Sie sind auf Seite 1von 42

He m e n He r

NDEK LER I. Kozmosta Kaybolmak II. Yerkre nin Bykl III. Yeni Bir a Do uyor IV. Tehlikeli Gezegen V. Ya am n Kendisi VI. Bize Giden Yol

BILL BRYSON

eyin K sa Tarihi

I KOZMOSTA KAYBOLMAK
Gne Sistemine Ho Geldiniz Uzayda bizden ba ka "d nen" varl klar n bulundu u ihtimali de istatistiksel a dan gayet yksek. Samanyolu nda ka y ld z oldu unu kimse bilmez: Tahminler 100 milyar civar yla 400 milyar aras nda de i ir. stelik Samanyolu 140 milyar ksur galaksiden yaln zca bir tanesidir, ki bu galaksilerden pek o u bizimkinden byktr. Ama en l ml girdilerle dahi her zaman, s rf Samanyolu'ndaki ileri uygarl k say s bile milyonlar bulur. Ne yaz k ki, uzay muazzam byklkte oldu undan, bu uygarl klardan herhangi ikisi aras ndaki mesafenin en az iki yz k y l oldu u san lmakta: lk duyu ta alg lad m zdan ok daha byk bir mesafedir bu. Demek ol uyor ki, bu varl klar bizim burada oldu umuzu biliyor olsalar ve farz mahal bizi teleskoplar yla grebilseler dahi, Yerkre'den iki yz y l nce ayr lm olan seyretmekteler. Yani sizi ve beni grmyorlar . ... Dolay s yla, gerekte yaln z de ilsek bile, pratikte yaln z z. Rahip Evans n Evreni Kutup y ld z , geti imiz Ocak ay nda ya da 1854'te ya da on drdnc yz y l n erken dnemlerinden itibaren herhangi bir tarihte s nm olabilir, ama lm haberi bize henz ula mam t r. Kesin olarak syleyebilece imiz tek ey, 680 y l nce bugn hala yanmakta oldu udur. Rahip Evans n teleskopuyla buldu u eyler Bunun nas l bir zafer oldu unu anlamak iin, standart bir yemek masas n n siyah masa rtsyle kapland n ve masan n ortas na bir avu tuz at ld n farz edin. Sa lan tuz taneleri bir galaksi olarak d nlebilir. imdi de bunun gibi bin be yz masa daha oldu unu varsay n: szgelimi bir Wal-Mart otopark n dolduracak ya da tek s ra halinde dizildi i zaman 3,2 kilo metre uzunlu unda bir hat olu turacak kadar. Her bir masan n stnde de rasgele serpi tirilmi tuz taneleri olsun. imdi herhangi bir galaksiye tek bir tuz tanesi daha ekleyip, Robert Evans' n masalar aras nda dola mas n bekleyin. Evans, sonradan ekledi iniz o taneyi bir bak ta tespit edecektir. O tuz tanesi, spernovad r.

u anda bildi imizi d nd mz ey udur: Yakla k 4,6 milyar y l nce, imdi bulundu umuz yerde, belki 24 milyar kilometre geni li inde byk bir gaz ve toz girdab birikip, kmelenmeye ba lad . Bunlar n hemen hepsi, yani gne sisteminin ktlesini y zde 99,9'u, Gne i olu turmaya koyuldu. Geriye kalan ve ba bo yzen maddeler aras ndan iki mikroskobik zerre, elektrostatik gler taraf ndan birle tirilecek yak nl kta yzmekteydi. Gezegenimize gebe kal nan an, i te buydu. Olu umu daha yeni ba layan Gne sisteminin her yerinde ayn ey olmaktayd . arp an toz zerreleri giderek byyen ktleler olu turuyordu. Nihayet bu ktleler gezegencik diye adland r labilecek byklklere ula t lar. Durmaks z n birbirlerine toslay p arp t ka, sonsuz ve rasgele de i imlerle kah k r ld lar, kah da ld lar, kah yeniden birle tiler. Ama her kar la madan biri galip k yordu ve bu galiplerden baz lar , etraf nda dola t klar yrngeye hkmedecek kadar byd. Bu noktada, yakla k 4,5 milyar y l nce, Mars bykl nde bir nesne Yerkre'ye arpt ve ondan, yolda bir krenin (Ay' n) olu mas n sa layacak miktarda madde kopard . Tahminlere gre birka hafta iinde, dny adan kopan maddeler tekrar bir araya gelip yekpare bir ktle olu turdu ve bir sene iinde, bize hala yolda l k eden o kresel ta paras na dn t. Ay' olu turan maddenin byk k sm n n Yerkre'nin ekirde inden de il, kabu undan koptu u d nlyor: Demirin bizde ok faz la, Ay'da ok az olmas n n sebebi de i te bu. Her nedense, bu kuram hemen her zaman eski bir kuramm gibi sunulur. Halbuki ilk kez 1940'larda, Harvard'dan Reginald Daly taraf ndan ne srlm t. Sonraki 500 milyon y l boyunca gen dnyam z, kuyruklu y ld zlar n, meteorlar n ve di er galaktik molozlar n aman vermeyen bombard man na maruz kald . Bu bombard man ona, okyanuslar dolduracak suyu ve ya am n ba ar yla olu mas iin gereken bile enleri verdi. Fevkalade sald rgan bir ortam vard ama ya am yine de olu man n bir yolunu buldu. Minik bir kimyasal madde torbas k p rdan p canland . nsano lu yoldayd .

II YERKREN N B YKL
Gkcisimlerinin lm Halley, nev'i ahs na mnhas r bir ki iydi. Uzun ve retken kariyeri sresince, gemi kaptan , kartograf, Oxford niversitesi'nde geometri profesr, Kraliyet Darphanesi'nde kontrolr yard mc s , kraliyet astronomu ve derin-deniz dalg hcresinin mucidi oldu. Manyetizma, gelgitler, gezegenlerin hareketleri ve afyonun etkileri hakk nda itibarl yaz lar yazd . Meteoroloji haritas n ve lm oran tablosunu haz rlad , Yerkre'nin ya n ve Gne 'e olan uzakl n hesaplama yntemleri nerdi ve hatta, bal klar avland ktan sonra drt mevsim taze tutmaya yarayan pratik bir metot bile geli tirdi. Yapmad tek ey, ilgintir ki, kendi ad n ta yan kuyruklu y ld z ke fetmek oldu. 1682'de grd kuyruklu y ld z n 1456, 1531 ve 1607 y llar nda ba kalar taraf ndan grlm olan kuyruklu y ld zla ayn oldu unu anlad yla kald . Bu kuyruklu y ld z, 1758'e, yani,

Halley'nin lmnden on alt y l sonras na kadar Halley kuyruklu y ld z olarak an lmad . Newton phesiz tuhaf bir adamd . Cin gibi zekiydi elbette, ama ayn zamanda yaln z, ne esiz, paranoyak say labilecek kadar pimpirikli, dalg nl yla nl biriydi. (Baz sabahlar uyand zaman, daha yataktan aya n bile karamadan, ans z n akl na en d nceler yznden donakal p saatlerce yerinden kalkmad sylenirdi.) Ayr ca ak l almaz i ler yapard . Cambridge'de kendi laboratuar n kurmu , ama sonras nda kendini birbirinden acayip deneylere vermi ti. Bir keresinde, s rf ne olaca n merak etti i iin, deri dikmeye yarayan trden bir uvald z gzle kemik aras nda kalan blgeye, gzn arkas na mmkn oldu unca yana t rarak gzyuvas na sokmu ve evire evire gzn kurcalam t . Mucize eseri hibir ey olmam t . Gzne kal c bir hasar vermemi ti en az ndan. Ba ka bir deneyinde, gr zerinde nas l bir etkisi olaca n anlamak iin, dayanabildi ince Gne 'e bakm t . Gzlerinin onu affetmesi iin birka gnn karanl k bir odada geirmek zo runda kalmakla birlikte, kal c hasardan yine ucuz kurtulmu tu. Daha renciyken, diferansiyel ve integral hesab bulmu spektroskopi biliminin temellerini atm al ma hayat n n en az yar s n simyaya ve e itli dinsel u ra lara ay rd . Ariusuluk denilen, tehlikeli derecede heretik (sapk n) bir mezhebin gizli yanda yd . kendi kendine branice renmi ti 1936'da ekonomist John Maynard Keynes, Newton n notlar yla dolu bir sand a k art rmayla sat n ald zaman 1970'lerde Newton' n bir sa teli zerinde yap lan analiz, sa telinin do al dzeyin k rk misli yo unlukta c va ierdi ini bulgulad . ... Ve nihayet, ba yap t n retti: Do a Felsefesinin Matematik lkeleri, en bilinen ad yla Principia. ... Alman matematiki Lei bniz bile onun matemati e olan katk lar n n daha nceki tm katk lar n toplam na e oldu u gr ndeydi. Gkcisimlerinin yrngelerini matematiksel olarak a klamakla kalm yor, onlar ilk harekete geiren ekim kuvvetini de te his ediyordu: ktle ekimi. Ans z n evrendeki her harekete anlam kazand rm t . Principia'n n znde, Newton' n hareket yasas yat yordu. Bu yasalar, zetle , bir cismin itildi i istikamette hareket etti ini, ba ka bir kuvvet taraf ndan yava lat lana ya da ynnden sapt r lana dek ayn istikamette dz bir hat boyunca hareket etmey i srdrece ini ve her etkinin e it ve z t ynde bir tepkisi oldu unu ifade eder. Bu ilkeye gre, evrendeki her ci sim tm di er cisimlere ekim uygular. u anda, size yle gelmese de, yerinizde otururken etraf m zdaki her eyi (duvarlar , tavan , lambay , kedinizi) kendi kk, hatta ok kk ktle ekimsel alan n zla kendinize do ru ekmektesiniz. Onlar da sizi ke ndilerine do ru ekmekte. Herhangi iki cisim aras ndaki ekim kuv vetinin, yine Feynman' n szleriyle, her birinin ktlesiyle do ru orant l oldu unu ve aralar ndaki uzakl n karesiyle ters orant l olarak de i kenlik gsterdi ini anlayan, Newton olmu tu. Ba ka bir deyi le, iki cisim aras ndaki uzakl iki misli art r rsan z, aralar ndaki ekim drt misli zay flar.

nsan akl taraf ndan ortaya at lm , tam anlam yla evrensel ilk do a kanunuydu bu. Newton' n yasalar pek ok problemi zd: Okyanustaki gelgit ol aylar n , gezegenlerin hareketlerini, f rlat lan gllelerin tek rar Yerkre'ye d meden evvel neden belli bir yol izledi ini, gezegen alt m zda saatte yzlerce kilometre h zla, topa gibi dnerken ne den uzaya f rlamad m z a kl a kavu turdu. Principia'da Newton taraf ndan tahmin edilen bir ey daha vard : Bir da yak n na as lm bir ekl, da n ekimsel ktlesinin yan s ra Yerkre'nin ekimsel ktlesinin de etkisiyle, da a do ru hafife meylederdi. Bu sadece tuhaf bir gerekten ibaret de ildi. Sapmay hatas zca lerseniz, evrensel ktle ekimi sabitini, yani ktle ekiminin G olarak bilinen temel de erini ve dolay s yla Yerkre'nin ktlesini hesaplayabilirdiniz. Hutton, e ykselti e rilerini icat etmi ti. Hutton, Sehiehallion'daki lmlerine dayanarak, Yerkre'nin 5.000 milyon milyon ton a rl nda oldu unu hesaplad . Gne dahil, gne sistemindeki tm di er nemli cisimlerin ktleleri, Yerkre'nin ktlesinden hareketle hesaplanabilirdi. Bylece, yap lan tek bir deney sayesinde, Yerkre'nin, Gne 'in, Ay' n, teki gezegenlerin ve onlar n uydular n n ktlelerini renmi ve cabadan, e ykselti e rilerini kazanm olduk. Drt ayl k bir al man n semeresi olarak hi fena de ildi do rusu. Cavendish, kimselere duyu rmadan yrtt al malar nda, enerjinin korunumu ilkesini, Ohm yasas n , Dalton'un K smi Bas n Yasas n , Richter'in E de er Oranlar Yasas 'n , Charles' n Gazlar Yasas 'n ve elektriksel iletkenlik ilkelerini ke fetti ya da ngrd. Bu kadarla kalsa iyi. Bilim tarihisi J.G.Crowther a gre, Kelvin ile G. H. Darwin'in gelgit olaylar sonucunda ortaya kan srtnmenin yerkrenin dn h z n yava lat c etkisi zerindeki al malar n n, Larmor' n lokal atmosferik so uma konusunda 1915 te yay nlanan ke finin, ... Pickering'in donan kar mlara ili kin al malar n n ve Rooseboom' un heterojen dengelerle ilgili al malar ndan baz lar n n habercisi de oldu. Son olarak, soy gazlar diye bilinen bir grup elementin ke fini do uran ipular b rakt . Bu gazlardan baz lar n ele geirmek o kadar zordur ki, sonuncusu 1962'ye dek bulunamam t r. Velhas l, on sekizinci yzy l n sonlar na gelindi inde bilim adamlar Yerkre'nin biimini, boyutlar n , Gne 'e ve gezegenlere olan uzakl n kesinkes biliyorlard . imdi de Cavendish, evinden d ar burnunu bile karmadan, onlara Yerkre'nin a rl n temin etmi ti. Bu durumda Yerkre'nin ya n belirlemenin nispeten basit olaca n d nebilirsiniz. Ne de olsa, gereken malzemeler hani neredeyse ayaklar na gelmi ti. Ama hay r. nsano lu nce atomu paralayacak, televizyonu, naylonu ve haz r kahveyi icat edecek, kendi gezegeninin ya n hesaplamaya daha sonra s ra gelecekti. TA KIRICILAR Bir de Dr. James Parkinson vard . Parkinson ayn zamanda sosyalizmin ilk yanda lar ndan biriydi ve Kans z-Devrim gibi ba l klar ta yan k k rt c kitap klardan pek o unun yazar yd Geri biz bugn onu, o zamanlar 4

titremeli fel diye an lan, ama o gn bu gndr Parkin son hastal olarak bilinen rahats zl k konusunda yapt r aan al malarla hat rl yoruz. Kelvin on dokuzuncu yzy l n, hatta her yz y l n en ola anst ahsiyetlerinden biriydi. Kelvin gerekten de Viktorya dneminin bir nevi spermen iydi. 1824'te Kraliyet Belfast Akademik Enstits'nde ders veren ve k sa sre soma Glasgow'a transfer olan bir matematik profesrnn o lu olarak dnyaya geldi. Glasgow'da Kelvin yle ayr cal kl bir harika ocuk oldu unu kan tlad ki, 10 gibi gencecik bir ya ta Glasgow niversitesi'ne kabul edildi. Yirmili ya lar na girdi inde, Londra ve Paris'teki kurumlarda renim grm , Cambridge'den (krekilik ve matematik dallar nda en yksek dl leri kazanarak ve her nas lsa bir mzik kulb kurmaya da vakit bularak) mezun olmu , Peterhouse yeli ine seilmi ti. Kuramsal ve uygulamal matematik alanlar nda (Frans zca ve ngilizce olarak) yle gz kama t r c zgnlkte makaleler yazd ki, hocalar n mahcup etmemek iin onlar imzas z yay nlamak zorunda kald . Yirmi iki ya ndayken Glasgow niversitesi'ne dnp, do a felsefesi krssnn profesrl ne atand . Bu pozisyonu elli sene terk etmeyecekti. 1907'ye, yani seksen ne kadar ya ayan Kelvin, uzun kariyeri sresince 661 makale yaz d , 69 patent biriktirdi (bunlar sayesinde hayli zengin oldu) ve fiziksel bilimlerin hemen her dal nda nam sald . Dondurucular n icad n mmkn k lan yntemi nerdi, hala ad n ta yan mutlak s cakl k le ini icat etti, okyanus tesine telgraf ekilme sini sa layan geli mi ayg tlar tasarlad . Bildi imiz gemi pusulas n n icad ndan tutun, ilk derinli k lerin (iskandilin) yarat m na kadar, gemi ta mac l n n ve deniz yolculu unun geli imine say s z katk da bulundu. Ve bunlar sadece pratikteki ba ar lar yd . Termodinami in kinci Yasas 'na olan katk lar bilhassa nemlidir. Bu yasalar irdelemek iin ba l ba na bir kitap yazmak gerekir, ama ben s rf size biraz fikir vermek iin burada kimyac P. W. Atkins'in u basit zetini aktaraca m: Drt Yasa vard r: S f r nc , Birinci, kinci ve nc. Bunlardan ilk tasdik edileni nc s rada yer alan kinci Yasa olmu tur; yasalardan ilki olan S f r nc Yasa en son, Birinci Yasa ise ikinci formle edi lendir; nc Yasa di erleriyle ayni anlamda yasa bile say lmaz. zetle, kinci Yasa her zaman biraz enerjinin israf edildi ini syler. Hibir ayg t srekli hareket halinde olamaz, nk ne kadar etkili olursa olsun mutlaka enerji kaybede cek ve sonunda bo alacakt r. Birinci Yasa enerji yaratman n mmkn olmad n , nc Yasa ise s cakl klar mutlak s f ra indiremeyece inizi syler; her zaman bir miktar art k s cakl k kalacakt r. Dennis Overbye' n vurgulad gibi; ana yasaya kimi zaman u aka yollu ifadeyle de inilir: (1) kazanamazs n, (2) mutlaka zarar edersin ve (3) oyundan kamazs n. ELLER KANLI B L M Madem ki sonradan kklerini kurutacakt , Tanr canl trlerini ne diye yaratm t ? Smith katmanlar n gizemini znce, nesil tkeni lerine ili kin kuramlar n yaratt ahlaki s k nt daha da byd. Her eyden nce, Tanr n n yarat klar arada s rada de il, tekrar tekrar yeryznden sildi i do rulanm oluyordu.

