Sie sind auf Seite 1von 69

İlgeçler(Präpositionen)

 Präposition’lar genel olarak dört büyük gruba ayrılır:


 Sadece Akkusativ ile kullanılan Präposition’lar (Präpositionen mit Akkusativ):
 für, um, durch, ohne, gegen, entlang, bis, wider, per, pro

 Sadece Dativ ile kullanılan Präposition’lar (Präpositionen mit Dativ):


 ab, aus, bei, gegenüber, mit, nach, seit, von, zu, außer, entgegen,
entsprechend, gemäß, nebst, nächst, samt/mitsamt

 Hem Akkusativ hem Dativ ile kullanılan Präposition’lar (Präpositionen mit Akk. und Dat.):
 an, in, neben, auf, über, vor, unter, hinter, zwischen

 Genitiv ile kullanılan Präposition’lar(Präpositionen mit Genitiv):


 (an)statt/anstelle, trotz, während, wegen, außerhalb, innerhalb,
oberhalb, unterhalb, anhand, anlässlich, aufgrund, binen, dank,
diesseits, jenseits, hinsichtlich, infolge, inmitten, kraft, laut, mittels,
mit Hilfe, unweit, zeit, zufolge, zugunsten, zuungunsten, abseits,
abzüglich, anfangs, angesichts, ausgangs, ausschließlich,beiderseits,
betreffs, bezüglich, eingangs, einschließlich, halber, mangels,
namens, seitens, seitlich, seitwärts, unbeschadet, unfern,
ungeachtet/unerachtet, vermöge, vorbehaltlich, zuzüglich, zwecks

 Bunlardan bazıları hem Dativ hem de Genitiv ile kullanılır:


 binen, wegen, dank, zufolge, laut
Akkusativ ile Kullanılan Präposition’lar

 für: için, yerine; lehin(d)e, uğrun(d)a; göre; -e mahsus; ... değerinde, -(y)e; -lIk, -lIğIne
 für seine Familie ailesi için
 für drei Tage üç gün için , üç günlüğüne, üç günlük
 für mich benim için, benim yerime
 Ich bezahle für alle. Ben hepsinin yerine ödüyorum.
 Wort für Wort kelime kelime, kelimesi kelimesine

 um: etrafından, çevresinde; -de; -e doğru, aşağı yukarı, hakkında, hususunda; -den
 dolayı, yüzünden
 Wir sitzen um den Tisch. Masanın etrafında oturuyoruz.
 um 7 Uhr saat yedide

 durch: arasından, ortasından, içinden; vasıtasıyla; yüzünden, nedeniyle, sayesinde,


 ile, tarafından; esnasında, süresince, boyunca; suretiyle
 durch Deutschland Almanya’dan, Almanya boyunca
 durchs Fenster pencereden
 durch den Tunnel tünelden
 durch viele Jahre (hindurch) (birçok yıl boyunca/süresince)
 das ganze Jahr durch (hindurch) bütün bir yıl boyunca/süresince
 durch ein Erdbeben zerstört sein depremle tahrip olmak
 durch einen Freund finden bir arkadaş aracılığıyla bulmak
 ohne: -sız, -siz, -suz, -süz; ... olmadan
 Bu Präposition belirli tanımlık(bestimmter Artikel) ile kullanılmaz.
 ohne Tasche çantasız
 ohne Erfolg başarısız
 ohne Geld arbeiten parasız çalışmak

 gegen: karşı, -ye doğru, sularında; aşağı yukarı, yaklaşık; aksine; kıyasla, göre;
 bedel olarak, karşılığında
 gegen den Baum fahren ağaca doğru gitmek/sürmek
 gegen den Wind spielen rüzgâra karşı oynamak
 gegen 9 Uhr kommen saat dokuza doğru
 gegen Mitternacht, Abend gece yarısına, akşama doğru
 gegen Ende, Anfang des Jahres yılın sonuna, başına doğru
 ein gutes Mittel gegen Krebs kansere karşı iyi bir ilaç
 gegen das Rauchen sein sigara içmeye karşı olmak
 Ich bin gegen dich. Ben sana karşıyım.

 entlang: boyunca
 Bu Präposition adlardan sonra geldiğinde Akkusativ ile kullanılır. Bazen de Dativ ile
kullanılır. Adlardan önce geldiğinde Dativ, bazen de Genitiv olur.
 Adlardan sonra: Akkusativ
 Ich gehe den Fluss entlang. Nehir boyunca yürüyorum.
 die Straße entlang gehen cadde boyunca yürümek

Adlardan önce: Dativ ya da Genitiv:
 entlang dem Wall bent boyunca
 entlang den Hecken çit boyunca

 Entlang des Weges standen neugierige Leute. Yol boyunca meraklı insanlar
vardı.

 Aşağıdaki yapılarda görüldüğü gibi belirteç olarak da kullanılır:


 Am Zaun entlang gab es wunderschöne Blumen. Çit boyunca harika çiçekler vardı.
 An der Mauer entlang gab es viele Bäume. Duvar boyunca birçok ağaç
vardı

 bis: -e, -a, -ye, -ya kadar, dek, değin


 bis Kayseri Kayseri’ye kadar
 bis oben yukarıya kadar
 bis hier buraya kadar
 bis jetzt şimdiye kadar
 bis 6 Uhr saat altıya kadar
 bis Dienstag salıya kadar
 bis September eylüle kadar
 bis ersten Juli temmuzun birine kadar
 bis kommende Woche gelecek haftaya kadar
 bis Ende Juni haziranın sonuna kadar
 bis, başka Präposition’larla birlikte de kullanılmaktadır. Bu durumda
bis’den sonra gelen Präposition adın çekimine etki yapar:
 bis an den Rand des Abgrunds uçurumun kenarına kadar
 bis auf den Kapitän kaptana varıncaya kadar
 bis auf den Grund des Wasserssuyun dibine kadar
 bis in die Nacht gece yarısına kadar
 bis zur Schule okula kadar
 bis zum Bahnhof istasyona kadar
 bis zum 15. des Monats ayın on beşine kadar
 bis nach der Prüfung sınavdan sonrasına kadar
 bis vor einem Jahr bir yıl öncesine kadar
 von dort bis hier oradan buraya kadar
 von 8 bis 10 Uhr saat sekizden ona kadar
 vom 1. April bis 5. Mai 1 nisandan 5 mayısa kadar
 wider: karşı, aleyhinde, zıddına, aykırı
 Er handelt wider das Gesetz. O, kanuna aykırı hareket etmektedir.

 per: ile, aracılığıyla, vasıtası ile, eliyle


 per Post posta ile
 per Bahn demir yoluyla/trenle

 pro: için, başına


 pro Person kişi başına
 pro Stunde saat başına
 fünfzig Euro pro Person kişi başına elli avro
 zehn Euro pro Stunde saat başına on avro
Dativ ile Kullanılan Präposition’lar

 ab: -den itibaren, -den, başlayarak


 ab hier buradan itibaren
 ab Berlin Berlin’den itibaren
 ab heute bugünden itibaren/başlayarak
 ab Montag pazartesinden itibaren
 ab nächster (nächste) Woche gelecek haftadan itibaren
 ab dem ersten April bir nisandan itibaren
 ab ersten April bir nisandan itibaren

 aus: -den , (içinden); -den dolayı; -den mamul; içinden, arasından


 aus dem Kino kommen sinemadan gelmek
 aus der Schule okuldan
 aus einer Tasse Kaffee trinken bir fincandan içmek
 Er kommt (ist) aus Köln. O, Köln’lüdür / Köln’de yaşıyor.
 aus dem Türkischen ins Deutsche übersetzen Türkçeden Almancaya
çevirmek
 aus dem 15. Jh. 15. yüzyıldan
 Der Ring ist aus Gold Yüzük altındır/altındandır.
 aus Eifersucht kıskançlıktan
 bei: yanında, -de; etrafında, civarında, yöresinde; nezdinde, esnasında, iken;
 rağmen; eğer; arasında; göre, hesaba katılırsa.
 Mein Haus liegt beim Bahnhof. Benim evim istasyon civarındadır.
 bei İzmir İzmir yöresinde
 Sie war gestern beim Arzt. O, dün doktordaydı.
 Sie wohnt bei ihrer Tante. O, teyzesinin yanında kalıyor.
 bei mir, bei dir, bei ihnen benim yanımda, onun yanında, onların
yanında
 bei der Firma Siemens Siemens firmasında
 bei der Arbeit işte, iş sırasında
 bei der Ankunft in Bonn Bonn’a varış sırasında
 beim Schwimmen, beim Tanzen yüzerken, dans ederken
 bei schönem Wettergüzel havada

 gegenüber: karşı, karşısında, yüz yüze; kıyasla, nispetle


 Gegenüber der Post steht ein altes Gebäude.
 Postahanenin karşısında eski bir bina var.

 Der Post gegenüber steht ein altes Gebäude.


 Postahanenin karşısında eski bir bina var.

 Er sitzt mir gegenüber.
 O, karşımda oturuyor.

 Sie ist allen Leuten gegenüber immer freundlich.


