Sie sind auf Seite 1von 4

MfRf ARAZi

siyer; IV, 105, 341-342; ayrıca bk. Celaleddin-i med b. Tuğluk Şah tarafından bazı alim Rizvi, A History of Su{ism in lnd ia, New Delhi
Humayi'nin girişi, 1, 32-35; a.mlf., Faşli ez lju- ve şeyhlerle birlikte Devletabad'a sürgü- 1986, ı, 9-10, 158;A. Schimmel. islam'ın Mistik
laşatü 'l-atıbiir (nşr. Güya i'timadl), Kabil 1345 Boyutları (tre. Ergun Koca bıyık) . İstanbul2001,
ne gönderildi. Birkaç yıl sonra Delhi'ye
hş. , s. 34-36; Rieu. Catalogue o{the Persian s. 346; K. A. Nizami, "AI:ımadpüri ", Elr. , 1, 666;
Manuscripts, 1, 87 -96; Browne. LHP, lll, 431;
dönmesine izin verildiyse de bu sürgün a.mlf., "Amir Kord" , a.e., 1, 963 .
Mlrhord'u derinden etkiledi. Sürgün dö-
Storey, Persian Literature, 1/1, s. 92-101; W.
Barthold, Turkestan dow n to the Mongollnva- nüşü daha önce intisap etmekten kaÇın­
Iii RızA KURTULUŞ
sion, London 1928, 1, 57 -58; TCYK, s. 77 -79; dığı Nizameddin Evliya'nın halifesi Şeyh
Abbas ei-Azzavi. et-Ta' rif bi'l-mü'erritıin {i 'ah-
di'l-Mogol ve't-Türkman, Bağdad 1376/1957,
NOreddin'e intisap ederek içinde bulun- MİRİ ARAZİ
duğu sıkıntılı halden kurtuldu. Bu olayın
ı , 223-225; Abdülhüseyin-i Nevai. Rical-i Kitab-ı Osmanlı Devleti'nde
f:labibü's-siyer; Tahran 1324 hş., s. 183 vd.; Gu- ardından muhtemelen Şeyh NGreddin'e
mülkiyeti devlete ait olup
lamhüseyin Sadri Afşar. Taritı der İran, Tahran daha önceki davranışını affettirmek ama- tasarruf hakkı kullananlara
1345 hş ., s. 151-153;Safa, Edebiyyat, ıv, 519- cıyla Siyerü '1-evliyô.' ii maJ:ıabbeti'l­ devredilmiş arazi.
523; Şakir Mustafa. et- Tari bu '1-'Arabi ve'l- L _j
J:ıals celle ve 'alô. adlı eserini kaleme al-
mü'erritıun, Beyrut 1993, IV, 340-341; Ca'fer
dı. Mirhord Delhi'de vefat etti.
Hamidi, Tarib-i Nigaran, Tahran 1372 hş., s. Sözlükte "devlete-hazineye ait, hükü-
422-432; Sholen A. Quinn, "The Historiography Şeyh Nizameddin Evliya ve diğer Çiştiy­ met malı" anlamına gelen m iri kelimesi,
of Safavid Prefaces", Safavid Persia: The His- ye tarikatı şeyhlerinin hayatını ele alan
Osmanlı döneminde devlet hazinesi ya-
tory and Politics of an lslamic Society (ed. eserinde Mirhord özellikle Nizameddin
Charles Melville). London 1996, s. 1-25; Hami- nında devlete ait toprakları ve bu toprak-
Evliya'nın hayatı, görüşleri ve kerametie-
de Hücceti. "Ravzatü'ş-şafii' fı sıreti 'i-enbi- lardan alınan vergileri ifade eden bir kav-
ya' ve' l -mülük ve'l-bulefa"'. DMT, VI, 380- rini müridierin verdiği bilgiler ve kendi
ram haline gelmiştir. Tarihi belgelerde
381; Tahsin Yazıcı. "M1rhond", lA, VIII, 360- müşahedelerine göre ayrıntılı biçimde an-
devlete ait topraklar için "arazi-i memle-
361; A. Beveridge - [B eatrice Forbes Manz]. latmıştır. On bölümden meydana gelen
"Mirkh"and", EP (İng . ). VII, 126-127.
ket" tabiri de geçmektedir. Miri kelimesi
kitap Çiştiyye tarikatı hakkında yazılmış
Eyyübi ve Memlükler'de askeri görevliler
Iii İSMAİL AKA en önemli kaynak sayılmaktadır. Eser
için de kullanılmıştır. Osmanlılar'da miri
Delhi'deki sosyal hayatı yansıtması bakı­
arazi kapsamına, fetih sırasında ele geçi-
r ı mından da önemlidir. Müellifin uzun sü-
rilip miri olarak reayaya devredilen top-
MİRHORD re Delhi'de yaşamış olması buradaki eko-
( ~.)_,:> .r-") raklarla, mirasçı bırakmadan vefat eden
nomik ve sosyal gerginlikler. dini çekiş­
kimselere ait olup devlet hazinesine inti-
Seyyid Muhammed b. Mübarek meler hakkında verdiği bilgilerin değerini
kal eden, fetih esnasında hangi statüye
b. Muhammed Alevi Kirmani daha da arttırmaktadır. Siyerü'l-evliyô.',
bağlandığı bilinmeyen, sahibi belli olma-
