Beruflich Dokumente
Kultur Dokumente
com>
Ed p merhaba,
Esenl kler,
CİCERO
Ed p Merhaba,
Gürkan 'ın durumu ortada! Kaç gündür kend s ne lett ğ m sorulara ve çel şk lere cevap VER(E)MEDİ!
Aynı soruları sana leterek, b r açıklama yapmanı r ca ed yorum.
Ma l n altında Gürkana lett ğ m soruların tamamını göreb l rs n. Eğer b r sorundan dolayı göremezsen ger b ld r mde bulun, başka b r şek lde tekrar letey m...
Esenl kler,
CİCERO
Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 26 N s 2019 Cum, 21:34 tar h nde şunu yazdı:
Gürkan Eng n,
Bu ves leyle, Az z Nes n' , ler görüş ve tutarlı tesp tler nden dolayı, tar h önünde b r kez daha saygıyla anıyoruz.!
"Okumak cehl- alır, eğer yoksa ufk- drakte gerçeğe(hakka) ulaşmak; zat-ı sıfatında, merkepl k bak kalır!"
B r, Absürt komed sever olarak, yayınlarını lg yle, severek ve beğerek zl yorum. Tab daha öneml b r ş m yoksa...
Evet...
Neyse...
Ne dem şler, ''Dünya ölümlü, gün akşamlıdır''.
''Başkalarına kafa tutmadan önce kend n yenmen gerek r.''
Saygı ve hürmetler m sunarım efen m...
Aşkla, Sevg yle,Esen kalınız, Hoşçakalınız efen mmm...
CİCERO
Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 21 N s 2019 Paz, 21:23 tar h nde şunu yazdı:
Yanıtlaya b lecek m s n?
Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 21 N s 2019 Paz, 01:01 tar h nde şunu yazdı:
let yarıda kes lm ş olab l r. [İlet kısaltıldı] Tüm let y görüntüle kısmına tıklayarak tüm hal ne ulaşab l rs n....
Elyesa Bazna <elyesa.bazna.c cero@gma l.com>, 21 N s 2019 Paz, 00:57 tar h nde şunu yazdı:
@Gürkan Eng n,
Ayrıca şu sorularada cevap verk en azından lm n n kaynağını göreb lel m....
(B raz dağınık olacak ama kusura bakma, v deoların altındak sorularıma cevap vereb lseyd n böyle olmazdı "yorumlarımdan alıntılar")
[M ras problem n , kuranın hükmü oldğunu söylemeden 6. sınıfa g den oğluma sordum. oranları kurandak g b verd m. çözmes n sted m. tab olarak çözemed . O halde oranlar eş t olmayacak şek lde bu soru nasıl sorulab l rd oğlum d ye sordum. bana ded k
baba, a le fertler sayısı değ şeb leceğ ç n ve sab t b r oran verd ğ m z zamanda pay le payda eş t olamayacağı ç n bence her k ş ye b r katsayı versek mesela, erkek çocuk 2 pay, kız çocuk 1 pay, anne 3 pay, ... şekl nde keyf olarak bel rlesek. daha sonra tüm
m rasçıların paylarını toplayıp (örneğ n 12 pay) toplam m rası toplam pay m ktarına bölsek ve çıkan 1 pay m ktarını herkes n kend pay katsayısıyla çarparak dağıtsak, sorun olmadan ve kalan olmadan dağıtab l r z...
6. sınıfa g den b r çocuk b le bu soruyu çözeb l rken, Tanrı bunu akıl edem yor mu?]
Rasyonel sayı olarak yazılması İMKANSIZ(!?) ÖYLE Mİ? Elbette yazılab l r. Nasıl mı?
{A, B, C, ... , Z} m rasçılar; {a, b, c, ... , z} m rasçıların h sse payları; ( a + b + c + ... + z = X ), X: top. h sse m kt.; ( a/X + b/X + c/X + ... + z/X ) = 1 ve A k ş s n n m ras oranı = a/X olmak üzere ;
A k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (a/X),
B k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (b/X),
C k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (c/X),
....
Z k ş s n n m rastan payına düşen = (T.M ras) * (z/X), şekl nde b r paylaşım, her koşulda eks ks z/kalansız ve durumdan bağımsız olarak tutarlı ve doğru b r sonucu sağlayacaktır.
Bende Gürkan Eng n' den, (eğer Ahlaklı, Namuslu, Dürüst ve Tutarlı b r se) SÖZÜNDE DURMASINI BEKLİYORUM... SÖZÜNÜZÜN ARKASINDA DURACAK MISINIZ?
2. "Söyled ğ m bu zaten. 3 terc h yapılab l rd . ya tüm oranlar tek tek yazılab l rd , ya s z n şu an yaptığınız g b b r denkleme döküleb l rd ya da oran orantı le çözülecek paylar ver leb l rd "
Burada bu cümlen zle apaçık yalan söyled n z. V deoda ve v deonun altındak cevaplarınızda defaatle başka b r yolun mkansız olduğunu d le get rd n z. V deoda bu fadeden sonra yapılması mümkün 2( k ) yol olduğunu fade ett n z. bunlarında fade ve yazımının
sayfalar süreceğ gerekçes yle absüd buldunuz. v deonun altındak kend yorumlarınızı s lmeden b okuyun ve sonra kastınızın bu olup olmadığına karar ver n. Velevk tam fade edemed ğ n kabul ett k d yel m, eee n ye yapılmadı pek ? Yoksa buda başka b r
muc ze m ? Bu alternat f olasılıklara gerek yok k , akıl ve mantık b ze en muteber yolun kısa, anlaşılır, mantıklı, tutarlı ve bas t olması gerekt ğ n söyler. Bakın 6. sınıf öğrenc s b le bunu anlayıp, çözüm üret p, hesabını yapab l yor. üstel k h çb r tartışmaya mahal
vermeyecek şek lde....
3. "Kuran yazarı, en bas t olanı seçm ş. sadece bugün ç n değ l, 1400 yıl önces c n de."
Yapmayın yahu, bu mu en bas t olanı, aradan 1400 yıl geçm ş hala tartışmalı ve tartışılıyor. üstel k ömer b le ney n nes olduğunu anlayamadığı ç n kend nce çözüm üretm ş zavallı... Ayrıca 1400 yıl öncek nsanlar bugünün 6. sınıf çocuğunun akl sev yes ne
sah p dey lm yd yan ... el m zde b nlerce yıl önces nden kalmış daha ayrıntılı astronom har taları, matemat k kuram ve çözümler , detaylı nce hesaplamaya dayalı mekan k catlar, mühend sl k yapıları, ... vs.var. Yanlışa yanlış demek zormu ? Bar z b r Yanlışı,
hatayı savunmaya kalmanız, kuranın lah olmadığını kabul etme durumunda yaşayacağınız aks yeteden kaynaklanıyor bence... Yıllarca harcadığınız zaman, verd ğ n z emekler, sosyal çevren zle olan l şk ler n z, özver yle yer ne get rd ğ n z kurallar, bu güne
kadar kurana dayanara kend n zce temellend rd ğ n z lkeler, hayat görüşü, söylemler, eylemler, fal yetler, ... vs tüm bunların boşuna ve temels z olduğunu anlamanızın get receğ anks yot k kaos, ve ç hesaplaşma ... tüm bunlar s ze böyle b r tutarsızlığı yapmaya
t yor.
4. "Kuran sadece el nde hesap mak nes olan ve matemat k b lg s yüksek toplumlar ç n nmed ."
Altıncı sınıf öğrenc s çözeb l yor d yorum. üstel k hesap mak nes kullanmadan... H çb r şek lde eğ t m olmayan, okuma yazma b lmeyen, sayı saymayı b lmeyen b r nsan yada toplum bunu zaten anlayamaz. üstel k bu yazıldığı şekl yle, b len toplumlarda
anlayamıyorken. bakın ömer bu ayetler nerken peygamber n çevres ndeyd . daha önce herhang b rşek lde bu ayet n kullanıması cap etseyd ve peygamberde bunu farketseyd , ya b r ayetle bunu düzelt r yada b r uygulamayla açıklığa kavuştururdu. görülüyork
ömer peygamberden sonra gerek duyulan b r olayda ş n ç nden çıkamamış ve kend s yarım yamalak b r çözüm üretm ş.
Ayrıca, açıkça "B l nçl " b r ayet çarpıtması yapıyorsun. N sa Sures 13.ayette "Bunlar s ze Allah'ın ç zd ğ sınırlardır" derken oradak sınır m ras ayrımlarını bel rtmekted r. Ayet tavs ye n tel ğ taşımamaktadır, ayet b r em rd r. Alt veya üst sıfatlarını
kullanmadan kurulan b r bare SINIRIN ANTTAN VEYA ÜSTTEN İHLAL EDİLEMEYECEĞİ, SINIR OLARAK BELİRTİLENİN EŞİTİ ANLAMINI TAŞIR... MATEMATİK BİLİYORSUN YA... KARŞILAŞTIRMA OPERATÖRLERİNİ BİR DAHA GÖZDEN GEÇİR... sözel
b r matemat k sorusunu anladığın şek lde yaparsan kes nl kle(%100) yanlış cevaplarsın.... :)))
Şayet kend n z n, Ahlaklı, Namuslu, Dürüst ve Tutarlı b r nsan olduğunuz dd asındaysanız, sözünüzü yer ne get rmek adına aşağıdak durumlardan hang s n yapacak, ne zaman uygulayacak ve yayınlayacaksınız?
a) "KURAN ALLAH'TAN DEĞİL, UYDURMA BİR KİTAPTIR d ye v deo çekeceğ m."
b) "MATEMATİK BİLMEDİĞİMİ KABUL EDİYORUM ve MATEMATİK İLE İLGİLİ İDDİALARIMI GERİ ÇEKEREK, MATEMATİK KONUSUNDA İTHAM ETTİĞİM HERKESTEN ÖZÜR DİLİYORUM" d ye v deo çekeceğ m.
B rde konu matemat kten açılmışken, "Fethullah Gülen, Ebu Hureyre'n n günde 12.000 kez st ğfar ett ğ n anlatıyor." d ye b r v deon var. Burada b r anal z yapmışsın ve b r k ş n n hızlı okuyarak b le 7 (sn/adet) hızda söyled ğ b r duanın h ç ara vermese
dah 12.000 (adet) * 7 (sn/adet) / 3.600 (sn/sa) = 23,33 saatte okuması gerekt ğ n vurgulayarak (haklı olarak) alay etm şs n... Keşke (11.40 ve 23.27 ayetler nde) Nuh'un, tüm canlılardan erkekl d ş l ç ftler hal nde gem s ne sığdırdığı sayıyı da b hesaplasan,
belk tüm canlıların gem ye sığması mümkündür ve 19 un tam katı b le çıkab l r... Yoksa sende Ed p g b onlar evc l hayvanları mı d yeceks n? :DDD
19 SİSTEMİ(!)
Açık matemat ksel fadelerde bulunmasına karşılık 1 bütünü doğru/düzgün paylaştıramama, sözel mantıksal eks kl kler ve anlatım bozukluğu neden yle doğru sonuç veremeyen, her konb nasyonda sağlamayan ve tutarsız sonuçları t bar yle t lafa, kargaşaya
götüren kuranın, b rde matemat ksel kodla korunduğunu dd a edenler var. İron k b r örnekle g r ş yapmakta fayda var d ye düşünüyorum....