TEMEL MADDELER 1750 lerde Karl Scheele ad nda sveli bir kimyac , sekiz element ke fetti: klor, flor, manganez, baryum, molibden, tungsten, nitrojen ve oksijen. Amonyak, gliserin ve tanen gibi birok y ararl bile imi de o ke fetti ve klorun bir beyazlat c olarak ta d ticari de eri gren ilk ki i oldu. esrarengiz bir elan vital'in, yani cans z nesnelere can veren gcn sakl oldu u da d nlyordu. Bu semavi zn nerede sakl oldu unu bilen yoktu, ama olas grnen iki ey vard : Onu elektrik okuyla canland rabilirdiniz. Kimyan n iki kola ayr lmas n n sebebi de buydu: organik kimya (elan vital'e sahip oldu u d nlen maddeler iin) ve inorganik kimya ( elan vital'e sahip olmayanlar iin). Lavoisier'nin hi yapmad bir ey varsa, o da bir element ke fetmektir. Ama o kendi ke iflerini yapmak yerine, ba kalar n nkileri inceleyip anlamland rmaya al t . Oksijeni ve hidrojeni gere e uygun biimde te his edip, ikisine modern isimlerini kazand rd . K sacas , kimyaya sa laml k, a kl k ve yntemsellik getirilmesine yard mc oldu. maddenin dn trlebilece ini, ama ortadan kald r lamayaca n ilk fark eden onlar (kar koca Lavoisier ler) oldu. Frans z Devrimi'yle ayn dneme denk geldi ve bu defa Lavoisier kesinlikle yanl taraftayd . 1800'lerin erken dnemlerinde ngiltere'de, gldrc gaz diye bilinen diazot monoksit kullan m na son derece keyifli bir sarho luk duygusunun e lik etti i ke fedildikten sonra, bu gaz solumak moda halini al d . Diazot monoksitin anestezik olarak kullan lmaya elveri li oldu u, 1846'ya kadar ke fedilemedi. Rumford kontu, 1753 y l nda Massachusetts'in Woburn kentinde, atafats z bir adla, Benjamin Thompson olarak dnyaya geldi. 1791'de Kutsal Roma mparatorlu u'nun Rumford Kontu unvan n ald . ak kanlar n konveksiyonu (ta n m ) ve okyanus ak nt lar n n dola m ilkelerini ilk kez a kl a kavu turdu. Ayr ca, filtre kahve makinesi, termal ama r ve halen Rumford'un ad yla an lan bir tr mutfak oca dahil olmak zere, yararl birka bulu a imzas n att . Humphry Davy, pe pe e yeni elementler ke fetmeye ba lad : potasyum, sodyum, magnezyum, kalsiyum, stronsiyum ve alminyum. elektroliz diye bilinen dahiyane bir teknik geli tirmi olmas yd . Toplam on iki element ke fetti: o zamanlar bilinen element toplam n n be te biri. 1808'de John Dalton, atomun do as n anlamaya ba layan ilk ki i oldu. 1811'de Carlo Avogadro de eri ilerde anla lacak bir ke ifte bulundu: Ayn s cakl k ve bas n ko ullar alt nda, e it hacimdeki de i ik gazlar n, trleri ne olursa olsun, ayn say da molekl ierece ini ke fetti. Mendeleyev 1869'da otuz be ya ndayken, elementleri dzene sokman n bir yolunu bulmak iin kafa yormay a ba lad . O s ralar, elementler ekseriyetle ik i ekilde grupland r l rd : ya atom a rl na gre (Avogadro Yasas kullan larak), ya da ortak zelliklerine gre (mesela metaller ya da gazlar gibi kategorilere

ayr larak). Mendeleyev'in r aan bulu u, bu ikisinin ayn tabloda birle tirilebilece ini grmek oldu. zellikler periyodik olarak tekrarland iin, icat periyodik tablo ad n ald . Ortaya kan tablo, boyuna okundu u zaman bir ili ki grubunu, enine okundu u zaman ba ka bir ili ki grubunu gsteriyordu. A klamak gerekirse, dikey stunlar benzer zelliklere sahip kimyasallar bir araya getirir. yatay diziler de kimyasal elementleri atom ekirdeklerindeki proton say s na, yani atom numaras olarak bilinen de ere gre, kkten by e do ru s ralar. ( atom numaras atom a rl ile kar t r lmamal d r; atom a rl belli bir elementin proton ve ntron say lar n n toplam d r.) Kimyasal Elementlerin Periyodik Tablo su, tarih boyu tasarlanm en gzel organizasyon emas d r Gnmzde bilinen yakla k 120 element vard r: do ada,bulunan doksan iki element ve laboratuarlarda yarat lan birka dzine daha. Mendeleyev'in zaman nda yaln zca altm element biliniyordu; ama Mendeleyev, bu kadar n n tablonun tamam n doldurmayaca n , daha pek ok paran n eksik kald n anlayacak kadar zekiydi. leride bulunacak yeni elementlerin nerelere yerle tirileceklerini, tablosunda tatminkar bir do rulukla ngryordu. 1896 da Paris te Marie Curie belli baz kaya trlerinin srekli ve ola anst miktarlarda enerji sat n , stelik bunu hacim kaybetmeksizin ve fark edilebilir hibir de i ime u ramaks z n yapt n bulgulad . bu etkiyi radyoaktiflik diye adland rd . memleketinin ad n verdikleri polonyum ve radyum. 1903'te Curie'ler Nobel Fizik dl'n Becquerel'le payla t lar. (Marie Curie 1911'de kimya dal nda ikinci bir dl kazanacak ve hem kimya hem de fizik dal nda dl alan tek ki i olacakt .) Yeni Zelanda do umlu Ernest Rutherford bu yeni radyoaktif maddelere ilgi duymaya ba lad . Frederick Soddy ad nda bir meslekta yla birlikte, bu maddelerin kk miktarlar nda muazzam enerji rezervleri bulundu unu ve bu rezervlerdeki radyoaktif bozunman n Yerkre'nin s cakl ndan byk lde sorumlu olabilece ini ke fetti. Rutherford ile Soddy , radyoaktif elementlerin bozunarak ba ka elementlere dn t n de ke fettiler. Rutherford, her zamanki pragmatist tavr yla, bunun pratikte de erli bir kullan m bulabilece ini gren ilk ki i oldu. Her radyoaktif madde rne inin yar s n n bozunmas iin gereken zaman miktar n n (me hur ad yla, yar -mrn) her zaman ayn oldu unu ve bu sabit, gvenilir bozunma h z n n bir nevi saat vazifesi grebilece ini fark etti. Bir maddenin u anda ne kadar radyasyonu oldu undan ve hangi sratle bozunmakta oldu undan yola karak geriye do ru hesaplarsan z, maddenin ya n bulabilirdiniz. Fikrini bir para uranyumlu maden cevheri zerinde s nad ve cevherin ya n 700 milyon y l olarak hesaplad : Yerkre'nin ya olarak o u insan n kabullenmeye haz r oldu undan ok daha byk bir rakamd bu. Tketim mallar nda radyoaktif madde kullan m 1938'e dek yasaklanmad . Bu; Madam Curie iin art k ok geti, nk 19 34 te lsemiden lm t. Radyasyon gerekten de yle zararl ve kal c d r ki, imdi bile Madam Curie'nin 1890 lardan kalma notlar na dokunmak son de rece tehlikelidir. 7

III Y EN B R A DO UY OR
EINSTEIN IN EVREN Yale niversitesi'nin utanga bilginlerinden J.Willard Gibbs, ad o u insan taraf ndan bilinmeyen en ak ll ki idir belki de. Gibbs in yapt , esas itibariyle uydu: termodinami in yaln zca buhar makinesi gibi byk ve grltl icatlar n retimi le inde, s ve enerji iin geerli olmad n , kimyasal reaksiyonlarda da atomik dzeyde mevcut ve etkili oldu unu gstermek. Yirminci yzy la girildi inde, bilimin i inin bitti ine ve birka kk ey d nda ke fedilecek pek bir ey kalmad na inananlar aras na, ilgintir ki baz bilim adamlar da kat lm t . 1900' de, Planck, yeni bir "kuantum kuram " a klad . Bu kuram, enerjinin akarsu gibi sreklilik arz eden bir ey olmad n , Planck' n kuantumlar diye adland rd ayr paketler halinde olu tu unu ne sryordu. K sa vadede, n ille de dalga olmas gerekmedi ini gstererek Michelson-Morley deneyleriyle ortaya kan bulmacan n zmne yard mc olacakt . Albert Einstein bir y l iinde be bildiri sunmu tu fizik tarihinin en mthi leri aras ndayd . Birincisi Planck' n yeni kuantum kuram yard m yla fotoelektrik etkiyi inceliyor; ikincisi as lt durumundaki kk parac klar n davran m n (Brown hareketi diye adland r lan eyi) konu al yor, ncs de zel bir grelilik (rlativite) kuram n ana hatlar yla belirliyordu. Birincisi, yazar na bir Nobel dl kazand rd ve n do as n izah etti. (Ayr ca televizyon yap m n n mmkn hale gelmesine ve daha pek ok eye katk s oldu.) kincisi atomlar n gerekten de var oldu unu kan tlad . (Bu konuda nedense hala biraz ihtilaf vard .) ncsyse dnyay de i tirdi. Einstein bu sonulara salt d nerek varm t , hi yard m almadan, ba kalar n n fikirlerini dinlemeden. nl denklemi E=mc2 Denklem, en basit ifadeyle, ktle ile enerji aras nda bir e de erlik oldu unu syler. Onlar ayn eyin iki formudur : Enerji, serbe st b rak lm maddedir, madde ise meydana kmay bekleyen enerji. c2 ( k h z n n kendisiyle arp m ) son derece muazzam bir say retece ine gre, denklem bize, her maddi varl kta byk miktarda (hem de ok byk miktarda) enerji bulundu unu sylemektedir. Kendinizi a r csseli hissetmeyebilirsiniz, ama e er ortalama irilikte bir yeti kinseniz o naizane bedeniniz iinde bar nd rd n z enerji 7 x 10 18 jul potansiyel enerjiden daha az olmayacakt r. Onu nas l serbest b rakaca n z bilmeniz ve bunun bir anlam olaca na yrekten inanman z kayd yla, otuz tane ok byk hidrojen bombas kuvvetiyle patlaman za yetecek bir miktard r bu.

Her ey bir yana, zel Grelilik Kuram k h z n n sabit ve stn oldu unu gsteriyordu. Hibir ey k h z na yeti emezdi. air Paul Valery bir defas nda Einstein'a fikirlerini kaydetmek iin bir defter tutup tutmad n sormu . Einstein ona l l ama gerek bir hayretle bakm . Ah, hi lzum yok ki, diye cevap vermi . Akl ma nadiren bir fikir gelir. Grelilik esasen unu syler: Uzay ve zaman mutlak de ildir, hem gzlemciye hem de gzlemlenen eye gre de i ir ve ki i ne kadar h zl hareket ederse bu etkiler o kadar belirginle ir. Hareketimizi asla k h z na ula t ramay z. Ne kadar u ra rsak (ve ne kadar h zl gidersek) d ar dan bakan bir gzlemciye gre giderek distorsiyona (bozulmaya) u rar z. filozof Bertrand Russell, The ABC of Relativi ty (Rlativitenin Alfabesi) adl yap t nda okuyucudan, k h z n n yzde 60' na denk bir h zla yol alan, yz metre uzunlu unda bir tren d nmesini istiyordu: Peronda dikilip trenin gei ini seyreden birine, tren yaln zca seksen metre uzunl u undaym gibi grnr ve zerindeki her ey ayn oranda k sal p s k rd . Trendeki yolcular n konu malar n i itebilseydik; sesler kula m za kal n ve a r gelirdi: t pk ok yava al nan bir plak gibi. Hareketleri de gzmze ayn ekilde a r gzkrd. Trendeki saatler bile, normal h zlar n n yaln zca be te drd h zla i ler gibi grnrd. Gel gelelim, trendeki insanlar bu distorsiyon lar hi hissetmezlerdi. ( in can al c noktas da i te buydu.) Onlara gre, trendeki her ey gayet normal gz krd. Onlara sorarsan z, tuhafa s k t r lm ve yava lam grnen tek ey peronda duran bizler olurduk. Grd nz gibi, her ey hareket eden cisme gre hangi konumda bulundu unuzla alakal yd . Diyelim ki bir parktas n z ve biri sinir bozucu bir mzi k al yor. Daha uzak bir noktaya gitti iniz takdirde mzik sesinin k s lm gibi gelece ini bilirsiniz. Sebep sesin gerekten k s lm olmas de ildir elbette, mzik kayna na gre konumunuzun de i mi olmas d r, hepsi bu. Gmbr gmbr al nan bir mzi in, iki farkl gzlemci taraf ndan iki farkl ykseklikte alg lanabilece i fikri, ok kk ya da a r kanl bir eye, mesela bir smklbce e inan lmaz gelebilir. Genel Grelilik Kuram 'nda yer alan tm kavramlar n en meydan okuyucu ve sezgisellikten uzak olan , zaman n uzay n paras oldu u fikridir. Uzay-zaman genellikle yle a klan r: zerine a r ve yuvarlak bir nesne, mesela demir bir top konulmu , yass ama esnek bir madde, mesela bir ilte ya da gerilmi lastikten bir ar af d nn. Demir topun a rl , stnde durdu u maddeyi esnetir ve hafife k ertip ukurla t r r. Bu durum, kaba bir k yaslamayla, Gne (demir top) gibi byk ktleli bir cismin uzay-zaman (esnek madde) zerindeki etkisine benzetilebilir: Esnetir, bker ve arp t r. Lastik ar af n stne, bu sefer daha k k bir top yuvarlayacak olursan z, top Newton' n hareket yasalar na uygun olarak dz bir izgi do rultusunda ilerlemeye al r, ama byk ktleli cismin kp ukurla t rd blgeye yakla nca, kendisinden daha ktleli olan cisme do ru mecburen ekilip, a a ya yuvarlan r. te bu, ktle ekimdir: uzay-zamandaki e rilmenin bir sonucu. 9

