Sie sind auf Seite 1von 10

LEKTION 1 verließ, hat verlassen: (bir der Nutzer, - : kullanıcı

EINSTIEGSSEITE, S.13 şeye) dayanmak, güvenmek die Redensart, -en: söz,


verstehen unter (+ Dat.), lafın gelişi
die Herkunft (Sg.): köken, verstand, hat verstanden: ermöglichen: mümkün
arkaplan (bir şeyin altında yatanı, bir kılmak, olanak sağlamak
das Motiv, -e: itki, dürtü, şeyle ne kastedildiği) vernetzt sein: ağa bağlı
neden anlamak olmak
entwerfen, entwarf, hat hin- und hergerissen sein: übersechs Ecken kennen,
entworfen: çizmek, kararsız kalmak kannte, hat gekannt: altı
tasarlamak (sich) aus den Augen adım teorisi
kommentieren: yorum verlieren,verlor, hat verloren: mittlerweile: bu sırada, bu
yapmak, eleştirmek (biriyle) irtibatı kopmak esnada

SPRECHEN 1, S.14-15 HÖREN, S.18-19


einerseits – andererseits: bir
die Alternative, -n yandan – diğer yandan (ise) die Ankündigung, -en:
die Aufzählung, -en: entweder – oder: ya … ya duyuru
numaralandırma, sayım, da der Eindruck, -"e: izlenim
liste nicht nur - sondern auch: den Eindruck haben: izlenim
die Einschränkung, -en: sadece … değil, aynı edinmek
kısıtlama zamanda die Gesprächsrunde, -n:
der Gegensatz, -"e: karşıtlık, sowohl - als auch: hem … yuvarlak masa, panel
tezat hem de der Ratgeber, - : danışman,
der Geschmack, -"er: zevk, weder – noch: ne … ne de kılavuz
tat zwar – aber: olsa da … yine die Verwirrung (Sg.):
denselben Geschmack de karışıklık
haben: (biriyle) zevki tutmak auffallen, fiel auf, ist
LESEN, S.16-17
das Missverständnis, -se: aufgefallen: dikkat çekmek,
yanlış anlama der Auftrag, -"e: emir, sipariş göze çarpmak
die Neuigkeit, -en: haber in Auftrag geben, gab, feststellen: saptamak
Neuigkeiten austauschen: hat gegeben: sipariş vermek oberflächlich: yüzeysel
(birbirinden) haber alıp die Daten (Pl.): veri(ler)
WORTSCHATZ, S.20
vermek (hal hatır sormak) Daten auswerten: verileri
die Umfrage, -n: anket değerlendirmek das Bedürfnis, -se: ihtiyaç,
anvertrauen: (bir şeyi birine) Daten erfassen: veri gereksinim
emanet etmek toplamak die Beziehung, -en: ilişki,
jemandem etwas die Erdbevölkerung (Sg.): bağlantı
ausmachen: biriyle bir şey dünya nüfusu eine Beziehung haben:
halletmek der Fakt, -en: olgu, vakıa, bağlantısı olmak
bezeichnen: betimlemek hakikat die Dankbarkeit (Sg.):
sich verlassen auf (+ Akk.), die Freundschaftsanfrage, - şükran
n: arkadaşlık isteği die Emotion, -en: duygu, his