(ö. 770/1368-69) Sultan Muhammed b. Tuğluk' un muta-
yan araziler ve tarıma elverişli değilken
sawıflarla ilişkileri ve tarihçi Sereni'nin
Çiştiyye tarikatının tarihine dair
biyografisi hususunda da önemli bir kay- devlet başkanının izniyle işlenerek tarıma
Siyerü'l-evliya' adlı
kazandırılan topraklar girer. Bu tür ara-
Farsça eserin müellifi. naktır. Mirhord'un elli yaşlarında yazma-
L _j
ya başladığı eserini ne zaman bitirdiği zinin çıplak mülkiyeti devlete aittir, rea-
bilinmemektedir. Bir nüshasının son bö- yaya belirli esaslarla tasarruf 1 kullanım
Delhi'de doğdu. Ataları as! en Kirman- hakkı devredilmiştir. Devlet tahsis yapar-
lümünde 790'da ( 1388) vefat eden Firüz
lıdır.Kirman'la Lahor arasında ticaretle ken "tapu" veya "muaccele" denen peşin
Şah Tuğluk'a iş aret edilmesinden hare-
uğraşan dedesi Seyyid Muhammed b.
ketle kitabın bu tarihten sonra tamam- bir para alır. Bundan başka "müeccele"
Mahmud, Lahor yolu üzerindeki Ecude- adı verilen. "hasılat hissesi, icare-i zemin,
landığı söylenmiştir. Ancak müellifin ölüm
hen'de (Adjodhan; bugün Pak Pattan) Çiş­ bedel-i öşür, mukataa" adlarıyla belli bir
tarihi dikkate alındığında bunun müm-
tl şeyhi Ferldüddin Mes'Gd'a intisap et-
kün olmadığı ve bu bölümün esere son- meblağın ödenmesi de söz konusudur.
miş. daha sonra da kızıyla evlendiği am-
radan eklenmiş olduğu anlaşılmaktadır. Harac-ı mukaseme tabiri öşür vergisine
cası Ahmed Kirmanl'nin ısrarı üzerine
Çirengl Lal tarafından yayımlanan Siye- tabi ürünlerden alınan değişken, harac-ı
buraya yerleşmiştL On sekiz yıl boyunca
rü'l-evliyô.' (Delhi 1302/1885). Gulam Ah- muvazzaf ise "çift akçesi" adıyla devle-
Feridüddin Mes'Gd'a hizmet eden Seyyid
med Seryan (Lahor 1923) ve İ 'cazülhak te her yıl ödenen maktG ödemeyi ifade
Muhammed, şeyhinin ölümünün ardın­
Kuddüsi (Lah or 1992) tarafından Urdu- eder.
dan Delhi'ye gidip burada Çişti şeyhlerin­
ca'ya çevrilmiştir. Hace Gül Muhammed İslamiyet'ten önceki dönemde Arabis-
den Nizameddin Evliya'nın dostluğunu
Ahmedpüri kitaba Zikrü'l-aşfiyô.' (Tek- tan'ın güneyinde arazilerin, vergilerini
kazandı. Mirhord'un babası Seyyid Müba-
mi/e-i Siyerü'l-evliya') adıyla bir tekmile ödemek şartıyla kabile ileri gelenlerine,
rek de Çişti şeyhlerinden Hace Kutbüddin
yazmıştır (Delhi 1312)
Mevdüd'un müridi idi. askeri hizmet karşılığı kumandanlara, sa-
BİBLİYOGRAFYA : vaşla elde edilen toprakların onları işleye ­
Tasawufı hayatın yaşandığı bir aile or-
Emirhord, Siyerü ' l-evliya' (tre. i'cazü lh ak cek köylülere verildiği bilinmektedir. Sa-
tamında yetişen Mirhord (EmTrhord) genç
KuddGs1). Lahor 1992, s. 29-47; Abdülhak ed-
yaşta Nizameddin Evliya'ya intisap etti. Dihlevi, AtıMrü '1-atıyar (tre. Subhan Mahmud-
saniler'de ve Bizans'ta da benzer uygula-
Aynı yıllarda medreseye devam ederek iyi Muhammed Fazı!). Delhi 1994, s. 210-211; Rieu, malara rastlanır. Hz. Peygamber de kendi
bir eğitim aldı. Mir Hasan Di hlevi ve Ziya- Catalogue of the Persian Manuscripts, lll, 976; döneminde ikta sistemini uygulamıştır
eddin Sereni gibi şair ve alimlerle kurdu- Storey. Persian Literature, 1/2, s. 941-944; Ab- (bk. iKTA). Mirl arazi sisteminin İslam ik-
dülhay ei-Haseni, Nüzhetü '1-tıavaıır; ll, 138-139;
ğu arkadaşlık ve dostluk Mirhord'un şah­
Nefisi, Tarib-i Nazm u Neşr, ll, 759; M. Muzam-
ta (inalcık. ı !1 959]. s. 29-46) veya Bizans
siyetinin gelişmesinde önemli rol oynadı . mil Haq, Some Aspects of the Principal Su {i Or- "pronoia" sistemleriyle bir ilgisinin olup
Mirhord, 7Z7'de ( 1327) Sultan Muham- ders in lndia, Dhaka 1985, s. 24; Athar Abbas olmadığı tartışma konusudur. Bazı araş-