 O, bütün insanlara karşı güler yüzlüdür.
 mit: ile, birlikte, beraber
 mit den Kindern, mit meinen Kindern çocuklarla, çocuklarımla
 mit dem Schlüssel die Tür öffnen anahtarla kapıyı açmak
 Wir heizen mit Gas. Biz gazla ısıtıyoruz.
 Ich suche ein Zimmer mit Bad. Ben banyolu bir oda arıyorum.

 Mit 60 Jahren ist er gestorben. O, 60 yaşında öldü.


 mit Geduld sabırla
 mit großer Freude büyük bir sevinçle

 nach :-(y)e, -(y)a; -den sonra; arkasın(d)a, ardı sıra; göre; geçe, geçiyor.
 Artikel’i olmayan şehir, ülke, kıta gibi yer adlarında oraya gidiyorum derken nach
kullanılır:
 Wir fahren nach Deutschland, München. Biz Almanya’ya Münih’e
gidiyoruz.
 nach oben, vorne, rechts, links yukarıya, öne, sağa, sola
 nach dem Westen batıya
 nach dem Regen Yağmurdan sonra
 Nach dem Essen trinke ich Tee. Yemekten sonra çay içerim.
 Nach mir bist du dran. Benden sonra sıra sende.
 nach Anfang Mai mayısın başından sonra
 Nach meiner Meinung ist der Satz falsch. Bana göre cümle yanlış.
 Meiner Meinung nach ist der Satz falsch. Bana göre cümle yanlış.
 dem Gesetz nach (nach dem Gesetz) kanuna göre
 nach Peter Peter’e göre/ Peter’den sonra
 Nach meiner Uhr ist es genau 7 Uhr. Saatime göre saat tam yedidir.
 seit: -den beri / bu yana / itibaren, -dir; üzerinden
 Ich wohne seit dem 10. Mai in Ankara.
 Ben 10 mayıstan beri Ankara’da oturuyorum.

 seit einem Tag, seit vier Tagen bir günden beri, dört günden beri
 seit einem Jahr, seit vier Jahren bir yılan beri, dört yıldan beri
 seit Montag pazartesiden bu yana
 seit Februar şubattan beri

 seit Anfang November kasımın başından beri


 seit der Geburt meines Sohnes oğlumun doğumundan beri

 von: -den, tarafından, -ın, -nın (Genitiv); -den mamul


 Die Touristen kommen von Amerika. Turistler Amerika’dan
geliyor.
 Sie kommen von der Stadt Ankara. Onlar Ankara şehrinden
geliyor.
 Ich komme von ihm, von ihnen Ben ondan, onlardan
geliyorum.
 Wir sind sehr müde von der Arbeit. Biz işten çok yorgun düştük.
 Das ist der Schlüssel von meinem Nachbarn. Bu komşumun anahtarıdır.

 Die Romane von ihm sind weltweit berühmt.


 Onun romanları dünyaca ünlüdür.

 Ich danke Ihnen für Ihren Brief vom 20.2.2005.


 20.2.2005 tarihli mektubunuz için teşekkürler.
 von .... bis: -den –(y)e kadar
 von 2002 bis 2010 2002’den 2010’a kadar
 von hier bis dort buradan oraya kadar
 von Edirne bis KarsEdirne’den Kars’a kadar

 von .... ab: -den itibaren


 Von der Post ab dauert es nur zehn Minuten.
Postahaneden sadece on dakikadır.

 von .... aus: -den, -dan


 Vom Turm aus kann man die Berge sehen. Kuleden dağlar görülebilir.

 von .... an: -den itibaren


 Von 18 Uhr an ist das Büro geschlossen. Saat 18’den itibaren büro
kapalıdır.

 von .... auf: -(y)ı, -(y)i -(y)e, -(y)a bağlayan ....; -den -(y)e
 in der Nacht vom Sonntag auf Montag
 pazarı pazartesine bağlayan gecede

 von … zu
von Tag zu Tag günden güne, gün geçtikçe, günbegün
 von Land zu Land ülkeden ülkeye
 zu: -(y)e, -(y)a; yanına; de, içinde, ilaveten, ek olarak, ile, ile birlikte; için, amacıyla
 Wir gehen zu Maria.Biz Maria’ya gidiyoruz.
 Ich gehe zu meinem Vater. Ben babama gidiyorum.
 zu mir, zu dir, zu ihm, zu ihnen bana, sana, ona, onlara

 Ich gehe zur Schule, zur Uni, zur Post, zum Bahnhof, zum Finanzamt.
 Ben okula, üniversiteye, postahaneye, istasyona, maliyeye gidiyorum.

 Wir gehen zum Schwimmen, zum Tanzen.


 Biz yüzmeye, dans etmeye gidiyoruz.

 zu Weihnachten
 Noel’de/Noel münasebetiyle

 Der Dieb wurde zu 3 Jahre Gefängnis verurteilt.


 Hırsız 3 yıl hapse mahkum edildi.

 Zu unserer Zeit gab es noch keinen Fernsehen.


Zamanımızda daha televizyon yoktu.

 etw zum Geburtstag kaufen


 doğum günü için bir şey satın almak

 Zum Beweis seiner Liebe schenkte er ihr Blumen.


 Aşkının ispatı için ona çiçek hediye etti.


 Zum besseren Verständnis des Themas muss man folgendes machen:
 Konunun daha iyi anlaşılması için şunlar yapılmalıdır:

 Dort stehen ein paar Schuhe zu 60 Euro.


 Orada 60 euroya bir kaç ayakkabı var.

 Das Fußballspiel endete 3: 0 (drei zu null).


 Maç 3-0 bitti.

 Ich wette 1 zu 10, dass er jetzt zu Hause ist.


 Bire on bahse girerim ki o şimdi evdedir.

 zu Hause sein evde olmak


 zu Mittag / Abend essen öğle/akşam yemeğini yemek

 außer: dışında, -den başka


 Außer mir versteht niemand diese Sprache.
 Benden başka hiç kimse bu dili anlamıyor.

 Außer diesem Haus hat er noch zwei Hauser.


 Onun bu evden başka iki evi daha var.

 außer Betrieb, Dienst sein


 bozuk / servis dışı
 entgegen: karşın, aksine, zıt olarak, karşı, karşısına, karşısında
 Entgegen meinen Erwartungen war das Wetter sehr regnerisch.
 Beklentilerimin aksine hava çok yağmurluydu.

 Den Vorstellungen seines Vaters entgegen hat er nicht studiert.
 Babasının düşüncesinin aksine yüksek okula devam etmedi.

 entsprechend: uygun, göre, benzer


 Entsprechend seiner Meinung hat er gehandelt.
 Düşüncesine uygun biçimde hareket etti.

 Er hat seinem Fleiß entsprechend eine Note bekommen.


 Çabasına uygun bir not aldı.

 gemäß: göre, gereğince, uygun olarak


 Addan önce ve sonra gelebilir:
 gemäß dem Gesetz kanuna göre/ kanun gereğince
 dem Gesetz gemäß kanuna göre/ kanun gereğince

 nebst: ile birlikte


 Genellikle Artikel’siz kullanılır:
 Ich verkaufe das Haus nebst Garage. Evi garaj(ıy)la birlikte satıyorum.

 nächst: -den hemen sonra, dışında


 Nächst dem Bahnhof steht die Post.İstasyondan hemen sonra postahane
gelir.
 samt(mitsamt): ile birlikte, dahil
 samt ihm
 onunla birlikte / o dahil

 Das Schiff ist bei dem Sturm samt Mannschaft gesunken.


 Gemi fırtınada mürettebatıyla birlikte battı.

 zuliebe: hatırı için


 Seiner Frau zuliebe blieb er zu Hause.
 Hanımının hatırı için evde kaldı.
Akkusativ ve Dativ ile Kullanılan Präposition’lar

 an, auf, hinter, in, neben, über, unter, vor, zwischen


 Bu Präposition’lar bir cümlede kullanılırken, kullanıldıkları yerde eğer wohin (nereye)
sorusu sorulabiliyorsa Akkusativ, wo (nerede) ya da wann (ne zaman) sorulabiliyorsa
Dativ ile kullanılırlar. Dolayısıyla bunlar genellikle ya yer ya da zamanla ilgili
sözcüklerle kullanılır.
 wohin Akkusativ Ich gehe in das Kino. Sinemaya gidiyorum.
 wo  Dativ Ich bin in dem Kino. Sinemadayım.)
 wann  Dativ Ich gehe am Montag ins Kino. Pazartesi sinemaya
gidiyorum.

 an: -de, -da, yakının(d)a, başın(d)a, -e, -a, (-ye, -ya)


 wohin  Akkusativ
 Peter hängt das Bild an die Wand . Peter resmi duvara asıyor.
 Wohin?Akk. Nereye?

 Nehir, deniz, göl gibi suların söz konusu olduğu yerlere giderken an kullanılır.
 Mein Freund fährt an das (ans) Meer. Arkadaşım denize gidiyor.
 wo  Dativ
 Das Bild hängt an der Wand. Resim duvarda asılı duruyor.
 Wo? Dat. Nerede?

