Kederlere saldım.
...
Ders ne m çalışıyorsun? Ezber m yapıyorsun?
Matemat ktek sev yes zl ğ n gördük! Ayet bükücülüğün de malum! 19 un da durumu ortada! (bkz. Devlet Bahçel mantığı) Eeee ş md nasıl kıvıracaksın? (Aaa pardon! nasıl b r savunma yapacaksın?)

Esk oryantal dans f gürler n b z zlemekten sıkıldık; ama sen,


sevg l "Sunay Akın"ın o sev ml uslubunu başka b r boyuta taşıyarak, "bakın bakın nasıl kıvırıyorum!, bakın bakın nasıl kıvırıyorum!" edasıyla, mezdekede dans üçlüsünün yapamadığını yapmaya çalışmak noktasındak az m ve kararlılığınla;
RTE capsler n aratmayan tutarsızlınla;
Devlet Bahçel 'y kıskandıran matemat ğ nle;
y ne m t ng meydanlarında "... hesabını sormazsam şerfs z m, namussuzum, namerd m!" d ye es p gürleyen, k gün sonra da "pad şahım çok yaşa!" d yen malum pol t kacılara parmak ısırtan ahlak anlayışınla;
cüretkar, kend nden em n, nars st şeyh n ve şahsınla;
"keramet kend nden menkul" manın ve mantığınla;
cehl- mürekkebe meskun, gafletten meftun akıl ve drak nle;
"Erd l Yaşaroğlu" kar katürler ne lham kaynağı olurcasına ortaya attığın dd a ve eleştr ler nle;
A şe'n n Muhammedle evlend ğ yaştak b r çocuğun, kah saçmalayarak kah umursamayarak kah saklanarak (yada -cevap veremed ğ n argümanları saklayarak- desek daha doğru olur) serg lem ş olduğu tavırlarınla;
comedy-talkshow yapmaktan sıkılmadın!

Ama helal olsun!


"Sahneye çıkıp, yaptığın şaklabanlık, espr ve m zaha gülmeyen sey rc ler n , 'espr y anlayacak zeka ve olgunluktan yoksun' k ş ler olarak yaftalayan b r komedyen olarak"
k mseye müdana etmed n, kend n ve kal ten h ç bozmadın! Afer m, Bu yönden çok takt r ed yoruz b z sen ...

Bu ves leyle, Az z Nes n' , ler görüş ve tutarlı tesp tler nden dolayı, tar h önünde b r kez daha saygıyla anıyoruz.!
"Okumak cehl- alır, eğer yoksa ufk- drakte gerçeğe(hakka) ulaşmak; zat-ı sıfatında, merkepl k bak kalır!"

B r, Absürt komed sever olarak, yayınlarını lg yle, severek ve beğerek zl yorum. Tab daha öneml b r ş m yoksa...

Evet...
Neyse...
Ne dem şler, ''Dünya ölümlü, gün akşamlıdır''.
''Başkalarına kafa tutmadan önce kend n yenmen gerek r.''
Saygı ve hürmetler m sunarım efen m...
Aşkla, Sevg yle,Esen kalınız, Hoşçakalınız efen mmm...
CİCERO

Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 21 N s 2019 Paz, 21:23 tar h nde şunu yazdı:
Yanıtlaya b lecek m s n?

Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 21 N s 2019 Paz, 01:01 tar h nde şunu yazdı:
let yarıda kes lm ş olab l r. [İlet kısaltıldı] Tüm let y görüntüle kısmına tıklayarak tüm hal ne ulaşab l rs n....

Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 21 N s 2019 Paz, 00:57 tar h nde şunu yazdı:
@Gürkan Eng n,
Ayrıca şu sorularada cevap verk en azından lm n n kaynağını göreb lel m....
(B raz dağınık olacak ama kusura bakma, v deoların altındak sorularıma cevap vereb lseyd n böyle olmazdı "yorumlarımdan alıntılar")

KUR'AN İÇERİSİNDEKİ SAYISAL MANTIK ve MATEMATİKSEL İDDİALAR?


Kur'an da yeralan M ras ayetler konusunda yaptığınız v deoyla lg l ,
"... şu oranların doğrusunu rasyonel sayılar(!?) kullanarak yazab l rd n z. Ama yazamadınız, yazamadınız, yazmanız mkansız." İMKANSIZ ÖYLE Mİ (!)
"Hatta s ze buradan söz ver yorum. Şayet bunu yaparsanız, 'KURAN ALLAH'TAN DEĞİL, UYDURMA BİR KİTAPTIR' d ye v deo çekeceğ m. Bakın, ne kadar dd alı b r cümle kurdum, s zce nasıl bu kadar dd alı b r cümle kurab l yorum? Çünkü, en
azından bu kadar matemat k b l yorum." ded n z.

[M ras problem n , kuranın hükmü oldğunu söylemeden 6. sınıfa g den oğluma sordum. oranları kurandak g b verd m. çözmes n sted m. tab olarak çözemed . O halde oranlar eş t olmayacak şek lde bu soru nasıl sorulab l rd oğlum d ye sordum. bana ded k
baba, a le fertler sayısı değ şeb leceğ ç n ve sab t b r oran verd ğ m z zamanda pay le payda eş t olamayacağı ç n bence her k ş ye b r katsayı versek mesela, erkek çocuk 2 pay, kız çocuk 1 pay, anne 3 pay, ... şekl nde keyf olarak bel rlesek. daha sonra tüm
m rasçıların paylarını toplayıp (örneğ n 12 pay) toplam m rası toplam pay m ktarına bölsek ve çıkan 1 pay m ktarını herkes n kend pay katsayısıyla çarparak dağıtsak, sorun olmadan ve kalan olmadan dağıtab l r z...
6. sınıfa g den b r çocuk b le bu soruyu çözeb l rken, Tanrı bunu akıl edem yor mu?]

Rasyonel sayı olarak yazılması İMKANSIZ(!?) ÖYLE Mİ? Elbette yazılab l r. Nasıl mı?
{A, B, C, ... , Z} m rasçılar; {a, b, c, ... , z} m rasçıların h sse payları; ( a + b + c + ... + z = X ), X: top. h sse m kt.; ( a/X + b/X + c/X + ... + z/X ) = 1 ve A k ş s n n m ras oranı = a/X olmak üzere ;
A k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (a/X),
B k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (b/X),
C k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (c/X),
....
Z k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (z/X), şekl nde b r paylaşım, her koşulda eks ks z/kalansız ve durumdan bağımsız olarak tutarlı ve doğru b r sonucu sağlayacaktır.
Bende Gürkan Eng n' den, (eğer Ahlaklı, Namuslu, Dürüst ve Tutarlı b r se) SÖZÜNDE DURMASINI BEKLİYORUM... SÖZÜNÜZÜN ARKASINDA DURACAK MISINIZ?

Sorusuna verd ğ n z cevapla lg l ;


İlk olarak verd ğ n cevaplar üzer nde kısa b r anal z yapalım;
1. "V deomu zleseyd n z, bu tür b r yanıtın ver leb leceğ n zaten söyled ğ m göreb l rs n z. "
Ne yan v deonuzu zlemeden m yapılmış b r yorum bu. n yet okumanın ve t barsızlaştırmanın dan skası... İzled m evet, fakat hata olmadığını kanıtlamaya çalıtınız. v deonuzda k ayrı durumdan bahsed yorsunuz 1 nc s tüm comb nasyonların tek tek
yazılması, 2 nc s b r n n d ğer ne göre eks ğ veya fazlası durumunun ortaya koyulması. lk n zaten absut buluyorsunuz. k nc s n de oran arantıya götürüyorsunuz. Üstel k ler sürdüğünüz argümanlar(!) hem mantığa hem akla hemde gerçeğ arama lken ze ters
düştünü görmen ze rağmen. (ters değ l d yorsanız eğer daha vah m, bkz. Dücane CÜNDİOĞLU) Ayrıca eğer s lmed ysen z v deonuza yapılan olumsuz yorumların altına verd ğ n z cevaplarınızı b gözden geç r n. verd ğ n z cevaplarda bunu kastedmed ğ n z ve
sürekl başka b r yöntem n mkansız olduğunu savunduğunuz aş kardır.

2. "Söyled ğ m bu zaten. 3 terc h yapılab l rd . ya tüm oranlar tek tek yazılab l rd , ya s z n şu an yaptığınız g b b r denkleme döküleb l rd ya da oran orantı le çözülecek paylar ver leb l rd "
Burada bu cümlen zle apaçık yalan söyled n z. V deoda ve v deonun altındak cevaplarınızda defaatle başka b r yolun mkansız olduğunu d le get rd n z. V deoda bu fadeden sonra yapılması mümkün 2( k ) yol olduğunu fade ett n z. bunlarında fade ve yazımının
sayfalar süreceğ gerekçes yle absüd buldunuz. v deonun altındak kend yorumlarınızı s lmeden b okuyun ve sonra kastınızın bu olup olmadığına karar ver n. Velevk tam fade edemed ğ n kabul ett k d yel m, eee n ye yapılmadı pek ? Yoksa buda başka b r
muc ze m ? Bu alternat f olasılıklara gerek yok k , akıl ve mantık b ze en muteber yolun kısa, anlaşılır, mantıklı, tutarlı ve bas t olması gerekt ğ n söyler. Bakın 6. sınıf öğrenc s b le bunu anlayıp, çözüm üret p, hesabını yapab l yor. üstel k h çb r tartışmaya mahal
vermeyecek şek lde....

3. "Kuran yazarı, en bas t olanı seçm ş. sadece bugün ç n değ l, 1400 yıl önces c n de."
Yapmayın yahu, bu mu en bas t olanı, aradan 1400 yıl geçm ş hala tartışmalı ve tartışılıyor. üstel k ömer b le ney n nes olduğunu anlayamadığı ç n kend nce çözüm üretm ş zavallı... Ayrıca 1400 yıl öncek nsanlar bugünün 6. sınıf çocuğunun akl sev yes ne
sah p dey lm yd yan ... el m zde b nlerce yıl önces nden kalmış daha ayrıntılı astronom har taları, matemat k kuram ve çözümler , detaylı nce hesaplamaya dayalı mekan k catlar, mühend sl k yapıları, ... vs.var. Yanlışa yanlış demek zormu ? Bar z b r Yanlışı,
hatayı savunmaya kalmanız, kuranın lah olmadığını kabul etme durumunda yaşayacağınız aks yeteden kaynaklanıyor bence... Yıllarca harcadığınız zaman, verd ğ n z emekler, sosyal çevren zle olan l şk ler n z, özver yle yer ne get rd ğ n z kurallar, bu güne
kadar kurana dayanara kend n zce temellend rd ğ n z lkeler, hayat görüşü, söylemler, eylemler, fal yetler, ... vs tüm bunların boşuna ve temels z olduğunu anlamanızın get receğ anks yot k kaos, ve ç hesaplaşma ... tüm bunlar s ze böyle b r tutarsızlığı yapmaya
t yor.

4. "Kuran sadece el nde hesap mak nes olan ve matemat k b lg s yüksek toplumlar ç n nmed ."
Altıncı sınıf öğrenc s çözeb l yor d yorum. üstel k hesap mak nes kullanmadan... H çb r şek lde eğ t m olmayan, okuma yazma b lmeyen, sayı saymayı b lmeyen b r nsan yada toplum bunu zaten anlayamaz. üstel k bu yazıldığı şekl yle, b len toplumlarda
anlayamıyorken. bakın ömer bu ayetler nerken peygamber n çevres ndeyd . daha önce herhang b rşek lde bu ayet n kullanıması cap etseyd ve peygamberde bunu farketseyd , ya b r ayetle bunu düzelt r yada b r uygulamayla açıklığa kavuştururdu. görülüyork
ömer peygamberden sonra gerek duyulan b r olayda ş n ç nden çıkamamış ve kend s yarım yamalak b r çözüm üretm ş.

5. "s ze tavs yem, tham d l n bırakın, önce muhatabınızı anlamaya çalışın."


İnanın bu konuda let ş m kurduğum b r muhatabıma lk defa bu kadar ağdalı b r uslup kullanıyorum ve bu konuda s ze haksızlık ett ğ m düşünmüyorum. Ed b n uslubunu tavs ye etm yorum fakat özell kle 19 u anlayamamak ve matemat k konusunda nsanlara
yönett ğ n z thamları s z n ağzınızdan muhal fler n ze karşı pervasızca kullandığınızı duyunca bu d l kullanmayı Ed p n mantığı gereğ doğru buldum.

Ayrıca, açıkça "B l nçl " b r ayet çarpıtması yapıyorsun. N sa Sures 13.ayette "Bunlar s ze Allah'ın ç zd ğ sınırlardır" derken oradak sınır m ras ayrımlarını bel rtmekted r. Ayet tavs ye n tel ğ taşımamaktadır, ayet b r em rd r. Alt veya üst sıfatlarını
kullanmadan kurulan b r bare SINIRIN ANTTAN VEYA ÜSTTEN İHLAL EDİLEMEYECEĞİ, SINIR OLARAK BELİRTİLENİN EŞİTİ ANLAMINI TAŞIR... MATEMATİK BİLİYORSUN YA... KARŞILAŞTIRMA OPERATÖRLERİNİ BİR DAHA GÖZDEN GEÇİR... sözel
b r matemat k sorusunu anladığın şek lde yaparsan kes nl kle(%100) yanlış cevaplarsın.... :)))

Ş md demogoj y b r kenara bırakıp cevap ver lütfen !


"... şu oranların doğrusunu rasyonel sayılar(!?) kullanarak yazab l rd n z. Ama yazamadınız, yazamadınız, yazmanız mkansız." İMKANSIZ ÖYLE Mİ (!)
"Hatta s ze buradan söz ver yorum. Şayet bunu yaparsanız, KURAN ALLAH'TAN DEĞİL, UYDURMA BİR KİTAPTIR d ye v deo çekeceğ m. Bakın, ne kadar dd alı b r cümle kurdum, s zce nasıl bu kadar dd alı b r cümle kurab l yorum? Çünkü, en azından
bu kadar matemat k b l yorum." SÖZÜNÜZÜN ARKASINDA DURACAK ve VERDİĞİNİZ SÖZÜ TUTACAKMISINIZ?

Şayet kend n z n, Ahlaklı, Namuslu, Dürüst ve Tutarlı b r nsan olduğunuz dd asındaysanız, sözünüzü yer ne get rmek adına aşağıdak durumlardan hang s n yapacak, ne zaman uygulayacak ve yayınlayacaksınız?
a) "KURAN ALLAH'TAN DEĞİL, UYDURMA BİR KİTAPTIR d ye v deo çekeceğ m."
b) "MATEMATİK BİLMEDİĞİMİ KABUL EDİYORUM ve MATEMATİK İLE İLGİLİ İDDİALARIMI GERİ ÇEKEREK, MATEMATİK KONUSUNDA İTHAM ETTİĞİM HERKESTEN ÖZÜR DİLİYORUM" d ye v deo çekeceğ m.