157
MfRf ARAZi

tırmacılar, tirnar sisteminin Ortaçağ İs­ yoluyla tasarruf edebildiği, ekip biçtiği sarrıf bunun d ışındaki diğer bazı tasar-
lam dünyasında yaygın bulunan ikta sis- ve elde ettiği üründen vergi ödediği ara- rufları da sipahinin veya ilgili memurun
teminden kaynaklandığı ve Selçuklular'- zilerdir. Kendilerine arazi tevcihi yapılan izniyle yapabilir. Miri arazi üzerine ağaç
daki askeri ikta sisteminin tirnar adı al- kişiler (sahib-i arz) arazinin tasarruf, inti- dikilmesi, bina yapılması bu türdendir.
tında Osmanlılar'a intikal ettiğin i söyler. kal ve muamelelerini yürütmeye yetkili- Çünkü miri araziye dikilen ağaçların ve
Bizans "pronoia" sistemiyle Osmanlı mlrl dir. Bu düzenlemelere göre sipahinin iz- yapılan binaların mülkiyeti mutasarrıfa
arazi sistemi arasında paralellik kuranlar ni olmaksızın yapılan işlemler geçersizdir. aittir. Mutasarrıf bunları kendimülkü ol-
da vardır. Miras yoluyla varisiere geçme- Araziyi boş bırakmayarak ekip biçen ve ması dolayısıyla sipahinin veya ilgili me-
yen, satılamayan , belli bir dönem için ve- kanuni mükellefiyetierini yerine getiren- murun iznini almaksızın dilediği kimsele-
rilmiş yararlanma hakkını ifade eden ler ölünceye kadar bu araziler üzerinde re satabilir. İzin ancak araziyi devreder-
"pronoia" ile benzerlik göstermekle bir- tasarruf edebilmektedir. Öldüklerinde ise ken gerekmektedir. Yine binalar ve ağaç­
likte Osmanlılar' ın mlrl arazi sistemini Bi- kendi yerlerine oğulları geçmekte, oğlu lar mülk olduğundan sahibi öldüğünde
zanslılar yerine Selçuklular'dan aldıkları olmayanların elindeki topraklar bazı usul- mirasçılarına intikal etmektedir..İlgili me-
görüşü genellikle kabul edilmiştir. öte lere göre başkalarına verilmektedir. mur izin alınmadan dikilen ağaçların üç yıl
yandan Osmanlı Devleti'nde mlrl arazi uy- Osmanlı uygu lamasında bir yer fethe- içinde sökülmesini isteyebilir; üç yıl geç-
gulamalarının dönemlere göre farklılık dildiğinde devlet oraya tahrir emini veya tikten sonra bunu talep edemez. İzinsiz
arzettiği de belirtilmelidir. il yazıcısı adıyla bir memur göndererek inşa edilen binaların yıkilması da istene-

Osmanlı Devleti'nin kuru l uş yıllarında araziyi kaydettirirdi. Devlet, miri arazi re- bilir. XIX. yüzyılın sonlarından itibaren bu
mlrl araziye ilişkin düzenli bir mevzuatın jiminin işleyebilmesi için gerekli bilgileri konudaki hükümler yumuşatılmış , meyve
ağacı dikilmesi, köy ve mahalle haline ge-
varlığına rastlanmaz. Ancak ilk Osmanlı bu tahrirler sayesinde sağlardı. Bu işlem­
padişahlarının toprak dağıtı m uygulama- le bütün miri topraklar verimlerine göre tirilmemek şartıyla dükkan, imalathane,
l arıyl a ilgili vakfiyeler, mülknameler ve ölçüleri değişen (genel olarak 80 ile 150 tarımla ilgili binaların yapılması izne bağ ­

tahrir defterlerine yansıyan kayıtlar bu- dön üm) çiftlikler halinde gruplandırılı­ lı olmaktan çıkarılmıştır. öte yandan m'irl
güne ulaşmıştır. Bunlardan anlaşıldığına yordu; yani Osmanlı Devleti'ndeki miri araziye ölü defnedilemez ve miri arazi
göre ilk dönemlerde Anadolu ve Rum eli'- arazide üretim küçük köylü işletmeleri çayır haline getirilemez.

de fethedilen arazilerin bir kısmı mlrl ara- şeklinde düzenlenmişti. Halil İnalcık ta- XVII. yüzyıldaki gelişmeler sonucunda
. zi adı altında belli kimselere verilmiş . bir rafından "çift- hane" adıyla tanımlanan miri arazilerin mevcut düzenlemelere ay-
kısmı askerler arasında mülk olarak tak- bu yapıda her çiftçi ailesine geçimini sağ­ kırı olarak mülk haline geçirilmeye çalı­
sim edilmiş , bir kısmı da eski malikleri layabileceği miktarda toprak parçası ay- şıldığı dikkati çeker. Bir yandan sipahiler
elinde bırakılmıştır. önceleri mülk tahsisi rılmıştı. Tahrir ve şer' iyye sicil kayıtların ­ devletin kontrol gücünün zayıflaması ile
ağırlık kazanırken zamanla askeri amaçlı da miri arazinin büyüklüğünü ifade et- m'iri araziye el koyup kendi özel mülkleri
dağıtım etkili olmuş ve özellikle Fatih mede çift, dönüm, kıta veya arazinin ne gibi tasarruf etme yoluna giderken öte
Sultan Mehmed devrinde yeni düzenle- kadar tohum istiab ettiği şeklindeki ölçü- yandan reaya siyasi ve iktisadi buhranlar
meler yapılmış , bununla ilgili kanunna- terin kullanıldığı görülmektedir. öte yan- yüzünden toprağını terkederek şehirlere
meler çıkarılarak toprak rejimiyle ilgili dan belgelerde yer alan kayıtlarda m iri göç etmiş, bunların arazileri devletin mali
mevzuat ortaya konulmuştur. arazi sayılan topraklar için statülerine uy- darlığı sebebiyle mülk olmak üzere satıl­