 Trabzon ist am Schwarzmeer. Trabzon Karadeniz’dedir.
 wann  Dativ
 Gün, günün zamanları ve tarihlerde an kullanılır:
 Die Gäste kommen am(an dem) Montag. Misafirler pazartesi geliyor.
 Wann?Dativ Ne zaman?

 am Montag pazartesi Ancak: in der Nacht


gece
 am Abend akşam
 am Anfang başta, başında
 am Ende der Woche haftanın sonunda
 Pelin ist am 21.3.2000 geboren. Pelin 21.3.2000’de doğdu.

 wann  Dativ
 Gün, günün zamanları ve tarihlerde an kullanılır:
 Die Gäste kommen am(an dem) Montag. Misafirler pazartesi
geliyor.
 Wann?Dativ Ne zaman?

 am Montag pazartesi Ancak: in der Nacht
gece
 am Abend akşam
 am Anfang başta, başında
 am Ende der Woche haftanın sonunda
 Pelin ist am 21.3.2000 geboren. Pelin 21.3.2000’de doğdu.
 in: içine, -e, -a, -ye, -ya, -de, -da, içinde, zarfında, ile

 Ich lege das Geld in die Tasche. Ben parayı çantaya koyuyorum.
 Wir fahren in die Türkei. Biz Türkiye’ye gidiyoruz.
 in das Theater tiyatroya
 in die Schule okula
 Er hat eine Villa in diesem Dorf. Onun bu köyde bir villası var.
 im Hotel otelde
 im Ausland yurtdışında
 in der Schule okulda
 in der Schweiz İsviçre’de
 in Deutschland Almanya’da
 in Ankara Ankara’da
 im Zimmer odada

 Hafta, ay, yıl ve mevsimler ile günün zamanları olan Nacht ve Früh sözcüklerinde in
kullanılır:

 in dieser Woche bu hafta


 im Juni, Juli, Oktober haziranda, temmuzda, eylülde
 im Frühling, Sommer, Herbst, Winter ilkbaharda, yazın, sonbaharda, kışın
 in diesem Jahr bu yıl(da)
 im Jahre 2005 2005 yılında
 im 20. Jh.20. yy.da
 2006 2006’da
 in vier Stunden dört saatte
 Birden fazla günlerde in kullanılır:
 in zehn Tagen on günde/on gün içinde/ on gün
zarfında

 Dikkat: Bu ayda, bu haftada, bu yılda vs. derken iki türlü söyleniş biçimi
vardır. Ya in ile ya da in olmadan. in olmadığı zaman sözcük Akkusativ
olur:

 Er fliegt in dieser Woche nach Deutschland. Er


fliegt diese Woche nach Deutschland.
 Bu hafta Almanya’ya uçuyor.
 auf: üstüne, üstünde, -de, -da, -a, -e, -e doğru, için

 Das Kind geht auf die Straße.


 Çocuk sokağa çıkıyor.

 Wir gehen auf den Bahnhof, auf die Bank, auf die Post.
 Biz istasyona, bankaya, postahaneye gidiyoruz.

 Das Kind ist auf der Straße. Çocuk sokaktadır.


 Das Paket liegt auf dem Stuhl. Paket sandalyenin üstünde duruyor.

 Zamanla ilgili sözcüklerle birlikte Akkusativ ile kullanılır.


 Auf die Dauer ist dieser Lärm unerträglich. Bu gürültü uzun süreli çekilmez.
 Der erste Ferientag fällt auf einen Freitag. İlk tatil günü cumaya gelmektedir.

 Başka Präposition ya da belirteçlerle de kullanılabilir:

 auf.........zu : Bir şeyin üstüne doğru olan hareketi belirtir.


 Der Polizist läuft auf ihn zu. Polis onun üstüne doğru yürüyor.

 auf........hinaus
 Ich habe auf Jahre hinaus verschuldet. Birçok yıllar için borçlandım.

 auf..........hin
 Auf diesen Bericht hin muss man einige Massnahmen treffen.
 Bu haber üzerine bazı önlemlerin alınması gerekir.
 über: üzerine, üzerinde, üzerinden, yoluyla, bir şey hakkında, bir şeyin
 ötesinde, bir şeyi aşmak, - den fazla, esnasında, sırasında, boyunca,
 bir şeyden dolayı

 Ich hänge das Bild über den Sessel. Resmi koltuğun üzerine asıyorum.
 Wir fahren über Ankara nach İstanbul. Ankara üzerinden İstanbul’a gidiyoruz.
 Das Bild hängt über dem Sessel. Resim koltuğun üzerinde asılı duruyor.

 Dikkat: auf ile über, yer ile ilgili sözcüklerle kullanılırken dikkat etmek gerekir. auf tam
üstündedir, yani boşluk yoktur, über’de ise arada belli bir boşluk ve mesafe vardır.

 Bu Präposition diğerlerinin aksine zamanla ilgili sözcüklerle Akkusativ ile kullanılır.


 Die Versammlung dauerte über drei Stunden.
 Toplantı üç saatten fazla sürdü.

 Ich studiere schon über ein Jahr in İzmir.
 Bir yılı aşkındır İzmir’de öğrenim görüyorum.

 Der Professor redete über eine Stunde. Profesör bir saatten fazla konuştu.

 Er gab mir eine Rechnung über 50 Euro. Bana 50 euroyu aşkın bir
hesap çıkardı.

 Es gibt verschiedene Meinungen über dieses Thema .


 Bu konuda/konuya ilişkin farklı görüşler vardır.
 hinter: arkasına, arkasında, ardına
 Ich lege den Ball hinter den Stuhl. Topu sandalyenin arkasına koyuyorum.
 Der Ball liegt hinter dem Stuhl. Top sandalyenin arkasında duruyor.

 unter: altına, altında, arasına, arasında, içine, içinde, esnasında


 Maria legt den Ball unter den Tisch. Maria topu masanın altına koyuyor.
 Der Ball liegt unter dem Tisch. Top masanın altında duruyor.

 Unter den Kindern gab es große Freude.


 Çocuklar arasında büyük bir sevinç vardı.

 Unter uns gesagt, er ist sehr faul.


 Laf aramızda, o çok tembeldir.

 Jugendliche unter 18 Jahren dürfen nicht eintreten.


 18 yaşından küçük gençlerin girmesi yasaktır.

 vor: önüne, önünde, -den önce, -den dolayı, huzurunda, kala, var.
 Die Frau stellt den Mülleimer vor die Tür.
 Kadın çöp kovasını kapının önüne koyuyor.

 Der Mülleimer steht vor der Tür.


 Çöp kovası kapının önünde duruyor.

 In der Schlange standen viele Leute vor mir.


 Kuyrukta birçok insan önümde duruyordu.


 Es ist 5 vor 7 Uhr. Saat yediye beş var.
 Es ist 5 vor 7. Yediye beş var.

 Er arbeitete vor zehn Jahren im Ausland.


 O, on yıl önce yurt dışında çalışıyordu.

 Ich hatte vor der Prüfung Kopfschmerzen.


 Sınavdan önce başım ağrıyordu.

 neben: yanına, yanında, tarafın(d)a, -den başka, dışında, ile beraber,


 birine nispetle
 Ich stelle den Stuhl neben den Tisch.
 Sandalyeyi masanın yanına koyuyorum.

 Die Dame setzt sich neben mich. Bayan yanıma oturuyor.


 Der Stuhl ist neben dem Tisch. Sandalye masanın yanındadır.

 Der alte Herr neben dir ist mein Großvater.


 Yanındaki yaşlı bey büyük babam olur.
 zwischen: arasına, arasında, ortasına, ortasında

 Ich setze mich zwischen meinen Vater und meine Mutter.


 Babamla annemin arasına oturuyorum.

 Das Kind nahm den Vogel zwischen seine Hände.


 Çocuk kuşu ellerinin arasına alıyor.

 Dieser Zug verkehrt zwischen Köln und Bonn.


 Bu tren Köln ile Bonn arasında işliyor.

 Er sitzt zwischen mir und meinem Vater.


 O, benimle babamın arasında oturuyor.

 Der Botschafter vermittelt zwischen den Regierungen.


 Elçi hükümetler arasında aracılık yapıyor.

 Wir kommen zwischen 8 und 9 Uhr.