B rde konu matemat kten açılmışken, "Fethullah Gülen, Ebu Hureyre'n n günde 12.000 kez st ğfar ett ğ n anlatıyor." d ye b r v deon var. Burada b r anal z yapmışsın ve b r k ş n n hızlı okuyarak b le 7 (sn/adet) hızda söyled ğ b r duanın h ç ara vermese
dah 12.000 (adet) * 7 (sn/adet) / 3.600 (sn/sa) = 23,33 saatte okuması gerekt ğ n vurgulayarak (haklı olarak) alay etm şs n... Keşke (11.40 ve 23.27 ayetler nde) Nuh'un, tüm canlılardan erkekl d ş l ç ftler hal nde gem s ne sığdırdığı sayıyı da b hesaplasan,
belk tüm canlıların gem ye sığması mümkündür ve 19 un tam katı b le çıkab l r... Yoksa sende Ed p g b onlar evc l hayvanları mı d yeceks n? :DDD

19 SİSTEMİ(!)
Açık matemat ksel fadelerde bulunmasına karşılık 1 bütünü doğru/düzgün paylaştıramama, sözel mantıksal eks kl kler ve anlatım bozukluğu neden yle doğru sonuç veremeyen, her konb nasyonda sağlamayan ve tutarsız sonuçları t bar yle t lafa, kargaşaya
götüren kuranın, b rde matemat ksel kodla korunduğunu dd a edenler var. İron k b r örnekle g r ş yapmakta fayda var d ye düşünüyorum....
Ahmed İbrah m: "Saygıdeğer Gürkan Eng n hocam! Kuranın 19 s stem le korunma altına alındıgına da r Kurandan sadece b r tanec k ayet get reb l rm s n z?"
Gürkan Eng n: "Öyle b r dd am yok."
Ahmed İbrah m: "Saygıdeğer Gürkan Eng n hocam!
19 s stem le Kuranın korunduguna da r Kurandan del l yok.
19 s stem le Kuranın korundugunu b ze göstermek c n Kurandan del l yok.
19 s stem le Kuranın Allahtan geld g n göstermek c n Kurandan del l yok.
Pek bu dd alar yoksa ve Kurandan del l de yoksa bu 19 ne se yarar?
Reklam ed ld g kadar se yaramadıgını kabul ederm s n z?
19 s stem n dogru anladıgınıza Kurandan del l varmı?
Tab k Kurandan del l olmayan b r s stemden bahs ed yoruz fakat asla sakaya gelmeyecek ve net celer agır ve kalıcı azaba sebep olan Ayet nkarına sürükleyen b r s stem.
Maksadım s z yormak deg l okuyanlarıda dah l olmak üzere düsündürmek."
Elyesa Bazna: "Gürkan Eng n, korunmayan veya korunamayan b r k taba s stem yerleşt ren b r tanrı ney muradetm ş olab l r?
Hayat b r öneme sah p hüküm ayet veya sures n n kurandan daha önce çıkarılmadığını spatlayab l r m bu s stem? spatlayamazsa bu s stem tanrı yerleşt rm ş olab l r m ?
İdd anız yokken ayet çıkartma, kurandan değ ld r d yeb lme cüret n nasıl kend n zde bulab l yorsunuz?
Ya bu d ne nanmıyorsunuz, yada nanmak ç n kend n ze kend mantık parad gmanızı yansıtcak b r bahane arıyorsunuz. Bunun başka b r zahı varsa b lmek ster m"
mcem sah n: "1:00:22 le 1:00:33 arasında Kuran’ın 19 la korunduğunu söylüyor. Fakat Öyle b r dd am yok derken gal ba Kuran’ın kend ç nde 19 la korunduğu konusunda doğrudan yada dolaylı b r söz yada cümle olduğu dd am yok demek st yor.
E o zaman 19 s stem yle kuranı buluşturan ned r?
Bence 19 s stem n n asıl hand kapı ayet ve sure numaralandırılmasında yan bu numaralar, sayılar, sıralanış ve d z l ş neye göre ve k m tarafından yapıldı? B l nd ğ üzere ayetler peygamber hayattayken ve çoğunlukla yaşanan ve yaşanmakta
olan b r olaylar, durumlar ve mütekab l nedenler s ls les üzer ne nm şt r. Fakat kuran toplanırken ve tasn f ed l rken bu mütekab l yet ve zaman sürekl l ğ bağlam s ls les ne uyulmadan, b l nçs z(!) b r şek lde tasn f ed lm şt r. İn ş sırasına
göre değ lde neden b l nmeyen b r sıralamada d zgelenm ş. İş n gar b Gürkan Eng n de bunun b r hand kap olduğunu b l yor ve 47:52 le 48:40 arasında bu durumu kabul ett ğ n d leget r yor. Fakat ayet ve sure numaralarıyla
matemat ksel muc zev şlemler yapmaktan kend n alamıyor. "
Gürkan Eng n: ............................... (Cevap yok) ??????

Ha-M m anal z nde kurulan mantık, yapılan şlemler ve ler sürülen çıkarımlar, DEVLET BAHÇELİ retor ğ nden farksızdır.
Bugün y ne b r konuşmasında 31 Mart seç mler nde aldıkları oylarla b r çıkarımda bulunarak b zler gülümsett . "31 Mart seç mler nde MHP n n aldığı oy oranı 18,81 d r. At v rgülü, 1881 Atatürkün doğum yılıdır. ..." :-DDDD

Kur'an'dan İk Ayet n Çıkarılması

19u bozduğu gerekçes yle Tevbe Sures 'n n son k ayet , sonradan eklenm şt r den lerek, sureden çıkarılıyor. Keyf yet n d b ne vuruluyor. Pek 19'a uymuyor d ye Kur'an'dan ayet çıkarana nasıl güveneb l r z? Kur'an'a ya komple nanırsın ya da komple
nanmazsın, bu böyled r. İstemed ğ n at, sted ğ n al, öyle şey m olur? Bunu b z d ns zler yapsak ve tvlerde Kur'an'a k ayet sonradan eklenm şt r d yerek boy göstersek, kellem z g derd . Adamlar sınırsız, sınırlayan b r şey yok ve buna "s stem" d yorlar. İdd a
tamamen seç mlere dayalı halbuk .

Yarın b r gün de başka ayetler n uymadığını fark ed p o ayetler çıkarırlarsa veya b r başkası başka b r rakamla Kur'an l şk s kurmak ster ve uymayan ayetler çıkarırsa ne olacak? Yan burada sınırlayan b r şey yok. Veya şu kel me 19a uymuyor onun yer ne ben
bunun eş anlamlısı olan kel mey koyacağım Kur'an'a derse, şurada şöyle denmek stem ş dey p başka b r şey ekler çıkarırsa, sonra da; b z 19 muc zes n n gösterd ğ şekle göre Kur'an'ın bozulmamış şekl n meydana çıkardık der geçerse! Tab komple b r surey
de çıkarıp atab l r, engelleyen b r şey yok, uymuyorsa sonradan eklenm şt r!

Ş md efend m ben bu şek lde get r n sted ğ n z k taptan s ze muc ze çıkarayım. Zaten uymayan kısımları atarsan ger ye uyan kısımlar kalır ve herhang b r met n herhang b r sayıya uyar.

- "Pek sen Kur'an'dan k ayet çıkarıyorsun da, Kur'an kend s söylüyor korunacağını? O halde y ne çok büyük b r çel şk yle karşılaşıyoruz."
- "Nerde, hang ayette söylüyor 'Kur'an'ı koruyacağını, orada gerçekten 'Kur'an' kel mes geç yor mu?"
- "Şüphes z o Z kr’ (Kur’an’ı) b z nd rd k! Onun koruyucusu da elbette b z z. (H cr Sures , 9)"
- "Bu ayette 'Kur'an' kel mes geçmed ğ n gerçekten görem yor musun? Aaaa çok cah ls n, keşke ölsen! Bak 'Z kr' d yor, gördün mü? Parantez ayet çarpıtmak ç n ekl yorlar. 'Z kr' kel mes özell kle seç l p konulmuş oraya. B raz aklınızı çalıştırın, b raz kr t k
düşünün yahu!"
- "Z kr, Furkan, Kur'an, ... bunlar aynı/eş anlamlı olarak kullanılmıyor mu?"
- "Genelde evet ama burada, yan 'Kur'an'ın korunmasıyla lg l ayetlerde bunu "levh- mahfuz"un korunması' olarak yorumlayıp sorunu çözüyoruz."
- "İy de bunun Kur'an olduğu bell değ l m ?"
- "Sen Arapça b l yor musun?..."
- "Hayır! Ne alakası var ş md bunun? Açıp mealler nden okuyorum. Herkes öyle çev rm ş"
- "Hem Arapça b lm yorsun! hem b lg n olmayan b r konuda gelm ş,.. yok şöyle, yok böyle!, ..."
- "Tamam uzatmayalım, Pek ned r bu levh- mahfuz?"
- "Allah katında bulunan, her şey n yazılı olduğu k tap g b b r şey, levha. Kur'an da bundan b r parça."
- "Amma yaptın yahu! Bunun basbaya Kur'an olduğu bell , z ra levh- mahfuz Allah katında ama ayette " nd rd k" den yor. Demek k , Allah katından nen b r şey n korunması söz konusu burada. O şey n se Kur'an olduğu ortada."
- "HAAAYIIIIIIRRRRR, SEN BİLMİYORSUUUUUNNN ...!!! "
- "Had d yel m k levh- mahfuz.İy de kardeş m, Allah Kur'an'ı korumayacaksa, koruduğu şey levh- mahfuzsa, bunun nsanlığa ne faydası var? Ben levh- mahfuzdan sorumlu tutulmuyorum k , zaten okuyamıyorum da onu. Ben m ş m Allah'tan nd ğ söylenen
Kur'an'la. Kur'an korunmuyorsa o halde k m b l r ne değ ş kl kler yapıldı? Burada sorun sadece sayı değ l k , bu k tapta ne hükümler, em rler vb.ler var. Belk de oruç tutan, namaz kılan b r veya herhang b r hüküm h ç fark etmez, Kur'an'ı değ şt renler n emr n
uyguluyor, Allah'ın değ l? Nerede kaldı Tanrısallık? 19'a uymayan d ğer pek çok şey n sonradan eklenmed ğ n veya değ şt r lmed ğ n nereden b l yorsun, sen n d l nle konuşursak? Yan Kur'an korunmayıp, ben m h ç ş m n olmayacağı levh- mahfuz
korunuyorsa, zaten sen bana sted ğ n muc zey get r, bu mantıksızlık, o muc zeler n yalan olduğunu, Kur'an'ın nsan sözü olduğunu, o muc ze ded ğ n şeyler n nsanlar tarafından yapılab ld ğ n göster r ancak.Kısacası nsanları levh- mahfuz lg lend rmez, ondan
b r parça olduğu söylenen Kur'an lg lend r r. Bu aklen de, mantıken de, d nen de böyled r. Sen n bu dd ana da ancak düşünme yet ler n y kullanamayanlar nanır. Kur'an gerçekten onu kast ed yorsa da, çok büyük b r çel şk ye düşmüş olur."
- "İnanmak stemeyen n, Kaf rler n her ne olursa olsun nanmayacağını Kur'an b ze taaa 1400 yıl önces nden zaten söylüyordu. Allah'a Hamd-ü senalar olsun! Sen nanmamaya şartlanmışsın. O halde neden uğraşıyorsun bu d nle? Neden Hr st yanlıkla,
Musev l kle uğraşmıyorsun? S yon st m s n? M syoner m s n? İnanmıyorsan saygı göster beeeeee!"
- "Yahu ne alakası var? Bu..."
- "Ayetler var ayetler!
- "Eeee, yan .. ?"
- "Bu ayetler 19 a n ye/nasıl uyuyor pek ? Had açıkla?"
- "İdd a sah b sens n, sen kna etmekle mükellefs n. İkna edemed ğ n aşağılıyor veya yer yorsun, eğer nandığın Tanrında, sen n g b davranıyorsa, zaten öyle b r tanrıya tapınılmaz."
- Had b r benzer n get r? Heee, get reb l r m s n? Mükemmel b şey bu 19 s stem !"
- "Hala 19 d yo yaaa? Yav He Heee..."

19 un s stem olarak kabul ed leb lmes ç n dd a ed len kel meler ve bu kel meler n sayı veya rakamların şaret ett ğ savunulan kel meler neden sonuç l şk s kurarak b rb r ne bağlaması gerekl d r. Bu l şk y kuramayan h çb r şlem s stem teşk l etmez!
Örneğ n tanrının s mler n ele alırsak, herhanb b r sm n karşılığı olarak varsayılan b r sayı, sadece 19 katları kadar mevcut d ye b r anlam fade etmez! B rbaşka olguyu hem şaret etmel hemde bu olguyu neden-sonuç l şk s çer s nde açlıklayab lmed r. B r met n
çer s ndek bazı kel meler tutarlı(!) b r şek lde bazı eş tl kler sağlaması b r mucuzey yada bunun nsan üstü b r varlık tarafından neşred ld ğ n kanıtlamaz.

B rde şu matemat k konusunda çok dd alısınız? S z tey t etmeyen ve karşı argüman sunanların öneml b r kısmını matemat k b lmemekle tham ed yorsunuz. Matemat k eğ t m yle lg l akred tasyonunuzu merak ett m doğrusu...
Merak ve lg duygularına sah p orta öğren m n tamamlamış nsanların 4 şlem ve olasılık dışında matemat ksel olarak hang yeterl l ğe sah p olması bu konuda s ze k fayet edecek donanıma sah p olduğu kanıtlayacak ?

Ed p matemat k konusunda s z n kadar ketum davranmıyor.


Ayrıca Ed p Yüksel n "k mler tanık olamaz" başlığı altında k fadeler n n de ne kadar sarsılmaz(!) , gerçekç (!) , geçerl (!) ve mantıklı(!) gerekçeler olduğunu s z n z h n dünyanıza bırakıyorum...
Kaynak: https://docs.google.com/f le/d/0B-U7q90GU9PjY2V5M2c5blNya1U/ed t

Peygamber n meşruyet n n ve tanrıdan aldığı dd a ed len söz yada met nler n, b l msel olarak doğruluğu spatlanmadan yada spatlanamadan böyle b r dd ayla ortaya çıkmak hele helede tamamen nanca ve mana tekabul eden bu olguların kanıtı olarak böyle b r
s stem (!) şah t göstermek nsan aklına hanett r. Bu durumun b l mle, matemat kle, akıl ve mantıkla zahı mümkün değ ld r.