Ahmed İbrah m: "Saygıdeğer Gürkan Eng n hocam! Kuranın 19 s stem le korunma altına alındıgına da r Kurandan sadece b r tanec k ayet get reb l rm s n z?"
Gürkan Eng n: "Öyle b r dd am yok."
Ahmed İbrah m: "Saygıdeğer Gürkan Eng n hocam!
19 s stem le Kuranın korunduguna da r Kurandan del l yok.
19 s stem le Kuranın korundugunu b ze göstermek c n Kurandan del l yok.
19 s stem le Kuranın Allahtan geld g n göstermek c n Kurandan del l yok.
Pek bu dd alar yoksa ve Kurandan del l de yoksa bu 19 ne se yarar?
Reklam ed ld g kadar se yaramadıgını kabul ederm s n z?
19 s stem n dogru anladıgınıza Kurandan del l varmı?
Tab k Kurandan del l olmayan b r s stemden bahs ed yoruz fakat asla sakaya gelmeyecek ve net celer agır ve kalıcı azaba sebep olan Ayet nkarına sürükleyen b r s stem.
Maksadım s z yormak deg l okuyanlarıda dah l olmak üzere düsündürmek."
Elyesa Bazna: "Gürkan Eng n, korunmayan veya korunamayan b r k taba s stem yerleşt ren b r tanrı ney muradetm ş olab l r?
Hayat b r öneme sah p hüküm ayet veya sures n n kurandan daha önce çıkarılmadığını spatlayab l r m bu s stem? spatlayamazsa bu s stem tanrı yerleşt rm ş olab l r m ?
İdd anız yokken ayet çıkartma, kurandan değ ld r d yeb lme cüret n nasıl kend n zde bulab l yorsunuz?
Ya bu d ne nanmıyorsunuz, yada nanmak ç n kend n ze kend mantık parad gmanızı yansıtcak b r bahane arıyorsunuz. Bunun başka b r zahı varsa b lmek ster m"
mcem sah n: "1:00:22 le 1:00:33 arasında Kuran’ın 19 la korunduğunu söylüyor. Fakat Öyle b r dd am yok derken gal ba Kuran’ın kend ç nde 19 la korunduğu konusunda doğrudan yada dolaylı b r söz yada cümle olduğu dd am yok demek st yor.
E o zaman 19 s stem yle kuranı buluşturan ned r?
Bence 19 s stem n n asıl hand kapı ayet ve sure numaralandırılmasında yan bu numaralar, sayılar, sıralanış ve d z l ş neye göre ve k m tarafından yapıldı? B l nd ğ üzere ayetler peygamber hayattayken ve çoğunlukla yaşanan ve yaşanmakta
olan b r olaylar, durumlar ve mütekab l nedenler s ls les üzer ne nm şt r. Fakat kuran toplanırken ve tasn f ed l rken bu mütekab l yet ve zaman sürekl l ğ bağlam s ls les ne uyulmadan, b l nçs z(!) b r şek lde tasn f ed lm şt r. İn ş sırasına
göre değ lde neden b l nmeyen b r sıralamada d zgelenm ş. İş n gar b Gürkan Eng n de bunun b r hand kap olduğunu b l yor ve 47:52 le 48:40 arasında bu durumu kabul ett ğ n d leget r yor. Fakat ayet ve sure numaralarıyla
matemat ksel muc zev şlemler yapmaktan kend n alamıyor. "
Gürkan Eng n: ............................... (Cevap yok) ??????
Ha-M m anal z nde kurulan mantık, yapılan şlemler ve ler sürülen çıkarımlar, DEVLET BAHÇELİ retor ğ nden farksızdır.
Bugün y ne b r konuşmasında 31 Mart seç mler nde aldıkları oylarla b r çıkarımda bulunarak b zler gülümsett . "31 Mart seç mler nde MHP n n aldığı oy oranı 18,81 d r. At v rgülü, 1881 Atatürkün doğum yılıdır. ..." :-DDDD
19u bozduğu gerekçes yle Tevbe Sures 'n n son k ayet , sonradan eklenm şt r den lerek, sureden çıkarılıyor. Keyf yet n d b ne vuruluyor. Pek 19'a uymuyor d ye Kur'an'dan ayet çıkarana nasıl güveneb l r z? Kur'an'a ya komple nanırsın ya da komple
nanmazsın, bu böyled r. İstemed ğ n at, sted ğ n al, öyle şey m olur? Bunu b z d ns zler yapsak ve tvlerde Kur'an'a k ayet sonradan eklenm şt r d yerek boy göstersek, kellem z g derd . Adamlar sınırsız, sınırlayan b r şey yok ve buna "s stem" d yorlar. İdd a
tamamen seç mlere dayalı halbuk .
Yarın b r gün de başka ayetler n uymadığını fark ed p o ayetler çıkarırlarsa veya b r başkası başka b r rakamla Kur'an l şk s kurmak ster ve uymayan ayetler çıkarırsa ne olacak? Yan burada sınırlayan b r şey yok. Veya şu kel me 19a uymuyor onun yer ne ben
bunun eş anlamlısı olan kel mey koyacağım Kur'an'a derse, şurada şöyle denmek stem ş dey p başka b r şey ekler çıkarırsa, sonra da; b z 19 muc zes n n gösterd ğ şekle göre Kur'an'ın bozulmamış şekl n meydana çıkardık der geçerse! Tab komple b r surey
de çıkarıp atab l r, engelleyen b r şey yok, uymuyorsa sonradan eklenm şt r!
Ş md efend m ben bu şek lde get r n sted ğ n z k taptan s ze muc ze çıkarayım. Zaten uymayan kısımları atarsan ger ye uyan kısımlar kalır ve herhang b r met n herhang b r sayıya uyar.
- "Pek sen Kur'an'dan k ayet çıkarıyorsun da, Kur'an kend s söylüyor korunacağını? O halde y ne çok büyük b r çel şk yle karşılaşıyoruz."
- "Nerde, hang ayette söylüyor 'Kur'an'ı koruyacağını, orada gerçekten 'Kur'an' kel mes geç yor mu?"
- "Şüphes z o Z kr’ (Kur’an’ı) b z nd rd k! Onun koruyucusu da elbette b z z. (H cr Sures , 9)"
- "Bu ayette 'Kur'an' kel mes geçmed ğ n gerçekten görem yor musun? Aaaa çok cah ls n, keşke ölsen! Bak 'Z kr' d yor, gördün mü? Parantez ayet çarpıtmak ç n ekl yorlar. 'Z kr' kel mes özell kle seç l p konulmuş oraya. B raz aklınızı çalıştırın, b raz kr t k
düşünün yahu!"
- "Z kr, Furkan, Kur'an, ... bunlar aynı/eş anlamlı olarak kullanılmıyor mu?"
- "Genelde evet ama burada, yan 'Kur'an'ın korunmasıyla lg l ayetlerde bunu "levh- mahfuz"un korunması' olarak yorumlayıp sorunu çözüyoruz."
- "İy de bunun Kur'an olduğu bell değ l m ?"
- "Sen Arapça b l yor musun?..."
- "Hayır! Ne alakası var ş md bunun? Açıp mealler nden okuyorum. Herkes öyle çev rm ş"
- "Hem Arapça b lm yorsun! hem b lg n olmayan b r konuda gelm ş,.. yok şöyle, yok böyle!, ..."
- "Tamam uzatmayalım, Pek ned r bu levh- mahfuz?"
- "Allah katında bulunan, her şey n yazılı olduğu k tap g b b r şey, levha. Kur'an da bundan b r parça."
- "Amma yaptın yahu! Bunun basbaya Kur'an olduğu bell , z ra levh- mahfuz Allah katında ama ayette " nd rd k" den yor. Demek k , Allah katından nen b r şey n korunması söz konusu burada. O şey n se Kur'an olduğu ortada."
- "HAAAYIIIIIIRRRRR, SEN BİLMİYORSUUUUUNNN ...!!! "
- "Had d yel m k levh- mahfuz.İy de kardeş m, Allah Kur'an'ı korumayacaksa, koruduğu şey levh- mahfuzsa, bunun nsanlığa ne faydası var? Ben levh- mahfuzdan sorumlu tutulmuyorum k , zaten okuyamıyorum da onu. Ben m ş m Allah'tan nd ğ söylenen
Kur'an'la. Kur'an korunmuyorsa o halde k m b l r ne değ ş kl kler yapıldı? Burada sorun sadece sayı değ l k , bu k tapta ne hükümler, em rler vb.ler var. Belk de oruç tutan, namaz kılan b r veya herhang b r hüküm h ç fark etmez, Kur'an'ı değ şt renler n emr n
uyguluyor, Allah'ın değ l? Nerede kaldı Tanrısallık? 19'a uymayan d ğer pek çok şey n sonradan eklenmed ğ n veya değ şt r lmed ğ n nereden b l yorsun, sen n d l nle konuşursak? Yan Kur'an korunmayıp, ben m h ç ş m n olmayacağı levh- mahfuz
korunuyorsa, zaten sen bana sted ğ n muc zey get r, bu mantıksızlık, o muc zeler n yalan olduğunu, Kur'an'ın nsan sözü olduğunu, o muc ze ded ğ n şeyler n nsanlar tarafından yapılab ld ğ n göster r ancak.Kısacası nsanları levh- mahfuz lg lend rmez, ondan
b r parça olduğu söylenen Kur'an lg lend r r. Bu aklen de, mantıken de, d nen de böyled r. Sen n bu dd ana da ancak düşünme yet ler n y kullanamayanlar nanır. Kur'an gerçekten onu kast ed yorsa da, çok büyük b r çel şk ye düşmüş olur."
- "İnanmak stemeyen n, Kaf rler n her ne olursa olsun nanmayacağını Kur'an b ze taaa 1400 yıl önces nden zaten söylüyordu. Allah'a Hamd-ü senalar olsun! Sen nanmamaya şartlanmışsın. O halde neden uğraşıyorsun bu d nle? Neden Hr st yanlıkla,
Musev l kle uğraşmıyorsun? S yon st m s n? M syoner m s n? İnanmıyorsan saygı göster beeeeee!"