Klasik dönemde araziye ilişkinolarak gun hukuki tanımlamaların kullanıldığı mıştır. Tirnar sisteminin askeri açıdan .

hazırlanan kanunların esası , çeşitli za- görülmektedir. Mesela "mülk-i müfewez" fonksiyonunu kaybetmesiyle miri arazi-
manlarda padişaha arzedilen meseleler terkibi bunlardandır. Kanuni bir muame- lerin zirai-mall amaçlı kullanımı öne çık­
üzerine yapılan münferit düzenlemeler- le ile toprağın tasarruf hakkının bir kim- mış ve ittizam yoluyla işletilmeye çalışıl­

dir. Bunlara ve fıkhi esaslara dayanılarak seden diğerine geçmesini ifade etmek mıştır. İltizam sisteminin yaygınlaşması ,
verilen fetvalar dönemin uleması tarafın­ üzere de "ferağ" kelimesi kullanılmıştır. XVIII. yüzyılda mültezimlerin miri arazi
dan derlenmiştir. Mirl arazinin sistemleş­ Şer'iyye sicilieri kayıtlarında da "ferağ-ı üzerinde fiilen özel mülkler edinmesine
t irilm esinde ve İslami hukuk normları kat'i-i mu'tebere" ya da "tefviz" gibi ta- yol açmıştır. 1812 yılından itibaren tirnar-
içinde açıklanmasında Şeyhülislam Ebüs- birler mirl arazi statüsünün varlığını gös- lar boşaldıkça yeniden tahsis edilmemiş­
suud Efendi'nin önemli rolü olmuştur. teren tanımlamalardır. tir. Miri arazinin bir dönem kanuna aykırı
Budin hakkında yaptığ ı düzenleme mlrl Miri arazi mutasarrıfına arazi üzerin- biçimde mülk t opraklar gibi kullanılma­
arazinin hukuki mahiyetini ortaya koy- de oldukça geniş bir tasarruf hakkı tanın­ sından kaynaklanan ihtilaflar, devlet ta-

ma açısından ehemmiyetlidir. Ebüssuüd mıştır ; dilediği hububatı ekebilir, başka­ rafından bu iddia sahiplerine diriikierine
karşılık maaş bağlanıp toprakları ellerin-
Efendi'ye göre m'iri arazi mutasarrıfları sına kiralayabilir veya ariyet olarak vere-
devlete karşı kiracı (müstecir) hükmünde- bilir, tasarruf hakkını ivazlı veya ivazsız den alınarak çözülmüştür. 1824 yılından
dir. Ancak buradaki kiracılık sürekli oldu- şekilde devredebilir. Ferağ sipahinin ve-
itibaren miri arazi prensibi daha dikkat-
ğundan klasik kira tanırnma uymaz, dola- ya ilgili memurun izniyle yapılır. Bu izin le takip edilmiş ve kişilerin bir şekilde ele
yısıyla devletle mutasarrıf arasında fasid için ilgili memura belli bir ferağ harcı öde- geçirip kendi mülk arazileri gibi tasarruf
bir kira ilişkisi vardır (Aydın, s. 385) . Ona nir. Ferağ harcının mirl arazinin devlet ettikleri mirl topraklara el konulmaya
göre Budin'in fethinden sonra ekilip biçi- tarafından yeni bir mutasarrıfa verilirken başlanmıştır.

lebilen tarlalar oradaki ahalinin elinde alınan tapu resmiyle ilgisi yoktur. Fera- Mlri arazi sistemi göçebelerin veya dışa­
bırakılmıştır. Fakat bunlar mülk olmayıp ğın bedelsiz veya geri alma şartıyla (ve- rıdan gelen göçmenlerin iskanı amacına
rakabesi devlete ait olan, reayanın ariyet faen ferağ) olması da mümkündür. Muta- yarar bir şekilde de kullanılmıştır. Özellik-

158
MIRI ARAZi

le 1858 Arazi Kanunnamesi bu konuda ra yapılan değişikliklerleönce devlete, zenginlik ve iktidar kaynağıdır. Zaman za-
iyileştirici hükümler taşıyordu. Kanunna- ardından da şahıslara karşı olan borç se- man farklı uygulamalar görülse de Os-
meye uygun biçimde üç yıl üst üste ekii- bebiyle kaybedilebilir olmuştur. Miri ara- manlı Devleti'nde miri arazinin mülkiyet
meyen topraklar göçmenlere dağıtılıyor­ zinin vakfedilmesi ise mümkün değildir, hakkı imparatorluğun sonuna kadar dev-
du. İskan edilen aşiretlere de miri arazi- bunun için öncelikle padişahın bir temlik- lete ait olmuştur. Miri araziler Türkiye
lerden tahsisler yapılmıştır. 1911'de çıka­ name vermesi gerekir. Bir köyün sınırları Cumhuriyeti'nin kurulmasından sonra ta-
rılan bir kanunla Diyarbekir'deki aşiret­ içinde bulunan miri arazi mutasarrıfı ta- sarruf edenlerin m ülkü olarak kabul edil-
ler için miri arazi ve teşkil edilen köyler rafından bir başka köy ahalisinden olan miş. böylece miri arazi uygulaması sona
için meralar ayrılmıştır. bir şahsa ferağ edilirse arazinin bulun- ermiştir.