19 sayısını zaten Kur'an'ın bütününe uygulayamıyorlar, sadece bazı kel meler , ayetler ve bunların harf toplamlarını alıp, 19a uyuyor göster l yor.
Mesela "Muhammed" sm , " nsan" kel mes , "İsa, Musa" g b peygamber s mler veya "Cebra l, M ka l, İsraf l" s mler , " bl s" kel mes , "nefs" kel mes , "han f" kel mes , "şeytan ve melek" kel meler , "Müslüman" kel mes , "İslam" kel mes , "Tevrat, İnc l ve Zebur"
kel meler vs. neden uymuyor bu 19 muc zes ne? Bunlar arttırılır, çoktur. Kur'an'dak bell başlı öneml kel meler yazdım.

Çarpıcı b r örnek vermek gerek rse:


Muc zec ler m z n kend fadeler ne göre Kur'an'da Allah s mler nden sadece 8 tanes 19'a uyuyor, pek d ğerler neden uymuyor? O zaman o s mler Allah'ın değ ller m yoksa? Yoksa ayet ekled kler kabulü doğrultusunda, şuank hal yle 19 s stem ne uymayan
eks k s mler n, asıl kuranda (yada s z n ded ğ n z hal yle ZİKİR de) geçt ğ (bulunduğu) fakat ekleme müdehales g b eks ltme veya çıkartma müdehales sonucu bunların s steme şt rak edememes anlamını mı çıkartmalıyız? Bu durumu göz önüne alınca nasıl
korunma anlamı taşıdığını kanıksıyorsunuz?

Kur'an'da Allah'ın 99 tane sm olduğu söylen r, 8 tanes n n uymasının neres muc zev ?
Ayrıca allah böyle b r cod koymayı murad etse, önem sırasına göre, önce kend s mler n n daha sonra gönderd ğ elç ler n(en azından Muhammed n) s mler n bu codla doğrulaması gerekmezm yd ? Allahın s mler n n 10 da 1 b le uymuyor. Muhammed de
b l nd ğ üzere uymuyor. Pek ne uyuyor? Reşad Khal fe, gün, ay, yıl, hurufu mukattadan b r kaçı, allahın s mler n n b r kaçı, besmele, ... vs. Böyle büyük b r dd anın argümanları bunlar mı olmalı sence?

Önemle tekrarlamak ve altını ç zmek st yorum.


Burda matemat ksel şleme tab tuttuğunuz değerler yazı göstergeler , harfler, sözcükler yan fonem ve morfemlerd r. Semant k b r mler , anlamı ve manayı şleme tab tutmuyorsunuz. Tamamen yazı d l göstergeler üzer nde (üstel kte h çb r evrensell ğ olmayan
nümeroloj k sayı-harf bağıntısını kullanarak) b r çıkarımda bulunuyorsunuz.
- Pek şlemler sonrası net ce ne? Yan b l nen anlamın dışında b r anlam mı ortaya çıkarıyor? Çel şk ler m g der yor, hataları mı düzelt yor?
- Yoooo!
- Eee o zaman ne şe yarıyor?
- İnananların manını artırıp, nanmayanların/şüpheyle yaklaşanların şüphes n ortadan kaldırıyor.
- Eee şüpheler böyle m kaldıracağını sanıyor?

B rtane m Ebced Hesabı var? Hang s n ne gerekçeyle kullanıyorsunuz? Seç m n z n canalıcı, yadsınamaz ve değ şt r lemez mantığı ned r?

Ebced Çeş tler


1-Asıl Ebced (Küçük Ebced) Hesabı
Harfler n Ebced değerler toplanır.
M sal: Cem l kel mes n oluşturan harfler: C m, m m, ye, lam’dır. C m: 3, m m:40, ye:10, lam:30.
Toplam = 3 + 40 + 10 + 30 = 83. Cem l kel mes n n asıl (küçük) Ebced değer 83’dür.

2-En Küçük Ebced Hesabı


Harfler n (asıl) küçük Ebced değer 12’ye bölünür. Bölme şlem nde bölünmeden kalan değer harf n en küçük Ebced değer d r.
M sal: M m harf n n Ebced değer 40’tır. 40’ı 12’ye böldüğümüzde kalan 4’tür. Lam harf n n Ebced değer olan 30’u 12’ye böldüğümüzde kalan 6’dır.
Cem l kel mes n n en küçük Ebced değer : 3 + 4 + 10 + 6 = 23’dür.

3-Büyük Ebced Hesabı


Harfler n adlarının sayı değer ne göre hesaplanır. Bu şlem küçük Ebced hesabındak sayılar, nazarı t bara alınarak yapılır.
M sal: C m harf c m, ye, m m olarak yazılır. Bunun toplamı: 3 + 10 + 40 = 53’tür.
Cem l kel mes n n büyük Ebced değer : 53 + 90 + 11 + 71 = 225

4-En Büyük Ebced Hesabı


Asıl (küçük) Ebceddek harfler n sayı değerler n n Arapça adlarının toplamıyla yapılan hesaptır.
M sal: He harf n n değer 5’d r. Arapça 5 Hamse’d r. Bu da 600 + 40 + 60 + 5 = 705’d r.
Cem l kel mes n n en büyük Ebced değer : 1035 + 333 + 575 + 1090 = 3033’dür.

5-Noktalı Ebced Hesabı


Noktalı harfler n Ebced değerler toplanarak yapılan b r hesaptır. Noktasız harfler, hesaba katılmaz.
M sal: Cem l kel mes ndek noktalı harfler: C m ve Ye’d r. Bu harfler n toplamı: 3 + 10 = 13’dür.
Cem l kel mes n n noktalı Ebced değer 13’dür.

6-Noktasız Ebced Hesabı


Noktasız harfler n Ebced değerler toplanarak yapılan b r hesaptır. Bu hesapta da noktalı harfler nazarı t bara alınmaz.
M sal: Cem l kel mes ndek noktasız harfler: M m ve Lam’dır. Bu harfler n toplamı: 40 + 70 = 110’dur. Cem l kel mes n n noktasız Ebced değer 110’dur.

"19 s stem ne göre kel me sayımlarında SADECE ve YALNIZCA kel meler n YALIN hal değerlend r l yor." derken, " sm" kel me sayımına "B sm" kel mes n nasıl dah l ed yorsun?
"B sm" kel mes ster " sm le" olsun ster " sm yle" olsun, k durumdada yalın halde DEĞİLDİR!
Bunun aks n spatlacak ve dd a ett ğ n g b yalın halde kabul gören muteber b r referansın var mı? Neye göre YALIN kabul ed yorsun?

İsm n Hâller ; İs mler s mlere, f llere, edatlara bağlayan, d ğer kel melerle l şk kurarak s mler n cümlede görev kazanmasını sağlayan eklere s m hâl ekler den r. İs mler n bu ekler alarak yüklend kler görevlere sm n hâller den r.
1. Yalın Hâl (Nom nat f)
2. Bel rtme (Yükleme) Hâl
3. Yönelme Hâl
4. Bulunma Hâl
5. Ayrılma (Uzaklaşma, Çıkma) Hâl
6. Eş tl k Hâl
7. Vasıta Hâl
8. İlg Hâl (Tamlayan Hâl )

1. Yalın Hâl (Nom nat f): İs mler n h çb r "hâl ek " almamış hâller d r.
Çoğul, yel k ve b ld rme ek almış olab l r. Bu durumda da yalın hâlde sayılırlar. ev, okul, yol, çocuk, f k r, baba(sı), defter(ler), çalışkan(dır)...
Yapım ekler de sm n yalın durumunu değ şt rmez: kaleml k, b lg l , susuz, meslektaş...
B rleş k s mler de hâl ek almamışlarsa yalındırlar: dershane, tanksavar, gecekondu, b l rk ş ...
...
...
7. Vasıta Hâl : " le" edatı kullanılarak yapılır. " " düşürülerek kullanılır. Bu hâldek kel meler cümlede zarf tümlec , edat tümlec ve yüklem olarak kullanılır.
Ona sm yle seslend .
Babasını sev nçle karşıladı.
O artık b z mled r.
Öğrenc ler yle gez ye g tm şt .
Arabasıyla ev m ze kadar get rd .
İğneyle kuyu kazıyorsun.
Z l n ses yle yarışma b tt .
...
AHLAK KAVRAMI, KAYNAĞI, EVRENSELLİĞİ ve TUTARLILIĞI?
Önce ney rdeleyeceğ m z b r görel m:
TDK Ahlak Tanımı:
Güncel Türkçe Sözlük: 1) B r toplum ç nde k ş ler n uymak zorunda oldukları davranış b ç mler ve kuralları, aktöre, sağtöre
Eğ t m B l mler Sözlüğü: 1) Toplu olarak yaşayan b reyler n uymak zorunda bulundukları eylem ve davranış kurallarına ver len ad. 2) B r k msen n ç nde yaşadığı toplumsal çevren n töreler ne uyma yet s
Felsefe Ter mler Sözlüğü: 1) a. Bell b r dönemde bell nsan topluluklarınca ben msenm ş olan, b reyler n b rb rler yle l şk ler n düzenleyen törel davranış kurallarının, yasalarının, lkeler n n toplamı. b. Çeş tl toplumlarda ve çağlarda kapsamı ve çer ğ değ şen
ahlaksal değerler alanı. 2) B r k ş ya da b r nsan öbeğ nce ben msenen eyleme kurallarının toplamı. 3) Ahlaksal olan şeylerle bağlantısı olan b r görüşler d zges (tek k ş n n, b r ulusun, b r toplumun, b r çağın). 4) Felsefen n b r dalı olarak: a. Ahlak üzer ne
kavramsal öğret ler. b. İnsanların k ş sel ve toplumsal yaşamdak ahlaksal eylemler ne l şk n sorunları nceleyen felsefe öğret ler .

Ş md , Kuranda Ahlak tanımlanmadığı ç n Kuran'ın, Ahlaksal durumlar ve değerlere nasıl şek l verd ğ ne ve bunlardan ne anladığına b r bakalım;

Zeyd-Zeynep-Muhammed Aşk üçgen ç n yaptığın v deoyla lg l ;


"ÜVEY EVLADININ KARISIYLA EVLENMEK HELALDİR." konusunda UZUN UZUN verd ğ n homoseksüll k ve ensest l şk örnekler yle hep m z kna ett n(!), aynı performansı,
"SÜT KARDEŞİNLE EVLENMEN HARAMDIR." da da görmey bekl yoruz! Bununda zahını yapab lecek kıvrak zekaya sah p olduğunu düşünüyorum.
"ÜVEY ANNE İLE EVLENMEK HELALDİR." babanızın kend s yle gerdeğe g rd ğ esk karısı le s z n evlenmen zde N sa 23,24 de b r sakınca yok(!) Açıklayab l r m s n? Tab ,
"PEYGAMBER EŞLERİYLE EVLENMEK HARAMDIR." da olduğu g b , "ÇÜNKÜ ALLAH ÖYLE DİYOR / İSTİYOR." d y p kaçacaksan baştan söyle sormayalım !

B rde v deoda (30:55 - 32:35) arasında konu ed len N sa 23 ayet nde ana-babalarınız ve çocularınız kel meler alt/üst soyu kapsıyorsa, 2 cümlede b t rmes gerek rken, neden ayrıntılı ve detaylı b r şek lde tek tek tek, madde madde özell kle ..... kızları(nız),
halalarınız, teyzeler n z, d ye 14 maddede hal nde sayma gereğ duymuş? ve ayrıca N sa 23 de "ÜVEY ANNE İLE EVLİLİK" ten de bahsed lm yor(!) ve arkasından gelen ayette N sa 24 de "Bunlardan başkasını, namuslu olmak ve z na etmemek üzere
mallarınızla (meh rler n vererek) stemen z s ze helâl kılındı." g b açık, sar h ve kes n b r cümleyle mühürlen yor. O halde babanızın kend s yle gerdeğe g rd ğ esk karısı le s z n evlenmen zde b r sakınca yok(!)

(N sa 1) ayet nde geçen Adem ve Havva'nın, çocukları ensest l şk le çoğalmadı mı? Tanrı kend yle çel şeb l r m ? Tanrının f k r değ şt rmes gaybı b lmed ğ n /görmed ğ n yada en haf f hal yle tutarsız davrandığını göstermez m ?, Tutarsız davranmasının,
kullarından kend s ne karşı bekled ğ manı, nancı ve güven veyahut kullarının kend s ne olan güven n ve nancını sarsacağını düşünmem ş m ?
S z, kend n ze karşı tutarsız eylem veya söylemlerde bulunan herhang b r k mseye nanab l r m s n z? Ona güveneb l r m s n z? Yahut böyle davranan b r n n, sırf kend ne nanmıyor ve güvenm yorsunuz d ye s ze zarar vermes n doğru ve haklı bulup, mazur görür
ve olumlu karşılar mısınız? Pek ya bu durumda böyle yapması onu y , merhametl , ad l, ... (tanrının tüm olumlu sıfatlarından) b r yapar mı? Eğer hayırsa böyle b r tanrıya tapınılmalı mı?

Ayrıca, b rden çok kadınla aynı anda evl l k konusunda N sa 23 de Karınızla b rl kte karınızın kız kardeş yle veya karınızın annes yle aynı anda evl l k "HARAM" kılınmışken, Ed p Yüksel'' n aşağıdak ded ğ ne bakılırsa, hem karınızla hem karınızın
teyzes yle hemde karınızın halasıyla aynı anda evlenmen zde h çb r sakınca yok ve HELAL(!)
Ed p Yüksel' n N sa 24 ayet n n açıklamasından b r alıntı;
Rabb m z, evlen lmes yasak olan yakın akrabaları 14 madde hal nde bel rtt kten sonra, sayılanların dışındak ler n helal olduğunu açıkça b ld rmekted r. Ne var k , had s, sünnet ve mezhep k tapları, peygambere yaptıkları b r ft ra le bunlara b r madde daha
ekleyerek 4:24'dek hükmü nkar etmekted rler. B r kadını, teyzes veya halası le b rl kte n kahlamanın haram olduğunu dd a edenler, hem Allah'ı unutkanlıkla suçlamış oluyorlar ve hem de Kuran'ı b ze leten peygamber n Kuran'la çel şt ğ n dd a etm ş oluyorlar.
(6:19, 38, 114; 12:111; 19:64; 25:30). Kaynak: ( http://www.kuranmeal .com/AyetKars last rma.php?sure=4&ayet=24)

Ahlakı d n dışı temellend remezs n z d y p duruyorsunuz! Ahlaka temel olan hang d n? S z n ve d n n z n ahlakı bu mu? Ahlakın sarsılmaz temel bu mu? Ahlakı bunlarla mı temellend r cez?
Ahlak kavramını ve tanımını nandığınız k taptan alıyorsanız, dd a ett ğ n z ahlakın temel n bunlar oluşturuyorsa, s z n anladığınız anlamda ahlaksız olmayı terc h eder m! Kaldık ahlakı evrensel b r norm alarak algılayan ve dayatan d nler ve onların fanat kler d r.
Oysak Ahlak kavramının h çb r evrensel dayanağı yoktur, zaf d r, görecel d r. Tıpkı örf, adet, töre, gelenek, görenek, ... vb. g b . Tamamen etk leş m n get rd ğ yazılı olmayan fakat etk leş m ç n bağlayıcı olan ve zamanla kalıplaşmış olan davranışlardır. Kaldı k
te stler n ve d nler n n kend dd aları olan evrensell k ve değ şmezl k dd alarını kend ler kend çler nde tutarlılıkla spatlama yükümlülüğündeyken, bunu "aks n spatla" d yerek savuşturuyor ve sorumluluğu karşı tarafa atıyor. Hata bazıları p şk nl kle marj nal
örnekler argüman olarak sunarak kend dd aları olan evrensell k ve değ şmezl k savlarına aykırı davrandıklarının farkında olarak yapıyor bunu...
Üstel k dd alarındak (üsttek örnekte olduğu g b ) tutarsızlık, çel şk , mantıksızlık, kayıtsızlık, absüd keyf yete rağmen ve ll yet bağı olmaksızın ...