Ktlesi olan her nesne, kozmos kuma stnde kk bir knt yarat r. Dolay s yla evren, Dennis Overbye' n ifadesiyle, kp ukurla an en byk ilte dir. Ktle ekimi, bu a dan bak ld nda ok nemli bir sonu olmaktan kar. Fiziki Michio Kaku' nun szleriyle, bir kuvvet de il, uzay-zamandaki arp lman n bir yan rndr. Kaku yle devam eder: Bir bak ma, ktle ekimi diye bir ey yoktur; gezegenleri ve y ld zlar hareket ettiren ey, uzay n ve zaman n, distorsiyona u ramas d r. Gnmzde astronomlar grlebilir evrende belki 140 milyar galaksi bulundu una inan yorlar. Evren tm istikametlerde h zla ve ayn lde geni lemekteydi. Evren herkese her zaman varsay ld gibi kararl , sabit, ncesiz-sonras z bir bo luk olmaktan km t art k. Ba lang c olan bir evrendi. yleyse sonu da olabil irdi. Ba lant lar kurup kendi patlama kuram n olu turmak, Georges Lemaitre ad nda (Massachusetts Teknoloji Enstits'nde doktora yapm ) Belikal bir papaz-alime nasip oldu. Kuram, ev renin ba lang ta geometrik bir nok ta oldu unu ve bu ilk sper-atom un muhte em bir patlamayla yay lmaya ba lay p, o gn bugndr geni lemeye devam etti ini ileri sryordu. Modern Byk Patlama kavram n gayet a ka ngren bir fikirdi bu, ama a n n o kadar ilerisindeydi ki YCE ATOM California Teknoloji Enstits'nn byk fizikisi Richard Feynman bir kitab nda unu gzlemlemi ti: Bilim tarihini tek bir nemli cmleye indirgemeniz gerekse, o cmle Her ey atomlardan yap lm t r olurdu. Atomlardan olu an en temel birim, ( kk ktle anlam ndaki Latince szckten gelen) molekldr. Bir molekl, az ok dengeli bir birlik iinde al an iki ya da daha fazla atomdan olu ur. Atomlar n kk, ok say da ve kolay kolay yok edilemeyecek kadar sa lam olduklar n ve her eyin onlardan yap ld n ak l eden ilk ki i, John Dalton ad nda, k t kanaat e itim grm ngiliz di. Atom fikri de, terimi de ok yeni say lmazd . kisi de eski Yunan l lar taraf ndan geli tirilmi ti. Dalton'un katk s , bu atomlar n greli byklkleri, karakterleri ve bir araya geli sreleri zerinde d nmekten ibaretti. Mesela hidrojenin en hafif element oldu unu biliyordu, bu yzden ona bir de erinde bir atom a rl vermi ti. . Rutherford' n u yorumuna kulak misafiri oldu unu an ms yor: Gbe im gnbegn byyor. Akl m da yle. Bir atoma kimyasal ki mli ini proton say s verir. Proton say s n her art rd n zda yeni bir element elde edersiniz. Ntronlar bir atomun ki mli ini 10

etkilemez, ama ktlesine katk da bulunur. Atoma bir iki n tron eklerseniz, bir izotopunuz olur. Ntronlar ve protonlar atomun ekirde ini i gal eder. Bir atom katedral bykl ne geni letilecek olsayd , ekirde i yaln zca bir sinek bykl nde olurdu, ama katedralin binlerce mi sli a rl kta bir sinek. iki topun negatif elektrik y kl alanlar birbirini iter elektrik yk leri olmasayd ; galaksiler gibi hi zarar grmeden birbirlerinin iinden geebilirlerdi. Bir sandalyeye oturdu unuz zaman, asl nda ona oturmazs n z, sandalyenin hemen stnde, ondan bir angstrm (santimetrenin yz milyonda biri) yksekli e as l kal rs n z, nk, sizin elektronlar n z ve sandalyenin elektronlar daha yak n bir temasa amans zca kar koyar. Halbuki, yirminci yzy l fizikilerinin de ok gemeden anlayacaklar gibi, elektronlar yrngede dolanan gezegenlere hi benzemez, daha ziyade f r ldak gibi dnen bir pervanenin kanatlar n and r r. Bu kanatlar yrngeleri iindeki her yeri ayn anda doldurmay ba ar r. Geri arada can al c bir fark vard r: Bir pervanenin kanatlar her yeri birden doldururmu gibi gzkr; elektronlarsa gerekten doldurur. Yeni kurama gre, yrngeler aras nda hareket eden bir elektron, yrngelerin birinde ortadan kaybolur ve aradaki bo lu a u ramaks z n, an nda bir di er yrngede yeniden ortaya kard . Kuantum s ramas diye bilinen bu nl fik ir elbette tamamen yabanc yd , ama yanl olamayacak kadar kul lan l yd da. Bohr'a 1922 Nobel Fizik dl'n kazand rd . Ntrona hakimiyet, atom bombas n n yap m iin zorunlu bir artt . [Ntronlar elektrik yk ta mad ndan, bir atomun merkezi nde yer alan elektrik alanlar taraf ndan itilmez. Dolay s yla atom ekirde ine minik torpidolar gibi f rlat larak, fisyon (nkleer blnme) diye bilinen y k c sreci ba latabilirler.] Nihayet 1926'da Heisenberg, kuantum mekani i ad yla tan nacak olan yeni disiplini retti. Bunun pratikteki anlam , bir elektronun belli bir anda nerede olaca n n asla tahmin edilemeyece idir. bir elektron gzlemlenene dek var olmaz. Ya da, biraz daha farkl bir ifadeyle; bir elektrona, gzlemlenene dek ayn anda her yerde varm ve hibir yerde yok mu gzyle bak lmal d r. ... Elektron, gne in etraf nda dolanan bir gezegen gibi ekirdek etraf nda dnmez; daha ziyade, biimsiz bir bulutu and r r. Bilim adamlar , James Trefil'in ifadesiyle beyin kapasitemizin anlamaya yetmeyece i bir evren alan yla ilk kez kar la yorlard . Ya da Feynman' n deyi iyle, kk lekteki eyler asla byk lektekiler gibi davranm yordu. madde de Alan Lightman' n szleriyle yine ivedilikle kaybolmak kayd yla , yoktan var olabiliyo rdu. Kuantum kuram na gre, parac klar n spin (f r l) diye adland r lan bir zelli i vard r. Bir parac n spinini belirledi iniz an karde parac k ne kadar uzakta 11

olursa olsun, an nda ters ynde ve ayn h zla kendi ekseni etraf nda dnmeye ba layacakt r. Bu fenomen, 1997'de Cenevre niversitesi'ndeki fizikilerin z t ynlerde yakla k 11 kilometre uzakl a fotonlar gndermeleri ve bunlardan biri zerindeki mdahalenin di erinde an nda bir tepki do urdu unu ortaya koymalar yla kan tlanm oldu. Einstein n antipatisi olduka ironikti, nk k fotonlar n n bazen parac klar gibi, bazen de dalgalar gibi davranabilece ini, yani yeni fizik biliminin can evini olu turan kavram , mucizeler y l 1905'te byk bir inand r c l kla izah eden ki i kendisi olmu tu. Tanr n n sonsuza dek s rr na var lamayacak eyler ieren bir evren yaratabilece i d ncesine Einstein' n tahamml yoktu. Dahas , uzaktan hareket (bir parac n trilyonlarca kilometre uzakl ktaki bir di er parac an nda etkileyebilece i) fikri, zel Grelilik Kuram n n kesin ihlali anlam na geliyordu. zel Grelilik Kuram , k h z n hibir eyin geride b rakamayaca na a ka hkmetmi ti, oysa imdi fizikiler kalkm , atom alt dzeyde bilginin her nas lsa k h z n geebilece inde diretiyorlard . Hepsinden nemlisi, kuantum fizi i daha evvel var olmayan bir dzensizlik dzeyi sunmu tu. Durup dururken, evrenin davran n a klamak iin iki ay r yasa grubuna, ihtiya has l olmu tu: ok kklerin dnyas iin kuantum kuram ve onun tesindeki evren geneli iin grelilik kuram . Atomlar bir arada tutan eyin ne oldu unu a klamak iin ba ka kuvvetlere ihtiya vard ve 1930'larda bunlardan ikisi ke fedildi: gl nkleer kuvvet ve zay f nkleer kuvvet. Einstein hayat n n geri kalan k sm n , bir Byk Birle ik Kuram yoluyla bu iki ayr ucu birbirine ba laman n yolunu bulmaya adad , ama hibir zaman ba aramad . KUR UNU IKARMAK 1929'da Ohio'nun Cleveland kentinde ki bir hastanede, bir buzdolab s z nt s yznden yz a k n say da insan ld. Midgley Akl eytanl a al anlara mahsus tekinsiz bir igdyle , kloroflor-karbonlar (CFC'leri) ke fetti. ayn zamanda ok gl s sngerleridir. Tek bir CFC molekl, sera etkilerini iddetlendirmekte bir karbondioksit molek lnn yakla k on bin misli etkili dir, ki karbondioksit dedi imiz ey de yabana at lacak trden bir sera gaz de ildir. Anlayaca n z, kloroflor-karbonlar n yirminci yzy l n en kt icad oldu u belki de zamanla ortaya kacakt r. Bu fikir, tm canl varl klar n ilerinde karbon-14 denilen bir karbon izotopu ta d klar ve ldkleri an bu i zotopun llebilir bir h zla bozulmaya ba lad anlay na dayan yordu. Karbon-14 n yar mr (herhangi bir rne in yar s n n yok olmas iin gereken sre) yakla k 5.600 y ld r. Sekiz yar -mr sonras nda geriye kalan, ba lang taki radyoaktif karbonun yaln zca 1/256's olur. Bu miktar gvenilir, bir lme elvermeyecek derecede azd r, dolay s yla

12

radyo karbonla tarihlendirme yntemi yaln zca k rk ksr bin y ldan ya l olmayan nesnelerde i e yarar. Yerkre iin kesin bir ya ilan etti: 4 milyar 550 milyon y l (art ya da eksi 70 milyon y l). Daha kts, atmosfere her sene muazzam miktarlarda CFC katmaya halen devam ediyoruz. Wayne Biddle'a gre, bu maddenin 1,5 mily ar $ de erindeki 27 milyon kilosu, her y l piyasaya girmenin bir yolunu hala buluyor. yleyse onu kim retiyor ? Biz retiyoruz . Daha do rusu, byk irketlerimizden biro u okyanus tesindeki fabrikalar nda CFC retiyorlar. nk CFC nc Dnya lkelerinde 2010'a kadar yasaklanmayacak. MUSTER MARK IN KUVARLARI Elde edilen son kan tlar, evrendeki galaksilerin bizden h zla uzakla makla kalmad klar n , bunu ivme kazanan bir h zla yapt klar n da d ndryor. Kurama gre uzay bo lu u o kadar da bo de il: Yoktan var olup, vardan yok olan madde ve anti madde parac klar yla dolu ve bunlar evreni ivme kazanan bir h zla d ar ya do ru itiyor. Uzun laf n k sas , bize ve birbirlerine olan uzakl klar n do ru drst bilmedi imiz y ld zlarla evrili, tan mlayamad m z maddelerle dolu, zelliklerini yeterince anlayamad m z fizik yasalar na riayet eden, kesin ya n hesaplayamad m z bir evrende ya yoruz. YERKRE KIPIRDIYOR Holmes, ilk kez 1944'te yay mlanan Fiziksel Jeolojinin lkeleri adl popler ve etkili kitab nda, esaslar gnmzde hala geerli olan k talar n kaymas kuram n olu turdu. Uzak gemi in bir dneminde Britanya kendi ekseni etraf ndan dnm ve sanki zincirlerinden kurtulmu as na kuzeye do ru belli bir mesafe alm t . Dahas , Avrupa ile Amerika'n n ayn dnem iin geerli olan manyetik kay t haritalar n n, yan yana getirildiklerinde birbirlerine y rt lm bir ka t paras n n iki yar s gibi t pat p uydu unu da ke fettiler. Bu son derece esrarengiz bir durumdu. deniz tabanlar n n tam da Hess taraf ndan nerildi i gibi yay lmakta oldu unu ve k talar n da hareket etti ini ispatlad lar Ba lang ta onlar kabuk bloklar ya da bazen d eme ta lar gibi isimlerle and lar. Ancak 1968 sonlar nda, o gn bugndr kullan la gelen ad ald lar: levhalar. Ayn makale bu yeni bilime levha tektoni i ad n verdi. Bugn yeryznn sekiz ila on iki by k levha ile yirmi kadar kk levhadan olu tu unu (byk ve kk s fatlar n nas l tan mlad n za ba l olarak de i en bir tespittir bu) ve hepsinin farkl ynlerde ve farkl h zlarda hareket etti ini biliyoruz.

13

zlanda, tam ortas ndan ikiye ayr lm t r ve bu da onu tektonik a dan yar Amerikal yar -Avrupal k lar. Kresel Konumland rma Sistemleri (GPS) sayesinde Avrupa'yla Kuzey Amerika'n n neredeyse bir t rna n byme h z yla (insan t rna mr boyu a a yukar iki metre byr) birbirinden ayr lmakta oldu unu grebiliyoruz. Yeterince uzun ya asayd n z Los Angeles'la birlikte San Francisco'ya do ru kayabilirdiniz. Bizi bu de i imlerin fark na varmaktan al koyan tek ey mrlerimizin k sal d r.

IV TEHL KEL GEZEGEN


TEHL KEL GZELL K Bu olay n global nfusu topu topu birka bin ki iye indirerek insanl yok olu un e i ine srklemi olabilece i d nlyor. Bu da, tm modern insanlar n ok kk bir nfus taban ndan remi olduklar manas na gelir ve genetik e itlilikten yoksunlu umuza a klama getirir. Yukar da, Beartooth Gap'te neredeyse milyar y ll k kayalar var. Yerkre'nin olu mas ndan bu yana geen zaman n drtte dr bu. Dnyan n ilk ekstremofillerini ke fetmi lerdi. Halbuki o zamana kadar 50 santigrat derecenin stndeki s cakl klarda hibir eyin canl kalamayaca d nlrd, ama i te bu organizmalar neredeyse iki mi sli s cakl ktaki i ren ve asidik sularda mutlu mesut ya amaktayd . NASA bilim adamlar ndan Jay Bergstralh'un ifadesiyle: Yeryznn neresine gidersek gidelim, ya ama en d manca davranan ortamlarm gibi grnen yerlerde bile, s v su ve bir kimyasal enerji kay na bulursak mutlaka ya am da buluruz.

V Y A A MIN KEND S
E S Z GEZEGEN Ay' n sabitleyici etkisi olmasayd , Yerkre durmaya yz tutmu bir topa gibi yalpalard . Ama bu sonsuza dek byle gitmeyecek. Ay, y lda yakla k 4 santimetrelik bir h zla elimizden ka yor. imdiyse, nceki blmlerden hat rlayaca n z gibi, yakla k 4,5 milyar y l nce Mars bykl nde bir cismin Yerkre' ye arpt na ve bu arp ma sonucunda Ay' olu turmaya yetecek mik tarda maddenin moloz halinde uz aya sa ld na inan yoruz. dinozorlar bir zamanlar bir meteor yz nden yeryznden silinmeseydi mesela

14

Az ok geli mi , d nen bir topluluk haline gelmek istiyorsan z, yeterince uzun istikrar dnemleri ieren ok uzun bir olaylar zincirinin do ru ucunda olmal s n z. Astatin mesela, hemen hi ince lenmemi tir. Periyodik tabloda bir ad ve yeri vard r: Marie Curie'nin polonyumunun yan ba ndad r. Ama ba kaca hibir eyi yok gibidir. en ele geirilmezi fransiyumdur. Fransiyum o kadar ender rastlanan bir elementtir ki gezegenimizin tamam n n her zaman iin yirmiden daha az fransiyum atomu ieriyor olabilece i d nlmektedir. Romal lar da araplar n kur unla tatland r rlard . Eskisi kadar gl olmamalar n n sebeplerinden biri de bu olsa gerek. Fiziki Richard Feynman, aposteriori saptamalar hakk nda yle bir espri yapard : Biliyor musunuz, bu ak am ak l almaz bir ey geldi ba ma, derdi. Plakas ARW 357 olan bir araba grdm. D nebiliyor musunuz ? Bu ak am eyaletteki onca plaka aras ndan o mstesna plakay grme olas l m ne kadard acaba ? nan l r gibi de il do rusu. Anlatmak istedi i elbette uydu: Her ola an durumu ola anst gstermek kolayd r, yeter ki onu kaderin bir cilvesiymi gibi d nn. TROPOSFER VE TES Atmosferin gazl dolgusunun tamam 4,5 metre kal nl kalkan na e ittir. nda koruyucu bir beton

Tropopoz terimindeki poz eki geici bir duraklamay de il, tam bir duru u ifade eder; menopozla ayn Yunanca kkten gel ir. Gne atomlara enerji verir. Onlar hareketlendirir ve atomlar da hareketlendikleri zaman birbirlerine arparak s a a kar rlar. Bir yaz gn gne in s cakl n s rt n zda hissetti inizde, hissetmekte oldu unuz ey uyar lm atomlard r asl nda. Ne kadar ykse e t rman rsan z, havadaki molekl say s o kadar azal r, dolay s yla aralar ndaki arp malar da seyrelir. O ekstra yar m tonluk bas n alt nda ezilmi lik hissetmemenizin sebebi vcudunuzun denizin derinliklerinde ezilmemesinin sebebiyle ayn d r: Vcudun byk blm, bas nc geri iterek i ve d bas nlar dengeleyen, s k t r lamaz s v lardan olu ur. Kre etraf nda her an 1.800, her gn, 40.000 kadar boran i ba ndad r. Gece gndz gezegenin her yan na her saniye a a yukar yz y ld r m d er. Gkyz ok hareketli bir yerdir. Popler tabiriyle a k hava trblans yolculuklar na renk katar. diye bilinen bir tr dalga hareketi uak

Havay atmosferde dola t ran sre, gezegenin i motoru al t ran srele ayn d r; konveksiyon (yani ta n m). Ekvator blgelerinden ykselen nemli ve l k hava tropopoz bariyerine arp p yay l r. Ekvatordan uzakl a p so uduka, h zla

15

alal r. Dibe vurdu unda, ken havan n bir k sm kendine doldurabilece i alak bas nl bir alan arar ve yeniden ekvatora ynelerek evrimi tamamlar. Gne 'ten gelen s cakl k atmosfere e itsiz da ld ndan, gezegen stndeki hava bas nc nda farkl l klar do ar. Rzgar havan n denge sa lamaya al ma yoludur. Hava, pek tabii ki, her zaman yksek b as n blgelerinden alak bas n blgelerine akar. Bas nlar aras ndaki fark ne kadar bykse, rzgar o kadar h zl eser. Bir tropik kas rga, Britanya ya da Fransa gibi zengin, orta byklkte bir lkenin bir y lda tketti i elektrik miktar kadar enerjiyi yirmi drt saat iinde a a karabilir. Yerkre, ekvatorda saatte 1.675 kil ometrelik evik bi r h zla dnyor olsa da, kutuplara yakla t ka dnyan n dn h z hat r say l r lde azal r: Demek ki ekvatora yakla t ka daha h zl dnyor olmal s n z. bulutlar byk su hazneleri de ildir. Yeryzndeki tatl sular n her an yaln zca yzde 0,035 kadar ba m z n stnde gezinir. Her sa anakta yere d en su molekllerinin yakla k yzde 60' bir iki gn iinde atmosfere iade edilir. Buharla t ktan sonra ya mur olarak geri dnene kadar gkyznde en fazla bir hafta Drury'ye gre on iki gn kal r. Akdeniz gibi byk bir su ktlesi bile, srekli olarak beslenmedi i takdirde bir y l iinde kurur. Denizler, muazzam miktarlarda karbonu emip evremizden uzakla t rarak gvenli imizi sa lar. Dnya ikliminin istikrarl ve serin kalmas n ya ama borluyuz. Dover Bo az k y lar ndaki Beyaz Yal yarlar gibi ola anst bir do al olu uma bakarken onlar n minik deniz organizmalar n llerinden olu tu unu d nmek hayret vericidir, ama ne kadar ok karbona el koyarak biriktirdiklerini fark etti inizde hayretiniz daha da byr. Atmosfere eklenip duran karbon at ormanlar n da katk s var. n n temizlenmesinde okyanuslar kadar

Do al biyosferin emisyonlar m z n etkilerini tamponlamak suretiyle bizi korumay kesti i ve hatta bu etkil eri bytmeye ba lad kritik bir e ik vard r. Kresel s nmada kontrolsz bir art kaydedilmesinden korkuluyor. Bu durumda, uyum sa layamayan pek ok a a ve bitki lecek ve depolad karbonu evreye salarak durumu daha da vahimle tirecek. DERYA DEN Z nsanlar n bile yzde 65'i s v dan ibarettir.