 Biz saat sekizle dokuz arasında geliriz.
 Präposition’ların Artikel’lerle Kısaltılması
 Akkusativ
 an das  ans (an das Meer  ans Meer)
 auf das  aufs (auf das Dach  aufs Dach)
 für das  fürs (für das Kind  fürs Kind)
 in das  ins (in das Kino  ins Kino)
 um das  ums (um das Haus  ums Haus)

 Dativ
 an dem  am (an dem Montag  am Montag)
 in dem  im (in dem Bus  im Bus)
 bei dem  beim (bei dem Freund  beim Freund)
 von dem  vom (von dem Mann  vom Mann)
 zu dem  zum (zu dem Tanzen  zum Tanzen)
 zu der  zur (zu der Post  zur Post)
Genitiv ile Kullanılan Präposition’lar
 während: esnasında, sırasında, esnada, sırada, iken, boyunca
 Während der Hochzeit sind alle Verwandten und Bekannten gekommen .
 Düğün sırasında bütün akraba ve tanıdıklar geldi.

 trotz: rağmen, karşın, ile beraber, bir şeye bakmayarak


 Trotz des heftigen Regens spielten wir Fußball.
 Şiddetli yağmura rağmen futbol oynadık.

 wegen: -den / -dan dolayı, ötürü, nedeniyle, yüzünden, uğruna, için


 Wegen seiner Krankheit kann er nicht schwimmen.
 Hastalığı nedeniyle yüzemiyor.
 Bu Präposition, yazı dilinde Genitiv ile, konuşma dilinde ve Genitiv’in açıkça
belli olmadığı durumlarda Dativ ile kullanılır. Adlardan sonra da gelebilir:
 Ich habe meiner Kinder wegen nicht in Urlaub fahren können.
 Çocuklarım yüzünden tatile gidemedim.
 Ich tue das nur wegen dir. Bunu senin için yapıyorum.

 statt, anstatt, anstelle: yerine


 Er kaufte statt eines Autos ein Fahrrad. Bir otomobil yerine bir
bisiklet satın aldı.
 außerhalb: dışında, hariç, haricinde, haricine, dış tarafında, -den masun
 Kommen Sie bitte nicht außerhalb der Sprechstunde!
 Lütfen, görüşme saatlerinin dışında gelmeyin!

 innerhalb: içinde, zarfında, iç tarafında, iç kısmında


 innerhalb eines Jahres bir yıl zarfında/içinde

 oberhalb: yukarıda,yukarısında, üst tarafında, üst kısmında


 Der Wald ist oberhalb der Stadt.
Orman şehrin yukarısındadır.

 unterhalb: aşağısında, altında, alt tarafında, alt kısmında


 Unterhalb des Dorfes wird eine Fabrik gebaut.
 Köyün aşağısında bir fabrika inşa ediliyor.

 binnen: içinde, zarfında


 Er muss seine Schulden binnen eines Monats bezahlen.
 Borçlarını bir ay içinde ödemek zorunda.

 diesseits: bu tarafında, beride


 Diesseits des Flusses ist ein kleines Dorf.
Nehrin bu tarafında küçük bir köy var.
 jenseits: öte/öbür/diğer tarafında, ötede, karşısında
 Jenseits dieser Grenze ist die Türkei.
Bu sınırın öte tarafı Türkiye’dir.

 hinsichtlich: bir şeyle ilgili, bir şeye dair, ilişkin, bakımından, bağlamında,
hususunda, etrafında, gelince
 Ich will hinsichtlich dieses Themas etwas sagen.
 Bu konuyla ilgili bir şey söylemek istiyorum.

 dank: sayesinde, kuvvet


 Genitiv ya da Dativ ile kullanılabilir:
 Dank meines Fleißes habe ich die Prüfung bestanden.
Dank meinem Fleiß habe ich die Prüfung bestanden.
 Çalışkanlığım sayesinde sınavı başardım.

 kraft: sayesinde, gereğince, dolayısıyla, kuvvetiyle


 Kraft meiner Fähigkeit habe ich viele Fremdsprachen gelernt.
 Yeteneğim sayesinde birçok yabancı dil öğrendim.
 laut: göre, gereğince, hükmünce, hükmüne, nazaran
 Genitiv ya da Dativ ile kullanılabilir:
 Laut Gesetz vom 13. April 2005 13 Nisan 2005 tarihli kanuna
göre
 Laut ärztlichem Gutachten soll der Kranke im Bett liegen.
 Doktor raporuna göre hastanın yatakta yatması gerekiyor.

 anhand: vasıtasıyla, ile, bir şeye dayanarak


 Anhand eines Wörterbuchs kannst du die Wörter erklären.
 Bir sözlükle/ sözlük vasıtasıyla sözcükleri açıklayabilirsin.

 mittels, vermittels: ile, yardımıyla, aracılığıyla


 Mittels eines gefälschten Dokuments nahm er am Kurs teil.
 Sahte bir belge yardımıyla kursa katıldı.

 mit Hilfe: yardımıyla


 Mit Hilfe eines Wörterbuchs kann man die Wörter erklären.
 Bir sözlük yardımıyla kelimeler açıklanabilir.

 anlässlich: dolayısıyla, münasebetiyle, vesilesiyle


 Anlässlich des 10. Todesjahres des Schriftstellers wurden seine
 Werke neu herausgegeben.
 Yazarın 10. ölüm yıldönümü münasebetiyle eserleri yeniden basıldı.
 aufgrund: bir şeye dayanarak, binaen, istinaden, gereğince, dolayısıyla
 Der Täter wurde aufgrund der Zeugenaussagen freigesprochen.

 infolge: -den dolayı, yüzünden, dolayısıyla, neticesi olarak, sayesinde


 Infolge des Streiks war der gesamte Verkehr lahm gelegt.
 Grev nedeniyle bütün trafik felç oldu.

 zufolge: göre, gereğince, neticesinde


 Er braucht zufolge des internationalen Abkommens kein Visum.
 Uluslararası anlaşma gereğince vize almasına gerek yok.

 Addan sonra Dativ olur:


 Dem Gerücht zufolge sei die Königin gestorben.
 Rivayete göre kraliçe ölmüş.

 um....willen: için, uğruna, yüzünden


 Um meiner Gesundheit willen habe ich aufgehört zu rauchen.
 Sağlığım için sigara içmeyi bıraktım.

 unweit, unfern: yakınında, civarında, yöresinde


 Unweit des Dorfes befindet sich ein großer Wald.
 Köyün yakınında büyük bir orman var.
 abseits: uzak, uzakta, dışında, ötesinde
 Das Hotel steht abseits der Straße.Otel caddenin ötesindedir.

 inmitten: ortasında, arasında, meyanında


 Inmitten des Meeres liegt eine kleine Insel.
 Denizin ortasında küçük bir ada bulunuyor.

 zugunsten: çıkarına, çıkarı için, yararına, lehine


 Dieser Ball wurde zugunsten des Halbmondes veranstaltet.
 Bu balo Kızılay yararına düzenlendi.

 zuungunsten: aleyhine, zararına


 Diese Bedingungen sind zuungunsten des Exporteurs.
Bu şartlar ihracatçının aleyhinedir.

 zeit: sırasında, esnasında, boyunca, bütün -da


 Er war zeit seines Lebens immer krank.
 Hayatı boyunca hep hastaydı.

 abzüglich: çıktıktan, düştükten sonra


 abzüglich der (Un)kosten masraflar çıktıktan sonra
 ausschließlich: hariç
 ausschließlich der Kosten masraflar hariç

 anfangs: başlangıçta, başında


 Anfangs der achtziger Jahre war die Wirtschaft sehr gut.
 Seksenli yılların başında ekonomi çok iyiydi.

 ausgangs: sonunda
 ausgangs der siebziger Jahre yetmişli yılların sonunda

 angesichts: karşısında, nazaran, nazarı itibara alınarak, göre


 Angesichts der Armut der Menschen muss man einige Maßnahmen
treffen.
 İnsanların yoksulluğu nazarı itibara alınarak bazı tedbirlerin alınması lâzım.

 beiderseits : her iki tarafında, karşılıklı


 beiderseits des Bosporus Boğaziçi’nin her iki tarafında

 betreffs: hususunda, hakkında, dair, etrafında, üzerinde, üzerine


 betreffs der letzten Lieferung son mal teslimi hususunda

 eingangs: başlangıçta, başında, girişte


 eingangs des Briefes mektubun başında
 bezüglich: üzerine, bir şeyle ilgili, hakkında, ilişkin
 bezüglich Ihres Schreibens vom 21.3.2000
 21.3.2000 tarihli yazınızla ilgili

 einschließlich: dahil, ile, birlikte


 einschließlich aller Unkosten
bütün masraflarla birlikte/bütün masraflar dahil

 halber: olması için,nedeniyle, -sın diye, -den dolayı, uğruna, uğrunda


Der Bequemlichkeit halber fahre ich mit eigenem Auto.
 Rahatlığı nedeniyle kendi otomobilimle gidiyorum.

 mangels: bulunmamasından dolayı, eksik, yetersiz


 Der Täter wurde mangels ausreichender Beweise freigesprochen.
 Suçlu delil yetersizliğinden dolayı serbest bırakıldı.

 seitens, von Seiten: tarafından, -ce / -ca(-ça / -ça)


 seitens der Regierung hükümet tarafından /
hükümetçe
 von Seiten der Regierung hükümet tarafından /
hükümetçe

 seitlich: yanında
 seitlich des Gartens bahçenin yanında
 unbeschadet: bozmadan, zarar ziyan getirmeden /vermeden
 unbeschadet unsrer großen Verdienste
 büyük kazancımıza zarar vermeden

 ungeachtet, unerachtet: rağmen, karşın, bir şeye bakmayarak


 Addan önce ya da sonra kullanılabilir:
 ungeachtet der Schwierigkeiten güçlüklere rağmen / bakmadan

 vermöge: sayesinde, yoluyla


 vermöge seiner Kenntnisse bilgileri sayesinde

 vorbehaltlich: şartı ile, -mek / -mak üzere


 vorbehaltlich seiner Zustimmung onun onaylaması şartıyla

 zuzüglich: ilavesiyle, eklenmesiyle, katılmasıyla


 zuzüglich der Kosten masrafların ilavesiyle

 zwecks: için, amacıyla


 Genellikle Artikel’siz kullanılır:
 Zwecks besserer Koordination wurden manche Ministerien
zusammengelegt.
 Daha iyi bir koordinasyon için bazı bakanlıklar birleştirildi.
Präposition’ların Soru Sözcüklerine
Göre Gruplandırılması
 woher : aus, von

 wohin : gegen, um; an, auf, hinter, in, neben, unter, über, vor, zwischen;
 nach, zu

 wo : um; an, auf, hinter, in, neben, unter, über, vor, zwischen; bei,
 gegenüber, zu

 wann : gegen, um; an, in, vor, zwischen; bei, nach, von, zu; außerhalb,
 binnen, während
Eylemlerin Kullanılma Biçimleri
 Eylemlerin bu tür kulanımlarında Türkçeye uymayanlara dikkat ediniz.Çünkü uymayanlar da söz
konusudur.