1
der Komiker, - : komedyen rücksichtslos/-voll: LEKTION 2 LERNWORTSCHATZ

der Lebensabschnitt, -e: düşüncesiz, fevri/düşünceli EINSTIEGSSEITE, S. 25


yaşam süresi das Profil, -e
SCHREIBEN, S.22
die Lebensphase, -n: yaşam SPRECHEN 1,S.26-21
evresi die Auswertung, -en:
die Anforderung, -en: istek,
der Teenager, - değerlendirme, analiz
talep, gereksinim
die Rückseite, -n: arka yüz,
zusammenkommen mit, der Bereich, -e: alan
arka taraf
kam zusammen, das Bundesgebiet, -e:
die Vorderseite, -n: öz yüz,
ist zusammengekommen: federal bölge
ön taraf
bir araya gelmek die Klinik, -en
bewerten: değerlendirmek
befreundet sein mit: arkadaş das Konzept, -e: taslak,
gestalten: biçimlendirmek;
olmak karalama, plan; kavram
düzenlemek
Freundschaft schließen mit: die Messe, -n: fuar, panayır;
Kontakte pflegen: irtibatta
arkadaşlık kurmak kudas ayini
kalmak
die Schicht, -en: katman,
SEHEN UND HÖREN, S.23 tabaka; vardiya, sınıf, zümre
SPRECHEN 2, S.21 der Schichtdienst, -e:
der Besen, - : süpürge
vardiyalı çalışma
der Altersunterschied, -e: sorgen für: ilgilenmek
die Spontaneität, -en:
yaş farkı (sich) vertraut machen mit:
kendiliğinden(lik)
der Einblick, -e: içgörü, (bir şeye) kendini alıştırmak
das Unternehmen, -: girişim;
kavrayış, anlama mental: zihinsel
kuruluş, firma
das Feedback, -s: geri
die Visitenkarte, -n: kartvizit
bildirim
die Vorlesung, -en:
die Folie, -n: film, folyo
(üniversitede) ders;
das Inhaltsverzeichnis, -se:
konferans
içindekiler
erläutern: (birine bir şey)
der Konkurrent, -en:
açıklamak, izah etmek
yarışmacı; rakip
forschen: araştırma yapmak
der Übergang,'e
knüpfen: bağlamak,
erwähnen: söz etmek
düğümlemek
abenteuerlustig:
Kontakte knüpfen: temas
maceraperest
kurmak
außergewöhnlich: sıradışı,
mobil sein:
olağanüstü
ins Stocken geraten, geriet,
extrovertiert: dışa dönük
ist geraten: durmuş olan
hilfsbereit: yardımsever
als .. tätig sein: … olarak
introvertiert: içe kapanık
çalışmak
nachdenklich: düşünceyle
zur Verfügung haben:
dolu
müsait olmak
risikofreudig: risk alan

2
WORTSCHATZ,S.28 die Persönlichkeit, -en: hat vertrieben: zaman
die Ablage, -en: raf, dosya, kişilik öldürmek
depo die Steigerung, -en: flüssig: sıvı, akışkan
der Assistent, -en yükseliş, artış
aufgrund: binaen,
der Bereichsleiter, - : alan der Umsatz, -"e: gelir,
dolayısıyla, nedeniyle
sorumlusu kazanç, satış, ciro
ausführlich: ayrıntılı
die Konferenz, -en: toplantı, die Werbeaktion, -en:
dank: şükran
konferans, görüşme tanıtım
zumindest: hiç olmazsa,
die Position, -en erfüllen: gerçekleştirmek, ifa
bari, en azından
der Projektleiter - : proje etmek
sorumlusu hinterlassen, hinterließ, LESEN 2, S.34-35
die Unterlage, -n: belge, hat hinterlassen: geride das Arbeitsgericht, -e: iş
evrak; kaide (destek) bırakmak mahkemesi
(sich) durchsetzen: kabul sich spezialisieren auf (+ der Arbeitsrechtler, - : iş
görmek Akk.): uzmanlaşmak avukatı
dominant: baskın verdreifachen: üç katına die Aufregung (Sg.): telaş,
durchsetzungsstark: çıkarmak heyecan
(kendini) kabul ettirme gücü am Laufen halten, hielt, das Aufsehen: heyecan,
ehrgeizig: hırslı hat gehalten: sürdürmek, sansasyon
strukturiert : biçimlendirme rölantide çalışmak Aufsehen erregen:
teamfähig: takım oyuncusu kreativ karmaşaya yol açma, sıkıntı
unabhängig: bağımsız ungezwungen: doğal, çıkarma
serbest, yapmacıksız die Besprechung, -en:
HÖREN,S.29
unkonventionell: geleneksel toplantı, konuşma,
die Arbeitskraft, -e: çalışma
olmayan müzakere
kapasitesi; çalışan
der Diebstahl, -"e: hırsızlık
der Effekt, -e SCHREIBEN, S.32-33
das Einverständnis, -se:
die Motivation, -en das Gewissen, - : vicdan
anlaşma, rıza
die Reportage, -n die Offenheit (sg.): açıklık,
der Fachanwalt, -e: uzman
der Therapeut, -en: terapist açık sözlülük
avukat (belirli bir alanda)
die Veränderung, -en: das Stichwort, -e: giriş,
die Genehmigung, -en:
değişim, değiştirme anahtar sözcük
onay; ruhsat; izin
der Zusammenbruch, -"e: pendeln: salınmak, .. ile …
der Keks, -e: bisküvi
yıkılma, çöküş, iflas arasında gidip gelmek
der Kuchen: kek
spüren: hissetmek, iz Bezug nehmen auf, nahm,
die Sitte, -n: adet, görenek
sürmek hat genommen: gönderme
aufladen, lud auf,
erfahren sein (in) (+ Dat.): yapmak, bkz.
hat aufgeladen: yüklemek;
(bir şey ile) uğraşmak, ein Gespräch führen:
şarj etmek
halletmek konuşma yapmak
sich befassen mit: bir şeyle
begeistert: hevesli sich die Zeit vertreiben,
uğraşmak; bir şey üzerinde
vertrieb,
LESEN 1, S.30-31 çalışmak