Miri arazinin mülkiyeti devlete ait ol- duğu köyde yaşayıp hiç toprağı olmayan BİBLİYOGRAFYA :
duğu için tasarruf edenin mal varlığına veya yeterli toprağı bulunmayan kimse- BA. A.DVN . MHM, nr. 3-A/55, nr. 3-A/55-1;
dahil değildir. Bu sebeple Hanefi hukuk- lere bu araziyi alma hususunda öncelik BA. A.MKT. UM, nr. 100/32 (ı268), nr. 100/98;
tanınmıştır. Devlet miri arazinin tarım­ BA, İrade-i Meclis-i Mahsus, nr. 518, 522, 936,
çularına göre miri arazi üzerindeki tasar-
sal amaçlar dışında kullanımını da engel- 2813; BA. İrade· Dahiliye, nr. 26284, 26584,
ruf hakkının ölümle birlikte sona ermesi 33382, 33599, 39225, 39828; BA, İrade-i Mec-
gerekir. Ancak Osmanlı Devleti, belli bir lemeye çalışmıştır.
lis-i Vala, nr. 2302ı, 24714, 24796, 25224,
tarihten itibaren arazi tasarrufunu özen- Miri arazinin tasarrufu konusunda Os- 26038; BA, HR . HMŞ. İ ŞO, nr. 17 /10; BA, Ma-
dirmek için tasarruf hakkının örfi düzen- manlı Devleti tebaası olan müslüman ve kedonya Arşivinden intikal Eden Evrak, nr. 18/
gayri müslimler arasında bir ayırım gö- ı (1-2); BA, Ceride-i Mehakim, nr. 3, s. 18; nr. 9,
lemelerle mirasçılara intikalini sağlamış­
zetilmemiştir. Ancak yabancı statüsün-
s. 169; nr. 10, s. 74; nr. 18, s. ı39; nr. 19, s. 147;
tır. Burada amaç. hem bu malların mi-
nr. 59, s. 469 -470; Düstar, İkinci tertip, Ankara
rasçılar arasında aşırı derecede parçalan- de bulunan kişilerin arazi mutasarrıfı ve
1929, lll, 627 -628; Sarkis Karakoç, Külliyyat-ı
masının hem de vergi m ükellefi sayısının mülk sahibi olamayacaklarına ilişkin bir Kavanin, TTK Ktp., dosya 1, Evr. 6092, VI, nr.
artmasının önlenmesidir. Yapılan düzen- yasağın uygulandığı görülmektedir. XIX. 1764,1765,1766, ı779, 3538,4804,4821,
lemelerle 1567 yılından itibaren miri ara- yüzyılın sonlarına doğru yabancılara da 6274; VII, nr. 5884; IX, nr. 3572; X, nr. 3581,
emlak ve arazi tasarrufu imkanı sağlan­ 4460; XIV, nr. 4286; XV I, nr. 4296; XIX, nr.
zilerin mutasarrıfın erkek çocuklarına be-
3598; XXI II , nr. 4330; Ömer Hilmi. Ahkamü'l-
delsiz olarak intikal etmesi esası getiril- mıştır. İlk defa 1867'de sadece tasarruf
arazi, İstanbul 1301, s. 7, 44-45, 64; Hüseyin
miştir. Bu hak 1848'den itibaren muta- hakkı tanınmış. fakat intikal hakkı ve-
Hüsnü, Arazi Kanunnamesi Şerhi, İstanbul
sarrıfın kız çocuklarına, 1858 yılından iti- rilmemişti. 23 Temmuz 1291 (4 Ağustos 1310, s. 2-ı9; Mehmed Ziyaeddin, Mükemmel
baren de çocukları yoksa anne ve babası­ 1875) tarihli tezkire bu hakkı da tanı ­ ve Muvazzah Şerh-i Kanun-i Arazi, İstanbul
mıştır. Arazi Kanunnamesi miri arazide ı311, s. 22-27, 52-65, 499; Halis Eşref, Külliy-
na tanınmıştır. 1867'de intikal hakkı sa-
bulunan madenierin hazineye intikal et- yat-ı Şerh-i Kanun-i Arazi, İstanbu l 1315, s. 28-
hipleri sekize çıkarılmış. 1913 yılında züm-
33, 130-131, 186-187, 362; Atıf Bey, Arazi Ka-
re usulü kabul edilerek bu hak sahipleri mesi esasını getirirken arazi mutasarrıf­ nunname-i Hümayunu Şerhi, İstanbu l 1319,
daha da genişletilmiştir (b k. iNTiKAL). in- larını madenden hisse almaya yetkili kıl ­ s . 4-7, 705-708; Abdurrahman Vefik, Teka/ifKa-
tikal hakkı sahibi kimse bulunmadığında mamıştır. vaidi, İstanbulı328, 1, 47-64; ll, 24ı, 266, 320;
devlet miri araziyi rayiç bedelle üçüncü Miri arazinin ferağı veya mahlul olması Ebül'ula Mardin, Arazi Notları, İstanbul, ts., s.
3-4, 16-32; Ömer Lütfi Barkan. "Türk Toprak