 1. İki Nominativ ile Kullanılan Eylemler


 sein : olmak, bulunmak, mevcut olmak
 werden : olmak, (renk)kesilmek, meydana gelmek, doğmak, gelişmek, çıkmak
 Kişiler Nesneler
 wer kim was ne

 Dieser alte Herr ist der Arzt. Bu yaşlı bey doktordur.
 Wer?Nominativ Wer?Nom.

 2. Akkusativ ile Kullanılan Eylemler


 Kişiler Nesneler
 wen kimi was ne(yi)

 besuchen : ziyaret etmek


 Wen besuchen Sie? Kim-i ziyaret ediyorsunuz?
 Ich besuche meinen Onkel. Amcam-ı ziyaret ediyorum.
 Wen? Akkobj.

 Was essen Sie? Ne-y-i yiyorsunuz?


 Ich esse das Brot. Ekmeğ-i yiyorum.
 Was? Akkobj.
 3. Dativ ile Kullanılan Eylemler
 danken: teşekkür etmek
 Wem danken Sie? Kim-e teşekkür ediyorsunuz?
 Ich danke dem Lehrer. Öğretmen-e teşekkür ediyorum.
 Wem?Dativobjekt

 4. Akkusativ ve Dativ ile Kullanılan Eylemler


 Kişiler Nesneler
 Akkusativ :wen kim-i was ne(yi)
 Dativ :wem kim-e --------------

 schreiben: yazmak
 Wem schreiben Sie? Kim-e yazıyorsunuz?
 Ich schreibe meinem Vater. Babam-a yazıyorum.
 Wem?Dativobjekt

 Was schreiben Sie? Ne-y-i yazıyorsunuz?


 Ich schreibe den Brief. Mektub-u yazıyorum.
 Was?Akkusativobjekt
 Ich schreibe meinem Sohn den Brief. Oğlum-a mektub-u yazıyorum.
 Wem?Datobj. Was?Akkobj.
 5. Akkusativ ve Dativ ile Kullanılmayan Eylemler
 schlafen: uyumak, dikkat etmemek, cinsel ilişkide bulunmak
 Das Baby schläft im Bett. Bebek yatakta uyuyor.

 6. İki Akkusativ ile Kullanılan Eylemler


 Almanca çok az sayıdaki bazı eylemler cümlede iki Akkusativ’le kullanılır.
 lehren: öğretmek
 Er lehrt meinen Sohn eine Fremdsprache.
Akkusativobj. Akkusativobj.
 Wen: kime Was: neyi
 O, oğlum-a yabancı bir dil-i öğretiyor.

 7. Genitiv ile Kullanılan Eylemler


 sich rühmen: övünmek
 Man muss sich seiner Tat nicht rühmen.
 Genitivobjekt
 İnsan yaptıklarıyla övünmemeli.

 8. Akkusativ ve Genitiv ile Kullanılan Eylemler
 anklagen: birini bir şeyle suçlamak
 Man klagt diesen Bettler des Meineids an.
 Akkusativobj Genitivobjekt
 9. Präposition’larla Kullanılan Eylemler
 jdm für etwas A danken: birine bir şey için teşekkür etmek
 Ich danke meinem Freund für die Hilfe .
 Präpositionalobjekt
 Arkadaşıma yardım için teşekkür ediyorum.

 Präposition’lu eylemlerde, soru ve cevaplama biçimleri, kişi ve nesnelere
göre farklı olur:

 Kişiler
 an jdn/etwas A denken: birini/bir şeyi düşünmek
 Sie denkt an ihren Vater. O, babasını düşünüyor.
 an wen?

 An wen denkt sie? O, kimi düşünüyor?


 Denkt sie an ihren Vater? O, babasını mı düşünüyor?
 Ja, sie denkt an ihn. Evet, o, onu düşünüyor.

 Kişiler
 Soru Cevap
 an wen? an ihren Vater kimi? babasını
 an ihn onu
 Nesneler
 Er wartet auf den Bus. O, otobüsü bekliyor.
 wo-r-auf?

 Wo-r-auf wartet er? O, neyi bekliyor?


 Wartet er auf den Bus? O, otobüsü mü bekliyor?
 Ja, er wartet da-r-auf. Evet, onu bekliyor.

 Nesneler
 Soru Cevap
 wo-r-auf?  auf den Bus neyi?  otobüsü
  da-r-auf  onu

 wo-mit?  mit dem Zug ne ile?  trenle
  da-mit  onunla
 Sonuç olarak kişi ya da nesne olma durumuna göre soru ve cevaplar şöyle
olur:
 Kişiler Nesneler
 Soru Cevap Soru Cevap
 Akkusativ: an wen?  an ihn(dich vs.) wo-r-an?  da-r-an
 auf wen?  auf ihn “ wo-r-auf?  da-r-auf
 für wen?  für ihn “ wo-r-über?  da-r-über
 über wen?  über ihn “ wo-r-um?  da-r-um
 gegen wen?  gegen ihn “ wo-r-in?  da-r-in
 um wen?  um ihn “ wogegen?  dagegen
 in wen?  in ihn “ wofür?  dafür
 durch wen?  durch ihn “ wodurch?  dadurch

 Dativ: an wem?  an ihm (dir vs.) wo-r-an?  da-r-an


 bei wem?  bei ihm “ wovon?  davon
 mit wem?  mit ihm “ womit?  damit
 nach wem?  nach ihm “ wobei?  dabei
 von wem?  von ihm “ wonach?  danach
 zu wem?  zu ihm “ wozu?  dazu
 darauf, daran, damit, darüber gibi belirreçler (Pronominaladverb) (belirteç)
dass bağlacıyla ya da zu + Infinitiv ile kurulan yan cümlelerle açıklanır:
 Sie wartet darauf, dass jemand ihr hilft.
 Pronominaladverb
 O, birinin kendisine yardım etmesini bekliyor.

 Sie wartet darauf. O, onu bekliyor.


 Pronominaladverb

 Worauf wartet sie? O, neyi bekliyor?


 ,dass jemand ihr hilft. birinin kendisine yardım etmesini

 Wir haben uns daran gewöhnt, jeden Tag um 6 Uhr aufzustehen.


 Her gün saat 6’da (yataktan)kalkmaya alıştık.

 Wir haben uns daran gewöhnt. jeden Tag um 6 Uhr


aufzustehen Biz ona alıştık. her gün saat 6’da
(yataktan)kalkmak
Belirteçler
 Aslı belirteç olan sözcükler:
 heute bugün sehr çok

 Belirteç olarak kullanılabilen sözcükler:


 Bütün sıfatlar ve partisipler (Partizip I, Partizip II) belirteç olarak kullanılabilir:
 gut iyi kommend gelen (Partizp I)
 reich zengin verletzt yaralanan/yaralı (Partizp II)

 Belirteçler çümle içinde ya eylemle, ya sıfatla ya da yine bir belirteçle birlikte


kullanılır.
 Eylem ile birlikte:
 Der Sportler läuft schnell. Sporcu hızlı koşuyor.
 ....Adverb
 Belirteç ile birlikte:
 Dilara ist sehr fleißig. Dilara çok çalışkandır.
 Adverb Adverb
 Mein Freund ist ganz gesund. Arkadaşım oldukça sağlıklı.
 Sıfatla birlikte:
 Christina ist eine sehr faule Studentin.
 Adverb Adjektiv
 Der schwer verletzte Mann wurde operiert. Ağır yaralı adam ameliyat
edildi.
 Belirteçler türleri açısından şu gruplara ayrılır:

 1. Yer Belirteçleri
 Bazı belirteçler yer belirtir(Lokaladverbien) ve wo(nerede), wohin(nereye),
woher(nereden) gibi yer ile ilgili sorulara cevap verir.

 wo?
 Wir sitzen immer dort. Biz hep orada oturuyoruz.
Wo?

 hin-her
 hin: Hareketin konuşandan öbür tarafa doğru olduğunu belirtir ve
konuşandan uzaklaşma söz konusudur.
   Er geht hinauf. O, yukarıya gidiyor.

 her: Hareketin konuşana doğru olduğunu belirtir ve konuşana doğru


yaklaşma söz konusudur.
   Er kommt herunter. O, aşağıya geliyor.
 Bu belirteçler Präposition’lar başta olmak üzere başka sözcüklerle de sıkça
kullanılır:
 hinein : içeriye (uzaklaşarak) herein (rein) : içeriye (yaklaşarak)
 hinaus : dışarıya heraus (raus) : dışarıya
 hinauf : yukarıya herauf (rauf) : yukarıya
 hinüber : öbür tarafa herüber (rüber) : bu tarafa
 hinunter : aşağıya herunter (runter): aşağıya

 Ayrıca birlikte aynı yöne doğru yapılan hareketler için de her kullanılır:
   
 
 Meine Tochter kommt hinter mir her. Kızım arkamdan
geliyor.
 2. Zaman Belirteçleri
 Bu belirteçler zamanla ilgilidir(Temporaladverbien) ve wann(ne zaman), seit
wann(ne zamandan beri), bis wann(ne zamana kadar), wie lange(daha ne
kadar), wie oft(kaç kere, hangi sıklıkta) gibi zamanla ilgili sorulara cevap
verirler.
 Hast du heute keine Prüfung? Bugün sınavın yok mu?
 Wann?