- "Yahu ne alakası var? Bu..."
- "Ayetler var ayetler!
- "Eeee, yan .. ?"
- "Bu ayetler 19 a n ye/nasıl uyuyor pek ? Had açıkla?"
- "İdd a sah b sens n, sen kna etmekle mükellefs n. İkna edemed ğ n aşağılıyor veya yer yorsun, eğer nandığın Tanrında, sen n g b davranıyorsa, zaten öyle b r tanrıya tapınılmaz."
- Had b r benzer n get r? Heee, get reb l r m s n? Mükemmel b şey bu 19 s stem !"
- "Hala 19 d yo yaaa? Yav He Heee..."
19 un s stem olarak kabul ed leb lmes ç n dd a ed len kel meler ve bu kel meler n sayı veya rakamların şaret ett ğ savunulan kel meler neden sonuç l şk s kurarak b rb r ne bağlaması gerekl d r. Bu l şk y kuramayan h çb r şlem s stem teşk l etmez!
Örneğ n tanrının s mler n ele alırsak, herhanb b r sm n karşılığı olarak varsayılan b r sayı, sadece 19 katları kadar mevcut d ye b r anlam fade etmez! B rbaşka olguyu hem şaret etmel hemde bu olguyu neden-sonuç l şk s çer s nde açlıklayab lmed r. B r met n
çer s ndek bazı kel meler tutarlı(!) b r şek lde bazı eş tl kler sağlaması b r mucuzey yada bunun nsan üstü b r varlık tarafından neşred ld ğ n kanıtlamaz.
B rde şu matemat k konusunda çok dd alısınız? S z tey t etmeyen ve karşı argüman sunanların öneml b r kısmını matemat k b lmemekle tham ed yorsunuz. Matemat k eğ t m yle lg l akred tasyonunuzu merak ett m doğrusu...
Merak ve lg duygularına sah p orta öğren m n tamamlamış nsanların 4 şlem ve olasılık dışında matemat ksel olarak hang yeterl l ğe sah p olması bu konuda s ze k fayet edecek donanıma sah p olduğu kanıtlayacak ?
Peygamber n meşruyet n n ve tanrıdan aldığı dd a ed len söz yada met nler n, b l msel olarak doğruluğu spatlanmadan yada spatlanamadan böyle b r dd ayla ortaya çıkmak hele helede tamamen nanca ve mana tekabul eden bu olguların kanıtı olarak böyle b r
s stem (!) şah t göstermek nsan aklına hanett r. Bu durumun b l mle, matemat kle, akıl ve mantıkla zahı mümkün değ ld r.
19 sayısını zaten Kur'an'ın bütününe uygulayamıyorlar, sadece bazı kel meler , ayetler ve bunların harf toplamlarını alıp, 19a uyuyor göster l yor.
Mesela "Muhammed" sm , " nsan" kel mes , "İsa, Musa" g b peygamber s mler veya "Cebra l, M ka l, İsraf l" s mler , " bl s" kel mes , "nefs" kel mes , "han f" kel mes , "şeytan ve melek" kel meler , "Müslüman" kel mes , "İslam" kel mes , "Tevrat, İnc l ve Zebur"
kel meler vs. neden uymuyor bu 19 muc zes ne? Bunlar arttırılır, çoktur. Kur'an'dak bell başlı öneml kel meler yazdım.
Kur'an'da Allah'ın 99 tane sm olduğu söylen r, 8 tanes n n uymasının neres muc zev ?
Ayrıca allah böyle b r cod koymayı murad etse, önem sırasına göre, önce kend s mler n n daha sonra gönderd ğ elç ler n(en azından Muhammed n) s mler n bu codla doğrulaması gerekmezm yd ? Allahın s mler n n 10 da 1 b le uymuyor. Muhammed de
b l nd ğ üzere uymuyor. Pek ne uyuyor? Reşad Khal fe, gün, ay, yıl, hurufu mukattadan b r kaçı, allahın s mler n n b r kaçı, besmele, ... vs. Böyle büyük b r dd anın argümanları bunlar mı olmalı sence?
B rtane m Ebced Hesabı var? Hang s n ne gerekçeyle kullanıyorsunuz? Seç m n z n canalıcı, yadsınamaz ve değ şt r lemez mantığı ned r?
"19 s stem ne göre kel me sayımlarında SADECE ve YALNIZCA kel meler n YALIN hal değerlend r l yor." derken, " sm" kel me sayımına "B sm" kel mes n nasıl dah l ed yorsun?
"B sm" kel mes ster " sm le" olsun ster " sm yle" olsun, k durumdada yalın halde DEĞİLDİR!
Bunun aks n spatlacak ve dd a ett ğ n g b yalın halde kabul gören muteber b r referansın var mı? Neye göre YALIN kabul ed yorsun?
İsm n Hâller ; İs mler s mlere, f llere, edatlara bağlayan, d ğer kel melerle l şk kurarak s mler n cümlede görev kazanmasını sağlayan eklere s m hâl ekler den r. İs mler n bu ekler alarak yüklend kler görevlere sm n hâller den r.
1. Yalın Hâl (Nom nat f)
2. Bel rtme (Yükleme) Hâl
3. Yönelme Hâl
4. Bulunma Hâl
5. Ayrılma (Uzaklaşma, Çıkma) Hâl
6. Eş tl k Hâl
7. Vasıta Hâl
8. İlg Hâl (Tamlayan Hâl )
1. Yalın Hâl (Nom nat f): İs mler n h çb r "hâl ek " almamış hâller d r.
Çoğul, yel k ve b ld rme ek almış olab l r. Bu durumda da yalın hâlde sayılırlar. ev, okul, yol, çocuk, f k r, baba(sı), defter(ler), çalışkan(dır)...
Yapım ekler de sm n yalın durumunu değ şt rmez: kaleml k, b lg l , susuz, meslektaş...
B rleş k s mler de hâl ek almamışlarsa yalındırlar: dershane, tanksavar, gecekondu, b l rk ş ...
...
...
7. Vasıta Hâl : " le" edatı kullanılarak yapılır. " " düşürülerek kullanılır. Bu hâldek kel meler cümlede zarf tümlec , edat tümlec ve yüklem olarak kullanılır.
Ona sm yle seslend .
Babasını sev nçle karşıladı.
O artık b z mled r.
Öğrenc ler yle gez ye g tm şt .
Arabasıyla ev m ze kadar get rd .
İğneyle kuyu kazıyorsun.
Z l n ses yle yarışma b tt .
...
AHLAK KAVRAMI, KAYNAĞI, EVRENSELLİĞİ ve TUTARLILIĞI?
Önce ney rdeleyeceğ m z b r görel m:
TDK Ahlak Tanımı:
Güncel Türkçe Sözlük: 1) B r toplum ç nde k ş ler n uymak zorunda oldukları davranış b ç mler ve kuralları, aktöre, sağtöre
Eğ t m B l mler Sözlüğü: 1) Toplu olarak yaşayan b reyler n uymak zorunda bulundukları eylem ve davranış kurallarına ver len ad. 2) B r k msen n ç nde yaşadığı toplumsal çevren n töreler ne uyma yet s
Felsefe Ter mler Sözlüğü: 1) a. Bell b r dönemde bell nsan topluluklarınca ben msenm ş olan, b reyler n b rb rler yle l şk ler n düzenleyen törel davranış kurallarının, yasalarının, lkeler n n toplamı. b. Çeş tl toplumlarda ve çağlarda kapsamı ve çer ğ değ şen
ahlaksal değerler alanı. 2) B r k ş ya da b r nsan öbeğ nce ben msenen eyleme kurallarının toplamı. 3) Ahlaksal olan şeylerle bağlantısı olan b r görüşler d zges (tek k ş n n, b r ulusun, b r toplumun, b r çağın). 4) Felsefen n b r dalı olarak: a. Ahlak üzer ne
kavramsal öğret ler. b. İnsanların k ş sel ve toplumsal yaşamdak ahlaksal eylemler ne l şk n sorunları nceleyen felsefe öğret ler .
Ş md , Kuranda Ahlak tanımlanmadığı ç n Kuran'ın, Ahlaksal durumlar ve değerlere nasıl şek l verd ğ ne ve bunlardan ne anladığına b r bakalım;
B rde v deoda (30:55 - 32:35) arasında konu ed len N sa 23 ayet nde ana-babalarınız ve çocularınız kel meler alt/üst soyu kapsıyorsa, 2 cümlede b t rmes gerek rken, neden ayrıntılı ve detaylı b r şek lde tek tek tek, madde madde özell kle ..... kızları(nız),
halalarınız, teyzeler n z, d ye 14 maddede hal nde sayma gereğ duymuş? ve ayrıca N sa 23 de "ÜVEY ANNE İLE EVLİLİK" ten de bahsed lm yor(!) ve arkasından gelen ayette N sa 24 de "Bunlardan başkasını, namuslu olmak ve z na etmemek üzere
mallarınızla (meh rler n vererek) stemen z s ze helâl kılındı." g b açık, sar h ve kes n b r cümleyle mühürlen yor. O halde babanızın kend s yle gerdeğe g rd ğ esk karısı le s z n evlenmen zde b r sakınca yok(!)
(N sa 1) ayet nde geçen Adem ve Havva'nın, çocukları ensest l şk le çoğalmadı mı? Tanrı kend yle çel şeb l r m ? Tanrının f k r değ şt rmes gaybı b lmed ğ n /görmed ğ n yada en haf f hal yle tutarsız davrandığını göstermez m ?, Tutarsız davranmasının,
kullarından kend s ne karşı bekled ğ manı, nancı ve güven veyahut kullarının kend s ne olan güven n ve nancını sarsacağını düşünmem ş m ?
S z, kend n ze karşı tutarsız eylem veya söylemlerde bulunan herhang b r k mseye nanab l r m s n z? Ona güveneb l r m s n z? Yahut böyle davranan b r n n, sırf kend ne nanmıyor ve güvenm yorsunuz d ye s ze zarar vermes n doğru ve haklı bulup, mazur görür
ve olumlu karşılar mısınız? Pek ya bu durumda böyle yapması onu y , merhametl , ad l, ... (tanrının tüm olumlu sıfatlarından) b r yapar mı? Eğer hayırsa böyle b r tanrıya tapınılmalı mı?
Ayrıca, b rden çok kadınla aynı anda evl l k konusunda N sa 23 de Karınızla b rl kte karınızın kız kardeş yle veya karınızın annes yle aynı anda evl l k "HARAM" kılınmışken, Ed p Yüksel'' n aşağıdak ded ğ ne bakılırsa, hem karınızla hem karınızın
teyzes yle hemde karınızın halasıyla aynı anda evlenmen zde h çb r sakınca yok ve HELAL(!)