şahıslara devrederdi. Bu konuda muta- halinde ihale ve tefviz işlemleri yanında
Hukuku Tarihinde Tanzimat ve 1274 ( 1858) Th-
sarrıfın tapu hakkı sahipleri denilen belli amacının dışında veya zararlı bir biçimde
rihli Arazi Kanunnamesi", Tanzimat 1, İstanbul
yakınlarının öncelik hakkı bulunmaktay- kullanılmasını önleme görevi de sipahiye 1940, s. 321-379; a.mlf., Türkiye'de Toprak
dı. aitti. Tırnar ve zeamet usulünün ilgasın ­ Meselesi, İst anbul 1980, s. 154 -157, 166-172,
1858 Arazi Kanunnamesi'nin kabulü- dan sonra bu görev bir ara mültezim ve 405; Kemal H. Karpat, "The Land Regime, So-
muhassıllar vasıtasıyla yerine getirilmiş, cial Structure and Modernization in the Otto-
ne kadar Osmanlı miri arazi hukuku tek
man Empire", Beginnings of Modernization in
bir kod haline konmamış. her eyafet için 1858 Arazi Kanunnamesi'nin yürürlüğe
the Middle East in the Nineteenth Century (ed.
ayrı kanunnameler çıkarılmıştır. Bu ka- girmesiyle bunların yerini arazi memur- W. R. Po lk - R. L. Chambers). Chicago 1968, s.
nunname ile ferman, kanun ve fetvalar- ları almıştır. Taşralarda miri arazinin tef- 71-84; M. A. Afzal-ur-Rahman. Economic Doc-
da dağınık halde bulunan arazi hukuku viz ve ihalesine mal memurları (defter- trines of Islam, Lahare 1975, ll, ı 06-166; Meh-
hükümleri bir araya toplanmıştır. 1858 darlar, mal müdürleri ve kaza müdürleri) met Genç. "Osmanlı Maliyesinde Malikane Sis-
yetkili kılınmış . bu kişiler sahib-i arz hük- temi" , Türkiye İktisat Tarihi Semineri (haz. Os-
Arazi Kanunnamesi döneminde miri ara-
man Okyar- Ünal Nalbantoğ lu). Ankara 1975, s.
zinin ferağ, rehin ve tapu ile intikaline iliş­ müne geçmiştir. 1290 ( 1873) tarihli bir 231-246; Abd al Rahim A. Abd ai-Rahim. "Lan d
kin yeni esaslar getirilmiştir. Kanunna- tezkireye göre tapu usulünün tesis edil- Tenure in Egypt and its Social Effects on Egyp-
rnede yeni kurulacak köylerde köye ait mediği yerlerde muvakkaten mutasarrıf, tian Society: 1798-1813", Land Tenure and
miri arazilerin tamamının bir tek kişiye kaymakam ve mal müdürlerinin, tapu Social Transformatian in the Middle East (ed.
usulü tesis edilen yerlerde ise defter-i ha- Tarif Khalidi). Beyrut 1984, s. 237 -255; Musta-
verilmesinin yasaklandığı görülür. Ancak
fa Fayda, Hz. Ömer Zamanında Gayr-ı Müslim-
bir kimsenin elinde toplanması mümkün kani memurları ya da bunlar bizzat bu-
ler, İstanbul 1989 , s. 7-40; Ahmet Akgündüz,
olan arazinin miktarı hakkında bir sınır Junamazsa vekilieri konumundaki tapu Osmanlı Kanunnameleri ve Hukuki Tahlil/eri,
konulmamıştır. Yeni bir köyün teşekkü­ katiplerinin sahib-i arz makamında ola- İstanbul 1991-92, lll -IV, tür.yer.; Halil Cin, Os-
lünde köyün bütün arazileri bir tek kişiye cağı kabul edilmiştir. manlı Toprak Düzeni ve Bu Düzenin Bozulma-
verilmekle birlikte bu kişinin arazi tefvizi sı, Konya 1992, s . 14,50-51,60-62,75-77,82-
Sadece hukuki açıdan değil siyasi açı­
85, 97-98, 247-250, 299-300, 328-329; Halil
yoluyla köydeki diğer arazileri elde etmesi dan da büyük önem taşıyan miri arazi re-
İnalcı k - D. Quataert, An Economic and Social
mümkün kılınmıştır. jimi toplumdaki sosyal gruplar arasındaki History of the Ottoman Empire 1300-1914,
Miri arazideki tasarruf hakkı önceleri ilişkiyi büyük ölçüde belirleyici bir fonksi- Cambridge 1994, s. 103-ı19; Halil İnalcık, "İs­
borç sebebiyle kaybedilmezken daha son- yona sahip olmuştur. Toprak bir yönüyle lam Arazi ve Vergi Sisteminin Teşekkülü ve