Te st görüşe dayanarak da ahlak temellend r lemez. Önce kend anladığınız şekl yle, ahlakın b r tanımını yapın stersen z... Ahlakın sınırlarını bel rley nde ondan sonra argüman üret n!

Sorduğunuz soruyu s z cevaplayın. Fakat "İNANDIĞIMIZ TANRI ÖYLE SÖYLÜYOR" argümanını d rekt yada dolaylı yoldan kullanmayın k karşı taraftan bekled ğ n z mantıksal temellend rme lkes n hlal etm ş olmayın.
Çünkü Tanrının varlığına nanıyor olmak zanna dayalı öznel, subjekt f b r kanı, yargı ve hükümdür, aks halde tüm bunlara gerek kalmazdı zaten...
Bunu cevaplarken, zanna mahal vermeyecek şek lde "S z n nancınızın temel olan tanrı, peygamber, kutsal k tap, ... vb. olgu ve kavramlarının" neye göre / k me göre doğru olduğunuda, "Kend kend n n kanıtı ve spatı" olmayacak şek lde ll yet bağı
kurarak yanıt vermen r ca ed yorum...

Bu arada önerd ğ n Cemre Dem rel' n "N ç n Ahlaklı Olmalıyım?" v deosuda zled m, baştan sona zırvalık ve saçma, yan entellektüel art stl kten başka b rşey değ l, Ted Bundy örneğ etk ley c fakat heps okadar...sonuçsal tesb tler , çıkarımları hatalı, keyf ve
mantıksız.
(Nedenler n , n ç n n ve gerekçeler n detaylı b r şek lde yazardım ama sözkonusu v deonun altındak yorumlara tar h sırasına göre b r göz atarsan zaten göreb l rs n. Tekrar burda yazarak zaman harcamak stemed m, ama katılmadığın b r yorum varsa ve tektek
açıkla dersen açıklarım. Bu konuda sam m y m)
B l nmeyen varsayarak çıkarım yapab l rs n z, bunu temel olarak da kabul edeb l rs n z fakat s z n varsayım ve kabulünüz sarsılmaz b r mesnet oluşturmaz. Mesnet olmadan temel h ç olmaz...
Çünkü Tanrı, d n ve ah ret kavramlarının tamamı b rer varsayım ve öznel kabullen lm ş yargılardır. Daha bu kavramların kend ler temellend r lemezken, b rde bu varsayımsal kavramlara dayanarak ahlakı temellend rmek, temellend rmeye çalışmak (s z n
tab r n zle) hak katen sev ml ... :))

DİNE VEYA KUR'AN'A GÖRE CİNSİYET TAYİNİ?


Kuranda b rçok ayette herşey n erkek(er l) ve d ş (d ş l) ç ftler hal nde yaratıldığını söylüyor.
Fıkıh d l nde ‘hünsâ’, Tıp d l nde se ‘hermafrod zm/ ntersex’ ve 'g nandromorflar' den len ç ft c ns yetl l k, kuranda geçmez fakat fıkıhta üzer nde epeyce tartışılan b r konudur.
Ayrıca bu durum hem nsanlarda, hem hayvanlarda, hemde b tk lerde (yan tüm canlılar alem nde) görüleb len b r durumdur.

A. Bunu nasıl anlamak, anlamlandırmak, teşh s ve tetk k etmek gerek r?


1) Fenot p, morfoloj k yan dış c nsel göstergelere bakarak mı?
2) Genot p, genet k yan kromozomal göstergelere bakarak mı?
3) Endokr noloj k, hormonal yan şlevsel göstergelere bakarak mı?
4) İçgüdü, yönel m yan duygusal eğ l mlere bakarak mı?
5) İlet ş m, etk leş m yan fade ve davranışlarına bakarak mı? (Bu sınıfsal soruların ayrı ayrı veya b rl kte b rb rler yle çel şmes hal nde durum ne olacak?)

B. Burada son sözü söylecek olan k md r?


1) B rey n kend s m ?
2) A le veya Toplum mu?
3) Tıp doktorları heyet m ?
4) Kuran veya Had s uzmanları kurulu mu?
5) Tanrının kend s m ? (Bu sınıfsal soruların ayrı ayrı veya b rl kte b rb rler yle ve B rey n kend kararıyla çel şmes hal nde durumu ne olacak?)
"Bahsett ğ n z ayet hang s ? Gerçekten erkek ve d ş bareler var mı?"

İnsan özel nde, İnsanla alakalı :


1) Kıyâme Sures 75/39. Ayet
Arapça Met n : ‫اﻟز ْو َﺟﯾ ِْن اﻟذﱠﻛ ََر َو ْاﻻُ ْﻧ ٰﺛ ۜﻰ‬
‫ﻓَ َﺟﻌَ َل ﻣِ ْﻧﮫُ ﱠ‬
Türkçe Transcr pt : Fece’ale m nhu-zzevceyn -żżekera vel-unśâ
D yanet İşler Meal (Yen ) : N hayet ondan da erkek ve d ş k eş var ett .
Ed p Yüksel Meal : Ve ondan erkek ve d ş olmak üzere k ç ft yarattı?

2) N sâ Sures 4/1. Ayet


Arapça Met n : ‫ﻋﻠَ ْﯾ ُﻛ ْم َرﻗ۪ ﯾﺑًﺎ‬
َ َ‫ﺎم ا ﱠِن ﱣ َ َﻛﺎن‬ َ َ ‫ﺳٓﺎ ۚ ًء َواﺗﱠﻘُوا ﱣ َ اﻟﱠذ۪ ﯾﺗ‬
َ ۜ ‫ﺳٓﺎ َءﻟُونَ ِﺑﮫ۪ َو ْاﻻَ ْر َﺣ‬ َ ‫ﯾرا َو ِﻧ‬
ً ۪‫ﺎﻻ ﻛَﺛ‬ ‫ﺎس اﺗﱠﻘُوا َرﺑﱠ ُﻛ ُم اﻟﱠذ۪ ي َﺧﻠَﻘَ ُﻛ ْم ﻣِ ْن ﻧَ ْﻔ ٍس َواﺣِ َد ٍة َو َﺧﻠَﻘَﻣِ ْﻧ َﮭﺎ زَ ْو َﺟ َﮭﺎ َوﺑَ ﱠ‬
ً ‫ث ﻣِ ْﻧ ُﮭ َﻣﺎ ِر َﺟ‬ ُ ‫ﯾَٓﺎ اَﯾﱡ َﮭﺎ اﻟﻧﱠ‬
Türkçe Transcr pt : Yâ eyyuhâ-nnâsu-ttekû rabbekumu-lleżî ḣalekakum m n nefs n vâh det n veḣaleka m nhâ zevcehâ vebeśśe m nhumâ r câlen keśîran ven sâ-â(en)(c)vettekû(A)llâhe-lleżî tesâelûne b h vel-erhâm(e)(c) nna(A)llâhe kâne ‘aleykum
rakîbe(n)
D yanet İşler Meal (Yen ) : Ey nsanlar! S z b r tek nef sten yaratan ve ondan da[104] eş n yaratan; k s nden b rçok erkek ve kadın (meydana get r p) yayan Rabb n ze karşı gelmekten sakının. Kend s adına b rb r n zden d lekte bulunduğunuz Allah’a karşı
gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının. Şüphes z Allah, üzer n zde b r gözetley c d r.
Ed p Yüksel Meal : İnsanlar! S z b r tek nef sten yaratan, ondan da eş n yaratan, k s nden pek çok erkek ve kadın üreten Rabb n z d nley n. Adına b rb r n zden steklerde bulunduğunuz ALLAH'a saygı göster n; akrabalara da... ALLAH elbette s z
Gözetlemekted r.

Genel n tel kte :


1) Zâr yât Sures 51/49. Ayet
Arapça Met n : َ‫ﺷ ْﻲءٍ َﺧﻠَ ْﻘﻧَﺎ زَ ْو َﺟﯾ ِْن ﻟَﻌَﻠﱠ ُﻛ ْم ﺗ َ َذ ﱠﻛ ُرون‬
َ ‫َوﻣِ ْن ُﻛ ِّل‬
Türkçe Transcr pt : Vem n kull şey- n ḣalaknâ zevceyn le’allekum teżekkerûn(e)
D yanet İşler Meal (Yen ) : Düşünüp bret alasınız d ye her şeyden (erkekl d ş l ) k eş yarattık.
Ed p Yüksel Meal : Öğüt almanız ç n de herşey ç ftler hal nde yarattık.

2) Yâsîn Sures 36/36. Ayet


Arapça Met n ُ ‫ﺳ ْﺑ َﺣﺎنَ اﻟﱠذ۪ ي َﺧﻠَﻖَ ْاﻻَ ْز َوا َج ُﻛﻠﱠ َﮭﺎ ﻣِ ﱠﻣﺎ ﺗ ُ ْﻧﺑِتُ ْاﻻَ ْر‬
: َ‫ض َوﻣِ ْن ا َ ْﻧﻔُ ِﺳ ِﮭ ْم َوﻣِ ﱠﻣﺎ َﻻ ﯾَ ْﻌﻠَ ُﻣون‬ ُ
Türkçe Transcr pt : Subhâne-lleżî ḣaleka-l-ezvâce kullehâ m mmâ tunb tu-l-ardu vem n enfus h m vem mmâ lâ ya’lemûn(e)
D yanet İşler Meal (Yen ) : Yer n b t rd ğ şeylerden, nsanların kend ler nden ve (daha) b lemed kler (n ce) şeylerden, bütün ç ftler yaratanın şanı yüced r.
Ed p Yüksel Meal : Yer n b t rd kler nden, kend c nsler nden ve daha b lmed kler n ce şeylerden türlü ç ftler yaratan pek yüced r.

3) Ra’d Sures 13/3. Ayet


Arapça Met n ٍ ‫ﺎر ا ﱠِن ﻓ۪ ﻲ ٰذﻟِكَ َ ٰﻻﯾَﺎ‬
: َ‫ت ِﻟﻘَ ْو ٍم ﯾَﺗَﻔَ ﱠﻛ ُرون‬ ِ ‫ﺎر ۜا َوﻣِ ْن ُﻛ ِّل اﻟﺛ ﱠ َﻣ َرا‬
َ ۜ ‫ت َﺟﻌَ َل ﻓ۪ ﯾ َﮭﺎ زَ ْو َﺟﯾ ِْن اﺛْﻧَﯾ ِْن ﯾُ ْﻐﺷِﻲ اﻟﱠ ْﯾ َل اﻟﻧﱠ َﮭ‬ ً ‫ِﻲ َوا َ ْﻧ َﮭ‬ َ ‫َوھ َُو اﻟﱠذ۪ ي َﻣ ﱠد ْاﻻَ ْر‬
َ ‫ض َو َﺟﻌَ َل ﻓ۪ ﯾ َﮭﺎ َر َواﺳ‬
Türkçe Transcr pt : Vehuve-lleżî medde-l-arda vece’ale fîhâ ravâs ye veenhârâ(an)(s) vem n kull -śśemerât ce’ale fîhâ zevceyn -śneyn( )(s) yuġşî-lleyle-nnehâr(a)(c) nne fî żâl ke leâyât n l kavm n yetefekkerûn(e)
D yanet İşler Meal (Yen ) : O, yer yayıp döşeyen, orada dağlar, neh rler meydana get ren, orada her türlü meyveden (erkekl -d ş l ) k eş yaratandır.[289] O, gecey gündüze bürüyor. Şüphes z bunlarda, düşünen b r kav m ç n (Allah’ın varlığını gösteren)
del ller vardır.
Ed p Yüksel Meal : O k yeryüzünü nşa ed p üzer ne sağlam dağlar, ırmaklar ve erkekl d ş l yarattığı her çeş t meyvey yerleşt rd . Gecey gündüze bürüyor. Düşünen b r toplum ç n elbette bunda şaretler ve dersler vardır.

Gerçekten de "erkek" ve "d ş " bareler verd ğ m örnekler çer s nde Kuran da var. Bunu s zde gayet y b l yorsunuz...
Fakat bu soruyu sorarken "ÇİFT" , "EŞ" kavramları ve onun karşılayan " k l s stem" kavramı üzer nden "yorum" yapacağınız tahm n nde bulunarak bu konuya kend m g rmek sted m.
Ç ft yada eş kavramı, k l s stem kavramı gereğ ler sürülecek anlam farkı şunlardır:
1) Karşıtlık :
a) Kavramsal Karşıtlık : " man-küfür, varlık-yokluk, en-boy, gece-gündüz, yer-gök, ... vb."
b) İşlevsel Karşıtlık : "yukarı-aşağı, artı-eks , sıcak-soğuk, aydınlık-karanlık, proton-elektron, ... vb."
c) C nssel Karşıtlık : " nsan-c n, hayvan-b tk , ... vb."
d) Eşeysel Karşıtlık : "erkek-d ş "
2) Denkl k, Benzerl k : Yukarıdak sınıfların b rden fazlasını kend çer s nde barındıran karakter st k benzerl k, özdeşl k...

@Gürkan Eng n, kıvırmayıda becerem yorsun , cümle anal z yle tekrar üzer nden geçel m stersen?
"İlk sorunuz şuydu: «kuranda b rçok ayette herşey n erkek(er l) ve d ş (d ş l) ç ftler hal nde yaratıldığını söylüyor.» HER ŞEY
Ben de s ze, "hang ayet," ded m, ama s z cevap olarak önce İNSAN ÖZELİNDE olan ayetler attınız. 75/39'a bakalım.
Orada hem ÇİFTkel mes var (zevceyn ) hem de ZEKER (erkek) ve UNSA (kadın) kel meler var. Yan hem ÇİFT dem ş, hem de ayrıca ERKEK ve DİŞİ d ye bel rtm ş. Yan Kuran yazarı, sadece ç ft demekle yet nmem ş, ayrıca ERKEK ve DİŞİ de dem ş.
Ama ded ğ m g b , bu ayetler İNSAN hakkında. BÜTÜN HER ŞEY hakkında değ l."