 3. Tarz ve Hal Belirteçleri


 Tarz ve hal belirteçleri (Modaladverbien), bir işin nasıl yapıldığını belirtir ve
wie(nasıl), auf welche Weise(hangi tarzda), mit welcher Intensität(hangi
sıklıkla) gibi sorulara cevap verir.
 In der Türkei sind die Menschen sehr gastfreundlich.
 Wie?
 Türkiye’de insanlar çok misafirperverdir.

 4. Neden Belirteçleri
 Neden ile ilgili belirteçler(Kausaladverbien)
warum/weshalb/weswegen(neden, neden dolayı, niçin), wozu(neye, ne
diye, niçin, hangi maksatla), womit(ne ile), wodurch(ne ile, ne surettle),
wofür(ne için, neye), zu welchem Zweck(ne amaçla, hangi amaç için) gibi
sorulara cevap verir ve bir nedeni, bir sonucu ya da amacı gösterir.
 Das Wetter ist regnerisch. Wir bleiben deshalb zu Hause.
 Hava yağmurlu. Bu nedenle evde kalıyoruz.
 Akkusativ, Dativ ve Präposition’larla Kullanılan Belirteçler
 Bu tür belirteçlerde genellikle sein(olmak) eylemi kullanılır. Ancak werden, haben,
machen, tun gibi başka eylemler de kullanılabilir.

 Akkusativ ile Kullanılanlar


 Çok az sayıdaki bazı belirteçler Akkusativ ile kullanılır.
 alt (sein): yaşında olmak Das Baby ist einen Monat alt. Bebek bir
aylık.
 Akkusativ
 Dativ ile Kullanılanlar
 Bazı belirteçler de Dativ ile kullanılır.
 jdm ähnlich (sein) : birine benzemek
 Er ist seinem Vater ähnlich. O, babasına benziyor.
 Dativ

 Präposition’larla Kullanılanlar
 Bu tür belirteçlerde genellikle sein(olmak) eylemi kullanılır. Ancak werden, haben,
machen, tun gibi başka eylemler de kullanılabilir.

 mit etw D beschäftigt (sein): bir şeyle meşgul olmak


 Pelin ist jetzt mit der Arbeit beschäftigt. Pelin şimdi işle meşgul.
 Womit ist jetzt Pelin beschäftigt? Pelin şimdi neyle meşgul?
 Pelin ist jetzt mit der Arbeit beschäftigt. Pelin şimdi işle meşgul.

 Ist Pelin jetzt mit der Arbeit beschäftigt? Pelin şimdi işle mi meşgul?
 Ja, sie ist jetzt damit beschäftigt. Evet, o şimdi onunla meşgul.
Bağlaçlar
 1.Temel(esas) cümleleri birbirine bağlayan bağlaçlar
 (Nebenordnende Konjunktionen)
 2.Yan cümleyi temel cümleye bağlayan bağlaçlar
 (Unterordnende Konjunktionen)

 1.Temel Cümleleri Birbirine Bağlayan Bağlaçlar


 A. Bir Sözcükten Oluşan Bağlaçlar
 a. İki Cümlenin Ortasında Kullanılanlar
 und : ve; hem .... hem ....; -ıp / -ip / -up / -üp; de / da
 aber : fakat, ama, lâkin, ancak, yalnız
 denn : çünkü, zira; acaba, ya, yahu
 oder : veya, ya da, yoksa, yahut, veyahut
 sondern: aksine, bilakis; de, da

 Temel cümle , Bağlaç Temel cümle


 │——————— │ │———————————————│
 Wir lernen Deutsch, denn wir wollen in Deutschland studieren.
 Almanca öğreniyoruz, çünkü Almanya’da öğrenim görmek
istiyoruz.
 Die Lehrerin sagt einen Satz und der Schüler schreibt ihn an die Tafel.
 Bayan öğretmen bir cümle söylüyor ve öğrenci onu tahtaya yazıyor.

 Ich bat ihn um eine Zigarette, aber er hatte keine Zigarette.


 Ondan bir sigara rica ettim, ancak onun sigarası yoktu.

 Ich rauche nicht, denn das Rauchen schadet meiner Gesundheit.


 Sigara içmiyorum, çünkü sigara içmek sağlığıma zarar veriyor.

 Der Kranke muss diese Tabletten einnehmen oder der Arzt muss ihn operieren.
 Hasta bu hapları içmek zorunda, yoksa/ya da doktor onu ameliyat etmek zorunda.

 Wir arbeiteten gestern nicht im Büro, sondern wir gingen spazieren.


 Biz dün büroda çalışmadık aksine gezmeye gittik.
 b. İkinci Cümledeki Öznenin Yerinde Kullanılan Tek Bağlaçlar
 da : o / bu esnada /anda
 dann : (ondan) sonra, bunun üzerine, o zaman, o
halde,
 öyle ise
 danach : bundan / ondan sonra, sonra(dan), arkasından
 daraufhin : bunun üzerine
 Inzwischen (indessen,
 unterdessen, währenddessen): bu / o arada, esnada, bu / o aralık
 darum (deshalb,
 deswegen, daher) : bunun için, bundan dolayı, bu nedenle / yüzden
 trotzdem : buna rağmen, (olduğu) halde, (olmasına) karşın
 dennoch : buna rağmen, hal böyle iken, yine
 sonst : yoksa, aksi halde / takdirde; sonra; başka
 so : bu / şu / o suretle, böylece, şöylece, öylece
 infolgedessen : bundan dolayı / ötürü, bu nedenle, bu nedenden
allerdings : fakat, ama, ancak
 folglich : buna / ona göre, bundan dolayı, dalayısıyla

 Temel cümle , Bağlaç Temel cümle


 │—————————│ ——————————————│
 Ich lese erst die Zeitung, dann trinke ich eine Tasse Tee.
 Önce gazeteyi okuyorum, (ondan) sonra bir fincan çay içiyorum.
 b. İkinci Cümledeki Öznenin Yerinde Kullanılan Tek Bağlaçlar
 da : o / bu esnada /anda
 dann : (ondan) sonra, bunun üzerine, o zaman, o
halde,
 öyle ise
 danach : bundan / ondan sonra, sonra(dan), arkasından
 daraufhin : bunun üzerine
 Inzwischen (indessen,
 unterdessen, währenddessen): bu / o arada, esnada, bu / o aralık
 darum (deshalb,
 deswegen, daher) : bunun için, bundan dolayı, bu nedenle / yüzden
 trotzdem : buna rağmen, (olduğu) halde, (olmasına) karşın
 dennoch : buna rağmen, hal böyle iken, yine
 sonst : yoksa, aksi halde / takdirde; sonra; başka
 so : bu / şu / o suretle, böylece, şöylece, öylece
 infolgedessen : bundan dolayı / ötürü, bu nedenle, bu nedenden
allerdings : fakat, ama, ancak
 folglich : buna / ona göre, bundan dolayı, dalayısıyla

 Temel cümle , Bağlaç Temel cümle


 │—————————│ ——————————————│
 Ich lese erst die Zeitung, dann trinke ich eine Tasse Tee.
 Önce gazeteyi okuyorum, (ondan) sonra bir fincan çay içiyorum.
 b. İkinci Cümledeki Öznenin Yerinde Kullanılan Tek Bağlaçlar
 da : o / bu esnada /anda
 dann : (ondan) sonra, bunun üzerine, o zaman, o
halde,
 öyle ise
 danach : bundan / ondan sonra, sonra(dan), arkasından
 daraufhin : bunun üzerine
 Inzwischen (indessen,
 unterdessen, währenddessen): bu / o arada, esnada, bu / o aralık
 darum (deshalb,
 deswegen, daher) : bunun için, bundan dolayı, bu nedenle / yüzden
 trotzdem : buna rağmen, (olduğu) halde, (olmasına) karşın
 dennoch : buna rağmen, hal böyle iken, yine
 sonst : yoksa, aksi halde / takdirde; sonra; başka
 so : bu / şu / o suretle, böylece, şöylece, öylece
 infolgedessen : bundan dolayı / ötürü, bu nedenle, bu nedenden
allerdings : fakat, ama, ancak
 folglich : buna / ona göre, bundan dolayı, dalayısıyla

 Temel cümle , Bağlaç Temel cümle


 │—————————│ ——————————————│
 Ich lese erst die Zeitung, dann trinke ich eine Tasse Tee.
 Önce gazeteyi okuyorum, (ondan) sonra bir fincan çay içiyorum.
 2- Yan Cümleyi Esas Cümleye Bağlayan Bağlaçlar
 Yan cümle, bir bağlaçla başlayan ve özneye göre çekilen eylemi sonda olan
cümledir. Bir bağlaçla temel cümleye bağlanır ve bağlacın önüne virgül konur.
Yan cümleler genellikle temel cümleden sonra gelir, ancak temel cümleden önce
de gelebilir. Temel cümle bir soru cümlesi ise, yan cümle daima temel cümleden
sonra gelir. Bir temel cümleye bağlı birden fazla yan cümle bulunabilir ya da yan
cümleler temel cümlenin içinde de yer alabilir.