159
MIRI ARAZi

Osmanlı Devrindeki Şekillerle Mukayesesi" , matematik ve astronomi alanında döne- çözüm yolu göstermiştir (Beyazıt Devlet
AÜ ilahiyat Fakültesi İslam ilimleri Enstitüsü minin en büyük otoritesi olduktan sonra Ktp., Veliyyüddin Efendi, nr. 2276) . Onun
Dergisi,!, İstanbul1959, s. 29-46; Huri İslamoğ­
ll. Bayezid tarafından saraya davet edildi bu çalışmasında ayrıca trigonometrik ifa-
lu, "Property as a Contested Domain: A Reeval-
uation of the Ottoman Land Code of 1858" , ve ona riyaziyyat okuttu. Yavuz Sultan Se- delerin değerleriyle özel olarak ilgilendiği
New Perspectives on Property andLandin the lim döneminde Anadolu kazaskerliğine ve özgün sonuçlara vardığı görülür (Franz
Middle East(ed. R. Owen). Harward 2000, s. 3- getiriidiyse de (925/1 5 ı 9) kısa bir süre Woepcke, "Discussion de deux methodes
42; M. Akif Aydın. Türk Hukuk Tarihi, İstanbul sonra 100 akçe maaşla emekliye sevke- arabes pour determiner une valeur ap-
2001, s. 339-346, 379 -389 ; M. Macit Kenanoğ­
dil di. Hayatının sonlarına doğru hacca prochee de sin 1°" , Etudes sur /es mathe-
Iu, 1858 Arazi Kanunnamesinin Osmanlı Si-
yasal ve Toplumsal Yapısı Üzerindeki Etkileri
gitti ve dönüşünde Edirne'ye yerleşti. Bu- matiques arabo-islamiques, nşr. Fuad
1858-1876 (doktora tezi. 2002). AÜ Sosyal Bi- rada vefat etti (93 1/1525) ve Tunca kıyı­ Sezgin !Frankfurt 19861. s. 614-638) . Z.
limler Enstitüsü; Osman Turan, "Türkiye Sel- sındaki Kasım Paşa Camii'nin haziresine Şer]Ju'l-Fet]Jiyye ii 'ilmi'l-hey'e. Ali
çuklulannda Toprak Hukuku", TTK Belleten, gömüldü. Kuşçu'nun, hey'et ilminde İbnü ' I-Hey­
XII/47 (1948). s . 549-574; Khaled Abou EI F'adl, sem'in riyazi-tabil ilimlerde uyguladığı
"Tax Farming in Islamic Law (Oibalah and Tarih ve edebiyat alanlarında da söz
sahibi olan Mirim Çelebi, ilmi zihniyet iti- bir yöntemle saf matematik (hey' et-i gayr-i
Dam an of Kharaj ): A Search for a Concept", IS,
XXXI/] ( 1992). s. 5-8; K. M. Cuno, "W as the bariyle dedeleri Kadızade-i Rumi ile Ali mücesseme) ve saf f izik (hey' et-i mücesseme)
Land of Ottoman Syria Miri or Milk? An Ex- Kuşçu'nun temsilcisi ol dukları Semerkant astronomi geleneklerini bir araya getire-
amination of Juridical Differences within the matematik-astronomi okulunun çizgisini rek kurduğu ilm-i hey'eti Aristotelesçi il-
Hanefi School", St./, LXXXI/] ( 1995). s. 121- kelerden temizlemek amacıyl a yapı-bo­
takip ediyordu. Ancak özellikle optik (ilm-i
152; L. Belarbi, "La question de l'origine de la
menazir) alanında yazdığı Risfıle fi'l-hfıle zuma uğrattığı er-Risfıletü'l-Fet]Jiyye
propriete agraire miri dans l'Empire ottoman",
ve ]savsi ]suza]J adlı eserinde görüldüğü adlı önemli eserinin şerhidir (TSMK, III.
Arab Histarical Review for Ottoman Studies,
sy. 22, Zaghouan 2000, s. 9-18; A. Cohen, "Mi- gibi ilmi yöntemde daha çok İbnü'I- Hey­ Ahmed, nr. ı 34 7) . Mirim Çelebi bu şerhin­
ri", EP (Ing.). VII, 125. sem'in r iyazi-tabii ilimlerde uygu l adığı de, Ali Kuşçu'nun vazgeçtiği İbnü'I-Hey­
Iii M . MACİT KENANOGLU sentez yöntemini (terkib) benimsemişti. semci çizgiyi Risale fi'l-hfıle ve ]savsi
Bu da onun, Kadızade' nin saf riyazi- hen- ]suza]J ad lı eserinde yaptığı gibi kısmen
d esi yönelimiyle Ali Kuşçu'nun kelami- takip etmiştir. Onun Taşköprizade Ahmed
MiRi KATiBi riyazi bakış açısını kısmen terkettiğini Efendi'ye el-Fet]Jiyye'yi okuturken yaz-
Osmanlı maliye teşkilatında göstermektedir (DİA, XXII. ı 32). Eserle- dığ ı bu şerh (925/1 5 ı 9) Osmanlı medre-
Rumeli kazaske rinin rinden anlaşıldığı üzere klasik İslam kül- selerinde yardımcı ders kitabı olarak da
defter darlık nezdinde görev yapan, türündeki farklı ilmi tavırlardan haber- kullanılmıştır. Bunun sebebi, Ali Kuşçu '­
başbaki kulu ile birlikte defter darlık nun öğ r encisi Gulam Sinan'ın aynı eser
dar olan Mirim Çelebi fizikçiler. matema-
ve halk arasındaki
tikçiler ve kelamcılarla İbnü'I-Heysem ve için kaleme aldığı Fet]Ju'l-fet]Jiyye isimli
mali anlaşmazlıklara bakan memuru
Kemaleddin el-Farisi'nin yanında özellik- şerhe oranla (TSMK. lll. Ahmed, nr. 3291)
(bk . BAŞBAKi KULU; MAHKEME).
L _j le İbn Sina ile Fahreddin er-Razi'nin gö- daha pratik ve daha teknik olmasıdır. Mi-
rüşlerini olumlu veya olumsuz her anlam- rim Çelebi ayrıca şerhine bir zeyil yazaca-
-, da dikkate almış . bu arada hem kendi ğını ve burada Utarid'e (Merkür) ait mo-
MIRİM ÇELEBİ
görüşlerini ve tercihlerini ortaya koymak- delle (Süleymaniye Ktp., Hüsrev Paşa, nr.
(ö . 931/1525)
tan çekinmemiş . hem de matematik ilim- 246, vr. 46•) aya ait modele (vr. 5o•ı ilişkin
Os manlı lerinin teknik ayrıntılarına özgün katkı­ sorunları inceleyeceğini belirtmiştir. Bu
m ate matik ve astronomi a limi. larda bu l unmuştur. Mirim Çelebi'nin gü- kayıt -her ne kadar zeytin henüz bir nüs-
L _j
nümüze ulaşan eserleri çoğunlukla ast- hası tesbit edilememişse de- Mirim Çe-