3
erwähnen: söz etmek LEKTION 3 LERNWORTSCHATZ die Auflage, -n: vergi; resim;
naschen: tadına bakmak EINSTIEGSSEITE, S. 39 baskı; koşul; yükümlülük
Bedenken äußern: das Medium, -ien: araç; yayın die Befürchtung, -en: korku,
endişesini dile getirmek organı endişe
den Job kosten: iş(in)e mal die Nutzung, -en: kullanım; die Branche, -n: dal, uzmanlık
olmak yararlanma alanı
ausdrücklich: kesin, açık, das Geschehen (Sg.): oluş,
benutzen: kullanmak
kati meydana geliş, vuku buluş
nutzen: yararlanmak
bedenklich: kuşkulu, endişe die/der Gleichaltrige, -n: akran,
SEHEN UND HÖREN 1, S. 40
verici yaşıt
die Buchhändlerin, -nen: kitapçı
fristlos: derhal, hemen; süre die/der Heranwachsende, -n:
die Lesung, -en: okuma
tanımadan, habersiz ergin, genç
die Neuheit, -en: yenilik
(un)üblich: olağan, alışıldık das Nachrichtenmagazin, -e
das Sachbuch, -¨er: alan,
eine Reihe von: bir dizi die Popularität (Sg.):
uzmanlık kitabı
der Stammkunde, -n: düzenli das Printmedium, -ein: yazılı
SEHEN UND HÖREN, S.36 basın
müşteri
die Konvention, -en: das Vorbild, -er: örnek, model,
animieren zu: yüreklendirmek
uzlaşım, gelenek, anlaşma standart, arketip
beurteilen: değerlendirmek,
eleştirmek, kestirimde bulunmak imitieren: taklit etmek,
SPRECHEN 2, S.37
quatschen: gevezelik yapmak benzetmek
das Anliegen, - : arzu, rica,
angenommen werden: hierzulande: bu ülkede,
istek
varsayılmak buralarda, bizde
weswegen: neden
verführerisch: çekici, baştan
çıkarıcı WORTSCHATZ, S. 44 – 45

SCHREIBEN, S. 41 der Dokumentarfilm, -e

die Aufnahme, -n: kabul, işe das Drehbuch, -¨er: senaryo

başlama; ses kayıt der Drehort, -e: konum,

die Luftaufnahme, -n havadan lokasyon (film çekimi için)

çekilmiş fotoğraf der Hintergrund, -¨e: arka plan

der Bildband, -¨e: resimli kitap der Horrorfilm, -e

die Leseratte, -n: kitap kurdu die Komödie, -n

anrühren: dokunmak; die Literaturverfilmung, -en:

karıştırmak edebiyat uyarlaması

greifen zu, griff zu, der Maskenbildner, -: makyöz

hat zugegriffen: tutmak, die/der Prominente, -n: şöhret

yakalamak,kavramak (kişi)

jedermanns Sache sein: herkesin der Redakteur, -e:

harcı olmak/olmamak der Regisseur, -e: yönetmen

LESEN 1, S. 42 – 43 das Skript, -s/-e: senaryo


der Stylist, -en

4
die Szene, -n: sahne anschaffen: satın almak, tedarik LEKTION 4 LERNWORTSCHATZ

die Vorlage, -n: örnek, model, etmek EINSTIEGSSEITE, S.53


taslak dahinterstecken: -in sebebi das Bildungswerk, -e: eğitim
führen: yürütmek olmak kurumu
ein Interview / Regie führen starren: (dik dik) bakmak der Bundesfreiwilligendienst,
überarbeiten: gözden geçirmek verfolgen: izlemek, takip etmek, -e: federal gönüllü hizmeti
(revize) kovuşturmak (Bundes)Freiwilligendienst
umschreiben, schrieb um, bemerkenswert: kayda değer, Leisten: federal gönüllü
hat umgeschrieben: yeniden dikkat çekici hizmetini yerine
yazmak, açımlamak, başka großartig: mükemmel, devasa getirmek/gerçekleştirmek
sözcüklerle açıklamak SPRECHEN, S. 50 die Einrichtung, -en:
eine Buchvorlage umschreiben: die Komplexität (Sg.): donatma, döşeme
kitap tanıtımı yazmak karmaşıklık
auswendig lernen: ezberlemek die Logik (Sg.): mantık LESEN, S.54-56
einen Film drehen: film çekmek die Meldung, -en: bildirim, rapor die Behindertenwerkstatt, -
abwechslungsreich: çeşitli die Quelle, -n: kaynak, pınar, ¨en: korunaklı atölye
authentisch: özgün ☺; doğru, menşe die Beliebtheitsskala, -en:
gerçek erläutern: izah etmek popülerlik ölçeği
bilderreich: görüntüden yana ansprechend: hoş, cazip, çekici die Dienstleistung, -en:
zengin anspruchsvoll: titiz, iddialı hizmet (verme)
gruselig: tüyler ürpertici, bebildert: resimli die/der Einheimische, -en:
korkutucu übersichtlich: açık, net yerel
handlungsarm: hareketsiz, SEHEN UND HÖREN 2, S. 51 die Faust, -¨e: yumruk
durağan (film) das Herz ausschütten: içini etwas auf eigene Faust
humorvoll: mizahi dökmek organisieren: Birşeyi kendi
lehrreich: öğretici başına organize etmek
reißerisch: sansasyonel unternehmen, unternahm,
(un)sachlich: objektif hat unternommen: girişmek,
Turbulent: çalkantılı teşebbüste bulunmak
unterhaltsam: eğlenceli die Gegenseitigkeit (Sg.):
witzig: nüktedan, şakacı karşıtlık, tezat
HÖREN, S. 46 – 47 auf Gegenseitigkeit
die Raute, -n: eşkenar dörtgen beruhen: karşılıklılık
LESEN 2, S. 48 – 49 temelinde
die Großleinwand, -¨e: büyük der Gelegenheitsjob, -s:
ekran geçici iş
die Schwäche, -n: zayıflık, kusur der Schulabgänger, -:
sich abheben von, hob ab, mezun (çıkışlı)
hat abgehoben: -den belirgin die Weise, -n: yol, tarz,
biçimde farklı olmak biçim, usûl, yöntem