Gürkan nsanların zekasıyla alay mı ed yorsun? Sen bu zekayla sen nasıl hayattasın şaşırıyorum. Bence sen n hayatta kalab l yor olman b r muc ze! Muc zey 19 da yada başka b r yerde arama bence.

Ş md ...
İlk cümlede geçen genel b r bared r. "Sözün tamamı aptala söylen r" derler.. Burada kuranı b ld ğ n kabulü le kısa b r tesb tte bulunulmuştur. Sank lk defa duyuyor g b sormana karşılık ver len örneklerden "Zâr yât Sures 51/49. Ayet" nde "kull şey- n"
bares n gözüne sokmak amacıyla sunulmuştur.
Sorumda öncel kle nsan özel nde olan c ns yet tay n problem ne d kkat çekmek ç n k ayrı soru grubu oluşturulmuştu. Burada sunulan sorulara h çb r cevap vermey p konuyu maksatlı olarak dağıtmışsın. Evet hem ERKEK, hem KADIN, hemde ÇİFT
dem ş. Ben başka b r fadede bulunmadım k . Eeee sorunun cevabı? Yok. Kıvırmaca, oryantal...

"D ğer ayetlere gel nce o ayetlerde ERKEK ve DİŞİ kel meler geçm yor. Gerçekten yazdığınız ayetlerde ERKEK ve DİŞİ (zeker ve unsa) kel meler n n geçMEd ğ n görem yor musunuz?"

Gürkan, sözcükler n anlamı, nesneler n kavramı olur. Sözcükler eğer, tekbaşlarına b r anlam fade ed yorlarsa sözlük anlamını taşırlar, eğer cümle çer s nde kullanılmışlarsa, sözlük anlamının yanında cümleye kattığı anlama da bakılır. yukarıda "ÇİFT", "EŞ"
g b sözcükler n "İKİLİ SİSTEM" olarakta anlaşılab leceğ n fakat bunun ç n başka b r bel rteç yada sıfatla açıklanması gerekt ğ n fade etmeye çalışmıştım. Mealler, Tefs rler, had sler, heps b r kenara sen ne anlıyorsun bu kel meler n bulunduğu cümlelerden? Bu
kadarına da PESSS.

"Açıkçası, bu kadar HATALI ve çürütmes kolay soruları, sank çok büyük b r şey bulmuşsunuz g b dd alı b r şek lde sormanız lg nç. Sanırım Google' n s stem sandığımdan da y . Ney n SPAM olup olMAdığını çok y tesp t ed yor, ne ders n z?"

Tam Gürkan Eng n'l k b r cevap; ADHOMİNEM ve İTİBARSIZLAŞTIRMA.


Gürkan, artık hüsnü zanla, "Cehl- mu'kab" dan yaptığını sandığım bazı açıklamalarını, "Cehl mürekkep"ten kaynaklandığını anlıyorum. Ar f k ş hatasını fark eden, hatasından dönen ve aynı hatayı b rdaha yapmayandır. Görüyorum k sen hatanda ısrarcısın.
Bunuda ancak nançlı b r k ş yapab l r. ama nandığı şey savunmak adına h le yapmaktan çek meyen k ş ler. Eğer nancın hak kat olsaydı, onun savunulmaya ht yacının olmayacağını veyahut olmaması gerekt ğ n anlayacak kadar dürüst olab l rd n.
Tekrar soruyorum. Kıvırmayı bırakıp kend anladığın g b , yalnız nsan ç n cevap vercek lm n ve cesaret n var mı?
TANRI SÖZÜ VE EVRENSELLİK İDDİALARI,
Allah evrensel(tüm nsanlar ve tüm zamanlar ç n) olarak gönderd ğ ayetlerde mecaz, k naye, ... vb. man pülat f ve lokal olab lecek, söz ve d l sanatlarını kullanması, temel ve gerçek anlamlarının kullanılmaması, başka b r d lde kavranmasını ve drak ed lmes n
(anlaşılması fades n b l nçl olarak kullanmıyorum. çünkü anlaşılması demek anlamdırab lmek demekt r ve tek b r anlam ht va etmes gerekmez, zamana, coğrafyaya, kültüre, ... kısacası duyuların zamanla duygulara aktarılması olayıdır. çoğunlukla subjekt f ve
rölat ft r) güçleşt rm yor mu?

Çünkü, temel ve gerçek anlam dışında (mecaz, k naye, metafor, k ş leşt rme, ölçüsüz/bel rs z ölçülend rme, ... vb.) söz ve/veya söz öbekler , zamanla yüklend ğ anlam ve bağlamdan koparak, gerek lokal gerekse bütünsel anlam kaymasına ve z h nsel
majların/tasavvurların değ şmes ne sebep olarak dejenere olur. Bu durum, İnsanın yaşamını sürdüreb ld ğ , zaman ve mekan skalasına nazaran çok daha gen ş b r zaman ve mekan d l m n nde gerçekleş r. Dolayısıyla m lyar yıllarla fade ed len varoluş tar h nde
nsanın sadece saatlerle ve hatta dak kalarla fade ed leb lecek b r hak m yet ve varoluş alanı çer s nde olduğu ç n her bölgesel ve subjekt f ver ye ulaşıp, onun hak k ve da m b r hak kat olup olmadığını drak edecek zamanı ve gücü yoktur.

B lmekle nanmak arasında büyükb r fark vardır. İnanmak/ man zandan gel r. Zanna dayalı b r hüküm ht va eder. B lmek (yada kuranda ded ğ g b şah t olmak) k ş selleşt r lmem ş b r gerçekl kt r. Aks halde ortalık subjekt f gerçekl klerle dolar. N tek m öylede
olmuştur. Tar h boyunca sayısız sahte veya gerçek(!) peygamberler çıkmıştır. Bunu günümüzde dah görmek mümkün. Tar h muzaffer olan k ş veya toplumlar yazdığı ç n enazından yönett ğ ç n bugün bunların bazıları kabul görmüştür.

Bana kalırsa, evren n yasalarını (-eğer varsa- b r yaratıcının/tanrının yarattığı mahlukların; kend s yle, b rb rler yle ve yaratıcısıyla olan let ş m, etk leş m ve uzlaşım kanunlarını) drak etmek, kavramak ve kolekt f b l nce aktarmak-kazandırmak ç n nsan z hn n n
ürett ğ evrensel b r d l olan matemat k, tanrının kullandığı tüm d llerden daha evrenseld r. Bu durum antropoloj k b r gerçekl k olarak karşımızda durmaktadır. Neredese nsanlık tar h kadar esk olan bu d l şuan dünyanın her yer nde ortak b r anlam havzasına
sah pt r. Zaman ve mekanda küçük ve lokal b r yer kaplayan, ayrı ayrı tüm d nler n bu duruma ulaşamamış olması, hem b lg dd alarını hemde evrensell k dd alarını kökten çürütmekted r. Bu durum başlı başına her d n n kend tanrısına yükled ğ anlamla ve tanrı
kavramıyla da çel şmekted r.

Ben yaptım oldu(!) anlayışıyla bu durumları nasıl açıklayab l yorsunuz?

Had slerle Kuranın Durumu Aynı,


Had sler n aktarılması, toplanması, derlenmes ve b rleşt r l p yazılı kaynak olarak neşred lmes sürec ne kadar doğru, tarafsız, güven l r ve akla yatkınsa, Kuran'ın da aktarılması, toplanması, derlenmes ve b rleşt r l p k tap ve yazılı kaynak olarak neşred lmes
sürec aynı derecede doğru, tarafsız, güven l r ve akla yatkındır(!) İk s de yaklaşık olarak aynı yöntemlerle derlen p toplanmıştır.
Peygamber n söz ve davranışlarının yazılı oldu dd a ed len Had s k tapları le, Tanrının söz ve davranışlarının yazılı olduğu dd a ed len K tap hal ndek Kuranın güven l rl ğ hemen hemen b rb r ne eş tt r.
Farklı b r dd ada bulunanlar, Kurana man ve t kad nazarla, Had s k taplarına se b l msel nazarla yaklaşanlardır.

Had s K taplarının büyük b r bölümünün yazarlarından kalan orj naller yoktur. Hatta b rçoğunun kaynak göster len orj naller nden derlen p çoğaltıldığı dd a ed len 2. ve 3. ardıllarının dah orj naller bulunmamaktadır.
Kuran da Had s K tapları g b or nal n n ardılları olarak günümüze ulaşmıştır.
Mushaflar Arası Farklılıkların Detaylı ncelenmes : https://www.answer ng- slam.org/Green/seven.htm#append x_1
Kuranın Korunması ve S nopt k Kuranlar: https://www.answer ng- slam.org/Green/uthman.htm

Kuran'ın Or j naller Yakıldığı İç n Şuan B l msel Olarak Kanıtlanmış Or j nal H çb r Kuran Yoktur!
1) Kuran'ın lk or j nal :
Muhammed' n sağlığında Kuran ayetler bugünkü b ç m le yazılıp b r araya get r lm ş değ ld . Had slerde peygambere vah y olan ayetler çeş tl nesneler üzer ne yazılıydı; heps de dağınık durumdaydı. Ayetler "L haf" (küçük taşlar), "Rıka" (der ağaç yaprağı, b r
çeş t kâğıt), "Ektaf" (deve ve koyun kem kler ), "Usub" (ağaç parçası) g b nesnelere yazılmıştı. Muhammed sağ ken Kuran'ı hem hafızlara ezberlet yor hem de kat pler ne küçük taşlar, der , ağaç parçası, kem k g b çeş tl nesnelere yazdırıyordu. Bu ASIL or j nal
Kuran, bugün yeryüzünde yoktur.

2) Kuran'ın k nc or j nal (!):


Kuran'ın lk kez derlenmes Ebubek r dönem nde yapılmıştır. Y t p g tmes n d ye tümünü b r araya get rme çabasına lk kez Hal fe Ebubek r dönem nde gerek duyuldu ve bu çabalar gerçekleşt r ld . Kuran'ı ezberlem ş olan hafızların müslümanların yaptıkları
savaşlarda özell kle de El Yemame savaşında ölmeler üzer ne Ömer, Ebu Bek r'e Kuran'ın b r k tap hal nde toplanmasını önerm şt r.

Buhar 'n n yer verd ğ b r had se göre; "d nden dönüş" (r dde) olayları ve bu olaylar neden yle savaş hal vardı. Kuran'ı ezber etm ş k ş ler n b r bölüğü ölmüştü. Ölenler n sayısı artab l rd , bunların tümü ölüp g tmeden Kuran'ın orada burada yazılı ayetler
derlenmel , tümü b r k tap hal ne get r lmel yd . Hattaboğlu Ömer durumu ve konunun önem n Hal fe Ebubek r'e anlattı. Ayetler n derlenmes n önerd . Hal fe başlangıçta pek doğru bulmamıştı bu görüşü. "Peygamber n yapmadığı şey yapmak nasıl doğru
olab l rd ?" d ye düşünüyordu. Ömer d rend ve öner s n kabul ett rd . İş n gerçekleşmes ç n de Zeyd Ibn Sab t'e görev ver ld . Zeyd "Ebubek r bana 'Sen akıllı b r gençs n. Peygambere vah y yazdığın ç n sen n başaracağına güven yorum. Araştır ve topla Kuran
ayetler n ' ded , Tanrıya ant çerek söyler m k , dağlardan b r dağı yükley p taşımayı önerseyd , buyurup verd ğ görev kadar bana ağır gelmeyecekt . Yan Kuran'ı derlemek kadar." d yor ama sonunda görev kabul ett ğ n söylüyor ve ş nasıl yaptığını şöyle d le
get r yor:
"Kuran (ayetler n ) derlemeye koyuldum. Hurma dallarından, küçük taşlardan ve k ş ler n ezberler nden zley p derled m. İş n sonunda, Tevbe (Beraat) sures n n sonunu, Ebu Huzeymetu'l-Ensar 'de buldum. K , başkasında bulamamıştım bu parçayı". Zeyd, bu
parçanın Tevbe Sures n n sonundak ayetler (128 ve 129.ayetler ) oluşturduğunu açıklıyordu
Bunun üzer ne Ebu Bek r, Zeyd İbn Sab t'e Kuran'ı k tap hal nde toplatmıştır.

Böylece Zeyd, Kuran ayetler n derleme ş n yaparken k kaynağa başvurmaktaydı: Ayetler n yazılı olduğu nesneler (ağaçlar, taşlar..vb.) ve ezber b lenler n bellekler .
Ebubek r dönem nde yazılan Kuran ç n başvurulan ezberc ler n başka dey şle hafızların sayısı Müslümanlar arasında tartışmalıdır. O döneme l şk n kaynaklardan Buhar 'n n "e's-Sah h " nde yer alan üç had sten anlaşıldığı kadarıyla Kuran'ın tümünü
ezberleyenler n en y mser rakamla 7 k ş olduğu kabul ed leb l r. Aynı zamanda, Peygamber dönem ndek "hafız"ların, yan Kuran'ı tümüyle ezberlem ş olanların sayısı pek azdı.

Buhar 'n n "e's-Sah h" nde geçen had s şöyle:


B r nc had s: Amr Ibnu'l-Ass anlatıyor: Peygamber n "Kuran'ı dört k ş den alın, Abdullah Ibn Mes'ud'dan, Sal m'den, Muaz'dan ve Übeyy Ibn Ka'b'den" ded ğ n ş tt m. (Buhar , Fada lu'l-Kuran 8.)
İk nc had s: Enes anlatıyor: "Peygamber öldüğünde, dört k ş den başka Kuran'ı tümüyle ezberlem ş olan yoktu. Ebu'd-Derda, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sab t ve Ebu Zeyd." (Buhar .)
Üçüncü had s: Katade'den aktarılıyor: "Mal k oğlu Enes'e; 'Peygamber dönem nde, Kuran'ı tümüyle ezberleyenler k mlerd r?' d ye sordum. Şu karşılığı verd : 'Dört k ş . Tümü de Med ne'l . Übeyy Ibn Ka'b, Muaz Ibn Cebel, Zeyd Ibn Sab t ve Ebu Zeyd (Buhar , aynı
yer, Müsl m 2465. Had s.) (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres1a.g f )

Bu had slerde adları yazılı olanları topladığımız zaman Peygamber dönem nde Kuran'ı tümüyle ezberlem ş olanların sayısı yed d demek gerek yor: Ibn Mesud (B r nc had ste), Sal m (b r nc had ste), Muaz Ibn Cebel (b r nc , k nc ve üçüncü had ste.)
İslam d n b l rler bu had slerdek açıklamaların "d ns zler n ş ne yaradığını" ler sürerler. (Suyut , El İtkan, Mısır 1978, c.1, s.94, satır 13.)

İl tkan'da daha başkalarının da Kuran'ı ezberlem ş oldukları adları le açıklanıyor. Ama aktarmayı yapan, bu adları sayılanlardan k m ler n n, Kuran'ın tümünü ezberleme ş n Peygamber n ölümünden sonra b t rd kler n açıklamaktadır. (El ıtkan, 95-9ö.)