 Temel cümle Yan cümle


 │———————————————│ │—————————│
 Dilara geht heute nicht in die Schule, weil sie sehr krank ist.
 , Bağlaç + Özne ....... +Yüklem
 Dilara çok hasta olduğu için bugün okul gitmiyor.

 Yan cümlenin başa alınması şöyle olur:


 Yan cümle Temel cümle
 │———————————│ │———————————————│
 Weil Dilara sehr krank ist, geht sie heute nicht in die Schule.
 Özneye göre çekilen eylem + Özne + Nesne

 Temel cümle soru cümlesi ise yan cümle başa alınmaz:


 Wissen Sie, wo er lebt? Onun nerede yaşadığını biliyor musunuz?
 Temel cüm. Yan cümle
1. Bağlaçlı Yan Cümleler

 1. Neden Belirten Yan Cümleler (Kausale Nebensätze)

 weil : çünkü, -den dolayı, -dığı için, -dığından, -mesi nedeniyle


 da : -den dolayı, -dığı için, -dığından, -mesi nedeniyle
 zumal : her şeyden önce, çünkü, en başta

 Tülay lernt Deutsch, weil sie in Deutschland studieren will.


 Weil Tülay in Deutschland studieren will, lernt sie Deutsch.
 Tülay Almanya’da öğrenim görmek istediği için Almanca öğreniyor.

 da bağlacı ile kurulan yan cümle, daima temel cümleden önce söylenir, çünkü
yan cümlede söz konusu olan nedenin önceden açıklanması gerekmektedir.

 Da der Bus eine Verspätung hatte, konnte sie nicht pünktlich.


 Otobüs gecikmeli geldiği için o zamanında gelemedi.

 Bei solchem Wetter fahre ich nicht in die Stadt, zumal ich kein Geld
habe.
 Böyle bir havada şehre gitmem, her şeyden önce param yok.
 2. Zaman Belirten Yan Cümleler (Temporale Nebensätze)

 als : -dığı zaman /sırada, -dığında, ... iken, -ınca


 wenn : ... iken, -dığında, -dığı zaman, -ce / -ca
 bevor(ehe) : -meden / -madan önce
 bis : -ceye kadar / dek, -ene kadar / dek
 nachdem : -dıktan sonra
 seit(dem) :-dığından beri / bu yana / itibaren, -eli / -alı
 während :... iken, -dığı sırada / halde; ; -mı / -mi
 indem : aynı esnada / anda, ... iken
 sobald : olur olmaz, yapar yapmaz
 solange : -dıkça, -dığı sürece, müddetçe
 sooft : her defasında, her -şinde, -dıkça
 3. Koşul Belirten Yan Cümleler (Konditionale Nebensätze)
 wenn(falls) : şayet ... ise, dığı takdirde, ... şartıyla
 sofern : şayet, -dığı takdirde, şartiyle
 soweit (soviel) : kadar(ıyla), dereceye kadar, ölçüde, göre
 angenommen, dass ... : varsayalım / diyelim / farz edelim
ki ...
 gesetzt den Fall, dass ... : varsayalım / diyelim / farz edelim ki ...
 im Falle, dass .... : şayet .... ise, -dığı takdirde
 unter der Voraussetzung dass ...: -mesi şartıyla, -mek üzere
 unter der Bedingung dass ... : -mesi şartıyla, -mek üzere
 vorausgesetzt, dass ... : -mesi şartıyla, yeter ki ... olsun
 es sei denn, dass ... : şu şartla, ancak ... ise, ola ki

 wenn ile oluşturulan koşul cümleleri wenn olmadan da oluşturulabilir. Bu


durumda yan cümle başa alınır ve yan cümlenin kişiye göre çekilen
eylemiyle başlanır. Temel cümlenin başına so sözcüğü getirilebilir.

 Wenn du mir hilfst, (so) helfe ich dir auch.


 Ich helfe dir auch, wenn du mir hilfst.
 Hilfst du mir, (so) helfe ich dir auch.
 Bana yardım edersen ben de sana yardım ederim.


 4. Zıtlık Belirten Yan Cümleler(Konzessive Nebensätze)
 obwohl : -mesine karşın, -dığı halde
 wie....auch (immer) : her ne kadar ... ise de, -mesine karşın
 wenn....auch noch so : her ne kadar ... ise de, -mesine karşın
 wenn....auch : -diği halde, her ne kadar ...ise de

 obwohl bağlacı obgleich/ obschon/ wenngleich/ wennschon biçiminde de


karşımıza çıkar.
 Obwohl die Miete recht teuer war, (so) habe ich die Wohnung gemietet.
 Ich habe die Wohnung gemietet, obwohl die Miete recht teuer war.
 Kiranın oldukça pahalı olmasına karşın daireyi kiraladım.

 Bu bağlacın anlam yönünden trotzdem bağlacı ve trotz ilgeciyle(Präposition)


yakın bir ilgisi vardır. obwohl yan cümleler yapar, trotzdem ise temel
cümlenin başına gelir, yani yan cümle kurmaz.
 Obwohl es regnet, spielen wir Fußball.
 Yağmur yağmasına rağmen top oynuyoruz.

 Es regnet, trotzdem spielen wir Fußball.


 Yağmur yağıyor, buna rağmen top oynuyoruz.

 Trotz des Regens spielen wir Fußball.


 Yağmura rağmen top oynuyoruz.
 5. Sonuç Belirten Yan Cümleler (Konsekutive Nebensätze)
 ..., so dass : öyle ki
 ... so, dass : öyle ... ki, -cek / -cak şekilde
 so (dermaßen/derartig) ..., dass : o kadar ... ki, öyle ... ki, -acak kadar
 solch- (derartig- ) ..., dass : o kadar ... ki, öyle ... Ki

 ..., so dass bağlacı ile kurulan yan cümleler daima temel cümleden sonra
gelir. so dass bitişik halde yan cümlenin başında bulunursa temel cümlede
gerçekleşen olayın sonucuna göndermede bulunur.

 Es regnete zu viel, so dass wir nicht weiterfahren konnten.


 Çok yağmur yağdı, öyle ki yola devam edemedik.

 ... so, dass bağlacında yer alan so sözcüğü temel cümlede kalır. Aslında
so’dan sonra bir belirtecin gelmesi gerekir, ancak cümleden bu belirtecin
anlamı çıkıyorsa belirteç söylenmez.

 Schreiben Sie bitte so deutlich, dass wir alles lesen können!


Schreiben Sie bitte so, dass wir alles lesen können!
 Lütfen öyle yazın ki okuyabilelim.
 6. Tarz Belirten Yan Cümleler (Modale Nebensätze)
 wie : gibi, kadar, ne kadar, nasıl
 so ... wie : gibi, kadar
 als : -den / -dan daha
 indem : -mek / -mak suretiyle, -erek / -arak; ... iken
 je ... desto : ne kadar .... o kadar
 je nachdem : -mesine / hal ve şartlara göre, gereğince, işine göre
 als ob : sanki, -mış gibi
 (an)statt dass : -ceği yerde, -ceğine
 ohne dass : -meden / -madan, -meksizin / -maksızın

 Ich habe meiner Mutter erzählt, wie ich sie kennen gelernt habe.
Wie ich sie kennen gelernt habe, habe meiner Mutter erzählt.
 Anneme onunla nasıl tanıştığımı anlattım.

 Wie ich gehört habe, habe er seine Familie verlassen.


Duyduğuma göre o ailesini terk etmiş.
 ohne dass : -meden / -madan, -meksizin / -maksızın
 ohne ... zu : -meden / -madan, -meksizin / -maksızın

 Hasan kam aus Deutschland zurück. Sein Studium war nicht zu Ende.
 Hasan Almanya’dan geri döndü. Onun öğrenimi bitmedi.