5
auf diese Weise: bu şekilde jedem selbst überlassen birini işten çıkarmak,
der Zuschuss, -¨e: para sein: kendisine bırakmak reddetmek
yardımı, ödenek, teşvik SCHREIBEN, S.38-59 jemandem zusagen: birine
vorgehen, ging vor, die Bereicherung, -en: vaadde bulunmak, kabul
ist vorgegangen: ilerlemek, zenginleşme, kazanç, yarar etme, onaylama
önden gitmek der Eintrag, -¨e: giriş, kayıt, geeignet sein für: için uygun
Kenntnisse anwenden, zarar olmak
wendete/wandte an, das Mitbringsel, - : küçük infrage kommen für, kam,
hat angewendet/angewandt: hediye, hatıra ist gekommen: söz konusu
bilgiyi kullanmak/uygulamak (yolculuklardan) olmak
Wissen erwerben, erwarb, beifügen: eklemek, WORTSCHATZ, S.62
hat erworben: bilgi edinmek iliştirmek; çevrelemek Ausnahmsweise: istisnai bir
einheimisch: yerli bewerten: değerlendirmek biçimde; son derece
gegenüberliegend: zıt, zugeben, gab zu, hat dummerweise: maalesef,;
karşıdaki zugegeben: kabul etmek, akılsızca
gemeinnützig: kamu itiraf etmek, teslim etmek erfreulicherweise: ne mutlu
yararına eine Erfahrung nicht missen ki
ehe: -meden önce wollen: deneyimi kaçırmak erstaunlicherweise: şaşırtıcı
in der Regel: genellikle istememek(kaçırılmayacak biçimde
sobald: olur olmaz, ne bir deneyim) probeweise: deneme amaçlı
zaman ki wollen: istemek, talep sinnvollerweise: anlamlı bir
solange: (olduğu) sürece, etmek, arzu etmek; yünlü şekilde; mantıklı nedenlerle;
sırada lohnend: kazançlı, karlı, yararlı bir biçimde
HÖREN, S.57 yararlı stellenweise: zaman zaman;
die Aufenthaltserlaubnis, - SPRECHEN, S.50- yer yer
se: oturma izni die Berufsorientierung: überraschenderweise
die Auszeit, -en: ara, mola, kariyer rehberliği vergleichsweise: kıyasla;
sabbatical die Berufsorientierungs nispeten
das Brückenjahr, -e: boş yıl messe,-n: kariyer rehberliği verständlicherweise:
(eğitime verilen bir yıllık ara) fuarı anlaşılır biçimde
begrenzen: sınırlamak der Notendurchschnitt, -e:
durchatmen: derin nefes genel not ortalaması SEHEN & HÖREN, S.63
almak der Leistungsdruck (Sg.): die Aufnahmeprüfung, -en:
sich etwas erfüllen: bir şeyi performans baskısı giriş sınavı
yerine getirmek die Vorliebe, -n: tercih, das Bühnenbild, -er: dekor
sich leisten:-e bs-i eğilim der Klassiker, - : klasik
bahsetmek (gönnen) der Werkstudent, -en: (yazar, eser)
sich wenden an (+ Akk.): çalışan öğrenci die Niederlage, -n; yenilgi,
başvurmak; irtibata geçmek jemandem absagen: birine bozgun, hezimet; ambar,
berechtigt sein: yetkili olmak gelmeyeceğini bildirmek, depo

6
der Spielplan, -¨e: repertuar, LEKTION 5 LERNWORTSCHATZ stylen: tarz yaratmak
oyun programı (tiyatro) EINSTIEGSSEITE, S. 65 vorführen: sunmak, ortaya
der Studiengang, -¨e: yüksek die Fotomontage, -n: koymak
öğrenim türü fotomontaj vorschreiben, schrieb vor,
aufführen: yapmak, das Hilfsmittel, -: alet, araç; hat vorgeschrieben:
oynamak, sahneye koymak destek; çare emretmek
vielfältig çeşitli, türlü die Kampagne, -n: verzichten auf (+ Akk.):
zeitgenössisch: çağdaş kampanya; sefer vazgeçmek, feragat etmek
(olan) das Styling, -s: tarz, stil zustimmen: uygun görmek,

wirken: işe yaramak, etkili razı olmak, anlaşmak, aynı

olmak, tesir etmek fikirde olmak


attraktiv: çekici

LESEN 1, S. 66-67 selbstbewusst: özgüvenli

die Ausgabe, -n: sayı, vielseitig: çok yönlü

nüsha, yayın,baskı,
ödeme,dağıtım HÖREN, S. 68-69

die Ausschreibung, -en: die Entdeckung, -en: keşif,

teklif, arz, ihale buluş, keşfetme, bulma

der Aspekt, -e: yön, husus, die Mentalität, -en: zihniyet,

görünüş düşünüş, kafa yapısı

die Klamotten (Pl.): kıyafet, das Schönheitsideal, -e

üst baş prägen: iz bırakmak, şekil

der Laufsteg, -e: catwalk vermek; (para, sikke için)

der Makel, - : kusur, leke darp etmek, basmak

das Model, -s J-n prägen: b-nin kişiliğini

der Wettbewerb, -e: rekabet, belirlemek

yarışma entdeckt werden:

sich beschränken auf (+ keşfedilmek

Akk.): … ileısıtlamak, neidisch sein: kıskanmak

sınırlamak riskant sein: riskli olmak

durchblättern: (kitabın) stammen aus:

sayfalarını çevirmek, kitap kaynaklanmak, çıkmak;

karıştırmak soyundan gelmek; kökü ..