Ed p Yüksel' n N sa 24 ayet n n açıklamasından b r alıntı;
Rabb m z, evlen lmes yasak olan yakın akrabaları 14 madde hal nde bel rtt kten sonra, sayılanların dışındak ler n helal olduğunu açıkça b ld rmekted r. Ne var k , had s, sünnet ve mezhep k tapları, peygambere yaptıkları b r ft ra le bunlara b r madde daha
ekleyerek 4:24'dek hükmü nkar etmekted rler. B r kadını, teyzes veya halası le b rl kte n kahlamanın haram olduğunu dd a edenler, hem Allah'ı unutkanlıkla suçlamış oluyorlar ve hem de Kuran'ı b ze leten peygamber n Kuran'la çel şt ğ n dd a etm ş oluyorlar.
(6:19, 38, 114; 12:111; 19:64; 25:30). Kaynak: ( http://www.kuranmeal .com/AyetKars last rma.php?sure=4&ayet=24)
Ahlakı d n dışı temellend remezs n z d y p duruyorsunuz! Ahlaka temel olan hang d n? S z n ve d n n z n ahlakı bu mu? Ahlakın sarsılmaz temel bu mu? Ahlakı bunlarla mı temellend r cez?
Ahlak kavramını ve tanımını nandığınız k taptan alıyorsanız, dd a ett ğ n z ahlakın temel n bunlar oluşturuyorsa, s z n anladığınız anlamda ahlaksız olmayı terc h eder m! Kaldık ahlakı evrensel b r norm alarak algılayan ve dayatan d nler ve onların fanat kler d r.
Oysak Ahlak kavramının h çb r evrensel dayanağı yoktur, zaf d r, görecel d r. Tıpkı örf, adet, töre, gelenek, görenek, ... vb. g b . Tamamen etk leş m n get rd ğ yazılı olmayan fakat etk leş m ç n bağlayıcı olan ve zamanla kalıplaşmış olan davranışlardır. Kaldı k
te stler n ve d nler n n kend dd aları olan evrensell k ve değ şmezl k dd alarını kend ler kend çler nde tutarlılıkla spatlama yükümlülüğündeyken, bunu "aks n spatla" d yerek savuşturuyor ve sorumluluğu karşı tarafa atıyor. Hata bazıları p şk nl kle marj nal
örnekler argüman olarak sunarak kend dd aları olan evrensell k ve değ şmezl k savlarına aykırı davrandıklarının farkında olarak yapıyor bunu...
Üstel k dd alarındak (üsttek örnekte olduğu g b ) tutarsızlık, çel şk , mantıksızlık, kayıtsızlık, absüd keyf yete rağmen ve ll yet bağı olmaksızın ...
Te st görüşe dayanarak da ahlak temellend r lemez. Önce kend anladığınız şekl yle, ahlakın b r tanımını yapın stersen z... Ahlakın sınırlarını bel rley nde ondan sonra argüman üret n!
Sorduğunuz soruyu s z cevaplayın. Fakat "İNANDIĞIMIZ TANRI ÖYLE SÖYLÜYOR" argümanını d rekt yada dolaylı yoldan kullanmayın k karşı taraftan bekled ğ n z mantıksal temellend rme lkes n hlal etm ş olmayın.
Çünkü Tanrının varlığına nanıyor olmak zanna dayalı öznel, subjekt f b r kanı, yargı ve hükümdür, aks halde tüm bunlara gerek kalmazdı zaten...
Bunu cevaplarken, zanna mahal vermeyecek şek lde "S z n nancınızın temel olan tanrı, peygamber, kutsal k tap, ... vb. olgu ve kavramlarının" neye göre / k me göre doğru olduğunuda, "Kend kend n n kanıtı ve spatı" olmayacak şek lde ll yet bağı
kurarak yanıt vermen r ca ed yorum...
Bu arada önerd ğ n Cemre Dem rel' n "N ç n Ahlaklı Olmalıyım?" v deosuda zled m, baştan sona zırvalık ve saçma, yan entellektüel art stl kten başka b rşey değ l, Ted Bundy örneğ etk ley c fakat heps okadar...sonuçsal tesb tler , çıkarımları hatalı, keyf ve
mantıksız.
(Nedenler n , n ç n n ve gerekçeler n detaylı b r şek lde yazardım ama sözkonusu v deonun altındak yorumlara tar h sırasına göre b r göz atarsan zaten göreb l rs n. Tekrar burda yazarak zaman harcamak stemed m, ama katılmadığın b r yorum varsa ve tektek
açıkla dersen açıklarım. Bu konuda sam m y m)
B l nmeyen varsayarak çıkarım yapab l rs n z, bunu temel olarak da kabul edeb l rs n z fakat s z n varsayım ve kabulünüz sarsılmaz b r mesnet oluşturmaz. Mesnet olmadan temel h ç olmaz...
Çünkü Tanrı, d n ve ah ret kavramlarının tamamı b rer varsayım ve öznel kabullen lm ş yargılardır. Daha bu kavramların kend ler temellend r lemezken, b rde bu varsayımsal kavramlara dayanarak ahlakı temellend rmek, temellend rmeye çalışmak (s z n
tab r n zle) hak katen sev ml ... :))
Gerçekten de "erkek" ve "d ş " bareler verd ğ m örnekler çer s nde Kuran da var. Bunu s zde gayet y b l yorsunuz...
Fakat bu soruyu sorarken "ÇİFT" , "EŞ" kavramları ve onun karşılayan " k l s stem" kavramı üzer nden "yorum" yapacağınız tahm n nde bulunarak bu konuya kend m g rmek sted m.
Ç ft yada eş kavramı, k l s stem kavramı gereğ ler sürülecek anlam farkı şunlardır:
1) Karşıtlık :
a) Kavramsal Karşıtlık : " man-küfür, varlık-yokluk, en-boy, gece-gündüz, yer-gök, ... vb."
b) İşlevsel Karşıtlık : "yukarı-aşağı, artı-eks , sıcak-soğuk, aydınlık-karanlık, proton-elektron, ... vb."
c) C nssel Karşıtlık : " nsan-c n, hayvan-b tk , ... vb."
d) Eşeysel Karşıtlık : "erkek-d ş "
2) Denkl k, Benzerl k : Yukarıdak sınıfların b rden fazlasını kend çer s nde barındıran karakter st k benzerl k, özdeşl k...
@Gürkan Eng n, kıvırmayıda becerem yorsun , cümle anal z yle tekrar üzer nden geçel m stersen?
"İlk sorunuz şuydu: «kuranda b rçok ayette herşey n erkek(er l) ve d ş (d ş l) ç ftler hal nde yaratıldığını söylüyor.» HER ŞEY
Ben de s ze, "hang ayet," ded m, ama s z cevap olarak önce İNSAN ÖZELİNDE olan ayetler attınız. 75/39'a bakalım.
Orada hem ÇİFTkel mes var (zevceyn ) hem de ZEKER (erkek) ve UNSA (kadın) kel meler var. Yan hem ÇİFT dem ş, hem de ayrıca ERKEK ve DİŞİ d ye bel rtm ş. Yan Kuran yazarı, sadece ç ft demekle yet nmem ş, ayrıca ERKEK ve DİŞİ de dem ş.
Ama ded ğ m g b , bu ayetler İNSAN hakkında. BÜTÜN HER ŞEY hakkında değ l."
Gürkan nsanların zekasıyla alay mı ed yorsun? Sen bu zekayla sen nasıl hayattasın şaşırıyorum. Bence sen n hayatta kalab l yor olman b r muc ze! Muc zey 19 da yada başka b r yerde arama bence.
Ş md ...
İlk cümlede geçen genel b r bared r. "Sözün tamamı aptala söylen r" derler.. Burada kuranı b ld ğ n kabulü le kısa b r tesb tte bulunulmuştur. Sank lk defa duyuyor g b sormana karşılık ver len örneklerden "Zâr yât Sures 51/49. Ayet" nde "kull şey- n"
bares n gözüne sokmak amacıyla sunulmuştur.
Sorumda öncel kle nsan özel nde olan c ns yet tay n problem ne d kkat çekmek ç n k ayrı soru grubu oluşturulmuştu. Burada sunulan sorulara h çb r cevap vermey p konuyu maksatlı olarak dağıtmışsın. Evet hem ERKEK, hem KADIN, hemde ÇİFT
dem ş. Ben başka b r fadede bulunmadım k . Eeee sorunun cevabı? Yok. Kıvırmaca, oryantal...
"D ğer ayetlere gel nce o ayetlerde ERKEK ve DİŞİ kel meler geçm yor. Gerçekten yazdığınız ayetlerde ERKEK ve DİŞİ (zeker ve unsa) kel meler n n geçMEd ğ n görem yor musunuz?"
Gürkan, sözcükler n anlamı, nesneler n kavramı olur. Sözcükler eğer, tekbaşlarına b r anlam fade ed yorlarsa sözlük anlamını taşırlar, eğer cümle çer s nde kullanılmışlarsa, sözlük anlamının yanında cümleye kattığı anlama da bakılır. yukarıda "ÇİFT", "EŞ"
g b sözcükler n "İKİLİ SİSTEM" olarakta anlaşılab leceğ n fakat bunun ç n başka b r bel rteç yada sıfatla açıklanması gerekt ğ n fade etmeye çalışmıştım. Mealler, Tefs rler, had sler, heps b r kenara sen ne anlıyorsun bu kel meler n bulunduğu cümlelerden? Bu
kadarına da PESSS.
"Açıkçası, bu kadar HATALI ve çürütmes kolay soruları, sank çok büyük b r şey bulmuşsunuz g b dd alı b r şek lde sormanız lg nç. Sanırım Google' n s stem sandığımdan da y . Ney n SPAM olup olMAdığını çok y tesp t ed yor, ne ders n z?"
Çünkü, temel ve gerçek anlam dışında (mecaz, k naye, metafor, k ş leşt rme, ölçüsüz/bel rs z ölçülend rme, ... vb.) söz ve/veya söz öbekler , zamanla yüklend ğ anlam ve bağlamdan koparak, gerek lokal gerekse bütünsel anlam kaymasına ve z h nsel
majların/tasavvurların değ şmes ne sebep olarak dejenere olur. Bu durum, İnsanın yaşamını sürdüreb ld ğ , zaman ve mekan skalasına nazaran çok daha gen ş b r zaman ve mekan d l m n nde gerçekleş r. Dolayısıyla m lyar yıllarla fade ed len varoluş tar h nde
nsanın sadece saatlerle ve hatta dak kalarla fade ed leb lecek b r hak m yet ve varoluş alanı çer s nde olduğu ç n her bölgesel ve subjekt f ver ye ulaşıp, onun hak k ve da m b r hak kat olup olmadığını drak edecek zamanı ve gücü yoktur.