16

o u s v donduruldu u zaman a a

yukar yzde 10 oran nda klr.

Su, donmas na ramak kald nda, asi, mucizevi ve son derece olanaks z bir davran gstererek geni lemeye ba lar. Neyse ki su kimya kurallar ndan da fizik kanunlar ndan da haberi yokmu gibi davran r. Yerkre'de 1,3 milyar kilometrekp su vard r ve olup olaca bu kadard r. Sistem kapal devre al r: Yani hibir ey eklenemez ve eksiltilemez. mekte oldu unuz su, dnya kurulal beri devridaim halindedir. Okyanuslar imdiki hacimlerine tahminen 3,8 milyar y l nce kavu mu tur. Dnya sular n n yzde 3'n olu turan tatl sular n o u buz katmanlar halindedir. Yaln zca az bir miktar (yzde 0,036's ) gllerde, nehirlerde ve bentlerde bulunur. Daha da az bir k sm (yaln zca yzde 0,001'i) bulut ya da buhar halindedir. Gezegendeki buzlar n yakla k yzde 90' Antarktika'da, geri kalan n o uysa Grnland'da d r. Pasifik'in bat yakas ,Yerkre'nin kendi ekseni etraf ndaki dn nn yaratt merkezka kuvvetin bir sonucu olarak, yakla k yar m metre daha yksektir. Keza, dnyan n, do u ynndeki dn de suyu okyanusun bat s n rlar na y ar. 10.918 metreye inmek drt saatten az vakitlerini ald . derinli e ilk ve son ini iydi bu. insano lunun bu

Bakterilerse kendi enerji ve besinlerini bacalardan durmaks z n bo alan ve yzey yarat klar iin son derece toksik olan hidrojen slfrden al yordu. Efsanevi dev mrekkep bal n ele alal m, dokunalar n n uzunlu u 18 metreyi bulabilir. Le leri nedense genellikle Yeni Zelanda'n n South Island sahille rine vurur. ok say da olmal lar, nk ispermeet balinas n n diyetinde esasl bir yerleri var. YA AMIN DO U U 1953'te, Chicago niversitesi'nde lisans st renim gren Stanley Miller, kk bir i eye ilkel bir okyanusu temsilen biraz su, ikinci bir i eye de Yerkre'nin ilk atmosferini temsilen me tan, amonyak ve hidrojen gazlar ndan olu an bir kar m koydu. Sonra bu iki i eyi lastik hortumlarla birbirine ba lay p, ilerine y ld r m niyetine elektrik k v lc mlar gnderdi. Birka gn sonra, i elerdeki su, bol bol amino asit, eker ve di er organik bile imler ieren ye ilimt rak bir bulamaca dn m t. ayet Tanr bu i i byle yapmad ysa, diye gzlemledi M iller' n sevinten havalara uan dan man Nobel dll Harold Urey, byk f rsat ka rm demektir. Sorun amino asit yaratmakta de il zaten. Sorun, protein yar atmakta. Proteinler amino asitlerin bir araya gelip dizilmesiyle olu ur ve insanlar n ok say da amino aside ihtiyac vard r. 17

Dnyada do al yollarla olu tu u bilinen amino asit say s asl nda yirmi ikidir ve yenileri ke fedilmeyi bekliyor olabilir, ama insan n ve di er canl varl klardan o unun olu umu iin bunlardan yaln zca yirmisine gerek vard r. Bir protein bu yap sal kompleksli e ula m olsa da, kendini o altamad takdirde hibir i inize yaramaz ve proteinler kendilerini o altamaz. Bunun iin DNA'ya ihtiyac n z vard r. Proteinler DNA's z var olamaz ve DNA da proteinsiz i e yaramaz. Ya am n unsurlar ancak besleyici ve korunakl bir hcre iinde bir araya gelince ya am ad n verdi imiz muhte em dansa kat labilir. Zar olmayan bir atom il gin bir kimyasal maddeden ba ka hibir ey de ildir. Ya proteinler ans z n oluvermediyse ? Ya evrimle tilerse ? Evet, proteinlerin kendili inden ve ayn anda olu tu u ileri srld nde, Hoyle' n ve aralar nda birok ate li yarat l n n da bulundu u di er bilim adamlar n n itiraz , esas itibariyle bu olmu tu. Kr Saati adl yap t nda Richard Dawkins' in savundu u gibi, amino asitlerin topaklar halin de bir araya gelmesini sa layan birikimli bir tr seme i lemi meydana gelmi olmal . Do ada bir sr molekl bir araya gelerek polimerler denilen uzun zincirler olu turur. ekerler ni astalara dn me iin boyuna birle ir. Kristallerin adeta canl ym gibi yapabildi i bir dolu i vard r: Kopyalanabilir, evresel uyar lara kar l k verebilir, anlaml bir komplekslik gel i tirebilirler. ama kendili inden olu mu s ral dizili lerin haddi hesab yoktur: Kar tanelerinin byleyici simetrisinden tutun, Satrn' n gzel halelerine kadar her eyde bulabilirsiniz onlar . Belikal biyokimyac ve Nobel dl sahibi Christian de Duve'nin szleriyle, maddenin oldu u yerde mutlaka ya am da vard r, ko ullar elverdi i takdirde ya am ka n lmaz olarak ortaya kacakt r. Dawkins'in belirtti i gibi: Canl varl klar olu turan maddelerin zel olan hibir yan yoktur. Canl varl klar da ba ka her ey gibi molekl topluluklar d r. Gnmzdeyse ya am n 3,85 milyar y l nce ba lad d nlyor, ama bu inan lmaz derecede erken bir tarih. nk Yerkre'nin yzeyi 3,9 milyar y l ncesine kadar kat la mam t bile. Lord Kelvin 1871 gibi erken bir tarihte ya am n tohumlar n n dnyaya bir gkta taraf ndan at lm olabilece ini ileri srm t. Murchison meteoridi nin 4,5 milyar y ll k oldu u ve tam yetmi drt e it amino asitle bezeli oldu u saptand .

18

Bunlara benzer yeterince ta n elveri li bir yere, mesela Yerkre'ye d mesi halinde, ya am iin gereken temel elementler sa lanm olur. Panspennia (ya am n uzaydan geldi i gr ) iki sorun ierir.

Ya am ba latan olay her ne olursa olsun, yaln zca bir defa oldu. Hepimiz, neredeyse drt milyar y ld r nesilden nesile aktar lan tek bir genetik marifetin rnyz. Arkeyen dnyas nda y ldnmleri seyrek ve uzun aral yd . ki milyar y l boyunca bakteriyel organizmalar yegane ya am formlar oldu. Ya ad lar, rediler, kmelendiler, ama daha meydan okuyucu bir varolu dzeyine gemeye hi e ilim gstermediler. fotosentezi icat ettiler. 1961' de, Avustralya'n n ss z kuzeybat k y s ndaki Shark Krfezi blgesinde canl bir stromatolit toplulu unun ke fi byk a k nl k uyand rd . Stromatolitler dnyan n 3,5 milyar y l nceki halinin canl kal nt lar na bak yor olman n Stromatolitler, iki milyar y l iinde buna benzer kk gayretlerle dnya atmosferindeki oksijen seviyesini yzde 20'ye kararak, ya am tarihinin bir sonraki ve daha kompleks safhas na zemin haz rlad lar. KKLER N DNYASI Onlara kar tek silah m z olan antibiyotikleri bu kadar bol keseden harcamasayd k, bakterilerle ba etmekte ok daha ba ar l olabilirdik. Dikkate de er bir tahmine gre geli kin dnyada kullan lan antibiyotiklerin yzde 70 kadar dzenli olarak yemlerine kat lmak suretiyle iftlik hayvanlar na verilmektedir. ABD hastanelerinde y lda yakla k on drt bin ki i hastaneden kapt klar enfeksiyonlar yznden lyor. Ba ka pek ok hastal n bakteriyel kkenli olabilece i ke fedileli beri, antibiyotikleri yerli yersiz kullanman n ne korkun bir hata oldu unu daha iyi anlamaya ba lad k. kalp hastal , ast m, artrit, multipl skleroz, bi rka zihinsel hastal k tr, birok kanser, hatta obezite gibi t m di er hastal klarda bakteriyel bir unsurun etkili oldu unu ya da pekala olabilece ini gstermi tir. Virs, garip ve sevimsiz bi r yarat kt r. kt haberlerle evrili bi r para nkleik asit tir. Bakterilerden daha kk ve daha basit yap daki virsler kendi ba lar na canl de ildir. zole edildiklerinde at l ve zarars zd rlar. Ama onlar uygun bir konak organizmaya yerle tirdi iniz an derhal faaliyete geerler: Canlan rlar. 1943 te elektron mikroskobunun icad na dek, iek hastal yzy lda tahminen 300 milyon insan ldrm tr. s rf yirminci

Yeni ve inan lmaz biimler alarak dnyay k r p geirdikten sonra ortaya kt klar kadar abuk yok olma kapasiteleri de tyler rpertici boyutlardad r. 1916'da 19

ya anan benzer bir vakada, uyku hastal yznden On sene iinde hastal k be milyon kadar insan can ndan etti ve sonra sessiz sedas z yok oldu. Birinci Dnya Sava drt sene iinde 21 mil yon insan n lmne sebep oldu; domuz gribiyse ayn i i meydana k n izleyen drt ay iinde becerdi. Birinci Dnya Sava nda len Amerikal askerlerin neredeyse yzde 80' i d man ate i yznden de il, grip yznden can verdi. Baz birliklerde zayiat yzde 80'i buluyordu. Deer Island askeri cezaevinde gnll mahkumlar zerinde testler yapt lar. Bu testlere hunharl k demek az kal r. gnll olan yz adam aras ndan altm ikisi doktorlar taraf ndan denek olarak seildi. Hibiri gribi kapmad , bir tanesi bile. Hastalanan tek ki i ceza evinin doktoru oldu, o da abucak ld. mahkumlar do al bir ba kl k kazanm lard . 1918'de ya anan grip salg n n n muallakta kalan ya da hi anl a lmayan pek ok yan vard r. nas l olup da ans z n her yerde, okyanuslarla, s rada larla ve di er do al engellerle ayr lm topraklarda ortaya km oldu udur. Virsler bir konak organizma d nda birka saatten fazla ya ayamaz. Olas cevap udur: Yaln zca hafif semptomlar gster en ya da hi gstermeyen insanlar taraf ndan kulukaya yat r lm ve yay lm t . Bu cevap 1918 salg n n n yayg n da l m n a klamaya yeter, ama birka ay pusuya yatt ktan sonra a a yukar ayn anda her yerde patlak vermeyi nas l ba ard n a klayamaz. o u grip lme yol amazken, 1918 gribi neden bu kadar gaddarca ldrcyd ? Hala hibir fikrimiz yok. AIDS'in ba lang ta kimse taraf ndan tahmin edilmeyen uzunlukta bir sredir aram zda dola t n art k kesinkes biliyoruz. ngiltere'de ki Manchester Kraliyet Hastanesi ara t rmac lar 1959'da tedavisi mmkn olmayan esrarengiz sebeplerden tr len bi r denizcinin asl nda AIDS'li oldu unu ke fettiler. Ama her nedense, izleyen yirmi sene sresince hastal k genel olarak pasif kald . HAYAT DEVAM ED YOR Ya am neredeyse drt milyar y l boyunca belirgin hi bir gayret gstermeksizin kompleksli e do ru aheste aheste ilerlemi , sonra aniden, be ila on milyon y l gibi k sac k bir zaman zarf nda, bugn hala kullan mda olan temel v cut tasar mlar n n hepsini birden retivermi ti. Ya am tarihi, diye yazd Gould, toplu imhalar hayatta kalan birka soydaki farkl la malar n izledi i bir ykdr, durmaks z n artan bir mkemmeliyet, komplekslik ve e itlilik masal de il. Evrimsel ba ar dedikleri ey, me erse bir piyangoymu . Birok bilim adam Gould'un kanaatlerine hi kat lm yordu ve bu tav r yak nda ok irkin bir hal alacakt . Kambriyen ba lam nda patlama terimi, eski fizyolojik gereklerden ziyade modern galeyanlarla ba da t r l r olacakt . 20

Asl nda kompleks organizmalar n Kambriyen den en az yz milyon y l nceden var oldu unu art k biliyoruz. ... Bu kayalar Kambriyen patlamadan da evvel olu mu tu. Ediacara yarat klar n n hepsi de diploblastikti, yani iki doku katman ndan olu uyordu. Deniz analar hari, gnmzde btn hayvanlar triploblastiktir. Bitkilerle hayvanlar aras ndaki ayr m gnmzde bile her zaman ok net de ildir. Mesela modern sngerler hayatlar n tek bir noktaya yap k vaziyette geirirler ve ne gzleri, ne beyinleri, ne de arpan bir kalpleri vard r, ama onlar yine de hayvand r. Sald rmakta oldu u gr e, yani evrimin insano lu gibi bir zirveye do ru durmaks z n ilerledi i fikrine 50 y ld r kimsenin inand yok ki z aten, diye kpryordu Dawkins. nsano lunun dzenli bir geli imin rn oldu u kadar, do an n bir rastlant s da oldu unu ister istemez kabulleniy orlar, demi ti. Dawkins, Bah van n tekinin bir me e a ac na bak p hayretle yle d nmesi kadar garip bir eydir bu: Bu a ac n y llard r hi yeni byk dal vermemi olmas tuhaf de il mi ? Gnmzde yeni geli imler sadece srgn dzeyinde olu uyor anla lan. Farkl trilobit cinslerinin yerkrenin drt bir yan nda, birbirinden ok ayr noktalarda, a a yukar ayn zamanlarda esrarengizce ortaya km olmas zellikle d ndrcyd. ok daha uzak bir gemi te soyu ba latan bir atalar n n olmas gerekti ini gsteren hibir kan t bundan daha gl olamaz. Kusursuzca i leyen, kompleks bir or ganizma olmak iin ille de byk olmak gerekmez. Kambriyen patlama diye tabir edilen olgu, yeni vcut tiplerinin aniden ortaya k ndan ziyade, belki y aln zca vcut boyutlar ndaki bymeden ibaretti. diyor Fortey. Memeliler nas l yz milyon y l boyunca, dinozorlar yeryznden silinene dek do ru zaman beklemi ve sonra da grn e bak l rsa gezegenin drt bir yan nda ans z n ortaya k p o alm sa, Dinozorlar yok olduktan sonra memelilerin vcut boyutlar n n arp c bir h zla byd n biliyoruz. Geri h z derken elbette jeolojik ba lamda bir h z kastediyorum. Milyonlarca y ldan sz ediyoruz hala. HER EYE ELVEDA Liken yeryzndeki gzle grlebilir organizmalar n en dayan kl lar ndan biri say l r, ama ayn zamanda en ihtirass zlar aras ndad r. norganik ta lar kendili inden canl bitkilere dn yor ! 21

Likenler sihirli olmaktan ziyade ilginti. Onlar asl nda bir mantar-alg ortakl Zorlu ortamlarda serpilen o u canl gibi, likenler de yava byr.

d r.