irritieren: rahatsız etmek, uzanmak

asabını bozmak souverän: üstün ☺, egemen,

sein lassen, ließ sein, hakim

hat sein gelassen: izin


vermek SPRECHEN, S. 70

staunen über (+ Akk.): die Augenbraue, -n: kaş

şaşmak, hayret etmek

7
die Äußerlichkeit, -en: dış etwas hängt einem zum das Gelenk, -e: eklem;
görünüş, yüzeysellik Hals menteşe
die Garderobe, -n heraus, hing, hat gehangen: das Gleichgewicht, -e:
die Körperbehaarung (Sg.): burasına kadar gelmek denge, muvazene, uyum
tüy (vücutta) jemandem um den Hals die Haltung, -en: tutum,
die Kosmetikerin, -nen: fallen, yaklaşım, duruş
güzellik uzmanı fiel, ist gefallen: birinin die Kondition (Sg.): fiziksel
die Wimper, -n: kirpik boynuna sarılmak durum, kondüsyon
abraten von, riet ab, Hals über Kopf: ayakları die Koordination, -en:
hat abgeraten: önermemek, yerden kesilmek, alelacele eşgüdüm
caydırmak, vazgeçirmek etwas in die Hand nehmen, der Muskel, -n: kas
sich engagieren für (+ Akk.) nahm, hat genommen: bir berühren: etkilemek,
färben şeyi (kontrol vs.) ele almak dokunmak, temas etmek
lackieren: cilalamak, zwei linke Hände haben: kratzen: kaşımak;
verniklemek; oje sürmek beceriksiz olmak, sakar tırmalamak; kazımak
plädieren für (+ Akk.): olmak kreisen: daire çizmek,
savunmak, lehinde in festen Händen sein dönmek, dolaşmak
konuşmak den Kopf verlieren, verlor, rutschen: kaymak, patinaj
übertreiben, übertrieb, hat verloren: aklını yitirmek, yapmak
hat übertrieben: abartmak telaşa kapılmak verschränken: çaprazlamak
effektiv: etkili, gerçek, hakiki sich etwas durch den Kopf (die Arme verschränken
gehen: aklından bir şey kolları kavuşturmak)
WORTSCHATZ, S. 71 geçirmek sich vorbeugen: öne doğru
die Lücke, -n: aralık, boşluk, lassen, ließ, hat gelassen eğilmek
gedik, noksan, eksiklik von Kopf bis Fuß: tepeden jemandem liegt etwas
kein Auge zutun, tat zu, tırnağa (nicht): birine bir şeyin
hat zugetan: göz eine starke Schulter zum uyması, ona göre olması,
yummamak Anlehnen brauchen: hitap etmesi
jemandem die Augen öffnen yaslanacak güçlü bir omza lag, hat gelegen
beide Augen zudrücken ihtiyaç duymak gelenkig: esnek, çevik, atik
auf eigenen Füßen stehen, etwas auf die leichte sanft: yumuşak, hafif, dostça
stand, hat gestanden: kendi Schulter etwas Ausgefallenes:
ayakları üzerinde durmak nehmen, nahm, hat acayip, garip, tuhaf,
auf großem Fuß leben: genommen: hafife almak olağandışı (bir şey)
paşalar gibi yaşamak
kalte Füße bekommen, LESEN 2, S. 72-73 SCHREIBEN, S. 74
bekam, die Beweglichkeit (Sg.): der Inserent, -en: (gazeteye)
hat bekommen: çekinmek, esneklik ilan veren kimse
gözü yememek, şüpheye die Fitness (Sg.) das Niveau, -s: düzey,
düşmek, soğumak seviye

8
SEHEN UND HÖREN, S. 75 LEKTION 6 LERNWORTSCHATZ flanieren: dolanmak, gezip
die Choreographie, -n EINSTIEGSSEITE, S. 77 dolaşmak
ausprobieren: denemek, die Galerie, -n: vereinen: birleştirmek
tecrübe etmek kulinarisch: mutfakla ilgili, (combine), bir araya
(herum)hüpfen: hoplamak gastronomik getirmek (unite)
klatschen: dedikodu begeistert sein von: (bir şey
yapmak, çekiştirmek; el SEHEN UND HÖREN 1, s. konusunda) hevesli olmak;
çırpmak, alkışlamak 78-79 etkilemek
schütteln: sarsmak, die App, -s bekannt sein für: ile
silkelemek der Betrieb, -e: iş, hizmet tanınmak, ile bilinmek