B lmekle nanmak arasında büyükb r fark vardır. İnanmak/ man zandan gel r. Zanna dayalı b r hüküm ht va eder. B lmek (yada kuranda ded ğ g b şah t olmak) k ş selleşt r lmem ş b r gerçekl kt r. Aks halde ortalık subjekt f gerçekl klerle dolar. N tek m öylede
olmuştur. Tar h boyunca sayısız sahte veya gerçek(!) peygamberler çıkmıştır. Bunu günümüzde dah görmek mümkün. Tar h muzaffer olan k ş veya toplumlar yazdığı ç n enazından yönett ğ ç n bugün bunların bazıları kabul görmüştür.
Bana kalırsa, evren n yasalarını (-eğer varsa- b r yaratıcının/tanrının yarattığı mahlukların; kend s yle, b rb rler yle ve yaratıcısıyla olan let ş m, etk leş m ve uzlaşım kanunlarını) drak etmek, kavramak ve kolekt f b l nce aktarmak-kazandırmak ç n nsan z hn n n
ürett ğ evrensel b r d l olan matemat k, tanrının kullandığı tüm d llerden daha evrenseld r. Bu durum antropoloj k b r gerçekl k olarak karşımızda durmaktadır. Neredese nsanlık tar h kadar esk olan bu d l şuan dünyanın her yer nde ortak b r anlam havzasına
sah pt r. Zaman ve mekanda küçük ve lokal b r yer kaplayan, ayrı ayrı tüm d nler n bu duruma ulaşamamış olması, hem b lg dd alarını hemde evrensell k dd alarını kökten çürütmekted r. Bu durum başlı başına her d n n kend tanrısına yükled ğ anlamla ve tanrı
kavramıyla da çel şmekted r.
Had s K taplarının büyük b r bölümünün yazarlarından kalan orj naller yoktur. Hatta b rçoğunun kaynak göster len orj naller nden derlen p çoğaltıldığı dd a ed len 2. ve 3. ardıllarının dah orj naller bulunmamaktadır.
Kuran da Had s K tapları g b or nal n n ardılları olarak günümüze ulaşmıştır.
Mushaflar Arası Farklılıkların Detaylı ncelenmes : https://www.answer ng- slam.org/Green/seven.htm#append x_1
Kuranın Korunması ve S nopt k Kuranlar: https://www.answer ng- slam.org/Green/uthman.htm
Kuran'ın Or j naller Yakıldığı İç n Şuan B l msel Olarak Kanıtlanmış Or j nal H çb r Kuran Yoktur!
1) Kuran'ın lk or j nal :
Muhammed' n sağlığında Kuran ayetler bugünkü b ç m le yazılıp b r araya get r lm ş değ ld . Had slerde peygambere vah y olan ayetler çeş tl nesneler üzer ne yazılıydı; heps de dağınık durumdaydı. Ayetler "L haf" (küçük taşlar), "Rıka" (der ağaç yaprağı, b r
çeş t kâğıt), "Ektaf" (deve ve koyun kem kler ), "Usub" (ağaç parçası) g b nesnelere yazılmıştı. Muhammed sağ ken Kuran'ı hem hafızlara ezberlet yor hem de kat pler ne küçük taşlar, der , ağaç parçası, kem k g b çeş tl nesnelere yazdırıyordu. Bu ASIL or j nal
Kuran, bugün yeryüzünde yoktur.
Buhar 'n n yer verd ğ b r had se göre; "d nden dönüş" (r dde) olayları ve bu olaylar neden yle savaş hal vardı. Kuran'ı ezber etm ş k ş ler n b r bölüğü ölmüştü. Ölenler n sayısı artab l rd , bunların tümü ölüp g tmeden Kuran'ın orada burada yazılı ayetler
derlenmel , tümü b r k tap hal ne get r lmel yd . Hattaboğlu Ömer durumu ve konunun önem n Hal fe Ebubek r'e anlattı. Ayetler n derlenmes n önerd . Hal fe başlangıçta pek doğru bulmamıştı bu görüşü. "Peygamber n yapmadığı şey yapmak nasıl doğru
olab l rd ?" d ye düşünüyordu. Ömer d rend ve öner s n kabul ett rd . İş n gerçekleşmes ç n de Zeyd Ibn Sab t'e görev ver ld . Zeyd "Ebubek r bana 'Sen akıllı b r gençs n. Peygambere vah y yazdığın ç n sen n başaracağına güven yorum. Araştır ve topla Kuran
ayetler n ' ded , Tanrıya ant çerek söyler m k , dağlardan b r dağı yükley p taşımayı önerseyd , buyurup verd ğ görev kadar bana ağır gelmeyecekt . Yan Kuran'ı derlemek kadar." d yor ama sonunda görev kabul ett ğ n söylüyor ve ş nasıl yaptığını şöyle d le
get r yor:
"Kuran (ayetler n ) derlemeye koyuldum. Hurma dallarından, küçük taşlardan ve k ş ler n ezberler nden zley p derled m. İş n sonunda, Tevbe (Beraat) sures n n sonunu, Ebu Huzeymetu'l-Ensar 'de buldum. K , başkasında bulamamıştım bu parçayı". Zeyd, bu
parçanın Tevbe Sures n n sonundak ayetler (128 ve 129.ayetler ) oluşturduğunu açıklıyordu
Bunun üzer ne Ebu Bek r, Zeyd İbn Sab t'e Kuran'ı k tap hal nde toplatmıştır.
Böylece Zeyd, Kuran ayetler n derleme ş n yaparken k kaynağa başvurmaktaydı: Ayetler n yazılı olduğu nesneler (ağaçlar, taşlar..vb.) ve ezber b lenler n bellekler .
Ebubek r dönem nde yazılan Kuran ç n başvurulan ezberc ler n başka dey şle hafızların sayısı Müslümanlar arasında tartışmalıdır. O döneme l şk n kaynaklardan Buhar 'n n "e's-Sah h " nde yer alan üç had sten anlaşıldığı kadarıyla Kuran'ın tümünü
ezberleyenler n en y mser rakamla 7 k ş olduğu kabul ed leb l r. Aynı zamanda, Peygamber dönem ndek "hafız"ların, yan Kuran'ı tümüyle ezberlem ş olanların sayısı pek azdı.
Bu had slerde adları yazılı olanları topladığımız zaman Peygamber dönem nde Kuran'ı tümüyle ezberlem ş olanların sayısı yed d demek gerek yor: Ibn Mesud (B r nc had ste), Sal m (b r nc had ste), Muaz Ibn Cebel (b r nc , k nc ve üçüncü had ste.)
İslam d n b l rler bu had slerdek açıklamaların "d ns zler n ş ne yaradığını" ler sürerler. (Suyut , El İtkan, Mısır 1978, c.1, s.94, satır 13.)
İl tkan'da daha başkalarının da Kuran'ı ezberlem ş oldukları adları le açıklanıyor. Ama aktarmayı yapan, bu adları sayılanlardan k m ler n n, Kuran'ın tümünü ezberleme ş n Peygamber n ölümünden sonra b t rd kler n açıklamaktadır. (El ıtkan, 95-9ö.)
Zeyd Ibn Sab t, herhang b r parçayı Kuran'a geç rmek ç n " k tanık" koşulu koymuştu. Ancak b r tanıkla Kuran'ı alma gereğ duyduğu ve geç rd ğ parçalar da vardı. Örneğ n, Ube Huzeyme'de bulduğu ve Tevbe Sures 'n n son k ayet n oluşturan parça böyleyd .
(16.12.2000 akşamı Kanal 6 TV'de yayınlanan Cev z Kabuğu programında konuklardan Ed p Yüksel, k lah yatçı le tartıştı. Ed p Yüksel, Reşat Hal fe olarak tanınan k ş n n Kuran'dak Tevbe sures n n son k ayet n n or j nal Kuran'a sonradan eklend ğ tez n
vurguladı. Ayrıca, programdak tartışmacı lah yatçılardan b r s olan D yanet İşler Başkanlığı D n İşler Yüksek Kurulu Uzmanlarından Mustafa Varlı, Kuran'a "el f harf"ler eklend ğ n fade ett . Bu k açıklama da, Kuran'ın değ şm ş olduğunun b r d ğer spatı oluyor,
her ne kadar d nc ler "Kuran'ın b r harf b le değ şmem şt r" deseler b le…)
Kuran'ı derleme ve yazma ş b r yıl sürer. Bu şe g r ş ld ğ nde Ömer le Zeyd, mesc d n kapısına oturmuşlar, "herkes n Peygamberden ayet olarak elde ett ğ ne varsa get rmes n " stem şlerd . Başarılan ş, kaynaklarda şöyle tanımlanır: Kuran ayetler n n,
sureler n n bulunduğu k kapaklı b r k tap.
Derlen p yazılan k kapak arasındak sayfalar, ölene dek Ebubek r' n yanında kaldı, sonra Ömer' n (hal fe) yanında bulundu. O da ölünce, kızı Hafsa'ya ver ld . (Ancak, daha sonra bu Kuran da, Hal fe Mervan Ibn Hakem tarafından Hafsa'dan alınarak yakılacaktır.)
Buhar 'n n kend s ne anlatılan çabalardan ve "Kureyşl olanlarla olmayanlar arasında" bel recek anlaşmazlığın çözüm b ç m nden anlaşıldığına göre, Kuran nüshalarını ortaya çıkarırken, Hafsa'dak Mushaf'tan aynen kopya etmek söz konusu değ ld .
İler sürüle gelen "aynen kopya ed ld ğ " ler sürülürken, neden kopya ed ld ğ ne de "ağız (ş ve) farklarından dolayı" d ye gerekçe göster l r. Ancak, Dr. Suph e's-Sal h, Mebah s F Ulum 'l-Kuran (Beyrut 1979) adlı eser n n 80, 84, 85 sayfalarında bu gerekçen n
nandırıcı olmadığını bel rt yor. Dr. Suph 'ye göre, o zaman aynı metn , aynı sözcükler değ ş k okunacak n tel kte yazıp yansıtab lmek ç n gerekl şaret ve noktalama yoktu. O zamank yazı harfler n n dışında şarets z harfler de noktasızdı. (http:// slam yet-ned r.
orgfree.com/ slkurdegres2b.g f ) Kısacası, hal fe Ebubek r dönem nde oluşturulan "Mushaf", stenseyd b le, çeş tl kab le ağızlarını (ş veler ) çer r n tel kte yazılır olamazdı.