Ya am n s rf olmu olmak iin oldu u d ncesini gz ard etmek kolayd r. Biz insanlar ya am n mutlaka bir amac olmas gerekti ine inanmaya e ilimliyiz. Ama bir liken iin ya am nedir ? Onun var olma drts de her ynyle bizimkisi kadar gldr, hatta belki daha da gl. K sacas ya am yaln zca var olmak ister. Ama ne ilgintir ki o u zaman var olmak i in yan p tutu maz. Bu belki de biraz tuhaft r, nk ya am n ihtiraslar geli tirmek iin ok vakti olmu tur. 4,5 milyar y ll k Yerkre tarihinin tek bir normal dn yevi gne s d r ld n farz ederseniz, ya am ok erken ba lar: Sabah saat 4 gibi, ilk basit, tek hcreli organizmalar n do u uyla birlikte. Ama sonra, takip eden on alt saat sresince hibir ilerleme gstermez . Ak am saat neredeyse 20:30'a, yani gnn alt da be i geride kalana dek, k p rdak bir mikrop tabakas ndan ba ka evrene gsterebilece i hibir canl s yoktur dnyan n. Derken, nihayet ilk deniz bitkileri belirir, bundan yirmi dakika sonra da ilk denizanalar ve Reginald Sprigg taraf ndan Avustralya'da ke fedilen esrarengiz Ediacara faunas ortaya kar. Saat 21:04'te trilobitler yzerek sahne al r ve neredeyse hemen arkas ndan, Burgess eyli'nin endaml yarat klar boy gsterir. 22:00'den hemen evvel, karalarda bitkiler peyda olur. Az sonra, gnn sona ermesine iki saatten az kala, ilk kar a yarat klar belirir. Havan n on dakikal na l k kalmas sayesinde saat 22:24'e kadar btn kmrlerimizi art klar na borlu oldu umuz byk karbonifer ormanlar yeryzn kaplar ve ilk kanatl bcekler grlmeye ba lan r. 23:00'ten hemen evvel dinozorlar sahne al p; yakla k k rk be dakikal na saltanat srer. Gece yar s na yirmi bir dakika kala yok olurlar ve memeliler a ba lar. nsanlar gece yar s na bir dakika on yedi saniye kala ortaya karlar. Bu lekte, kay tl tarihimizin tamam birka saniyeden uzun srmeyecek, tek bir insan mr bir lahzay zor dolduracakt r. Bu giderek h z kazanan gn boyunca, k talar pervas zca bir o yana bir bu yana kay p arp r. Da lar bir ykselip bir alal r, okyanus tabanlar bir gider bir gelir, buz katmanlar bir ilerler bir ekilir. Ve btn bunlar olup biterken, dakikada yakla k defa, gezegenin bir yerlerinde Manson'a d en gkta bykl nde, hatta ondan da byk bi r meteorun arp na alamet eden fla lar patlay p sner. Byle insafs zca h rpalanan dirliksiz bir ortamda, herhangi bir eyin canl kalabilmesi mucizedir. Bunu uzun sre ba arabilen ok fazla canl da yoktur zaten . Bu 4,5 milyar y ll k tablonun son derece yeni bir paras oldu umuzu kavraman n belki daha da etkili bir di er yolu ise, kollar n z iki yan n za olabildi ince uzat p elleriniz aras nda kalan mesafenin btn Yerkre tarihini temsil etti ini d nmektir. Bu lekte, Basin and Range (Havzalar ve Da lar) adl kitab n yazar John McPhee'ye gre, bir elinizin parmak ular ndan br elinizin bile ine kadar olan mesafe Prekambriyen zamand r. Kompleks ya am n tamam tek bir elde toplan r, yani orta kal nl ktaki bir t rnak trpsyle insanl k tarihinin kkn kaz mak mmkndr. 22

gerek u ki, dnyadaki ya am n son derece yerinde bir di er zelli i daha vard r: Nesli tkenir. Bu by le gelmi , byle gidecektir. Trler, bir araya gelip soylar n koruma yolunda verdikleri onca mcadeleye ra men, dikkate de er bir rutinlikle da l p lrler. hem ot hem de et yiyen y eni bir y rt c hayvan n peyda olu u denizlerde tedirginlik yarat yordu. Bu hayvan k pekbal yd . Bitkiler karalarda kolonile me srecine yakla k 450 milyon y l nce ba lad . l organik maddelerin onlar ad na paralan p yeniden kullan ma sokulmas iin ihtiya duyduklar minik keneler ve di er organizmalar da mecburen onlara e lik etti. Daha byk hayvanlar ortaya kmakta biraz gecikti, ama yakla k 400 milyon y l ncesine gelindi inde onlar da sudan kmay gze alm t . Oysa byk ihtimalle, kuru karan n gzle grlebilir ilk seyyar sakinleri modern orman bitlerine daha ok benziyordu. Herhangi bir ta ya da kt kald rd n z zaman tela la ko turdu unu grece iniz trden kk bcekle r, daha do rusu kabuklulard bunlar. amfibyumlar: evrimin bal klarla srngenler aras ndaki basama olan canl lar, su ortam ndan karaya geen ilk omurgal lar, ikiya ay l lar.

oksijen-16 ve oksijen-18. ( zotopun ne oldu unu unuttuysan z ziyan yok, ama ben yine de hat rlatay m: izotop anormal say da ntronu olan bir atomdur.) Jeokimyac lar i te bu noktada devreye girerler, nk izotoplar, yarat ld klar dnemde atmosferde ne kadar oksijen ya da karbondioksit bulundu una ba l olarak de i en h zlarla birikir. Jeokimyac lar bu eski oranlar kar la t rmak suretiyle eski dnyan n ko ullar n , mesela oksijen dzeylerini, hava ve ok yanus s cakl klar n , buzul a lar n n uzunluk ve zamanlamas n kurnazca okuyabilirler. Sarho edici oksijen dzeylerinin organizmalarda bedensel bymeyi te vik etti i ok a kt r. Yzeyde ya ayan hayvanlar n imdiye dek bulunan en eski gstergesi, 350 milyon y l nce skoya'daki bir kaya zerine k rkaya a benzer bir hayvan taraf ndan b rak lm olan izdir. Etrafta byle yarat klar n kol gezdi i d nlrse, ayn dnemde bceklerin uzun dilli hayvanlara yem olmaktan kurtulmalar n sa layabilecek bir hner geli tirmeleri, umay renmeleri belki de a rt c de ildir. zellikle de, insanlar n ve drtayakl lar (tetrapodlar) diye adland r lan di er yryen yarat klar n atas oldu u tahmin edilen trden saak-yzgeli bir bal pe indeydiler. n

o u hayvan drtayakl d r ve tm canl drtayakl lar n ortak bir zelli i vard r: en fazla be er parmakl drt uzuv. Dinozorlar, balinalar, ku lar, insanlar, hatta bal klar ... Hepsi de drtayakl d r, ki bu da onlar n tek bir ortak atadan tremi olduklar n n a k gstergesidir.

23

Gnmzde erken dnemlerde ya ad bilinen tane drtayakl vard r ve hibirinin be parma yoktur. K sacas , nereden geldi imiz hakk nda pek bir fikir sahibi de iliz. Karada ya am ba layal beri, canl lar kimilerince mega hanedanlar diye adland r lan drt slaleden te ekkl etmi tir. lk mega hanedan, ilkel, hantal ama bazen olduka iriyar amfibyumlardan ve srngenlerden olu uyordu. Dimetrodon asl nda bir sinapsitti. Yani evvel zaman iinde bir zaman, biz de yleydik. Sinapsitler ilk sr ngen canl lar n drt ana blmnden biriydi; di er blmler anapsitler, riapsitler ve diapsitlerdi. Bu isimler sahiplerinin kafataslar n n yanlar nda bulunan kk deliklerin say ve konumuna i aret eder. Sinapsitler drt kola ayr ld , ama Permiyen dnemi sa salim atlatmay bu kollardan yaln zca bir tanesi ba ard . Ne mutlu ki, bu ko l bizim ait oldu umuz koldu ve evrimle erek ilk memelilerin terapsitler diye bilinen bir familyas haline geldi. Bunlar da 2. Mega hanedan' olu turdu. Bu byk dn mlerden her biri, o gn bugnd r ya anan daha kk pek ok dn m gibi, paradoksal nem arz eden u ilerleme motoruna ba ml yd : nesil tkeni ine. Dnyada tr lmn n kelimenin tam manas yla bir ya am ekli olu u enteresan bir gerektir. gelmi gemi tm trlerin yzde 99,99'u art k aram zda de il. tm trlerin nesli tkenmi tir. Kompleks organizmalar iin bir trn ortalama mr y akla k drt milyon y ldan ibarettir: neredeyse u ana kadarki ya am l m z kadar. Nesil tkeni i kurbanlar iin her zaman kt haberdir elbette, ama grn e bak l rsa dinamik bir gezegen iin iyi haberdir. Nesil tkeni inin alternatifi durgunluktur ve durgunluk hibir aleme hay r getirmez. (Burada nesil tkeni inden do al, uzun vadeli bi r sre olarak bahsetmekte oldu umuza belki de dikkat ekmeliyim. nsanlar n d ncesizli i yznden olu an nesil tkeni leri ba l ba na ayr bir meseledir.) Ama en fecisi yakla k 245 milyon y l nce meydana gele n ve uzun bir dinozorlar a n ba latan Permiyen tkeni i oldu. Permiyen dnemde, fosil kay tlar nda yer ald bilinen hayvanlar n en az yzde 95'i kay plara kar t ve bir daha geri dnmedi. Toplam tr say lar n n onar m uzun zaman alacakt : bir hesaba gre 80 milyon y l kadar. ki hususu akl m zdan karmamam z gerekiyor. Birincisi, bunlar sadece konuya hakim ki ilerin tahminlerinden ibaret. Dahas , burada bireylerin de il, trlerin lmnden bahsediyoruz. Atlar dahil otlak hayvanl ar , yakla k 5 milyon y l nceki Hemfiliyen tkeni inde az kals n yeryznden siliniyordu.

24

Hemen her durumda, bykl kkl tm nesil tkeni lerine yol aan sebebin ne oldu u konusunda a rt c derecede az fikir sahibiyiz. Tkeni lere sebep oldu u ya da katk da bulundu u tespit edilen en az iki dzine potansiyel sulu vard r: kresel s nma, kresel so uma, de i en deniz seviyeleri, denizlerin oksijen tketimi (anoksi diye bilinen durum), salg nlar, deniz taban ndaki ok byk metan gaz s z nt lar , meteor ve kuyrukl uy ld z arpmalar , azg n tropik kas rgalar, korkun volkan pskr leri, katastrofik gne patlamalar . Btn bunlar n bizi getirip b rakt nokta, bir ara t rmac n n da ifade etti i gibi, tonla varsay m ve ok az kan t t r. Bilim adamlar mesela omurgal lar n karaya kmas ndan nce meydana gelen Ge Devoniyen tkeni inin milyonlarca y l ya da binlerce y l m srd , yoksa tek bir gn iinde mi olup bitti i konusunda uz la amazlar. Nesil tkeni lerine ikna edici a klamalar getirmekte bu denli zo rlan lmas n n sebeplerinden biri de, ya am ok byk bir lekte yok etmenin son derece zor olu udur. O zamanlar var olan trle rin yzde 70'ini yeryznden neyin sildi i sorusundan bile byk bir soru, geri kalan yzde 30 un hayatta kalmay nas l ba ard d r. Y lanlar ve timsahlar gibi srngenler bu badireyi hi tkezlemeden atlat rken, dnyada var olan her bir dinozor neden bu kadar telafisizce y k ma u rad ? dinozor nesillerinin tkenmesinden hemen sonraki dnemi Deniz kaplumba alar a diye adland rmak hi de yanl olmazd . Suyu mesken tutman n i e yarad ok a k. S ka aktar lan yanl bir gr e gre, KT olay ndan yaln zca kk hayvanlar sa kt . Halbuki kurtulanlar aras nda timsahlar da vard . stelik onlar iri olmakla kalm yorlard , bugn olduklar ndan kat iriydiler. Ama genelde, kurtulanlardan o unun kk, gze arpmayan, sinsi yarat klar oldu u do rudur. Nitekim memeli atalar m z n ay rt edici zellikleridir bunlar. Ama i ler yolunda gitmeye ba lar ba lamaz, memeliler ola anst bydler. Bu byme bazen neredeyse gln boyutlara var yordu. Bir sre iin etrafta gergedan bykl nde hint domuzlar , iki katl evler bykl nde gergedanlar dola t . Titanis denilen, uamayan, etobur, dev bi r ku Kuzey Amerika'n n belki de en y rt c yarat oldu. Tm zamanlar n en korkun ku u hi phesiz oydu. Boyu 3 metre, a rl 350 kilogramdan fazlayd . Bu da bizi nesil tkeni leri konusundaki belirsizli in bir di er sebebine getiriyor: fosil kay tlar n n azl na. Dnyan n hangi byk do a tarihi mzesine giderseniz gidin, hemen hepsinde sizi eski kemikler de il, antika modelle r kar layacakt r.

25

Gerek u ki, dinozorlar hakk nda pek bir ey bilmiyoruz asl nda. Unutmay n, dinozorlar n Yerkre zerindeki saltanat sresi memel ilerinkinin a a yukar misli olmu tur. Ya am n dominant tr olarak varolu umuzun ka n lmazl fikrine o kadar al m z ki, burada bulunu umuzun sadece tam zaman nda uzaydan gelip Yerkre'ye arpan cisimlerin ve rasgele olu an di er tesadflerin eseri oldu unu kavramam z zor. nsanlar n bugn burada olmalar n n tek sebebi, soy izgimizin hi k r lmam olmas d r: bizi tarihten silmi olabilecek milyarlarca noktadan birinde bile k r lmam olmas . Ya am var olmak ister; ya am her zaman var olmak iin yan p tutu maz; ya am n nesli bazen tkenir. Bunlara bir drdncsn daha ekleyebiliriz: Ve o u kez, ileride grece imiz gibi, tek kelimeyle acayip biimlerde devam eder. VAR OLMANIN ZENG NL Sorun biyolojik e it bollu u de il zaten, taksonomist k tl !

o u canl kktr ve kolayca gzden kaabilir. Pratikte, bu her zaman kt bir ey de ildir. iltenizin iki milyon mikroskobik akara yuval k etti ini ve bu akarlar n sabah n krnde vcut ya lar n z keyifle yudumlamak ve siz bir o yana bir bu yana dnerken stnzden pul pul dklen tm o lezi z deri parac klar n yalay p yutmak zere ortaya kt n bilseydiniz, yata n zda yle m l m l uyuyamayabilirdiniz. S rf yast n z bile k rk bin akar bar nd rabilir. (Onlara gre kafan z kocaman, ya l bir bonbon ekeridir.) Bitli giysileri d k s cakl klarda y karsan z, sadece daha temiz bitleriniz olur. Do ru yerlere bakm yoruz. tropik ya mur ormanlar yeryznn yaln zca yakla k yzde 6's n kaplar, ama hayvan ya am n n yar s ndan fazlas n ve iekli bitkilerin yakla k te ikisini bar nd r r. Gel gelelim bu canl lardan o u bizim iin bilinmeli ini korumaktad r. Kimyac lar, kombinatoryal kimya denilen bir yntem kullanarak laboratuarlarda ayn anda 40.000 bile im retebilirler, ama rasgele rnler olan bu bile imler genellikle i e yaramaz. Oysa her do al molekl Economist'in en stn tarama program : en az buuk milyar y ll k evrim diye tan mlad sreci oktan geirmi olacakt r. Yeterince uzman yoktur. Bulunmas , incelenmesi ve kaydedilmesi gereken eylerin say s , bu i leri stlenebilecek bilim adam say s n kat be kat a ar. Dnya gerekten byk bir yerdir. HCRELER Do adaki her hcre bir mucizedir. Hcreleriniz, hepsi de kendini sizin genel sa l n za kr krne adam on bin trilyon vatanda a sahip bir lkedir.