Zeyd Ibn Sab t, herhang b r parçayı Kuran'a geç rmek ç n " k tanık" koşulu koymuştu. Ancak b r tanıkla Kuran'ı alma gereğ duyduğu ve geç rd ğ parçalar da vardı. Örneğ n, Ube Huzeyme'de bulduğu ve Tevbe Sures 'n n son k ayet n oluşturan parça böyleyd .

(16.12.2000 akşamı Kanal 6 TV'de yayınlanan Cev z Kabuğu programında konuklardan Ed p Yüksel, k lah yatçı le tartıştı. Ed p Yüksel, Reşat Hal fe olarak tanınan k ş n n Kuran'dak Tevbe sures n n son k ayet n n or j nal Kuran'a sonradan eklend ğ tez n
vurguladı. Ayrıca, programdak tartışmacı lah yatçılardan b r s olan D yanet İşler Başkanlığı D n İşler Yüksek Kurulu Uzmanlarından Mustafa Varlı, Kuran'a "el f harf"ler eklend ğ n fade ett . Bu k açıklama da, Kuran'ın değ şm ş olduğunun b r d ğer spatı oluyor,
her ne kadar d nc ler "Kuran'ın b r harf b le değ şmem şt r" deseler b le…)

Kuran'ı derleme ve yazma ş b r yıl sürer. Bu şe g r ş ld ğ nde Ömer le Zeyd, mesc d n kapısına oturmuşlar, "herkes n Peygamberden ayet olarak elde ett ğ ne varsa get rmes n " stem şlerd . Başarılan ş, kaynaklarda şöyle tanımlanır: Kuran ayetler n n,
sureler n n bulunduğu k kapaklı b r k tap.
Derlen p yazılan k kapak arasındak sayfalar, ölene dek Ebubek r' n yanında kaldı, sonra Ömer' n (hal fe) yanında bulundu. O da ölünce, kızı Hafsa'ya ver ld . (Ancak, daha sonra bu Kuran da, Hal fe Mervan Ibn Hakem tarafından Hafsa'dan alınarak yakılacaktır.)

3) Kuran'ın üçüncü or j nal (!):


Kuran'ın k nc kez derlenmes Osman dönem nde yapılmıştır. Osman dönem nde oluşturulan "azmalar". Bunlar da dünyanın h çb r tarafında yoktur.
Buhar 'de yer alan b r had s şöyle: Ermen yye ve Azerbaycan'ı ele geç rmek ç n savaşılıyordu. Huzeyfe, Ibnu'l-Yeman, Hal fe Osman'a geld . Müslümanların okudukları Kuran'lardak b rb r n tutmazlıktan yakındı, "Em re'l-Mü'm n n! Bu ümmet, kend s nden öncek
Yahud ler ve Hır st yanların ç ne düştükler b rb r n tutmazlılıklar g b b r duruma düştü!" Bunun üzer ne Osman, Hafsa'ya adam gönderd , başka Kuran nüshaları yazıp almak ç n kend s nde bulunan sayfaları (yan Ebubek r dönem nde yazılan k tabı)
göndermes n sted . "İş b t nce sana ger gönder r m" ded . Hafsa da gönderd o sayfaları Osman'a. Osman, hemen Zeyd Ibn Sab t'e, Abdullah Ibn Züyebr'e, Sa'd Ibnu'l-As'a ve H şam oğlu Har s oğlu Abdurrahman'a buyruğunu verd . Onlar da Hafsa'dan
get r lenden alıp Kuran nüshalarını oluşturdular. Osman, kuruldak üç k ş ye şunları söyled : "(Med ne'l ) olan Zeyd le, Kuran'dan herhang b r kes mde ters düştüğünüz zaman, tartışma konusu olan parçayı Kureyş d l le yazın. Çünkü Kuran sadece Kureyş d l le
nm şt r." Onlar da bu buyruğu yer ne get rd ler. Sonunda (esas) sayfalardan Kuran nüshaları oluşturup ş b t nce, Osman, söz konusu sayfaları (Hafsa'dan get r lenler) ger gönderd . Alınan nüshaların da her b r kes me gönder lmes n buyurdu. Ve bunların
dışında kalan her b r Kuran sayfasını ya da Mushaf’ı buyurup yaktırdı. (Bkz. Buhar , e's- Sah h, K tabu Feda l 'l-Kuran/3.)

Buhar 'n n kend s ne anlatılan çabalardan ve "Kureyşl olanlarla olmayanlar arasında" bel recek anlaşmazlığın çözüm b ç m nden anlaşıldığına göre, Kuran nüshalarını ortaya çıkarırken, Hafsa'dak Mushaf'tan aynen kopya etmek söz konusu değ ld .

İler sürüle gelen "aynen kopya ed ld ğ " ler sürülürken, neden kopya ed ld ğ ne de "ağız (ş ve) farklarından dolayı" d ye gerekçe göster l r. Ancak, Dr. Suph e's-Sal h, Mebah s F Ulum 'l-Kuran (Beyrut 1979) adlı eser n n 80, 84, 85 sayfalarında bu gerekçen n
nandırıcı olmadığını bel rt yor. Dr. Suph 'ye göre, o zaman aynı metn , aynı sözcükler değ ş k okunacak n tel kte yazıp yansıtab lmek ç n gerekl şaret ve noktalama yoktu. O zamank yazı harfler n n dışında şarets z harfler de noktasızdı. (http:// slam yet-ned r.
orgfree.com/ slkurdegres2b.g f ) Kısacası, hal fe Ebubek r dönem nde oluşturulan "Mushaf", stenseyd b le, çeş tl kab le ağızlarını (ş veler ) çer r n tel kte yazılır olamazdı.
Durum böyle olunca, şu sorular karşılıksız kalıyor: Ebubek r dönem nde hazırlanan ve Hafsa'dan alıp get r len "Mushaf" le Osman dönem nde meydana get r len "nüshalar, mushaflar" arasındak fark neyd ? Yen çalışma le gerçekleşt r len ned r?

Yukarıda anlamı sunulan had ste bu açıklanmamakta. Ancak, had s n devamı n tel ğ ndek b r açıklamada, yapılan ş n sadece "b r temel nüshadan alınıp, başka mushaflara aktarma" olmadığını anlatır n tel kted r.

Dörtlü kurulda yer alan Zeyd Ibn Sab t, şöyle d yor: "Mushaf oluşturma ş n yaparken, Ahzab Sures n n sonundan b r ayet y t rd m ('fakattu'). K , Peygamber n onu Kuran'dan b r parça olarak okuduğunu ş t p tanık olmuştum. Aradık bu ayet . Ve Sab t oğlu
Huzeyme el Ensar 'de bulduk (Ahzab sures ne 23.ayet) ekled k o mushafta." (Itkan, Mısır, 1978, C1, s.79.)

B r nc derlemen n yakılmasındak amaç:


Ölümüne değ n sandığında saklayan ve alınıp yakılmasını önleyen Hafsa d . Bu koruyucu ölünce, Kuran'ın Tanrısı "Kuşkusuz Z kr'ı (Kuran'ı) b z nd rd k; kuşkusuz koruyucuları da y ne b z z" (H cr, ayet:9) dese de koruyucusu kalmamıştı. Mervan Ibn Hakem,
"sandıktan" aldırtıp get rm ş ve yaktırmıştı.(http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres1b.g f ) Mervan'ın bu lk derlemey yaktırmasındak gerekçes n , kend s şöyle açıklıyor: "Bunu yaptım, çünkü, Onda yazılı olanlar, resm ( mam) Mushaf'a yazılıp geç r lm ş ve
korunmuştur. Korktum k aradan uzun zaman geçt ğ nde kuşkucu k mseler bu (resm ) Mushaf hakkında kuşkuya düşerler." (Bkz. Dr. Subh e's-Sal h, Mebah s f Ulum 'l-Kuran, s.83. Dayandığı kaynak: Ibn Eb Davud, K tabu'l-Mesah f, s.24.)
Oysa, asıl kuşkulara yol açan, esas alınmış olduğu bel rt len lk derlemen n yakılması olmuştur. Çünkü, lk derleme le, sonrak (Osman dönem nde oluşturulan ve mam adı ver len) "Mushaf" arasında fark olmasa d , lk n yakma yoluna g d l r m yd ? İlk derlemede
bulunmayan eklemeler ya da Kuran'dan çıkarmalar yapılmamış olsaydı, neden korkulmuştu?

Yapılan nceleme ve aktarmalarla görülen o k : Muhammed' n "vah y kat pler ne yazdırdığı" b ld r len "Kuran" ın ne "aynı" ne de "tümü" bugünkü Kuran'da yoktur. Hal fe Mervan kend gerekçes n şöyle açıklar; "Onda yazılı olanlar, Osman tarafından yazdırılan
Mushaflara geçm şt r. Artık ona gerek kalmamıştır. Yakılıp yok ed lmeseyd , zamanla kuşkulara yol açılab l r, ondan alınarak yazılan Mushaflar çevres ndek kuşkuları önlenemeyeb l rd . Bundan korktum, o nedenle yaktırdım."(Kaynak: İb Eb Davud, Le den 1937,
yay.,s.243-Suph e's-Sal h Mebah s F ulûm- l Kuran).

Muhammed Dönem n n Kuran'ı le Bugünkü Kuran Aynı Değ l:


Burada çok öneml b r tanıklığa başvuralım: Ibn Ömer d yor k : "H çb r n z, Kuran'ın tümünü aldım (el mde bulunduruyorum) demes n. B lemez k , Kuran'ın çoğu yok olup g tm şt r. 'Ne kadar ortada varsa o kadarını el mde tutuyorum' des n yalnızca." (Bkz.Suyut , el
İtkan, 2/32.) (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres3na.g f )( http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres4a.g f )

Bu tanıklık, bugün el m zdek Kuran'la, Muhammed' n "vah y kat pler "ne yazdırdığı b ld r len Kuran'ın aynı olmadığını çok açık b ç mde anlatmıyor mu? (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres3na.g f )
Kaldı k , Ibn Ömer, Osman dönem ndek derlemeden sonra bu sözü söylem şt r. Yan , Osman dönem nde oluşturulan "Mushaf"ın da or j nal yok. O el yazması, Dünyanın h çb r yer nde bulunmuyor...

Temel kaynaklarda sözü ed len, ama bugün bulunmayan "değ ş k mushaflar" da üzer nde durulmaya değer n tel kte. Suyut 'n n el İtkan'ında, Buhar 'n n eserler nde bazı öneml mushaflardan ve bu mushafların ç ndek sureler n l steler nden söz ed l r. Örneğ n,
Muhammed' n en yakınlarından b r b l nen ve Peygamber n, Kuran ç n ezber ne başvurulacak dört k ş den b r olarak bel rtt ğ Ibn Mesud'un mushafı, y ne Muhammed' n danışılması gereken dört k ş den b r olarak söz ett ğ Übeyy Ibn Ka'b'ın mushafı, Abdullah
Ibn Abbas'ın mushafı, Muhammed' n karılarından A şe'n n mushafı, Al 'n n mushafı bunların başlıcaları.
Ayrıca bugün Alev 'ler n, Al 'n n mushafı olarak söz ett kler b r mushaf ve H nd stan'da saklanan ayrı b r mushaf daha var.

Suyut 'n n ve Buhar 'n n k taplarında bel rt len mushaflardan h çb r günümüze gelemem ş. Ancak bunların çer k l steler yazılmıştır. Ayrıca bazı d n k taplarında, bunlarda bulunduğu söylenen ayet ve surelerden parçalar günümüze kadar gelm şt r. Eldek resm
nüshadan çer k yönünden farklı oldukları bu l stelere bakınca hemen anlaşılıyor. Örneğ n, Ibn Mesud'un "Mushaf"ında Fat ha Sures g b çok temel b r sure yok. Felak ve Nas sureler de... Al 'n n sureler n n sırası bugünküne uymuyor. Suyut , k tabında, Bakara
sures n n, Ahzab sures le aynı uzunlukta olduğunu aktarıyor. (Bkz. Suyut , el ıtkan, 2/32.) Oysa bugün, eldek resm Kuran'da, Bakara 285 ayet ken, Ahzab yalnızca 73 ayett r.

Üçüncü hal fe Osman dönem nde b r heyet tarafından yen den derlen p yazılan Kuran'ların kaç adet olduğu ve şu anda nerede bulundukları tartışmalıdır.
K m ler ne göre dört, k m s ne göre beş ya da yed adet yazılmıştır. Dörttür d yenlere göre, Osman b r nüshasını kend s ne alıkoymuş, d ğerler n Kufe'ye, Basra'ya ve Şam'a gönderm şt r. Mekke'ye, Yemen'e ve Bahreyn'e gönder lenlerden de söz ed l yor.

K m k taplardak b lg lere göre, bu nüshalardan kopya ed l p çoğaltılmasına z n ver lm ş, k m k ş ler kend ler ç n "mushaflar" meydana get rm şlerd r. Ancak, o zaman bu mushaflarda bulunduğu söylenen ve örnekler aktarılan bazı Kuran parçalarının resm
Kuran'da bulunmamasına ne demel ?