Durum böyle olunca, şu sorular karşılıksız kalıyor: Ebubek r dönem nde hazırlanan ve Hafsa'dan alıp get r len "Mushaf" le Osman dönem nde meydana get r len "nüshalar, mushaflar" arasındak fark neyd ? Yen çalışma le gerçekleşt r len ned r?
Yukarıda anlamı sunulan had ste bu açıklanmamakta. Ancak, had s n devamı n tel ğ ndek b r açıklamada, yapılan ş n sadece "b r temel nüshadan alınıp, başka mushaflara aktarma" olmadığını anlatır n tel kted r.
Dörtlü kurulda yer alan Zeyd Ibn Sab t, şöyle d yor: "Mushaf oluşturma ş n yaparken, Ahzab Sures n n sonundan b r ayet y t rd m ('fakattu'). K , Peygamber n onu Kuran'dan b r parça olarak okuduğunu ş t p tanık olmuştum. Aradık bu ayet . Ve Sab t oğlu
Huzeyme el Ensar 'de bulduk (Ahzab sures ne 23.ayet) ekled k o mushafta." (Itkan, Mısır, 1978, C1, s.79.)
Yapılan nceleme ve aktarmalarla görülen o k : Muhammed' n "vah y kat pler ne yazdırdığı" b ld r len "Kuran" ın ne "aynı" ne de "tümü" bugünkü Kuran'da yoktur. Hal fe Mervan kend gerekçes n şöyle açıklar; "Onda yazılı olanlar, Osman tarafından yazdırılan
Mushaflara geçm şt r. Artık ona gerek kalmamıştır. Yakılıp yok ed lmeseyd , zamanla kuşkulara yol açılab l r, ondan alınarak yazılan Mushaflar çevres ndek kuşkuları önlenemeyeb l rd . Bundan korktum, o nedenle yaktırdım."(Kaynak: İb Eb Davud, Le den 1937,
yay.,s.243-Suph e's-Sal h Mebah s F ulûm- l Kuran).
Bu tanıklık, bugün el m zdek Kuran'la, Muhammed' n "vah y kat pler "ne yazdırdığı b ld r len Kuran'ın aynı olmadığını çok açık b ç mde anlatmıyor mu? (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres3na.g f )
Kaldı k , Ibn Ömer, Osman dönem ndek derlemeden sonra bu sözü söylem şt r. Yan , Osman dönem nde oluşturulan "Mushaf"ın da or j nal yok. O el yazması, Dünyanın h çb r yer nde bulunmuyor...
Temel kaynaklarda sözü ed len, ama bugün bulunmayan "değ ş k mushaflar" da üzer nde durulmaya değer n tel kte. Suyut 'n n el İtkan'ında, Buhar 'n n eserler nde bazı öneml mushaflardan ve bu mushafların ç ndek sureler n l steler nden söz ed l r. Örneğ n,
Muhammed' n en yakınlarından b r b l nen ve Peygamber n, Kuran ç n ezber ne başvurulacak dört k ş den b r olarak bel rtt ğ Ibn Mesud'un mushafı, y ne Muhammed' n danışılması gereken dört k ş den b r olarak söz ett ğ Übeyy Ibn Ka'b'ın mushafı, Abdullah
Ibn Abbas'ın mushafı, Muhammed' n karılarından A şe'n n mushafı, Al 'n n mushafı bunların başlıcaları.
Ayrıca bugün Alev 'ler n, Al 'n n mushafı olarak söz ett kler b r mushaf ve H nd stan'da saklanan ayrı b r mushaf daha var.
Suyut 'n n ve Buhar 'n n k taplarında bel rt len mushaflardan h çb r günümüze gelemem ş. Ancak bunların çer k l steler yazılmıştır. Ayrıca bazı d n k taplarında, bunlarda bulunduğu söylenen ayet ve surelerden parçalar günümüze kadar gelm şt r. Eldek resm
nüshadan çer k yönünden farklı oldukları bu l stelere bakınca hemen anlaşılıyor. Örneğ n, Ibn Mesud'un "Mushaf"ında Fat ha Sures g b çok temel b r sure yok. Felak ve Nas sureler de... Al 'n n sureler n n sırası bugünküne uymuyor. Suyut , k tabında, Bakara
sures n n, Ahzab sures le aynı uzunlukta olduğunu aktarıyor. (Bkz. Suyut , el ıtkan, 2/32.) Oysa bugün, eldek resm Kuran'da, Bakara 285 ayet ken, Ahzab yalnızca 73 ayett r.
Üçüncü hal fe Osman dönem nde b r heyet tarafından yen den derlen p yazılan Kuran'ların kaç adet olduğu ve şu anda nerede bulundukları tartışmalıdır.
K m ler ne göre dört, k m s ne göre beş ya da yed adet yazılmıştır. Dörttür d yenlere göre, Osman b r nüshasını kend s ne alıkoymuş, d ğerler n Kufe'ye, Basra'ya ve Şam'a gönderm şt r. Mekke'ye, Yemen'e ve Bahreyn'e gönder lenlerden de söz ed l yor.
K m k taplardak b lg lere göre, bu nüshalardan kopya ed l p çoğaltılmasına z n ver lm ş, k m k ş ler kend ler ç n "mushaflar" meydana get rm şlerd r. Ancak, o zaman bu mushaflarda bulunduğu söylenen ve örnekler aktarılan bazı Kuran parçalarının resm
Kuran'da bulunmamasına ne demel ?
Bazı İslam kaynaklarında, Osman dönem nde çoğaltılan nüshaların b r kısmının bugün elde olduğu dd a ed l r. Örneğ n, b r kopyanın Taşkent'te olduğundan söz eden çok sayıda k tap vardır. Y ne bazı İslam Türk kaynaklarında Topkapı Müzes 'ndek Kuran'ın da
Osman zamanından kaldığı söylen r. (Turan Dursun'un bu makales n n üzer nden geçen sürede, 2000 yılına gel nd ğ nde, Yemen'dek Ulu Cam 'de yapılan restorasyon çalışmaları sırasında dünyanın en esk Kuran'ının bulunduğu The Guard an gazetes n n
haber nde açıklanmıştır. Bu Kuran üzer nde yapılan ncelemeler, günümüzdek Kur'an'ı tutmadığını göstermekted r.)
(https://www.theguard an.com/educat on/2000/aug/08/h ghereducat on.theguard an ) (https://www.theatlant c.com/magaz ne/arch ve/1999/01/what- s-the-koran/304024/ )
Konunun araştırmacılarından Prof. Dr. Suph e's-Sal h k tabında, "Pek , Osman dönem nde hazırlanmış resm nüsha ş md nereded r?" sorusunu ortaya atar ve doyurucu cevap bulamadığını açıklar. Kah re Kütüphanes 'nde olduğu söylenen nüshanın,
Osman dönem nden kalmış olamayacağını bel rt r. Çünkü bu k tapta b r takım şaret ve noktalar vardır, böyle şaret ve noktaların İslam yet' n lk yıllarında bulunmadığı b l nmekted r. (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ slkurdegres2b.g f )
Ayrıca, Kuran'ın okunuşundak farklar da, tek b r Kuran olmadığının gösterges d r. N tek m, İsma l Cerraoğlu'nun, Ankara 1971 baskılı "Tefs r Usulu" adlı k tabının 90-110.sayfaları arasında, Islam kaynaklarından aktarılan b lg ler de şöyle:
"Kur'an'ın b r harf n n b le değ şmed ğ " yalanı Tevbe sures n n 114.ayet ndek " yyahu" sözcüğünü, Hammad İbn Zeberkan, "ebahu" d ye okurdu. Sad sures n n 2. ayet ndek " zzett n sözcüğünü de "ğırrat n" okumaktaydı. Buradak değ ş kl kler harf
değ ş kl kler .B r nc s nde "ya""ba" ya, öbüründe de "ayın" harf , "ğayın" harf ne dönüşmüş. Hayd bu tür harf değ ş kl kler n önemsemeyel m. Eldek Kur'an'da görülen k m sözcükler n yer ne, Abdullah İbn Abbas, "mürâd fler n ", yan "eş anlamlı olanları kullanırdı.
Enes İbn Mal k de Müezzemm l sures n n 6. Ayet ndek "akvamu" sözcüğünün yer ne, "asvabu" sözcüğünü kullanmıştır. İbn Ömer, Cum'a sures n n 10. Ayet ndek "fes'av" sözcüğünün yer ne, "femzû" sözcüğünü; İbn Abbas Kar a sures n n 5. Ayet ndek
"kel'ıhn "yer ne "k'essavfı"yı uygun görüp kullanırdı. Y ne İbn Abbas "sayhaten vah deten"lerdek "sayhaten" yer ne, "zeyfeten" yeğlerd .Enes İbn Mal k, İnş rah sures n n 2. Ayet ndek "vada'nâ" yer ne,"halelnâ" d ye okurdu. (Bkz.Sf.95). Aynı k tapta, göster len
kes mde başka örnekler de görüleb l r.
Buralarda görülen de yalnızca harf değ ş kl ğ değ l kel me değ ş kl ğ d r. Demek k peygamberden bu yana b r harf b le değ şmem şt r savı gerçek değ ld r.
İsma l Cerrahoğlu'nun da k tabında yer verd ğ (Bkz. aynı k tap, s.93-94) b r olay çok lg nçt bu konuda. Aktarıldığına göre, b r gün H zam oğlu Hak m Oğlu H şam, Furkan sures n okumaktadır. Ömer d nler, bakar k , H şam bu surey Muhammed' n kend s ne
öğret p okuttuğundan başka türlü okuyor.
Ömer öfkelenm şt r:
"-Bu surey sana böyle k m bellet p okuttu?"
"-Peygamber!"
"-Yalan söylüyorsun. Çünkü, Peygamber bu surey bana sen n okuduğundan başka türlü okuttu."
Ömer bu tartışmayı yaparken, H şam'ın yakasına sarılmıştır. Sonra, adamı alıp Peygamber'e götürür.
"-Bu adam, sen n bana okuttuğundan başka türlü okuyor Furkan sures n ."
"-Yakasını bırak da adamın okuduklarını ben de d nleyey m."
Ömer yakasını bırakınca, Muhammed adama döner:
"-H şam, hayd oku, b r de ben d nleyey m, Furkan sures n nasıl okuyorsun?"
H şam, Furkan sures n , kend s ne öğret ld ğ g b okur. Sonra, Muhammed, "-Bu sure bana böyle nd ." der.