Mirim (Mirem) Çelebi, Osmanlı döne- ronomi, astroloji ve optik alanlarına ait- lebi' nin Copernicus astronomisine giden
minde Kadızade-i Rumi ve Ali Kuşçu'dan se de iyi bir matematikçi olması sebebiy- yolda dedesi Ali Kuşçu gibi klasik astro-
sonr a yetişen en önemli matematikçi- le incelediği konuları daima geni ş şekilde nominin en önemli iki sorunuyla uğraştı­
astronomlardan biridir. Ası l adı Mah- matematik tahlillerle ele almıştır. Nite- ğını. hatta onun bu konudaki çalışmala­

mud'dur. Kadızade'nin oğ l u olan dede- kim Kadızade'nin Şer]Ju'l-Mülal]l]aş ii rını sürdürdüğünü göstermektedir (Sali-

si Muhammed Semerkant'ta Ali Kuşçu'­ 'ilmi'l-hey'e adlı eserinin "tedaris" (dün- ba, s. 282-284). 3. Risfılefi'l-hfıleve]sav­
nun kızıyla evlenmiş, fakat erken yaşta yadaki en yüksek dağın yerkürenin çapına si ]suza]J (Risale fi ~avsi ~uzaJ:ı ve'l-hale).
vefat etmişti. Mirim Çelebi'nin babası oranı) konusunu işleyen kısmını incelediği Eserde görme olayı ve şartları, ışık, ışığın
Kutbüddin Muhammed, dedesi Ali Kuş­ çalışmasında bu sorunu matematik yar- yayılması ve kırılması. renkler, gök kuşa­

çu ile birlikte İstanbul'a gelerek bura- dımıyla çözmüştür (Süleymaniye Ktp., ğı ve halenin oluşumu ile bunların optik

da Hocazade Musli huddin Efendi'nin Ayasofya, nr. 2607). özellikleri incelenmiştir (Beyazıt Devlet
kızıyla evlendi ve bu evlilikten Mirim Çe- Eserleri. 1. DüstU.rü '1- 'am el ve taş]Ji­ Ktp., Feyzullah Efendi, nr. 2 I 79/4; Süley-
lebi doğdu . Kut büddin Muhammed'in ]Ju'l-cedvel. Zic-i Ulug Bey'in Farsça maniye Ktp., Ayasofya, nr. 24 I 4; ayrıca b k.
de Bursa Manastır Medresesi müderrisi şerhidir. ll. Bayezid'in emriyle 904 ( 1499) DİA, XXll, I 32) Hüseyin Gazi Thpdemir bu
iken oldukça genç yaşta ölmesi üzerine yılında tamamladığı bu eserinde Kaşi'nin risaleyi bir makalede ele alarak değerlen­
Mirim Çelebi'yi dedesi Hocazade yetiştirdi Zic-i lj fı]sani'sinden ve Ali Kuşçu'nun da- dirmiştir (bk.bibl. ).

ve onun Sinan Paşa gibi alimlerden ders ha önceki Zic-i Uluğ Bey Şerhi' nden de Mirim Çelebi'nin astronomi alanındaki
almasın ı sağladı. önceleri Gelibolu, Edir- istifade eden Mirim Çelebi didaktik bir diğer eserleri rub'u'l-müceyyeb, rub'u ' ş­
ne, Bursa ve İstanbul medreselerinde üslup uygulamış ve 1 derecelikyayın sinü- şikazi ve zerkale adlı aletlerle takvim. kı b-
müderrislik yapan Mirim Çelebi, özellikle sünü hesaplamak için örneklerle beş ayrı le tayini ve diğer bazı meseleler üzerine

160

Das könnte Ihnen auch gefallen