Bazı İslam kaynaklarında, Osman dönem nde çoğaltılan nüshaların b r kısmının bugün elde olduğu dd a ed l r. Örneğ n, b r kopyanın Taşkent'te olduğundan söz eden çok sayıda k tap vardır. Y ne bazı İslam Türk kaynaklarında Topkapı Müzes 'ndek Kuran'ın da
Osman zamanından kaldığı söylen r. (Turan Dursun'un bu makales n n üzer nden geçen sürede, 2000 yılına gel nd ğ nde, Yemen'dek Ulu Cam 'de yapılan restorasyon çalışmaları sırasında dünyanın en esk Kuran'ının bulunduğu The Guard an gazetes n n
haber nde açıklanmıştır. Bu Kuran üzer nde yapılan ncelemeler, günümüzdek Kur'an'ı tutmadığını göstermekted r.)
(https://www.theguard an.com/educat on/2000/aug/08/h ghereducat on.theguard an ) (https://www.theatlant c.com/magaz ne/arch ve/1999/01/what- s-the-koran/304024/ )

Konunun araştırmacılarından Prof. Dr. Suph e's-Sal h k tabında, "Pek , Osman dönem nde hazırlanmış resm nüsha ş md nereded r?" sorusunu ortaya atar ve doyurucu cevap bulamadığını açıklar. Kah re Kütüphanes 'nde olduğu söylenen nüshanın,
Osman dönem nden kalmış olamayacağını bel rt r. Çünkü bu k tapta b r takım şaret ve noktalar vardır, böyle şaret ve noktaların İslam yet' n lk yıllarında bulunmadığı b l nmekted r. (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres2b.g f )

Ayrıca, Kuran'ın okunuşundak farklar da, tek b r Kuran olmadığının gösterges d r. N tek m, İsma l Cerraoğlu'nun, Ankara 1971 baskılı "Tefs r Usulu" adlı k tabının 90-110.sayfaları arasında, Islam kaynaklarından aktarılan b lg ler de şöyle:
"Kur'an'ın b r harf n n b le değ şmed ğ " yalanı Tevbe sures n n 114.ayet ndek " yyahu" sözcüğünü, Hammad İbn Zeberkan, "ebahu" d ye okurdu. Sad sures n n 2. ayet ndek " zzett n sözcüğünü de "ğırrat n" okumaktaydı. Buradak değ ş kl kler harf
değ ş kl kler .B r nc s nde "ya""ba" ya, öbüründe de "ayın" harf , "ğayın" harf ne dönüşmüş. Hayd bu tür harf değ ş kl kler n önemsemeyel m. Eldek Kur'an'da görülen k m sözcükler n yer ne, Abdullah İbn Abbas, "mürâd fler n ", yan "eş anlamlı olanları kullanırdı.
Enes İbn Mal k de Müezzemm l sures n n 6. Ayet ndek "akvamu" sözcüğünün yer ne, "asvabu" sözcüğünü kullanmıştır. İbn Ömer, Cum'a sures n n 10. Ayet ndek "fes'av" sözcüğünün yer ne, "femzû" sözcüğünü; İbn Abbas Kar a sures n n 5. Ayet ndek
"kel'ıhn "yer ne "k'essavfı"yı uygun görüp kullanırdı. Y ne İbn Abbas "sayhaten vah deten"lerdek "sayhaten" yer ne, "zeyfeten" yeğlerd .Enes İbn Mal k, İnş rah sures n n 2. Ayet ndek "vada'nâ" yer ne,"halelnâ" d ye okurdu. (Bkz.Sf.95). Aynı k tapta, göster len
kes mde başka örnekler de görüleb l r.

Buralarda görülen de yalnızca harf değ ş kl ğ değ l kel me değ ş kl ğ d r. Demek k peygamberden bu yana b r harf b le değ şmem şt r savı gerçek değ ld r.
İsma l Cerrahoğlu'nun da k tabında yer verd ğ (Bkz. aynı k tap, s.93-94) b r olay çok lg nçt bu konuda. Aktarıldığına göre, b r gün H zam oğlu Hak m Oğlu H şam, Furkan sures n okumaktadır. Ömer d nler, bakar k , H şam bu surey Muhammed' n kend s ne
öğret p okuttuğundan başka türlü okuyor.
Ömer öfkelenm şt r:
"-Bu surey sana böyle k m bellet p okuttu?"
"-Peygamber!"
"-Yalan söylüyorsun. Çünkü, Peygamber bu surey bana sen n okuduğundan başka türlü okuttu."
Ömer bu tartışmayı yaparken, H şam'ın yakasına sarılmıştır. Sonra, adamı alıp Peygamber'e götürür.
"-Bu adam, sen n bana okuttuğundan başka türlü okuyor Furkan sures n ."
"-Yakasını bırak da adamın okuduklarını ben de d nleyey m."
Ömer yakasını bırakınca, Muhammed adama döner:
"-H şam, hayd oku, b r de ben d nleyey m, Furkan sures n nasıl okuyorsun?"
H şam, Furkan sures n , kend s ne öğret ld ğ g b okur. Sonra, Muhammed, "-Bu sure bana böyle nd ." der.
Muhammed, aynı surey b r de Ömer'e okutturur. Ömer' nk ç n de aynı şey söyler. Yan , k s n nk n de doğru bulmuştur. Sonra da şöyle der:
"- Kuran yed harf (yed türlü) nd r ld . Bunlardan hang s kolayınıza gel rse, Kur'an'ı ona göre okuyun. (Bkz. Buhar , e's-Sah h, K tabu'l-Husûmât 4; Tecrîd, had s no: 1766; Müsl m, e's-Sah h, K tabu Salât 'l-Müsâf rîn/270, had s no:818)

Bu had s, H şam'ın okuduğu Furkan sures le, Ömer' n okuduğu Furkan sures n n çok çok başka olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu had se göre, Muhammed, kavgayı tatlıya bağlıyor, "Kur'an'ın yed çeş t nd r ld ğ n " ve herkes n başka türlü okuyab leceğ n
söylüyor. Yan Kur'an'ı türlü b ç mlerde öğren p okumayı serbest bırakıyor. "Başkalık"sa, had sten de kolaylıkla anlaşılacağı g b , "okunuş"ta değ l, "okunanlar"dadır. Yoksa, Ömer' n o denl öfkes nden söz ed leb l r m ?

Kaynaklar, ayrı ayrı mushaflar üzer nde durur. Aktarılan örneklere göre, k m mushaftak ler bugün el m zdek "resm kuran" dak ler tutmamaktadır.
Ayrıca İbn Ömer' n şu sözü son derece lg nçt r:"İç n zden k mse, Kur'an'ın tümünü el nde tutuğunu söylemes n. Bunu d yen b l r m Kur'an'ın tümü ne kadardı, nasıldı? Kes n olan o k , Kur'an'ın çoğu yok olup g tm şt r." (Bkz. Süyut , el İtkan, 2/32)
Bütün bunlar karşısında, y ne "kuran, Peygamberden bu yana olduğu g b ve b r harf b le değ şmeden gelm şt r, deneb l r m ?

Kur'an'ın b r nc or j nal de, k nc or j nal de y ne müslümanlar el le yakılmıştır. Kuşkusuz gerçekler örtmek ç n.


Osman dönem nde oluşturulup çoğaltıldıktan sonra bel rl merkezlere gönder len nüshaların or j naller ne de, dünyanın h çb r yer nde rastlanmamaktadır.
Müslümanların kutsal k tabının resm nüshasının aynı olduğu doğrudur. Ancak, bugün İslam dünyasında b l nen ve elde bulunan Kuran, Peygamber n "vah y kat pler ne yazdırdığı" söylenen Kuran'ın aynı değ l. Kaynaklar, bunu ortaya koyuyor.

Kuran'dan çok daha esk eserler günümüze kadar gelm ş durumda ama Kuran yok..
M lattan 1500-2000 yıl önce, b r başka dey şle, Muhammed'den 1900-2400 yıl önce yaşamış olan esk Mısırlılar, yapmış oldukları p ram tler n duvarlarına ve pap rüs adı ver len ve kâğıt yer ne kullanılan yapraklar üzer ne kazıdıkları res m ve yazıları (h yerogl f) le
kend çağlarına bugün b le ışık tutuyorlar.

Ve Topkapı Müzes 'nde Kutsal Emanetler bölümünde Muhammed'e a t olduğu bel rt len mektuplar bulunuyor. (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/muhammedmektup.jpg )
Mısır’da bulundu, Abdülmec d’e yollandı. Kutsal Emanetler Bölümü’nde Muhammed’e a t olduğu düşünülen dört mektup bulunuyor. (Kutsal emanetler olarak adlandırılan eşyaların gerçekten kutsal emanet olup olmadığı henüz karbon 14 ve DNA testler g b
b l msel testlerle spatlanmadığından gerçek olup olmadıkları şüphel d r).

Bunlardan 627 yılında Kıpt kavm n n re s Mukavkıs’a gönder len mektup, 1850’de Mısır’da b r Kıpt Manastırı’nda esk b r Kıpt İnc l ’n n kabının ç nde bulunmuş. Hz. Muhammed’ n mektubu olduğu anlaşılınca Sultan Abdülmec d’e yollanmış. Pad şah da etrafına
altın b r çerçeve yaptırarak süslü altın b r kutu ç ne koydurup Kutsal Emanetler arasına aldırmış. Der üzer ne yazılı mektubun orta kısmında bazı yerler çürüyüp dökülmüş durumda. Hz. Muhammed, mektupta Mısır’da yaşayan esk b r Hır st yan topluluk olan Kıpt
kavm n İslam yet’e katılmaya davet ed yor:

‘Ey Ehl- K tap, gel n, aramızda müşterek olan b r kel me üzer ne b rleşel m. Allah’tan başkasına badet etmeyel m...’

Ayrıca, Ahsa Val s el Münz r b n Sava’ya yazılmış b r mektup bulunuyor. Ger kalan k mektuptan b r ‘yalancı Müseyl me’y tövbe etmeye, sonuncusu se Gassan ler n hükümdarı Har s b n Eb Şem r’ İslam yet’ kabul etmeye çağırıyor. (Kaynak: Hürr yet Pazar
27.06.2004)

Bu mektuplar Muhammed zamanından günümüze kadar muhafaza ed lm ş ama Allah'tan-varsa eğer- geld ğ dd a ed len Kur'an'ın lk or j nal nüshası Dünya'nın h çb r yer nde yok...

Evet, Topkapı Müzes 'nde Kutsal Emanetler bölümünde Muhammed'e a t olduğu bel rt len mektuplar bulunuyor. Bu mektuplar Muhammed zamanından günümüze kadar muhafaza ed lm ş ama Allah'tan-varsa eğer- geld ğ dd a ed len Kur'an'ın lk or j nal nüshası
Dünya'nın h çb r yer nde yok. Kur'an, Allah’ın-varsa eğer- sözü değ ld r. Kuran’ı, Muhammed ve arkadaşları hazırlamışlardır. Muhammed öldükten sonra Kuran’ın or j nal yakılmış ve nsan hafızasına kay tl , hafızların ezber gücüne dayalı olan ayetler n sonradan
derlenmes yle hazırlanan Kuran'lar da b rb rler nden farklı olmuşlardır. N tek m bugün yeryüzünde;
1) Arap (Osman) Mushaf’ı,
2) L bya Mushaf’ı,
3) Yemen Sa'na Mushaf’ı
Olmak üzere en az 3 ayrı Kuran vardır.

Ve.. Günümüzden 2000 yıl önce meşhur hamamda yıkanırken suyun kaldırma kuvvet n bularak” Evraka evraka..." d ye yer nden fırlayan ant k Yunan b l madamı Arş med n elyazması or j nal belgeler gün ışığına çıkıyor. Bu Arş met belgeler 2000 yıldan bu yana
günümüze kadar muhafaza ed lm ş ama Allah'tan-varsa eğer- geld ğ dd a ed len 1400 yaşındak Kur'an'ın lk or j nal nüshası Dünya'nın h çb r yer nde yok.. Korunmamış.. Korunamamış.. Bugünkü Kuran'larla kıyaslanamasak or j nal Kuran yok!...

Evet, ne gar pt r k ; Muhammed' n Allah'tan-varsa eğer- nd ğ n dd a ett ğ Kuran'ın yazıya lk dökülen kopyası yeryüzünde bulunmamaktadır. Muhammed'den asırlarca önce yaşamış olan esk Mısırlılar ve Sümerl ler ve Yunanlılar, b lg ler n , düşünceler n ve
tar hler n bugüne kadar get ren yazılarını taşlar, pap rüsler üzer ne yazmayı akıl etm şken, Allah'ın-varsa eğer- ve onun peygamber olduğunu dd a eden Muhammed' n bunu düşünemem ş olması s ze gar p gelm yor mu? Muhammed, Kuran'ın yazıya lk dökülen
hal n bu şek lde yazarak ölümsüzleşt rmey , kend s nden sonra gelen İslam m syonerler n ve hal feler n or j nal Kuran’ı yok etmeler n engelleyecek b r s stem n ye düşünemed ? Eğer bu hatayı yapmamış olsa d , bugünkü Kuran le Muhammed' n Kuran'ı
karşılaştırılarak kontrol ed leb l rd . Kuran'ın değ şmes de önleneb l rd . Doğru sözdür; "Söz uçar, yazı kalır".

Tüm bu eks kl kler, Kuran'ın Allah'tan-varsa eğer- nmed ğ n n, nsan sözü olduğunun, b r başka dey şle Muhammed ve arkadaşlarının sözü olduğunun b r d ğer gösterges d r.

Yararlanılan İslam Kaynaklar:


1. Buhar E's-Sah h (Arapça); K tabu'l Feda l-ül- Kuran Menakıbu'l Ensar, Sah h Buhar Mustesar . Tecr d Sar h Tercümes ,
2. Dr. S. Suph E's-Sal h (İslam dünyasında son yüzyılın ıler gelen ve b rçok eserler olan araştırmacı) Mebah s f Ulum- l Kuran,
3. Celalett n Suyut (Kuran yorumcusu, Had s uzmanı olarak İslam dünyasında en güven l r d n b l rlr nden b r s ): El İtkan F Ulum -l,Kuran,
4. Müsl m E's-Sah h (Arapça),
5. Ebu Davud

D ğer Kaynaklar:
1) Turan Dursun, D n Bu, 1.c lt, Kaynak Yayınları, 10.baskı, sayfa 78-89.Kaynak yayınları 84.
2) Turan Dursun, D n Bu, 3.c lt, Kaynak Yayınları, 6.baskı, sayfa 187-189
Not: Konuyla lg l İng l zce bazı s teler:
http://www.answer ng- slam.org/Green/seven.htm
http://www.answer ng- slam.org/G lchr st/Jam/chap1.html
http://www.answer ng- slam.org/Quran/Text/
What s Quran?
http://www.guard an.co.uk/Arch ve/Art cle/0,4273,4048586,00.html

L bya Kuran'ı le Arap Kuran'ı arasındak farklar


Hal fe Ömer n oğlu şöyle dem şt r: "H çb r n z Kuran'ın tümünü el mde tutyorum" demes n. B l r m s n z k , Kuran'ın (ayetler n n) çoğu, y t p g tm şt r. Ama herhang b r n z, "Kuran'dan ne kalmışsa (görünüşte ne varsa) o kadarını rl mde tutuyorum" des n. (Celaludd n
Süyut , el İtkan F Ulûm 'l-Kuran, 2/32).

"Kuran, Tanrı'nın koruması altındadır", "Kuran, b r harf b le değ şmeden korunagelm şt r", "İslam dünyasının heryer nde Kur'an aynıdır"... türünden savlar, artık gücünü y t r yor.

Muhammed'den sonra yazıya lk dökülen Kur'an, Hal fe Mervan tarafından yaktırılmıştır. Ondan sonra hazırlanan " k nc asıl" da aynı ak bete uğramıştır. Günümüzden 5000 sene önce yaşamış olan Sümerl ler ve Mısırlılar'ın yazılı eserler günümüze kadar
gel rken, günümüzden 1400 yıl önce hazırlanmış olan Kuran'ın aslı ( lk or j nal nüshası) yeryüzünde bulunmamaktadır.