 Hasan kam aus Deutschland zurück, ohne dass sein Studium zu Ende war.
 Ohne dass sein Studium zu Ende war, kam Hasan aus Deutschland zurück.
 Hasan öğrenimi bitmeden Almanya’dan geri döndü.

 ohne dass bağlacının ohne ... zu biçimi de vardır. Bununla mastar cümle
(Infinitivsatz) yapılır. Temel ve yan cümlenin özneleri farklıysa ohne dass, aynı
ise ohne ... zu kullanılır. Dolayısıyla ohne ... zu yapısında özne olmaz. Eylem
zu’dan sonra ve mastar halinde cümlenin en sonunda yer alır. Bu mastar yapı
(Infinitivkonstruktion) temel cümleden önce ve sonra gelebilir.
 7. Amaç Belirten Yan Cümleler (Finalsätze)

 damit : -mek / -mak için / amacıyla, -sin diye, -mesi / –ması için
 um ... zu : -mek / -mak için / amacıyla, -sin diye

 Ich schicke meinem Sohn Geld. Er kann studieren.


 Oğluma para gönderiyorum. O öğrenim görebilir.

 Ich schicke meinem Sohn Geld, damit er studieren kann.


 Damit mein Sohn studieren kann, schicke ich ihm Geld.
 Öğrenim görebilmesi için oğluma para gönderiyorum.

 damit bağlacının um ... zu biçimi de vardır. Bununla mastar cümle


(Infinitivsatz) yapılır. Temel ve yan cümlenin özneleri farklıysa damit, aynı
ise um ... zu kullanılır. Dolayısıyla um ... zu yapısında özne olmaz. Eylem
zu’dan sonra ve mastar halinde cümlenin en sonunda yer alır. Bu mastar
yapı (Infinitivkonstruktion) temel cümleden önce ve sonra gelebilir.
 8. Araç/Vasıta Belirten Yan Cümleler (Instrumentalsätze)
 dadurch dass : ... ile, -mek suretiyle, -erek , -diğinden dolayıdır ki

 Man hat den Krieg gewonnen, dadurch dass jeder Soldat seine
 Pflicht tat.
 Her asker görevini yerine getirmek suretiyle savaş kazanıldı.
 Dadurch dass jeder Soldat seine Pflicht tat, hat man den Krieg
 gewonnen.

 Bu bağlacın dadurch kısmı temel cümlede de yer alabilir.


 Der junge Mann rettete sich dadurch, dass er schnell beiseite
sprang.
 Delikanlı çabucak kenara atlayarak kurtuldu.

 dass ve zu+ mastar Yapı İle Oluşturulan Cümleler

 dass : ... ki, -diği, -diğini, -eceği, -eceğini, -meyi , -mesi, -


man(için)
 zu+ mastar : -diğini, -eceğini, -mesi (için), -mek, -meyi, -e, -men (için)

 Bu bağlaç yan cümle oluşturulur. Temel ve yan cümlede özneler farklı ise
dass-cümlesi kurulur.
 Wir wissen nicht. Er ist krank. Biz bilmiyoruz. O hastadır.
 Wir wissen nicht, dass er krank ist. Onun hasta olduğunu
bilmiyoruz.
 Dass er krank ist, wissen wir nicht.

 Es ile başlayan bir temel cümle söz konusu olduğu zaman, eğer dass-
cümlesi başa alınırsa temel cümledeki es düşer:

 Es ist schön, dass du Sport treibst. Spor yapman güzeldir.


 Dass du Sport treibst, ist schön. Spor yapman güzeldir.
 Ancak her iki cümlede aşağıdaki durumlar söz konusu olduğunda zu +
mastar(zu+Infinitiv) yapısı ile cümle kurulur:

 1. Her iki cümlenin öznesi aynı:


 Wir haben vor. Wir fahren morgen um 9.00 Uhr ab.
 Biz niyetindeyiz. Biz yarın saat 9.00’da hareket edeceğiz.

 Wir haben vor, morgen um 9.00 Uhr abzufahren.


 Biz yarın saat 9.00’da hareket etme niyetindeyiz.

 2. Her iki cümlede es ve man gibi belirsiz özneler var:


 Bu gibi cümlelerde zu + mastar cümlesi başa alındığında es düşer:
 Es ist verboten. Man raucht hier. Yasaktır.Burada sigara içilir.

 Es ist verboten, hier zu rauchen. Burada sigara içmek yasaktır.


 Hier zu rauchen, ist verboten. Burada sigara içmek yasaktır.
 3.Temel cümledeki Akkusativobjekt veya Dativobjekt ile yan cümledeki
özne(Subjekt) aynı kişiye göndermede bulunmakta:

 Ich bitte dich. Du besuchst mich heute.


 Senden rica ediyorum. Beni bugün ziyaret ediyorsun.

 Ich bitte dich, mich heute zu besuchen.


 Senden bugün beni ziyaret etmeni rica ediyorum.

 Ich befehle meinem Sohn. Er hilft mir.


 Oğluma emrediyorum. O bana yardım ediyor.

 Ich befehle ihm, mir zu helfen.


 Oğluma bana yardım etmesini emrediyorum.
Mastar Yapılar
 Mastar cümleleri zu + mastar (zu + Infinitiv) ile kurulur. Yan cümle olarak
kullanılan bu cümlelerde özne bulunmaz, çünkü temel ve yan cümlede
özneler aynı olduğu zaman mastar cümleler kurulur. Mastar cümlelerin
bağlaçlı şekillerinde, cümlenin öznesini mutlaka söylemek gerekir. İstendiği
zaman her mastar cümle bağlaçlı biçimiyle söylenebilir, fakat tersi
yapılamaz. Mastar cümleler ya da onların bağlaçlı şekilleri normal olarak
temel cümleden sonra gelir, ancak istendiğinde temel cümlden önce de
gelebilir. Mastar cümleler ile onların yan cümle oluşturan diğer biçimleri
şöyledir:
 zu + mastar  dass
 um ... zu + mastar  damit
 ohne ... zu + mastar  ohne dass
 (an)statt ... zu + mastar  (an)statt dass
Mastar Yapılar
 Mastar cümleleri zu + mastar (zu + Infinitiv) ile kurulur. Yan cümle olarak
kullanılan bu cümlelerde özne bulunmaz, çünkü temel ve yan cümlede
özneler aynı olduğu zaman mastar cümleler kurulur. Mastar cümlelerin
bağlaçlı şekillerinde, cümlenin öznesini mutlaka söylemek gerekir. İstendiği
zaman her mastar cümle bağlaçlı biçimiyle söylenebilir, fakat tersi
yapılamaz. Mastar cümleler ya da onların bağlaçlı şekilleri normal olarak
temel cümleden sonra gelir, ancak istendiğinde temel cümlden önce de
gelebilir. Mastar cümleler ile onların yan cümle oluşturan diğer biçimleri
şöyledir:
 zu + mastar  dass
 um ... zu + mastar  damit
 ohne ... zu + mastar  ohne dass
 (an)statt ... zu + mastar  (an)statt dass
2. Soru Cümlerinden Oluşan Yan Cümleler/Dolaylı Soru
Cümleleri
 Bütün soru cümleleri yan cümlelere dönüştürülebilir. Bu durumda soru
adılları, soru belirteçleri ya da soru bağlacı olan ob yan cümlelerin başına
getirilerek temel cümleye bağlanır. Dolayısıyla bunlarda soru işareti olmaz.

 A-Soru Sözcükleri İle Yapılan Cümleler


 wer? kim? Wer ist dieser Herr?
 wen? kimi? Wen kennen Sie?
 wem? kime? Wem hast du geholfen?
 wessen? kimin? Wessen Schlüssel ist das?
 was? ne? Was bedeutet dieses Wort?
 was? neyi? Was hast du heute gegessen?
 wo? nerede? Wo wohnen Sie?
 wohin? nereye? Wohin gehst du?
 woher? nereden? Woher kommst du?
 wie? nasıl, ne şekilde? Wie kommst du auf diese Idee?
 wann? ne zaman? Wann fährst du ab?
 warum? neden, niçin? Warum weinst du?
 wieso? neden, niçin? Wieso hat er das getan?
 wie viele? kaç tane, ne kadar? Wie viele Schüler sind durchgefallen?
 wie viel? ne kadar, kaç? Wie viel kostet dieser Teppich?
 wie hoch? ne kadar yüksek? Wie hoch ist dieser Berg?
 welcher? hangi? Welches Auto gefällt dir?
 was für ein? nasıl bir? Was für ein Haus ist das?
 worüber? ne hakkında? Worüber haben Sie sich unterhalten?
 womit? ne ile? Womit bist du zurzeit beschäftigt?
 worauf? neyi? Worauf wartest du?

 Soru sözcüklerinin önüne Präposition da gelebilir:

 Für wen ist dieser Brief?


 Mit wem sind Sie verheiratet?
 Mit wessen Sohn gehst du ins Kino?
 Mit welchem Zug sind Sie gefahren?
 Mit was für einem Flugzeug bist du geflogen?
 Von welcher Seite weht der Wind?
 Hinter welchem Baum ist das Kind?
 Am wievielten April hast du Ferien?

Das könnte Ihnen auch gefallen