26

Do ada, nitrik oksit korkun bir toksin ve hava kirlili inin ba l ca sebeplerinden biridir. 1980'lerin ortalar nda nitrik oksidin insan hcrelerinde inan lmaz bir gayretle retilmekte oldu unu bulgulad klar zaman do al olarak biraz a rd lar. Yar tan galip kan tek bir sperm, kendinden 85.000 kat byk bir yumurtayla kar kar ya kal r. bir insan hcresi yakla k 20 mikron, yani bir milimetrenin yzde ikisi geni liktedir. Deri hcrelerinizin hepsi ldr. E er ortalama irilikte bir yeti kinseniz, stnzde 2 kilodan fazla l deri ta yorsunuz demektir ve bu deriden her gn birka milyar ze rre pul pul dklr. Beyin hcrelerinin mr sizinki yle ayn d r. Do arken size yz milyar kadar beyin hcresi verilmi tir ve lene dek grp grece iniz bu kadard r. Saatte be yz tanesini kaybetti iniz tahmin ediliyor, dolay s yla e er d nmeniz gereken ciddi konular varsa kaybedecek tek bir saniyeniz yok demektir. Hatta, hibirimizin vcudunda dokuz sene nce de bize ait olan tek bir zerre bile bulunmad n ileri srenler olmu tur. Tek bir su damlas nda bu minik varl klardan 8.280.000 tane (Hollanda da ya ayan insan say s ndan fazla) bulundu u hesaplanm t . btn canl maddelerin hcrelerden olu tu unu anlamak 1839'da Theodor Schwann ad nda bir Almana nasip ol acakt . Ya am n kendili inden olu amayaca , nceden var olan hcrelerden do mak zorunda oldu u, Frans z Louis Pasteur'n kilometre ta olu turan bir al mas sayesinde ancak 1860'larda kesinlik kazand . Bu inan hcre kuram diye an l r oldu ve modern biyolojinin tamam na temel te kil etti. Ayr ca, bir atomun tek bir noktas bile at l kalmaz. Her yerde faaliyet ve kesintisiz bir elektrik enerjisi vard r. Kendinizi fena halde elektrikli hissetmeyebilirsiniz, ama asl nda ylesiniz. Yedi imiz g dalar ve soludu umuz oksijen, hcrelerde birle ip elektri e evrilir. Boyut ve ekli ne olursa olsun, neredeyse tm hcrel eriniz temelde ayn plana uygun tasarlanm t r: Bir d k l f ya da zarlar , canl kalman z iin gereken genetik bilgiyi ieren bir ekirdekleri, bu ikisi aras nda da sitoplazma denilen bir faaliyet alanlar vard r. Hcre zar o umuzun hay al etti i gibi ancak keskin bir i neyle delinebilecek trden, dayan kl , esnek bir k l f de ildir. Lipit diye bilinen, Sherwin B. Nuland' n szleriyle hafif bir makine ya n n yakla k yo unlu una sahip, ya l bir tr maddeden yap lm t r. Bu size hi inand r c gelmiyorsa, mikroskobik dzeyde her eyin farkl davrand n akl n zdan karmamaya al n. Molekler lekteki her ey iin su dayan kl bir jeldir ve lipit de demir gibi sa lamd r. ayet bir hcreyi ziyaret edebilseydiniz, grecekleriniz hi ho unuza gitmezdi. Atomlar n bezelye bykl nde grnd bir lekte, hcre kabaca 800 metre ap nda bir kre olacakt r. Bu kre hcre iskeleti diye adland r lan kompleks bir kiri kafesiyle desteklenmektedir. Hcrenin iinde, baz lar basketbol topu, 27

baz lar araba bykl nde milyonlarca obje, mermi h z yla v z ldar. Orada, drt bir yandan her saniye binlerce kez vurulup paralanmadan durabilece iniz bir yer yoktur. Tm zamanlar n orada geirenler iin bile, hcrenin ii ok tehlikeli bir yerdir. Her bir DNA ipli i, ortalama olarak he r 8,4 saniyede bir (gnde on bin defa) kendisine iddetle arpan ya da dikkatsizce iine dalan kimyasal maddelerin sald r s na u ray p zarar grr. Hcrenin telef olmas istenmiyorsa yaralar n n abucak dikilip kapat lmas gerekir. Molekler dnya, iinde olup bitenlerin inan lmaz h z sayesinde, daima hayal gcmzn s n rlar tesinde kalacakt r. her hcredeki toplam protein molekl say s hala en az 100 milyonu bulur. Bylesine afallat c bir rakam, iimizdeki biyokimyasal etkin li in muazzaml hakk nda bize biraz fikir verir. Kalbiniz btn hcrelerinize taze oksijen temin ede bilmek iin saatte 343, gnde 8.000'den fazla, y lda 3 milyon litre (drt olimpik yzme havuz unu doldurmaya yetecek kadar) kan pompalamak zorundad r. Oksijen mitokondriler taraf ndan al n r. Bunlar hcrelerin enerji santralleridir ve hcrelerdeki say lan sz konusu hcrenin ne yapt na ve mitokondrilerin tutsak bakterilerden evrimle tikleri ve kendi genetik bilgilerini muhaf aza ederek, kendi takvimlerine gre blnerek, kendi dillerini konu arak hcrelerimizde adeta misafir gibi ya ad klar d nlyor. Vcudunuza ald n z g da ve oksijenin hemen hepsi, i lendikten sonra mitokondrilere iletilir ve orada adenozin trifosfat (ATP) denilen bir molekle evrilir. ATP'den sz edildi ini hi duymam olabilirsiniz, ama sizi canl tutan odur. ATP moleklleri hcre iinde hareket ederek tm hcre sreleri iin enerji temin eden kk pil tak mlar d r asl nda ve sizde onlardan ok vard r. Her an, vcudunuzdaki tipik bir hcrenin iinde yakla k bir milyar ATP molekl bulunur ve iki dakika iinde he psi birden tketilip y erini bir di er bir milyar ATP moleklne b rak r. Her gn vcut a rl n z n yakla k yar s na e de er miktarda ATP retir ve tketirsiniz. Her gn hcrelerinizden milyarlarcas sizin iyili iniz iin lr ve art klar ba ka milyonlarca hcreniz taraf ndan temizlenir. Hcreler bir sald r sonucu da lebilir, mesela enfekte olduklar nda. Ama genellikle, lmeleri sylendi i iin lrler. Hatta, ya amalar sylenmedi i, bu ynde ba ka bir hcreden bir nevi aktif talimat gelmedi i takdirde, hcreler otomatikman kendilerini ldrr. Tekrar tekrar gvence verilmeye ok ihtiyalar vard r onlar n. Bir hcrenin, nadiren rastland gibi, kendisi iin tayin edilen biimde lmek yerine lg nca blnmeye ve o almaya ba lamas yla ortaya kan sonuca kanser deriz. Ortalama olarak, her 100 milyon milyar hcre blnmesinden yaln zca biri, habis karak kansere yol aar. Kanser, kelimenin tam manas yla kt anst r.

28

Bu sinyallerin o u, hormonlar denilen kuryeler taraf ndan ula t r l r. Bu konunun belki de en arp c yan , btn bunlar n temel ekim ve i tim kurallar d nda hibir ey taraf ndan ynetilme yen sonsuz bir tesadfler zincirinden, rasgele meydana gelen ak l almaz eylemlerden ibaret olmas . Hcresel eylemlerden hibirinin arkas nda d nen bir varl n olmad ok a k. Her ey kendili inden oluyor, sorunsuzca ve tekrar tekrar. Bir sngeri kalburdan geirerek hcrelerine ay rd ktan sonra hepsini bir solsyona atarsan z, hcreler gerisin geriye bir araya gelerek yeni ba tan snger halini al r. te btn bunlar, bir molekln ba n n alt ndan kar. Biz ona DNA deriz

DARWIN N BENZERS Z F KR Denize a ld klar nda Fitroy yaln zca yirmi , Darwin ise sadece yirmi iki ya ndayd . 1830'larda evrim oktan onlarca y ll k bir kavram halini alm t . Malthus bu kitapta g da maddelerindeki art lar n matematiksel sebeple rden dolay nfus art na asla yeti emeyece ini ileri sryordu. Darwin, Survival of the Fittest (en iyi uyu m sa layan ya ar) ifadesini, (be endi ini belirtmi olmakla birlikte) hibir yap t nda kullanmam t r. Bu ifade, On The Origin of Species'in yay nlanmas ndan be sene sonra, yani 186 4'te, Principles of Biology (Biyolojinin lkeleri) adl yap tta Herbert Spencer taraf ndan icat edildi. 1844'de yani notlar n ortal ktan kald rd sene, Vestiges of the Natural History of Creation (Yarat l n Do al Tarihinin zleri) adl bir kitap d nce dnyas n n byk kesimini fkeyle aya a kald rd . Kitapta, insanlar n ilahi bir yarat c n n yard m olmadan daha a a dzeydeki primatlardan evrimle mi olabilecekleri ileri srlyordu. Halbuki yazar, Robert Chambers ad nda ba ar l ve genellikle iddias z bir sko yay nc yd ve kendini n plana karmak istememesinin ki isel oldu u kadar pratik bir sebebi de vard : irketi kutsal kitaplar n ba l ca yay mc lar ndan biriydi. Darwin, fikirleri yznden vicdan azab ekmekten kendini hi alamad . Kendinden " eytan' n Vaizi" diye bahsetti ve kuram n a klaman n bir cinayeti itiraf etmeye benzedi ini syledi. fosil kan tlar yla hemen hi desteklenmiyordu. Darwin'in daha d nceli ele tirmenleri, kuram n a ka ngrd ara gei formlar n n nerede oldu u sorusunu yneltiyorlard ona. Madem ki durmadan yeni trler evrimle mekteydi, fosil kay tlar na gemi bir sr ara form olmal yd ama yoktu. Hatta, o zamanlar mevcut olan ve sonra da uzun m ddet de i meyen fosil kay tlar , me hur Kambriyen patlama an na kadar hi ya am belirtisi gstermiyordu.

29

Tesadfen 1861'de, ihtilaf n ayyuka kt bir dnemde, Bavyera da antik bir Archaeopteryx'in kemikleri i iler taraf ndan bulununca, tam da byl e bir kan t elde edilmi oldu. Archaeopteryx yar -ku yar -dinozor bir yarat kt . (Ku lara zg tyleri vard , ama ayn zamanda di leri de vard .) Bu gayet etkiley ici ve faydal bir bulu tu ve nemi ok tart ld , ama tek bir ke fin belirleyici olmas beklenemezdi. Ama imdi Darwin diye biri km , elinde hi kan t olmad halde, ilk denizlerin mutlaka bol bol ya am bar nd rm olmas gerekti ini ve bunu sadece imdilik ke fedememi oldu umuzu, nk her nedense bu canl lar n fosil olarak muhafaza edilmedi ini iddia ediyordu. Ba ka trl olmas na imkan yok, diye srar ediyordu Darwin. Bu mesele imdilik izahs z kalmak zorunda; ve bu rada benimsenen gr lere kar geerli bir argman olarak ileri srlebilir," diye drste hak veriyor, ama alternatif bir olas l dikkate almay da reddediyordu. Huxley, Darwin in bu srar ndan ho lanm yordu nk o bir saltasyonist (s ramac ), yani evrimsel de i imlerin yava yava de il, aniden olu tu u fikrine inananlardand . Jenkin, bir ana ya da babadaki olumlu bir niteli in sonraki nesillerde dominantla mayaca na, tam tersine karma kal t m yoluyla seyrelece ine dikkat ekti. te bu yzden, Darwin'in kuram bir de i im de il, istikrar reetesiydi. Do al seme yasas n n i leyebilmesi iin, fark na var lmam , alternatif bir mekanizman n var olmas gerekiyordu. Gen kelimesini hi kullanmad . Bu terim ancak 1913'te ngilizce bir t p szl nde icat edildi. Ama dominant (bask n) ve resesif (ekinik) terimleri Mendel in bulu uydu. Her tohumun, biri dominant, biri resesif olmak zere iki faktr ya da onun tabiriyle "element" ierdi ini ve bu faktrlerden olu an kombinasyonlar n tahmini mmk n kal t m modelleri retti ini saptam t . Sonular n kesin matematiksel formlle re aktard . Mendel bu deneylerle toplam sekiz sene u ra t ktan sonra sonular n iekler, m s r ve di er bitkiler zerinde yapt benzer deneylerle do rulad . Darwin ile Mendel, fark nda olmadan, el ele vererek yirminci yz y l n btn ya am bilimlerine zemin haz rlad lar. Darwin tm canl varl klar n akraba oldu unu ve hepsinin tek bir ortak atadan zamanl a e itlenerek ortaya kt n anlarken, Mendel'in al malar bunun nas l olabilece ini a klayan mekanizmay temin etti. Herkes insanlar n maymunlardan tredi i gr nn Darwin'in argman nda yer ald n zanneder, halbuki onun tek bir kinaye d nda hibir sznde byle bir iddia yoktu. birbirinden ok farkl rivayetler vard r. En poplerlerinden birine gre, Wilberforce h z n alamay p alayc bir glmsemeyle Huxley'ye dnd ve maymunlarla akrabal n n bykanne taraf ndan m yoksa bykbaba taraf ndan 30

m geldi ini sordu. Huxley, ciddi bilimsel tart malara sahne olmas gereken bir mecliste nfuzunu cahilce z rvalamak iin kullanan birinin akrabas olmaktansa bir maymunun akrabas olmay ye leyece ini syleyerek kar l k verdi. Darwin maymunlarla akrabal m za olan inanc n nihayet 1871'de The Descent of Man ( nsan n Treyi i) adl yap t nda a a vurdu. Solucanlar n toprak verimi a s ndan ne hayati bir nem ta d n anlayan ilk ki i oldu. YA AMIN Z Gnmzde ak ll ca bir tedbirle yasaklanm olmakla birlikte bir miktar ensestin , hatta bir hayli ensestin yard m olmasayd , imdi burada olamazd n z. Soyunuzda bu kadar ok say da ata oldu una gre, gemi te anne taraf ndan birok akraban z baba taraf ndan birok uzak akraban zla birle ip remi olmal . Hepimiz, kelimenin tam anlam yla aileyiz. Genlerinizi ba ka herhangi bir insan n genleriyle kar la t r rsan z, ortalama yzde 99,9 oran nda ayn kacakt r. Bizim bir tr olmam z sa layan da budur. Her hcrede bir ekirdek ve her bir ekirde in iinde kromozomlar vard r: yirmi annenizden, yirmi baban zdan gelen k rk alt komplekslik deme ti. Kromozomlar sizi olu turmak ve ya atmak iin gereken bilgi btnn eksiksiz olarak ierir ve uzun DNA ipliklerinden olu ur. Deoksiribonkleik asit ya da DNA denilen bu kk mucizevi kimyasal madde, yeryzndeki en ola anst molekl diye nitelendirilmi tir. DNA'n n tek bir varolu amac vard r: daha fazla DNA retmek. Ve iinizde bar nd rd n z DNA miktar az buz de ildir. Hemen her hcrenize yakla k 2 metre uzunlu unda DNA s k t r lm t r. Her bir DNA paras 3,2 milyar harf kadar ifre ierir. DNA'n n kendisi canl de ildir. DNA, cinayet soru turmalar nda DNA'n n oktan kurumu kan yada meni lekelerinden ayr labilmesinin ve eski Neandertal'lerin kemiklerinden zenle kar labilmesinin sebebi budur. Bylesine esrarengizce k s tl , daha do rusu tek kelimeyle cans z bir maddenin nas l olup da ya am n zn olu turabilece inin bilim adamlar nca neden bu kadar ge anla labildi i de bylece a klanm olur. nk ok basitti. Nkleatidler denilen drt tanecik temel bile eni vard . Yaln zca drt harf ieren bir alfabe kullanmaya benziyordu bu. Bylesine basit bir alfabeyle ya am n yksn yazmak nas l mmkn olabilirdi ? (Nas l olacak, Mors alfabesinin basit nokta ve izgil eriyle kompleks mesajlar yaratmaya ok benzeyen bir ekilde tabii: onlar birle tirerek.) Kan tlar, DNA'n n ya am iin son derece nemli bir sre olan protein yap m yla bir ekilde alakal oldu unu akla getiriyordu. te yandan proteinlerin ekirdek d nda, yani olu umlar n ynetti i farz edilen DNA'dan epey uzakta yap lmakta oldu u da ok a kt . 31