Bugün, L bya'da b rçok yönden farklı b r Kuran basılmış ve "Cemah r ye Mushafı" olarak adlandırılmıştır. Bunun üzer ne "Devr mc Kurtuluş Murtaza Hareket " adlı Arap kuruluşu buna karşı çıkıyor ve şu lkeler sıralıyor:
1- Osman yazı b ç m (e'r-Resmü'l-Osman ), h ç yorum yapılmadan örnek alınması gereken b r Kuran yazı b ç m d r. Kuran yazısı b r de ünlü kıraatlere uygun olmalıdır.
2- H çb r ayet n ayetl ğ tartışılamaz. B r küçük tartışma var yalnızca: O da"besmelen n ayet olup olmadığı"dır.
3- Eklem ş olan "vakıf" (durma) ve uzatma şaretler koymak zorunludur.
4- "Tevatür" (çok k msen n aktarması) yoluyla gelen ve "H nd rakkamları" adıyla anılan Arap rakkamlarını koymak da zorunludur.

Sözkonusu İslamcı örgüt, "Cemah r ye Mushafı" adlı Kur'an'ın bu lkelere uymadığını bel rt yor. Ayrıca, adına da t raz ed yor: "Büyük, küçük, her ülke kend ne b r Mushaf (Kuran) bel rley p "bu ülken n Mushafı'dır" derse durum ne olur?" d yor ve bunun ç nden
çıkılamaz korkunç b r şey olacağını savunuyor. B r başka dey şle, "şu ülken n Kuran'ı, bu ülken n Kuran'ı" denemez demek st yor. İy de, "Dünya'da yalnız b r tür Kuran vardır. Kuran her çağda, her yerde aynı olmuştur, çünkü Kuran'da değ ş kl k olmamıştır"
kandırmacasının ters ne, gerçekte değ ş k Kuran'lar le karşılaşılıyorsa ve b r ülke bunlardan b r n "resm Kuran" d ye kend s ç n seçme yoluna g d yorsa ne olacaktır? N tek m, L bya'nın yaptığı da budur.

L bya Mushafı'nın ortaya çıkması le, Arap Mushafı le karşılaştırmak ç n b r çalışma yapılmış ve doğru-yanlış ç zelgeler n hazırlamış Murtaza Kuruluş'u.. Murtaza'nın "doğru" saydığı, genell kle herkes n b ldğ Kuran'ın b ç m d r, "yanlış" saydığı se, "L bya
Mushafı'nda yer alan şekl d r. Ç zelge: http:// slam yet-ned r.orgfree.com/c zelge.html

Halbuk , bu çalışmada "yanlış", "tahr f" d ye n telenen örnekler n çoğu, esk ünlü "kıraet üstadları"nın "kıraet"ler nde de yer almıştır. B e başka dey şle, L bya Mushafı "yanlış" se, "tahr f" se, bu yanlış ve tahr fler yüzyıllardır süregel yordu, çünkü, ç zelgede adları
ver len "kıraet sah pler ", L bya Mushafı le uyuşuyorlar. Bu k ş ler se, rastgele k ş ler değ llerd r. Örneğ n, Med nel Naf (H.70-169/M.689-785), "7 kıraet" sah b nden b r s ve Islam dünyasının en öneml ve güven l r uzmanlarından b r s d r. İbn Kes r (H.45-
120/M.665-737) de "7 kıraet" sah b nden b r s d r ve bu alanda Mekke'n n en tanınan k ş s olmuştur. Ebu Amr (H.68-154/M.687-770) ve ötek ler de "kıraet üstadları"dırlar.

Evet, görülüyor k , "L bya Mushafı"nda bulunan ve "tahr f", ""yanlış" olarak n telend r len değ ş kl kler, L bya Mushafı le ortaya çıkmamışlardır. Bunlar, İslam'ın en güven l r Kuran uzmanlarınca da bu şek lde ben msenm şt . Dahası, Kuran'dak yalnızca "hareke"ler
"harf"ler değ l, "kel me"ler, "cumle"ler, "ayetler" de, değ ş k "met n"lerde "mushaf"larda, değ ş k olarak yer almışlardır. Ama, bunları gözden kaçırmak ve saklamak ç n, elden gelen yapılmış, bunun ç n yüzyıllar boyu akla gelmed k yollara başvurulmuştur. Değ ş k
Kuran parçalarına, yan aynı Sure ve Ayet'lerdek sözler n, çok değ ş k b ç mde ortaya çıkışına Muhammed' n zamanında b le rastlanıyordu. İşte b r örnek:

Muhammed' n en yakın arkadaşlarından (Hal fe) Ömer, b r gün, Hâk m Oğlu H şam'ı, Furken Sures 'n okurken d nler. H şam'ın bu surey kend s ne öğret lenlenden tümüyle farlı sözlerle okuduğunu görür, öfkelen r ve yakapaça onu Muhammed'e götürür. Olayı
Muhammed'e anlatır. Muhammed, Sure'y her k s ne de okutur. Başka başka sözlerle okudukları halde, k s n de onaylar. "Kuran böyle nd r lm şt r" der ve ekler, ""Kuran yed harf üzer ne nd r lm şt r". İlg nç olan odur k ; bugün ıslam dünyasında b l nen Kuran'da
sözü ed len yed harf n sadece b r aded , evet, b r aded bulunmaktadır. "harf"ler le amaçlanan ne olursa olsun, yed adet harften altı aded eks kt r. Demek k , bugün, " nd r lm ş" olduğu dd a ed len n sadece yed de b r bulunuyor. Yed de altısı se yok. Ne denl
lg nç, değ l m ? Bu "yed harf", b r yutturmacayı tezgahlamak ve "değ ş k Kuran"lar bulunduğunu örtbas etmek ç n uydurulmuştur ama, farkında olmadan b r başka yönde açık ver lm şt r. Kuran'dan-Muhammed dönem ndek - çoğunun bugün eks k olduğu ortaya
çıkmıştır. (Buhar , K tabu Feza l 'l Kur'an).
http:// slam yet-ned r.orgfree.com/feza l .html

Bü ç zelgedek farklardan k m "hareke", k m de "harf" farkıdır ve bu farklar da bu yerlerde, "farklı anlamlar" meydana get rmekte.
(Bu değ ş kl ler görmek ç n bkz. Ebu Zer'a Abdurrahman, Huccetü'l-Kıraat, Beyrut, 1984, 77-270, sure ve ayet sırasına göre. Bu sayfalardan k m n n fotokop s ç n buraya tıklayınız). http:// slam yet-ned r.orgfree.com/huccetulk raat1.html

Y ne aynı açıklamalara göre, "L bya Kuran"ında, "ayet sonu" olarak göster len kes m, d ğer müslümanların Kuran'ında ayet sonu değ ld r. Ya da b r nc s nde ayet sonu göster lmem şken, k nc s nde ayet sonudur.
Örnekler ç n buraya tıklayınız. http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ornekler.html

Kuran'ın H cr Sures 'n n 9.ayet şöyle der: "15/9. Doğrusu K tap' B z nd rd k, onun koruyucusu elbette B z z". "Kuran'ı koruma ş n , Tanrı'nın-varsa eğer- kend üzer ne almasında b raz durmak gerek r. Tanrı, "Kuran'ı n ye koruyor?". Ayette bunun cevabı da
ver lm ş: "Çünkü onu b z nd rd k" d yor. Tanrı'ya böyle söylet l yor. Ancak, Kuran'ın "Tevrat" ve "İnc l" le lg l ayetler ne bakıldığı zaman, büyük b r "çel şk " göze çarpıyor. Kuran ayetler nde, çok açık b r b ç mde, Tevrat ve İnc l' n de Tanrı tarafından nd r ld ğ
b ld r l r. Ancak, Islam dünyasına göre, bu k taplar "zamanla tahr fe uğradıkları" ve "bu yüzden Kuran'ın nd r ld ğ " nancı vardır. Bu l şk n ayet ve had sler kanıt olarak göster l r. Pek ama, akla şu soru gel yor: Tanrı, kend gönderd ğ ç n Kuran'ı koruyor da, kend
gönderd ğ Tevrat ve Inc l' n ye koruyamamış? Bu soruya k mse tatm nkar b r cevapverem yor..

Demek k ; "Kuran'ı tanrı nd rd , koruyucusu da O'dur" dd ası doğru değ l.. Tanrı-varsa eğer-, Kuran'ı koruyamamıştır. Kuran'ın asılları yakılmıştır. Günümüzden 5000 sene önce yaşamış olan Sümerl ler ve Mısırlılar'ın yazılı eserler günümüze kadar gel rken,
günümüzden 1400 yıl önce hazırlanmış olan Kuran'ın aslı ( lk or j nal nüshası) yeryüzünde bulunmamaktadır. Kaldı k , bugün el m zdek Kuran'ın, Muhammed' n Kuran'ı le aynı olmadığı anlaşılıyor. Ayrıca, L bya, Arap mushafları ve Yemen Sa'na Kuran'ı (Dr
Pu n tarafından cam restorasyonu sırasında bulunan ve b r değ ş k Kuran nüshası olduğu anlaşılınca Yemen yetk l ler nce k l t altına alınıp saklanan Kur'an) olmak üzere de üç ayrı Kuran bulunuyor. http://www.rad kal.com.tr/2000/08/16/d s/01 sl.shtml

@Gürkan Eng n şahsen ded ğ n ve t raf ett ğ n g b ,


1) Peygamber(ler) n tanrı elç s dd alarının neye dayandığını KESİN olarak BİLMİYORUZ,
2) Peygamber(ler) n tanrı le nasıl b r şek lde let ş m ve etk leş me geçt ğ n KESİN olarak BİLMİYORUZ,
3) Peygamber(ler) n tanrıdan aldığı dd a ed len sözler n, hang ler ve neler olduğunu KESİN olarak BİLMİYORUZ,
4) Peygamber(ler) n kend (ler/s) n n yapmadığını, çeş tl manüpülat f uygulama ve şlemlerle kend (ler/s) n n hayat(lar)ı son bulduktan yıllllaaaaaar sonra, başkaları tarafından toplanıp, toparlanıp, derlen p, tasn flenerek b r d zge hal ne get r lmek suret yle en az 3
ayrı zaman, şek l ve kapsamda k taplaştırıldığını BİLMEMİZE rağmen, günümüze kadar b r şek lde ulaşmayı başarmış olan mevcut metn n, lk andak hal ne nazaran korunup korunmadığını KESİN olarak BİLMİYORUZ,
5) Sırf ve yalız; dd a ett ğ n b r s stem n(!) 1400 sene evvel yaşamış olan arapların, keyf b r sayı-harf eşlemes kabulü le kullandıkları b r ampr k bağıntının, günümüzde el m zde bulunan tüm(!?) mushaflarda, kayıtsız ve keyf b r yöntemle dah , cüz- ve kısm- b r
kısım kümes ç n sağlanıyor olması b l msel açıdan h çb r şey fade etmez.
6) Heps b r tarafa, sözde bu s stem n(!), mevcut tüm met n ç n sağlandığı kanıtlansa dah , bu kanıt yukarıdak maddeler n arrtık KESİN olarak BİLİNDİĞİn göstermez ve bunların kanıtı OLMAZ/SAYILAMAZ...

S ze a t olmayan fakat destekled ğ n z ve savunduğunuz bu spakülat f teor , s z nde gördüğünüz g b , h çb r b l m çevres nden lg görmemekted r. Hatta aks ne akadem k yetk nl ğe ve akred tasyona sah p b rçok k mse, yukarda görülen ve olması gerekt ğ sırayla
sunulan mantıksal algor tma z nc r n n öncüller n n kayıtsız, kanıtsız ve tamamen varsayımsal ( t kad- ) b r GERÇEKLİK(!) olduğunu b ld kler ve gördükler ç n d kkate dah almıyorlar. D kkate alma cesaret n (sıf meraktanda olsa) gösterenler se sözde
s stem n(!) dd a ed ld ğ g b b r sonuç vermed ğ ne şah t olup, bununla lg l dd alara cevap dah vermen n lüzumsuz olduğu gerekçes yle kend öneml şler ne ger dönüyorlar.

Fakat bence yararlı b r uğraş çer s ndes n z. (Her nekadar bu yararın kend n ze ve teor n ze b r katkısı olmasada...)
İlg s n çekmey başardığınız k ş ler bu durumu tüm boyutlarıyla nceleme ve rdeleme fırsatı buluyorlar. Kend deoloj n ze katkısı olmasada, RTE n n son 20 yılda yaptıklarının uzantısal b r sonucu olarak ata st/de st k ş sayısındak artış g b nsanımızın
b l nçlenmes ne ve gel şmes ne katkıda bulunmaktadır. Bu bakımdan ülkem adına s z ve s z n g b lere TEŞEKKÜR EDİYORUM...
...ve yukarıdak sorularıma cevabınızı merakla bekl yorum. Öyle vakt m yok, heps ne ayrı ayrı cevap veremem g b bahaneler üretmey n artık. Bu konular 19 u da aşan ve en temel konulardır. Bunların h çb r n 19 la açıklayamaz ve üstünü kapatamazsınız.
Aslında bu soruların gerek subjekt f olarak kend n z n gerekse objekt f olarak evrensel ve mantıklı b r açıklamasının (mümkünse tab ) olması, te st görüşün leh ne b r durum ortaya çıkacaktır. Bu da s z n 19 dan daha çok ş n ze yarayacaktır.

DOĞRU DÜŞÜNMENİN BİLİMİ OLARAK (Sayısal/Sözel) MANTIK?


Bu konuda tek tek ve detaylı b r anal z ve açıklama yapmaya gerek görmüyorum. Z ra Dücane CÜNDİOĞLU bu konuda epey kapsamlı b r anal z ve açıklama yapmış. İzlemen tavs ye eder m. Mutlaka fayda görürsün...

Dücane CÜNDİOĞLU nun; Ontoloj /Varlık ve Türler , Ep stemoloj /İdrak ve Türler , B l nç Düzey /Akıl Yürütme ve Türler , son olarak D n ve Kaynaklarını, Anlamlandırma Yöntem ve Türler n ele alarak detaylı ve objekt f b r anal z yapıp, kend
görüşler n ve argümanlarını temellend rd ğ öneml konferanslarından k s n aşağıda paylaşıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=jNNq0vF1O2M&t=30s
https://www.youtube.com/watch?v=pPJ1Qy_Yr8g

Son olarak şunu özell kle fade etmek ster m;


Bunlara zaman ayırıp, uğraşıp sana okuman ve cevaplaman ç n letmemdek amaç, sen nanç ve görüşler nden çev rmek ASLA ve KAT'A değ ld r. İnsanların aklı ve zekasıyla pervasızca alay etmen, karşı argüman sunanları ahlaksızca yermen ve Kurana
dayanmadığı, onunla uyuşmadığı aş kar olan bu tavır ve davranışlarının cürret n , terb yes zl ğ n ve mesnets z Ahlakının Ahlaksızlığını yüzüne vurmaktır.

Hang mertebede draka sah p olduğun bence malum ve ortada ama ...
... sen, hele b r dey ver bakem, kend n n hang mertebeden drake sah p olduğunu b l yor musun? Farkında mısın? Onu b dey ver hele...

esenl kler,
CİCERO--

--

--

--

--

Das könnte Ihnen auch gefallen