Muhammed, aynı surey b r de Ömer'e okutturur. Ömer' nk ç n de aynı şey söyler. Yan , k s n nk n de doğru bulmuştur. Sonra da şöyle der:
"- Kuran yed harf (yed türlü) nd r ld . Bunlardan hang s kolayınıza gel rse, Kur'an'ı ona göre okuyun. (Bkz. Buhar , e's-Sah h, K tabu'l-Husûmât 4; Tecrîd, had s no: 1766; Müsl m, e's-Sah h, K tabu Salât 'l-Müsâf rîn/270, had s no:818)
Bu had s, H şam'ın okuduğu Furkan sures le, Ömer' n okuduğu Furkan sures n n çok çok başka olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Bu had se göre, Muhammed, kavgayı tatlıya bağlıyor, "Kur'an'ın yed çeş t nd r ld ğ n " ve herkes n başka türlü okuyab leceğ n
söylüyor. Yan Kur'an'ı türlü b ç mlerde öğren p okumayı serbest bırakıyor. "Başkalık"sa, had sten de kolaylıkla anlaşılacağı g b , "okunuş"ta değ l, "okunanlar"dadır. Yoksa, Ömer' n o denl öfkes nden söz ed leb l r m ?
Kaynaklar, ayrı ayrı mushaflar üzer nde durur. Aktarılan örneklere göre, k m mushaftak ler bugün el m zdek "resm kuran" dak ler tutmamaktadır.
Ayrıca İbn Ömer' n şu sözü son derece lg nçt r:"İç n zden k mse, Kur'an'ın tümünü el nde tutuğunu söylemes n. Bunu d yen b l r m Kur'an'ın tümü ne kadardı, nasıldı? Kes n olan o k , Kur'an'ın çoğu yok olup g tm şt r." (Bkz. Süyut , el İtkan, 2/32)
Bütün bunlar karşısında, y ne "kuran, Peygamberden bu yana olduğu g b ve b r harf b le değ şmeden gelm şt r, deneb l r m ?
Kuran'dan çok daha esk eserler günümüze kadar gelm ş durumda ama Kuran yok..
M lattan 1500-2000 yıl önce, b r başka dey şle, Muhammed'den 1900-2400 yıl önce yaşamış olan esk Mısırlılar, yapmış oldukları p ram tler n duvarlarına ve pap rüs adı ver len ve kâğıt yer ne kullanılan yapraklar üzer ne kazıdıkları res m ve yazıları (h yerogl f) le
kend çağlarına bugün b le ışık tutuyorlar.
Ve Topkapı Müzes 'nde Kutsal Emanetler bölümünde Muhammed'e a t olduğu bel rt len mektuplar bulunuyor. (http:// slam yet-ned r.orgfree.com/muhammedmektup.jpg )
Mısır’da bulundu, Abdülmec d’e yollandı. Kutsal Emanetler Bölümü’nde Muhammed’e a t olduğu düşünülen dört mektup bulunuyor. (Kutsal emanetler olarak adlandırılan eşyaların gerçekten kutsal emanet olup olmadığı henüz karbon 14 ve DNA testler g b
b l msel testlerle spatlanmadığından gerçek olup olmadıkları şüphel d r).
Bunlardan 627 yılında Kıpt kavm n n re s Mukavkıs’a gönder len mektup, 1850’de Mısır’da b r Kıpt Manastırı’nda esk b r Kıpt İnc l ’n n kabının ç nde bulunmuş. Hz. Muhammed’ n mektubu olduğu anlaşılınca Sultan Abdülmec d’e yollanmış. Pad şah da etrafına
altın b r çerçeve yaptırarak süslü altın b r kutu ç ne koydurup Kutsal Emanetler arasına aldırmış. Der üzer ne yazılı mektubun orta kısmında bazı yerler çürüyüp dökülmüş durumda. Hz. Muhammed, mektupta Mısır’da yaşayan esk b r Hır st yan topluluk olan Kıpt
kavm n İslam yet’e katılmaya davet ed yor:
‘Ey Ehl- K tap, gel n, aramızda müşterek olan b r kel me üzer ne b rleşel m. Allah’tan başkasına badet etmeyel m...’
Ayrıca, Ahsa Val s el Münz r b n Sava’ya yazılmış b r mektup bulunuyor. Ger kalan k mektuptan b r ‘yalancı Müseyl me’y tövbe etmeye, sonuncusu se Gassan ler n hükümdarı Har s b n Eb Şem r’ İslam yet’ kabul etmeye çağırıyor. (Kaynak: Hürr yet Pazar
27.06.2004)
Bu mektuplar Muhammed zamanından günümüze kadar muhafaza ed lm ş ama Allah'tan-varsa eğer- geld ğ dd a ed len Kur'an'ın lk or j nal nüshası Dünya'nın h çb r yer nde yok...
Evet, Topkapı Müzes 'nde Kutsal Emanetler bölümünde Muhammed'e a t olduğu bel rt len mektuplar bulunuyor. Bu mektuplar Muhammed zamanından günümüze kadar muhafaza ed lm ş ama Allah'tan-varsa eğer- geld ğ dd a ed len Kur'an'ın lk or j nal nüshası
Dünya'nın h çb r yer nde yok. Kur'an, Allah’ın-varsa eğer- sözü değ ld r. Kuran’ı, Muhammed ve arkadaşları hazırlamışlardır. Muhammed öldükten sonra Kuran’ın or j nal yakılmış ve nsan hafızasına kay tl , hafızların ezber gücüne dayalı olan ayetler n sonradan
derlenmes yle hazırlanan Kuran'lar da b rb rler nden farklı olmuşlardır. N tek m bugün yeryüzünde;
1) Arap (Osman) Mushaf’ı,
2) L bya Mushaf’ı,
3) Yemen Sa'na Mushaf’ı
Olmak üzere en az 3 ayrı Kuran vardır.
Ve.. Günümüzden 2000 yıl önce meşhur hamamda yıkanırken suyun kaldırma kuvvet n bularak” Evraka evraka..." d ye yer nden fırlayan ant k Yunan b l madamı Arş med n elyazması or j nal belgeler gün ışığına çıkıyor. Bu Arş met belgeler 2000 yıldan bu yana
günümüze kadar muhafaza ed lm ş ama Allah'tan-varsa eğer- geld ğ dd a ed len 1400 yaşındak Kur'an'ın lk or j nal nüshası Dünya'nın h çb r yer nde yok.. Korunmamış.. Korunamamış.. Bugünkü Kuran'larla kıyaslanamasak or j nal Kuran yok!...
Evet, ne gar pt r k ; Muhammed' n Allah'tan-varsa eğer- nd ğ n dd a ett ğ Kuran'ın yazıya lk dökülen kopyası yeryüzünde bulunmamaktadır. Muhammed'den asırlarca önce yaşamış olan esk Mısırlılar ve Sümerl ler ve Yunanlılar, b lg ler n , düşünceler n ve
tar hler n bugüne kadar get ren yazılarını taşlar, pap rüsler üzer ne yazmayı akıl etm şken, Allah'ın-varsa eğer- ve onun peygamber olduğunu dd a eden Muhammed' n bunu düşünemem ş olması s ze gar p gelm yor mu? Muhammed, Kuran'ın yazıya lk dökülen
hal n bu şek lde yazarak ölümsüzleşt rmey , kend s nden sonra gelen İslam m syonerler n ve hal feler n or j nal Kuran’ı yok etmeler n engelleyecek b r s stem n ye düşünemed ? Eğer bu hatayı yapmamış olsa d , bugünkü Kuran le Muhammed' n Kuran'ı
karşılaştırılarak kontrol ed leb l rd . Kuran'ın değ şmes de önleneb l rd . Doğru sözdür; "Söz uçar, yazı kalır".
Tüm bu eks kl kler, Kuran'ın Allah'tan-varsa eğer- nmed ğ n n, nsan sözü olduğunun, b r başka dey şle Muhammed ve arkadaşlarının sözü olduğunun b r d ğer gösterges d r.
D ğer Kaynaklar:
1) Turan Dursun, D n Bu, 1.c lt, Kaynak Yayınları, 10.baskı, sayfa 78-89.Kaynak yayınları 84.
2) Turan Dursun, D n Bu, 3.c lt, Kaynak Yayınları, 6.baskı, sayfa 187-189
Not: Konuyla lg l İng l zce bazı s teler:
http://www.answer ng- slam.org/Green/seven.htm
http://www.answer ng- slam.org/G lchr st/Jam/chap1.html
http://www.answer ng- slam.org/Quran/Text/
What s Quran?
http://www.guard an.co.uk/Arch ve/Art cle/0,4273,4048586,00.html
"Kuran, Tanrı'nın koruması altındadır", "Kuran, b r harf b le değ şmeden korunagelm şt r", "İslam dünyasının heryer nde Kur'an aynıdır"... türünden savlar, artık gücünü y t r yor.
Muhammed'den sonra yazıya lk dökülen Kur'an, Hal fe Mervan tarafından yaktırılmıştır. Ondan sonra hazırlanan " k nc asıl" da aynı ak bete uğramıştır. Günümüzden 5000 sene önce yaşamış olan Sümerl ler ve Mısırlılar'ın yazılı eserler günümüze kadar
gel rken, günümüzden 1400 yıl önce hazırlanmış olan Kuran'ın aslı ( lk or j nal nüshası) yeryüzünde bulunmamaktadır.
Bugün, L bya'da b rçok yönden farklı b r Kuran basılmış ve "Cemah r ye Mushafı" olarak adlandırılmıştır. Bunun üzer ne "Devr mc Kurtuluş Murtaza Hareket " adlı Arap kuruluşu buna karşı çıkıyor ve şu lkeler sıralıyor:
1- Osman yazı b ç m (e'r-Resmü'l-Osman ), h ç yorum yapılmadan örnek alınması gereken b r Kuran yazı b ç m d r. Kuran yazısı b r de ünlü kıraatlere uygun olmalıdır.
2- H çb r ayet n ayetl ğ tartışılamaz. B r küçük tartışma var yalnızca: O da"besmelen n ayet olup olmadığı"dır.
3- Eklem ş olan "vakıf" (durma) ve uzatma şaretler koymak zorunludur.
4- "Tevatür" (çok k msen n aktarması) yoluyla gelen ve "H nd rakkamları" adıyla anılan Arap rakkamlarını koymak da zorunludur.
Sözkonusu İslamcı örgüt, "Cemah r ye Mushafı" adlı Kur'an'ın bu lkelere uymadığını bel rt yor. Ayrıca, adına da t raz ed yor: "Büyük, küçük, her ülke kend ne b r Mushaf (Kuran) bel rley p "bu ülken n Mushafı'dır" derse durum ne olur?" d yor ve bunun ç nden
çıkılamaz korkunç b r şey olacağını savunuyor. B r başka dey şle, "şu ülken n Kuran'ı, bu ülken n Kuran'ı" denemez demek st yor. İy de, "Dünya'da yalnız b r tür Kuran vardır. Kuran her çağda, her yerde aynı olmuştur, çünkü Kuran'da değ ş kl k olmamıştır"
kandırmacasının ters ne, gerçekte değ ş k Kuran'lar le karşılaşılıyorsa ve b r ülke bunlardan b r n "resm Kuran" d ye kend s ç n seçme yoluna g d yorsa ne olacaktır? N tek m, L bya'nın yaptığı da budur.