DNA'n n nas l olup da proteinlere mesaj ula t r yor olabilece ini kimse anlayam yordu. Bu sorunun yan t , art k bildi imiz zere, ikisi aras nda tercman olarak etkinlik gsteren RNA ya da ribonkleik asitti. RNA, ribozom ad verilen bir nevi kimyasal yazmanla al arak, bir hcrenin DNA's ndan gelen bilgiyi proteinlerin anlay p de erlendirebilece i terimlere tercme eder. Morgan, resmi ad Drosophila melanogaster olan, ama genellikle meyve sine i (ya da sirkesine i, muz sine i veya p sine i) olarak bilinen, minik, narin bir canl y kendine denek olarak semi ti. Nihayet ani ve tekrarlanabilir bir mutasyon, her zamanki gi bi k rm z de il, beyaz gzl bir sinek ortaya kt nda, Morgan' n, pes etmesine ramak kalm t . Bu mthi ke iften sonra Morgan ve yard mc lar , kal t msal bir zelli i birbirini izleyen nesiller boyu tak ip edebilmelerini sa layan, kullan l biim bozukluklar retebildiler. 1944'te, zarars z bir bakteri e idi yabanc DNA'yla aprazlanarak kal c olarak bula c la t r ld . Bylece DNA'n n pasif bir moleklden te bir ey oldu u ve kal t mda aktif rol stlendi ine kesin gzyle bak labilece i kan tlanm oldu. Pauling, son derece parlak geen k ariyeri boyunca (biri 1954'te kimya dl, di eri 1962'de bar dl olmak zere) iki Nobel dl kazanacakt , ama DNA'n n yap s n n ikili de il, l sarmal oldu una inand ndan, do ru yolu hibir zaman bulamad . ... Pauling, yurtd na kmas na izin verilemeyecek kadar liberal gr l oldu u gerekesiyle, New York'taki Idlewild Havaalan 'nda durdurulup pasaportuna el konuldu. Genler protein yap m talimatlar olmaktan ibarettir. Ne bir eksik, ne bir fazla. Bunu kr krne bir sadakatle yaparlar. Bu bak mdan bir piyanonun tu lar n and r rlar: Her biri tek bir notadan ba ka hibir ey alamaz. Besbelli biraz monoton bir i tir bu. Ama genleri t pk bir piyanonun notalar n birle tirir gibi birle tirdi iniz an, sonsuz e itte akor ve me lodi yaratabilirsiniz. Btn bu genleri bir araya getirdi inizdeyse, (ayn metaforu srdrrsek) insan genomu diye bilinen byk varolu senfonisini elde edersiniz. Genomu anlaman n alternatif ve daha yay g n bir yolu ise, onu vcut i in bir nevi talimatname olarak grmektir. Byle ele al nd nda, kromozomlar kitab n blmleri olarak, genlerse belirli protein yap m talimatlar olarak hayal edilebilir. Talimatlar yazmak iin kullan lan szckler kodonlar, harflerse bazlar diye bilinir. Bazlar, yani genetik alfabenin harfleri, bir iki sayfa nce bahsi geen drt nkleotidden olu ur: adenin, timin, guanin ve sitozin. nsan Genomu Projesi'nin amac da i te bu ifreyi zmektir. DNA'n n as l ihti am kopyalanma tarz nda yatar. Yeni bir DNA molekl retme vakti geldi inde, merdiven kollar n olu turan iki iplik, bir ceketin fermuar gibi

32

ortadan ikiye blnr ve her yar s yeni bir ortakl k olu turmak zere di er yans ndan uzakla r. o u zaman DNA'm z a maz bir do rulukla kopyalan r, ama ok nadiren, yakla k olarak milyonda bir defa, bir harfin yanl konuma yerle ti i olur. sizi bir hastal a yatk n k labilir, ama ayn ekilde, kk bir avantaj da sa layabilir. Zamanla bu hafif modifik asyonlar hem bireylere, hem de nfuslarda birikerek her ikisinin de ay rt edici zelliklerine katk da bulunur. SNP

Kopyalanmada do rularla yanl lar aras nda hassas bir denge vard r. ok fazla hata olu ursa organizma fonksiyonunu kaybeder, ok az hata olu ursa adaptasyon yetene inden yoksun kal r. Darwin'in do al seme yasas bizi i te byle denetler. Neden birbirimize bu kadar ok benzedi imizi de a klamaya yarar. Evrim sizin ok farkl olman za asla izin vermeyecektir, yeni bir tre dn medi iniz takdirde tabii. Alt milyar genomumuz var. Hepimiz yzde 99,9 oran nda ayn y z, ama te yandan, biyokimyac David Cox'un szleriyle tm insanlar n hibir ortak ynleri bulunmad n da syleyebilir ve sonuna kadar hakl olursunuz. DNA'm z n o u kendini size de il kendine adam t r: O sizin o alman z sa layan bir makine de il, siz onun o almas n sa layan bir makinesiniz. Ya am, hat rlayaca n z gibi, sadece var olmak ister ve bu iste i DNA yerine getirir. insan genlerinin neredeyse yar s kendi kendini kopyalamak d yapmaz. nda hibir ey

Tm organizmalar bir bak ma genlerinin klesidir: Som bal klar n n, rmceklerin ve ba ka say s z yarat n iftle me srecinde lmeye haz r olmas n n sebebi de budur. reme ve genlerini aktarma arzusu do adaki en gl drtdr. Sherwin B. Nuland' n ifadesiyle: mparatorluklar ker, idler patlar, byk senfoniler yaz l r ve hepsinin arkas nda, doyurulmak isteyen tek bi r igd vard r. Evrimsel a dan bak ld nda seks, bizi genetik malzememizi aktarmaya te vik eden bir dl mekanizmas ndan ibarettir asl nda. Her alanda emek veren ara t rmac lar, hangi organizma zerinde al rlarsa al s nlar, ister iplik solucan , ister insan her canl da temelde ayn genleri incelemekte olduklar n anlad lar. Ya am, grn e bak l rsa, tek bir mavi kopyadan o alt lm t . Hepsi de tek bir dllenmi yumurtadan do an ve t pat p ayn DNA'y ta yan milyarlarca embriyo hcresi ne reye gidece ini ve ne yapaca n nas l bilir ? Hangisinin bir karaci er hcresi, hangisinin elastik bir sinir hcresi, hangisinin bir kan kabarc ve hangisinin rpan bir kanat stndeki p r lt k r nt s olmas gerekti ini nereden anlar ? Onlara talimat veren ey hox-genleridir. Hox genleri bunu tm organizmalar iin a a yukar ayn ekilde yapar.

33

Bizim k rk alt kromozomumuz vard r, halbuki baz e relti otlar alt yzden fazla kromozoma sahiptir. Demek ki, nemli olan ka gene sahip oldu unuz de il, genlerinizi nas l kulland n z. Ne yaz k ki, birbirinden ba ms z al an 35.000 gen, yetki n bir insano lunu olu turan trden fiz iksel kompleksli i retmeye asla yetme z. te bu yzden, genlerin i birli i yapmas gerekti i ok a kt r. Hemofili, Parkinson, Huntington ve kistik fibrosis gibi birka hastal a belli baz disfonksiyonel genler sebep olur, ama ekseriyetle, y k c genler bir tre ya da nfusa kal c biimde musallat olmaya f rsat bulamadan do al seme taraf ndan ay klan r. Kaderimiz sa l m z ve hatta gz rengimiz, belirli genler taraf ndan de il o unlukla birlikte al an gen gruplar taraf ndan belirlenir. Genom, insan vcudunun para listesi gibi: Bize neden yap lm oldu umuzu syler, ama nas l al t m z konusunda hibir a klamada bulunmaz. Ve imdiki hedefimiz insan proteomunu de ifre etmek. Bu yle yeni bir kavram ki, on sene nce proteom diye bir terim bile yoktu. Proteom, proteinle ri yaratan bilgi ktphanesidir. Proteinler, hat rlarsan z, tm canl sistemlerin beygirleridir. Her an her hcrede yz milyon kadar protein i ba nda olabilir. Onlar harekete geirmek genellikle ok kolayd r. ti iniz bir bardak arap dahi, Scientific American n belirtti i gibi, sisteminizdeki protein say s n ve e itlerini nemli lde de i tirmeye yeter. Hcrelere can veren btn bu min ik, kusursuz kimyasal sreler (nkleotidlerin i birliki abalar , DNA'dan RNA sentezleni i) yaln zca bir defa evrimle mi ve o zamandan bu yana do an n tamam nda olduka sabit kalm t r. E. coli bakterisi iin geerli olan her ey filler iin de geerli olmal , hatta daha da geerli. Her canl varl k, ayn orijinal plan n dikkatle i lenmi bir e itlemesidir. nsanlar olarak yaln zca nicelik farkl l klar ndan ibaretiz. Ne gariptir ki, sebze ve meyvelerle bile yak n akrabay z. Bir muzun iinde olup biten kimyasal fonksiyonlar n neredeyse yar s , sizin iinizde olup biten kimyasal fo nksiyonlarla temelde ayn d r. unu ne kadar tekrarlasak az: Btn canl lar birdir. Bu cmle, gelmi gemi en derin gerektir ve galiba sonsuza dek yle kalacakt r.

34

VI B ZE G DEN YOL
BUZ DEVR 1815'te Endonezya'daki Sumbawa Adas 'nda, grkemli Tambora Da 'n n patlamas ki yz k rk kilometrekp kl, toz ve kum duman atmosfere kar p gne nlar n bloke etmi ve Yerkre'nin so umas na neden olmu tu. Bahar hi gelmedi, yaz n hava hi s nmad . 1816 yazs z sene oldu. Ekinler her yerde sarar p, soldu. Her eye ra men kresel s cakl k yaln zca 1 santigrat derece d t. son derece yksek standartl bir yap t olarak kabul grmeye ba lad . Sonradan Croll'un bir akademisyen de il, bir hademe oldu u ortaya k nca, biraz a k nl k ve belki biraz da utan ya and tabii. Yerkre yrngesinin eklindeki periyodik de i imlerin (yrngenin eliptik, yani oval imsi iken neredeyse dairesel bir ekil almas n n ve sonra yeniden eliptik le mesinin) buzul a lar n n ba lay ve biti lerini a klayabilece ini ne sren ilk ki iydi. Ekvator civar dahil hemen her yerde buzullara alamet eden kan tlar bulmaya ba lam t . Buz katmanlar n n olu um sebebi ille de ya an kar n miktar de il, miktar ne kadar az olursa olsun, kar n ya d yerde kald gere idir. S cakl n mevsim normallerinin alt nda seyretti i tek bir yaz n bile bir buzul a n ba latabilece i d nlyor. Gerek u ki, bugn halen bir buzul a ya ad m z sylenebilir.

Tarihinin byk blm boyunca, yani olduka y ak n bir gemi e kadar; Yerkre hibir yerde buz bar nd rmayacak lde s cak olma e ilimindeydi. inde bulundu umuz buzul a (buzul blm hatta) yakla k k rk milyon y l nce ba lad ve kah "ldrc derecede-fena" kah hi fena olmayan dnemler ierdi. Ama grn e bak l rsa a a yukar son 2,5 milyon y ld r, yani modern insanlar n atas olan Homo erectus'un Afrika'da ortaya k ndan bugne, en az on yedi a r buzul dnemi geirmi iz. inde bulundu umuz buzul a n n s k s k itham edilen iki sorumlusu, Himalayalar n ykseli i ve Panama K sta n n olu umudur. Bunlardan birincisi hava ak mlar n , ikincisiyse okyanus ak nt lar n bozdu. Bir zamanlar bir ada o lan Hindistan son k rk be milyon y ld r Asya kara ktlesinin iine do ru 2.000 kilometre sokularak yaln zca Himalayalar de il, arkas ndaki Tibet platosunu da ykseltti. Hipoteze gre, ykselen co rafya havay serinletmekle kalmad , rzgarlar sapt r p Kuzey Amerika'ya do ru esmelerine yol aarak bu blgenin uzun sreli so uklara maruziyetini art rd . Sonra, yakla k be milyon y l ncesinden itibaren, Panama denizden ykseldi ve kuzey ile Gney Amerika aras ndaki bo lu u kapat p Pasifik'le Atlantik aras ndaki l kla t r c ak nt lar n dola m n bozarak, dnyan n en az yar s n n ya kal plar n de i tirdi. Bu de i imin sonular ndan biri Afrika'n n kurumas oldu ve bu da maymunlar n a alardan inip, yeni olu an savanlarda yeni bir ya am tarz aramalar na yol at .

35

E er Yerkre tamamen donduysa, nas l olup da yeniden s nabildi ? Yard m belki de dnyam z n eriyik haldeki iinden geldi Yani kurtar c m z volkanlar oldu: Buza gml yze yi k r p d ar f k rd lar, muazzam miktarlarda s ve gaz pompalayarak karlar eritip atmosferi yeniden olu turdular. Ne ilgintir ki, bu hiper so uk dnemin sonuna damgas n vuran olay Kambriyen patlamad r: ya am tarihinin ilkbahar yani. Uzunca bir mddet, buzul a lar na yz binlerce y l sren a amalarla yava yava girip kt m z d nld, ama art k bunun byle olmad n biliyoruz. Grnland'dan temin edilen buz ekirdekleri sayesinde, yz bin y l a k n bir sreyi kapsayan ayr nt l bir iklim kayd m z var ve bu kayd n izdi i tablo hi de i a c de il: Yerkre'nin, yak n tarihinin byk blm boyunca uygarl klarca alg lanan istikrarl ve durgun gezegenle hi alakas olmad n , bir s n p bir so uyan iklim dnemlerine s k s k girip kt n gsteriyor. ESRARENG Z K AYAKLI * eksik halka: insan ms maymunlarla insanlar aras ndaki gei formu oldu u varsay lan hayvan Huxley, sz konusu askerin lmcl bir yara alm olmas na kar n uurumdan yukar ya on sekiz metre t rmanm , giysilerini kar p zel e yalar ndan kurtulmu , ma ara giri ini s k s k kapam ve kendi kendini yar m metre topra a gmm olmas n son derece arp c buldu unu alayla ifade etti. Neandertal'in f rlak al n k nt s na kafa yoran bir di er antropolog, bu k nt n n yanl kaynam bir n kol k r n n ac s yznden uzun sre ka atmaktan ileri geldi ini savundu. (Otoriteler, ilk insanlar fikrini reddetmeye can att klar ndan, genellikle en mant kd olas l klar bile benimsemeye raz yd lar. skelet ilk Cro-Magnon nsanlar ndan birine aitti asl nda.) Kemik abucak "Cava nsan " olarak benimsendi. Bugn onu Homo erectus diye tan yoruz. Dart, Taung kafatas n n Dubois' n Cava nsan gibi Homo erectus'a de il daha eski, daha maymunumsu bir yarat a ait oldu unu bir bak ta anlad . Ya n iki milyon y l olarak belirledi. Bu konular hkme ba layan merkezi bir otorite yok. Bir isi m ancak genel mutabakat sa land takdirde kabul gryor, o da pek sa lanam yor zaten. Sorunun byk blm, paradoksal grnse de kan t k tl ndan kaynaklan yor.