in Betrieb sein: işler olmak, beliebt sein bei: …‘in ilgi

hizmet vermek göstersiği, (birilerince) ilgi

die Funktionsweise, -n: gören

işlem modu, işleyiş prensibi berühmt sein für (bir şeyiyle)

herausfiltern: filtrelemek ünlü omak

sich verfahren, verfuhr sich, stolz sein auf (+ Akk.): ile

hat sich verfahren: gururlanmak, ile gurur

kaybolmak duymak

vornehm: zarif, asil überrascht sein über (+


Akk.): şaşırmak

LESEN 1, S. 80-81 zufrieden sein mit: (bir

der Auslauf (Sg.): çıkış şeyden) memnun olmak

(outlet)
die Kuppel, -n: kubbe, charakteristisch:

kümbet einstig: önceki, eski

das Label, -s: etiket legendär: efsanevi

das Meisterwerk, -e: lohnenswert: (bir şeye)

başyapıt değer

die Prominenz, -en: ün, ünlü mittelalterlich: ortaçağ(a ait,

şahıs dair)

der Schwerpunkt, -e: odak, urban: kentsel

anafikir
das Spektakel, - : büyük SCHREIBEN, S. 82-83

gösteri; skandal, görülecek die Infrastruktur, -en: altyapı

şey die Spalte, -n: sütun (gazete

das Uhrwerk: hareket; saat vs.), çatlak, gedik

mekanizması landeskundlich: bölgesel

sich blicken lassen, ließ, hat çalışmalar (açısından)

gelasen: yüzünü göstermek,


(kısaca) uğramak LESEN 2, S. 84-85

9
der Ausflügler, - : gezici, die Einigung (Sg.): uzlaşma,
turist WORTSCHATZ, S. 86-87 anlaşma, birleşme
die Fassade, -n: cephe, yüz die Einkaufspassage, -n:
ön taraf (bina için) alışveriş merkezi sich einigen: uzlaşmak,
die Hauptverkehrsader, -n: der Imbisstand, -¨e: büfe mutabık olmak
ana arter (yemek satan) entkräften: zayıflatmak,
der Stadtrand, -¨er: kenar das Nahverkehrssystem, -e: kuvvetten düşürmek; (iddia)
mahalle, dış mahalleler mahalli trafik sistemi çürütmek
die Tagesstätte, -n: gündüz das Stadttor, -e: şehir kapısı
bakımı, bakım merkezi die Versorgung (Sg.): temin, SEHEN UND HÖREN 2, S.
das Umweltministerium, - tedarik; bakım 89
ien: çevre bakanlığı das Verwaltungsgebiet, -e: die Einstellung, -en: işe
idari bölge alma; ayarlama; davranış,
auffrischen: yenilemek, die Wasserleitung, -en: su tutum
tazelemek, canlandırmak borusu die Leidenschaft, -en: tutku,
(sich) austauschen: fikir hırs, ihtiras
alışverişi, değiş tokuş erschließen, erschloss, hat die Welle, -n: dalga, akım;
yapmak erschlossen: imara açmak; şaft, mil
sanieren: yenilemek, sonuç çıkarmak
sağlığına kavuşturmak, versorgen: sağlamak,
(işletmeyi) kurtarmak tedarik etmek; bakmak
tauschen: değiştirmek; (bakım)
yanıltmak voraussagen: kestirmek
sich wandeln: değişmek, (kestirimde bulunmak);
dönüşmek (önceden) tahminde
wimmeln von: kayna(ş)mak bulunmak
bedeckt sein (mit): (ile)
eindrucksvoll: etkileyici, örtülü olmak
çarpıcı detailliert: ayrıntılı
einspurig: tek şeritli, tek hatlı entsprechend: uygun,
einzigartig: eşsiz, emsalsiz, paralel, benzer
benzersiz (den Umständen
gebürtig: yerli, doğuştan, entsprechend: duruma göre)
… doğumlu schadhaft: kusurlu,
gutbürgerlich: orta sınıf; yıpranmış, zarar görmüş;
sade (diş) çürük
heruntergekommen: aşağı SPRECHEN, S. 88
inmek; sefil, perişan
mehrspurig: çok şeritli, çok die Bedenken (Pl): kuşku,
kanallı tereddüt; düşünüp taşınma

10

Das könnte Ihnen auch gefallen