L bya Mushafı'nın ortaya çıkması le, Arap Mushafı le karşılaştırmak ç n b r çalışma yapılmış ve doğru-yanlış ç zelgeler n hazırlamış Murtaza Kuruluş'u.. Murtaza'nın "doğru" saydığı, genell kle herkes n b ldğ Kuran'ın b ç m d r, "yanlış" saydığı se, "L bya
Mushafı'nda yer alan şekl d r. Ç zelge: http:// slam yet-ned r.orgfree.com/c zelge.html
Halbuk , bu çalışmada "yanlış", "tahr f" d ye n telenen örnekler n çoğu, esk ünlü "kıraet üstadları"nın "kıraet"ler nde de yer almıştır. B e başka dey şle, L bya Mushafı "yanlış" se, "tahr f" se, bu yanlış ve tahr fler yüzyıllardır süregel yordu, çünkü, ç zelgede adları
ver len "kıraet sah pler ", L bya Mushafı le uyuşuyorlar. Bu k ş ler se, rastgele k ş ler değ llerd r. Örneğ n, Med nel Naf (H.70-169/M.689-785), "7 kıraet" sah b nden b r s ve Islam dünyasının en öneml ve güven l r uzmanlarından b r s d r. İbn Kes r (H.45-
120/M.665-737) de "7 kıraet" sah b nden b r s d r ve bu alanda Mekke'n n en tanınan k ş s olmuştur. Ebu Amr (H.68-154/M.687-770) ve ötek ler de "kıraet üstadları"dırlar.
Evet, görülüyor k , "L bya Mushafı"nda bulunan ve "tahr f", ""yanlış" olarak n telend r len değ ş kl kler, L bya Mushafı le ortaya çıkmamışlardır. Bunlar, İslam'ın en güven l r Kuran uzmanlarınca da bu şek lde ben msenm şt . Dahası, Kuran'dak yalnızca "hareke"ler
"harf"ler değ l, "kel me"ler, "cumle"ler, "ayetler" de, değ ş k "met n"lerde "mushaf"larda, değ ş k olarak yer almışlardır. Ama, bunları gözden kaçırmak ve saklamak ç n, elden gelen yapılmış, bunun ç n yüzyıllar boyu akla gelmed k yollara başvurulmuştur. Değ ş k
Kuran parçalarına, yan aynı Sure ve Ayet'lerdek sözler n, çok değ ş k b ç mde ortaya çıkışına Muhammed' n zamanında b le rastlanıyordu. İşte b r örnek:
Muhammed' n en yakın arkadaşlarından (Hal fe) Ömer, b r gün, Hâk m Oğlu H şam'ı, Furken Sures 'n okurken d nler. H şam'ın bu surey kend s ne öğret lenlenden tümüyle farlı sözlerle okuduğunu görür, öfkelen r ve yakapaça onu Muhammed'e götürür. Olayı
Muhammed'e anlatır. Muhammed, Sure'y her k s ne de okutur. Başka başka sözlerle okudukları halde, k s n de onaylar. "Kuran böyle nd r lm şt r" der ve ekler, ""Kuran yed harf üzer ne nd r lm şt r". İlg nç olan odur k ; bugün ıslam dünyasında b l nen Kuran'da
sözü ed len yed harf n sadece b r aded , evet, b r aded bulunmaktadır. "harf"ler le amaçlanan ne olursa olsun, yed adet harften altı aded eks kt r. Demek k , bugün, " nd r lm ş" olduğu dd a ed len n sadece yed de b r bulunuyor. Yed de altısı se yok. Ne denl
lg nç, değ l m ? Bu "yed harf", b r yutturmacayı tezgahlamak ve "değ ş k Kuran"lar bulunduğunu örtbas etmek ç n uydurulmuştur ama, farkında olmadan b r başka yönde açık ver lm şt r. Kuran'dan-Muhammed dönem ndek - çoğunun bugün eks k olduğu ortaya
çıkmıştır. (Buhar , K tabu Feza l 'l Kur'an).
http:// slam yet-ned r.orgfree.com/feza l .html
Bü ç zelgedek farklardan k m "hareke", k m de "harf" farkıdır ve bu farklar da bu yerlerde, "farklı anlamlar" meydana get rmekte.
(Bu değ ş kl ler görmek ç n bkz. Ebu Zer'a Abdurrahman, Huccetü'l-Kıraat, Beyrut, 1984, 77-270, sure ve ayet sırasına göre. Bu sayfalardan k m n n fotokop s ç n buraya tıklayınız). http:// slam yet-ned r.orgfree.com/huccetulk raat1.html
Y ne aynı açıklamalara göre, "L bya Kuran"ında, "ayet sonu" olarak göster len kes m, d ğer müslümanların Kuran'ında ayet sonu değ ld r. Ya da b r nc s nde ayet sonu göster lmem şken, k nc s nde ayet sonudur.
Örnekler ç n buraya tıklayınız. http:// slam yet-ned r.orgfree.com/ornekler.html
Kuran'ın H cr Sures 'n n 9.ayet şöyle der: "15/9. Doğrusu K tap' B z nd rd k, onun koruyucusu elbette B z z". "Kuran'ı koruma ş n , Tanrı'nın-varsa eğer- kend üzer ne almasında b raz durmak gerek r. Tanrı, "Kuran'ı n ye koruyor?". Ayette bunun cevabı da
ver lm ş: "Çünkü onu b z nd rd k" d yor. Tanrı'ya böyle söylet l yor. Ancak, Kuran'ın "Tevrat" ve "İnc l" le lg l ayetler ne bakıldığı zaman, büyük b r "çel şk " göze çarpıyor. Kuran ayetler nde, çok açık b r b ç mde, Tevrat ve İnc l' n de Tanrı tarafından nd r ld ğ
b ld r l r. Ancak, Islam dünyasına göre, bu k taplar "zamanla tahr fe uğradıkları" ve "bu yüzden Kuran'ın nd r ld ğ " nancı vardır. Bu l şk n ayet ve had sler kanıt olarak göster l r. Pek ama, akla şu soru gel yor: Tanrı, kend gönderd ğ ç n Kuran'ı koruyor da, kend
gönderd ğ Tevrat ve Inc l' n ye koruyamamış? Bu soruya k mse tatm nkar b r cevapverem yor..
Demek k ; "Kuran'ı tanrı nd rd , koruyucusu da O'dur" dd ası doğru değ l.. Tanrı-varsa eğer-, Kuran'ı koruyamamıştır. Kuran'ın asılları yakılmıştır. Günümüzden 5000 sene önce yaşamış olan Sümerl ler ve Mısırlılar'ın yazılı eserler günümüze kadar gel rken,
günümüzden 1400 yıl önce hazırlanmış olan Kuran'ın aslı ( lk or j nal nüshası) yeryüzünde bulunmamaktadır. Kaldı k , bugün el m zdek Kuran'ın, Muhammed' n Kuran'ı le aynı olmadığı anlaşılıyor. Ayrıca, L bya, Arap mushafları ve Yemen Sa'na Kuran'ı (Dr
Pu n tarafından cam restorasyonu sırasında bulunan ve b r değ ş k Kuran nüshası olduğu anlaşılınca Yemen yetk l ler nce k l t altına alınıp saklanan Kur'an) olmak üzere de üç ayrı Kuran bulunuyor. http://www.rad kal.com.tr/2000/08/16/d s/01 sl.shtml
S ze a t olmayan fakat destekled ğ n z ve savunduğunuz bu spakülat f teor , s z nde gördüğünüz g b , h çb r b l m çevres nden lg görmemekted r. Hatta aks ne akadem k yetk nl ğe ve akred tasyona sah p b rçok k mse, yukarda görülen ve olması gerekt ğ sırayla
sunulan mantıksal algor tma z nc r n n öncüller n n kayıtsız, kanıtsız ve tamamen varsayımsal ( t kad- ) b r GERÇEKLİK(!) olduğunu b ld kler ve gördükler ç n d kkate dah almıyorlar. D kkate alma cesaret n (sıf meraktanda olsa) gösterenler se sözde
s stem n(!) dd a ed ld ğ g b b r sonuç vermed ğ ne şah t olup, bununla lg l dd alara cevap dah vermen n lüzumsuz olduğu gerekçes yle kend öneml şler ne ger dönüyorlar.
Fakat bence yararlı b r uğraş çer s ndes n z. (Her nekadar bu yararın kend n ze ve teor n ze b r katkısı olmasada...)
İlg s n çekmey başardığınız k ş ler bu durumu tüm boyutlarıyla nceleme ve rdeleme fırsatı buluyorlar. Kend deoloj n ze katkısı olmasada, RTE n n son 20 yılda yaptıklarının uzantısal b r sonucu olarak ata st/de st k ş sayısındak artış g b nsanımızın
b l nçlenmes ne ve gel şmes ne katkıda bulunmaktadır. Bu bakımdan ülkem adına s z ve s z n g b lere TEŞEKKÜR EDİYORUM...
...ve yukarıdak sorularıma cevabınızı merakla bekl yorum. Öyle vakt m yok, heps ne ayrı ayrı cevap veremem g b bahaneler üretmey n artık. Bu konular 19 u da aşan ve en temel konulardır. Bunların h çb r n 19 la açıklayamaz ve üstünü kapatamazsınız.
Aslında bu soruların gerek subjekt f olarak kend n z n gerekse objekt f olarak evrensel ve mantıklı b r açıklamasının (mümkünse tab ) olması, te st görüşün leh ne b r durum ortaya çıkacaktır. Bu da s z n 19 dan daha çok ş n ze yarayacaktır.
Dücane CÜNDİOĞLU nun; Ontoloj /Varlık ve Türler , Ep stemoloj /İdrak ve Türler , B l nç Düzey /Akıl Yürütme ve Türler , son olarak D n ve Kaynaklarını, Anlamlandırma Yöntem ve Türler n ele alarak detaylı ve objekt f b r anal z yapıp, kend
görüşler n ve argümanlarını temellend rd ğ öneml konferanslarından k s n aşağıda paylaşıyorum.
https://www.youtube.com/watch?v=jNNq0vF1O2M&t=30s
https://www.youtube.com/watch?v=pPJ1Qy_Yr8g
Hang mertebede draka sah p olduğun bence malum ve ortada ama ...
... sen, hele b r dey ver bakem, kend n n hang mertebeden drake sah p olduğunu b l yor musun? Farkında mısın? Onu b dey ver hele...
esenl kler,
CİCERO--
--
--
--
--