Oysa insan n tarih ncesi hakk nda anlayabildiklerimizin tamam , bu birka milyar varl ktan belki en fazla be bin tanesinin o unlukla un ufak olmu kal nt lar na dayan yor. nsanlar Hominidae family as na dahil edilmi tir. Hominidae maymunu sperfamilyas n n ad d r ve bizi de kapsar. 36

Grcistan'da yakla k 1,7 milyon y l ncesine tarihlendirilmi insan kafataslar var, ama bu tarihe en y ak n olan ve k tan n br ucundaki spanya'da bulunan kal nt lar 800.000 y l ncesine ait. Yani neredeyse bir milyon y ll k bir gedik var arada. Btn trlerin tarihlerini i te byle blk prk paral ardan karmaya, al yoruz. neyle kuyu kazmak gibi bir ey bu. Birok eski tr aras ndaki ili kiler hakk nda asl nda ok az fikrimiz var. Hangileri sonunda bi ze evrimle ti ve hangileri evrimin kmazlar olarak kald ? Baz lar muhtemelen ayni trler olarak grlmeyi bile hak etmiyor. Do rulu undan emin olunabilecek veriler bu kadar azken bilim adamlar yak n evrede bulunmu ba ka objeleri temel alan varsay mlar retmeye o unlukla mecbur kal rlar ve bunlar da cesur tahminler olmaktan teye gitmeyebilir. Yeni kan tlara dair ilk yorumlar n o u zaman bulucusunun nyarg lar n do rular nitelikte olmas fevkalade ilgintir. nsan n tarih ncesi hakk nda, bir tarih ncemizin muhakkak var oldu u gere i d nda, bir yerlerde birilerinin itiraz yla kar la madan sylenebilecek ok az ey var. Bunu akl m zda tutarak zetlersek, kim oldu umuz ve nereden geldi imiz hakk nda bildi imizi sand m z tek ey kabaca undan ibarettir: Organizmalar olarak tarihimizin ilk yzde 99,99999'u sresince, empanzelerle ayn soyu payla t k. empanzelerin tarih ncesi hakk nda bilinenler yok denecek kadar azd r, ama onlar o zaman neydiyse ler, bizler de oyduk. Derken, yakla k yedi milyon y l nce ok nemli bir ey oldu. Afrika'n n tropik ormanlar nda yeni bir canl toplulu u ortaya k p, a k savanlarda dolanmaya ba lad . Bunlar Australopithecus'lard ve sonraki be milyon y l boyunca dnyan n dominant insans trleri olacaklard . ama hepsi de iki ayak stnde yryebiliyordu. Dnyan n en me hur insans kal nt lar , 1974'te Donald Johanson liderli indeki bir ekip taraf ndan Etiyopya'daki Hadar'da bulunan 3,18 milyon y ll k bir Australopithecus'a ait olanlard r. Bu iskelet herkese Lucy olarak tan n p benimsendi. Lucy ufac k tefecik bir eydi: Yaln zca bir metre boyundayd . Yryebiliyordu, ama bunu ne kadar iyi yapt ayr bir tart ma konusudur. nsan vcudunda 206 kemik vard r, ama bunlardan biro u birbirine e tir. E er bir rne in sol kala kemi i elinizdeyse, boyutlar n bilmek iin sa e ine ihtiyac n z yoktur. Btn gereksiz kemikleri kar rsan z, geriye toplam 120 kemik kal r, yani yar -iskelet denilen ey. Johanson onu ne eyle yan tlayarak, el ve ayaklardaki 106 kemi i hesaba katmad n syler. Bunlar vcuttaki toplam kemik say s n n yar s ndan fazlad r. stelik, Lucy'nin en tan mlay c zelli inin de i im halindeki bir dnyayla ba a

37

kabilmek iin el ve ayaklar n kullanmas oldu u d nlrse, olduka neml i bir yand r bu. New-York'taki Amerikan Do a Tarihi Mzesi'nde, bu iki Australopithecus'un kllerin zerinden gei an n temsil eden bir dioramas vard . Bu dioramay yeniden yapacak olsayd m, san r m onlar birazc k daha maymunumsu ve daha az insani yapard m. Bu yarat klar insan de ildi. ki ayakl maymunlard onlar. Lucy'nin ve soyda lar n n, hareket kabiliyeti a s ndan modern insanlarla alakas yoktu. diye diretir Tattersall. Bu insans lar ancak a al habitatlar aras nda gidip gelmek zorunda kald klar zaman gayri ihtiyari olarak iki ayak zerinde yryorlard , bunu yapmaya o nlar kendi anatomileri zorluyordu. Johanson bunu kabul etmez. Lucy'nin kalalar ve le en kemi inin adale dzeni, diye yazm t r, a alara t rmanmay modern insanlar iin oldu u kadar Lucy iin de zorla t r rd . yakla k 7 milyon y ll k bir insans y gn na kartt ve onu Sahelanthropus tchadensis olarak adland rd (Baz ele tirmenler onun insan de il, bir erken maymun oldu una dolay s yla Sahelpithecus diye adland r lmas gerekti ine inan r.) Bunlar n hepsi de erken yarat klard ve olduka ilkeldiler, ama iki ayak stnde yryorlard . Ve bunu yapmaya daha nce zannedildi inden ok daha erken ba lam lard . Bipedalizm (iki ayakla yrme), talepkar ve riskli bir stratejidir. Le en kemi inin yeniden ekillenerek tam bir yk ta ma arac na dn mesini gerektirir. Gereken gcn muhafazas iin, do um kanal nispeten dar olmak zorundad r. Bunun derhal ortaya kan iki nemli neticesi ve uzun vadeli bir di er neticesi daha vard r. Birincisi, anneye do um s ras nda byk ac verir ve hem anne ii n hem de bebek iin lm riskini byk lde art r r. kincisi, bebe in kafas n n bylesine dar bir aral ktan geebilmesi iin, beyni hayli kkke n ve dolay s yla hala acizken do mas icap eder. Yani uzun sre bak ma muhta olacakt r. Bu da erkekle di i aras nda sa lam bir ba l l art k lar. O halde Lucy ve soyda lar a alardan neden indiler ve ormanlardan neden kt lar ? Belki de ba ka areleri yoktu. Beynin mutlak bykl size her eyi anlatmaz . nemli olan, beynin greceli boyutudur. Ad n s ralayabilece iniz hemen her byk hayvan bizden daha gl, dah a h zl ve daha di lidir. Sald r yla kar la t m z modern insanlar olarak yaln zca iki avantajdan yararlan r z: Gl bir beynimiz vard r, onu kullanarak stratejiler planlayabiliriz. Bir de kar m zdakinin can n yakacak nesneler f rlatabilmemizi sa layan ellere sahibiz. yle anla l yor ki, milyon y l ncesiyle iki milyon y l ncesi aras nda bir noktada, ayn anda Afrika'da ya ayan belki alt tip insans vard . Ama neslini

38

srdrmek bunlardan ancak birine nasip olacakt : yakla k iki milyon y l nce adeta bir sis perdesinin iinden kagelen Homo'ya. Belki de diye neriyor Matt Ridley, onlar biz yemi izdir. Bildi imiz kadar yla, insan beyinlerinin neden byd n a klayan hibir zorlay c sebep yok, diyor Tattersall. Byk beyinler talepkar organlard r: Vcut ktlesinin yaln zca yzde 2'sini olu turur; ama enerjisinin yzde 20'sini bir rp da tketirler. Yak t olarak kulland klar maddeler konusunda da ni speten seicidirler. Bir daha a z n za hi ya koymasan z mesela, beyniniz bundan ikayeti olmaz, nk ya a zaten elini srmez. Di er organlara kaz k atmak pahas na, bol bol glikoz ister. nsanlar iin kabul en zor fikirlerden biri de, diyor, bizim hibir eyin zirvesi olmad m zd r. Bugn burada olu umuzun ka n lmaz olan hibir yan yoktur. Evrimi neticede biz i retmek zere programlanm bir sre olarak d nmeye e ilimli olmam z, k smen insanl k kibrimizden kaynaklan r. Her insans tr, geli im bayra n bir yere kadar ta d ktan sonra daha gen ve taze bir ko ucuya teslim etmi ti. Oysa imdi, bu erken formlardan biro unun hibir yere ula mayan tali yo llar izledi ine kesin gzyle bak l yor. Ne ansl y z ki, ilerinden biri do ru yolu bulmay ba ard : Alet kullanan bir gruptu bu. Adeta gkten zembille inmi ve hakk nda ok tart lan gizemli Homo habilis'le ak m t . Bu yarat k Homo erectus tu. neredeyse eksiksiz bir Homo erectus iskeleti bulunca hayretler iinde kald lar. 1,54 milyon y l nce lm , dokuz ila on iki ya lar nda bir erkek ocu uydu bu. Bu da bize, her eyden nce, Homo-erectus'un et yedi ini gsteriyordu. stelik demek ki biri ona bakm t . nsans evriminde efkatin gn na kan ilk gstergesiydi bu. Homo erectus'lara ait kafataslar n n bir Broca alan ierdi i de ke fedildi. Broca alan , beynin n lopunda bulunan, konu ma yetisiyle alakal blgedir. Kesin olan tek ey, bir milyon y l hayli a k n bir sre nce, yeni, nispeten modern, iki ayak stnde yryen insans lar n Afrika'dan ayr l p, yerkrenin drt bir yan na cesurca da lm olduklar . geli imini tamamlam modern insana kadar, be milyon y ld r devam eden btn bu evrimsel sre, yzde 98,4' genetik olarak hala modern empanzeden ay rt edilemeyen bir yarat k retti. Yani bir zebrayla bir at aras ndaki ya da bir yunusla bir musur aras ndaki fark, uzak atalar n z n dnyay ele geirmek zere yola kt klar zaman geride b rakt klar tyl yarat klarla sizin aran zdaki farktan daha byktr.

39

YER NDE DURAMAYAN MAYMUN okyanus yolculu una uygun tekneler yap p, ada k talarda kolonile mek iin gereken trden i birliki icraatlara giri mek yle dursun, 60.000 y l nce insanlar n konu abildi ini bile gsteren hibir kan ta rastlanmam t r. antropologlar Papua Yeni Gine'ye ilk gittiklerinde i kesimlerin yksek blgelerinde tatl patates yeti tiren insanlar bulduklar n biliyor muydunuz ? Tatl patates de Gney Amerika' ya mahsus bir sebzedir. kesin olan u ki, insanlar geleneksel kuramlar n ngrd nden ok daha uzun zamand r hat r say l r bir cretle dola yorlar yeryznde. Bilgilerini oldu u kadar genlerini de payla t klar muhakkak. Irak'la Vietnam aras ndaki yakla k 5.000 kilometrelik mesafe iinde, biri Hindistan'daki o tek fosil, di eri de zbekistan'dan kar lan bir Neandertal olmak zere yaln zca iki fosil bulun mu tur. nsanlar n yeryzndeki hareketlerini a klayan ve bu alanda faaliyet gsterenlerin o undan hala kabul gren geleneksel kuram, onl ar n Avrasya'ya iki dalga halinde yay ld klar n ileri srer. lk dalga, yakla k iki milyon y l ncesinden ba layarak Afrika'y hayret verici bir h zla, hatta neredeyse bir tr olarak ortaya kar kmaz terk eden Homo erectus'lardan olu uyordu. Derken, yz bin y l a k n bir sre nce, bugn ya ayan herkesin atas olan daha ak ll ve daha k vrak bir yarat k tr, Afrika ovalar nda ortaya kt ve ikinci bir dalga halinde yeryzne yay lmaya ba lad . Kurama gre, bu yeni Homo sapiens'ler her gittikleri yerde daha aptal ve daha beceriksiz seleflerini saf d ettiler. Neandertal'lerin ve modem insanlar n Ortado u'da on binlerce y l bir nevi birliktelik iinde var olduklar da biliniyor. Akl n za yle bir soru tak labilir: Madem Neandertal'ler bu kadar kuvvetli, uyumlu ve beyinsel a dan avantajl yd lar, neden art k aram zda de iller ? Olas (ama ok tart lan) cevaplardan biri de udur: Belki de aram zdalar. Bu kurama gre insan evrimi sreklil ik arz etmi tir: ok blgelilik kar tlar , Eskidnya'n n drt bir yan nda, yani Afrika da, in'de, Avrupa'da, ok uzaktaki Endon ezya Adalar 'nda, insans lar n ortaya kt ba ka her yerde olanaks z miktarda paralel evrim gerektirdi i gerekesiyle bu kurama itiraz ediyorlar. Antropolojinin ba ndan defetmek iin ok u ra t rk bir gr n, ok blgelilik hipotezi taraf ndan te vik edildi ine inananlar da var. 1960'lar n ba lar nda, Pennsylvania, niversitesi'nden Carleton Coon ad nda nl bir antropolog, baz modern rklar n farkl kklerden geldi ini ileri srerek, aram zdan baz lar n n daha stn soylara ait oldu unu ima etmi ti. Ba ka bir deyi le, siyahi Afrikal lar k sa bir sre nce ve Homo sapiens'e yaln zca "yak n" olan yarat klardan tremi ti.

40

Thorne, kuram n n herhangi bir bak mdan rk oldu u fikrini stne basa basa (ve yle inan yorum ki itenlikl e) reddediyor. Bunlar farkl trlerin de il, fiziksel birtak m farkl l klara sahip ayn trn bulu malar yd . Neandertal ve modern zell iklerin arp c bir kolayl kla ay rt edilebilir olmas ndan rahats zl k duyanlar da vard . Bir ele tirmenin ifadesiyle: "Bir kat r n mesela; n taraf e e e, arka taraf ata benzemez." Neandertal'lerle Cro-Magnon'lar n farkl say larda kromozomlara sahip olmalar da mmkndr. Birbirine yak n ama t pat p ayn olmayan trler birle ti i zaman s k s k ortaya kan bir komplikasyondur bu. Atlar aleminde mesela, atlar n 64, e eklerin 62 kromozomu vard r. Bu ikisinin iftl e mesi sonucu; reme a s ndan i e yaramaz say da (63 tane) kromozoma sahip bir dl kar ortaya. Anlayaca n z, k s r bir kat r n z olur. ... mitokondriyal DNA'n n iki zelli i sayesinde bir nevi molekler saat vazifesi grd n anlam lard : Yaln zca di iler taraf ndan aktar ld ndan, her yeni nesilde babalar n DNA's yla kar yor ve normal nkleer DNA'dan yakla k yirmi kat h zl mutasyon geiriyordu. Bu da zaman iinde genetik kal plar n n saptanmas n ve takip edilmesini kolayla t r yordu. Mutasyon h zlar n n izlenmesiyle, byk insan topluluklar n n genetik tarihleri ve ili kileri zlebilirdi. anatomik bak mdan modern insanlar n son 140.000 y l iinde Afrika'da ortaya kt n ve gnmzde ya ayan tm insanlar n bu nfustan tredi ini a klad . sz konusu incelemede kullan lan "Afrikal lar n" asl nda Afrikal -Amerikal lar olmalar yd . Mutasyonlar n varsay lan h zlar konusunda da ok gemeden pheler olu tu. Bu sefer kan tlar sa lam kt . Neandertal DNA's n n u anda yeryznde bulunan hibir DNA'ya benzemedi ini bulgulayarak, Neandertal'lerle modern insanlar aras nda hibir genetik ba lant bulunmad n a ka gsterdi. ok-blgelilik sav na indirilen as l darbe, i te bu oldu. insanlar n 25.000 y l ncesi kadar yak n bir tarihte anayurtlar n terk eden, en fazla birka yz Afrikal dan tremi olduklar n a klad . Yak n zaman nce kk bir kurucu nfustan tr emi oldu umuz iin, byk bir de i kenlik kayna olu turmaya yetecek kadar zamana da insan say s na da ula lmam t r. Ancak btn bu saptamalar, Yeni Gney Galle r'in bat s ndaki eski Mungo nsanlar 'n n neredeyse s n rs z ykseklikteki srpriz kapasitesini hie say yordu. ... Bulgulara gre, Mungo nsan anatomik bak mdan moderndi: T pk sizin ve benim gibiydi. Ama tken mi bir genetik nesle aitti. oysa o da tm di er modern insanlar gibi, yak n gemi te Afrika'y terk eden atalardan tremi olsayd , tam tersi olmas gerekirdi.

41

"Bylece her ey bir kez daha altst oldu," diyor Thorne, saklamaya al mad bir sevinle. Genelde, diye devam etti szlerine, genetik kay tlar Afrika'dan k hipotezini destekler. Ama te yandan, o u genetikinin hi de inmemeyi tercih etti i bu ayk r insan gruplar na da rastlars n z. in iyzn anlayabildi imiz takdirde elimize inan lmaz miktarlarda bilgi geecek, ama he nz anlayam yoruz. Daha yolun ok ba nday z. Kitapta, mitokondriyal DNA zerine yap lm incelemeleri kull anarak, ya ayan tm Avrupal lar yaln zca yedi kad ndan olu an bir kurucu nfusa (kitaba ad n veren "Havva'n n K zlar na) kklendirebildi ini ileri sryordu. Eh, san r m zor bir konu nun halka sevdirilmesine katk da bulundu u iin te ekkr hak ediyor, Tek bir hcreden sa lanm hibir veri sizi bu kadar kesin bir sonuca ula t ramaz. Mitokondriyal DNA'y geriye do ru takip ederseniz sizi belli bir yere gtrecektir: bir Ursula'ya, bir Tara'ya ya da ad her ne ise ona. Ama herhangi bir ba ka DNA paras n al p, yine geriye do ru takip etti iniz takdirde, bamba ka bir yerde bulursunuz kendinizi . D ndm de, geli igzel bir yola sap p Londra d na kmaya ve yolun John O'Groats'da son buldu unu grp, Londra'daki herkesin skoya'n n kuzeyinden geldi i sonucuna varmaya benziyordu bu. Oradan gelmi olabilirler elbette, ama yzlerce ba ka yerden gelmi olmalar da e it derecede mmkn. Ara t rmalara tabii ki gvenebilirsiniz, yani o una. Gvenemeyece iniz ey, insanlar n onlara ekseriyetle ykledikleri gen el yarg lard r. HO AKALIN nsano lunun ilahi ve caniyane tabiat n bundan daha iyi rnekleyen iki olay daha zor bulursunuz, benden sylemesi. Bir yandan ilahi kudretin en de rin s rlar n zerken, te yandan bize asla zarar dokunmam , kendisine ne yapt m z anlamaktan bile aciz bir yarat n kkn kurutabilen bir organizma trdr insano lu. Onlar maalesef yok olup gittiler ve bizler boyutlar bir hayli klm canl larla dolu bir gezegende ya yoruz. Gnmzde yeryz nde ya amakta olan csseli (en az bir ton a rl nda) kara hayvanlar n n say s drd gemez: Filler, gergedanlar, hipopotamlar ve zrafalar. K sacas , insanl k yarad l de il miydi ? itibariyle di er canl varl klar iin kt haber miydi,

Deniz ine i, nesli tkenen son devasa hayv anlardan biriydi. Muazzam byklkteydi: Yeti kin bir deniz ine i neredeyse 9 metre uzunlu a ve 10 ton a rl a ula abilirdi.

42

Das könnte Ihnen auch gefallen